Arthur Schopenhauer - Üniversiteler Ve Felsefe

126

description

Arthur Schopenhauer - Üniversiteler Ve Felsefe

Transcript of Arthur Schopenhauer - Üniversiteler Ve Felsefe

  • NVERSTELER VE FELSEFE

    Arthur Schopenhauer (d. 1788, Danzig - . 1860, Frankfurt am Main)

    nl Alman filozofu. 181.3'te Jena'da ber die vierfache Wurzel des Satzes vom Zureichender Orunde (Yeterli Sebebin Drtl Kk) adl bir tez savundu ve 1818'de byk eseri Die Welt als Wille und Vorstellung'u (isten ve Tasann Olarak Dnya) yaymland. Berlin nivesitesi'nde doent oldu (1820); 18.3l'de gretim yeliinden aynlarak Frankfurt'ta mnzevi bir hayat yaad; alayc ve nkteli eserleri arasnda, ber den Willen in der Natur ("Tabiatta irade stne) (18.36), ber die Freiheit des Menschlichen Willens (insan iradesinin Hrriyeti stne) (18.39), Die beiden Orundprobleme der thik (Ahlakn iki Temel Meselesi) ( 84 ), Parerga und Paralipomena ( 1851 l yer alr. iki eseri ise lmnden sonra yaymland: Yaam Bilgeligi zerine Aforizmalar, Dnceler ve Fragmanlar. Schopenhauer felsefesi, hem Kant idealizmine hem de Hint flozoflanna dayanr. Btn doktrinini, zneyi de nesneyi de kapsayan tasavvur (Vorstellung) ve irade gc kavram stne kurar. Dnya bir tasavvurdur, yani o. aklda tasavvur edildiinden baka bir ekilde dnlemez (idealizm). Schopenhauer, bu fenomenler dnyasnn dayanana, #irade# (isten) adn verir ve her kuvveti bir irade olarak grr (iradecilik). Bu irade varlklarda, yaa- ma istei veya yok etme sebeplerine kar direnme ve onlara hakim olma eilimi olarak belirir. Zeka bile yaama isteinin hizmetindedir; bununla birlikte, insan, her yaantda ve abada ktlk ve acnn bulunduunu anlaynca, yaama isteinden kendini gene zeka yoluyla kurtarabilecektir. Bu, hayat artlarnn karamsar bir analizidir ve Schopenhauer,. kendisine n salayan keskin zekasn ve ac belagatini bu konuda ortaya koymutur. Schopenhauer'in ahlak, insanlarn zdeliinden ileri gelen acma duygusuna dayanr.

  • Arthur Schopenhauer

    niversiteler ve Felsefe

    eviren: Ahmet Aydoan

    9IY lstanbul

  • Say Yaynlan Schopenhauer / Toplu Eserleri 5

    niversiteler ve Felsefe

    ISBN 978-975-468-725-5

    zgn ad: Parerga und Parallpomena, Bd. il. Kap. 1: ber Phllosophie und ihre Methode Bd. 1. Kap. ili: ber d/e Unlversitats-Philosophie

    eviren: Ahmet Aydogan

    Bask: Engin Ofset 2. Matbaaclar Sitesi A Blok l NA:5:5 Topkap-lstanbul Tel.: (0212) 612 05 5:5

    1. bask: Say Yaynlan, lstanbul, 2008

    12 1 l 10 09 08 5 4 :5 2 1

    O Say Yaynlan Ankara Cad. 54/ 1 2 TR-:5441 O Sirkeci-lstanbul Telefon: (0212) 512 21 58 Faks: (0212) 512 50 80 e-posta: sayyayinlari@ttmail. com web: www.sayyayincilik.com

    Genel Datm: Say Dabm Ltd. ti. Ankara Cad. 54/4 TR-:54410 Sirkeci-lstanbul Telefon: (0212) 528 1 7 54 Faks: (02 2) 5 2 50 80 e-posta: [email protected] onllne sat: www . saykltap . com

  • iM>EKLEK

    FELSEFE VE YNTEMi ZERiNE ................................ 1 1

    NiVERSiTELERDE FELSEFE ZERiNE ............... . ....... 37

  • insan dnda hibir varlk varoluuna hayret etmez; hepsi iin bu ylesine doal bir eydir ki ona dikkat bile etmezler. Doann bilgelil}i hayvanlann sakin baklannda herkese konuur, nk onlarda irade ve akl, tekrar karlatklannda birbirlerine arabilecek kadar aynlmamtr. Dolaysyla onlarda btn fenomen ktklan doa kkne hala sal}lam biimde bal}ldr ve byk anann her eyi bilinsiz bilirlil}lnden pay alr. Ancak dogann i varll} (nesnellemesi iinde yaama iradesi) bin bir glkle ve neeyle, bilinsiz varlklarn iki alan, ardndan hayvanlann uzun ve geni dizisinden geip ykseldikten sonra, en sonunda akln ortaya kyla ilk kez dnmeye, yani insana ular. ite o zaman kendi ilerine hayret eder ve kendisinin ne oldul}unu kendisine sorar.

    Ne var ki burada ilk defa lmle bilinli olarak kar karya kaldg ve ayrca her trl varoluun snrlll), her trl abann beyhudeligi ve verimsizligi zerine az ya da ok yklendil}i iin hayreti daha ciddidir. Dolaysyla bu dnme ve hayret ile birlikte sadece insana zg olan metafizik ihtiyac doar; bu yzden o bir animal metaphysicumdur. Bilincinin balangcnda kesinlikle o da kendisini doal bir ey olarak grr. Ne var ki bu uzun srmez, ok erken bir dnemde, dncenin ilk af al}yla birlikte, bu hayret oktan ortaya kmtr bile ve o bir gn metafizil}in anas olacaktr. Aristoteles'in

    7

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    Metafizikine giriinde buna uygun olarak dedii gibi: L1la yap to Gau

  • uyary yapan ey lm bilgisi, ve onunla birlikte hayatn strap ve sefaletinin dnlmesidir. Eer hayatmz sonsuz ve strapsz olmu olsayd dnyann neden var olduunu ve neden tam da bu ekilde var olduunu sormak muhtemelen kimsenin aklna gelmez, her ey tamamen doal olarak kabul. edilirdi.

    9

  • FELSEFE VE YNTEMi ZEII'4E*

    Parerga und Paralipomena. Bel. il. Kap. 1: ber Philosophie und ihre Methode.

  • Btn bilgi ve bilimimizin zerine oturduu nihai temel aklanamazdr. Dolaysyla her aklama az ok ara aamalarla buna geri dner, nasl ki denizde iskandil kurunu, kimi zaman daha derin, kimi zaman daha az derinde dibi bulur, ama yine de her yerde nnde sonunda ister istemez dibe eriecekse. Bu aklanamaz. olan ey Metafiziin payna der.

    ***

    Neredeyse herkes hep yle yle bir insan (n .v0-pc.mo) olduunu, bundan kan sonularla birlikte dnyor. Dier taraftan (her trl kayt ve snrlamadan bamsz olarak) genelde bir insan olduklar (6 liv0pro-7tO) ve bundan kan sonular pek kimsenin aklna gel mez; ama asl hayati mesele budur. Bu sonuncu nermeye ilkinden daha fazla dikkat eden aznlk filozoflardr. fakat dierlerinin eilimi eylerde asla czi (tikel) ve mnferit olan haricinde bir ey grmeme, onlarn tmelliklerini (kavramama)lanna indirgenebilir. Ancak daha yksek derecede yetenekli olanlar, sekinliklerinin derecesine bal olarak, mnferit eylerdeki tmel (evrensel) boyutu az ya da ok grrler. Bu nemli aynm en sradan gnlk objelerin sezgisel kavranna kadar indii lde, btn bilgi melekesine nfuz eder; dolaysyla byle bir kavray sekin kafada sradan kafadakinden farkldr. Kendisini her zaman gsteren tikelde tmel olann bu kavran benim bilmenin saf iradesiz znesi

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    dediim ve Platon'un ideasnn znel tamamlaycs olarak kabul ettiim eyle rtr. nk bilgi ancak evrensel olana ynelmesi halinde iradesiz kalabilir; oysa istemenin objeleri her zaman mnferit eylerde bulunacaktr; bu sebepten tr hayvanlarn bigisi tam anlamyla bu mnferit eylerle snrldr ve dolaysyla akllan mnhasran iradelerinin hizmetinde kalr. Dier yandan akln evrensel olana bu eilimi felsefe, iir ve genel olarak sanat ve bilimlerdeki gerek ve zgn baarlar iin vazgeilmez kouldur.

    iradenin hizmetindeki, dolaysyla pratik kullanmdaki akl iin sadece mnferit eyler vardr. Sanat ve bilimin peinde olan, baka bir deyimle, kendi iin etkin olan akl iin sadece eylerin tmellik/eri, genel trleri, trleri, cinsleri, idealar vardr; nk yaratc sanat bile tikel eyde ideay, yani tr sunmak ister. Bunun sebebi iradenin dorudan sadece gerek objeleri olan tikel eylere dnmesidir, nk yalnzca bunlarn deneysel gereklikleri vardr. Dier yandan kavramlar, trler, cinsler onun ancak dolayl olarak objeleridir. Dolaysyla sradan ve eitimsiz kimselerin evrensel hakikatler iin dncesi ya da arzusu yoktur, halbuki deha tikel olan kmser ve grmezden gelir. Bu vasfyla tikel olanla mecburen urama onun iin, bu pratik hayatn malzemesini oluturduu kadaryla, bktrc usandrc bir tutsaklktr.

    ***

    Felsefe yapmann ilk iki koulu: ncelikle bir soru hakknda sylenecek her eyi syleme* cesaretine sahip olmak, ikincileyin, onu bir sorun olarak kavramak

    (Yani o soru dnda hibir kayg, endie, kar vs. gzetmeksizin ... )

  • Felsefe ve Yntemi zerine

    iin kendiliinden aikar olan her eyin ak biimde bilincinde olmaktr. Son olarak gerek anlamda felsefe yapmak iin ruhun-diman hakiki manada serbest olmas* gerekir. Herhangi bir amacn peinde olmamas, dolaysyla irade tarafndan ynlendirilmemesi, fakat blnmemi dikkatini sezgisel kavray dnyasnn ve kendi bilincinin rettii eye vermesi gerekir. Halbuki felsefe profesrlerinin akllannda kiisel karlan ve avantajlan ve bunlara gtren eyler vardr; onlann ciddi olduklan nokta burasdr. Bu sebepten tr bunca aikar eyi gremezler; aslnda felsefenin sorunlar onlann akllarna bile gelmez.

    ***

    air d gcnn nne hayatn, insan karakterlerinin ve durumlarnn tablolarn getirir. hepsini canlandrr ve ardndan herkesi dnsel melekeleri elverdiince bu tablolar zerine dnmesi iin brakr. Bu sebepten tr o, ok eitli yeteneklere sahip insanlan. hatta e zamanl olarak budalalar ve bilgeleri bile tatmin edebilir. Ne ki filozof bu ekilde hayatn kendisini deil, fakat hayattan soyutlad tamamlanm fikirleri getirir ve okurunun tam olarak ayn ekilde ve kendi dnd kadar dnmesini talep eder; dolaysyla onun hitap ettii kesim ok dardr. Bu yzden air iekleri derleyenle karlatrlabilir, halbuki filozof ieklerin znesansn getirene benzer.

    iirin baarlarnn felsefeninkiler zerindeki bir dier byk stnl iirsel eserlerin tmnn e zamanl olarak, biri dierine engel olmakszn. zarar vermeksizin var olabilmesidir; halbuki bir felsefi sistem tpk tahta -

    (Gnlk hayatn sorunlarnn tutsag olmamas gerekir . . . )

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    kan bir Asya sultan gibi kardelerinin tmn ldrmeyi dnmeksizin dnyaya zor gelir. Zira nasl ki bir kovanda tek bir kralie an olabilirse gndemde de sadece tek bir felsefe olabilir. Dolaysyla sistemler doalar gerei rmcekler kadar toplumsallktan uzaktr, her biri kendi bana anda oturur ve ne kadar sinein yakalanacan seyreder, ama bir baka rmcee sadece savamak iin yaklar. Dolaysyla airlerin eserleri koyunlar gibi yan yana bar iinde otlarken, felsefeninkiler yrtc hayvanlar olarak doar ve tpk akrepler, rmcekler, ve belli bceklerin larvalar gibi yok etme drtleri ncelikle kendi trne kar ynelir. Onlar dnyaya lason'un ejderhasnn dilerinin tohumundan zrhl-silahl insanlar gibi gelirler ve tpk bunlar gibi imdiye dek birbirlerini yok ettiler. Bu sava iki bin yldan fazla bir zamandr srmekte: Acaba bundan nihai bir zafer ve kalc bir bar kacak mdr?

    Dolaysyla bir filozof olarak tannmak, felsefi sistemlerin bu esasl biimde atmac doasnn, bu bellum omnium contra omnesinin * bir sonucu olarak, bir air olarak tannmaktan ok daha gtr. airin eseri okurdan kendisini elendiren ya da ycelten yazlar dizisinin (dnyas)na dahil olmaktan ve onlara birka saat ayrmaktan baka bir ey talep etmez. Halbuki filozof un eseri onun genel dnce tarznda bir devrim yapmaya alr; o ondan bu sahada imdiye dek rendiklerinin ve inandklarnn tmnn yanl olduunu kabul etmesini, btn zaman ve emeinin bo yere kaybolduunu ilan etmesini ve her eye tekrar batan balamasn talep eder. En fazla, zerine temelini atmak iin selefin-

    (: Herkesin herkese kar sava.)

    16 -----------

  • Felsefe ve Yntemi zerine

    den birka parann kalmasna izin verir. Buna zaten mevcut sistemin her retmeninde bizzat mesleinden tr bir muhalefet (hissinin) var olduu ve kimi zaman devletin bile kendisini honut eden bir felsefi sistemi korumas altna ald ve gl maddi imkanlar sayesinde baka herhangi birinin baarsn engelledii de ilave edilmelidir. Aynca felsefenin ve iirin hitap ettii kesimlerin byklnn retilmeyi isteyenlerin saysnn elendirilmeyi isteyenlerin saysna oranyla ayn olduunu aklmzda tutarsak, bir filozofun quibus auspidis* ortaya kn deerlendirebiliriz. Dier yandan, filozofun dllendirildii ey, elbette, uzun zaman aralklarnn ve millet ayrm olmakszn btn lkelerin seimine dnrlerin alkdr; kalabalk, otoritenin gcyle zaman iinde onun ismine sayg duymay ve onurlandrmay renir. Bununla uyum iinde ve felsefenin aknn btn insan soyunun ak zerindeki yava fakat derin etkisinin izahna bal olarak, binlerce yldr, filozoflarn tarihi, krallarn tarihiyle birlikte gider ve isimleri sonuncularnkinden yz kat daha azdr. Bu yzden bir kimsenin isminin filozoflarn tarihi iinde kalc bir yer edinmesi byk bir eydir.

    Filozof-yazar rehber, okuru gezgindir. Eer birlikte ulaacaklarsa, her eyden evvel, birlikte yola kmaldrlar; bir baka deyile, yazar okurunu mtereken sahip olduklar bir gr noktasna karmaldr; fakat bu hepimiz iin ortak olan tecrbi bilincin gr noktasndan bakas olamaz. O halde okuru elinden tutup sk skya kavramal ve da yolunda adm adm ilerleyerek bulutla-

    ( : Neyin himayesinde. )

  • Athur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    rn zerine ne kadar yksee eriebileceini grmelidir. Kant bu ekilde ilerledi; hem kendisinin hem sair eylerin btnyle ortak bilincinden yola kt o. te yandan, fzikst ilikilerin, ya da olaylarn, hatta duyumstn kavrayan bir akln, yahut kendi kendini dnen mutlak bir akln szde dnsel sezgisinin gr noktasndan yola kmaya almak ne kadar samadr! nk btn bunlar dorudan iletilebilir olmayan bili-kavraylann gr noktasndan yola kmak anlamna gelir; dolaysyla burada daha bandan okur, yazarnn yannda m

    yoksa fersah fersah uzanda m durduunu asla bilmez.

    ***

    Bir makinenin canl bir organizma karsnda durumu neyse, eyler hakknda baka birisiyle sohbetin de (onlar hakknda] ciddi tefekkr ve derin dnme karsndaki durumu odur. nk ancak bu sonraki durumda sanki her ey tek paradan kesilmi ya da yeknesak bir tarzda alnyormu gibidir; ve bylece o mutlak akla, seiklie, gerek tutarlla, aslnda birlie ulaabilir. Halbuki ilkinde ok farkl kkenden trde olmayan paralar bir araya getirilir ve belli bir hareket birlii [dardan] zorlanr ki ou kez beklenmedik biimde durur. Dolaysyla kii ancak kendisi tam olarak anlar; dierleri ancak yar yarya anlar; nk byle en fazla bir kavramlar uzlamasna ulaabilir, ama onun temelini oluturan sezgisel kavray (btnlne) asla. Bu sebepten trdr ki karlkl konumada ortak dnme yoluyla derin felsefi hakikatler asla gn na kmaz. Ne var ki bir hazrlk aamas olarak, sorunlarn tespit edilip tartmak zere ortaya atlmas ve daha sonra nerilen z-

  • Felsefe ve Yntemi zerine

    mn snanmas, denetlenmesi ve eletirisi iin ok yararldr. Platon'un diyaloglar bu anlamda hazrlanmtr ve dolaysyla onun okulundan km olan ikinci ve nc akademialar gittike daha kukucu bir eilim benimsemitir. Felsefi dncelerin iletilmesinin bir biimi olarak yazl diyalog ancak konunun iki veya daha fazla, btnyle farkl, hatta zt grleri kabul etmesi durumunda uygundur; bunlarla ilgili yarg okura braklacaktr. Kart deil de birbirini destekler durumdaysalar o zaman konunun tam ve doru anlalmasna hizmet edeceklerdir. Ortaya atlan itirazlarn rtlmesi ilk durumun kapsamna girer. Ne var ki o zaman bu amala seilmi olan diyalog formu hakiki manada dramatik olmaldr, ki bu sayede gr ayrl tam olarak vurgulanp ayrntl olarak ilenir. Ayrca gerekten konuan iki kii olmaldr. Byle bir ama olmadka bu bo bir oyundan baka bir ey deildir, ki durum Qu zaman bu merkezdedir.

    ***

    Bakalarnn sylemi olduklarnn karlatrlmas ve tartlmasyla byk lde ne bilgimiz ne de derin kavraymz artacaktr; nk bu her zaman suyun sadece bir kaptan dierine boaltlmasna benzer. Kavraymz ve bilgimiz ancak eylerin kendilerini bizzat derinlemesine dnmek suretiyle zenginleebilir; nk sadece o her zaman hazr ve el atnda olan canl kaynaktr. Bu yzden szde filozoflarn her zaman ilk yolla uratklarn ve dierini hi bilir grnmediklerini; her za- man unun ne syledii ve dierinin ne kastetmi olabileceiyle ilgilendiklerini grmek ilgintir. Dolaysyla bunlar her zaman, deyi yerindeyse, geride bir damlann

    19 -----------

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    kalm olup olamayacan grmek iin eski kaplan ters evirirlerken, beri yanda canl kaynak ayaklarnn dibinde fark edilmemi olarak grl grl akar. Hibir ey bunun kadar yetersizliklerini ele vermez ve nemlilik, derinlik ve zgnlk kuruntulannn asln aa vurmaz.

    ***

    Felsefe tarihi alarak filozof olacaklann umut edenlerin, airlik gibi, filozofluun da ancak dogutan olabileceini ve bunun ok nadir rastlanr bir ey olduunu .renmeleri gerekir.

    ***

    Tuhaf ve hibir kymeti olmayan, hatta Kant'n da verdii, bir felsefe tarifi, felsefenin bir salt k.avramlar bilimi olduudur. Ne var ki kavramlann sahip olduklarnn tm, her trl derin kavrayn gerek ve bitmez tkenmez kayna olan sezgisel kavray bilgisinden dilenip elde edildikten sonra onlara yerletirilmi olandan ibarettir. Dolaysyla gerek bir felsefe salt soyut kavramlarn gdmnde kalamaz, fakat hem i hem d gzlem ve tecrbenin zerine oturmaldr. Felsefede, zellikle zamanmzn sofistleri Fichte ve Schelling, ama en iren biimiyle Hegel, ve aynca ahlakta Schleiermacher tarafndan, sk sk yaplm olanlar gibi, kavramlann terkibine dnk abalarla hibir zaman salam bir ey baanlmayacaktr. Sanat ve iir gibi felsefenin de kkeni dnyann derin sezgisel kavrayla kavrannda olmaldr. Aynca, her ne kadar birok kafa yksekte kalacaksa da, hadiselerin ak bylesine soukkanl biimde ele alnmamal, fakat kafas ve yreiyle btn insan harekete gemeli ve o heyecan btn benliinde hissetmelidir. Felsefe bir cebir problemi deildir: tam tersine

  • Felsefe ve Yntemi zerine

    Vauvenargues: Les grandes pensees viennent du coeur* derken gayet hakldr.

    * * *

    Genel olarak dnldnde btn zamanlarn felsefesi aklclk ve irakilik (aydnlanclk), yani nesnel ve znel bilgi kaynaklarnn kullanm arasnda gidip gelen bir sarka gibi dnlebilir.

    Aklclk, kkeninde varlk sebebi sadece iradeye hizmet etmek olan ve bunun bir gerei olarak danya ynelen akln zerine oturur; nce dogmaclk olarak ortaya kar; ve bu hviyetiyle btnyle nesnel bir tavr sergiler ve bunu srdrr. Ardndan deiir, kukuculua dnr ve bunun sonucu olarak nihayetinde eleri olur. Uyumazl zne(nin durumu)nu dnce szgecinden geirerek zmeye giriir; bir baka deyimle akn felsefe olur. Bununla en yakn ve dorudan nesnesinin eyler deil, fakat eyler hakkndaki insan bilinci olduu ve bu yzden bunun hibir ekilde aklama zorunluluunun dnda tutulamayaca nermesinden yola kan her felsefeyi kastediyorum. Franszlar buna pek de doru olmayan biimde, methode purement logiqueden farkl olarak, methode psychologique diyorlar ve bununla gayet basit biimde, nesnelerden ya da nesnel biimde dnlm kavramlardan yola kan felsefeyi, dolaysyla dogmacl anlyorlar. Bu noktaya ulatktan sonra aklclk, zerine oturduu uzvun (akl) sadece fenomeni kavrad, fakat eylerin nihai, deruni ve asli zne erimedii bilgisine ular.

    Btn aamalarnda, ama hepsinden ok tam bu noktada, irakilik kendisini onun kart olarak ne s-

    * (: Byk dnceler yrekten kar.)

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    rer. Esas itibariyle ie ynelmi olan irakilildn organonu isel aydnlanma, akli sezgi, yksek bilin, dolay(m)sz bilen akl, Tanrsal bilin, birleme, ve benzeridir ve aklcl udoann " olarak yaftalar. imdi eer burada temeli olarak bir dini alrsa mistisizm olur; fakat bunun temel kusuru bilgisinin iletilebilir olmaydr . Bunun nedeni ksmen isel sezi-kavray iin farkl znelerin objelerinin zdeliinin ltnn olmamasdr; ksmen de byle bir bilginin, her eye ramen, dil araclyla iletilmek zorunda olmasdr. Fakat dil akln darya ynelmi bilgisinin soyutlamalar yoluyla (iletimi) amac iin domutur ve bu yzden ondan temelli olarak farkl olan ve irakilikin malzemesini oluturan i halleri yahut durumlar anlatmak iin uygun deildir. Dolaysyla bu sonuncusu kendine ait bir dil oluturur, fakat bu da daha nce zikredilen ilk sebepten tr almaz. imdi byle bir bilgi iletilebilir olmad iin ayn zamanda kantlanabilir de deildir, bunun zerine aklclk kukuculukla birlikte tekrar devreye girer.

    lrakilik Platon'un belli pasajlarna kadar geri gtrlebilir; ama daha ak biimde YeniPlatoncularn, Gnostiklerin, Dionysius Areopagita'nn felsefesinde, aynca Scotus Erigena'da, Mslmanlar arasnda Sufilerin retilerinde ortaya kar; Hindistan'da Vedenta ve Mimansa'da; ama hepsinden en ak biimde Jacop Bhme ve btn Hristiyan mistiklerinde egemendir. O her zaman, aklclk hedefine erimeksizin kendi yolunda ilerledii srada ortaya kar. Dolaysyla skolastik felsefenin sonuna doru ve ona kar mistisizm olarak, bilhassa Almanlar arasnda Tauler ve Theologia Oermanica'nn yazarnda; ve yakn zamanlarda Kant felsefesine kar, Jacobi ve Schelling'de, ayrca Fichte'nin son dneminde ortaya kmtr.

  • Felsefe ve Yntemi zerine

    Ne var ki felsefe iletilebilir bilgi, dolaysyla aklclk olmaldr. Bu yzden felsefemin sonunda irakilik alanna varl inkar edilemeyen, ama zerine tek ayak bile oturtmamaya zel bir zen gsterdiim bir ey olarak iaret ettim.* nk dnyann varoluunun nihai aklamasn vermeye girimedim, fakat sadece aklcln nesnel yolunda mmkn olduunca ilerlemeye altm. Benim yoluma kmakszn ya da bana kar bir polemie girimeksizin, kendi yolunda btn sorunlarda bir zme ulaabilmesi iin irakilike ak alan braktm.

    Ne var ki gizli bir irakilik ou kez aklcln temelinde yer alabilir; filozof o zaman buna gizli bir pusula olarak bakar, halbuki o yolunu ancak yldzlarla, yani aka nnde yer alan harici nesnelerle bulduunu ve sadece bunlara itibar ettiini kabul eder. Bu kabul edilebilirdir, nk o iletilmesi mmkn olmayan (dolaymsz) bilgiyi iletmeye kalkmaz, onun ilettikleri btnyle nesnel ve akli kalr. Platon, Spinoza, Malebranche ve baka biroklar iin durum byle olmu olablllr; bu kimseyi ilgilendirmez, nk bunlar onlarn i dnyalarna ait srlardr. Fakat nesnel geerlilik iddiasyla birlikte akli sezgiye tantanal mracaat ve znn (muhtevasnn) pervaszca ifadesi, Fichte ve Schelling'in durumunda olduu gibi, kstahlktr ve kabul edilemezdir.

    Bunun dnda irakilik hakikati iskandil etmeye dnk doal ve doal olduu lde meru bir giriimdir. nk iradenin amalan iin saf ara ve dolaysyla ikincil bir ey olarak danya ynelmi akl neticede btn insan doamzn ancak bir parasndn ibarettir. O, fenomenler dnyasna aittir ve onun bilgisi sadece ona

    (Bkz., Die Welt als WH/e und Vorstellung, Band il, Kapitel 50. piphilosophie.J

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    karlk gelir. nk onun varl sadece fenomenin amacna dnktr. Nesnel olarak bilen aklla baaramadmzda, imdi kendisinden yardm aramak iin, ayn zamanda kendinde ey ve dolaysyla dnyann gerek doasna ait olmas ve bu yzden de bir lde kendi iinde btn muammalarn zmn barndrmas gereken gerek varlmzdan artakalann tmn oyuna karmamzdan daha doal ne olabilir? Bu tpk eski Almanlarn yaptna benzer, onlar sair her eyle oynadk.tan sonra, en sonunda kendilerini srerlermi oyuna. Fakat bunu yapmann tek doru ve nesnel olarak tek geerli yolu, uygun biimde benim yaptm gibi, kendisini en i varlmzda belli eden ve yegane gerek doamz oluturan bir iradenin deneysel olgusunu kavramak ve nesnel dsal bilgiyi aklamak iin bu olguyu kullanmaktr. Dier yandan daha nce ifade edilen sebeplerden tr irakilik yolu hedefe ulatrmaz.

    ***

    Bir kukucu olmak iin kurnazlk yeterlidir, ama bir filozof olmak iin deil. Ne var ki kukuculuk felsefede ne ise mecliste de muhalefet odur; zorunlu olduu kadar faydaldr da. Her yerde felsefenin, matematiin sahip olduu trden kanta, bir insann ancak hayvansal igdnn, bir o kadar a priori kesin olan, oyunlarna g yetirebildii kadar g yetirebilecei gereinin zerine oturur. Dolaysyla kukuculuk her sisteme kar olarak kendisini daima terazinin teki kefesine yerletirebilecektir. Fakat arl nihayetinde tekine kar o kadar kk gelecektir ki ona dairenin, ancak yaklak bir deer olan, aritmetik tmlevinden daha az zarar verecektir.

  • felsefe ve Yntemi zerine

    Bildiimiz ey, ayn zamanda kendimize bilmediimiz eyi bilmediimizi kabul ettirdiimizde, iki kat deerlidir. nk bylelikle ilki, szgelimi Schellingciler gibi, bilmediimiz eyi de bilir grndmzde, ak brakld pheden kurtulur.

    ***

    Herkes aratrp sorgulamakszn doru olarak kabul ettii belli nermeler oluturur ve bunun iin akim bildirimleri ifadesi kullanlr. Kimse byle nermeleri, isteseydi bile, ciddi biimde snamaya tabi tutamaz, nk bu onlardan kukulanmay gerekli klard. Bunlar kiinin sarslmaz inanc haline gelmitir, nk o ne zaman konumaya ve dnmeye balasa srekli olarak onlardan sz edildiini duymu ve bylece onlar onun kafasna yerlemitir. Dolaysyla onun bunlar dnme alkanl onun dnme alkanl kadar eskidir; o kadar ki neticede o bunlarn ikisini birbirinden ayramaz; esasen bunlar onun beyniyle birlikte gelimitir. Burada sylenen o kadar dorudur ki onu rneklerle desteklemek bir yandan lzumsuz, dier yandan tehlikelidir.

    ***

    Eyann nesnel sezgisel bir kavranndan kaynaklanm ve mantksal ve tutarl bir ekilde savunulmu olan hibir dnya gr btnyle yanl olamaz. Byle bir gr, en kt haliyle, tek yanl olabilir, katksz maddecilik, mutlak idealizm, ve dierlerinde olduu gibi. Bunlarn hepsi dorudur, ama bir o kadar da tek yanldr; bu yzden doruluklar ancak izafidir. Dolaysyla bylesi her kavray ancak belirli bir gr noktasndan dorudur, nasl ki bir resim bir manzaray tek bir bak noktasndan sergilerse. Ne var ki eer kendimizi byle bir sis-

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    temin bak noktasnn zerine karrsak, doruluunun izafi l iini , yani tek yanl ln fark ederiz. Ancak her eye yukardan bakp tm her eyi hesaba katan en yksek bak noktas mutlak hakikati salayabilir. Dolaysyla szgelimi kendimi, bir bakma Kohe/eth (Vaiz) kitabnn tarzna uygun olarak, doann zaman iinde var olmu ve ak beti tam bir yok olu olan salt gelip geici bir rn olarak dndmde bu dorudur. Ama ayn zamanda var olmu ve var olacak her eyin ben olduu, ve benim

    _dmda hibir eyin olmad da dorudur. Anakreon'un yolunu takip ederek en yksek mutluluu imdiki zaman n tadnn kar lmasna yerleti rirsem bu da bir o kadar dorudur; ama ayn zamanda strabn olumlu-yararl doasn ve her trl hazzn boluunu, hatta tehlikeli tesirin i tanyp, lm varoluumun hedefi ve amac olarak dnmem de ayn derecede dorudur.

    Btn bunlarn nedeni, mar. tksa! olarak savunu lan her grn, kavramlara evril ip sabit hale getirilen nesnel . sezgisel bir doa kavrayndan i baret olmasdr. Fakat doa, bir baka deyile, sezgisel olarak kavraysal olan ey, asla yalan sylemez ya da kendisiyle elimez, nk onun i z byle bir eyi dlar. Dolaysyla eliki ve yalann olduu yerde nesnel kavraytan kaynaklanmayan dnceler, yani iyimserl ik vardr. Dier yandan nesnel bir kavray eksik ve tek yanl olabilir; o zaman rtlmeye deil tamamlanmaya gereksinim duyar.

    ***

    nsanlar doa (fizik) bi l im lerinin kaydettii byk i lerleme karsnda kk admlar nedeniyle metafizii eleti rmekten asla yorulmazlar. Hatta Voltaire bile feryat eder: O metaphysique! nous sommes aussi avances que

  • Felsefe ve Yntemi zerine

    du tems des premiers Druides* (Melanges philosophiques, bl. 9) . Fakat baka hangi bi lgi dal nn, metafizik gibi, her zaman nnde srekli bir engel olarak, savunmasz ve silahsz zerine ullanan bir ex officio hasm, tayin edilmi cretli bir savcs, tepeden trnaa zrhl bir kral savunucusu olmutur? Kendisini tehditler altnda, kalabal klarn ok yetersiz kabil iyetlerine uyarlanm dogmalarla badatrmas beklendii srece, o hibir zaman gerek glerini gstermeyecek, hibir zaman byk i lerlemeler kaydedemeyecektir. nce silahlanmz balanyor, ardndan elimizden hibir ey gelmedii iin, bizimle alay ediliyor.

    Dinler, ksmen dogmalann erken yalarda alamak suretiyle onu fel ederek, ksmen onun her trl zgr ve nyargsz i fadelerini yasaklayp tabulatrarak insann metafizik eil imini zorla elinden almtr. Dolaysyla en nemli ve en i lgin sorun larla, yani insann b izat ih i varoluuyla i lg il i zgr aratrma ksmen doruda n ya saklanmakta, ksmen dolayl olarak engellenmekte, ya da bu fel edici et kiyle znel olarak imkansz hale geti ri lmektedir; ve bu ekilde insan melekelerinin en soylusu prangaya vurulmaktadr.

    ***

    Bakalarnn kendimizinkine kart olan gr lerine hogrl ve elikiye kar sabrl olmak iin belki de hibir ey kendimizin ayn konu hakknda birbiri ardna kart grler benimsediimizi, onlar tekrar tekrar, hatta kimi zaman ok ksa bir dnem iinde deit ird iimizi; konunun kendisini imdi bu adan, az sonra bir baka adan gstermesine bal olarak, bir gr red-

    [: Ey metafizik! Eski zamanlara, ta Druidlerin dnemine kadar gittik. )

  • Arthur Schopenhauer niversite/er ve Felsefe

    dedip ardndan onun tam aksini kabul ettiimizi hatrlamak kadar etkili deildir.

    Benzer ekilde, grn rttkten sonra bir bakasnn tasvibini (tevecchn) kazanmak iin hibir ey u ifadeden daha iyi dnlm deildir: "Ben de daha nce ayn grteydim, fakat" vs.

    ***

    lster yanl bir gr zerine otursun, ister hibir kymeti olmayan bir amatan kaynaklanm olsun yanl bir

    reti her zaman sadece zel koullar, dolaysyla belli bir zaman iin dnlp tasarlanmtr; fakat hakikat btn zamanlar iindir, her ne kadar bir mddet yanl anlalabilir veya rtbas edilebilirse de. nk ieriden kk bir k demeti ya da dardan bir miktar hava szar szmaz onu ilan edecek ya da savunacak birisi kacaktr. Dolaysyla o herhangi bir tarafn (hizbin) tasar ya da amacndan kaynaklanmad iin herhangi bir sekin kafa herhangi bir zamanda onun savunucusu (bayraktar) olacaktr. nk o her zaman ve her yerde mutlak olarak tek bir yn iaret eden mknats gibidir; dier yandan yanl reti bir heykele benzer ki eliyle baka bir heykele iaret eder, ama o oradan kaldrldnda (bu iaret) btn anlamn kaybeder.

    ***

    Hakikatin kefine en kart ey, eylerden ileri gelen ve yanla gtren aslsz-sahte grnm, ya da dorudan akl (anlay gc) zayfl deildir; fakat nceden edinilmi kanaat, yani nyargdr ve o sahte bir a priori olarak hakikate karttr. O zaman gemiyi karann bulunduu istikametten geriye doru srkleyen ters bir rzgara benzer, yle ki dmen ve yelken kullanmak beyhudedir.

  • Felsefe ve Yntemi zerine

    ***

    Goethe'nin Fausrundaki msralar aadaki gibi yorumluyorum:

    Gerekten sahip olmak iin Atalarndan miras kalm olana, Yeniden kazannahsn onu.

    Dnrlerin bizden nce bulup ortaya kardklar eyi onlardan bamsz olarak ve ondan haberdar olmazdan nce kendi imkanlarmzla bulup kefetmemizin ok byk faydas ve kymeti vardr. nk kendi kendimize dndmz ey, rendiimiz eyden ok daha tam ve esasl biimde anlalr; ve ardndan onu daha nceki dnrlerin eserlerinde grdmzde, bakalarnn kabul edilmi otoritesiyle, beklenmedik biimde teyit edilmi olur ve bu teyit gl biimde onun doruluunun lehine konuur. Bu ekilde onu her rtme giriiminin karsnda savunmak iin zgven ve cesaret kazanm oluruz.

    Dier yandan bir ey nce kitaplarda bulunduunda ve ardndan ayn sonuca dnerek ulaldnda, kimse onu kendisinin dnp akl etmi olduundan ve yalnzca daha nceki dnrlerin szcklerini tekrar edip etmediinden ya da onlarn duygularn kendilerine mal edip etmediinden emin olmaz. fakat bu meselenin kesinliine ve gvenilirliine bal olarak byk farkllk oluturur. nk bu son durumda, su nasl ki kendiliinden mecrasn takip ederse, onlarla megul olmamzn bir sonucu olarak her eye karn o dnrlerle birlikte yanlm olabiliriz. Eer iki kii birbirinden habersiz olarak bir hesap yapp da ayn sonuca ulamsa

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    bu kesin ve gvenilirdir; ama eer bunlardan birinin hesab dierine baklarak yaplmsa, deil .

    Dnyay ya ama ya da ara olarak dnmekten kendimizi ahkoyamamamz aklmzn doasnn bir sonucudur, nk kkeni iradedir. imdi ilki onun varlnn zyle dorulandn ve byle bir varoluun kesinlikle yokluuna tercih edilir olduunu ileri srecektir. Fakat onun strap eken ve len varlklar iin bir mca-. dele yerinden ibaret olduu bilgisi bu fikri anlamszlatrr. Aynca gemi olan zamann snrszl onun bir ara olarak tasavvurunu kabul etmez, nk ulalacak her ama zorunlu olarak uzun zaman nce elde edilmi olurdu. Buradan aklmz iin doal olan varsaymn topyekun eyaya ya da dnyaya bu tatbikinin akn olduu sonucu kar; bir baka deyile bu, dnyada geerli olan, ama dnya hakknda geerli olmayan bir varsaymdr. Bu onun, gsterdiim gibi, bireysel iradenin hizmeti, yani onun amalarna erimek iin teekkl etmi olan akln doasndan kaynaklanmasndan hareketle aklanabilir. Byle bir akli mnhasran amalarla ve aralarla ilgilenir ve dolaysyla baka herhangi bir eyi ne bilir, ne dnr.

    Dnyann usuz bucakszhnn ve varlklarnn saylmazhnn kendilerini gsterdikleri danya baktmzda safi bir birey olarak kendi benliimiz bzlp hileir ve yle grnr ki sanki gzden kaybolur. Bu muazzam ktle ve saylarla kendinden gemi olarak bir adm daha atar ve ancak danya ynelmi, dolaysyla nesnel felsefenin doru yolda olabileceini dnrz; en eski

  • Felsefe ve Yntemi zerine

    Grek filozoflarnn bundan kuku duymak hibir zaman akllarna bile gelmemitir.

    Gelin imdi ieriye bakalm. ncelikle her bireyin dolaysz olarak sadece kendisiyle ilgilendiini grrz; gerekten o kendisiyle baka her eyi yapp atmaktan daha fazla derinden ilgilenir. Bu onun dorudan yalnzca kendisini, buna karlk kalan her eyi ancak dolayl olarak bilmesinden ileri gelir. Eer buna ilave olarak bilinli ve bilen varlklarn yalnzca bireyler olarak dnlebildii, ama bilinsiz olanlarn ancak yarm varla, sadece dolayl olan varla sahip olduklarn dnrsek, o zaman buradan gerek ve hakiki varoluun yalnzca bireylerde gerekletii sonucuna ularz. Son olarak znenin nesneyi belirlediini, dolaysyla bu usuz bucaksz d dnyann varoluunun ancak bilen varlklarn bilincinde gerekletiini hatrlarz. Dolaysyla bu dnya onun tayclar olan bireylerin varlklarna ylesine belirgin biimde baldr ki bu anlamda o bireysel bilincin salt donanm, bir ilinei olarak bile grnebilir.

    Btn bunlar aklmzda tutarsak ancak dorudan druya verili olan ey olarak zneden hareket edip ieriye ynelmi olan felsefenin, dolaysyla Descartes'tan bu yana yakn zamanlarn felsefesinin, doru yolda olduu grne ularz; o zaman eskilerin temel meseleyi gzden karm olduklarn dnrz. Fakat bundan ancak iimize ekilip kendimizle ba baa kaldmzda ve her bilen varla ait olan zgnlk duygusunun farkna vardmzda tam olarak emin oluruz. Dahas herkes, hatta en nemsiz birisi bile, kendisini basit z-bilincinde btn varlklarn en gerei olarak grr ve zorunlu olarak kendisinde dnyann gerek merkezini, hatta btn gerekliin asli kaynan tanr. Ve bu ni-

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    hai bilin yalan syleyebilir mi? Bunun en gl anlatm Upaniadlann szdr: hoe omnes creaturae in totum ego sum, et praeter me ens aliud non est, et omnia ego creata feci* (Oupnek'hat, Pl. ., s. 122) . Bu kukusuz aydnlancla hatta gizemcilie geitir. O halde bu ie ynelmi dncenin sonucudur, halbuki da ynelmi dnce varlmzn amac olarak bize bir kl ynn gsterir.**

    ***

    Benim baktm yerden aadakiler, felsefenin aklanmas bakmndan zel bir neme sahip olan blmlenmesi iin faydal olacaktr:

    Felsefe, dorudur, konusu iin tecrbeye sahiptir, fakat dier bilimler gibi, u ya da bu belirli tecrbeye deil, tersine imkanna, alanna, asli muhtevasna, i ve d unsurlarna, biimine ve malzemesine gre, genel ve tecrbe olarak tecrbenin kendisine sahiptir. Dolaysyla, bayaptmn ikinci cildinin 1 7. blmnde uzun uzadya akladm ve ayrca yukanda 9'da* * * ksa bir zet olarak verdiim gibi, felsefe kesinlikle tecrbi temellere sahip olmal ve salt soyut kavramlardan rl

    (: Btn bu yaratklann toplu olarak hepsi benim ve benim dmda baka bir varlk yoktur. Her eyi ben yarattm.}

    Smrl ve snrsz sadece mekan ve zaman bakmndan bir anlama sahip olan kavramlardr. nk bunlann her ikisi de snrszca blnebilir olduklan iin smrsz. yani sonsuzdur. E!)er bu iki kavram baka eyler iin kullanrsak. bunlann mekan ve zaman dolduracak ve onlann niteliklerini paylaacak trden eyler olmas gerekir. Bu iki kavramn on dokuzuncu yzylda filozof taslaklan ve enebazlar tarafndan ne kadar ok ktye kullanlm oldugu buradan anlalabilir.

    (Bu kitapta sayfa 20'de #Tuhaf ve hibir kymeti olmayan. hatta Kant'n da verdlgl. bir fesere tarifi . . . M diye balayan paragraf,}

  • Felsefe ve Yntemi zerine

    olmamaldr. Ayrca kendisine konu olarak seip duyurduu eyden, felsefenin gz nnde bulundurmas gereken ilk eyin genel olarak tecrbenin kendisini sunduu ara ile birlikte bu aracn biim ve mahiyeti olmas gerektii sonucu kar. Bu ara tasarm,* bilgi, ve dolaysyla akldr. O nedenle her felsefe bilgi yetisinin, onun biim ve yasalarnn ve aynca onun geerlilii (etkinlik alan) ve snrlarnn aratrlmasyla balamaldr. Dolaysyla byle bir aratrma bir Philosophia prima olacaktr. Bu kendi iinde temel tasarmlarn, yani sezgisel kavrayn tasarmlarnn incelenmesine; ve sistematik biimde dzenlenmeleri de dahil, ikincil tasarmlarn, yani soyut tasarmlarn incelenmesine ayrlr; bunlardan ilkine dianoiology ya da anlay teorisi, ikincisine de mantk ya da akl bilimi denebilir. imdi bu genel blm ayn zamanda eskiden varlkbi/im denilen ve eylerin genelde ve ey olarak en genel ve temel zelliklerinin ve niteliklerinin retisi olarak ne srlm blm de kucaklar, daha dorusu onun yerini alr. nk eylere ancak tasarm yetimizin biim ve doasnn sonucu olarak yaktrlan ey kendinde eylerin zellikleri olarak grlr, zira bu ekilde kavranacak her varlk kendisini. onun biim ve doasna uygun olarak sergilemelidir ve neticede onlar o zaman, hepsi iin ortak olan belli nitelikleri ya da zellikleri tarlar. Bu bir camn rengini onun araclyla grlen nesnelere atfetmemize benzetilebilir.

    Bu tr aratrmalar yrten felsefe, u halde daha dar anlamda metafiziktir, nk o bizi sadece doa ile, fiilen mevcut olan eyle tantrp, onun dzenini ve ardlln (art arda geliini) incelemez, fakat onu verili

    (Ya da zihinde canlanan tablo, Vorstellung.J

  • Arthur Schopenhauer niversite/er ve Felsefe

    ama bir lde koullandnlm olan ve bir z ya da varolann kendisini d a vurduu bir fenomen olarak kavrar; byle bir varolan fenomenin kendisinden farkldr ve dolaysyla o kendinde ey olacaktr. imdi bizim anladmz anlamda felsefe bu kendinde eyi daha yakndan tanmaya alr . Bunun aralar kismen i ve d tecrbenin bir araya getiri lmesi, ksmen anlamn ve balantsn kefederek btn fenomene i l ikin bir anlaya ulamaktr; bu bil inmeyen bir yaznn bu zamana kadar esrarn korumu karakterlerini okumakla karlatn labiJ ir. Bu yolda felsefemiz fenomenler dnyasna ait grnten yola kp grnen eye, fenomenin arkasnda sakl olan eye, dolaysyla Ta ::Ta Ta ooKaya* ilerler. Dolaysyla kendi iinde blme ayrl r:

    Doa Metafizii, Gzel Metafizii, Ahlak Metafizii .

    Ne var ki bu blmlemenin kkenine kadar gtrlmesi zaten peinen, kendinde eyin , fenomenin i ve nihai znn, irademizde olduunu gsteren metafiziin kendisini gerektirir. Dolaysyla onun kendisini harici doada d a vurduu biimiyle incelenmesinin ardndan iimizdeki btnyle farkl ve dolaymsz davurumu aratr l r, ki bu bizi ahlak metafiziine gtrr. Ne var ki bundan nce iradenin harici ya da nesnel fenomeninin en tam ve en saf kavrann incelememiz gereki r ki bu bize gzel metafiziini verir.

    Kant' n gsterdii gibi , ruh akn ve bu hviyetiyle kantlanmam ve dorulanmam bir dayanak olduu iin, akl i psikoloj i ya da ruh retisi yoktur; dolaysyla "ruh

    ( : Fizikten sonra gelen (kitaplar). Metafiziin kkenine telm i h . )

  • Felsefe ve Yntemi zerine

    ve doa" kartl dar kafallara (Philister) ve Hegelci lere kalr. nsann kendinde ey z ancak her eyin ve dolaysyla dnyann kendinde ey zyle birlikte anlalabil ir. Bu sebepten tr Platon Phaidros'ta Sokrates'e soruyu olumsuz bir anlamda sordurur (c. 54, 270C):

    'l'uxfi ouv cpumv

  • UNIVERSITELEKDE

    FELSEFE UZBRINB*

    'H a:nia tA.oooqia la 'ta'ta 7tpOcr1tE1t'tC>KEV, n o Kat' aiav atfy; .1t'tOV'tal, o yap v60ou EEl .1t'tEO''tat, alla yvrcriou. * *

    Platon, Devlet, Vll. Kitap

    (Parerga und Paralipomena Bd. . Kap. ili: Uber die UniversitcitsPhilosophie. )

    (: Felsefe kk dt, nk insanlar onun hak ettigi lde balanmad ona; dzmece deil hakiki filozoflar ona kendilerini adamal.)

  • niversitelerde ders olarak okutulmasnn kesinlikle felsefeye deiik bakmlardan faydas dokunur. Bu sayede o resmi bir varlk kazanr ve insanlarn gznde konumu ykselir, bylelikle de varl srekli olarak akla gelir ve insanlar onun farknda olur. fakat bunun esas faydas birok gen ve yetenekli ruhun onunla tanmas ve onu renmeye tevik edilmesi olacaktr. Ancak yetenekli ve dolaysyla ona ihtiya duyan herkesin byle olmasa da onunla baka yollardan karlaaca ve tanaca kabul edilmelidir. nk birbirlerini sevip barlarna basanlar ve birbiri iin domu olanlar kolayca birbirlerini bulurlar; akraba ruhlar birbirlerini zaten uzaktan selamlarlar. Dolaysyla byle birisi hakiki bir filozofun, ellerine ans eseri geen, her eseriyle bir krs filozofunun bugnlerde verilenlere benzer trden dersleriyle olabilecek olandan daha gl ve daha etkili biimde heyecanlanp etkilenir. Ayrca okullarn klasik blmlerinde Platon dikkatli biimde okunmaldr, nk o felsefi ruhu uyanp harekete geirecek en etkin aratr. Ne var ki, genel olarak zamanla u kanaate vardm ki, krs felsefesinin yukarda sz edilen yaran, bir meslek olarak felsefenin zgr hakikat aratrmas olarak -felsefeye ya da devlet gdmndeki felsefnin doa ve insanlk adna (yaplan) felsefeye ykledii sakncayla doludur.

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    ncelikle devlet binlerce atanm rahip. ya da din retmeninin krslerden yaydklarna dorudan, hatta dolayl olarak olsa bile, ters den insanlara para demeyecektir; nk byle bir yol etkil i olduu kadaryla kan lmaz olarak nceki rgtlenmeyi etkisiz klacaktr. Pek iyi bilinir ki yarglar birbirini sadece elikiyle deil , ama ayn zamanda salt kartl kla, ztlarla da geersiz klarlar. Dolaysyla szgelimi, "Gl krmzdr" yargs, sadece "Gl krmz deildir" ile deil, ayn zamanda "Gl sardr" yargs ile, bu bakmdan, ayn eyi deil, hatta daha fazlasn gerekletiren bir yargyla da eliir. Improbant secus docents* dsturunun temeli budur. fakat bu sayede niversite filozoflar kendilerini ok nazik bir konuma oturturlar. Bu konumun herkese bil inen srr iin burada birka sz edilebilir. Bilginin dier btn dallarnda profesrler mmkn olduunca ve yetenekleri elverdiince sadece doru ve gerek olan retmekle ykmldrler. fakat sadece felsefe profesrleri sz konusu olduunda bu meseleyi cum grano sa/is* * anlamalyz. Bu yzden dini halk n metafizii olarak tarif ettim. Dolaysyla felsefe profesrlerinin de kukusuz doru ve gerek olan retmesi gerekir; ama bunun temel ve z olarak, felsefe kadar doru ve gerek olan yerleik dinin rettiiyle ayn olmas gerekir. Bu benim "Kant felsefesinin Eletirisi"nde zaten iktibas edilmi ve 1 840'da hayli saygn bir felsefe profesr tarafndan dile getiri lmi olan u ocuksu ifadenin kkenidir. O yle diyordu: "Eer bir felsefe Hristiyanl n temel fikirlerini inkar ediyorsa ya o yanltr ya da eer doru olsa bile, bir yaran yoktur. " Buradan niversitelerdeki felsefede hakikatin

    (: Farkl bir ey reten kimseyi ret ve mahkm ederiz.) ( : ihtiyat kaydyla.)

  • niversitelerde Felsefe zerine

    ancak ikinci srada geldii ve eer ihtiya duyulursa oradan da kalkp baka bir nitelie yer amas gerektii anlal r. Dolaysyla niversitelerde felsefeyi orada retilen dier btn bilgi dallarndan ayran ey budur.

    Bunun sonucunda niversite otoriteleri her zaman ancak kilise var olduu srece retilecek bir felsefeye izin vereceklerdir. Yerleik dine genel saygyla ekillenmi olan u felsefe znde ona paralel hareket eder; ve dolaysylci belki karmak biimde telif edilmi, tuhaf biimde sslenmi ve bylece anlalmaz derecede gletirilmi de olsa, temelde ve esas itibariyle her zaman yerleik dinin (farkl szcklerle yeni) bir anlatm ve mdafaasndan baka bir ey deildir. Dolaysyla bu kstlamalar altnda retmeyi srdrenlere yerleik dinin muhteviyatn dzenleyecekleri yeni ifade kalplar ve syleyi biimleri bulmaktan baka bir ey kalmaz. Soyut ifadelerin ardna saklanm ve bylece kurulap yavanlam olarak ite o zaman felsefe adyla anlrlar. Gene de eer birisi bunun yan sra herhangi bir ey yapmak isterse ya amaszca komu bilgi dallarnda gezinecek ya da insan kafasndaki dnsel tablolarn dengesi zerine anlalmas g zmleyici ilemler ve benzeri soytarl klar gibi trl trl masum samalklara bavuracaktr.

    Bu arada, etkinlik alanlar bu ekilde daraltlm olan niversite profesrleri hallerinden gayet memnundurlar, nk onlarn as l peinde olduklar ey kendileri , karlar ve _ ocuklar iin gvenli , mtevaz bir geim imkan elde etmek ve ayrca halk nazarndaki belli bir saygnl n tadn karmaktr. Dier taraftan btn ii, endiesi, tehlikeli olduu kadar esrarl olan varoluumuz iin anahtar bulmak olan gerek flozofun derin biimde he-

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    yecanl ruhu, eer aralarnda karlam olsaydlar, ruhen bu ekilde etkilenmi kimse onlara zihni tek bir dnceye takl kalm olarak grnmese bile, mitolojik bir ey olarak grnrd. nk bir kimsenin gerekten felsefeye son derece ciddi alaka duyabilmesi kural olarak kimsenin, hele de niversite profesrnn aklna gelmez; nasl ki en kukucu Hristiyan genellikle Papa ise. Dolaysyla hakiki bir filozofun ayn zamanda niversitede bir felsefe hocas olmas en nadir rastlanr hadiselerden biri olmutur. * Bayaptmn ikinci cildinin 1 7 .

    blmnde Kant'n neden byle istisnai bir durum arz ettiini. nedenleri ve sonulanyla birlikte tartmtm. Aynca fichte'nin iyi bilinen talihi, her ne kadar bu adam gerek bir filozof deil, saf bir sofist ise de, az nce ortaya koyduum tm niversite felsefesinin snrlandnlm varoluu iin delil sunar. Nitekim o felsefe yaparken yerleik dinin retilerini bir kenara koymaya cret etmiti, ne ki bunun sonucunda iten el ektirilmi ve ilave olarak ayaktakmnn hakaretine uramt. Onun durumunda ceza etkili olduunu gsterdi, nk ardndan Berlin'e atanmasndan sonra mutlak Ben en itaatkar biimde hayrhah Tann'ya dntrld, ve btn reti

    Bir profesr iin gerekli olan eyin daha ok dindarlk, daha az bilgi olmas gayet daldr, nasl ki Altenstein'n gnnde bir kimse iin Hegel'in samalklanyla tanmas yeterli idiyse. fakat profesrlklere atanmada dindarlk derin bilginin yerini alabildi!}i iin, bu beyler kendilerini ikinciyle skntya sokmazlar. Tartuffeler ya da sofuluk taslayan ikiyzller ihtiyatla kendilerine sormallar: buna inand!}mz sylerken bize kim inanacak? Bu beylerin profesr olmalar onlar atayanlarn sorunudur; ben onlarn kt yazarlar olduklarn biliyor ve onlara kar mcadele ediyorum. Benim peinde oldugum ey hakikat. profesrlk degll. Son tahlilde benimle Kant sonras filozonar arasndaki fark buna dayanr. Bu zaman getike daha da fazla anlalacak.

  • niversitelerde Felsefe zeri n e

    genel olarak am derecede Hristiyan bir hviyete brnd; bunun delili bilhassa "Mutlu Bir Hayatn Nasl Yaanaca zerine Talimatlar"da bulunur. Sulanmasnn ardndaki ana neden "Tanr manevi dnya dzeninden baka bir ey deildir" szyd, bu bakmdan davas dikkate deer bir durumdur; halbuki byle bir ifade Yuhanna'nn "Tanr Sevgidir" sznden pek de farkl deildir. 1 853'te benzer bir akbet Heidelberg'de bir privat doent olan Dr. Fischer'in bana geldi.. kamutanncl yayd iin jus Jegendisi * geri alnd. Dolaysyla zm udur: "orban i, kle, felsefe diye de Yahudi mitolojisi ret!"'

    Fakat iin soytarl urada ki, bu adamlar kendilerine filozof demekte ve bu sfatla benim hakkmda yargda bulunmaktadrlar; aslnda burunlar havada benim paramla bana caka satmaktadrlar. Krk yldr beni ilgilenilmeye deer bulmayarak yukardan bakmaya tenezzl etmediler . . Fakat devlet kendi adamlarn korumal ve dolaysyla felsefe profesrlerini alaya almay yasaklayan bir yasa karmaldr.

    Dolaysyla bu artlar altnda krs felsefesinin elinden,

    Uzun bacakl bir ekirge gibi grnr Zplayarak uar ve uarak zplar, Ve ayrda ayn eski teraneyi -syler.

    (Goethe, Faust)

    benzer ekilde davranmaktan baka bir ey gelmeyeceini grmek bizim iin kolaydr. iin tehlikeli ksm, ayn-

    (: Ders verme yetkisi. )

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    ca, eyann doasna, bizzat kendi varlna ve dnyann varlna insann eriebilecei derin kavrayn ksmen bu ilk kk Yahudi rkna bildirilmi ve ksmen on sekiz yz yl nce Yerualim'de ortaya km olan retilerle tam olarak uyumama ihtimalidir; bir ihtimalden teye gitmese de olabilirlii halen kabul edilmektedir. Bu kukuyu btnyle ortadan kaldrmak iin Hegel denilen felsefe profesr, halkn tand iin ayn zamanda sayesinde amacna da eritii, "mutlak din" diye bir ey icat etti. nk niversite felsefesi iin o ayn za-

    . manda gerekten ve fiilen mutlaktr, baka bir ifadeyle, bu hviyetiyle mutlak ve kesin olarak doru olmalyd ve doru olmaldr, aksi halde . . . 1 Keza bu hakikat aratrmaclarndan baka bazlar felsefe ve dini, din felsefesi dedikleri bir kentauro.sta kaynatrarak birletirdiler; onlarn alkanl da din ve felsefenin gerekte bir ve ayn ey olduunu retmektir. Ne var ki byle bir ifade ancak, 1 . Francis'in V. Charles'la ilgili olarak olduka uzlamac bir edayla syledii sanlan anlamda doru grnr: "Kardeim Charles'n istedii ayn zamanda benim istediimdir", yani Milano. Baka bazlar da byle bir terifata dayanamayp szn saknmadan dorudan bir Hristiyan felsefesinden sz ederler, ki bu byk lde, bir Hristiyan aritmetiinden sz etmekle ayn eydir, ve bu bir noktay abartmak olacaktr. Ayrca bu tr dogmalardan alnan isimler sfatlar ak ki felsefeye uymaz, nk o akl yetisinin kendi imkanlaryla ve her trl otoriteden bamsz olarak varolu sorununu zme giriimine tahsis edilmitir. Bir bilim olarak felsefenin, inanlabilecek, inanlacak yahut inanlmas gereken eyle hangi trden olursa olsun hibir alp verecei yoktur, o sadece bilinebilir olanla ilgilenir.

  • niversitelerde Felsefe zerine

    imdi eer bunun bizim inanmamz gereken eyden tamamen farkl bir ey olduu ortaya ksayd o zaman bile inan bundan zarar grmezdi, nk o bizim bile meyeceimiz eyi iermesi sayesinde inantr. Eer bunu da bilebilseydik, o zaman inan, tpk matematiin temalar zerine kurulmu bir dogma gibi, gayet lzumsuz ve hatta gln bir ey olarak grnrd. Ne var ki, eer biz hakikatin btnyle ve eksiksiz olarak yerleik dinde ierildiine eminsek o zaman kendimizi dizginlemeli ve felsefe yapmann her trlsnden vazgemeliyiz; nk olmadmz eyi olma iddiasnda bulunmamalyz. Tarafsz hakikat aratrmas iddias , yerleik dini hakikatin sonucu, hatta ls ve denetisi yapma kararyla birlikte, tahamml edilmez bir eydir ve yerleik dine zincirle bir kpek gibi balanm byle bir felsefe insanln en yksek ve en soylu abasnn can skc karikatrnden baka bir ey dei ldir.

    Bu arada bir kentaurosa benzer bir ey olarak tanmlanan bu din felsefesi niversite fi lozoflarnn sata kard belli bal mallardan biridir. O kendi nce son unda bir tr gnosis ya. da bilgiye, hibir ekilde dorulanmayan belli gzde varsaymlar zerine bir felsefe yapmaya varr. De verae philosophiae erga religionem pietate* gibi program balklar, byle bir felsefi bir koyun al * * zerine bu uygun kitabe, aka profesrlerin felsefesinin eilim ve gdlerine iaret eder. Bu evcil filozoflarn zaman zaman tehlikeli gibi grnen bir hamle yaptklar dorudur; fakat biz temelli olarak tespit etmi olduklar hedefe ulaacaklarna emin olarak sknet iinde zamanmz bekleyebiliriz.

    * ( : Dine kyasla gerek felsefenin dindarlw zerine. ) * * (: die Schaflrde, ayn zamanda sgnlacak gvenli yer (kilise vb.)) .

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    Kimi zaman eytana uyup onlar n ciddi felsefe aratrmalarn on iki yalarndan nce tamamlam ve bu yata hayatlarnn kalan iin dnyann mahiyeti ve onunla ilgil i her ey hakkndaki grlerini belirlemi olduklarn dnmez deiliz. Byle bir ayartya kap lyoruz, nk cretkar nderlerin ardnda her trl felsefi tartma ve tehlikeli sapmalardan sonra insana bu krpe ada genellikle makul grnen eye her zaman geri dnyor ve bunu da hakikatin lt olarak kabul eder grnyorlar. Hayatlarnn deiik dnemlerinde u veya bu se-

    . bepten tr ilgilenmek zorunda kaldk.lan yerleik dine aykn her trl felsefi retinin varlk sebebi anlalan onlar iin sadece rtlmek ve bylece bu dierlerini daha salam biimde yerletirmektir. Hayatlarn bunca uursuz sapknlk iinde geirdikleri halde ilerindeki felsefi masumiyeti lekelemeden muhafaza etmeyi baarma tarzlarna hayranlk duymamz bile gerekir.

    Btn bunlardan sonra niversite felsefesinin ruhu ve hedefiyle ilgi l i olarak hala kuku duyan varsa Hegel' in sahte bilgeliinin ak betine baksn. Temel fikirlerinin en sama kuruntu, ters yz edilmi bir dnya, felsefi bir maskaralk* olmas nedeniyle, ya da muhtevasnn ahmaklarn kand en s ve en anlamsz szck oyunlar sergilemesi, serimlemesinin de, bizzat yazarnn eserlerinde grld zere, bir kan hezeyanlarn andran, bir sr anlalmaz deyimle dolu en iren ve sama hezeyan olmas yznden itibarndan bir ey kaybetti mi? Hayr, hem de hi! Tam tersine bu yirmi y l boyunca en parlak krs felsefesi olarak geliti, grlmedik ders creti ve ayl klar kazandrd; semirdike semir-

    * Bayaptmn birinci ci ldinin sonundaki "Kant Felsefesinin Eletirisi"ne baknz.

  • niversitelerde felsefe zerine

    di ve yzlerce kitapla bir batan bir baa Almanya'ya insan bilgeliinin nihai zirvesi ve felsefelerin felsefesi olarak ilan edildi; gklere karld. renciler ondan imtihana tabi tutuldu ve onu retmek iin profesrler atand . Yazan, o ne kadar ahmaksa, bir o kadar uysal, arsz zel retmen sry takip etmek istemeyen kimsenin "kendi hesabna bir ahmak" olduunu duyurdu; byle bir uursuzluk kaynana kar zayf bir muhalefete yeltenmi olan aznlk "byk akl ve snrsz deha"nn, bu gln filozof taslann tannp kabul grmesi karsnda rkek ve ekingen kald . Burada sylenenlerin kantn bu berbat i zerine yazlp izilmi eylerin tm sunar; bunlar artk tamamlanm belgeler olarak, dudak bkp alay eden komularn dardaki mahkemesinden, hepimizin nnde tekrar buluaca yarg makamna, gelecek kuaklarn mahkemesine gem itir. Bu mahkemenin kulland dier si lahlar arasnda, btn bir a iin bile alabi lecek, bir kepazelik an vardr.

    imdi sonunda ne oldu da bu debdebe, bu tantana bylesine anszn sona erdi, bestia trionfantenin d ne ne yol at, birka kalnt dnda btn bir paral askerler ve avanaklar srsn ne datt? Halle'sche Jahrbcher* * bayra altnda babozuklar ve apulcular olarak toplanm olan bu kalntlarn bir blne aleni rezalete varacak fesatlarn srdrmelerine bir mddet daha izin verildi; bir dier bl ise bugn bile genlik yllarnda kendilerine belleti lmi olan eylere inanan ve etrafta bara ara hala bunlar pazarlayan birka sefil eblehtir.

    ( : Alklar saltanat . ) ( : 8.38'de Arnold Ruge v e T . Echtermeyer' in nderliinde yayn

    lanm olan Negelci dergi . )

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    Olan yalnzca uydu: Birileri bunun yerleik dinle fiilen ve gerek anlamda deil, ancak grnte ve laf zen uzlaan bir niversite felsefesi olduun u gsterecek zararl bir dnce edindi . Kendi bana bu sulama iyi temellendirilmiti, nk sonradan Yeni-Katolik/ikin kantl ad da buydu. Dolaysyla Yeni Katoliklik ya da Alman Katoliklii halk kesimi iin uygun hale getirilmi Hegelcil ikten baka bir ey deildir. Tpk onun gibi bu da dnyay izahsz brakr; dnya daha fazla malumat verilmeksizin naslsa yle vardr. Dnya sadece Tann ismini, in-

    . sanlk da Mesih ismini alr. Her ikisi de "kendinde ama" tr, dier bir deyimle her ikisi de, bu ksa hayat srd srece, insanlar keyiflerince yaasnlar diye vardr. Qaudeamus igitur! *

    Devletin Hegelci Tannlatnlmas ayrca komnizme gtrr. Bu anlamda Yeni-Katolik/ikin olduka eksiksiz bir tarifini F. Kampe, Oeschichte der religisen Bewegung neuerer Zeir nn, nc cildinde ( 1 856) verir.

    Fakat byle bir sulamann hakim felsefi sistemin Akh illeus topuu olabilmesi bize gsterir,

    Biliyorsun seimi belirleyebilecek Ve insan ykseltebilecek nitel ii,

    (Goethe, Faust)

    ya da Alman niversitelerinde hakikatin ve bir f elsef enin kabul edilebilirliinin gerek ltnn ne olduunu ve neye dayandn . Ayrca bu tr bir saldr, her trl sapknlk sulamasnn alaklndan ayr olarak, oE npo t6vuaov* * ile ksa yoldan savuturulacaktr.

    ( : O halde sevinelim ! ) ( : Dionysos'u i lgilendirmez. )

  • niversitelerde Felsefe zerine

    Her kim ayn grn daha fazla kantna ihtiya duyuyorsa, byk Hegel gldrsnn devamna yani Herr v. Schell ing' in Spinozaclktan yobazla hemen ardndan gelen ve ok iyi zamanlanm dnne ve mteakiben, btn gazetelerin borazanlar eliinde, Mnih' ten Berlin'e nakledilmesine baksn. Dokundurmalarna ve antrmalarna bakl rsa, Schelling'in cebinde bylesine byk bir taleple beklenen kiisel Tanr 'y gtrd kestirilebil ir; bunun zerine talebelerin (derslere) izdiham ylesine byjlk oldu ki pencerelerden derslie trmandklar bile grld. Ardndan ders dneminin bitiminde kendisine derslerini izlemi olan ok sayda niversite profesr tarafndan, en itaatkar biimde, insanlara verilen diplomalarn by takdim edildi; ve o en kk bir mahcubiyet belirtisi gstermeksizin Berlin 'deki fevkalade parlak ve bir o kadar da karl-kazanl roln tamamn stlendi; ve bu, soylu yaradl larda kiinin arkasnda brakt saygnlk zerine kaygsnn sair her eye ar bast yallk dneminde old u. Bunun gi bi bir ey olaan koullarda insann iini kasvetle doldurabilirdi; gerekten niversite profes

  • Arthur Schopenhauer niversite/er ve Felsefe

    rinde, devlet ve ynetiminin kendileriyle ortak olduu hedef ve niyetlerle uyum iinde ayn dnce izgisini muhafaza edeceklerdir. Buna bir itirazm ve dolaysyla bu bakmdan syleyecek bir eyim yok. nk kendimi bir kar yol olarak byle bir devletin zorunluluunu ya da lzumsuzluunu deerlendirmek iin yeterli grmyorum, daha ok bunu insan/an ynetmek, yani snrsz derecede bencil, hak hukuk tanmaz, sahtekar, dzenbaz, kskan, art niyetli , huysuz, dar kafal insan soyunun kalabalklar arasnda hukuk ve dzeni, bar ve skCmeti srdrmek gi bi g bir ii stlenmi olanlara brakyorum. Onlar yarg yetkisini byk ounluktan alp onu maddi glerinden baka bir eyi olmayan geni ynlarn mallarn mlklerini ellerinden alm aznh korumak iin kullanrlar. Bu i o kadar gtr ki, onlarla bu durumda kullanlacak aralar zerine tartmaya kesinlikle cret etmem; nk benim dsturum her zaman u olmutur: #kret Tanr'ya bu yzden her sabah, bakp gzetecein bir Roma lkesi yok!"

    Fakat Hegelcilige bylesine emsalsiz bir devlet himayesi salam olan niversite felsefesinin bu temel (siyasi) hedefleriydi. nk onun iin devlet #mutlak kusur-

    ' suz bir ahlaki organizma"yd ve o insan varoluunun b-tn hedefinin devlette ortaya ktn ileri sryordu . Gelecein gen avukatlar v e dolaysyla devlet memurlar iin bundan daha iyi bir hazrlk olabilir miydi? yle ki bunun sonucunda btn zleri ve varlklar, bedenleri ve ruhlar, tpk bir kovandaki anlar gibi, btnyle devlete terkedilmi olacak ve bu byk devlet aygtn, bu ultimus finis bonorumu * hareket halinde tutmak iin

    ( : iyi eylerin nihai heden. )

  • niversitelerde Felsefe zerine

    ibirl ii yapan ie yarar arklar olmak dnda ne bu, ne de gelecek dnyada yapacak baka bir eyleri olmayacakt . Gen avukat ve insan bundan dolay bir ve aynyd . Bu dar kafalln, yobazln gerek anlamda Tannlatnlmasyd.

    Fakat byle bir niversite felsefesinin devletle il ikisi baka, gerek felsefeyle i likisi baka bir eydir. Bu erevede o saf felsefe olarak uygulamal olan i lkinden ayrt edilebil ir. Dolaysyla saf felsefe hakikatten baka ama tanmaz; bu da u demektir ki onun aralaryla bunun dnda peine dlen her hedef onun iin lmcl olduunu er ge gsterecektir. Onun yce hedefi, benim metafizik dediim, bu soylu ihtiyac tatmin etmektir; bu btn zamanlarda insanlar arasnda kendisini derin ve tutkulu biimde hissettirir, fakat en gl biimde, gnmzde olduu gi bi, dogmann sayg nlk ve otoritesinin her geen gn daha da fazla gerlled l{ll bir dnemde hissettirir. Dolaysyla dogma insan soyunun byk kalabal iin tasarlanmtr ve onlar iin uygu ndur; ve bu hviyetiyle o' iinde sadece alegorik, ama yine de ortada sensu proprio* hakikat olarak dolamas gereken hakikati barndrabilir. imdi her trl tarih ve doa bilgisinin, hatta felsefi bilginin her geen gn daha da genilemesiyle dogmann artk kendilerini tatmin etmedii kimselerin says giderek daha da fazla bymekte ve sensu proprio hakikat iin daha da fazla bastrmaktadrlar. Fakat o zaman bu talep karsnda byle bir nervis alienis mobile* * krs kuklas ne yapabilir? Ancak zel imkanlarla desteklenen bu etekli [Petticoat)

    * (: Gerek anlamda. ) * * ( : Harici glerle hareket ettirilen a{\atan oyma kukla. (Horatius.

    Satirler, il, 7 82) . )

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    felsefe ile, ii bo szck yaplanyla, hibir anlama gelmeyen ve bir szck seliyle en sradan ve en aikar hakikatleri anlalmaz hale getiren ince belagat oyunlaryla, hatta Hegel'in mutlak samalyla nereye gideceiz?

    Dier yandan ekirgeyle beslenen, zeri postlarla kapl ve korkun uursuzluklann kendisine il imedii drst ve namuslu Yahya gerekten lden kp gelse ve bu arada kendisini saf bir kalple ve tam bir ciddiyetle hakikat aratrmasna verse ve onun meyvelerini sunsayd, devletin amalan iin kiralanm, kars ve ailesiyte felsefenin srtndan geinmeye mecbur ve bundan dolay klavuz szleri primum vivere, deinde philosopari* olan bu krs esnafndan ne tr bir kabul grrd acaba? Bu yzden bu adamlar pazan ele geirmilerdir ve orada onlarn izin verdiklerinin dnda hibir eyin para etmemesini salamlardr; dolaysyla erdem ancak onlarn ve vasatlklannn kabulden holand kadaryla vardr. Bylece onlar felsefeyle ilgilenen bu kk kamuoyunun dikkatinin dizginini yeteri kadar olmasa da ellerinde tutarlar.

    nk iir rnleri gibi elence ve hoa vakit geirme imkan deil, sadece eitim ve mali bakmdan hibir getirisi olmayan eitim vaat eden konular zerine bu kamuoyu, nce bu abalann zengin biimde dllendirilecei konusunda kendilerine tam olarak gvence verilmeden kesinlikle zamann, emeini ve abasn heder etmeyecektir. O nedenle bu kesim atalanndan devraldktan, her kim bir ile yaamn srd rrse onun hakknda her eyi bilir inancyla, profesr krslerinden ve zet kitaplar, gazeteler ve edebiyat dergilerinde, sanki o konunun gerek ustalarym gibi, kendilerinden emin

    ( : nce yaa sonra felsefe yapl)

  • niversitelerde Felsefe zerine

    biimde davranan meslek adamlanndan bir gvence bekler. Dolaysyla onlar usta belledikleri bu adamlarn neyin kayda deer neyin grmezden gelinebilecek olduunu kendileri iin snayp semelerine izin verirler.

    lden gelen zaval l Yahya! Eer getirdiin , beklenecei gibi, bu kazanl felsefenin kibar beylerinin zmni szlemesine uygun olarak . tasarlanmamsa kim bilir bana ne gelecek? Onlar seni oyunun ruhuna nfuz edememi ve dolaysyla muhtemelen herkesin keyfini karacak birisi olarak greceklerdir; bu yzden sana ortak dmanlan ve muhalifleri olarak bakacaklardr. Getirdiin insan aklnn en byk aheseri olsayd bile asla onlarn gznde bir yer ecfinemezdi. nk o ad normam conventionis* tasarlanmam olacaktr; ve bundan tr onlann krsden derslerinin konusunu oluturmalann ve bundan geinmelerini salayacak eki lde hazrlanmam olacaktr.

    Ortaya kan yeni bir sistemin dogru olup olmadQ n anlamak iin tetkik etmek bir felsefe profesr nn asla aklna gelmez; ama srf yerleik dinin retileriyle, hkmet tasarlaryla, dnemin hakim grleriyle uyumlu hale getirilip getirilemeyeceini anlamak iin onu derhal snamaya tabi tutar. Btn bunlardan sonra onun kaderine karar verir. Ama eer amacn kabul ettirip eitici olduunu ve bilgi ierdiini gsterseydi; hatta kamuoyunun dikkatini ekse ve incelenmeye deer olsayd bile, o zaman kanlmaz olarak bu lde krs felsefesi ni ayn dikkatten , aslnda itibarndan, daha da kts satndan yoksun brakrd. Di meliora?* *

    (: Yaygn kalba gre. ) ( : Tann saklasn! )

  • Arthur Schopenhauer niversite/er ve Felsefe

    Dolaysyla byle bir eyin olmasna izin verilmemeli ve herkes bu adamn karsna dikilmelidir. Bunun yntem ve taktiini talihl i bir igd salar, byle bir ey ken d isini korumas iin zaten her varl a verilmitir. Dolaysyla norma conventionise * kar kan bir felsefeye m eydan okumak ve rtmek, zellikle bir profesr diplomasyla verilmeyen meziyetlerin ve belli n iteliklerin aratrld durumda, genel olarak, son tahlilde kesinlikle kimsenin gze almayaca tehlikeli bir itir. nk bu suretle, rtbas edildiini sylediimiz eserler tannacak, merakls da onlarn peine decektir, fakat o zaman fevkalade naho karlatrmalar yaplabilir ve sonu vahim ve tehlikeli olabilir.

    Tam tersine ayn kafa yapsna ve ayn zamanda benzer yeteneklere sahip kardeler olarak onlar tedirgin edici byle bir eseri tam bir uzlamayla non avenu* * olarak grrler. Onu bastrp bomak iin en nemli olan en byk lakaydilikle nemsiz; mkemmelen dnlm ve yzyllardr varolan zerinde konuulmaya demez bir ey olarak grrler. Garazkar biimde enelerini kilitler ve sessiz kalrlar; evet yal Seneca tarafndan bile lanetlenmi olan silentum quod livor indixerit* * * (Epistulae, 79) ile suskun kalrlar.

    Zaman zaman kardelerinin dk (gelimemi) dnsel dllerinin ve ucubelerinin zerinde kargalar gibi seslerinin ktnca terler ve endielerini , kimsenin bilmedii hi var olmayan kadar iyidir ve dnyadaki eyler (bilfi i l ) var olanlarn deil , var gibi grnen ve isimlerini andklar eyin yeri ne geer dncesiyle giderirler.

    [: Yaygn kal p . ) [ : Var olmam, ortaya kmam . )

    [: Kskanln dayatt sessi z l i k . )

  • niversitelerde Felsefe zerine

    Bu meziyete kar en gvenli ve en az tehl ikeli yoldur ve bu yzden geimlerini daha yksek kabil iyet ve yeteneklere ihtiya duyan eylerden arayan btn s kafalara bunun en iyisi olduunu sal k verebil irim, ama bunun nihai sonulan konusunda kendilerine gvence veremem.

    Ne var ki burada bir inauditum nefas* nedeniyle Tanr lara kesinl ikle yakar lmamaldr. Btn bunlar ta bandan beri btn sanatlarda ve bi l imlerde seyrettiimiz oyundan bir sahnedir yalnzca, bir baka syleyile, bir gaye uruna yaayanlar i le onun sayesinde yaayanlar, ya da onunla zdeleenler i le onu temsil edenler arasndaki eski atmadan ibarettir. Onlar iin gz nnde bulundurulan amatr, hayatlar onun iin bir aratan ibarettir; berikiler iinse bu hayat. refah , elence iin, ciddiyetlerinin, samimiyetlerinin bulunup bulunabi lecei tek nokta oan ev iindeki mutluluk iin ara , hnt l a yorucu bktrc kouldur; nk da onlarn etki n l i k alanna snr burada izmitir. Her kim bunun rneklerini grmek ve onunla daha yakndan tanmak isterse edebiyat tarihini incelemeli ve her trden ve her sanattan byk ustalarn yaam yklerini okumaldr. O zaman bu ilerin ta bandan beri byle olduunu grecek ve hep byle kalacan anlayacaktr.

    Bunu gemite herkes grr, iinde yaadmz zamanda ise kolay kolay kimse grmez. Edebiyat tarihinin anl sayfalar ayn zamanda neredeyse kan lmaz biimde trajiktir. Btn bi lgi dallarnda bunlar bize meiziyetin kural olarak ahmaklarn ahmaklklarna son verinceye, alg cmb hitama erip herkes yatana eki l in-

    (: iiti lmemi had bilmezl ik. )

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    ceye kadar beklemek zorunda kaldn gsterir. te o zaman kendisinden esirgenmi olan saygn yeri doldurmak zere, ama nihayetinde hala bir glge olarak, gecenin karanlnda bir hayalet gibi kalkmtr o.

    Ne var ki burada biz sadece felsefeyle ve onun savunucularyla i lgileniyoruz. ncelikle imdi, ancak birka filozofun felsefe profesr ve hatta nispeten daha da az felsefe profesrnn filozof olduun u gryoruz. Dolaysyla denilebilir ki kendinden elektrikli cisimler nasl ki elektrik iletkenleri deillerse, filozoflar da felsefe profe-

    . srleri deildir. Aslnda (filozofluk ile felsefe profesrlnn ayn kiide) bulumas bamsz dnr n nn baka her eyden ok tkar. nk felsefe krss belli bir lde kiinin inan ikrarn coram popula* yapt, aleni bir itiraf yeridir.

    Aynca tam ya da deri n bir kavraya, dolaysyla gerek bilgelie bilfiil ulamann nnde kolay kolay hibir ey, srekli bilge grnme zorunluluu, renmeye istekli ve her makul soruyu cevaplamaya hazr rencilerin karsnda szde bilgiyi sergileme kadar engel oluturmaz. Ne var ki hepsinden kts, byle bir konumda bulunan kimsenin, aklna herhangi bir dnce geldiinde, bunun stlerinin ama ve niyetlerine uyup uymayaca endiesinin tutsa olmasdr. Bu onun dncesini ylesine fel eder ki bu fikirler bir daha onun aklnn yanndan bile gemez. zgrlk ortam hakikat iin vazgeilmez bir eydir. Daha nce Kant'n exceptio quae finnat regulam* * bir profesr olmas ile ilgil i zorunlu olan eyi zikretmitim. Burada buna sadece unu ekleyeyim ki , eer profesrl stlenmemi olsayd onun felsefesi bi-

    * ( : Halk iinde . ) * * ( : istisna kural bozmaz. )

  • . niversitelerde Felsefe zerine

    le daha ilgin, daha salam, daha saf ve daha ince olurdu. Gene de o elinden geldiince felsefe ile profesrlk arasna ok zeki biimde bir snr ekti, nk krsden kendi retisi zerine ders vermedi (Bkz. Rosenkranz, Oeschichte der Kantischen Philosophie, s. l 48) .

    imdi Kant'n etkilerinden bu yana geen yarm yzyl iinde ortaya km olan szm ona filozoflara geri dnp baktmda ne yazk ki nam hesabna gerekten ve ciddi biimde hakikat aratrmasyla ilgilendiini syleyebileceim kimseyi grmyorum. Tam tersine, her ne kadar her zaman ak biimde bunun bilincinde olmasalar da, hepsinin stndekilerin ve dolaysyla rencilerinin tasvibini elde etmek iin byk bir gayretle iin sadece grntsyle uratklarn , bir etki uyandrmak, aldatmak, hatta artmakla megul old uklarn gryorum. Bu ereve ierisinde nihai hedef, her zaman bu iten elde ettikleri kazanc kar lar ve ocuklaryla refah iinde yaamak iin harcamakt r. Ama bu asl nda, tpk hayvan gibi, en yakn hedeflerini yemek, imek v e ocuklarna bakmaktan ibaret olarak gren insan dasna da uygundur. nsan buna ilave olarak onun zel bir doal eklentisi durumundaki aaa ve gsteri dknln elde etmitir.

    Dier yandan felsefede gerek ve hakiki baarlarn ilk koulu, iirde ve gzel sanatlarda olduu gibi, btnyle srad bir yaradltr. Byle bir yaradl insan doasnn hakim eiliminin aksine, kendisinin iyilii iin znel mcadelenin yerine, btnyle nesnel bir mcadele koyar. Bu mcadele onun kendi benliine yabanc olan ve tam bu sebepten tr gayet yerinde olarak eksantrik denen, hatta kimi zaman Donkiotluk olarak alay edilen bir baany hedefler. Ama Aristoteles bile demitir:

  • Arthur Schopenhauer niversite/er ve Felsefe

    ou XPTJ E, Kata 'tOi 7tapavoV'ta, av0pci:mva

  • niversitelerde felsefe zerine

    evrilmi biimi, tibi cogites oportet, si omnibus cogitasse volueris, * dnsel adan dorudur.

    Fakat bu kesinlikle herhangi bir resmi kararla ya da iyi n iyetle zorla kabul ettirilemeyecek nadir rastlanr sradl ktr. ama yine de felsefede onsuz hibir gerek ilerleme mmkn deildir. Dierleri ya da genel olaral{ dolayl hedefler iin bir kimse bu amacn gerekli k ld . benliin ve btn hedeflerin unutulmasn talep eden en byk zihinsel aba ierisinde asla olmaz; tersine o eylerin salt grnts ve taklidiyle yetinir, daha i leri gitmez. Muhtemelen birka kavram bulunur ve birka farkl ekilde bir araya getiri l ip bir terkip oluturulur, sonunda deyi yerindeyse kattan bir ku le kurulur; fakat bu ekilde dnyaya yen i ve hakiki hibir ey gelmez.

    Aynca gerek hedefleri kendi esenlikleri olup dnceyi bunun iin sadece ara hali ne geti renler her zaman, adalannn gelip geici ihtiya ve eil imlerin i , sz sahibi durumunda olanlarn hedef ve maksatlarn vb. gz nnde bulundurmak zorundadrlar. Bu duru mda hakikati hedeflemek mmkn deildir, drste aratrldnda bile hakikatle karlamak son derecede gtr.

    Fakat genel olarak konumak gerekirse. kendisi ve ailesi iin drst bir geim imkan arayan birisi kendisini ayn zamanda nasl haki kate adayacaktr? O ki her zaman tehlikeli bir yolda ve her yerde itenilmeyen bir misafirdir. Galiba getirecei . bahedecei hibir ey olmad , fakat sadece kendisi iin aratrld iin byle bir bana grnmektedir. Ayn zamanda iki efendiye,

    * [: Eer herkes iin dn m olmay istiyorsan, kendin iin dnmelisin . )

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    ba harfleri dnda ortak hibir yanlan olmayan dnyaya (die Welt) ve hakikate ( die Wahrheitl hizmet edemeyiz; byle bir eye kalkmak ikiyzlle, dalkavuklua, frsatla gtrr. nk bir hakikat rahibinin, kendisinin inanmad eyi inandnc biimde bakalarna reten ve bylece her eye kolayca inanan safdil genlerin zamann israf edip zihinlerin i harabeye eviren bir sahtekarlk ve hilekarlk prensi olmas mmkndr. Edebi namusunu bir yana brakp kendisini dnemin etkil i am devirenlerine ve softalk taslayan mankafalarna vgler dzmeye adar, ya da maa devlet tarafndan devletin amalan iin dendiinden dolay byk bir gayretle devleti Tanrlatrmaya alr, onu her trl insani abann ve her eyin zirvesi haline getirmeyi kendisine hedef edinir. Bu suretle o felsefe dersinin veri ldii snf en s dar kafalln bir okuluna dntrmekle kalmaz, fakat sonunda, szgelimi Hegel gibi, insann kaderini , bir bakma tpk bir kovandaki arlarn kaderi gibi, devlette zdeletiren iren retiye ular; bylece varoluumuzun en yksek hedefi btnyle gzden kam olur.

    Sokrates ile karlatrd sofistleri tasvir ederken Platon felsefenin ekmek kazanma iin uygun olmadn gstermiti ; fakat Protagoras' n banda keyifle ve emsalsiz bir alaycl kla bu adamlarn etkinl iklerini ve baarlarn gzler nne sermiti . Eski dnyada felsefeyle para kazanma sofisti filozoftan ayrt eden iaret olmutur her zaman . Dolaysyla bu ikisi arasndaki i l iki , tam olarak, gerek aka tutulan kzlarla para karl icray sanat eden fahieler arasndaki ilikiye benziyordu. Bu yzden Sokrates'in Aristi ppus'u sofistler arasna yerle-

  • niversitelerde Felsefe zerine

    tirdiini, hatta Aristoteles' in de onu byle birisi olarak grdn bayaptmn i l . cildinin, 1 7 . blmnde gstermitim. Stobaios Stoaclann da benzer grleri savunduunu bildirir (&/ogae ethicae, kit. i l , bl. 7 ) :

    'tCV Ev a'tO 'tO'tO Af:y6v-rrov CJOlCJ'tEUElV, 'tO E7tl tCJ0C Etat6vm -rcv -rf tA.ocroia oychrov. -rcv ' u7to't07tT}crav-rrov f.v -rc crotcr-rEUEtv 7tEpfx.Ecr0ai n a AOV, OloVEl A.6you Ka7tT}Af:UElV, O af;vrov tl'v a7t 7tat Eia 7tapa -rcv f.mwx6v-rrov xprmi.Ecr0m, Ka-ra&to-rEpov yap Etvm -rov 7tp67tov wwv -ro XPrancro tO 'tf tA.ocroia atroato. * (Bkz. &/ogae physicae et ethicae ed. Heeren, 2. Bsk. , c. 1, s. 226) .

    Stobaios'un Florilegium, c. 1, s. 57 'de ikti bas ettii Ksenophon 'daki pasajda zgn metne uygun ilerler (Memorabilia, 1 , 6, 1 7 ) :

    wi EV -rfv croiav apyupov tC J3ouA.otvro nroA.ov-ra, CJOlCJ'tO c7tOKaAOOOlV .

    Ulpianus da u soruyu sorar: An et philosophi PROFESORRUM numero sint? Et non putem, non quia non religiosa res est, sed quia hoc primum PROFITERI eos

    ( : Yalnzca sofist olarak derS verdiklerini, yani para karlgnda felsefi gretileri sattklarn itiraf edenlerle, bir sofist olarak ders vermenin, fikirlerin para karlg takas ve seyyar satclg oldugu iin aaglanmay, knanmay hak ettigini dnp bilgi aray iinde olanlarn egitminde para alnmasna, bu tr bir para kazanmann felsefenin vakarna yakmadg iin, izin verilmemesini nerenler arasnda bir ayrm yaplmaldr. )

    ( : Bllgeligi onu isteyen birine para karlg satanlara sofist denir. )

    6 1 -----------

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    oportet, M.ERC.ENARIAM OPERAM SP.ERN.ER.E. * (Lex, 1, 4, Digesta de extraordinaria cognitione, 50. 1 .3. )

    Tyanah Apollonius hasm Euphrates'i esas itibariyle tnv croK citotov, Et f

  • niversitelerde Felsefe zerine

    'Eav T. 'A7toA.A.wviro x.piuma ow, Kai ooU Ci.to voi.rwt, A.i'VE't'at oE6gvo. tA.ocroqia ot tcr96v ou A. i'VE'l'at, Kav oerwt

    (Si quis Apollonio pecunias dederit et qui dat dignus judicatus fuerit ab eo; si opus habuerit, accipiet. Philosophiae vero mercedem, ne si indigeat quidem, accipiet. ) *

    Aradan geen zamann saygnlndan hibir ey azaltmad bu grn temelleri salamdr ve felsefenin insann hem zel hem kamusal hayatna temas eden birok noktas olduu gereine dayanr. Dolaysyla eer ondan kazan elde edil iyorsa, derin kavray derhal gizli n iyet ve maksatn egemenlii altna girer ve szde filozoflardan ancak felsefenin asalaklar n elde ederiz.

    Fakat bu tr adamlar dmanca ve engelleyici tutumla hakiki filozoflann etkinliklerine kar kacaklardr; aslnda srf gayelerinin destekledii eyi ne karmak iin onlara kar suikast hazrlayacaklardr. nk ne zaman kar-kazan sz konusu olsa, kar ve faydann gerekli k lmas halinde, derhal her trl ara ve aalk oyuna, su ortakl ve ibirliinin vb. her eidine bavurulur; bununla gzetilen, maddi amalarn kabul iin uygun bir ortam oluturmak, sahte ve dk olann benimsenmesini salamaktan baka bir ey deildir. Bu yzden

    * ( : Eer birisi Apollonius'a para sunmu ve bunu ona vermeye layk grmse, ihtiyac varsa Apollonius onu kabul edecektir; fakat para ihtiyac iinde olmu olsa bile, felsefe karl!}nda maddi hibir ey almayacaktr. (Yukandaki eviriler J. E. Payne'e aittir. ) )

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    onlara kar olan, gerek, hakiki ve kymetli eylerin rtbas edilmesi zorunludur.

    Fakat bu tr ayak oyunlar iin hi kimse, davasyla bu esnaf takmnn her naslsa alarna yakalanm hakiki filozof kadar az uygun deildir. Kazancn kulu klesi olmakla onlarn gzel sanatlara, hatta iire verecekleri zarar nemsizdir; nk onlarn eserlerinin her biri kendi bana ayr bir varolua sahiptir; ve kt iyiyi ne kadar karanlkta brakabilirse ancak o kadar onun ayan kaydrp yerine geebilir.

    Fakat felsefe bir btn, dolaysyla bir birliktir; o gzeli deil, hakikati hedefler. Gzelliin ok eitli trleri olabilir, ama buna kar bir tek hakikat vardr; birok Mousa, fakat bir tek Minerva vardr. Bu sebepten tr air kt olan eletirmeyi neeyle kmseyebilir, fakat filozof kendisini bunu yapmaya zorunlu ve ykml addedebilir. nk kabul iin uygun artlar bulan kt, ak ve kesin dmanlkla iyiye kar kar ve oalan yabani otlar faydal bitkileri boar.

    Doas gerei felsefe dlaycdr; esasen o an dnme tarznn temelidir; ve dolaysyla hakim sistem, tpk sultanlarn oullan gibi, kendisiyle birlikte baka herhangi bir sistemin varlna tahamml etmeyecektir. Bundan baka bu konuda hem karar vermek fevkalade g, hem de bu_na esas tekil edecek verilerin elde edilmesi etin ve zahmetlidir. Eer hile ve ayak oyunlaryla sahte dolama kar ve parayla tutulmu rtkanlarla grlt ve patrtyla her yerde gerek ve hakiki olarak duyurulursa o zaman an ruhu zehirlenmi, btn edebiyat dallan ykma uram, akln btn yksek uular durmu, gerekten gzel ve sahici olan her eye kar-

  • niversitelerde Felsefe zerine

    bir istihkam duvar rlm demektir, ve bu uzun bir sre ayakta kalacaktr. Bunlar

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    kazanla yan yana getiri lemez; onlar n soylu doalar byle bir alam kabul etmez.

    Belki de niversitelerdeki felsefe, eer atanm retmenleri dier profesrleri n izinde giderek yeni nesle, halen mevcut ve doru olarak kabul edilen biimiyle, zel (uzmanlk) konularnn bilgisini aktarmakla ve dolaysyla dinleyicilerine yakn zamanlarn hakiki fi lozofunun sistemini, her konuda ayrntya girerek, gerek ve doru bir ekilde aklamakla mesleklerinin gereini yerine getirmi olduklarn dnselerdi hala istee uygun

    olabilirdi . Elbette bu ancak, ilerinde yeteri kadar yarg gcne ya da her halde ayrt etme melekesine yer vermeleri , Hegel bir tarafa, Fichte ve Schelling gibi salt sofistleri, filozof olarak kabul etmemeleri halinde mmkn olurdu. Fakat bunlar sadece sz edilen niteliklerden yoksun olmakla kalmayp, ayn zamanda filozof rol oynamay ve dnyaya derin dncelerinin meyvelerini sunmay ilerinin bir paras olarak grmek gibi lmcl ve yanl bir dncenin etkisi altnda ilerini grmekteler.

    imdi bu yanl fikirden saylar kadar ackl rnler kmakta ortaya, ve onlarda sradan, hatta sradan bile kabul edilemeyecek kafalar, zm iin olaanst yeteneklere sahip en nadir kafalarn en byk abalarnn binlerce yldr zeri ne younlat sorunlar ele almaktadrlar. Hakikate duyduklar sevgiyle kendilerini unutan bu tr kafalar, k iin tutkulu mcadelelerinden tr, zaman zaman hapse atld, hatta daraac nda can verdi . Bu tr kafalar ylesine nadirdir ki , iki bin be yz yldr ul uslarn tarihinin ardnda kaln fon ses olarak ilerleyen felsefe tarihi , siyasi tarihin gsterebilecei yz nl monarka kar yz nl fi lozofu zor gsterir. nk doa-

  • niversitelerde Felsefe zerine

    nn kendileri sayesinde daha ak bilincine ulat btnyle saf (yalt lm) akllarn ta kendileridir onlar.

    Fakat bu kafalar kalabalktan ylesine uzaktr ki, onlann ounun kymeti ancak lmlerinden sonra ya da olsa olsa hayatlarnn sonlarna doru bilinir. Szgelimi Aristoteles'in, sonralan bakalanndan daha fazla yaylm olan gerek byk hreti, btn anlatlara gre, ilk kez lmnden iki yz yl sonra gelmitir. Ad gnmzde bile byk ounluk tarafndan bilinen Epikros, Atina' da lnceye dek kimsenin tan mad birisi olarak yaad (Seneca, Epistulae, 79) . Bruno ve Spinoza lmlerinden ancak iki yzyl sonra kabul edildi ve onurlandnld. David Hume gibi ak ve tannan bir yazarn bile, eserlerini ok daha nce vermi olmasna karn, insanlann kendisine dikkatlerin i evirmeleri i i n el l i yana gelmesi gerekm iti . Kant ise ancak altm yanda nl olmutu.

    Gnmzn krs fi lozoflar ii n bu iler kcs l n l l klc ok daha abuk olup bitmekte, nk on larn kaybedecek zamanlar yoktur. N itekim bir profesr komu bir niversitedeki baarl bir meslektann retisini insan bilgeliinin eriilmi en n ihai zirvesi olarak ilan etmekte ve bu sonuncusu derhal felsefe t::: rihindeki yeri n i , hir baka deyile, bir nc meslektan gelecek panav r i in hazrlamakta olduu yeri doldurarak byk bir filozof olmaktadr. O bundan byle, .hi ilgisi olmad ha l-. "' de, btn yzyllarn hakikat ehitlerinin lmsz isim-lerinin ardna, o dnemde yldz parlayan atanm meslektalarnn deerli isimlerini tututurur; nk t pk l istelere 8rebilen birok filqzof gibi ,- onlar da sayfalar dold urmu ve meslektalanndan evrensel kabul grmlerdir. Szgelimi "Aristoteles.ye Herbart" ya da "Spinoza ve

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    Hegel", "Platon ve Schleiermacher" isimlerinin birlikte yazldn grrz, ve arp kalm bir dnya unu her halde gzden karmayacaktr: an tutumlu doann bir zamanlar yzylda ancak bir tane yetitirebildii filozoflar, son birka on yl iinde, bylesine yksek yeteneklere sahip olduunu hepimizin bildii Almanlarn arasnda her yerde mantar gibi bitmektedir. Doal olarak a

    'n bu hreti her bakmdan dikkat ekmektedir. Dolaysyla bir felsefe profesrnn ister edebiyat

    dergi lerinde ister kendi almalarnda bir bakasnn sama, akl almaz grlerini dikkatle incelemekten ge

    ri durmas dnlemez. stelik bunu yle bir ar ifadeyle ve resmi bir ciddiyetle yapacaktr ki sanki burada hakikaten beeri bilgide kaydedilmi gerek ilerlemelerle ilgileniyormu gibi grnecektir. Buna karlk bo abalarnn karl kendisine ayn onurlandrmayla ok gemeden geri dner ve gerekten biz biliyoruz ki nihil officiosius quam cum mutuum muli scabunt *

    Fakat ciddi konumak gerekirse, srf grev ve meslek akna, doann kendilerinde her eyden daha az ama-

    lad eyi temsile ve dnsel anlamda devlerin omuz-larn gerektiren ykleri stlenmeye mecbur hisseden bunca sradan kafa tam anlamyla ackl bir grnm sergiler. Bet sesli birisinin ark sylemesini dinlemek, aksak birisinin dans etmesini seyretmek ac vericidir, ama zihni ufku snrl birisinin felsefe yapmasn seyretmek katlanlmaz bir eydir.

    mdi, gerek fikirlerden yana sefaletlerini gizlemek iin oklar kendilerine uzun bileik szcklerden, karmak belagat oyunlar ve deyimlerden, uzun cmleler-

    * (: Hibir ey iki katrn karlkl olarak birbirini kamasndan daha ar bal grnmez. ]

  • niversitelerde Felsefe zerine

    den, yeni ve iitilmemi deyimlerden gz balayc bir aygt icat eder. Bunlann hepsi bir araya geldiinde allamelik grnts veren anlalmas fevkalade g bir jargon oluturur. Btn bunlara karn syledikleri bir hiten ibarettir; yeni bir fikir elde etmeyiz, kavraymzn arttn hissetmeyiz, aresiz i ekerek hayflannz: #Dnen deirmen talannn takrtsn iitiyoruz, ama tlen unu grmyoruz. "

    Aslnda yksek perdeden sylenen bu bo, tumturakl szlerin arkasna ne kadar sradan, ne kadar deersiz, derinliksiz, inceliksiz grlerin saklandn ok ak biimde grrz. Keke bu gln filozoflara varolu meselesinin dn r kskvrak yakalayp, en i varln harekete geirdii gerek ve korkun ciddiyet hakknda bir fikir verebilseydik! O zaman artk gln filozoflar olamazlard; mutlak dnce ya da btn temel kavramlarda bulunduu sylenen eliki hakk nda deQerslz sprnty rahat rahat uyduramazlard ya da kskanlas bir vngenlikle "dnya snrszn snrlda varol uudur" ve "akl snrlda snrszn yansmasdr" vb. trnden ii bo zrvalan kullanamazlard . Byle bir ey onlarn hesabna zor olurdu, nk artk bir yandan filozof, dier yandan zgn dnr olmay istemektedirler. Sradan bir zihnin allmadk dncelere sahip olmasn beklemenin baln kavaa kmasn beklemekten aa kalr yan yoktur.

    Dier yandan zaten herkes sradan fikirlere sahiptir ve bunlar iin ders verme ihtiyac duymaz; dolaysyla burada sradan kafalarla hibir ey baarlamaz, nk felsefede nemli olan tecr beler ve olgular deil, sadece fikirlerdir. Geriliin ya da yetersizliin bilincinde olarak, kimileri ou kez eksik ve her zaman yzeysel bi-

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    imde anlalm tuhaf fikirleri bir keye biriktirirler; ve elbette onlarn kafalarnda byle fikirler her zaman buharlap bo deyim ve szcklere dnme tehlikesi iindedirler. Onlar bu bo deyim ve szcklerin zerinde oynar ve belki de tpk domino talan gibi bunlar birbirine uydurmaya alrlar; bylelikle birisinin sylediini dierinin sylediiyle ve ardndan bir ncy drdncyle karlatrp, bunlarn hepsinden daha zeki ve kurnaz grnmeye alrlar.

    Bu tr adamlarda eya ve dnya hakknda salam ve esasl bir gr, sezgisel kavraya dayanan dolaysyla btnyle tutarl ve kucaklayc gr bo yere aran. Bu sebepten tr herhangi bir ey hakknda kararl bir gre ya da sabit ve belirli bir yargya sahip deillerdir, fakat rendikleri fikirler, grler ve kar grlerle bir sis bulutu iindeymiler gibi yollarn el yordamyla bulurlar. Dorusun u sylemek gerekirse onlarn bilgiye ve renmeye dnk abalarnn altnda yatan ey daha ok retmektir. Bunun byle olmasnda bir saknca yoktur; ama o zaman filozof rol oynamamalar, sap samandan nasl ayracaklarn renmeleri gerekir.

    Gerek dnrler derin kavrayn peinde olmular ve onu ( baka herhangi bir ey iin deil) salt kendisi iin aramlardr, nk onlar iinde kendilerini bulduklar dnyay ateli, heyecanl biimde yle veya byle anlalr hale getirmeyi istiyorlard; ama bunu ders vermek ve konumak iin yapmyorlard .

    Dolaysyla srekli tefekkr sonucunda zihinlerinde temeli her zaman sezgisel dnya kavray olan sabit, tutarl ve esasl bir gr yava yava geliti . Her alandaki zel hakikatlere yollar buradan r; bunlar da srasnda o temel gre k yanstr. Ayn zamanda bundan on-

  • niversitelerde Felsefe zerine

    larn yle veya byle her hayat soru nu ve dnya ile i lgili belirl i , iyi anla lm ve tutarl bir gre ulatklar sonucu kar; dolaysyla onlarn d ier trden dnrlerin yaptklar gibi kimseyi bo deyimlerle oyalamasna gerek kalmaz.

    Bu sonuncularn her zaman eylerin kendileri yerine bakalarnn grlerinin karlatr lmas ve incelemesiyle megul olduklarn grrz. Bu yzden ortadaki sorunun, gzlerimizin nnde apak uzanan gerek dnya ile deil, bir zamanlar orada olmu birka seyyahn yazl anlatlarndan hareketle, eletirel bir karlatrma yapmak zorunda kaldmz uzak lkelerle i lgil i olduunu dnebiliriz. Ama onlar sz konusu olduunda du rum yledir:

    Pour nous, Messieurs, nous avons /'habltude De rediger au long de point en polnt Ce qu'on pensa, mais nous ne pensons polnt.

    Voltalre

    Faat btn bu iin en kt yan meraklarnda s ve yavan eylerin ciddi ve nemli bir ey yerine konmasdr, ki bu olmasa tuhaf bir heveskarlk olarak srmesine gz yumulabilirdi . Ama eer gerek, byk ve derin olan ortaya kp derhal gerek deerini kantlarsa byle bir eyin olmas mmkn dei ldir. Dolaysyla onlar iyiyi bomak ve ktnn engellenmeksizin ilerlemesini salamak iin bir araya gelirler, hepsi de zayf ve iktid.arsz olduu iin, gizli topluluklar ve gruplar olutururlar;

    ( : Bize gelince, beyler, bakalannn dndklerini uzun uzadya ve aynntl olarak eletirmeye alknz, ama kendimiz hi dnmeyiz . )

    7 1 -----------

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    edebiyat dergilerini ele geirip orada kendi kitaplarnda yaptklar gibi, derin bir ululama ve vakur bir eda ile birbirlerinin ustalkl baarlarn tartrlar ve bylece burunlarna geirdikleri bukalarla dar grl kamuoyunu gderler.

    Bunlarn gerek filozoflar karsndaki durumu bir bakma eski usta arkclarn airler karsndaki durumuna benzer. Sylenmi olanlarn rneklendirilmesi isteniyorsa, krs filozoflarnn kendi havalarn alan edebiyat dergilerinde dzenli olarak boy gsteren iziktirme-

    . terine bakmak yeterlidir. Bu oyunlara aina olan herkes, frsat ktnda bunlarn bir yandan kendi kusurlarn rtmek, dier yandan nemli olan nemsiz diye rtbas etmek iin sergiledikleri byk maharet ve kurnazl dnmesi, kamuoyunun dikkatini nemli olandan uzaklatrmak iin bavurduk.lan oyun ve hileleri hesaba katmas gerekir, tabii Publilius Syrus'un aforizmasn aklndan karmayarak: Jacet omnis virtus, fama nisi /ate patet. * (Bkz. P. Syri et a/iorum sententiae, J. Gruter' in dzelti lmi metni , Meissen , 1 790. , 266) .

    imdi bu tr dnceleri aklmzda tutarak, bu yol zerinde on dokuzuncu yzyln bana doru i lerleylim ve nce Schellingcilerin, ardndan daha vahimi, Hegelcilerin bu dorultuda nasl pervaszca gnah ilediklerini grelim. isteksizliimizi yenelim ve mide bulandrc sprntlerle dolu sayfalar evirelim, nk kimsenin bunlar okumasn bekleyemeyiz. O halde yle bir dnp hesaplamaya alalm, bu baarsz eserler iin yarm yzyl iinde halk kim bilir ne kadar zaman, kat ve paray bou bouna harcam olmaldr?

    ( : Orada yerde yatyor erdem, andan hretten yoksun braklm olarak. )

  • niversitelerde Felsefe zerine

    Kamuoyunun sabrna kesinlikle akl ermez; yllar birbirini kovalar, o zerine tpk kaln bir bulut tabakas gibi ullanan azap verici can skntsna aldrmakszn, bu kaln kafal ve skc filozof taslaklarnn sonu gelmez gevezeliklerini okur durur; en ufak bir fikir krnts elde etmeksizin, srf okuyor olmak iin okur. nk zihninde ak ve belirli hibir ey bulunmayan yazar, szckleri szcklere, deyimleri deyimlere ular durur; ama yine de hibir ey sylemez, nk syleyecek bir eyi yoktur, hibir ey bilmez, hibir ey dnmez. Bu haliyle gene de konumak ister ve dolaysyla szcklerini, fikirlerimi ve yarglarm nasl daha arpc biirnde anlatnn kaygsyla deil , fakat nasl yapar da onlarn fikir ve yarg yoksunluklarn daha mahirane bir ekilde gizlerim kaygsyla seer.

    Gene de bu lakrdlar baslr, sat lr ve okunur ve yarm yzyl getii halde okurlar, lspanyol larn syled lQI gibi, papan viento, yani safi hava yuttuklarnn heli

  • Arthur Schopenhauer niversiteler ve Felsefe

    imde kullanmadn biliyoruz. Daha banda szde felsefesinin sama temel fikrini, yan i eyann gerek ve doal akn tersine evirip, tmel-evrensel kavranlan ilk, asli , hakiki anlamda gerek ey (Kant'n dili