Don Quijote - Michel Foucault

4
7/31/2019 Don Quijote - Michel Foucault http://slidepdf.com/reader/full/don-quijote-michel-foucault 1/4 Don Quijote - Michel Foucault Don Quijote''nin maceraları, yolları ve dolambaçlarıyla, sınırı çizmektedir: eski benzerlikler ve işaretler oyunları onda sona ermektedirler; yeni ilişkiler daha şimdiden burada kurulmaktadırlar. Don Quijote deli bozuk biri olmaktan çok, benzerliğin bütün işaretleri önünde mola veren özenli bir hacıdır. O, Aynı'nın kahramanıdır. Tıpkı dar ve küçük taşrasından olduğu gibi, Benzer'in etrafında yayılan bildik düzlükten de uzaklaşmayı başaramamaktadır. Farklılığın net sınırlarını asla aşamadan, ne de kimliğin kalbine ulaşamadan buraları sonsuza kadar kat etmektedir. Oysa, kendi de bizzat işaretlerin benzerliğinde yer almaktadır. Bir harf gibi uzun bir çizgi olarak, kitapların esnetmesinden kaçmış bulunmaktadır. Bütün varlığı, dil, metin basılı kağıt, daha önce yazılmış öyküden başka bir şey değildir. Aralarında kesişen kelimelerden meydana getirilmiştir; o, dünyada şeylerin benzerliği arasında başıboş dolaşan yazıdır. Ama tam da değil: çünkü fakir hidalgo olması gerçeği içinde, ancak Yasa'yı formüle yüzlerce yıllık destanı uzaktan uzağa dinleyerek şövalye haline gelebilir. Kitap onun varoluşundan çok, ödevidir. Ne yapacağını ve ne diyeceğin,i ve içinden çıktığı metinle aynı doğadan olduğunu kendine ve başkalarına kanıtlayabilmek için hangi işaretleri vereceğini bilebilmesi için, sürekli olarak bu kitaba başvurmak zorundadır. Şövalyelik romanları, onun macerasının reçetesini, bir kerede edebiyen geçerli olmak üzere yazmışlardır. Ve her olay, her karar, her macera, Don Quijote''nin gerçekten, açığa çıkardığı bütün bu işaretlere benzediğinin işareti olacaktır. Fakat eğer onların benzeri olmak istiyorsa, onları kanıtlaması gerekir, çünkü işaretler (okunabilir) artık varlıklarla (görülebilir) benzerlik içinde değillerdir. Bütün bu yazılı metinler, bütün bu deli bozuk romanlar, tam da bu nedenden ötürü benzersizdirler: dünyada hiçbirşey, hiçbir zaman onlara benzememiştir; onların sonsuz dili, hiçbir benzerliğin gelip dolduramadığı bir şekilde boşlukta kalmaktadır; bunlar herşeyi tamamen yakabilirler, dünyanın çehresi bundan ötürü değişmeyecektir. Tanığı, temsilcisi, hakiki aynısı olduğu metinlere benzeyerek, Don Quijote, bunların gerçeği söylediklerinin, gerçekte dünyanın dili olduklarının gösterimini sağlamak ve bunun tartışma götürmez işaretini getirmek zorundadır. Kitapların vaadini yerine getirme işi ona düşmektedir. Destanı yeniden, ama ters yönde yapma işi ona düşmektedir: destan, belleklerde kalmaları için, gerçek

Transcript of Don Quijote - Michel Foucault

Page 1: Don Quijote - Michel Foucault

7/31/2019 Don Quijote - Michel Foucault

http://slidepdf.com/reader/full/don-quijote-michel-foucault 1/4

Don Quijote - Michel Foucault

Don Quijote''nin maceraları, yolları ve dolambaçlarıyla, sınırı çizmektedir:

eski benzerlikler ve işaretler oyunları onda sona ermektedirler; yeni ilişkilerdaha şimdiden burada kurulmaktadırlar.

Don Quijote deli bozuk biri olmaktan çok, benzerliğin bütün işaretleri önündemola veren özenli bir hacıdır. O, Aynı'nın kahramanıdır. Tıpkı dar ve küçüktaşrasından olduğu gibi, Benzer'in etrafında yayılan bildik düzlükten deuzaklaşmayı başaramamaktadır. Farklılığın net sınırlarını asla aşamadan, nede kimliğin kalbine ulaşamadan buraları sonsuza kadar kat etmektedir.

Oysa, kendi de bizzat işaretlerin benzerliğinde yer almaktadır. Bir harf gibiuzun bir çizgi olarak, kitapların esnetmesinden kaçmış bulunmaktadır. Bütünvarlığı, dil, metin basılı kağıt, daha önce yazılmış öyküden başka bir şeydeğildir. Aralarında kesişen kelimelerden meydana getirilmiştir; o, dünyadaşeylerin benzerliği arasında başıboş dolaşan yazıdır.

Ama tam da değil: çünkü fakir hidalgo olması gerçeği içinde, ancak Yasa'yıformüle yüzlerce yıllık destanı uzaktan uzağa dinleyerek şövalye halinegelebilir. Kitap onun varoluşundan çok, ödevidir. Ne yapacağını ve nediyeceğin,i ve içinden çıktığı metinle aynı doğadan olduğunu kendine vebaşkalarına kanıtlayabilmek için hangi işaretleri vereceğini bilebilmesi için,sürekli olarak bu kitaba başvurmak zorundadır. Şövalyelik romanları, onun

macerasının reçetesini, bir kerede edebiyen geçerli olmak üzere yazmışlardır.Ve her olay, her karar, her macera, Don Quijote''nin gerçekten, açığaçıkardığıbütün bu işaretlere benzediğinin işareti olacaktır.

Fakat eğer onların benzeri olmak istiyorsa, onları kanıtlaması gerekir, çünküişaretler (okunabilir) artık varlıklarla (görülebilir)benzerlik içinde değillerdir. Bütün bu yazılı metinler, bütün bu deli bozukromanlar, tam da bu nedenden ötürü benzersizdirler: dünyada hiçbirşey,hiçbir zaman onlara benzememiştir; onların sonsuz dili, hiçbir benzerliğingelip dolduramadığı bir şekilde boşlukta kalmaktadır; bunlar herşeyitamamen yakabilirler, dünyanın çehresi bundan ötürü değişmeyecektir.

Tanığı, temsilcisi, hakiki aynısı olduğu metinlere benzeyerek, Don Quijote,bunların gerçeği söylediklerinin, gerçekte dünyanın dili olduklarınıngösterimini sağlamak ve bunun tartışma götürmez işaretini getirmekzorundadır. Kitapların vaadini yerine getirme işi ona düşmektedir.

Destanı yeniden, ama ters yönde yapma işi ona düşmektedir: destan,belleklerde kalmaları için, gerçek

Page 2: Don Quijote - Michel Foucault

7/31/2019 Don Quijote - Michel Foucault

http://slidepdf.com/reader/full/don-quijote-michel-foucault 2/4

kahramanlıklaar anlatıyordu (anlattığını iddia ediyordu); Don Quijote ise,anlatının içeriksiz işaretlerini hakikatle doldurmak zorundadır. Onunmacerası, dünyanın şifresinin bir çözümü olacaktır: dünyanın bütünyüzeyinden, kitapların doğru söylediklerini gösteren figürleri devşirmek üzerekat edilecek, özenle belirlenmiş bir güzergah.

Bu maceranın başarısı kanıt olmak zorundadır: gerçekten zafer kazanmayadeğil de -işte zafer bu nedenle çok önemli değildir-, gerçeği işaret halinedönüştürmeye ilişkindir.

Dilin işaretlerinin, bizatihi şeylere uygun oldukları işaret haline. Don Quijote,kitapları kanıtlamak için dünyayı okumaktadır. Ve kendine, benzerliklerinayna gibi yansımalarından başka kanıt vermemektedir.

Yaptığı bütün yol, bir benzerlik arayışıdır: en küçük kıyaslar, yenidenkonuşmaya başlamaları için uyandırılmaları gereken baygın düşmüş işaretlerolarak talep edilmektedirler. Sürüler, hizmetçi kızlar, hanlar; şatolara, soylu

hanımlara ve ordulara benzemeleri ölçüsünde, yeniden kitapların dili halinegelmektedirler. Aranılan kanıtı acı olay haline dönüştüren ve kitapların dilinibelirsiz bir şekilde oyuk bırakan, her zaman hayal kırıklığı yaratan benzerlik.Fakat, benzemezlik, köle gibi taklit ettiği kendi modeline sahiptir:bu modelibüyücülerin başkalaşımında bulmaktadır.

Öylesine ki, bütün benzemezlik göstergeleri, yazılı metinlerin doğrusöylemediklerini gösteren bütün işaretler, farklılığı hileyle benzerliğin kuşkuduyulmazlığı içine dahil eden şu büyücülük oyununa benzemektedirler. Vemadem ki bu büyü kitaplarda öngörülmüş ve tasvir edilmiştir, o halde işiniçine dahil ettiği yanıltıcı farklılık, büyüye dayalı bir benzerlikten başka bir şey

olmayacaktır. Demek ki , işaretlerin gerçeğe benzediklerinin ek bir işareti.Don Quijote, Rönesans dünyasının negatifini resmetmektedir; yazı dünyanınnesri olmaktan çıkmıştır; benzerlikler yanıltmakta, hayal görmeye vehezeyana dönmektedirler; şeyler alaycı özdeşlikleri içinde kalmayı inatlasürdürmektedirler: artık, oldukları şey değillerdir; kelimeler, onlarıdolduracak içeriksiz benzerlikler olmadan, macera alanında başıboşdolaşmaktadırlar; kitapların sahifelerinin içinde, tozların arasındauyumaktadırlar. İşaretlerin altındaki gizli benzerlikleri keşfederek, dünyanınşifresinin çözülmesine olanak veren büyü, artık kıyasların neden her zamanhayal kırıklığı yarattıklarını, hezeyan tarzı üzerinde açıklamaktan başka birşeye yaramamaktadır.

Doğayı ve kitapları tek bir metin gibi okuyan allâmelik, kuruntularına gerigönderilmiştir: ciltlerin sararmış sahifelerine konulmuş olan dilin işaretleri,artık, değer olarak temsil ettiklerinin zayıf anlatısından başka bir şeye sahipdeğillerdir.Yazı ve şeyler artık birbirlerine benzememektedirler. Onlarınarasında, Don Quijote macera peşinde sürtmektedir.

Fakat dil tamamen güçsüz hale gelmemiştir. Artık yeni ve kendine özgü

Page 3: Don Quijote - Michel Foucault

7/31/2019 Don Quijote - Michel Foucault

http://slidepdf.com/reader/full/don-quijote-michel-foucault 3/4

güçlere sahiptir. Don Quijote, romanın ikinci bölümünde, metnin birincibölümünü okumuş olan ve onu tanıyan kişilerle karşılaşmaktadır.Cervantes'in metni kendi üzerine kapanmakta, kendi kalınlığının içinesaplanmakta ve kendi için, kendi anlatısının nesnesi haline gelmektedir.Maceraların birinci bölümü, ikinci bölümde, şövalye romanlarınınbaşlangıcında üslenmiş oldukları rolü oynamaktadır.

Don Quijote, gerçekten o olduğu bu kitaba sadık kalmak zorundadır; onuhatalardan, taklitlerden, düzmece sonuçlardan korumak zorundadır; ihmaledilmiş edilmiş ayrıntıları eklemek zorundadır; hakikatini beslemekzorundadır.

Fakat, Don Quijote bu kitabı okumamıştır ve okuyamaz çünkü onun etekemiğe bürünmüş halidir. Kitapları okuya okuya, onu tanımayan bu dünyaüzerinde sürten bir işaret haline gelmiş olan o; şimdi kendine rağmen vebilmeden, onun hakikatini elinde tutan, yaptığı ve söylediği ve gördüğü vedüşündüğü her şeye tam olarak devşiren ve arkasında silinmez izlerini

bıraktığı bütün bu işaretlere benzediğinin kabul edilmesine izin veren bir kitaphaline gelmiştir.

Romanın birinci ile ikinci bölümü arasında, bu iki cildin kesişme alanında vesadece onların gücüyle, Don Quijote hakikatine kavuşmuştur. Sadece dileborçlu olan ve tamamen kelimelerin içinde kalan hakikat. Don Quijote''ninhakikati, kelimelerin dünyayla olan ilişkisinde değil de sözel işaretlerinkendiliklerinden kendi aralarında dokudukları şu ince ve sürekli ilişkininiçindedir. Destanların hayal kırıklığı yaratan kurgusu, dilin temsil etme gücühaline gelmiştir. Kelimler, işaretlerin doğası üzerine kapanmışlardır.

Don Quijote modern eserlerin ilkidir, çünkü burada özdeşliklerin vefarklılıkların gaddar kanıtının, işaretler ve benzerliklerin sonsuzuyla oynadığıgörünmektedir, çünkü dil burada şeylerle olan eski akrabalığını bozarak;dobra varlığı içinde, ancak edebiyat haline geldikten sonra yenidengörülebileceği şu yalnız hükümranlığın içine girmiştir; çünkü benzerlikburada, onun için akıl bozukluğu ve hayal gücününki olan bir çağagirmektedir. Benzerlik ile işaretler arasındaki bağ bir kez çözüldükten sonra,iki deney oluşabilir ve iki kişi karşı karşıya ortaya çıkabilir hale gelmiştir.

Hasta olarak değil de, oluşturulan ve sürdürülen sapma, vazgeçilmez kültürelişlev olarak anlaşılan deli, batı deneyinin içinde, vahşi benzerliklerin insanıhaline gelmiştir. Barok dönem romanlarında ve tiyatrosunda resmedildiği ve

XIX. yy psikiyatrisine kadar yavaş yavaş kurumsallaştırıldığı haliyle, bu kişikendini kıyas içinde yabancılaştırmış olandır. Aynı ve Başka'nın dengesizoyuncusudur. Şeyleri olmadıkları halleriyle anlamakta ve insanları birbirlerinekarıştırmaktadır; dostlarını tanımamakta, yabancıları tanımaktadır; maskeyidüşürdüğünü sanmakta ve maske dayatmaktadır.

Tüm değerleri ve tüm oranları tersine döndürmektedir, çünkü her anişaretlerin şifrelerini çözdüğünü sanmaktadır: çünkü ona göre, yaldızlar

Page 4: Don Quijote - Michel Foucault

7/31/2019 Don Quijote - Michel Foucault

http://slidepdf.com/reader/full/don-quijote-michel-foucault 4/4

içindeki bir kraldır. Deliye ilişkin olarak XVIII. yüzyılın sonuna kadar sahipolunan kültürel algılama içinde, o Farklılığı tanımadığı ölçüde Farklı olanbirinden başkası değildir; o, her yerde benzerlikler ve benzerliğin işaretlerinigörmektedir; ona göre bütün işaretler birbirine benzemekte ve bütünbenzerlikler işaret değerine sahip bulunmaktadır.

Kültürel mekanın diğer ucunda, ama simetrisinden ötürü ona çok yakın olanşair, ad verilmiş, gündelik olarak öngörülen farklılıklar altında, şeyleringömülü akrabalıklarını, bunların dağılmış benzerliklerini yeniden bulankişidir.Belirlenmiş işaretlerin altında ve onlara rağmen, daha derin,kelimelerin şeylerin evrensel benzerliği içinde kıvılcımlarını çaktıkları zamanıhatırlatan başka bir söylemi duymaktadır: dile getirmesi çok güç olanAynı'nın Egemenliği, kendi dili içinde işaretler arasındaki ayrımı yoketmektedir.

Modern Batı Kültüründe şiir ile deliliğin karşı karşıyalığı, hiç kuşkusuz bundankaynaklanmaktadır. Fakat artık eski Platoncu, ilham almış hezeyan teması

söz konusu değildir. Yeni bir dil ve şeyler deneyinin damgası sözkonusudur.Varlıkları, işaretleri ve benzerlikleri ayıran bir bilginin kıyılarındave sanki kendi gücünü sınırlamak istermişçesine, deli homoémantisme''inişlevini yerine getirmektedir: bütün işaretleri bir araya toplamakta ve onları,çoğalmaya hiç ara vermeyen bir benzerlikle doldurmaktadır.

Şair ters işlevi yerine getirmektedir; allegorik rolü oynamaktadır; işaretlerindili altında ve onların iyice parçalara bölünmüş farklılaştırılmaları oyunualtında, "diğer dili", benzerliğin, kelimelerin ve söylemi olmayan dilinidinlemeye koyulmaktadır.

Şair benzerliği, onu söyleyen eyaletlere kadar götürmekte; deli bütünişaretlere, sonunda onların hepsini silecek olan bir benzerliği yüklemektedir.Böylece, bunların her ikisi de, kültürümüzün dış kıyısında ve bu kültürün esaspaylaşımlarının en yakınında, şu "sınır" konuma sahiptir -marjinal duruş vederinlemesine arkaik siluet-, her ikisinin sözleri de, burada sürekli olarakyabancı olma güçlerini ve reddedilmelerinin kaynağını bulmaktadır.

Onların arasında öylesine bir bilgi mekânı açılmıştır ki, Batı Kültürünün yolaçtığı esaslı bir kopuş nedeniyle, burada artık benzerlikler değil de, kimliklerve farklılıklar söz konusu olacaktır.