Arthur Schopenhauer - Bilim Ve Bilgelik

145

description

Arthur Schopenhauer - Bilim Ve Bilgelik

Transcript of Arthur Schopenhauer - Bilim Ve Bilgelik

  • BLM VE BLGELK

    Artbur Scbopenbauer (d. 1788, Danzig - . 1860, Frankfurt am Main)

    nl Alman filozofu. 181.3'te Jena'da ber die vierfache Wurzel des Satzes vom Zureichender Orunde (Yeterli Sebebin Drtl Kk) adl bir tez savundu ve 1818'de byk eseri Die Welt als Wille und Vorstellung'u (sten ve Tasann Olarak Dnya) yaymland. Berlin nivesitesi'nde doent oldu (1820); 18.3l'de retim yeliinden ayrlarak Frankfurt'ta mnzevi bir hayat yaad; alayc ve nkteli eserleri arasnda, ber den Willen in der Natur (Tabiatta rade stne) (18.36), ber die f'reiheit des Menschlichen Willens (nsan radesinin Hrriyeti stne) (18.39), Die beiden Orundprobleme der Bthik (Ahlakn ki Temel Meselesi) ( 1841 ), Parerga und Paralipomena ( 1851 l yer alr. ki eseri ise lmnden sonra yaymland: Yaam Bilgelii zerine Aforizmalar; Dnceler ve Fragmanlar. Schopenhauer felsefesi, hem Kant idealizmine hem de Hint filozoflarna dayanr. Btn doktrinini, zneyi de nesneyi de kapsayan tasavvur (Vorstellung) ve irade gc kavram stne kurar. Dnya bir tasavvurdur, yani o, aklda tasavvur edildiinden baka bir ekilde dnlemez (idealizm). Schopenhauer, bu fenomenler dnyasnn dayanana, 0irade" (isten) adn verir ve her kuvveti bir irade olarak grr (iradecilik). Bu irade varlklarda, yaama istei veya yok etme sebeplerine kar direnme ve onlara hakim olma eilimi olarak belirir. Zeka bile yaama isteinin hizmetindedir; bununla birlikte, insan, her yaantda ve abada ktlk ve acnn bulunduunu anlaynca, yaama isteinden kendini gene zeka yoluyla kurtarabilecektir. Bu, hayat artlarnn karamsar bir analizidir ve Schopenhauer, kendisine n salayan keskin zekasn ve ac belagatini bu konuda ortaya koymutur. Schopenhauer'in ahlak, insanlarn zdeliinden ileri gelen acma duygusuna dayanr.

  • ArthurSchopenhauer

    BLM VE BLGELK

    eviren: Ahmet Aydoan

  • Say Yaynlan Schopenhauer / Toplu Eserleri 13

    Bilim ve Bilgelik

    zgn ad: Die Welt als Wille und Vorstel/ung, Bd. il, Kap. 6: Zur Lehre von der abstrakten, oder Vemunft-Erkenntnij). Parerga und Paralipomena, Bd. L Kap. VI: Zur Philosophie und Wissenschaft der Natur.

    Yayn haklan Say Yaynlan Bu eserin tm haklan sakldr. Yaynevinden yazl izin alnmakszn ksmen veya tamamen alnt yaplamaz, hibir ekilde kopyalanamaz, oaltlamaz ve yaymlanamaz.

    ISBN 978-605-02-03 l 8-9 Sertifika no: 10962

    eviren: Ahmet Aydoan Sayfa dzeni: Tlay Malko

    Bask:Glmat Matbaaclk Topkap/stanbul Tel: (0212) 577 79 77 Matbaas sertifika no: l 8005

    1. bask: Say Yaynlan, 2014

    Say Yaynlan Ankara Cad. 22/ l 2 TR-34 l l O Sirkeci-stanbul Telefon: (0212) 512 21 58 Faks: (0212) 512 50 80 www.sayyayincilik.com e-posta: [email protected] www.facebook.com/sayyayinlari www.twitter.com/sayyayinlari

    Genel Datm: Say Datm Ltd. ti. Ankara Cad. 22/4 TR-34 l l O Sirkeci-stanbul Telefon: (0212) 528 1 7 54 Faks: (0212) 512 50 80 nternet sat: www.saykitap.com e-posta: [email protected]

  • NDEKLER

    Hazrlk Modem Bilimin ndirgemecilii: Prokroustes'in Demir Yata .................................................................... 7

    BLM VE BLGELK Doabilimleri ve Felsefe ................................... . .... . . 1 9 Bilim ve Bilgelik .. . .... . ................. . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23 uur, Hafza ve Hatrlama . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 29 Kavram ve Kavray .......... . ........... . .... . ........ . . ......... . . 3 7 Kavram Bilgisi - Kavray Sezgisi . . ..... . ........ . ............. . 49 Genel Olarak Mantk zerine ........... . ... . . . . ... . ............. 8 1 Mantk ve Muhakeme Kabiliyeti zerine ..... . ... . .... . ..... 89 Kyaslar zerine ................. . ......... . . . . . ....................... 95 Felsefenin i ....................................................... . . 1 1 1 Metafizik htiyac .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 1 9

  • Hazrlk Modern Bilimin ndirgemecilii:

    Prokroustes'in Demir Yata

    Bilimin verileri dorultusunda, Galileo, Newton ve onlarn takipilerinden hareketle oluturulmu mevcut dnya grmz, kendisi Aydnlanmann ocuu olan, modern dnyevi toplumun temelini tekil eder. Aslnda ada bak amz indirgemecidir ve btn fenomenlerin nihayetinde temel paracklarn karlkl etkileimleri asndan izah edilmesini ngrr. ndirgemeciliin belki de en yaln tarifi on dokuzuncu yzyln banda Simon Pierre Laplace'a izafe edilebilir. Onun u sz

    * Stuart A. Kauffman, RelnvenUng the sacred: a new view of selence, reason, and religlon (Baslc Books 2010) isimli kitaptan seilip derlenmitir.

    (Bir hazrlk metni olarak konulmu olan yaz kitapta Schopenhauer'in vaktiyle bir ngr veya kestirim sadedinde syledii eylerin yz elli y l akn bir sre sonra iin iinde olan birisinden gelen itiraf mahiyetindeki teyididir. Ne var ki geldiimiz noktada iler artk ylesine irazesinden km, srf iimize geldii iin yanl seip gz gre gre doruya ayak diremek tabiatmz ylesine arptmtr ki bir yanln itiraf, ne kadar samimi olursa olsun, doruyu bulmamza yetmiyor, tpk bir akul gi bi, sadece bir utan bir baka uca savruimamza ve bylece hatt- akulden bir kez daha uzaklamamza vesile oluyor. Nitekim ulat son merhaleler itibariyle artk bizzat modem bilim problem olarak grd eyleri zmede yetersiz kaldn teslim edip reductionismee srt evirirken ve bu aamada hi olmazsa artk nmzde muamma olarak duran eyi biteviye kesip bimek yerine, ufkumuzu btnn talep ettii vsat kucaklayacak derecede geniletmeye almamakta, vaktiyle bir zm tarz olarak telaffuz edilmi olan ey, yine Schopenhauer'den hareketle oluturulmu olan evolutlon creatrice stlp yeniden tedavle srlmektedir . . / . .

    7

  • Bilim ve Bllgellk

    bunun delilidir: "Evrendeki btn paracklarn konum ve hzlan verilseydi, yeterli bir zeka evrenin btn geleceini ve gemiini hesaplayabilirdi". Nobel dll fiziki Stephen Weinberg'in herkesin bildii bir demecinde syledii gibi: "Btn aklayc oklarmz, toplumlardan insanlara, uzuvlardan, hcrelere, biyokimyadan, kimyaya: nihayetinde fizii gsterir." Ve W einberg ilave eder: NEvren hakknda ne kadar ok ey biliyorsak o kadar anlamsz grnyor."

    ndirgemecilik dnyay bugn tek sz sahibi durumunda olan ok gl bir bilime gtrd. Bunun iin yirminci yzyl fiziinin iki temel direini, Einstein'n genel izafiyet nazariyesini ve kuantum fiziindeki yaygn standart modeli dnmek yeterlidir. Molekler biyoloji indirgemeciliin bir rndr, nsan Genome Projesi de onun ocuudur.

    Ne var ki Laplace'n hareket halindeki paracklar sadece tesadfen vuku bulan hadiselere imkan tanr. Burada anlamlara, kymetlere, fiillere, eylemlere yer yoktur. Aklamasnda hadiselerden baka bir eye yer vermeyen indirgemeci dnya gr yirminci yzyln ortalarnda varoluularn sama, anlamsz bir evren ierisinde yaptmz insani tercihlerle anlam ve deer bulmaya almalarna yol at. Ne ki indirgemeciler iin varoluularn ileri srdkleri delil ve temellendirmeler

    Yeri gelmiken unu da belirtmek gerekir, ismi bir zamanlar bu kavramla birlikte anlan Bergson'un btn kitap boyunca bir kez bile zikredilmemesi gayet manidardr. Bizim gibi lkelerde vakay adiyeden saylan ve artk yadrganmaz hale gelmi olan bu durum her eye ramen batda hala dikkat edilen, titizlik gsterilen, en azndan ahlaki planda vitium-ciddi bir kusur telakki edilen bir zayflktr. Fakat deil mi ki adalet er ge yerini bulacaktr: elan vital, evolution creatrice gibi kavramlarla yirminci yzylda ruhuluun yeni bayraktan olarak takdim edilen Bergson da baka eylerin yan sra biraz da lingua francann rzgann arkasna alarak vaktiyle ayn eyi Schopenhaucr'c yapm, btn felsefesinin temel fikirlerinin neredeyse tamamn ona borlu olc1ugu halde yirminci yzyln balannda bata kara Avrupas olmak zere tiim c1iinyaya bunlan kendi ismiyle yaymaktan ekinmemiti. Ne cllyclln, klmcnln cttlgl yanna kalmyor.)

    8

  • Modem Bilimin ndirgemecilii: Prokroustes'ln Demir Yatag

    paracklannn hareket ettii uzay-zaman kadar bo ve manaszd. Onlann nazannda sorumluluk sahibi kimseler sfatyla yaptmz insani tercihler, bilim araclyla yeteri kadar tahlil edilebilse, nihayetinde fizik tarafndan aklanacak birer tesadfi hadiseden baka bir ey deildir.

    Aada bu indirgemeciliin yersizliini ve yetersizliini gstermeye alacam. Aslnda byk fizikiler bile artk onun tam meruiyetinden kuku duyuyorlar. Biyoloji ve onun evriminin sadece fizie indirgenemeyeceini fakat kendine ait bir meruiyet sahasnn bulunduunu gstereceim. Hayat ve onunla birlikte faaliyet1 evrende doal olarak var olmaya balad. Faaliyetle birlikte deer, anlam ve eylem ortaya kt ve bunlann hepsi evrende hareket halindeki paracklar kadar gerektir. Burada "gerek"in zel bir anlam vardr: hayat, faaliyet, kymet ve fiilin muhtemelen herhangi bir zel organizmada fiziki aklamalan olmakla beraber bunlann evrim sonucu ortaya k tek bana fizikten kanlamaz veya tek bana fizie indirgenemez. Dolaysyla hayat, faaliyet, deer ve eylem evrende gerektir. Buna (evrim veya gelime srecinin baz safhalannda nceden bilinmeyen yeni birtakm zelliklerin) ortaya k2 denir. Weinberg'e ramen evrende aay gstermeyen aklayc oklar vardr.

    (: agency: inorganik dnyada tam bir determinizm ierisinde se bep sonu ilikisi sonucunda vuku bulan "hadiseler"den farkl olarak organik dnyada canllarn ve hususiyle insann ortaya kmasyla onlarn "gya" kendine mahsus saikler ile gerekletirdikleri ayn bir kategori olarak grlmekte ve bylece indirgemeciliin belirlenimciliine kar konulduu zannedilmektedir. Bu saiklerin autarkhias ve dolaysyla onlarn sevkiyle gerekletirilenlerin maddi dnyadan ne kadar bamsz olduklannn sorgulanabilecei hi akla gelmemektedir. Redksiyonizmin bata humanitas olmak zere hemen her sahada yol at bunca tahribat ve dourduu bylesine yaygn honutsuzluk neticesinde ve aradan geen drt yz yl akn bir zaman diliminden sonra gelinen yer ne yazk ki burasdr.)

    2 ( : emergence: zuhur. Muhtemelen, on dokuzuncu yzyl bilim felsefecisi George Henry Lewes'in bilimin sebep sonu ilikisine bal olarak yapt ke stirimlerde resultantn karsnda yer alan emergent aynmna bal olarak.)

    9

  • Bilim ve Bilgelik

    Bu yzden bu zuhur imdilerde telaffuz edilmeye balanan yeni bilimsel dnya grnn byk ve nemli bir blmn tekil eder. Buna gre hibir fizik kanunu ihlal edilmemesine karn biyosf erdeki hayat, biyosferin evrimi, insani tarihselliimizin taml ve faaliyet ierisinde olduumuz gndelik dnyalarmz da bir o kadar gerektir ve hayatmz iin merkezi bir yere sahiptir. Bunlar ne fizie indirgenebilir, ne de fizikle aklanabilir.

    Yeni ekillenmeye balayan bu bilimsel dnya grnde zuhur ve onun sz edilen indirgemeci yaklama meydan okumasndan daha da derin ve esasl olan bir ey daha vardr. Buna Galileo bysnn bozulmas diyeceim. Galileo bilardo toplarn eik yzeylerde yuvarlayp kat edilen mesafenin geen zamann karesiyle orantl olduunu gstermiti . Ve bundan evrensel hareket yasas karld. Newton Principia'snda bunu takip etti ve btn modern bilimlerin temelini belirlemi oldu. Bu zaferlerle birlikte bat dnyas evrende olan her eyin tabiat kanununun hkm altnda olduu fikrine ulat . Aslnda sz edilen indirgemeciliin kalbi burada sakldr. Bir baka Nobel dll fiziki, Murray Gell-Mann bir tabiat kanununu bir fenomenin dzenliliklerinin elde nceden mevcut olan sk yahut kesif tasviri diye tanmlar. Galileo bys belki de bu yzden bozulmaldr. nk biyosferin evrimi, insann itimai ve iktisadi tarihi tabiat kanunuyla ancak ksmen tarif edilebilir.

    Eer biyosferin evriminin, insann fenni, itimai ve iktisadi tarihinin tasvirine tabiat kanunu kafi gelmiyorsa onun yerini ne alacaktr? Pencereden dar bakp cvldaan hayata kulak verin. Gne 5 milyar yldr yeryzn aydnlatyor. Bu gezegende yaklak 3.8 milyar yldr hayat var. Evrende bildiimiz en karmak sistem olan bu hayat a hibir fizik kanununu ihlal etmiyor ama yine de ksmen kanunsuz ve hi durmakszn yaratc . Beeri

    1 0

  • Modem Bilimin indirgemecilii: Prokroustes'ln Demir Yata

    tarih ve insanlarn hayat da byle. Akllara durgunluk verici, hayet uyandnc bu yaratclk hrmet ve ihtiram hak ediyor.

    Bu ard arkas kesilmeyen yaratclk sebebiyle olan biteni bize zg bir yetersizliin sonucu olarak fark edemiyor, anlayamyoruz. Kierkegaard'n syledii gibi hayatmz ileriye doru, Nietzsche'nin syledii gibi sanki biliyormu gibi yayoruz Hayatmz srra, muammaya doru yayoruz ve bunu .anla ve cesaretle yapyoruz. Fakat hayatmz tam olarak anlayamadmz aralksz devam eden bir yaratcla doru yaamak zorunda kalmz tek bana akln hayatmz yaamak iin yeterli bir klavuz olmad anlamna gelir. Aydnlanmann kendisine merkez ittihaz edindii akl hayatmz yaamak iin kullandmz tekaml etmi, tamamen insani aralardan yalnzca biridir. Kat ettiimiz yolun sonunda imdi geriye dnp baktmzda gryoruz ki akln kendisi sonunda bizi akln yetersizliini kabule gtrd. Bu sebepten tr paralanm insanlmz btn melekeleriyle yeniden bir araya getirmemiz gerekir. Kendimizi asla tam olarak esrarn zemeyeceimiz yaratc bir dnyada btn olarak grmeliyiz. Aydnlanmann akla bu denli snrsz itimad nasl inkiaf ettiimiz veya byk glkler ve yanllklar iinde srklenip gittiimizin aklamasna fevkalade snrl bir izah getirir.

    Eski Yahudiler ve Grekler bat dnyasn tam ortasndan ikiye ayrdlar. Paul Johnson'un lfistory of the Jews'de yazd gibi, Yahudiler eski dnyann en iyi tarihileriydi, bir kavmin ve onlann tek ve evrensel tanrsnn vaki tarihini inadna yad ediyorlard. Tarih ve ilerleme fikrimiz Helen-brani gelenei zerine oturan bat dnyamzn bu ksmndan gelir. Buna mukabil Grek dncesi evrenseldi ve tabiat kanunlarn aratnyordu. Grekler bat dnyasndaki ilk bilimcilerdir.

    1 1

  • Bilim ve Bilgelik

    Eer hem tabiat kanunu hem ksmen tabiat kanununun tesinde olan faslasz yaratclk dnyamz anlamak iin birlikte gerekliyse ve eer biz btn insanlar olarak kanun ve bilinemez yaratcln birlikte messir olduu bu gerek dnyada yayorsak bat uygarlnn bu iki kadim merhalesi ngremeyeceimiz tarzlarda yeniden bir araya gelebilir. Bu birleme neticesinde bilim ve humanitas arasndaki uzun yarn, her ikisi de Immanuel Kant'n ilgi alan ierisindeki konulardan olan saf akl ile pratik hayat arasndaki hiziplemenin yaralan sarlabilir. Galileo'nun iddia ettii gibi bilim bizi hakikate gtren tek yol deildir.

    Galileo ve takipilerinden kaynaklanm olan indirgeyicilik nihayetinde gereklii uzamda hareket halinde olan paracklar (veya atom-alt zerrecikler) olarak grr. ada fizik iki byk nazariye zerine oturur. Bunlardan ilki Einstein'n genel izafiyet nazariyesidir ve uzay-zaman ve madde ile ilgilidir ve bu ikisinin maddenin uzay eecek tarzda nasl etkileimde bulunduunu aratrr. Ve eik uzay maddeye nasl hareket edeceini "syler". kincisi ise standart parack fizii modelidir ve bu gluonlarla birbirine bal olan kuvarklar gibi temel atom alt paracklar zerine oturur. Kuvarklar karmak atom-alt paracklar oluturur ve bunlar da protonlar, ntronlar, atomlar, molekller ve benzeri gibi bilinen paracklar tekil eder. En kat ve gl ekliyle indirgemecilik organizmalardan Seine nehri kenarnda oturan birbirine ak ifte kadar gerekliin tamamn nihayetinde hareket halinde olan paracklardan baka bir ey olmadn iddia eder. Ve buna ilave olarak, nihayetinde, bilim gerektii gibi yapldnda, st dzey varlklar iin aklamalarn alt dzey varlklarda bulunmas gerektiini ileri srer. Toplumlar insanlar hakkndaki, insanlar uzuvlar hakkndaki yasalarla, uzuvlar hcreler, hcreler

    12

  • Modem Bilimin indirgemecilii: Prokroustes'ln Demir Yata

    biyokimya, biyokimya kimya, kimya da sonunda fizik ve parack fiziinin yasalaryla aklanmaldr.

    O halde nedir bu indirgemecilik dediimiz ey? Bu yaklam yahut telakki tarz Descartes, Galileo, Kepler ve Newton zamanndan Einstein, Schrdinger ve Francis Crick dnemine kadar bilim temelli dnya grmz belirleyip biimlendirmitir. Bu tarz telakkinin bilim adamlannn ounun hala bal olduu z yahut ruhu fiziki Steven Weinberg'in mehur vecizesinde zapt edilmitir: "Aklama oklar hep aay (yani fizii) gsteriyor". Ve "Evreni ne kadar anlarsak o kadar anlamsz grnyor". Ksaca indirgemecilik, toplumu insanlar, insanlar uzuvlar, uzuvlar hcreler, hcreleri biyokimya, biyokimyay kimya, kimyay da fizikle aklayacak olan grtr. Daha da kabaca ifade etmek gerekirse nihayetinde o btn gerekliin "aada" mevcut fizik temelinde olan her neyse ondan ibaret olduu grdr. Atom-alt paracklar teorisinin kuvarklar veya zerrecikleri ve bunlar arasndaki karlkl etkileimler. Fizik dier btn bilimlerin nihayetinde anlalmasna katkda bulunacak temel bilim olarak kabul edilir. Weinberg'in ifade ettii zere daha yksek varlklara dair her trl aklamalar fizii iaret etmektedir. Ve fizikte de sadece hadiseler, sadece olgular vardr.

    Var olan her eyin en temel antiteler ve onlarn karlkl etkileimlerinden ibaret olduu indirgemeci dnyada sadece hadiselere, sadece olgulara yer vardr, orada anlamn, deerin yeri yoktur. On sekizinci yzyl kukucu filozofu David Hume "olan"dan "olmas gereken"in karlamayaca sonucuna varrken, aka kabul etmemekle beraber, muhakemesini bu indirgemeci gre dayandmyordu. ndirgemeci dnya grnde deerlerin gereklii iin bilimin sunduu bir temel yoktur.

    1 .3

  • Bilim ve Bilgelik

    ndirgemecilii daha iyi anlamak iin Aristoteles'ten balayabiliriz. Bu ilgi ekici olacaktr. Aristoteles bilimsel aklamann kyas yoluyla dedksiyondan mteekkil olduunu ileri srer, unun gibi: Btn insanlar lmldr. Sokrates bir insandr. O halde Sokrates lmldr. Aristoteles bat kltrne bylece olgu ile ilgili klli - evrensel kurallar (btn insanlar lmldr) ile balayp, daha sonra dnce ve deerlendirmeye zel durumlar alarak, ardndan da evrensel kural zel duruma (Sokrates bir insandr) uygulayarak sonuca (Sokrates lmldr) ulaan bir muhakeme modeli sunar.

    imdi Newton'un hareket yasas ve bir genel ekim kanunundan ibaret olan mekanik yasalarn hatrlayalm. Bunlar Aristoteles'in, bilimsel aklama klli-evrensel bir kural ile balayp, bu kuraln zel durumlara sistematik biimde uygulanmas ile devam eder talimatna gayet gzel bir ekilde uyar.

    Newton yasalarnn temel bir zellii belirlenimci olmalardr. Kabaca u ekilde alrlar: zerinde hareket eden toplarn bulunduu bir bilardo masas tasavvur edin. Toplar mekanda "snr durumlar" ile yani duvarlardaki bantlar, kelerdeki ukurlar, masa ssyle snrlanr. Herhangi bir anda btn toplar muayyen tarzlarda hareket halindedirler. Ktle merkezlerinin belirli konumlar ve bunlarn da belirli hareket istikametleri ve hzlar veya srat dereceleri vardr. Bu bataki ve snr durumlar, zel duruma, "Sokrates bir insandr" kk nclne benzer. Newton'un yasalar bu kk, zel duruma uygulandnda, btn toplarn mevcut konumlar ve hzlar ile snr durumlar belli olduuna gre ve baka toplara veya duvarlara arpp geri dndkleri veya bir ukura dtkleri iin, her bir topun izleyecei yolu hesaplamak mmkndr. Eer toplar tam ayn konumlarla veya ayn ivmelerle yeniden balatlm olsayd her bir topun izleyecei

    14

  • Modem Bilimin indirgemecilii: Prokroustes'in Demir Yata

    yol tam ve dakik biimde ayn olurdu. Belirlenimcilikle demek istediimiz ey ite bu tam ve dakik yinelenmedir. Balang artlan ve snr durumlar sistemin inkiafn ve tekamln tam olarak belirlemektedir.

    Newton'un ardndan daha yzyl gemeden Pierre Simon Laplace onun yasalarn genelletirip istenilen byklkteki ktle veya parack kmelerinin ayn esaslar dairesinde hesaplanabileceini ortaya koydu. Laplace paracklarn tmnn e zamanl olarak hareket yasalarn takip edeceini fark ederek dipsiz bir zeka ile mcehhez bir "daimon" tasawur etti. Eer evrendeki btn paracklarn anlk konumlan ve hz dereceleri verilecek olursa, diye ilan eder Laplace, bu daimon paracklarn tmnn gelecek btn tarihini ve ayrca Newton yasalarnn zaman-tersinmesi sayesinde paracklarn btn gemi hareketlerini bilirdi. Szn ksas yeterli bir zeka, iinde bizler ve fiillerimiz de olmak zere, evrenin tm gemiini ve geleceini evrendeki paracklarn mevcut konum ve hz derecelerinin kesin bir aklamasndan hesaplayabilecektir.

    Galileo'dan beri bu toplar eik yzeylerde yuvarland ve kat ettikleri mesafenin geen zamann karesiyle orantl olduu gsterildi. Buna bal olarak bilim adamlar evrenin ve evrendeki her eyin Newton, Einstein, Schrdinger tarafndan kefedilen tabiat kanunlar ile belirlendiine ve ynetildiine inandk. Hatrlanaca zere bu inanca 'Galileo bys" dedik. Ve bu bynn etkisiyle 350 yldan fazla bir zamandr indirgemecilii ve onun nmze koyduu aklamalar eksiz phesiz doru kabul ettik.

    Bilimde yasalarn stats bilim adanlan ve bilim felsefecilerince uzun boylu tartlmtr. En temel soru uydu: Bunlar metafizik anlamda yani eylerin nasl alp gelieceini kural koyucu biimde "belirleme ve

    1 5

  • J3llim ve J3llgellk

    hkmetme" anlamnda "gerek" midirler yoksa sadece birer tasvirden mi ibarettirler? Eer bir bilimsel yasa (fiziki Murray Gell-Mann'n gayet veciz bir ekilde ifade ettii gibi) bir srecin dzenliliklerinin elimizde nceden mevcut ksa ve etkili bir aklamas ise o zaman biyosferin bu srecin neticesinde ortaya k sz edilen dzenliliklerden hareketle nceden kestirilebilmeliydi. Ama artk herkes biliyor ki biyosferin evrimi bu bilimsel yasann ksmen tesindedir. Dahas baka karmak sistemler de onunla bu nitelii (yani nceden kestirilemezlii) paylarlar. Ve bugn bizzat bu kanunlarn sk takipileri bile teslim etmektedir ki bu srecin dzenliliklerinin ne olduu ve nasl bir seyir takip edecei nceden sylenemez.

    Rivayet edilir ki Columbus tayf asyla birlikte kyya ayak bastnda Amerika yerlileri "gemiler"i grmemilerdi, nk gemileri iine yerletirecek dnce kategorilerine sahip deillerdi. Bizim durumumuz da imdi buna benziyor. Baktmz eye dair uygun bir nazariyeden yoksun grnyoruz. Kimi zaman bilim (kimsenin grmedii eyleri deil herkesin grd) eyleri yeni bir tarzda grerek ilerler.

    1 6

  • BLM VE BLGELK

  • DOABLMLER VE FELSEFE*

    Sebeplere eriemeden sonularda sona eren bilgi dar anlamda tecrbi bilgidir. Pratik amalar iin bu genellikle yeterlidir, mesela tedavi ilminde durum byledir.

    Bir yandan Schelling okulunun doa fllozoflannn samalklar , dier yandan deneyciliin sonulan biroklarnda yle bir sistem ve nazariye korkusu dourdu ki doa bilimindeki ilerlemenin kafann yardm olmakszn btnyle kol gcyle olaca beklentisine ve dolaysyla meseleyi dnme zahmetine katlanmakszn yaplacak en iyi eyin tecrbe etmekten ibaret olduu zehabna kapldlar. Onlar zannediyorlar ki ellerindeki fizik veya kimya bilimine ait alet yahut cihazlar kendilerini dnme yknden kurtaracak, bunlar kendilerinin yerine dnecek ve bylece hakikat tecrbelerden ibaret bir dil ierisinde kendiliinden tezahr edecek. Bu amala deneyler tecrbeler yine bu artlar ierisinde sonsuzca oaltlmakta ve bylece fevkalade karmak ve neticede btnyle sama, yani asla basit ve doru bir sonuca ulatrmayacak deneylerle birlikte operasyonlar icra edilmektedir. Bu operasyonlar tabiat konumaya zorlayan birer mengene ilevi grmektedir.

    Buna mukabil dnen bir kafaya sahip hakiki aratrmac tecrbelerini mmkn olduu kadar basit bir dzeyde tutar ve bylece tabiatn ak sesini yaln biim-

    Parerga Und Paralipomena, Bd. 1, Kap. VI: Zur Philosophie und Wissenschaft der Natur'dan seilip derlenmitir.

    1 9

  • Bilim ve Bilgelik

    de iitir ve buna uygun bir muhakemede bulunabilir. nk tabiat her zaman ancak bir tank olarak ortaya kar. Sylenenleri destekleyecek misaller bilhassa, Franszlarn ve Almanlarn son yirmi yl ierisinde uratklar fizyolojik renkler nazariyesi dahil optik biliminin renklerle ilgili blmnde bulunur.

    Ne var ki bir ey unutulmaktadr: Genel olarak ifade edilecek olursa, en nemli hakikatlerin kefine gtren ey ancak deneylerle meydana getirilebilecek nadir rastlanan, sakl gizli fenomenlerin gzlenmesi deil f kat ak ve herkesin bilgisi grgs dahilinde cereyan edenlerin incelenmesidir. Bu sebepten tr asl mesele imdiye dek kimsenin grmediini grmek deil fakat daha ok imdiye dek kimsenin dnmedii bir eyi dnmektir. Dolaysyla bir filozof olmak bir doa bilimcisi olmaktan ok daha fazla ey talep eder.

    ***

    Orta alar bize tecrbe etmeksizin dndmzde nereye gideceimizi gsterdi . Yaadmz yzyl da dnmeksizin tecrbe ettiimizde nereye gideceimizi ve genlerimizin eitimini fizik ve kimya ile snrlamann ne gibi sonular douracan gsterecek. Eer gnmzn mekanik fiziinin inanlmaz kabal izah edilmek isteniyorsa bunun sebeplerini Franszlarn ve ngilizlerin bandan beri Kant felsefesine kr kalmalarnda ve Almanlarn da Hegel'in zihinleri bulandrp kreltme tertibini sahneye koymasndan beri imha edip unutmalarnda aramak gerekir. Mekanik fiziin uzmanlar daha yksek trden her tabiat gcn, , scakl, elektrii , kimyevi sreci-ilemi ve benzerini hareket, arpma, basn ve geometrik ekillenmenin yani muhayyel atomlarn yasalarna indirgemeye alrlar. Onlar utana skla bunlara sadece "molekller" derler ve ayn sklgan

    20

  • Doabilimlerl ve Felsefe

    ekingen duygularla aklamalarnda yerekimi zerine konumaya zar zor cesaret ederler. Hatta onlar bunu bile, a la Descartes, bir itme kuvvetinden karmaya kalkarlar ve bylece dnyada itme ve itilenden baka bir ey olmayacaktr, onlarn anlayabildikleri tek ey budur. Havann molekllerinden veya oksijeninden sz ettiklerinde en elendirici olmaya baladk.lan zamandr. Dolaysyla onlar iin maddenin hali mevcuttur: biri ince toz, dieri onun daha ince, bir ncs daha da ince halidir. Onlarn anladklan budur. Bir sr deney yapan bu adamlar ok az dnrler ve bu sebepten tr en kaba trden gerekilerdir. Onlar maddeyi ve arpmann yasalarn mutlak manada verili ve btnyle anlalabilir bir ey olarak grrler ve dolaysyla bu yasalara yaplan bir atf onlarn nazarnda btnyle tatminkar bir izah mesabesindedir. Bununla beraber gerekte maddenin bu mekanik gleri en az bunlar vastasyla izah edilen dierleri kadar esrarldr; nitekim mesela iltisakn 1 anlalmas en az k veya elektrik kadar gtr.

    Deney yaparken amelelik kabilinden ilerin okluu demek ki bizim bu doa bilimcilerimizi hem dnmeye hem okumaya yabanclatrmaktadr; yaplan deneylerin onlara asla hakikatin kendisini deil, fakat sadece onun kefi iin verileri salayabileceini unutmaktadrlar. Hayat gcn2 inkar eden ve onun yerine kimyevi gleri ikame eden fizyologlar da bunlardan pek farkl deildir.

    Franszlarn her eyi mekanik hadiselere indirgeme lgnl ve sabit fikri kukusuz daha nce sz edilmi

    (: die Kohasion.J 2 (: die Lebenskraft.)

    21

  • Bilim ve Bilgelik

    olan bu kimyevi terkipleri atomlarn ok ince karmlarna indirgeme iinden g ve kuvvet kazanmaktadr. Fakat bunun hakikat iin faydas yoktur, bunun iin Oken'in (Obex Licht und Wanne, s. 9) u ifadesini hatrlatmak isterim: "Evrende hibir ey, mutlak olarak hibir ey mekanik ilkelerle meydana gelmez. " . . . Almanlar bu bbrlenen deneycilikten ve onun ameleliinden mmkn olduu kadar istifade etmek ve onu sadece laboratuvardan deil fakat ayn zamanda kafalarndan da temelli olarak silip atmak iin Kant'n Metaphysische Anf angsgrunde der Naturwissenschaft'n (Doabiliminin Metafizik .Esaslan) inceleyip aratrmak iin ok ey yapacaklar. Aratrma konusu dolaysyla fizik sk sk ve kanlmaz olarak snrlarn ap metafiziin meselelerinin alanna girmektedir; ve elektrikli oyuncaklarndan, galvanik pillerinden ve kurbaalarn arka ayaklarndan baka bir ey bilmeyen doa bilimcilerimiz felsefi meselelerde hdklere mahsus bylesi koyu bir cehalet ve kabalk (ki onlara bunlarn 'Doctores'i denmektedir) sergilemektedirler. Byle bir cehalete ou zaman binlerce yldr filozoflarn zihinlerini megul etmi olan (madde, hareket, deiim gibi) meseleler zerine akllarna estii gibi felsefe yaparken sergiledikleri kibir ve kstahlk elik etmektedir. Bu yzden bunlar Goethe ve Schiller'in hicviyesinden baka bir cevab hak etmemektedirler:

    22

    Zavall deney eytan! stndeki sersemlikten bile haberin yok senin! Yazk ki a priori bir sersemlik bu.

  • BLM VE BLGELK.

    Zihnimizin farkl ilevlerinin zmlemesi yapldnda aka grlr ki ister teorik ister pratik bir ereve ierisinde olsun onun doru kullanm iin aadaki artlar gereklidir:

    ( 1 ) Nazan dikkate alnan gerek eylerin ve onlarn btn esas nitelik ve ilikilerinin, dolaysyla verilerin tmnn sezgi-algyla doru kavranl. (2) Bunlardan doru kavramlann oluturulmas, dolaysyla bu niteliklerin doru soyutlamalar altnda toplanp hlasa edilmesi ki daha sonra bunlar dnmenin malzemesi olacaktr. (3) Bu kavramlarn hem sezilip kavranlan nesneyle, hem kendi aralarnda, hem de kavram hazinemizin kalanyla karlatmlmas ta ki bunlardan konuya uygun, onu tam olarak kavrayp kucaklayan doru yarglar ksn; dolaysyla konunun doru tetkik ve tahlili . (4) Bu yarglarn kyaslann nclleri olarak bir araya getirilmesi veya terkibi . Bu yarglarn tercih ve tertibine gre farkl ekillerde yaplabilir ancak btn ameliyenin gerek sonucu ncelikle buna baldr. Burada gerekten nemli olan udur: konuyla ilgili farkl yarglarn bu kadar ok mmkn terkibi iinden zgr tartmn1 tam maksada muvafk ve ikna edici olanlar semesidir. Ama eer ilk sradaki ilemde, yani eylerin ve iliki-

    Dle Welt a/s Wllle und Vorstellung, Bd. il, Kap. XII: Zur Wlssenschaftlehre'den selilp derlenmitir.

    (:de Ueber/egung: teemml tedebbr.J

    2.3

  • Bilim ve Bilgelik

    terinin alglanarak kavranlmasnda esas nokta kk grlm veya yeterince nemsenmemise zihnin daha sonraki ameliyelerinin tmnn doruluu yanllktan ileri gelen sonucu nleyemez; n k burada veriler yani btn aratrmann malzemesi yer almaktadr. Bunlarn tam ve doru olarak toplandndan emin olmakszn nemli meselelerde kesin bir karara varmaktan uzak durmak gerekir.

    ***

    Bilin ve umumi manada onun muhtevasnn veya bu hviyetiyle tecrbenin btnnn retisi olarak felsefe ya da metafizik (bilimlerin tasnifinin yapld) bu listede2 grnmez, nk o yeter sebep ilkesinin yaplmasn buyurduu aratrmay takip etmez fakat hedef olarak nne ncelikle bu ilkenin kendisini koyar. felsefe btn bilimlerin basso connuosu3 olarak kabul edilmelidir fakat onlardan daha yksek bir snfa aittir ve bilimle ne kadar irtibathysa neredeyse sanatla da o kadar irtibatldr. Nasl ki mzikte her belirli blmn basso connuonun kendisine doru ilerledii tonaliteye karlk gelmesi gerekiyorsa her yazar da tak.ip ettii hatta nispetle (veya urat bilim dalna gre) dneminde egemen olan felsefenin damgasn tar. Fakat buna ilave olarak her bilimin de kendi zel felsefesi vardr; ve bu anlamda biz bitkibilim, hayvanbilim, tarih vs. f elsef esinden sz ederiz. Bununla makul snrlar ierisinde konuulduunda her bir bilimin, en yksek yani o bilim

    2 (Sz edilen liste kendilerine hkmeden yeter sebep ilkesinin formuna gre bilimlerin bir tasnifidir. Listeye bu haliyle ber dle vletfache Wurzel des Satzes vom zure/chenden Orunde 51 'de yer verilmi, buradaki snflandrma nerisine irade ve Tasavvur Olarak Dnya'nn 7 ve 15'inde ksaca temas edilmi ve bu llste ayn eserin ikinci didinin ber dle Lehren dle Wlssenschaft balkl XII. blmnde daha basit ekliyle yinelenmitir.)

    .3 (: Pollfonik mzikte arka plandaki srekli kaln ses.)

    24

  • Blllm ve Bilgelik

    iinde en genel/klli gr noktasndan deerlendirilip anlalan belli bal sonularndan fazlasn anlamayz. Bu en genel sonular dorudan evrensel felsefe ile irtibatldr nk bunlar ona nemli veriler salar ve bunlar zel bilimlerin felsefi bakmdan ilenmemi ham malzemeleri ierisinde arama zahmetinden onu kurtarr. u halde bu zel felsefeler kendi zel bilimleri ile asl felsefe arasnda uzlatnc bir ba yahut vasta olarak bulunur. nk asl felsefe eyann btnyle ilgili en genel aklamalar verecei iin bu aklamalarn da eyann her bir trnn czne indirilebilir ve onun iin uygulanabilir olmas gerekir. Fakat her bir bilimin f elsefesi genel felsefeden bamsz olarak kendi biliminin verilerinden teekkl eder. Dolaysyla sonunda o felsefe bulununcaya kadar onun beklemesi gerekmez fakat nden hareket ettii takdirde her halkarda gerek, evrensel felsefeyle bir noktada buluacak (onunla ayn eyleri syleyecek)tir. Beri yandan bu felsefe de zel bilimlerin felsefelerinin dorulama ve aklamalarndan yararlanabilmelidir; nk en genel hakikatin daha zel dorularla ispat edilebiliyor olmas gerekir. Nitekim Dalton ve Pander'in kemirgenlerin iskeletleri zerine dile getirdii dncelerinde (Nefte zur Morphologie, 1824) Goethe hayvanbilim felsefesine dair gzel bir rnek verir. Kielmayer, Lamarck, Geoffroy-Saint-Hilaire, Cuvier ve birok bakalar, hepsi de hayvan formlarnn evrensel benzerliini, i ilikisini, deimez trn ve sistematik mnasebetini aka ortaya kard kadaryla ayn bilimle ilgili benzer bir stnle sahiptir.

    Srf kendileri iin ve felsefi bir eilim olmakszn ura konusu edinilen tecrbi bilimler gzleri olmayan bir ehreye benzer. Ne var ki bunlar kendi aplarnda kabiliyetli olan kimseler iin uygun bir ura alandr, nk onlar bu trden ince aratrmalar iin, yerine gre

    25

  • Bilim ve Bilgelil<

    bir ayak ba bile tekil edebilecek yksek melekelere sahip deillerdir. Byleleri btn glerini ve btn bilgilerini tek bir snrl saha zerine teksif ederler ve dolaysyla sair her eyde tam bir cehalet ierisinde kalmak pahasna bu alanda mmkn olan en tam bilgiye ulaabilirler. Buna mukabil filozof btn bilgi alanlarn gzden geirmeli ve hatta bir lde bunlara bihakkn vakf olmaldr. Dolaysyla ancak teferruatn tetkikiyle ulalabilecek bu mkemmeliyet zorunlu olarak onun yoksun olduu bir eydir. O nedenle (snrl sahada uzmanlk iddiasnda bulunan)lar bir bl sadece arklar, dieri sadece zemberekleri, bir ncs de sadece zincirleri imal eden u Cenoval (saat) imalatlar ile mukayese edilebilir. Buna mukabil filozof btn bunlardan hareket ve anlam olan bir btn kendi bana imal eden bir saati ile kyaslanmaldr. Buna ilave olarak ewelkiler bir orkestrada her biri kendi saznn ustas olan mzisyenlere de benzetilebilir; filozof ise byk bir mkemmeliyetle btn sazlar almasa, hatta bunlarn sadece birini alsa bile, her saz kullanmann esas ve usulne aina olmas gereken orkestra efine benzetilmelidir. Scotus Erigena btn bilimleri scientia ad altnda toplar ve bunun karsna da sapientia dedii felsefeyi yerletirir. Ayn ayrm Pythagoraslar da yapyordu, bunun gayet ak ve temiz biimde izah edildii Stobaios, f'lorilegium, c. L s. 24'de bu grlebilir. fakat bu iki zihni aba trnn birbiriyle ilikisine dair fevkalade yerinde ve etkileyici bir mukayese eskiler tarafndan o kadar sk tekrar edilir ki biz artk onun kime ait olduunu bulup karamayz. Diogenes Laertius (il, 79) onu Aristippus'a, Stobaeus (f'lorilegium, tit. iV, 110) Khios'lu Ariston'a, Aristoteles arihi Aristoteles'e (Berlin neri, s. 8) izafe eder, Plutarkhos (De Puerorum &Jucatione, c. 10) ise onu Bion'a atfeder, qui aiebat, sicut Penelopes

    26

  • Bilim ve Bilgelik

    proci, quum non possent cum Penelope concumbere, rem cum ejus ancillis habuissent; ita qui philosophiam nequeunt apprehendere, eos in aliis nullius pretii disciplinis sese conterere:' Bizimki gibi baskn biimde tecrbi ve tarihi bir ada bunu hatrlamann ve hatrlatmann bir zaran olamaz.

    4 (: Filozof Bion, nasl ki talipleri Penelope'nln kendisiyle birlikte olamadklan iin nedimeleriyle dp kalktlarsa, felsefeyi kavrayamayanlann da glerini kuvvetlerini bilginin daha aa baka dallannda tkettiklerini gayet zarif ve nkteli bir eklide ifade ediyordu. )

    27

  • UUR, HAFIZA VE HATIRLAMA*

    Hayvanlarn bilincine dair tam bir bilgiye ulamak mmkndr, ne var ki byle bir bilinci ancak kendi bilincimizin belli zelliklerini soyutlayarak oluturabiliriz. Beri yandan igd hayvan bilinciyle yakndan ilikilidir ve btn hayvanlarda bu igd insanda olduundan daha gelikindir; baz hayvanlarda mekanik igdy kapsar.

    Hayvanlar akl melekesi olmakszn anlaya sahiptir ve dolaysyla onlarda alg bilgisi vardr, fakat soyut bilgi yoktur. Doru alglarlar ve ayn zamanda dolaysz illiyet rabtasn (sebep sonu ilikisini) kavrarlar, hatta yksek hayvanlar bu rabtann birka halkasn da takip ederler fakat hayvanlarn kelimenin gerek anlamnda dndkleri sylenemez. nk onlar kavramlardan, dier bir ifadeyle, soyut tasawurlardan yoksundurlar. Bunun ilk sonucu gerek bir hafza eksikliidir ve bu en zeki hayvanlar iin bile geerlidir; ve onlarn bilinci ile insannki arasndaki temel fark oluturan da budur. Tam dncelilik1 gemiin ve nihai gelecein, bu hviyeti ile ve imdiyle irtibat iinde ak bilincine dayanr. O nedenle bunun gerekli kld zel hafza tertipli, tutarl ve dnen bir hatrlamadr.

    * Die Welt als Wille und Vorstellung, Bd. il, Kap. 5: Vom vemunftlosen lntellekt.

    1 ( : die Besonnenheit: teemml, tedebbr, temkin, ihtiyat ve btn bunlann bir sonucu olarak vakar.]

    29

  • Bilim ve Bilgelik

    Ne var ki bu ancak genel kavramlarla mmkndr nk hatrlamann dzen ve rabtas iinde gerekleebilmesi iin btnyle mnferit olan bile onun yardmna ihtiya duyar. Zira hayatn ak iinde ayn ve birbirine benzer trden snrsz sayda eya ve hadise dorudan her bir mnferit eyin fark edilir ve kendine mahsus hatrasna geit vermez; buna ne en mull hafzann gc ne de zamanmz yetecektir. Bu sebepten tr btn bunlar genel kavramlar altnda toplanp tasniflenerek ve bundan ortaya kan nispeten az sayda ilkeye mracaatla muhafaza edilebilir. Gemiimizin (tetkik ve tefti iin) dzenli ve elverili bir mesahas bu ilkeler sayesinde emrimize amadedir. Gemiin mnferit tablolarn zihnimizde ancak alg - sezgi vastasyla canlandrabiliriz fakat o zamandan beri gemi zamann ve onun muhtevasnn ancak in abstracto bilincinde oluruz ve bu da imdi muhtevalar ile birlikte gnleri ve yllar temsil eden eylerin ve saylarn kavramlar vastasyla olur.

    Buna mukabil hayvanlarn hatrlama melekesi btn zekalar gibi algladk/an eyle snrldr ve esas itibariyle kendisini zaten tecrbe edilmi olan olarak sunan yinelenen bir izlenimden ibarettir nk imdiki alg daha ncekinin izini canlandrr. Dolaysyla onlarn hafzalar her zaman halihazrda bilfiil mevcut olan bir eye baldr. Ne var ki srf bu sebepten tr elan mevcut olan daha nceki fenomenin meydana getirmi olduu hal ve hissiyat yeniden uyandrr. Buna bal olarak kpek tandklarn bilir, dostu dmandan aym, bir zamanlar dolat yolu, daha nce urad evi tekrar kolayca bulur ve bir kemik paras ya da bir sopa grdnde uygun hal yahut havaya derhal girer.

    Her trl talim ve terbiye bu ayrt edici hatrlama melekesinin kullanmna ve alkanln gcne dayanr ve bu

    30

  • uur, Hafza ve Hatrlama

    sonuncusu hayvanlarda f ev kala de gldr. Dolaysyla alglama dnmeden ne kadar farklysa bu terbiye de insan eitiminden o kadar farkldr. Gerek hafzann i gremez hale geldii muayyen durumlarda biz de salt alglayc hatrlama ile snrl kalrz ve bu ikisi arasndaki fark kendi tecrbemizden karabiliriz. Mesela daha nce ne zaman ve nerede grdmz hatrlamakszn bize tandk gelen birisi ile karlatmzda; benzer ekilde ilk ocukluumuzda akl melekemiz henz gelimemiken bulunduumuz ve bu sebepten tr btnyle unuttuumuz bir yeri ziyaret ettiimizde; lakin imdi nmzde olann uyandrd intiba daha nce zaten var olmu veya tecrbe edilmi bir ey olarak hissettiimizde durum byledir. Hayvanlann btn hatrlamalar bu trdendir. Buna ancak u kadann ilave etmemiz gerekir, en zeki hayvanlann durumunda bu salt alglayc hafza yine ona yardm eden belli bir muhayyile dzeyine ykselir ve mesela o an orada olmayan efendisinin hayali bu sayede kpein gznn nnden geer ve iinde ona dnk bir zlem uyandrr; nitekim efendisinin yokluu uzayacak olursa kpek onun iin her yere bakacaktr.

    Ayn zamanda onlarn ryalar da bu muhayyileye dayanr. Dolaysyla hayvanlarn bilinci hal ierisindeki hadiselerin birbirini takip ediinden ibarettir, ne var ki bunlarn hibiri ortaya kndan evvel gelecek veya ortadan kayboluundan sonra gemi olarak mevcut deildir, bu mnhasran insan bilincinin ayrt edici zelliidir. Bu sebepten dolay hayvanlar bizden snrsz derecede daha az ac duyarlar, nk onlar yaadklar ann dorudan getirdiklerinden baka ac bilmezler. Fakat yaanlan ann genilemesi bahis konusu deildir; buna mukabil bizde strabmzn sebeplerinin ounu iinde barndran gelecek ve

    31

  • BJlim ve Bilgelik

    gemi iyice geniler, bunlarn gerek muhtevasna s adece ihtimal dahilinde olanlar eklenir ve bylece arzu ve korkunun nne snrsz bir alan alm olur. Halbuki bunlarla rahatsz edilmeyen hayvanlar sadece tahamml edilir olsa bile yaadklar her bir ann tadn sessiz ve sakince karrlar. Ayrca mnhasran yaanlan ana ait olan straplar ou zaman sadece fiziki olabilir.

    Hayvanlar aslnda lm de hissetmezler; onu ancak ortaya ktnda idrak edebilirler ve zaten o zaman da k yokturlar. Dolaysyla bir hayvann hayat srekli bir imdidir. O teemmlsz tefekkrsz imdinin iine gark olmu olarak yaar; ve aslnda insanlarn da byk ounluu ok az bir tefekkr ve tezekkrle yaar. Hayvanlarn burada szn ettiimiz zihin yaplarnn bir baka sonucu bilinlerinin evreleriyle tam uyumlandr. Hayvan ile harici dnya arasnda hibir ey bulunmaz; fakat bizimle dnya arasnda her zaman onunla ilgili dncelerimiz ve tasawurlarmz vardr ve bunlar ou zaman bizi ona, onu bize ulalmaz hale getirir. Ancak ocuklarn ve hemen hi eitim grmemi kimselerin durumunda bu duvar zaman zaman o kadar incelir ki bunlarn iinde ne olup bittiini bilmek iin etraflarnda olan biteni grmemiz yeterlidir.

    Dolaysyla hayvanlar ne kastl ne riyakar olabilirler; onlar hibir eyi ihtiyaten saklamazlar. Bu bakmdan bir cam su barda madeni bardak karsnda ne ise bir kpek de insan karsnda odur ve kpein bizim iin bu kadar sevimli .olmasnda bunun pay byktr. Kendimizde ou zaman saklamay tercih ettiimiz btn bu eilim ve duygularn onda basite ve aka gzler nne serilmi olduunu grmek bize byk bir zevk verir. Umumiyetle hayvanlar deyi yerinde ise her zaman elleri ak oynarlar; gerek ayn gerekse

    .32

  • uur, Hafza ve Habrlama

    farkl cinsten olsun birbirilerine kar davranlarn bu sebepten tr bu kadar byk bir zevk ile seyrederiz. Onlarn davranlar insanlarnkinden farkl olarak belli bir masumiyet damgas ile ayrt edilir; halbuki akln ve onunla birlikte ihtiyat yahut dnp tanmann iin ierisine karmasyla bu tabii masumiyet insanlarn davranndan ekilmitir. Bunun yerine insan davran kast veya taammdn2 damgasn tar ki hayvanlarn her trl davrannn temel karakteristii bunun yokluu ve dolaysyla ann itepisiyle belirlenmesidir. Dolaysyla kelimenin gerek anlamnda kast veya maksat hibir hayvann g yetirebilecei bir ey deildir; bir maksad tasavvur ve takip etmek insann ayrcaldr; ve bunun ok nemli sonular vardr. Elbette gmen kularn veya arlarnki gibi bir igd ve aynca srekli ve inat bir arzu, mesela kpein kayp olan efendisine duyduu trden bir zlem, bir maksadn ortaya kna yol aabilir fakat bununla kartrlmamaldr.

    Btn bunlarn nihai temeli insan zekas ile hayvan zekas arasndaki ilikide bulunur ve bu u ekilde de anlatlabilir. Hayvanlarn sadece dorudan bilgisi vardr, bizse bizim buna ilave olarak dolayl bilgiye de sahibiz; ve dolayl bilginin dorudan bilgi zerinde birok eyde, mesela trigonometri ve analizde, kol gc yerine makine iinde sahip olduu stnlk burada da ortaya kar. Dolaysyla bir kez daha ifade edebiliriz: hayvanlarn sadece tek veya basit bir zekas vardr, bizim ise hem alglayp - kavrayan, hem dnp tasarlayan ifte zekamz vardr; ve bu ikisinin ameliyeleri ou zaman birbirinden bamsz olarak gerekleir. Bir eyi alglar ve bir baka eyi dnrz. Keza ou zaman bunlar birbiriyle irtibatldr. Meselenin bu ekilde ortaya konul-

    2 (: dle Vorsatzlichkeit.J

  • Bilim ve Bilgelik

    mas bilhassa bizim yukarda insan saknganlna zt olarak szn ettiimiz hayvanlara zg aklk ve safl anlamamz salar.

    Mamafih natura non tacit saltus3 yasas, her ne kadar tabiat hayvanlarnkinden insanlarn zihnine hasl ettiklerini husule getirme aamasnda en byk adm atmsa da, hayvanlarn zihni ile ilgili olarak bile bsbtn devre d braklmamtr. Kukusuz en yksek hayvan trnn en sekin cinslerinde zaman zaman zayf da olsa dnmenin, akletmenin, szleri anlamann, tasarlamann, temkinin, teemmln izine rstlanr ve bu her zaman hayretimizi mucip olur. Bu trden en arpc zellikleri filler sergiler; yksek derecede gelikin zihinleri zaman zaman iki yz yl bulan bir mrlk itiyat ve tecrbe ile geniler ve desteklenir. yi bilinen menkbelerde kaydedildii zere filler ekseriya, taammt denilebilecek nceden tasarlamann ak iaretlerini vermitir ve bu her zaman hayvanlarda sair her eyden fazla aknlmza sebep olur. Terziden hncn i batrarak karan bir filin hikayesi mesela byle bir hikayedir. Mamafih buna benzer bir baka hadiseyi unutulup gitmesin diye burada bilhassa nakletmek istiyorum nk bunun doruluunun mahkeme kaytlaryla tevsik edilebilme stnl var.

    18.30 ylnn 2 7 Austos'unda ngiltere, Morpeth'te Baptist Bemhard'n, fili tarafndan ldrlm bir bakcnn pheli lm vakasnn aratrld resmi soruturma (Coroners inquestJ yapld. Ortadaki delillerden anlalan uydu ki iki yl nce bakc fili ar bir ekilde krp gcendirmiti; ve aradan iki yl getikten sora fil ortada hibir sebep yokken fakat gayet elverili bir frsat karmayarak birdenbire bakcsn yakalayp un ufak etmiti (O gnk Spectator ve dier

    .3 ( : Tabi at sram a yapmaz . )

    34

  • uur, Hafza ve Hatrlama

    ngiliz gazetelerine baknz). Hayvanlarn zihin yaps ile ilgili ze l malumat iin Leroy'un harikulade kitab, Sur l'inte11igence des animaux (yeni bask, 1802) tavsiye ederim.

    35

  • KAVRAM VE KAVRAYI*

    Duyular zerindeki d tesir (intiba) ve sadece onun kendi bana iimizde uyandrd ruh hali eylerin mevcudiyeti ile birlikte ortadan kaybolur. Dolaysyla bu ikisi rettikleri ile gelecekte davranmza klavuzluk edecek olan asl tecrbeyi kendi bana oluturmaz. Bu intibam muhayyilenin muhafaza ettii hayal yahut sureti intibam kendisinden de zayftr; ve gnden gne daha da zayflar ve zaman ierisinde btnyle kaybolur. Geriye tek bir ey kalr: o ne bu intibam birdenbire kayboluuna ne de onun suretinin tedricen kayplara karmasna tabidir ve dolaysyla zamann gcnden masun ve muaftr: kavram. u halde tecrbenin rettii ey onda biriktiriliyor olmaldr ve hayatta atacamz admlar iin gvenilir bir klavuz olarak uygun olan sadece odur. O nedenle Seneca hakl olarak ifade eder: Si vis tibi omnia subjicere, te subjice rationi 1 (Ep. 37) . Ve ben de buna ilave ediyorum: gerek hayatta bakalarndan stn olmann (berlegen) temel art dnceli veya ihtiyatl olmak (berlegt),2 bir baka deyile, kavramlara uygun olarak almaya koyulmaktr.

    * Dle Welt a/s Wille und Vorstellung, Bd . i l , Kap. 6: Zur Lehre von der abstrakten, oder Vemunft-Erkenntn'ten seilip derlenmitir. (: Eer her eyi kendinize tabi klmak istiyorsanz o zaman akla tabi olu n . )

    2 (: berlegen, fiil olarak stne dnmek, dnp tanmak, lp bimek, teraziye vurmak vb. ; ayn fiilin ortac veya sfat fiili berlegt ise, dnceli ihtiyatl, basiretli vb. anlamlara gelir. )

    37

  • Bilim ve Bilgelik

    Zihnin kavram gibi nemli bir aleti aikar ki szckle, bu saf ses ile ayn ey olamaz, ki bir his veya sezi olarak o anla beraber kaybolur veya iitmenin bir hayali olarak zamanla lr gider. Fakat kavram ak bilinci ve muhafazas szce bal olan bir tasavvurdur. Bu sebepten tr Grekler sz, kavram, ba - mnasebet, dnce, tasavvur ve akla ilkinin adyla, 6 A.6yo diyorlard . Ancak kavram sadece bal olduu szckten deil fakat ayn zamanda teekkl ettii kavray - alglardan da btnyle farkldr. O bu duyu izlenimlerinen btnyle farkl bir mahiyettedir; ama ok uzun bir zaman getikten sonra bile onlar deimemi ve azalmam olarak tekrar geri vermek iin btn kavray - alg sonularn kendisinde toplayabilir; tecrbe ancak byle ortaya kar. Fakat kavram alglanan veya hissedileni muhafaza etmez; o daha ok btnyle deimi bir kalp iinde esas veya asli olan ama bu sonularn uygun bir temsili olarak muhafaza eder. Nitekim iekler deil fakat onlarn ok ince yalan, uucu zleri ayn koku ve ayn meziyetlerle muhafaza edilebilir.

    Klavuzu doru kavramlar olan davran neticede kastedilen gereklikle rtr. Eer eylerin ve bir arada var olan ve birbirini takip eden hallerin saysz okluuna ve eitliliine bir gz atacak ve ardndan konumann ve yazmann (kavramlarn iaretleri) bize buna ramen ne zaman ve nerede olursa olsun her ey ve her nispet-iliki hakknda doru bilgi salayabilmesini yle bir dnecek olursak kavramlarn paha biilmez kymetini anlarz; nk grece az sayda kavram bnyesinde snrsz sayda ey ve vaziyeti barndrr ve onlar temsil eder. Dnmemizde soyutlama da karlatrlacak ve her yne ekip evrilecek bilginin daha kolay kavranmas iin faydasz ykn atlmasdr. Dolaysyla gerek eylerde elzem olmayan ve sadece karkla sebebiyet

    38

  • Kavram ve Kavray

    veren birok ey atlanr ve bylece in abstracto (soyutta) tasavvur edilen az fakat esasl kayt yahut belirlenimlerle i grlr. Fakat nasl ki genel kavramlar sadece dnmeden ve gerek belirlenimlerin terk edilmesinden teekkl ediyor ve dolaysyla ne kadar genel iseler ileri de o lde bo ise bu yolun veya yntemin faydas da daha nce elde edilmi bilginin ilenmesiyle snrldr. Bilgimizde ierilen ncllerden sonular karmak da bu ileme ameliyesine dahildir.

    Buna mukabil yeni kavray muhakeme melekesinin yardmyla ancak sezgi - alg bilgisinden elde edilebilir nk ancak bu bilgi tam ve zengindir. Ayrca kavramlarn muhtevas ve mul birbiriyle ters orantl olduu dolaysyla bir kavram altnda ne kadar ok ey dnlrse onda o kadar az ey dnld iin, kavramlar dereceli bir dizi, en zelden en genele doru bir silsilei meratip olutururlar; bunun alt ucunda skolastik gerekilik, st ucunda da adclk3 neredeyse hakldr. nk en zel kavram neredeyse mfret yahut mnferittir ve dolaysyla neredeyse gerektir; en genel kavram yani varlk (ba fiilin mastan) ise neredeyse bir szckten baka bir ey deildir. Dolaysyla geree inmeksizin bu trden genel kavramlar iinde kalan felsefi sistemler szcklerle hokkabazlk yapmaktan pek de farkl deildir. Zira nihayetinde her trl tecrit (soyutlama) tasavvura dayanr, onu ne kadar devam ettirirsek geriye o kadar az ey kalm olur.

    Bu yzden mtemadiyen safi hudutsuz soyutlamalar ierisinde dnp dolaan gnmzn u felsefe taslaklarn okuduum zaman btn dikkatime ramen ok gemeden neredeyse onlarla ilgili bir ey dnemez hale geliyorum, nk onlarda dnecek malzeme bulamyor, bo kabuklarla uratm zannna kapl-

    .3 ( : der Nominalismus. J

    39

  • Bilim ve Bilgelik

    yorum, yle ki sanki bu ok hafif cisimleri savurmaya alrken tecrbe ettiimize benzer bir duygu veriyor. Burada kuvvet ve ayrca gayret de mevcuttur fakat bunlar bir baka hareket hasl etme kabiliyetini dourmak iin stlenecek nesne yoktur. Her kim bunu tecrbe etmek isterse Schelling'in takipilerinin, daha da iyisi Hegelcilerin eserlerini okusun.

    Basit kavramlar zmlenemez olduktan iin zorunlu olarak byle olacaklardr; dolaysyla bunlar asla analitik bir yargnn konusu olamazlar. Bunu imkansz buluyorum nk bir kavram dnp tasavvur ettiimiz vakit aYr zamanda onun muhtevasn da ifade edebilmemiz gerekir. Genellikle basit kavramlarn rnekleri olarak gsterdiklerimiz kavram deil fakat ksmen duyularn, mesela belirli bir renginkiler gibi, duyumlar, ksmen de bizce a priori bilinen alg kalplardr ve dolaysyla aslnda sezgi-alg bilgisinirt nihai unsurlardr. Ne var ki granit yerbilim iin ne ise bu da btn tasavvurlarmzn sistemi iin odur; sezgi - alg bilgisi de burada daha tesine gidemediimiz, her eyi destekleyen nihai sert zemin gibidir.

    Bir kavramn ak seiklii sadece onu yklemlerine ayrabilmemizi deil fakat ayn zamanda bunlar, hatta onlarn soyutlamalar olmas halinde bile, bir defa daha zmleyebilmemizi gerekli klar, bylece bu sonunda sezgi - alg bilgisine ulancaya ve dolaysyla onu somut eylere balayncaya kadar devam edecektir. yle ki bunlarn ak algsyla nihai soyutlamalar dorular ve bylece hem bunlarn hem de bunlara dayanan daha yksek soyutlamalarn tmnn gerekliklerini temin etmi oluruz. Dolaysyla kavram yklemleri ifade edilir edilmez ak seiktir ynndeki mutat aklama yeterli deildir. nk bu yklemlerin ayrtrlmas belki baka

    4 (: anschauenden rkenntiss. J

    40

  • Kavram ve Kavray

    kavramlara gtrebilir; o nedenle btn bu kavramlara gereklii veren alglarn nihai temeline ulamakszn bu byle devam edebilir. Mesela "ruh" kavramn alalm ve onu yklemlerine ayntralm: "dnen, isteyen, gayr maddi, basit, mekan igal etmez, yok olmaz varlk" . Burada hibir ey ak seik dnlmemitir, nk bu kavramlarn unsurlar alglarla dorulanamaz, zira beyinsiz bir dnen varlk midesiz hazmeden bir varlktan farkszdr.

    Kavramlar deil sadece alglar gerekten aktr; kavramlar olsa olsa seik olabilirler. O nedenle alg bilgisi yegane karmak soyut bilgi diye aklandnda "ak ve karmak"n yan yana getirilmesi ve e anlamllar gibi kullanlmas ayn zamanda samadr da, nk yalnzca bu karmak olduu sylenen bilgi seik bilgidir. Bu nce Duns Scotus tarafndan yapld, fakat aslnda Leibniz de bu grteydi ve onun Identitas indiscernibilium'u buna dayanr. Kant bunu Saf Akln .Eletirisi'nde rtmt, bunun iin ilk basknn 275. sayfasna baknz.

    Yukarda temas edilen kavramla szcn ve dolaysyla lisan ile akln yakn mnasebeti nihayetinde una dayanr: Zaman, deruni ve harici kavray ile birlikte batan sona btn bilincimizin formudur. te yandan kavramlar soyutlama ile ortaya kmtr ve her trl mnferit eyden farkl olan tmyle genel tasavvurlardr. Bu hviyetleri ile onlar belli bir lde nesnel bir varla sahiptir ve bu bakmdan zaman ierisindeki bir sra yahut diziye dahil deillerdir. Dolaysyla ferdi bilincin dorudan imdisinin bir paras olmak ve bylece bir zaman dizisinin ierisine girebilmek iin onlarn belli lde muayyen eylerin tabiatna yaklamalar , mnferitlemeleri ve duyularn bir tasavvuruna balanmalar gerekir: bu szcktr. Binaenaleyh bu kavramn hissedilir iaretidir ve bu hviyetiyle o onu sabitlemen i n , die r

    4 1

  • BJJ/m ve Bilgelik

    bir deyile, onu zaman formuna bal olan bilince canl bir ekilde getirmenin, ve bylece nesneleri ne mekan ne zaman tanyan genel universaliadan ibaret olan akl melekemiz ile zamana bal, hissi ve bu lde sadece hayvani olan bilin arasnda bir ba kurmann zorunlu vastasdr. Kavramlarn keyfi ihzar ,5 dolaysyla hatrlanmas ve hf zedilmesi bizim iin ancak bu suretle mmkn ve msaittir; kavramlarla yaplacak ilemler, yani, yarglama, karm, karlatrma, snrlama ve benzeri yine ancak bu suretle mmkndr.

    Kukusuz kavramlarn zaman zaman bilinci iaretlerinden bamsz olarak kapladklar vakidir, bir muhakeme silsilesini szckleri zamannda dnemeyecek kadar hzl yrttmz zaman durum byledir. Fakat byle haller akln yksek kullanmn gerekli klan istisnalardr ve akl buna ancak dil sayesinde ulaabilir. Sar-dilsizlerin durumuna baktmzda akl melekesinin kullanmnn dile ne kadar bal olduunu anlarz; eer bunlar dilin hibir trn renmemi iseler maymun veya fillerden daha fazla akl emaresi gstermeleri zordur; nk akl melekeleri actu deil neredeyse tamamen potenadr.

    Bu sebepten tr sz ve konuma ak dnme iin vazgeilmez vastalardr. Fakat nasl ki her vasta, her aygt ayn zamanda ayak badr ve destek olduu gibi kstek olur, dil iin de ayn durum sz konusudur. nk o iinde snrsz derecede ince ayrmlar barndran akkan ve deiken tasavvurlar belli kat, deimez formlara girmeye zorlar ve sabit hale getirerek ayn zamanda onlara pranga vurur. nmze konulan bu engeli birka dil renerek ksmen kaldrabiliriz; nk o zaman dnce bir kalptan dierine konulur, her bir kalpta eklini bir lde deitirir ve dolaysyla giderek her bir kalp ve kabuklar kurtulur. Bylece onun asl

    5 (: die Reproduktion: ankla( n) ma.J

    42

  • Kavram ve Kavray

    z bilince daha ak seik gelir ve ilk bata sahip olduu deiim kabiliyetini yeniden kazanr.

    Mamafih eski diller bu grevi yenilerden ok daha iyi yerine getirirler nk yenilerden byk farkllklar sebebiyle ayn fikir onlarda gayet farkl bir tarzda anlatlacak ve dolaysyla ok farkl bir ekle veya kalba brnecektir. Bunun yan sra eski dillerin daha kusursuz grameri dncelerin ve mnasebetlerinin daha sanatkarane ve daha kusursuz inasn mmkn klar. Dolaysyla gemite Grek veya Roma dnyasnn bir ferdi belki kendi dilinden memnun ve mutlu olabilirdi; fakat yeni dnyann tek bir patoisndan6 baka bir ey anlamayan kimse bu sefaletini yazma ve konumada hemen ele verecektir; nk onun dnmesi bu sefil, beylik kalplara sk skya bal olduu iin kanlmaz olarak eilmez bklmez ve tekdze grnecektir. Kukusuz deha sair her eyde olduu gibi bunu da telafi etmenin bir yolunu bulacaktr; mesela Shakespeare'de byledir.

    Burke, lnquiry into the Sublime and Beautiful, P. 5, sect. 4 ve 5'te benim birinci cildin 9'unda izah ettiim eyin tamamen doru ve olduka tafsilatl bir aklamasn verir: Bir konumann szleri zihinde kavraya dayal tasavvurlar, resimler canlandrlmakszn mkemmelen anlalr. Fakat o bundan tamamen yanl bir sonuca varr: szckleri herhangi bir tasavvurla ilikilendirmeksizin duyar, anlar ve kullannz. Halbuki bundan u sonucu karmalyd : btn tasavvurlar (ideas) kavraya bal olarak oluturulan temsiller (images) deildir fakat bilhassa szcklerle ifade edilmesi gerekenler saf kavramlardr (abstract notions) ve bunlar tabiatlar gerei alglanabilir7 deildir. Srf szckler kavraya bal tasavvurlardan tamamen farkl olan saf genel kavranlan ilettikleri iin btn dinleyiciler mesela bir hadisenin aktarm esnasnda ayn kavranlan almlayacaklardr.

    6 (Fr. : kyl dili; bozuk dil.)

    43

  • Bl/Jm ve Bilgelik

    Fakat eer olur da daha sonra bu hadiseyi zihinlerinde vuzuha kavuturmak isterlerse her biri muhayyilesinde anlatlanlara dair farkl bir resim veya temsil oluturacak ve bu sadece grg tannn sahip olduu doru resimden hatn saylr lde farkl olacaktr. Her olgunun her bir anlatmla kanlmaz olarak tahrif olmasnn bata gelen sebebi (elbette baka sebepleri de vardr) burada aranmaldr. kinci anlatc muhayyilesindeki resimden tecrit ettii kavramlar nakleder ve bir nc anlatc bunlardan yine kendine gre ikincinin anlattndan daha da farkl bir resim yahut tasawur oluturur. Bu defa da nc anlatc bunlar kavramlara dntrr ve bu sre byle devam eder. Kendisine aktarlan kavramlara smsk yapacak ve bunlan bir sonrakine nakledecek kadar duygusuz olan kimse en gvenilir nakilci olacaktr.

    Kavramlann z ve tabiatyla ilgili bulabildiim en iyi ve en mantkl aklama Thomas Reid'in Essays on the Powers of Numan Mind, C. il, Essay 5, eh. 6 'dadr. Bu daha sonra Dugald Stewart tarafndan Philosophy of the Numan Mind'da reddedilmitir. Byle bir adama kat ziyan etmemek iin ksaca ifade edeyim ki gnmz dnyasnda kayrma ve e dost yardmyla hak edilmemi hrete kavumu olan oklanndan biri de budur; o sebeple burada ancak tavsiye yerine gemesi iin bu s kafann karalamalarna bir saat bile aynlmasnn zaman israf olacan syleyebilirim.

    Asilzade skolastik Pico della Mirandola akln mcerret tasawurlar, mdrike veya anlama yetisinin8 de kavraya bal tasawurlar melekesi olduunu zaten anlamt . Nitekim De lmaginatione, bl . 1 1 'de anlama yetisi ve akl birbirinden ak biimde aynr ve sonuncusunu insana zg akl yrtme melekesi, ncekini de meleklere hatta Tanr'ya mahsus bilgi trne akraba olan sezi

    8 (Srasyla: die Vemunft; der Verstand.J

    44

  • Kavram ve Kavray

    melekesi9 diye izah eder. Spinoza da gayet doru olarak akl genel kavramlar oluturma melekesi diye tarif eder (Bthica, il, prop. 40, schol . 2). Eer gerisinde son elli yldr Almanya'nn btn bu flozof msveddelerinin akil kavramyla oynadktan maskaralklar olmam olsayd elbette bu tr eylerin szn etmeye lzum kalmazd. nk bunlar utanmaz bir kstahlkla bu isim altnda btnyle aslsz ve uydurma bir ey, dolaysz, metafizik, szm ona duyum st bir bilgi melekesi yutturmak istiyorlar. Buna mukabil gerek akla da anlama yetisi diyorlar ve onlara tamamen yabanc bir ey olduu iin asl anlama yetisini ise btnyle grmezden geliyor ve onun sezi ilevlerini duyarla atfediyorlar.

    Her areye, her ayrcala, her stnle derhal yeni mahzurlar veya kstekler musallat olur, o dnyadaki her eyde olduu gi bi hayvanlara nazaran insana byk stnlkler salayan akl melekesi iin de bu byledir; nitekim o da beraberinde kendine zg mahzurlar getirir ve hayvanlarn asla dmeyecei yanllarn yollarn aar. Akl melekesi i le insan iradesi nnde hayvan iin kapal olan btnyle yeni bir saik tr alm olur. Bunlar soyut saikler, safi dnceler veya tasavvurlardr ve hibir surette her zaman tecrbeden karlmazlar. Ekseriya bunlar insana sadece bakalarnn konumalar ve rnekleri , ifahi veya kitabi aktarm yoluyla ularlar. Bu tr saiklerin dnce veya tasavvura ulamasyla birlikte insan hata veya yanlgya kar korunmasz kalr.

    Fakat her yanlg er veya ge mutlaka zarar verir ve yanlg ne kadar bykse bu zarar da o kadar byktr.

    9 (Srasyla: dlskurs/ve; lntultlve.J o (Ya da: . . . i ltisak ediyor, bnyesinde bir gedik aarak ona nfuz ediyor

    larsa . . . )

    45

  • Bilim ve Bilgelik

    Ferdi yanlgsna syanet eden1 1 bir gn onu tazmin ve telafi edecek ve ou kez ar bir bedel deyecektir. Ve ayn ey daha geni lekte btn milletlerin yaygn yanllar iin de geerlidir. Bu sebepten tr ne kadar tekrar edilse azdr, nerede karlarsak karlaalm her yanl insanln dman olarak takip edilip mutlaka kk kaznmaldr. u da ilave edilmeli ki , ayrcalkl veya hatta tasvip grp cevaz verilmi yanllar diye bir ey olamaz. Hekimin yarasna dokunduu hasta gibi insanlar hep bir azdan yaygara koparsalar dahi dnr bunlara saldrmakta asla zafiyet gstermemelidir. Hayvanlar hibir zaman tabii yoldan uzaklamazlar

    nk onun saikleri sadece, yegane mmkn hatta yegane gerein alan olan alg dnyasnda 1 2 bulunur. Buna mukabil safi tasavvur yahut tahayyl edilebilir olan, dolaysyla ayn zamanda aslsz, imkansz, anlamsz ve sama olan her ey soyut kavramlara, tasavvurlara ve szcklere girer. imdi akl melekesi herkese ama muhakeme kabiliyeti pek az kimseye verildii iin neticede insan aldanmaya aktr nk o herhangi birinin kulana soktuu tasavvur edilebilir her vehmin kucana terk edilir. Bunlar onu bir saik olarak iradesi zerine etki ederek her trden terslik ve budalalklara, duyulmadk taknlklara, keza hayvan tabiatna en zt eylemlere srkleyebilir.

    Bilgi ve yargnn el ele gittii hakiki irfan ve terbiye 1 3 ancak az kimsede gerekleebilir ve daha d a az onu zmseyip hazmedebilir. nsanlarn byk ounluu iin her yerde bir tr talim onun yerini alr. Bu daha nce ii bozacak herhangi bir tecrbe, anlay ve yarg

    1 1 (: hegen: ayn zamanda aziz tutmak, barna basmak, stne pervane olmak vb. anlamlan da vardr. )

    1 2 (4.3. sayfadaki 7 numaral dipnotla karlatnnz . ) 1.3 (: eigentliche Bildung. )

    46

  • Kavram ve Kavray

    gc ortaya kmamsa, rnek, alkanlk ve belli kavramlara dair ok erken ve salam intiba ile gerekleir. Daha sonra sk skya sarldmz dnceler bu ekilde aklmza sokulur ve sanki doutan sahipmiiz gibi eitim renimle sarslmazlar ve bunlar ou zaman, hatta filozoflar tarafndan bile byle kabul edilir. Bu suretle insanlar doru ve makul olan veya en sama ve anlamsz olanla ayn abay gstererek etkileyebiliriz. Mesela onlar u veya bu saplantya huu ile yaklamaya ve bunlarn isimleri anldnda kendilerini sadece bedenen deil fakat btn ruhlaryla da yerlere kapanmaya altrabiliriz; szckler, isimler, en tuhaf heveslerin mdafaas iin mallarn ve canlarn seve seve tehlikeye atmaya; una veya buna sebepsiz yere en yksek hrmeti veya en derin itibarszl atfetmeye ve buna bal olarak derin kanaatle herkesi yksek veya kk grmeye; Hindistan'da olduu gibi onlar her trl hayvani gdadan uzak durmaya veya canl hayvandan hata scak ve titreyen paralan kesip i i yemeye . . . altrabiliriz. Mesela yalnzca kiiyi gn nn sebebinin gne olmadna salam biimde ikna etmi olsaydk ok gemeden insanlarn arasnda bunu yaygn bir kanaat olarak yerlemi greceimizi umut edebilirdik. Almanya'da Hegel'i , bu iren ve sersem arlatan, bu benzeri grlmemi ikinci snf samalklar yazarn btn zamanlarn en byk filozofu olarak ilan etmek mmknd. Yirmi yldr binlerce kii kr krne ve kesin bir ekilde buna inanyor ve hatta Almanya dnda Danimarka Akademisi onun hretini desteklemek amacyla benim yanllarm ortaya karmaya alyor ve onu summus philosoph us olarak kabul etmek istiyordu (Bu bahisle ilgili olarak benim Orundprobleme der Ethik 'imin nszne baknz) . Demek ki bunlar akl melekesinin varoluunda sakl ve yarg gcnn eksikli-

    47

  • Bilim ve Bilgelik

    i sebebiyle ba gsteren mahzurlardr. Bunlara ldrma ihtimali de eklenmelidir. Hayvanlar ldrmaz, her ne kadar etoburlar fkeden deliye dnebilir, otoburlar da bir tr cinnet hali yaayabilirler ise de.

    48

  • KAVRAM BLGSKA VRA YI SEZGS*

    Kavramlarn malzemesini alg - kavray bilgisinden aldklar ve buna binaen dnce dnyamzn genel yapsnn alg dnyasna dayand gsterildi. Dolaysyla ara aamalar yoluyla da olsa her kavramdan geriye ya dorudan karldklar alglara ya da kendileri de onlarn birer soyutlamas olan kavramlara gidilebilmelidir. Dier bir deyile kavramlar rneklerle ilikisi bakmndan soyutlamalara yardma hazr olan alg - kavraylarla dorulanabilmelidir. Bu kavraylar bylece btn dncemizin gerek muhtevasn salarlar, ne zaman eksik olsalar kafamzda kavramlar deil fakat sadece szckler vardr. Bu bakmdan zihnimiz bir tedavl bankasna benzer ve eer muteber olacaksa dolama soktuu btn senetlerin bedellerini talep edildiinde deyebilmesi iin bu bankann kasasnda yeterli nakit paras olmas gerekir. Burada alglar nakit para, kavramlar paray temsil eden senetlerdir. Bu anlamda alglara gayet yerinde olarak asli, kavramlara ise tali temsiller - tasavvurlar denilebilir. Buna mukabil skolastiklerin Aristoteles'ten (Metafizik, v, 1 1; XL 1 ) esinlenerek gerek eyleri substantiae primae, kavranlan da substantiae secundae diye adlandrmalar pek uygun deildir.

    Kitaplar sadece tali temsilleri aktarrlar. Bir eyin algdan yoksun kavranlan onun sadece genel bilgisini verir.

    * Die Welt als Wille und Vorstellung, Bd. iL Kap. 7 : Vom Verhi'ltni,6 der anschauenden zur abstrakten Erkenntni,6.

    49

  • Bilim ve Bilgelik

    eyleri ve onlarn ilikilerini tam olarak ancak szcklerin yardm olmakszn saf, ak seik alglarla gzmzde canlandrabildiimiz kadaryla anlarz. Biroklarnn felsefe yapmalarnn esasn oluturan kelime kelime aklamak, kavram kavram karlatrmak aslnda kavram alanlan ile oynamak ve durmadan onlarn yerlerini deitirmektir ve bunu da hangisinin tekini kapsadn, hangisinin berikinde ierildiini grmek iin yaparlar. Bu yolla olsa olsa sonulara - hkmlere ularz; fakat sonular bile aslnda yeni bilgi vermezler. Bilakis bunlarn bize gsterdiklerinin tamam bilgide zaten mevcuttur; belki bu bilginin hangi blmnn sz konusu duruma uygulanabileceini bu sonular vastasyla renebiliriz. Buna karlk hissedip alglamak, eylerin bize kendi kendilerine konumalarna izin vermek, bunlar arasndaki yeni ilikileri sezip kavramak ve ardndan katiyetle malik olmak iin bunlarn tmnn tortusunu alp kavramlarda biriktirmek: bize yeni bilgiyi veren ite budur.

    u var ki neredeyse herkes bir kavram dieriyle karlatrabilmesine karn kavramlar alg - kavraylarla karlatrma yetisi sekin bir aznla verilmi bir batr. Mkemmeliyet derecesine gre bu ba, bu kabiliyet anlay, yarg gc, basiret - feraset ve dehann artdr. Halbuki kavramlar birbirleriyle karlatrma yetenei ile netice muhtemelen akl yrtme yoluyla vasl olunan dncelerden az daha fazlasdr. Her trl halis ve hakiki bilginin en i cevheri bir alg - kavraytr; her yeni hakikat de byle bir alg - kavrayn meyvesidir. Her zgn dnme tasavvur veya hayallerle yaplr; muhayyile bu yzden dnmenin bu kadar zorunlu bir aygtdr ve muhayyile olmakszn zihinler asla byk bir ey ortaya koyamazlar; bunun tek istisnas matematiktir. Buna mukabil znde alg - kavray ekirdei olmayan safi soyut tasavvurlar gereklikten yoksun bulutsu olu-

    50

  • Kavram Bilgisi-Kavray Sezgisi

    umlara benzer. ister retmeyi esas alsnlar, ister iiri gaye edinsinler her yazma ve konumann nihai hedefi yazann okura kendisinin yola kt alg - kavray bilgisine klavuzluk etmesidir; eer byle bir gayesi yoksa zaten kt demektir. Bu sebepten tr gerek her eyin tefekkr ve mahedesi gzlemciye yeni bir ey sunar sunmaz bu onun hakknda okuduu ve duyduu her eyden daha retici olur. Zira aslnda meselenin temeline inecek olursak her trl hakikat ve bilgelik, hatta eylerin nihai sm, gerek olar eylerde sakldr ama kesinlikle in concreto ve tpk maden filizinin iinde sakl olar altn gibi; mesele onun nasl kanlacadr. Halbuki bir kitaptar hakikati olsa olsa ancak ikinci elden renebiliriz, o da her zaman dei l . . .

    Gerekten kt olarlar bir tarafa braklacak olursa birok kitapta yazar, eer btnyle tecrbi bir muhtevaya sahip deilse, muhakkak dnmtr, ama sezip idrak etmemitir; sezip kavrayarak deil dnerek yazmtr. Onlan byle vasat ve skc yapar tam da budur. nk yazann dndn herhalde biraz gayret etse okur da dnebilirdi; nk o temada zaten zmnen mevcut olann mantk ve muhakeme mahsul fikirlerle rlm hali , onun daha tafsilatl izahatdr. Fakat bu yolla dnyaya gerek anlamda yeni hibir bilgi gelmez; o ancak eyann yeni bir cihetinin kavranl, dorudan sezilip idrak edilii annda husule gelir. Bu sebepten tr bir yazann dnmesinin temelini bir kavray yahut sezi tekil etmesi halinde onun yazdk.lan sanki okurun hibir zaman olmad bir diyardan yazlm gibidir, nk her ey taze ve yenidir zira onlar her trl b ilginin asli kaynandan dorudan kanlmlardr. Burada bahis konusu edilen farkll gayet kolay ve basit bir misalle izah edeceim. Her basmakalp yazar derin tefekkr halini veya donup kalm aknl : "Tpk bir

    5 1

  • BlJJm ve Bllgellk

    heykel gibi duruyordu" diyerek kolayca tasvir edecektir. Fakat Cervantes: "Tpk zeri kumala rtl bir heykel gibiydi; nk rzgar kyafetlerini kmldatyordu" der (Don Quixote, K. Vl , bl . 1 9) . Bu ekilde btn byk kafalar her zaman sezgi ve kavrayn kucanda dnmler ve dnmelerinde baklarn dosdoru hep onun zerinde tutmulardr. Bunlarn birbirine en uzak olanlarnn bile ou zaman tefenuatta uzlap bulumalarnda baka eylerin yan sra bunu grp tanrz. Bunun tek sebebi onlarn hepsinin gzlerinin nnde bulunan ayn eyden, yani dnyadan, sezilip kavranlan gereklikten sz etmeleridir. Haddizatnda onlarn hepsi belli bir lde ayn eyi sylerler ve dierleri onlara asla inanmazlar. Aynca bu onlarn ifadelerinin yerli yerindelii ve zgnlnde de grlp fark edilir, zira o ifadeyi kavray dourduu iin her zaman mevzua tpatp uyar. Onlarn bu zellii beyanlarnn naifliinde, temsil - tasavvurlarnn tazeliinde, tebihlerinin arpc etkisinde de grlr. Btn bunlar istisnasz byk kafalarn eserlerini farkl klar; halbuki dierlerinin eserlerinde bunlar her zaman eksiktir. Bu sebepten tr bu sonuncularn ellerinin altnda bulunan her zaman sadece bayat ve yavan ifade kalplar ve basmakalp tebih ve temsillerdir. Ve onlar btn yavan boluklar iinde bayalklarn gzler nne serme korkusuyla kendilerini asla ocuksu olmaya brakmay gze alamazlar. Bu sebepten tr Buff on demiti : Le style est J'homme meme.1

    Sradan kafalar iir yazmaya kalktklarnda ellerinde soyut olarak elde edilmi, birka beylik, hatta basmakalp fikir, ihtiras, soylu duygu ve benzeri vardr; iirlerinin kahramanlarna bunlar atfederler. Bu ekilde bu kahramanlar bu grlerin sadece ete keie brnm hali olurlar ve bu sebepten trdr ki bunlarn kendisi

    ( : slubu beyan aynyla insan . )

    5 2

  • Kavram Bilgisi-Kavray Sezgisi

    belli bir lde soyutlamadr ve dolaysyla soluk ve skcdr. Felsefe yapmaya kalktklarnda ellerinde birka hudutsuz kavram vardr, bunlan sanki cebir denklemi zyormu gibi saa sola geliigzel yerletirirler ve bunlardan bir ey kacan umut ederler. En fazla bunlarn hepsinin ayn eyi okuduklarn grrz. Kald ki cebir denklemlerini-ki imdilerde buna diyalektik diyorlar-taklit ederek bu soyut kavranlan byle gelii gzel yerletirmek suretiyle bize kesin ve gvenilir sonular da sunmazlar; nk burada szck tarafndan temsil edilen kavram cebir harfleriyle gsterilenler gibi mspet ve muayyen tarzda belirlenmi bir nicelik deil fakat bocalayan, belirsiz, eip bklebilen bir eydir.

    in asl u ki her trl dnme yani soyut kavramlar birbirine ulama ameliyesi malzemesi itibariyle olsa olsa daha nce sezilip kavranlm olann hatrlandr ve bu da dolayl olarak yani btn kavramlarn temelini oluturduu kadaryla byledir.

    Buna mukabil gerek bilgi yani dolaysz bilgi sadece alg, bizatihi yeni, taze kavraytr. Fakat akln ekillendirdii ve hafzann muhafaza ettii kavramlarn tm bilinte ayn anda asla mevcut olmazlar; belli bir anda bunlarn ancak ok kk bir adedi bilince verilir. Beri taraftan, algda verileni kavrarken sarf olunan enerji , ki genel olarak her eyin temeli aslnda bunda her zaman virtualiter (bilkuvve) ierilir ve temsil edilir, bilinci bir anda btn gcyle doldurur. Dehann renime2 snrsz stnl buna dayanr; eski klasik bir yazarn metni karsnda onun erhi veya yorumu ne ise dehann karsnda da renim odur. Esasen btn hakikat ve btn bilgelik nihayetinde alg - kavrayta yatar; fakat ne yazk ki bu ne muhafaza edilebilir ne de bakalarna aktarla-

    2 (: d/e Oelehrsamkeit: daha dorusu ne kadar geni ve hudutsuz olursa olsun . . . renim neticesinde elde edilene . . . ]

    53

  • Bilim ve Bilgell.k

    bilir. Olsa olsa byle bir aktarmn nesnel artlan plastik ve tasviri sanatlarla saflatrlp aklanarak, iirle ise ok daha dolayl bir yoldan, bakalarna sunulabilir; fakat bir o kadan da herkesin elinde olmayan ve her zaman herkesin sahip olmad znel artlara dayanr. Aslnda yksek mkemmeliyet dereceleri itibariyle bu tr artlar ancak kk bir aznln stnl ve ayrcaldr.

    Ancak en zayf bilgi , soyut ikinci dereceden bilgi , kavram, asl bilginin saf glgesi, kaytsz artsz aktarlabilir. Eer alg - kavraylar aktarlabilir olsayd o zaman bu zahmete deer bir aktarm olurdu; fakat nihayetinde herkes derisinin ve kafatasnn iinde kalmak ister ve kimse bir bakasna yardm edemez. Kavram alg - kavraytan zenginletirmek iir ve felsefenin srekli abasdr. Fakat insann temel hedefleri amelidir; ve algda kavranlann ardnda onda izler brakarak kalmas bunlar iin yeterlidir, bu izler sayesinde o bir sonraki benzer durumda onu tekrar tanr; ve bylece o dnya bilgeliine3 sahip olur. Bu yzden grm geirmi kimse kural olarak biriktirdii dorular ve eritii bilgelii bakasna aktaramaz, fakat sadece onu tatbik edebilir. Olan her eyi doru bir ekilde kavrar ve kararn buna gre verir:

    Kitaplarn tecrbenin, renmenin dehann yerini tutmamas birbirine yakn iki hadisedir; ortak temelleri ise soyutun asla algya-kavraya dayal olann yerini tutamamasdr. Bu sebepten tr kitaplar tecrbenin yerini tutamaz nk kavramlar her zaman genel kalr ve dolaysyla mnferit olana ulamaz; fakat hayatta uralmas icap edense tam da bu muayyen ve mnferit olandr. Bunun yan sra btn kavramlar tecrbede kavranlan muayyen ve mnferit olandan soyutlanr ve bu yzden kitaplarn aktard genel kavranlan bile yerli

    3 ( : we/tk/ug: grm geirmi, pimi. ) 4 ( : Halin icabna gre hareket eder. )

    54

  • Kavram Bilgisi-Kavray Sezgisi

    yerince anlamak iin bunlarn biliniyor olmas gerekir. renim dehann yerini tutmaz nk o da sadece kavramlar verir; halbuki dehann bilgisi (Platon'un szn ettii) eylerin idealannn kavranlmasna dayanr ve bu yzden esas itibariyle sezgiseldir. 5 Dolaysyla ilk hadisede bilginin kavranmas iin nesnel art; ikincisinde ise znel art eksiktir; ilkine eriilebilir fakat ikincisine eriilemez.

    Bilgelik ve deha, beeri bilginin Pamassos'unun bu iki zirvesinin kk soyut ve gidimli olanda deil fakat kavrayc melekede bulunur. Asl bilgelik soyut deil sezgisel bir eydir. O kendisinin veya bakalarnn aratrmasnn sonulan olarak kiinin kafasnda hazr dndrp dolatrd ilkelere ve fikirlere dayanmaz; bilakis o

    5 (: Jntuitiv: 20. yzylda Bergson'un felsefesinin temel ta haline getirecei kavram mtercimleri 5. Zeki, M. . Tun, ve Z. Gkalp hads, tahadds, sezgi vb. gibi karlklarla Trkeletirmeye almlar ise de dneminde cereyan eden tartmalarn takip edilmesi halinde de grlecei zere yaplan tekliflerle ilgili tereddtler vardr. Nitekim "fikirde bulunan iki hareketin tedrici", halbuki burada sz edilen ameliyenin "zihnin defaten mebadlden metallbe intikali yani delilin derhal zihne snuh edivermesi olup, bunun da tedrici deil ani olmas temellendirmesi ile "hads"e tlak olunmas hem teklif edilen bu karln kelimenin Latince etimolojisini gz nnde bulundurmamas hem de kavrama yklenen muhtevay in rerum naturam ne tr ihtiyacn dourduunun yeterince tahlil edilmemi olmas sebebiyle hakl olarak isabetli bulunmamtr. Mamafih Almanca Anschauung kavramna yakn zamanlarda teklif edilen "gr" karlnn da benzer bir kaderinin ve akbetinin olaca grlmektedir, u farkla ki burada ncekinin tersi vuku bulmakta ve ortaya kan netice "kendinden olmadka tercmeyle ancak buraya kadar" dedirtmektedir: "Gr" karl asln etimolojisini gz nnde bulundurmakla beraber herhangi bir atfa hacet kalmakszn hem muhtevay kendi gcyle tayamamakta hem de dilin kelime haznesi bir tarafa bizzat mensup olduu szck bei teklifi bnyesine kabul edip sindirememektedir. Geri bunda Almanca kavramn sui generlslli kadar filozofun kavram kullanmadaki keyfilie varan ipham yahut iklrclmlnin de pay vardr. Bu meyanda mesela yukarda s. 4..3'te 7 ; s. 46'da 2 ve aada s. 64'tekl 15 numaral dipnotlara baklabilir. Bu iklrcimln sonulan ileride kendisini fizik metafizik mukayesesinin yapld blmde daha esasl bir eliki olarak gsterecektir. Tabii bu eliki sadece dnrn bu konudaki teredddne balanamaz, bunun kkleri daha esakl bir yerde, Schopenhauer felsefesinin syncretisminde aranmaldr. )

    55

  • Bilim ve Bilgelik

    dnyann onun zihnine genel sunulu hali yahut tarzdr. Bu o kadar farkl dr ki onun sayesinde akll ahmaktan farkl bir dnyada yaar, deha kaln kafaldan farkl bir dnya grr. Dehann vcuda getirdii eserler btn dierlerininkini hudutsuzca aar ve bu onun grd ve ifadelerini ald dnyann bakalarnn kafalarndakinden ok daha ak, deyi yerinde ise, ok daha esasl biimde ilenmi olmas sebebiyle byledir. Bu sradan dnya da doal olarak iinde ayn nesneleri barndrr fakat glgesiz ve perspektifsiz bir in resmi tamamlanm bir yal boya tablo karsnda ne ise bu dnya da dahinin dnyas karsnda odur. Btn kafalarda malzeme ayndr fakat farkllk onun her birinde brnd kalp yahut formda yatar ve nihayetinde zekann birok muhtelif derecesi de bu farklla dayanr. Dolaysyla bu farkllk zaten kkte, kavrayc idrakte6 mevcuttur ve nce soyutta ortaya kmaz. Bu yzden asli (kkensel) zihni stnlk kendisini her vesileyle belli eder ve bakalarnca da derhal hissedilir ve nefretini celp eder.

    Gndelik hayatta da anlay gcnn sezgi bilgisi fiil ve hareketlerimize dorudan klavuzluk edebilir, halbuki akl melekesinin soyut bilgisi bunu ancak hafzann yardmyla yapabilir. Sezgi bilgisinin dnmek iin zamann olmad btn durumlarda stnl buradan kaynaklanr; nitekim gnlk ilikilerde byledir ve tam da bu sebepten tr kadnlar bu noktada kimse geemez. Ancak erkeklerin tabiatn, genel olarak olduu gibi, sezgiyle bilenler ve bylece nlerindeki kiinin ferdiyetini kavrayanlar onlar doru bir ekilde ve kesinlikle nasl idare edeceklerini anlarlar. Buna mukabil bakalar belki Gracian'n yz akn hikmetli vecizesini ezbere bilebilir ama eer sezgi bilgisinden yoksun ise bu anlan budalaca gaflardan ve yanllardan korumayacaktr.

    6 (: anschauenden Auffassung.J

    56

  • Kavram Bilgisi-Kavray Sezgisi

    nk her trl soyut bilgi ncelikle sadece evrensel ilkeleri ve kurallar verir; fakat o mnferit durumun tam olarak bu kurala gre ekillendiini sylemek zordur. O zaman hafzann nce kural tam zamannda sunmas gerekir ve bu ok seyrek olarak hemen gerekleir; ardndan propositio minorun mevcut durumdan oluturulmas ve nihayet bundan sonucun karlmas gerekir. Btn bunlar yaplncaya kadar ekseriya bize frsat srtn oktan dnm olur, bu mkemmel ilke ve kurallarn bu noktadan sonra bize salayaca ise yaptmz hatann bykln hesaplamaktan ibarettir.

    Kukusuz bu suretle zaman ierisinde tecrbe ve itiyat kazanrz ve bu da yava yava hayat bilgeliine dnr; dolaysyla bu bahiste soyut kurallar kesinlikle ie yarayabilir. Buna mukabil her zaman mnferit ve muayyen eyleri kavrayan sezgi bilgisi mevcut durumla dolaysz bir iliki ierisindedir. Onun iin kural, durum ve tatbikat birdir ve hareket hemen bunun arkasndan gelir. Gerek hayatta soyut bilgisinin zenginlii ile temayz eden ilim erbabnn hayat adamnca neden bu kadar geride brakldnn sebebini bu izah eder, nk bu sonuncusu kusursuz sezgi bilgisinde stndr; bunu ona asli mizac baheder ve zengin bir tecrbe de gelitirir. Bu iki bilgi tr arasnda her zaman kat para ile nakit madeni para arasndaki iliki vardr. Ancak nasl ki birok durum ve i iin nceki sonrakine tercih edilirse, soyut bilginin de sezgi bilgisinden daha yararl ve kullanl olduu eyler ve durumlar vardr. Nitekim bir meselede tarz hareketimize klavuzluk eden bir kavram ise eer, bir kere kavranldnda, deimez olmasnn stnlnden faydalanlr. Dolaysyla onun klavuzluunda tam bir kesinlik ve kararllkla ie koyuluruz. Fakat kavramn zne tarafnda bahettii bu kesinlik nesne tarafnda elik eden belirlisizlikle dengelenir. Nitekim btn kavram yanl ve temelsiz olabilir ya

    57

  • Bilim ve Bilgelik

    da uralan mesele onun kapsam ierisine girmeyebilir nk o hibir ekilde veya btn itibariyle onun tr ierisinde olmayabilir. imdi eer belirli bir durumda bu tr bir eyin birdenbire farkna varrsak app kalrz; eer farkna varmazsak o zaman sonu bize bunu syler. Bu yzden Vauvenargues: Personne n'est sujet a plus de fautes que ceux qui n' agissent que par reflexion der.7

    Buna mukabil tarz hareketimize klavuzluk eden eer uralacak meseleler ve onlarn ilikilerine dair dorudan kavray ise her admda kolayca sreriz, nk kavray umumiyetle deiken, mulak, bizatihi tketilemez teferruata sahiptir ve birbirini takip eden birok cihet sergiler; bu yzden tam bir itimat ierisinde hareket edemeyiz. Mamafih bu znel belirsizlik nesnel kesinlik ile telafi edilir, nk burada o nesne ile bizim aramzda herhangi bir kavram bulunmaz; onu gzden kaybetmeyiz. Dolaysyla eer nmzdekini doru grr, yaptmz doru deerlendirirsek hedefi tam ortasndan vururuz. Binaenaleyh ancak doru temeli, taml ve mevcut duruma uygulanabilirlii kesin olan bir kavramn klavuzluunda eylemde bulunduumuzda tarz hareketimiz mkemmelen kesin ve gvenilirdir. Kavramlara gre hareket ukalala; kavrayn sezgisine gre hareket ise hoppalk ve budalala dnebilir.

    Alg - kavray her trl bilginin tek kayna deildir fakat o bizatihi xat' oxfv8 bilgi , bu isimle anlmaya deer yegane kaytsz artsz hakiki halis bilgidir. nk sadece o gerek nfuz - derin kavray9 sunar; sadece o insan tarafndan gerekten hazmedilir, i tabiatna dntrlr ve gayet meru olarak ona benim diyebi-

    7 (: Kimse sadece dnerek hareket edenler kadar hata yapmaya meyyal deildir. )

    8 (: Trnn kusursuz rnei; au sens propre du tenne. ) 9 (: die Eeinsicht: ilerin i yzn kavrama. )

    58

  • Kavram Bilgisi-Kavray Sezgisi

    lir, halbuki kavramlar ona sadece yapktr. Drdnc kitapta erdemin bile aslnda kavray - sezgi bilgisinden geldii gsterilmiti ; nk ancak onun dorudan ortaya kard ve dolaysyla kendi tabiatmzn saf drtsnden hareketle gerekletirilmi eylemler hakiki ve deimez karakterimizin gerek belirtileridir; fakat teemml - tedebbr ve onun dogmalarndan ileri geldikleri iin ekseriya karakterden zorla sadr olan ve bu sebepten tr bizde deimez temelleri olmayan eylemler byle deildir.

    Ne var ki bilgelik, gerek hayat gr, doru bak - nfuz ve isabetli rey 1 0 de saf mcerret bilgiden, soyut kavramlardan deil, insann alg dnyasn kavray tarzndan kaynaklanr. Her bilimin temeli veya nihai muhtevas delillere veya ispat edilene deil fakat delillerinin ispatlanmam temeline dayanr; ve bu nihayetinde ancak nfuz - sezi yoluyla kavranlr. Ve her insann hakiki bilgeliinin ve gerek nfuzunun temeli de kavramlara ve soyut akli bilgiye deil fakat kavranlan eye ve keskinlik derecesi itibariyle onun kavrayndaki doruluk ve derinlie dayanr. Bunda kusursuzlaan kimse dnyann ve hayatn (Platonik) idealann tanr; grd her durum ona saysz durumlar temsil eder; o her zaman her varl hakiki tabiatna gre kavrar ve onun tarz tavn tpk yargs gibi kavray ile rtr. Gitgide simas bile doru bakn, doru muhakemede bulunuun,1 1 ve yeteri kadar ilerlediinde, bilgeliin ifadesine brnr. nk ehreye de damgasn vuran mnhasran sezi - kavray bilgisinde stnlk ve temayzdr, halbuki soyut bilgide stnln byle bir alameti yoktur.

    Sylenenlerden anlalm olaca zere zihni stnle sahip kimseler her trl snf ve zmreden olabilir

    O (: treffendes Vrtell: feraset, vuzuhu nazar. ) (: Vemnftlglelt: basiretlilik. )

    59

  • Bilim ve Bilgelik

    ve ou zaman da bunlar herhangi bir eitimden gememitir. nk tabii anlay zihni eitimin hemen her derecesinin yerini alabilir ama eitim tabii anlayn yerini tutamaz . lim erbab ok sayda durum ve olguya (tarih bilgisi) ve nedenlere dayal belirlemelere (doa bilimi) vukufyette kesinlikle bu tr kimselere stndr; bunlarn hepsi de iyice tertip ve tasnif edilmi mnasebet ierisindedir ve kolayca gzlemlenir. Fakat btn bunlara ramen o sz edilen tm bu durumlar, olgular ve sebep sonu ilikileri iinde gerekte temel ve esas olan eye dair daha doru ve daha derin bir kavraya sahip deildir.

    Keskin bak ve nfuz sahibi eitimsiz kimse bu okluu bir kenara brakmay bilir; zaten bunlarn ouna ihtiya duyulmaz, yaplacak i az ile grlr. Kendi tecrbesinden bir durum bir bilginin bildii binlerce durumun rettiinden fazlasn retir ona, nk bilgin bilir ama aslnda anlamaz. Zira bu eitimsiz adamn kt bilgisi canldr, nk onun bildii her olgu doru ve gereince idrak edilmi kavray ile teyit edilir. Dolaysyla bu olgu onun iin benzer trden binlerce olguyu temsil eder. Buna mukabil sradan bilgin denilebilecek kimsenin bilgisinin ou ldr, nk bu ou zaman byle olmakla beraber sadece kelimelerden ibaret olmasa bile yine de onun esasn soyut bilgiden baka bir ey oluturmaz. Ne var ki byle bir bilgi kymetini ancak o kimsenin kavray bilgisi ile kazanr nk onunla irtibatnn kurulmas ve nihayetinde btn kavramlarn tahkikini onun salamas gerekir.

    imdi eer bu kavray bilgisi ok zayf ise byle bir kafa ykmllkleri munzam karlklarn on kat aan bir bankaya benzer ve neticede byle bir banka kanlmaz olarak iflas edecektir. Bu sebepten trdr ki alg dnyasnn doru kavranl birok eitimsiz adamn

    60

  • Kavram Bilgisi-Kavray Sezgisi

    simasna hikmet ve basiretin damgasn vurmu olmasna karn birok bilim adamnn ehresi yapt saysz tahsil ve aratrmadan en ufak bir iz tamaz; bu adamlara bunlardan kala kala l kavramlarn gayr tabii terakm 1 2 iin hafzann an derecede ve zorlanarak gerilmesinden hasl olan yorgunluk ve bitkinliin belirtileri kalmtr. Byle birisi ou zaman o kadar bn, ahmak ve sersem grnr ki ister istemez, soyut kavramlarla ilgili olan dolayl bilgi melekesinin an zorlanmasnn dolaysz kavray bilgisinin dorudan zayflamasna yol at ve doal ve doru grn de kitaplarn yla gittike kamap kreldii fikrini uyandrr. Bakalarnn fikirlerinin srekli ak kanlmaz olarak bizimkini durdurur ve boar ve hatta uzun vadede dnme gcn bsbtn fel eder; byle bir akbetten ancak bu gayr tabii aka kar koyabilecek yksek bir esneklik derecesine sahipsek kurtulabiliriz.

    Bu yzden aralksz okuma ve alma zihni kesinlikle harap eder; kendi dnce ve bilgi sistemimizin btnlnn ve kesintisiz irtibatnn kaybolmas da bu neticeye yol aar ve ekseriya biz bu insicam btnyle yabanc fikirler silsilesine yer amak iin kendimiz isteyerek bozarz. Bir kitabn vermeyi vaat ettiklerine yer amak iin kendi dncelerimi zihnimden uzaklatrmak bana tam da Shakespeare'in dnemindeki seyyahlar tenkit sadedinde sarf ettii sze benzer grnr: Bunlar bakalarnnkini grmek iin kendi topraklarn satyorlar. Bununla beraber birok bilginin bu okuma lgnl kendi kafalarndaki fikri sefaletten ileri gelen bir tr fuga vacuidir ve bu boluk bakalarnn dncelerini iddetle iine eker.

    Nasl ki cansz gvdeler ancak dardan hareket ettirilebilir ise bunlarn da bir fikre sahip olabilmesi iin

    1 2 ( : widematurlicher Anhaufung: iin tabiatna ters birikim, ylma. )

    6 1

  • BJ/Jm ve Bilgelik

    mutlaka bir eyler okumalar gerekir; kendi kendine dnmesini beceren kimse ise hareketi kendisinden olan canl bir vcuda benzer. Haddizatnda daha evvel kendi kendimize dnm olmadka bir konu hakknda okumaya koyulmak tehlikeli bir eydir. nk yeni malzemeyle bir bakasnn o husustaki gr ve yaklam zihnimize sinsice szar, bir taraftan tembellik ve ilgisizlik bizi kendimizi dnme zahmetinden kurtarmaya, daha nce dnlm olan kabul edip bunun yaygn ve genel geer hale gelmesine gz yummaya svk ettii iin bu daha da fazla byledir. Artk bu bize kendisini fark ettirmeden kabul ettirir ve bundan byle o konu ile ilgili dncelerimiz hep bu allm yolu tutar, tpk yamur sularnn kazlan arklar takip etmesi gibi; o zaman kendimize ait yeni bir fikir bulmamz iki kat daha glemi olur.

    Gnmz bilginlerinin zgnlk bakmndan bu denli acnacak durumda olmalarnda bunun katks byktr. Buna ilave olarak onlar tpk bakalar gibi kendilerinin de zaman elence ve alma arasnda taksim edebileceklerini zannederler. Dolaysyla okumay i ve gerek ura olarak grr ve bu yzden oburca bir itiha ile hazmedebileceklerinin fazlasn okurlar. O zaman okuma dncenin harekete geiricisi olmaktan kar fakat btnyle onun yerini alr. Onlar nlerindeki meseleyi ancak okuduklar srece ve okuduklar kadar, dolaysyla kendilerinin deil bakalarnn kafasyla dnrler. Fakat kitap bir kenara brakldnda bu defa da btnyle farkl eyler, yani ahsi meseleler, tiyatro, kat ve kuka oyunlar , gnn olaylar ve dedikodu ilgi ve dikkatlerini daha da beter bir ayartclkla eker.

    Dnen kafa bu tr eyler onun ilgisini ekmedii iin dnen kafadr. Onun meseleleri vardr ve o sadece

    62

  • Kam Bilgisi-Kavray Sezgisi

    bunlarla megul olur, kendi bana ve bir kitaba ihtiya duymakszn bunlarn ierisinde kaybolur. Eer yoksa bu ilgiyi edinmek imkanszdr; meselenin z budur. ncekilerin her zaman sadece okuduklarndan sz etmesi, buna karlk sonrakilerin dndklerini konumas da buna dayanr, Pope'un syledii gibi onlar:

    "Hi okunmamak iin srekli okurlar".

    Zihin tabiat gerei zgrdr, kle deildir; onun ancak kendiliinden ve isteyerek yaptklar muvaffak olur. Buna mukabil takatinin stndeki almalarda veya yorulduunda yahut genelde srekli olarak ve invita Minerva1 3 zorla kullanlmas beyni sersemletip kreltir, tpk ay nda okumann gzleri krelttii gibi. lk ocukluk dneminde olgunlamam beynin gerilip zorlanmas halinde durum bilhassa byledir. yle zannediyorum daha sonraki yllarnda birok bilgine musallat olan sersemliin altnda yatan da alt ita on iki yalar arasnda Latin ve Grek dillerinin gramerinin renilmesidir.

    Zihin kesinlikle beslenmeye, yani dardan malzemeye ihtiya duyar. Ne var ki yediimiz her ey hemen organizma ile btnleip onun bir pa