ZAHIRILER-Goldziher
-
Upload
seniolanyenilgi -
Category
Documents
-
view
216 -
download
5
Transcript of ZAHIRILER-Goldziher
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 1/245
ANKARA ÜNIVERSITESIIL AHIYAT FAKUL T E S İ Y A Y I N L A R I
150
ATATÜRK'VN 100. DO Ğ UM YILINA ARMA ĞAN
IGNAZ GOLDZIHER
ZÂHIRILER«SISTEM ve TAR İ HLER İ »
DIE ZAHIRITEN
IHR LEHRSYSTEM UND IHRE GESCHICHTE
Çeviren
Doç. Dr. Cihad TUNÇ
A.Ü.İlâhiyat Fakültesi Ö
ğ
ret im Ü yesi
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 2/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 3/245
ANKARA ÜN İ V E R S İ T E S İ
ILAHIYAT FAKULTESI YAYINLARI
150
0 179, f
IGNA Z GOLDZIHER
ZAH İ RILER«S İ S T E M v e T A R İ HLER İ »
DIE ZAHIRITEN
IHR LEHRSYSTEM UNDIHRE GESCHICHTE
Çeviren
Doç. Dr. Cihad TUNÇ
A.Ü. Ilâhiyat Fakültesi Ö ğ retim Üyesi
ANKARA ÜNIVERSITESI BASIMEVİ
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 4/245
Bu terceme, eserin Almanca 1884 Leipzig bask ı s ı ndan yapı lm ı ş t ı r.
ANKARA ÜNIVERSITESI BASIMEVI - ANKARA 1982
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 5/245
KI TAB TAKI B A Ş LICA KONULAR
TAKDIMIIIGNAZ GOLDZIHER' İ N Bİ YOGRAF İ S İXÖNSÖZ
XXXVIII
Kİ TABİ YATTA ZMIIRILER TABIRI
EHLU'L-HAD İ S VE EHLU'R-RE'YDört Sünni Mezhebiı ı Bu Aç ı dan Durumu
II
ZAHIRILERE KAR Ş I MUHALEFET
6
Re'y Kelimesinin Mânâs ı ndaki De ğ iş iklikler
Re'yin İ kinci Çe ş idi Olan K ı yâs
10
Tagil — Istihsân 1El ı iı Hanife ve Selefleri1Muâs ı rlan Aras ı nda Ebû Hanife'nin Sistemine Verilen De ğer 12
ilmul-Hadis Ve F ı kı h Mevzû'lar ı16F
ık
ıh KelimQsinin Mânâs
ındaki De
ğişiklikler
7
III
Ş AFFPN İ N M Ü E SS İ RL İĞİ H A K K IN DA /L A . H IY A T CIL A R INH Ü K Ü M L E R İ8
İ mam Ş âfi'i19Ş âfi'i Sisteminin Mutavass ı tl ı k Durumu22Ş âfi'i Mektebindeki Kat ı Hadiseiliğ in Savunucular ı24Dâvûd b. Ali
5Dâvüd b. Ali'nin Seleflerine Z ı d Dü ş en Sistemi
27
iemâ Hakk ı ndaki Ihtilâflar
29
III
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 6/245
Zâhirilere K ar ş ı Olan Kitâbiyat ı n Baş lamas ı0Dav0d'un Kı yasa Meeburi imtiyaz Tan ı m as ı31F
ık
ıh M ektebinin
İhtilâfh M eselelerini Içine Alan K itâbiyat veBu K itâbiyattaki Zâh iri Görü ş lere Verilen De ğ er32
Dâvild Ad na İ leri Sürülen Görü ş ler33IV.
ZA B İ R İ L ER İ N Ş E R' İ TEFS İ R L E R İ N D E K İ :GÖRÜ Ş TARZ-
L A R I36
Zâhirilerin Ş er'i Tefsir Usulleri61. Kur'ân Tefsirinden Misaller
92. Hadis İ lminden M isaller6F ı k ı h hminin Terminolojisini Cebren Sapt ı rmak53v
İ SLAM FIKHININ BE Ş K A T A G O R İ S İBu S ı n ı flar ı n Herbiri H akk ı ndânkhı n T asnif ine ,Dâir F ı k ı hM ekteblerinin Çe ş itli Görü ş leri
Zahirilerin Görüş
leri, T efsir Ve Ha disİ
lmi Sâhası
ndaki Gö-rü ş lerine Dâir M isallerSun en-i 'A diye, Sun eu-i Zâide, Sunen -i H udâ
56
59
6267
VI
ZAH İ R İ AK İ DE S İ N İ N HANBEL İ LE R İ NK İ YLE ALAKASI . 72
VII .
RE'Y TARAFTARLARININ DELILLERI751. Re'y Taraftarlar ı /un Kendi Akideleri İ çin K ur'an'da,'
Ç ı kard ı klar ı Deliller5 ,2. " İ htilâfu Ummeti Rahmet" Ve Bunun Amen Neticeleri-
Zâhirilerin Ve M u'tezilenin Buna K ar ş ı Durumu783. Nazar' M ezhebin Ve M uânzlarm in Hadis Delil leri
6
VIII
TARIHI KİTAB
İY A T T A Z A H
İR/ MEKTEB
İN
İN YER
İ21. iemâ'a Karş ı Olan Ilgileri3Zâhiri M ektebinin İ lk Yayı l ı ş ı4IV
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 7/245
Endülüste Zâhiriyyenin Ba ş lamas ı , Mağ ribteki Islâm ı n Hadisci
istikâmeti
6
2 . Ali b . Ahmedİbn Hazm
98
a) Mâliki ve Hanefi Mekteblerine Kar ş ı Onun Muâr ı z
Tutumu
99
Zâhiri Mektebi Içerisindeki Husûsi Durumu-Zâhi Mektebi-
nin bir Dal ı Olarak Hazmiyye101
tbn. Hazm'ı n Zâhiri Mektebinin Temel Görü ş lerini Her Ş eyden ,
Önce Kelâmi Sâhaya Kayd ı r ı yor Oluş u101
Hostig Ve Unnim100
İbn Haz
ın'
ın, Tefsirdeki Temel Prensibleri
104
b) Zahiriye F ı k ı h Mezhebidir, Kelâm Mezhebi De ğ il1 0
İ lk Zahiri Imamm ı n Kelâmi Meselelere Kar ş ı Tutumu1 1
thtilâfh Münferid Kelâm Meselelerine Kar ş ı Dâvûd'un belirli
Tutumu112
Nazan ilâhiyat Hususunda İ bn Hazm' ı n Görü ş ü113
Mu'tezile ve E ş 'ariler114
Kur'an'a Dayand ı rılan Akâid ..... ............... ,16
Kelâmi Târiflerİ
çin Ilin Hazm'ı
n Koyduğ
u Ölçüler, Allah'ı
nS ı fatlar ı Ve isimleri Hakk ı ndaki Görü ş leri
117
Kelâmdaki K ı yâs ı n Gezâi Müeyyide İ le Menedilmesi
25
E ş 'arilerin Özelli ğ i
27
A.hlâk ı n Zâhiri Kâideleri130
3. İ bn Hazm' ı n Gayretlerinin Ba ş ar ı s ı z lı ğ ı....34
İ bn Hazm' ı n Bizzat Kendi Talebeleri ve Halefleri136
Muvahhidler Hareketi .................38
İ ki Karde ş bn Dihye'ler .......... ..........•40
Zâhiri Mektebiyle Tasavvufun Ilgisi
143
F ı k ı h Ve Kyâs Hakk ı nda Gazzâlrnin Görü ş leri
144
Muhyiddin İ bn Arabi
147
4. VII . As ı rda Zâhiri Mektebinin Baz ı Temsilcileri
148
Eli ı ı Hayyân Ve Onun Zâhiri Temâyülii, ..• 1 49. İ bn Teymiye İ le Alâkas ı150
5 . VIII . As ı rda Zâhirf Hareketi154
6. Makrizi Ve Onun Zâhiri Mektebine ve bn Haz ı n' ı n eser-
lerine Kar ş ı Durumu157
7. ez-Zahiri isminin Çe ş itli Mânâlar ı
163
8. F ı k ı h Kaynaklar ı n ı n Geni ş letilmesi ÖRF
164
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 8/245
İ LA VEL ER (Arabça M et in ler) 1 — V167
MeLAHAZA 1. (Ş iirde Re'y ve Klyas)185
MCLA.HAZA 2. ( İ lmu'l- İ htilaf)187
B İ BL İ Y O G R A F Y A189
İ NDEKSLER195
A — Kur'an Ayetleri İ ndeksi195
B — Ş ah ı s İ simleri İ ndeksi197
DUZELTMELER
Sahife Sat ı r Do ğ rusu
8 6 sürmiyeceklerinden
12 son kelime tuttu.
13 2 5 arkada ş ı m '
2 5 18 (S. 22 - 23)
33 2 mutasavv ı f
33 3 Vahhâb
44 2 Bey-davi'den52 2 Querry
52 10 müslüman ı n
9 4 19 R uveym b-Ahm edE M ) M uh am m e d
V I
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 9/245
TAKDIM
Terceme etti ğ imiz bu eserin müellifi olan Ignaz Goldziher, Joseph
de Somogyi'den çevirdi ğ imiz geni ş terceme-i halinden de anla ş ı laca ğ ı
üzere, son iki as ı rda Batı da yeti ş mi ş islâmiyatcı lann en büyü ğü say ı -
lan bir âlimdir. Islami kaynaklar ı tan ı ma ve değerlendirmede gösterdi ğ i
ba ş ar ı sonucu ş arkiyate ı lar aras ı nda otorite haline gelmi ş , yüzlerle ifa-
de edilen ilmi makalelerinin yan ı s ı ra, klâsikle ş mi ş kitablar yazm ı ş bu-
lunmaktad ı r. Bunlar ı n son senelerde di ğer Avrupa clillerinde ı ı e ş redili-
yor olmas ı , onlara duyulan ihtiyac ı n en aç ı k delilidir.
Ne varki, bir kaç makalesi ve Islam Ansiklopedisine yazd ı ğ ı
maddeleri d ı ş ı nda bu allâme* müste ş rikin eserleri ş imdiye kadar Türk-
çeye çevrilebilmi ş de ğ ildir. Bilindiğ i üzere Türkiye'de bilhassa son çey-rek as ı rd ı r kültürel faaliyetler hayli canl ı l ı k kazanm ı ş , diğer dallarda ol-
duğu gibi islami mevzularda da telif, terceme pek çok kitab ne ş redilmi ş
bulunmaktad ı r. Yurd ı ı muzdaki islami ara ş t ı rmaları n ilmi de ğerini tes-
bit edebilmenin ve bu sâhada beynelmilel seviyeye ula ş abilmenin hazı r-
l ı k çal ı ş maları ndan ba ş lı cası nı , ş üphesiz yabanc ı dillerdeki ilgili ne ş ri-
yakinen tan ı y ı p onlar ı n ilmi tenkidlerini yapmak te ş kil eder. Beynel-
milel mahiyette bir dinin her yerde do ğ ru ş ekilde tanı tı labilmesi, dünya-
nin belli ba ş lı bütün merkezlerinde yap ı
lmakta olan çalı ş malardan ha-
berdar olunmas ı n ı gerekli k ı lar. Böyle bir hedefin kar ş ı s ı na ç ı kabilecek
lisan engelini izale etmekle mükellef olduğumuz içindir ki, mezkûr ali-
min hiç olmazsa temel eserlerini Türk münevverlerinin istifadesine sun-
may ı islam kültürüne hizmetin bir kab ı say ı yoruz.
Ignaz Goldziher'den yapaca ğ ı m ı z terceme hizmetine, eserlerinin ne-
ş ir tarihlerine riayet ederek elinizdeki eserle ba ş lad ı k. Müteâkiben ikicildlik "Muhammedanische Studien", daha sonra "Vorlesungen über den
İslam" gelecektir. Her iki eserin de tercemeleri bitmi ş durumdad ı r.
* "Voslesungen über den Islam" adli eseri el-Akitle ve 's- Şeria adı yla arabçaya çevi-
reulerden Ezber Müderrisi M.Yf suf Masa I.Goldziher'e bu s ı fat ı vermektedir.
VII
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 10/245
Dördüncü eseri olan "Die Richtungen der islamischen Koranauslegung"u
da yay ı na haz ı rlamaya ba ş lam ı ş bulunuyoruz.
Zâhirileri türkçeye çevirirken istifade edilmi ş arabça kaynaklardanbulabildiklerimizin hepsine bizzat ba ş vurduk ve yeniden tabedilmi ş .
o l a n l a rn yerlerine de köş eli parantezler içerisinde ayr ı ca i ş aret ettik.Köş eli parantezler içerisindeki ilâveler bize aittir. Ayr ı ca gerekli gördüğü-
müz yerleri "C.Tunç" imzas ı yla terı kide çal ı ş tı k. Almanca metnin sa-hife rakamlar ı n' tercememize koymu ş bulunuyoruz. Ayr ı ca dipnotlar ı
pek fazla uzatmamak gayesiyle, o zaman için yazmalar ı ndan verilmi ş
olan arapça metinlerin bugün rahatl ı kla kullan ı labilen tabedilmi ş yeninüshalar ı ndaki yerlerine i ş aret edip çok kere bir iki sat ı r metin ver-
mekle yetindik.
Eseri okuyacak erbâb- ı ilrnin yapı c ı görü ş lerini ş ükranla kar ş ı lay ı p
gerekeni yapaca ğ ı m ı z ş üphesizdir.
Memleketimizin kültürel kalk ı nmas ı na tercüme faaliyetinin yapa-cağ ı mühim katk ı ya inanm ı ş ve bu yoldaki te ş vik ve yard ı mlar ı nı biz-
den esirgememi ş olan Say ı n Dekan ı=rof. Dr. Hüseyin Atay ile bu ese-
rin ortaya ç ı kmas ı nda himmeti geçmi ş pek k ı ymetli arkada ş lara ve Üni-
versite Bas ı mevimizin pek de ğerli personeline ayr ı ayr ı te ş ekkürler ede-
riz.
16 OCAK 1982
Doç. Dr. Cihad TUNÇ
V III
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 11/245
IGNAZ GOLDZIHE R' İ N (1850 -192 1) BIYO GRAFISI
Joseph de Som ogyi
HAYATI
Ignaz Goldziher'in ş eceresi XVI.yiizy ı l ı n sonuna kadar gider, Is-panya'dan gelen büyük babalar ı Hamburg ş ehrine yerle ş tiler. Soyadlar ı
'olan "Goldziher=alt ı n çeken" ismi kuyumculukta kullanı lan, altı n ı
bük ülü tel halin e getirm e sanat ı ndan gelm ektedir. Anne taraf ı ndan de-
deleri arası
nda Heinrich Heine ve Felix M endelsshon-Bartholdy bulunur.M oses Goldzieher 1735 senesinde H am burg' tan M acaristan'a göç ettive orada Köpcseny, Komitat Pozsony'ye (bugün Avusturya'nı n Bur-genland'daki K ittsce adl ı ehrine) yerle ş ti; torunlar ı burada sen elercederi ticaretiyle u ğ ra ş t ı lar. Soyad ı n ı m acarca olarak Goldziher ş eklindeyazan Moses Goldziher'in torununun o ğ lu A dolf, K öpcseny'den ayr ı la-rak Szekesfehervar'a (Zigetvar) yerle ş ti ve orada 22 Haziran 1850 deo ğ lu Ignaz do ğ du ve an nesinin dedesine izâfeten ibranice bir isim olanJitzhak Jahuda adı n ı aldı .
Do ğ du ğ u evde, koyu Yahüdi bir dini çevrede büyüdü. Bilhassabüyük annesi Bayan İ saak Berg er ve kendisine daha çocukluk ya ş lar ı n-da T almud'u sevdirerek ö ğ reten din hocas ı Moses Freudenberg-Wolf'un tesirleri alt ı nda yeti ş ti.
Gimmasyum'un ilk be ş sn ı f n Szekesfehervar'hlarm ZisterzienGimn asyumunda (Cistercienler Koleji) tam am lad ı . 1865 de, babas ı Bu-dape ş te ş ehrine yerle ş tiği için tahsiline 25 Ş ub at 18 68 de M ax N o rdauile beraber özel olgunluk (bak alorya) imtihan ı n ı baş ard ı klar ı Kalvenistklasik lisesinde devam -etti. Olgunluk diplom as ı "Pekiyi" derecede idi.O nun pek kuvv etli oldu ğ u saha matematikti.
IX
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 12/245
Daha orta okul öğ rencisi iken, ihâta kabiliyeti ile temâyüzetti. 12
ya ş ı nda (Ishak'm Sohbeti veya ishak'm Diias ı Hakk ı nda Sohbet) Sic-
hat Jitzhak ismiyle, Pijjat denen bir ibrani ibadetinin men ş ei ve tarih-
çesi hakk ı nda yaptı ğ ı küçük bir çal ı ş ması ne ş redildi. Olgunluk imhiha-
nı sı ralar ı nda üç sene boyunca Budape ş te üniversitesinin serbest birdinleyicisi, ve oradaki dünyaca tan ı nm ı ş Orta Asya seyyah ı ve Türk ı yat
Bölümünün kiı rucusu Armin Va ı ni ı ery' ı tin ilk talebesi olmu ş tu. Onunyanı nda Türkçe, Farsça ve Arabca çal ı ş tı . Yahüdi tetkikleri sahas ı nda
ona en çok tesir eden filozof Moriz Kfrman'd ı r.
Olgunluk inı tihan ı ndan sonra Macar E ğ itim Bakan ı Baron Josef
Eötvös tarafı ndan kendisine d ı ş ar ı da tetkik yapmak üzere 400 Gulden'-
lik bir burs tahsis edildi. Böylece 1868-1870 de iki ders y ı lı nı Almanya'dageçirdi. Önce Berlin'de Emil Roediger, Georg Steinthal, J.G Wetzstein
ve Fr. Dieterici gibi profesörlerden arab, ve sami filolojisi dersleri ald ı .
Ayn ı zamanda yahüdilik ilim müessesesinde Abraham Geiger ve Moriz
Steinschneider'den de dersler ald ı . Kendi üzerinde tesiri aç ı kca görünen
samt dilleri eski üstad ı Heinrich Lebereeht Fleischer'in talebesi olarak Le
ipzig'te tahsiline devam etti. 20 ya ş ı nda iken Fleischer'in yönetiminde,
Kitab- ı Mukaddesi, 13.as ı rda, araba yazan bir yahüdi mi ı fessiri "Tan-
e / d : 4 m Jeruschalmi Hakkı nda Bir Araş t ı rma" adli doktora çal ı ş mas ı yla
27 Ş ubat 1870 de Doktor ünvan ı nı aldı .
Doktoradan sonra ,iki sene arab yazmalarm ı n tetkikine koyuldu. .
1871 Nisan'ı ndan itibaren alt ı ay boyunca, M.Jan de Goeje ve R.P.Dozy'-ye rastladı k' Leiden'in Legatum Warnerianurn'unda tahsil gördü.
Leiden'den memleketine 20 Aral ı k 1871 de dönünce arab filolojisinde
doçent olmak için Budape ş te üniversitesinde çal ı ş malar ı nı tamamlad ı .
Sonra alt ı ay mü,ddetle Kraliyet Kiitilbhanesindeki (Legatum Wagne-rianum) yazmalar ı tetkik etti ğ i Viyana'ya gitti. Viyana'dan döndükten
sonra 1872-73 ders y ı l ı nda Budape ş te'deki Islahatc ı Kalvenist Teolo-ji Fakültesine ibranice hocas ı olarak tayin edildi.
Eylül 1873'ten Nisan 1874'e kadar Macar Kraliyet E ğ itim Bakan-lı ğ ı hesabı na Yak ı n-doğ uda tetkik gezisine ç ı kt ı . Önce Kahire'de Ezher
Camii ş eyhlerinin derslerini takibetti; istisnai olarak kendisine verilenizin sonunda, Ezherde ö ğrenci eübbesi ta ş ı ma hakk ı nı alan ilk Avrupa-l ı oldu. Sonra Filistin'e ve Sariye'ye gitti. Kahire ve Dime ş k ş eyhleri
üzerinde ne derece derin izler b ı rakt ı ğ ı nı , gözde talebelerinden biri olan
A.S.Yahudn 1912 yı
lı
nda bile müş
ahede etmektedir': eş
-Ş
eyh ez-Zerevi
1 ) A.S.Yahuda, Ever va-arav, New York 1946, s.213.
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 13/245
"Alt ı n Ş eyh"in hat ı ras ı on sene sonra Kahire ve Dime ş k'te hala canl ı
olarak duruyordu.
Bu üç memleketteki, ikâmeti esnasında Macar
İlimler Akademesi
Kü,tübhanesine arabça matbil ve yazma eserlerin sat ı n almmanyla dauğ ra ş tı .
Onun Yak ı ndo ğu seyahatinin akisleri uzaklara kadar yay ı ld ı . Bunun
aç ı k bir delili, memleketine döndü ğü y ı lı takiben 1875'de Kahire Hidiviy-
ye Kütüphanesi müdürlü ğüne ça ğrı lm ı ş olmas ı dı r. Bunu, Avusturyakrallı ğ ı Eğ itim Bakanl ı ğ ı n ı n onu Avusturya'ya devlet hizmetine davetetmesi takibetti. Fakat, bu iki ş erefli davete müsbet cevap veremedi,çünkü Macar Kültür ve E ğ itim Bakan ı August Trefort tarafı ndan ani-
vesite profesörlü ğüne tayini için söz verilmi ş ti. . Bununla beraber bu vaadgerçekle ş medi ve Budape ş te üniversitesindeki sami dilleri kürsiisii Ro-malı bir katolik teolojisi profesörüne tevdi edildi 2 . Ama otuz sene
sonra, emsalsiz beynelmilel ş öhreti ile uzun zamandan beri hakketmi ş
olduğu bu kürsüyü nihyet ele geçirdi. 1892 de Macar Akademisine üyeseçilmi ş ti, hatta ona maa ş s ı z olarak 1 Ağustos 1894'te Ord. Prof. ünva-
n ı verildi. İ lk defa 1 Temmuz 1904te 54 ya ş ı nda iken gerçek Ord.Prof. olarak tayin edildi.
Bu arada Budapeşte'deki
İ
srail dini cematinin sekreterliğ
ini yapmakzorunda kald ı . Otuz sene boyunca i ş gal etti ğ i bu idari makamda iken di-
ni cemaatin e ğ itim i ş lerini yeniden düzenledi ve Yalradi din dersini Pe ş te'-
nin her yerine te ş mil etti". Öyle ki gündüzlerini dolduran bu yorucuçalı ş maları ndan sonra ancak geceleri bir kaç saatlik ilmi ara ş tı rmalarda
bulunabiliyordu. Bu s ı rada 1896 da ortaokul ö ğretmenlerinin, bir tetkik
gezisine kat ı larak, ikinci defa Yak ı n Do ğuya gitti.
1900 y ı lı nda taş ra (köy)-hahamlar ı Enstitüsü taraf ndan DavidKaufmann' ı n ölümünden sonra bo ş alan din felsefesi kürsiisiine, ölünceye
kadar elinde tuttuğu üniversitedeki kürsüsüyle birlikte yürütmek üzeretayin edildi. 1912 Ş ark ı yatç ı lar kongresi için Atina'ya, dinler tarihi için
Leyde'ye, 1913'de Beynelmilel Akademiler meclisi için Petrograd'a, 1914'-
te de Upsala ve Stockl ı olm'e gitti.
Üniversite profesörü olarak 1914-1915 akademik ders y ı hnda kendi
üniversitesinin Hukuk ve Siyasi Ilimler Fakültesine "Islam ı n Müesse-
seleri ve Hukuku" hakk ı nda devaml ı kurslar vermek üzere davet edildi.1917-1918 ders y ı lı nda felsefe fakültesinin dekanl ı ğ ı na seçildi.
2) Hem Goldziher'in selefi Peter Hatala (1832-1918), hem de halefi Micheal Kmosko
(1876-1931) arapça ve islâm ilimlerinde beynelmilel bir ş öhrete sahib olamad ı lar.
X I
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 14/245
Macar ilimler Akademisinin takdirine mazhariyeti üniversiteye ge-
çisinden öncedir. Çok önceleri 1876'da yani 26 ya ş ı nda iken muhabir üye,1902'de ise asil üye oldu. 1905'de 1. (Filoloji-Tarih) Bölümünün ba ş kan ı
oldu. Kendi akrabalar ı nı n bile müsamaha edemedi ğ i, 'o zamanki "mes'-uliyetsiz unsurlar ı n" engel olunam ı yan, ş iddetli, kanl ı antisemitik beyazterörünü protesto etmek üzere bu dâireden 1919- Sonbahar ı nda ayr ld ı .
1899'dan itibaren dil ve tarih bilimleri sahasnda faaliyet gösteren
akademinin beynelmilel cemiyetinde Macar Bilimler Akademisini temsil
etti. Bundan iki sene önce 1897'de bu cemiyete "islam Ansiklopedisi"projesini teklif etti.
1910 senesinde 60. do ğum y ı l ı pek s ı cak bir ş ekilde kutland ı . En yük-
sek makama, Macar krall ı ğ non saray müşâviri olarak atand
ı. Pressburg'ta
Protestan ilahiyat Profesörü Aladar Hornyanszky tarafı ndan ne ş redi-
kn "Orientalische Studien anlaesslich des 60. Geburtstags Ignaz Gold-ziher" = "Ignaz Goldziher'in 60. doğ umyth münasebetiyle ş ark tetkikleri"
(Budape ş te 1910) adl ı eser onun Macar dinleyicileri ve hürmetkarlar ı
taraf ndan kendisine takdim edildi. Goldziher'in sad ı k meslekdaş ı
eski ş ark tarih ve kronoloji profesörü Eduard M ahler ona, memleket-
lerin bütün ileri gelenlerinin gönderdikleri tebrik ve dilek kartlarm-dan meydana gelmi ş pek değerli bir albiim sundu.
Bir sene sonra 1911 de doçentli ğ inin 40. y ı lı münasebetiyle yabanc ı
meslekda ş lar ı ve dostlar ı "Festschrift Ignaz Goldziher" = "Ignaz Goldzi-
her Armağant"nt sundular. Dostlar ı ve hürmetkarlarm ı n ithaf olarakonlar ad ı na C arl Bezold taraf ndan Strassburg 1911 de ve Zeitschrift
für Assyriologie, XXVI ve Nr. 1-2 adlı meemuan ı n XXVII hususi
say ı s ı olarak ne ş redildi. "Önsöz"de, III-IV. sayfalarda, Theodor N ölde-ke ş unlar ı yaz ı yor: "Arab ilahiyat ı ve felsefesinin ehil miitehass ı s ı olarak
sizin rakibiniz yoktur. Siz geni ş ölçüde zor anla ş ı lı r ve yorucu (usand ı rı -
c ı ) eserlerin ürünü aray ı p çı karmakta ve faydal ı ekiller ,içerisinde
ortaya koymakta usta bir anlay ş a sahibsiniz".
Bu "Armagar ı "ı n fevkalade bir nüshasm ı takdim etmek üzere, naş iri Heidelberg'den Prof. Carl Bezold, Leiden'den Prof. Christ ian SnouckHurgronje, Kiel'den Prof. Georg Jacob ve Berlinden Prof. FriedrichK ern'den olu ş an bir heyet 20 Aral ı k 1911'de ş iddetli bir k ı ş a rağmenBudape ş tede onun yanı nda buluş tular.
Bu heyet İ gnaz Goldziher'i hayat ı boyunca ikamet etti ğ i ve ölümün-den sonra bir hat ı ra defterinin konduğu Holl6 (Raben) -Gasse No. 4,
1. kat, Budape ş te VII adresindeki sevimli evinde görmeye gelmi ş lerdi.ekseriya yaz tâtilini Budape ş te XII'deki Auwinkel'de geçirir di.
XII
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 15/245
1920'de 70. do ğ umy ı lı , kendi ailesi, meslekda ş lar ı , dinleyicileri ara-
s ı nda, bir önceki senenin "beyaz" antisemitik ve ihtilal aleyhtar ı reji-
minin s ı k ı c ı havas ı na nisbetle, ş erefli bir ş ekilde kutland ı . Hatta antise-
mitik bas ı n, onun ba ş ar ı s ı nı tebaruz 'ettirmek için bile olsa, içeri giremedi.
Aile hayat ı mesud idi. 1878'de, Arâd eyâletinden Aradzentmar-ton'h Tabib Dr. Max Mittler'in k z ı Laura Mittler ile evlendi, ki bu
han ı m ona son derece ba ğ l ı idi. Bu evliliklerinden iki o ğullar ı oldu;
bunlardan Max, çok erken, henüz üniversite öğrencisi iken intihar
etti, Diğ eri Karl (1880-1955) önce Budape ş te Üniversitesinin Teknikbölümünde,sonra iktisat bölümünde beynelmilel tan ı nm ı ş Matematik
Profesörü olarak vazife ald ı .
Pedegojik faaliyetinin 50. y ı lı nı kutlamak için Budape ş te ve MacarBilimler Akademisinin haz ı rlı klar ı yapı lı rken, Ignaz Goldziher 13 Kas ı m
1921'de 71 ya ş ı nda iken Rotlaneda ölüme yenildi. Budape ş te İ srail
mezarl ı ğ ı nda Isveç mermerinden yap ı lma aile kabristanma gömüldü vea ş a ğ ı daki Kitab- ı Mukaddes ibâresi macarca olarak mezar .ta ş ı na,
hayat ı nı n vecizesi gibi yaz ı ld ı :
"Ve ben karanl k vâdiye de ..dalsarn, hiç bir kötiilükten
korkmam; zira sen benimle berabersin". ( Psalm. PlezCmir] 23:4).
Aile kabristamnda iki yüksek selvi vardır ve Goldziher ailesinin. uh-
revi huzur evinde Ignaz, kar ı s ı iki oğ lu ve Karl Goldzil ı er'in MariaFreudenberg isimli ilk kar ı s ı bulunurlar.
Ignaz Goldziher ailesi, o ğ lu Karl' ı n ölümünden sonra kaybolup git-mi ş tir. Karl ilk kar ı s ı nı n üzücü ölümünden 6onra, ikinci evliliğ ini Buda-pe ş teli me ş hur Salam fabrikatöriiniin k ı z ı Elisabeth Herz ile yapt ı . Bu
evlilikten Ignaz Alexander ismini verdi ği bir oğ lu oldu .Maearistan,Ikinci Cihan Harbi s ı ras ı nda 1944 Mart' ı nda Nazilerin âni iş galinde
Karl Goldzihe,r'in karı
sı
ve oğ
lu, Budapeş
te'den sürülüp Macar sı
nı
rı
yak ı nı ndaki Avusturya'n ı n Leitha ş ehrindeki batakl ı kta öldürüldüler.Bir ş ans eseri Karl, nazi teröründen sa ğ ç ı kt ı . Üçüncü defa evlendi veemekli Profesör olarak 6 Kas ı m 1955'de ölümüne kadar Budape ş te'deya ş ad ı .
TESIRI
Goldziher'in kariyerine, 1869-70 ders y ı lı nda Leibzig'te Sami dilleri
profesörü Heinrich Leberecht Fleisel ı er'den (1801-1888) tahsil gör-
mesi aç ı kca tesir etmi ş tir. Fleischer arap dili tetkikini, ilk defa Paris'te,ilahiyattan ayr ı humanist bir ara ş tı rma sahas ı yapan frans ı z naiiste ş riki
XIII
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 16/245
Baron Antoine Isaac Silvestre de Sacy'nin (1758-1838) en milmtaz bir ta-
lebesiydi. De Sacy'nin esaslar koyan de ğerli "Grammaire arabe"ve "Ch-
resthomatie arabe" adlı
eserleri Goldziher dâima takdir, ve tahsil için ta-lebelerine hararetle tavsiye etmi ş tir. Hocas ı Fleischer hakk ı nda ş ükran-lar ı m ı daima beyan etmi ş ve göstermi ş tir ki, hayat ı boyunca ara ş tı rmaları
için gerekli olan ve onun idaresinde kazanm ı ş olduğu dil (arapfilolojisi)e ğ itimi benzersiz derecede idi. Fleischer'in aile çevresine de girdi; tak-besi Macaristan'a döndükten sonra bile, Hocas ı onu daima hat ı rlam ı ş -
m ı ş tı r. Fleischer 4 Mart 1875'de Alman Ş ark Cemiyetince tahsis edilenbursun ilk taksidini BM 440, Pf. 30, Goldziher'e Macaristana gönderdi-ğ i zaman, ş unlar ı da ilave etti: "Talebelerim aras ı nda en de ğerlisine, da-
ha yeni senelere..." Goldziher bu teberruyu kat'iyetle reddettikten he-men sonra, Hocas ı ona aş ağ ı daki tarzda cevap verdi: " İ lme sizin gibi
bu derece yatk ı n bir evlat (ara ş tı r ı c ı ) do ğurup yeti ş tiren Anneniz Han ı m-
efendinin refahma hizmet için bunu kullan ı nı z".
Goldziher'in Leipzig'teki ikinci önemli Profesörü Heymann Stein-thal (1823-1899) idi. O talebesini umumi Linguistikten ba ş ka, o zamankurulmuş olan Etnik Psikoloji ile Linguvistik Paleontoloji filmlerinede sevketti. M ı s ı r Tetkikleri ilmini de Georg Maritz Ebers'in (1873-1898)yan ı nda öğ rendi; pek çabuk Ebers'in samimi dostlar ı arası na girdi.
Bu tahsili açakca gösterir ki, Goldziher, Fleiseher'e minnettar ol-duğu sa ğ lam grarner ve lügat e ğ itimine ra ğmen, kocas ı nı n sert filolojik
ş ekilcili ğ in i tasvib etmez. Aksine o, gençli ğ inder itibaren Alfred yol/
Kremer'in (1829-1889) temel bir eser olarak bakt ı ğ ı "Geschicte der herr-
scheulen Idee ı ı des Islam" adl ı kitab ı nı n metodunu uygun bulmu ş tur.
Von Kremer gibi Goldziher de dikkatini insani tefekkürün geli ş im
tarihine çevirdi ve ş erh edilen her metinde insanl ı ğ ı n ictimâi te ş ekkülii-
t iin bir unsurunu görmek istedi.Flolojinin gayeleri ve hedefi hususunda frans ı z Hindolo ğ u Eugene
Burnuof'un görü ş ünü uygun buldu: Gerçek filoloji, felsefe ve tarihsizdü ş ünülemez. O ş u dü ş üncedeydi ki, sadece filolog olmak, tarihi, bilhas-
sa kültür tarihini Ve folkloru hesaba katmadan pek de ğer ta ş ı maz. Müs-
te ş rı kin esas vazifesinin, ş ark kültür tarihiyle ilgili orijinal metinlerde
ş ark kaynaklar ı nı n filolojik isbat ı ve kullan ı lmas ı suretiyle, bilhassa in-
sanl ı ğ ı n umumi fikri geli ş mesi üzerinde kark ı n yapt ı ğ ı tesiri tesbit etmek
olduğu görü ş ünde idi. Bu evrensellik ba ş tan sona kadar onun ba ş ar ı s ı -
nı n esas özelli ğ i olarak kald ı . Fakat onun bu telakkisi genç ş ekilci filo-
loji mektebi tarafı ndan payla ş ı lmad ı -bunun için Macaristanda maale-
XIV
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 17/245
sef Goldziher- Okulu te ş ekkül etmemi ş , aksine ondan sonra her ş ey yüz-üstü kalm ı ş tı r. Onun ilmi metodu hem de kendi Üniversitesinde y ı k ı ld ı ,
öyleki ondan sonra Budapeş
te Üniversitesinde ders vermiş
ve vermekteolan âlimlerden hiç biri onun okulunu devam ettirmedi. Bir yandan harbyı lları nı », antisemitik cereyan ı nı n, diğer yandan İ kinci Cihan Harbindensonraki tarihi maddecili ğe dayanan komunist halk demokrasisinin
Goldziher'in evrenselli ğ ine kar ş ı çı kmas ı sonucu, Budape ş te Üniversi-
tesindeki Goldziher-Okulunun tamamen yok olmas ı ac ı nacak bir durum-
dur. Zira o sadece Hristiyan Avrupasmda de ğ il, İ slâm dünyasmda dadaima haleflere ve hayranlara sahibti. Ancak İ kinci Cihan Harbindenitibârendir ki, Goldziher'in gerçek rönesans ı ndan bahsedilebilir.
Goldziher'in ilk eseri ibrani filolojisine aittir: Nitekim doktora teziStudien über Tanchüm Jeruschalmi (Leipzig 1870) ve Der Mythos bei
den Hebraeern (Leipzig 1876) adl ı eserleri buna misaldir. Russel M arti-neau tarafı ndan "Mythology among the Hebrews and Its Hictorical Deve-lopment (London 1877)" ad ı yla ingilizce tercümesi yap ı lan bu ikinci ese-ri, yalnı z kendi çevresinde de ğ il, aktüel bas ı nda da büyük beynelmilelbir tesir ve heyecan uyand ı rd ı . Yunanl ı lar ı ve Romal ı lar ı ele al ı rken SirGeorge William C ox'un m etodunu kullanmakta Julius Wellhausen' ı n
semitik tefsir görüş
ü taraf ni tuttu ve E.Renan'a karş ı
, inanç esaslarmdapeygamberlik akidesini zafere ula ş tı rdı ğ ı ârilik lehine olan teoriyi be-nimsedi. Bu eser yüzünden çe ş itli sert görü ş lere muhatab olmas ı na ra ğ -men, onun daha sonraki kariyeri için bu husus gerçekten netice üze-
rinde müessir oldu, çünkü o burada orijinal kaynaklar ı dikkate alman ı nönemini ilk defa te'yid etmi ş ti. Onun as ı l k ı ymetini, bu prensibi bundansonra İ slamda da kullanm ı ş olmas ı te kil eder.
Göttingen'den Julius W ellhausen ve Leiden'den Ch ristian SnouckH urgron je ile birlikte, Ignaz G oldziher, hususi bir tetkik metoduylabağ ı ms ı z bir ara ş tı rma olarak islâmi, ilimlerin kurucusu oldu. O bu husus-ta fevkalâde bir kabiliyete malikti. İ branicedeki derin ihtisasas ı ve miite-bahhir Kitâb- ı Mukaddes âlimi olarak arabcaya ve islâma yöneldi. Islâ-m ı n diğer kültür çevreleriyle olan al ı ş veri ş ini esasl ı ve orijinal kayna ğ ı n-
dan tetkik etmek maksad ı yla hemen farsca ve türkçeyi ö ğ rendi, Avru-pa dünya , dillerinden ba ş ka rusca ve sankritcede mahâret kazand ı .
1
Ignaz Goldziher'i, arab filolojisiyle ilgili faâliyetlerirti dikkate al-maks ı z ı n, sâdece pek ehem ı niyetli bir islâm târihçisi olarak görmek her-
X V
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 18/245
halde bir eksiklik olurdu. Arabça sahas ı ndaki ara ş tı rmas ı Mythos bei
den Hebraeern" adl ı eserinin ne ş rinden önce ba ş lam ı ş tı . 1871'den 1873'e
kadar Sitzungsberichte der Philologiseh-Historischen Klasse der Wie-ner Akademie der Wissenschaften adl ı eserdeki üç bölümlii tebliğ i
"Beitraege zur Geschicte der Sprachgelehrsamkeit bei den Arabern" ad ı yla
ve 1874'de Beitraege zur Literaturgeschite der Si'a und der sünnitischen
Polemik" ad ı yla ba ş ka bir makalesi ne ş redildi.
Islam tarihiyle ilgili ara ş tı rmaları nda clikkatini, husasiyle islâmdan
önceki arab ş iirine çevirdi. Bu devrin bir mümessiliin seçme ş iirlerini
"Der Divan des Garval ibn Aus al-Hutey'a;; ad ı yla, Deutschen Morgen-
laendischen Geselschaft adl ı mecmuada Leipzig'de 1893'te analiz yap ı p
yay ı nlad ı . Sonra 1896'da "Abhandlungen zur arabischen Philologie"adli iki cildlik filolojik ana eseri Leidedde ne ş redildi. Birinci cild islam-
dan önceki arab ş airleri ve sihir kuvvetine dair (câhiliyye) ş iirleri hakk ı n-
dad ı r; ikinci cild ise Elif! Hatun es-Sicistâni 'nin Xitâbu'l-M uam m erinadl ı eserinin, Ingilterenin Cambridge Üniversitesindeki yazn ı asma isti-
naden edisyon kriti ğ idir. Uzun örnürlüler hakk ı ndaki arap ş iirinin yeni
uslübunun zaferini anlatan bu eser, müellifinin anlay ı ş ı n ı parlak bir ş e -
kilde gösterir ki, filolojik ara ş tı rma, unı umi kültür tarihinin tetkikiniayd ı nlatma gayesine matuftur.
Aynı anlay ı ş onun daha sonraki metin ne ş rinde de kendini gösterir,orada filoloji ve kültür tarihi birbirinden ayr ı lmazlar. 1902 'de M inham-med ibn Tfunerein kitab ı , "Le livre de Mohammed ibn Toumert, Mandi
des Almohades ad ı yla Cezayir'de, Cezayir Genel Valili ği taraf ndan ne ş -
redildi. 106 sahife tutan Mukaddime bölümü, Berbcri Muvahhidler sü-
lalesi dailerinin faaliyetleri hakk ı ndad ı r. Metin say ı s ı z tenkid notlar ı ylabezenmi ş tir. Be sene sonra zamanı nda andlim olarak kabul dilen
"Kitâb Ma'âni al-Nafs" adl ı eseri, 1907'de Berlin'de Abhandlungen der
Kgl. Geserschaft der Wissen.chaften zu Göttingen (Philolojik-HistorischeKlasse, Neue Folge, Bd. IX, Nr.1) adl ı mecmilada ne ş retti. 1901'den.1910'a kadar Paris'te ç ı kan Revue des Etudes Juives adl ı mecmualarda
"Melanges Jude'o-Arabes" ad ı yla mukayeseli sâmi dilleri sahas ı nda önem-
li vesikalar ı otuz dört makale halinde ne ş retti. Son filolojik eserinde
Gazzai 'nin Bât ı niyye'ye kar ş ı reddiyesi ad ı yla, Gazzali'nin ihtilalci
Bât ı niyye fı rkas ı na dair yazd ı ğ ı Kitab faciâ'ih al-Bâtinijje wa-Fadâ'-
il al-Mustazhirijje" adl ı eserini yay ı nlad ı .
Son olarak onun arap kitabiyat ı tarihine dair olan el kitab ı da filo-
lojik• eserlerine dahildir. Bunu, Viyana Umumi Maliye Vekâletinin•an-la ş mas ı yla Bosna ve Hersek'teki müslüman Orta Okullar ı nı n Sekizinci
XVI
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 19/245
s ı nı flar ı için yazm ı ş tı . 1908'de Saraybosna'da bu kitap h ı rvatça olarakbas ı ld ı . Pek kullan ı ş lı küçük el kitab ı bu sat ı rlarm müellifi tarafı ndanIngilizceye tercüme edildi ve birinci defa Haydarabad' ı n Islamic Cultu-
re'ünde alt ı kı s ı mda 1957-58'de ne ş redildi, ikinci defa kitap ş eklindeGeorg Olms yaymevince 1966'da yay ı mland ı .* 1952'de h ı rvatçadan ya-pı lan ibranice tercümesi Kudüs'te neş redildi.
2
ESERLERI
Goldziher'in bütün filolojik çal ı ş maları nda görünen evrensel anlay ı ş ı
bilhassa onun temel islam ilimlerine dâir eserlerinde ortaya ç ı kar. Müs-
takil islam ilimlerinin, temel taşlar
ın
ıdört ana eserinde ortaya koymu
ş-tur:
1 . Leipzig'te 1884'te ne ş redilen "Die Zahiriten", Ihr Lehrsystem und
Geschichte". Bu eserde, o zamana kadar ne ş redilmemi ş olan kaynaklaradayanarak, uzun zamandan beri kaybolmu ş islam f kı h mezhebi Zahi-rilerle me ş gul olmuş tur. Ilave olarak arabca metin verir ve Giri ş içinde
sünnilerle Zahiriler ars ı ndaki esaslara i ş aretle islam ş eriatinin metodlar ı -
na, esaslar ı na ve fı kb ı n. tetkikindc Kur'an tefsirinin önemine dair mufas-
sal bir mukaddime verir. Bu mukaddime ş ark ilmi kitabiyat ı nda bu
problemin ilk açı
klanmasıd
ı
r.2. Islam f k ı h tetkikinin temeli diye gösterilen "Die Zahiriten"
e benzer olarak, beş sene sonra Halle'de 1889-90 da ne ş redileniki cildlik "Muhammedanische Studien"i 3 islam dini tarihi tetkikinde
ça ğ ı r açan bir eserdir. Birinci cildte, islamiyetin beynelmilel, uluslarüstü, ı rkc ı hğa karş ı ve demokratik din cemaati taraf ı ndan islâmdanönceki aristokrat arabl ı ğ ı n milli hissinin (miirüvvesinin) ne ş ekilde
yaraland ı ğ ı nı , öyleki hatta islam fikriyatuun bütün Yak ı n Doğuyu
ve nihayet kuvvetli milli hislerin içine i ş lediği Iran'ı , tek dini kültürel
bir birlik lehine nas ı l ş ekillendirdiğ ini ustaca tasvir eder. Ikinci eild,Kur'an d ı ş ı ndaki rivayetlerin (hadisin) tarihi ve kitabl geliş imi gibi
önemli bir konuya hasredilmi ş tir. Müellif islamn ilk fetih harble-
lerinden sonra, Kur'ana day ı nlarak çözülemiyen fikri meselelerin veidari vazifelerin oluş mas ı gerçe ğ inden hareketle, yahudi ş itahi rivayet-
leri örnegine göre islamda da bu sebeble Hz. Peygamberin sözleri ve fille-
rini ihtiva eden ş ifahi rivayetlerin (Sünnet)in çok erkenden geli ş tiğini
3) Burada zikredilen baskı n ı n ofset baskı s ı tek cilt halinde Hildesheim 1961 de
bası
lmı şt
ı
r.* Goldzı her, Iguaz, A. Short History of Classical Arabic I:iterature, Prof. j. de
Somogyrn ∎ n tercüroesi, ikinci yeni düzeltme ve ilaveli Baskı , Hildesheim 1966.
X V I I
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 20/245
göstermektedir. Bu söz ve fillerin pek çok incelikleri yaz ı lı olarak (Hadis)
kaleme al ı nm ı ş tı r. Her bir haber Hz. Muhammed'e kadar kesintisiz
ulaş
an râviler zinciri (isnad) ve hadis metninden oluş
ur. Zamanla dinive siyasi f rkalar ı n lehine uydurulan pek çok hadis sahihlerle kar ı ş tı rı lm-
ca, hadis tenkidi, islalm ı n dini kitabiyatm ı n pek önemli bir dal ı haline
geldi ki, bu Avrupada bat ı ilim metodlar ı yla ilk defa I.Goldziher taraf ı n-
dan müzakere edildi. İ kinci cildin sonundaki zeyillere pek mühim bir bö-
lüm olan "Hadis und Neues Testament" dahildir. Bu inceleme 1902'de
"Society for Promoting Christian Knowledge separet" dergisi taraf ı n-
dan ingilizce olarak ne ş redildi. Burada di ğer Yeni Ahid unsurlar ı yla ilgili
olduğu üzere, hadisler aras ı nda yer alan "Babam ı z" düas ı nı da inceledi.
Bu kitap (yani Mı ı ham. Studien) I.Goldziher'in ana eseridir. Üstad ı n
bütün tetkikat ı n ı n mev ı ciini, yabanc ı ve pek kı ymetli talebesi Kopen-
hag'dan Prof. Johns. Pedersen, D ı nimarka Krall ı k Bilimler Akademi-
sincle 31 Mart 1950 'de Goldziher hakk ı nda yapt ı ğ ı _hat ı ra konuş mas ı nda
ş u ş ekilde belirtmi ş tir: 4
"I.Goldzil ı er modern islam tetkikinin temellerini att ı . Ondan ba ş ka
hiç bir Avrupal ı alim arab kitabiyat ı hakk ı nda, hem de büyük bir k ı sm ı
yazma eserlerin tetkikine dayanan geni ş bir bilgiye sahib dekildir. Onun
en büyük ba ş ar ı s ı , müslüman hayat ı nda ve fikriyat ı nda pek önemli biresas olan Kur'an ı n yanı nda hadis kitabiyat ı nı n men ş eini ve özelli ğ ini
meydana ç ı karmas ı olmuş tur. O, birinci yüz y ı lda islam mezheplerinin
siyasi ve fikri münaka ş alar ı n ı n Hz.Peygambere nisbet edilen sözlere nas ı l
aksetti ğ ini ispatlam ı ş tı r. Kitablar ı nda ve say s ı z makalelerinde islam
dini ve kültürü tarihinin esas meselesinin ayd ı nlanmas ı için yeni malzeme
getirmi ş tir. Teferruat ı hiç bir zaman ihmal etmemekle beraber, kendisitarafı ndan gün ı ş ı ğ ı na çı karı lan muazzam malzemenin içinden, -usta
bir tarzda, hâkim fikri bulup ç ı karabilmesi onun tetkik çal ı ş mas ı nı n de-
ğerini te ş kil eder. Bu sebeble o, islam tetkikinin temellerini ve daha son-raki ara ş tı rmalar ı n yolunu da göstermi ş oldu".
3. Goldziher'in en fazla yayg ı n olan eseri 1910'da Heidelberg'de
ne ş redilmi ş olan "Vorlesungen über den Islam" adl ı kitab d ı r. Bu
kitap 1908'de American Committee for Lectures on the History of
Religions tarafı ndan konferans vermek üzere davet edildi ği ve fakat
hastalı ğ ı sebebiyle veremedi ğ i alt ı konferans ı nı n metninden ibarettir.
Bu konferanslar ı n Almanca orijinal metni iki y ı l sonra Heidelberg'de
4) Bu aç ı klama, bu sat ı rlar ı n yazarı nı n 3 Mays 1950 tarihinde J. de Somogyrye
yazd ı ğ ı mektubundan aynen iktibas edilmi ş tir.
XVIII
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 21/245
ne ş redildi. 1912'de de macarcaya tercüme edilerek Macar Bilimler
Akademisi Yay ı nevinde ç ı kt ı . Mrs. Kate Chambers Seelye'nin İ ngilizce
terciimesi 1917'de Londra'da bas ı ld ı ve Nev Hav en, Conn., da
müellifiı ı icasiyla, eksikleri sebebiyle yay ı nevinden geri çekildi ve
satt ı rı lmad ı . Bu kitab ı n "Le doğme et la Loi de l'Islam" ad ı yla Pariste
Felix Arin tarafı ndan yap ı lan frans ı zca terciimesi I. Cihan harbinden
önce haz ı r idi, fakat müellif tashih kolonlarm ı ancak harbden sonra
ele geçirebildi, öyle ki eser dü ş man bir ülkenin bir vatanda ş ı nı n filiz
lenrni ş bir kitab olarak 1920de Pariste neş redildi. I. Cihan har-
binden az önce, 1911'de eserin A.N. Chernova taraf ı ndan yapı lan rusca
tercümesi St.Petersburg'ta bas ı ld ı . I.Cihan harbiai müteak ı b, Goldzih-_
er'in ölümünden dört sene sonra Prof. Franz Babinger tarafı
ndangözden geçirilen ve Prusya ilim, sanat ve Halk e ğitim Bakan ı C. H.
Becker'in "onsöz"ii.nii ihtiva eden ikinci bask ı s ı Heidelberg'te .ne ş redil-
di. II.Cihan harbinden sonra, Yak ı n Do ğ uda iki tercümesi yay ı mland ı :
1947'de Kahire'de ."elAkide ve' ş - Ş eri'a" ad ı yla Muhammed Yusuf Ma-
sa ve Abdu'l Aziz Abdul-Hak ve müdür Ali Hasan Abdul-Kadir taraf ı n'
dan yap ı lan arabca terciimesi ve 1951 de Kudüs'te Ilarsa'öt'al-ha-Islam
ad ı yla Prof. Martin Plessner'in yapt ı ğ ı ibrânice ,tercüme.
Pek çabuk eskiyen ilmi ne ş riyat aras ı nda hiç bir kitab Goldziher'in
zikri geçen bu kitab ı gibi ne pek çok dillere tercüme edilmi ş , ne de yay ı -
nlindan seneler so nra herkes trafı ndan kullan ı lm ı ş tı r. O devrin New
York'lu Prof. ü Richard Gottheil, eseri pek k ı sa ve sarih olarak ş öyle
tasvir eder: 3 "Ben bu kitab ı islami en iyi ş ekilde ortaya koyan bir eser
olarak görüyor ve dünyan ı n en büyük dinlerinden biri hakk ı nda iyi
bir fikre sahibolmk için ö ğ rencilerime onu dikkatlice incelemelerini
tavsiye ediyorum".
Bu alt ı konferans ş u bahisleri ihtiva etmektedir: 1) Hz. Mu-
hammed ve islam ı n doğuş u, 2) F ı khi geli ş me, 3) Kclami geli ş me, 4) Zahid-lik ve Safilik, 5) F ı rkalar 6) islam ı n muahhar tezahürleri. Kitab ı n hulu-
si değeri, ba ş ı ndan sonuna kadar di ğer dinlerle olan al ı ş veri ş lerine büyük
a ğ ı rlı k vermesinde ve islam ı n kendi iç geli ş imini eri ş ilmez bir açı kl ı k
ve k sal ı kla tavsif etmesindedir.
4. Son büyük eseri 1913'te Upsala'da verdi ğ i Olaus-Petri konferans-
lara/1m geni ş letilmesiyle meydana gelen ve 1920'de Leiden'de ne ş redi-
len "Die Richtungen der islamischen Koranauslegung" adl ı kitabd ı r.
"Vorlesungen"deki metoduyla gösterdi ki, bütün itikadi mezhepler
5) 11.Gottheil'in bu sSzleri 3 nisan I935'de J.de Somogyi'ye yazd ı ğ ı mektupda mevcuttur
XIX
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 22/245
Kur'ân tefsiri ı yle me ş gul olmuş lard ı r. Isveç d,lindeki orijinal metin
"Islam fordom och nu. Studier i Korantolkningens Historia" ad ı yla
Stokholm'de basıld
ı.
İlk üç bölümü Ali Hasan Abdul-Kadir taraf
ından
Kahire'de 1944 y ı lı nda arapçaya tercüme edildi, ve el-Mezahibu-I-Islet-
miyye fî Tefsir'l-Kur'ân ad ı yla ne redildi.
3
Goldziher'in kitabi faaliyeti 741 parça esere ula ş ı r. 6 Yazı lar ı n ı n
çoğu almanca olarak ne ş redilmi ş pek az ı frans ı zca veya ingilizce olarakyaz ı lm ı ş tı r. Macarca olarak yazd ı ğ ı eserler ayr ı bir grub te ş kil eder. Ted-
kiklerini önce Macar halk ına hasretti
ği ve macarca eserlerine, daha son-
ra yabanc ı dillerde ne ş redilecek eserlerinin ön çal ı ş mas ı olarak bakt ı ğ ı
için, bunlara ayr ı bir de ğer vermi ş ti. Ibrânice olan ilk makâleleri ve kezaMacar Bilimler Akademisi yay ı nları aras ı nda ç ı kan, zaman ı ndaki ecne-
bi tetkikat ı n neticelerini müzakere etti ğ i popüler özellik ta ş ı yan baz ı
ara ş tı rmalar ı , ecnebi mii ş te ş rikler hakk ı ndaki değerli hat ı ra konuş n? alan,
islam ı n tekâmiil tarihinde Ispanya arablar ı n ı n rolü ve J.De Som ogyitarafı ndan ingilizceye tercüme edilen Arab Kitâbiyat ı nda Tarih Yazma-
ctlı 4" adl ı islam ilimlerindeki iki ara ş t ı rmas ı , Macar Bilimler Akade-
misine dair haberlerle çe ş itli mecmualarda ç ı kan macar okuyucular ı içinyazd ı ğ ı tarihi ve co ğ rafi makaleler ve bir de lügavi makâleler bunlar ı n
dı ş ı ndad ı r.
Yabanc ı mecmâalarda yay ı nlanan say ı s ı z makâlelerinin muhtevâ-ları na gelince, Ign.az Goldziher 16 May ı s 1902 tarihli hat ı ra defterinde
gençlik eseri Sichat Jitzhak' ı nkı rkinc ı ne ş ir y ı ldönümü sebebiyle Tuzlan
yatmaktad ı r: "Ba ş langı çta Yahudi, 'türk, Arab, M ı s ı r, sur kitâbiyat ı -
na ve eski eserlerine dâir, sünnilik ve ş iilik hakk ı nda yorulmadan dâi-
ma olgun ve sağlam, mazbut bir fantezi ve ço ş kun bir serbestlikle
yazd ı m; sonra kendimi vesvesesiz bir s ıkı nt ı ya ve zahmetli bir tenkide
teslim ettim. Islami sahada ş imdi herkesce kabul edilen yeni görü ş ler
getirdi ğ imi söyleyebilirim".
Kariyerinin zirvesinde yaz ı lm ı ş olan bu sat ı rlar, ruhen olgunla ş m ı ş
olarak, ş arkiyate ı liğ ı nda, romantik devirden pragmatik devire geçi şi-
nin dar, fakat ilmi özelliğ i olarak k ı ymet ta ş ı maktad ı r. Bu huğ us bizi,
ş arkiyatc ı hkta Goldziher'in mevkiinin nas ı l tesbit edilece ğ i gibi önemli
bir meseleyle kar ş ı karş ı ya b rakmaktad ı r.
6) K ş l. B.lieller, Bibliographie des oeuvres d e Ignace Goldziher Paris 1927 ; A.Scheiber,Ignace Goldziher Memorial, C-I, s.419-29 Budape ş te 1948 ve C—II S.209-214, jerusalem 1958.
X X
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 23/245
GOLDZIHERIN ILM İ MEVK İ İ
Daha sa ğ lı ğ ı nda onun islam ilimlerindeki yönlendirici otoritesi ve
münaka ş a götürmes tedkik hâkimiyeti herkesce kabul edilmi ş tir. Buhususa .ölümünden sonra me ş hur meslekda ş lar ı tarafndan yap ı lan iki
k ı sa beyan ş ehadet eder: Th eodor N öldeke'yi devrinin en büyük müste ş -
riki görmek isteyen' C hristian Sno uck Hurgro nje'nin bu fikrine 7 Aral ı k
1921 tarihli mektubunda Nöldeke ş öyle cevap veriyor:
"Beni zaman ı n en biiyük -müste ş riki olarak göstermeniz, do ğ ru de-
ğildir, çünkü ben pekala biliyorum ki, Goldziher ve Wellhausedin sahib
oldukları dahiyane özellik bende olmad ı ğ ı gibi, benim unutulmaz de
Goeje'mde de yoktu. Biz ikimiz bazı
eyleri yapmı ş
olmamı
za rağ
men.ben huzur-i kâlble itiraf edebilirim ki,_dehan ı n ate ş i-hiç bir zaman bende
yoktu".
C arl Heinrich Becker, Goldziher ve Snouck Hurgronje'yi ş öyle mu-
kayese eder':
"Bugün islam ilimleri dedi ğ imiz ş ey Goldziher ve S.Hurgron je'nineserleridir. Gerçi onlar ı n selefleri vard ı , fakat husilsi bir disiplin olarak,
daima geli ş en islam ilmi halinde bu iki dost un Goldziher ve S.Hurgron-je'nin yaratmas ı olarak kald ı . Biz do ğ rudan do ğ ruya o neslin omuzlar'
üzerindeyiz, maamafih yüz sene sonra geli ş menin ba ş ka türlü de ğ erlen-
dirileceğ ini de zannetmiyorum. Bu ayr ı lmaz iki dost ş üphesiz bu disip-
lini inş a eden ya ş lı muas ı rları aras ı nda tek de ğ illerdir. Önce zikretti ği-
miz bu iki ş ah ı s taraf ndan ilmimizin esas meselesi ba ş lat ı lı p
lirken, ş ayed E.G.Browne, Rene Basset veya E. Doutte gibi zatlara, ça-
h ş rr ı a sahalarma uygun bir ş ekilde, zaruri tamamlay ı c ı çah ş malar ı n sahip-
leri olarak, daha çok de ğer verirsek, onlar ı n ilmi hizmetlerini hiç te
kikültmü ş olmayz".
Sonra C.H. Becker "ilmimizin bu esas meselesini"şöyle aydmla-
tı yor9 : "Goldziher'in islam ilimleri tabirini nas ı l vücadeyukar ı da ,zikredilen zatlar ı da dikkate alarak- hayat ı nda Onu nas ı l
geliş tirdiğ ini ve daima daha da ileriye nas ı l götürdü ğünü kabul edersek,
onun ş öhretims, nakisa getirilmi ş olmaz. Fakat hallü fasledilen, o ve
S.Hurgronje taraf ı ndan ileri sürülen ve tam manas ı yla ifade edilmi ş
olan mesele, Kendi içinde kapal ı • ı ususi bir kültür manzûmesi olan is-
7 ) Christian Snouck Hurgronje—Theodor Nöldeke, Zeitschrift der deutschen Morgenlaendi-
schen Geselschaft, Leipzig 1931, s. 281.8 ) C.H.Becker, ignaz Goldziher, Der Islam, YI, s.214, Berlin 1922
9 ) a.g.e., XII, s.214-215.
XXI
•
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 24/245
lam ı n, bizzat dini vas ı ftaki ç ı k ı ş noktalar ı ndan ele al ı narak kavran ı l-mas ı dı r. F ı k ı h ve tasavvufun as ı l manas ı n ı kavramak müstesna, orta ça-
ğ ı n veşimdiki islam dünyas
ı
nı
anlamaya götüren yol açık olarak durmak-tad ı r. Gerçekten bu sonuncu husus önemlidir. Islam bu gün bile sonsuz
canlı ve değ i ş ebilen meselelere sahiptir ve daima da böyle olmu ş tur. Bu
hsuusu anlamak için, f kh ı n te ş ekkiiliinü iskolastikten ö ğ renmek, canl ı
geli ş meyi ke ş fetmek, nerede hareketsiz do ğmaya ve de ğ i ş tirilmez ş ek-
le sokulduğunu ortaya koymak zarureti vard ı . Önce bu büyük ke ş ifle
islam ilimleri hususi bir. disiplin halinde do ğdu. Buradan bütün kültürçevresi ı ş ı k aldı . Goldziher ve Snouck Hurgronje'siz bunlardan hususibir disiplinin viieüda getirilmesi mümkün olamazd ı ".
Islam ilimlerinin dünyaca me ş hur bu iki ş ahsiyetinin birlikte zik-redilmesi hususi bir de ğere sahiptir, çünkü bunlar muhtelif tedkik
metedlanyla çal ı ş an kimselerdi. Goldziher tedkikat ı nda Arab ve ötekiYak ı n Do ğu kitabiyat ı nı n temel kaynaklar ı na dayanan mütebahhir birâlimdi. O bunlar ı sadece sekiz ayl ı k ş ark gezisinden kazand ı ğ ı ve Georg
Ebers'in "Aegypten in Wort und Bild" adl ı iki eildlik Leipzig 1878-80'de
bası lm ı ş araş tı rmas ı nda da zikredildiğ i gibi, edindiğ i ş ahsi tecrübesin-
den ç ı kar ı yordu. Buna kar ş ı lı k Snouck Hurgronje, eserlerinin tarihi bö-
lümlerinde olduğu gibi, edebi kaynaklara dayanan pratik bir adamd
ı;
çünkü onun tedkiki, öncelikle 1804'de Mekke'ye yapt ı ğ ı seyahatine,
ve 1888'den 1908'e kadar Batavia'da Endonezya Kültür İ ş leri Reisi ola-
rak resmi faaliyeti s ı ras ı ndaki muas ı r islâmiyetin gidi ş at ı na dâir olan ş ah-
si mü ş ahadelerine dayan ı r.
C.H.Becker'in do ğ ru olarak i ş aret etti ğ i gibi, Goldziher her ş eyden
önce meseleyi tesbit etmekte benzersizdi. Bununla beraber onun dehas ı
bununla yetinmedi, teferruata dalarak esas ı kaybeden kuru bir mütehas-
s ı s alim olmad ı . Kendini fer'i malumat okyanusunda kaybetmedi, ak-
sine tek problemlerin monografiye benzer asil çah ş malarmda daima umu-
'mi hilkümlere vard ı . Zira problem vazedi ş i yan ı s ı ra, I.Goldziher'in na-
zarı nda iiniversellik ay ı rdedici bir özelliktir.
Islam dinine dair, Hinneberg'in "Kultur der Gegenwart" [1913j adl ı
eserinde müslüman ve yahüdi felsefesine dair, yazd ı kları keza, Theodor
Mommsen tarafı ndan Leipzig'de 1905'de ne ş redilen "Zum aeltesten Straf-
recht der Kulturvölker" adl ı eserin mukayeseli hukuk tarihi hakk ı ndaki
cildinde ve The Times' The Historian' s History of the World (London 1907)
adl ı eserin VIII. cildinde islam hukukuna dair olan hülasalar ı bu hususa
ş ehadet ederler. 0 1904'te aç ı lan dünya sergisi sebebiyle St.Louis, Mo.,'da
XXII
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 25/245
yapı lan ilim ve sanatlar kongresine i ş tirak etti ve orada The Progress
of Iskintic Science in the Last Three Decades ad ı yla verdiğ i tebli ğde 19.
yüzyı
hn son otuz senesindeki islam tedkikatuun neticelerini özetledi.Onun "Short History of Classical Arabic Literature" adl ı aslen macarca
yaz ı lm ı ş olan Arab kitabiyat ı Tarihine dâir muhtasar eseri de buraya da-hildir.
19. Yüzy ı lı n 80. y ı l ı ndan beri çe ş itli yabanc ı Mgatları n haz ı rlanmas ı -
sma i ş tirak etti. Bizzat teklifeisi de oldu ğu İ sliint
viicıld bulmas ı için otuz makalesiyle hissesine dü ş en yardı m ı yaptı .
Alt ı ilmi ya ı s ı James Hastings'in Encycloppctedia of Religion and Et-
hics (Edinburg 1908-1919) adl ı eserinde neş redildi; bunlar aras ı nda
islam terbiyesine dâir olan uzun makalesi bilhassa önemlidir. The JewishEncyclopedia (New York 1901-06) için islam adl ı pek önemli bir makale
yazd ı . Brockhaus'in Konvesations-Lexikon (Leipzig 1892) için ve ayr ı ca
A Pallas Nagy Lexikona (Budape ş te 1893-97) ve Re'vai Nagy Lexikona
(Budape ş te 1911-22) adl ı iki macar ansiklopedisi için Arab kitabiyat ı
ve islâmiyet hakk ı nda yazd ı ğ ı makaleleriyle övünürdü.
Bütün bu eserler onun üniverselli ğ ine seliadet ederler. Onun ba ş -
lang ı çtan itibaren en sevdi ğ i tedkik, islam ı n diğer din ve kültürlerle
olan münasebetleriydi.Onun hem Avrupada hem de islam dünyas ı nda münaka ş a götürmez
bir otorite olduğu ş a ş ı lacak bir ş ey de ğ ildir.
Goldziher, Kopenl ı ag'daki (1911) Danimarka ilimler Akademisinin,
St.Petersburg'daki (1898) Kraliyet Ilimler Akademisinin, Göttingen'-deki (1910) Kraliyet İ limler:Cemiyetinin, Berlin'deki (1910) Kraliyet İ lim-
ler Preuss Akademisinin, Londra'daki (1904Y British Akademinin, Ams-
terdam'daki (1909) Kraliyet İ limler Akademisinin, Madrid'deki Real
Akademia de la Historia'nın ve Münih'deki (1916) Kraliyet
İlimler Aka-
demisinin muhâbir üyesiydi. Ayr ı ca o, Batavia'daki (1862) KoniglijkInstitut voor Taal-land on Volkenkunde'nin, Londra'daki Jewish His-torical Society of England' ı n ve Paris'teki (1905) Societe Asiat ı que' ı ı ı
yabanc ı üyeliğ ine seçildi.
Budape ş te filoloji cemiyeti, Leipzig'teki Alman Avrupa Cemiyeti;
Londra'da (1893) Royal Asiatic Society of Great lBritain and Ireland,Kalkuta'da (1904) Asiatic Society Bengal, Kahire'de Institut Egypti-
en; New Haven'da American Oriental Society, Helsinki'de (1909) Fin-Macar cemiyeti ve Stokholm'de Dinler Tarihi Cemiyeti taraf ı ndan Ş e -ref üyeli ğ ine seçildi. Ölümünden sonra, ailesinin müsâadesiyle D ı me ş k'te-
XXIII
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 26/245
ki Academie Arabe' ı n ş eref üyeli ğ ine de seçilmi ş ti Beynelmilel Müs-
te ş rı kler kongresiyle Beynelmilel Dinler Tarihi kongresinin merkez
ko-mitesinde dâimi üye ve Beynelmilel Müsteşr
ı
kler kongresininislâmiyet bölümünde daimi ba ş kan idi.
İ ngiltere (1904) Cambridge Üniversitesinde edebiyat (D.Litt)., Aber-
deen Üniversitesinde hukuk (LI.D.) ş eref doktoru' oldn.
Yar ı m yüz. y ı lı bulan ilmi faaliyeti boyunca yabanc ı üniversiteler- .
den say ı s ı z davetler ald ı ve hepsini reddetti. Avrupada yukar ı da zikı edi-
len Viyana'ya davetinden sonra, 1886 Prag Üniversitesine, 1904'te Cam-
bridge Üniversitesinde William. Robetson Smith'in kiirsüsüne, ayn ı y !ida
Heidelberg Üniversitesine ve 1906'da bizzat Theodor Nöldeke'nin ken-disine halef olarak tavsiye etti ğ i Strasburg Üniversitesine davet edildi.
Alman Üniversitelerine -Heidelberg'e Königsberg'e, Leipzig ve Bres-lau'a yap ı lan diğer da -N/etler Nöldeke'nin tavsiyelerini takibetti. Bütün
bu davetleri reddettikten sonra, kendisinin yerine bir ba ş kas ı nı tavsiye
etmesinin yine kendisinden rica edilmesi keyfiyeti onun beynelmilel
vasf nı n kuvvetli bir delilidir.
Yak ı n Do ğuda 1911'de ikinci defa Kahire'ye davet edildi, hem de
bu defa Üniversiteye. Aynıy l Ws
ır' n son kral
ı
Prens Ahmed Fuad,Kahire Üniversitesinin onun tarafı ndan planlanm ı ş kuruluş unun hazı r-
lı kları nı yapmak ve rne ş hur profesörleri oraya kazand ı rmak için Avrupa-
nı n en önemli Üniversitelerin ziyaret etmi ş ti. Viyana'da Hariciye ve-
kili Graf Alois Aerenthall-Laxa vas ı tas ı yla Kayzer ve Kral I. Franz Jo-
sef'in huzurunda Goldziher'e ş ahsi day etini yapabilmek için onlardan
resmi kabul ricas ı nda bulundu. Goldziher bu daveti reddedince, M ı s ı r
Prensi Budape ş te'ye hareket etti, orada üniversitenin merasim salonun
da Goldziher'e ş öyle dedi: "Ben her ş eyden önce sizin için, sizi Kahire
Üniversitesinde kurulan islâm felsefesi küxsiisiine profesör olarak kazan-mak maksad ı yla Budape ş te'ye geldim". Bununla beraber ne yaz ı ları
mektuplar, ne de Prens. Ahmed'in yeni bir ziyareti bu davetin kabölii,
için Goldziher'i harekete geçirebilmi ş değ ildir.
Her ş eye ra ğmen Goldziher sonuna kadar Budape ş te'de kald ı . O ken-
dini hiç bir siyasi partiye mensub olmayan bir macar vatanseveri olarak
tan ı ttı ve kongrelere i ş tirak etmek veya yabanc ı lar ı n konferans davet-
lerini yerine getirmek maksad ı yla çok kı sa olarak terketti ğ i Macaris-
•tanı
kendi memleketi olarak benimsemiş
ti. Sadece "va'zda bulunmak" ve"Macar anavatannun kilise mihrabuaa defneler getirmek için" d ı ş ar ı ya
seyahat etti ğ ini söylemeyi itiyad edinmi ş ti. St. Louis, Mo.'daki 1904 .
XXIV
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 27/245
dünya segisi sebebiyle haz ı rlanan Sanat ve Ilim kongresinde teblig sun-
mak üzere kendisiyle beraber k ı rk yabanc ı alimin Amerika •Birle ş ik Dev-
letlerince daveti üzerine, say ı s ı z dı ş ülkeden çlâvetler ald ı . Amerika se-
yahati sebebiyle Amerika üniversitelerinin ço ğu taraf ndan konferans
vermek üzere kendisine ricada bulunuldu. Bunlar aras ı nda o zaman ı n
üniversite reisi Thom as Woodrow W ilson'un günlerce misafiri oldu ğu
New Haven, Conn., daki Yale Üniversiteside bulunuyordu. - St. Loiskongresinden sonra, New York'taki Jevish Theological Seminary, Cin-cinnati'deki Hebrew Union College ve Filedelfiya'daki Dropsie College
gibi üç Amerikan yaküdi Ilahiyat yüksek okulundan yahudi felsefesioe
dâir seli konferanslar vermek üzere dâvetler ald ı , maamafih resmi fa-
aliyete dayanan görevi arasında bu davetlere hakk
ı
yla cevap veremedi.1913'te protestan ba ş papaz ı Nathan Söderblom'un te ş viki üzerine
Uppsala Üniversitesinde konferanslar vermek üzere Isveç'e davet edildi.
Orada "Kur'an tefsirinde çe ş itli mezhepler" mevzuunda konu ş tu. Is-
veç'te iken Stockholm'a Dinler Tarihi cemiyetinin 21 Eylül 1913'teki
kutlama oturumuna davet edildi ve " İ slamda sünni temayül ve sapma-
lar"- konusundaki konuş masmi yapt ı .
• I.Cihan harbinin arefesinde Michonis-Vakf ı heEabı na konferanslar
vermek üzere Kudüs'teki Jevish National Home ve Paris'teki Colk'ge deFranc:. tarafı ndan iki d ı ş davet ald ı , maarnafih harbin zuhuru sebebiyle
hiç birine icabet' edemedi.
Macar ilimler Akademisinin Budape ş te'deki kütiibhanesinde sak-lanan 1650 ş ahs ı n 13.700 mektubundan müte ş ekkil muhaberat ı na is ti -
naden onun dost ve hiirmetkarlar ı ndan meydana gelen çevresi tamamen
tesbit edilebilir. O ince ş ahsiyetiyle hem Macaristanda, hem de d ı ş ar ı da,
mektublarm ı büyük bir itina ile saklad ı ğ ı pek çok d(Ntlar edindi.
Daha 1886'da el yazıs
ıyla mevcad bulunan hat
ıra defterinde Sno-
uck Hurg ronje, de Goeje, Rosen, K autesch, lV ldeke, A.M üller ve I. Guidi'-yi en iyi dostlar ı olarak zikreder. Daha sonra islam ilimlerinin ve Sâmi
filolojisinin bütün temsilcileriyle temasa geçti.
Leipzig'te hocas ı Heinrich Leherecht FleisCher, Königsberg'te daha
sonra Halle'de August Müller, St•asburg'ta Theodor N öldeke, Breslau'-
da Siegm and F raenkel ve Viyana'da Alois M usil gibi ana dili almanca
olan alimlerle samimi ve muntazam bir temas içerisindeydi. O , Nöldeke _ile olan dostlu ğ un a bilhassa pek de ğer vermi ş ti ve onu hayat ı nı n• enbüyük iftihar vesilesi olarak gördü ğü için Bzitrasge zur semitischen Sp-
rachwissenschaft" (Strasburg 1904) adl ı makalesin.i ona ithaf etmi ş ti.
XXV
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 28/245
Keza Georg Ebers, Julius Wellhausen, Karl Vollers, Julius Eriting,
Max van Berchem , Emil Kautzsch, Eduard Meyer, Albert Socin, Georg
Rosen, Adalbert Kuhn, Karl Krumbacher, Fritz Hommel, Friedrich Delil-
zsch, Karl Budde, O.F.Seybold, Martin Hartmann, Karl Bezold, Friedrich
Schwally, Carl Heinrich Becker, Eugen Mittwoch, Max von Oppenheim,
Julius Ruska, Josef Horovitz, Enno Littmann ve Paul Kahle ile de mek-
tupla ş m ı ş , ayrı ca Globus'un yaz ı iş leri müdürü Richard Andre ve Kul-
tur der Gegenwart' n yaz ı i ş leri müdürii,Paul Hinneberg'le de yaz ı ş m ı ş tı r.
Holladl ı âlimlerden, Leiden'deki pröfesörlerle Micheal Jan de Goe-
je ve bilhassa Christian Snouck Hurgronje ile samimi bir temas içindeydi.
Bunlardan ba ş ka G.van Floten, Th. W. Juynboll, T.J.de Boer ve A.J.
Wensinck de zikredilebilir.
Frans ı z dostlarmdan Revue de I'histoire des Religions'un yaz ı iş leri
müdürü, Jean Reville, François Marillier, James Darmesteter, Hartvig
Darenbourg, Rene Basset ve Cezayir okulundan C.A.Barbier de Mey-
nard, Clement Huart, Carra de Vaux, Gaudefroy Demombines ve bilhas-
sa Luis Massignon'a dikkati çekebiliriz. Beyrut'lu frans ı z hristiyanlar-
dan P.Lammens ve bilhassa Le Cheikho ile iyi dostluk kurmu ş tu.
Onun pek kı
ymetliİ
ngiliz dostları da ş
unlardı r: Theodore Duka,
Max Muller, William Robertson Smith, Carles J.Lyall, T.W.Rhys Davids,
Edvard G.Braune, Anthony Ashley Beyan, Sir Thomas, W.Arnold, F.
C. Burkitt, Davit Samuel Margoliuth, Reynold A.Nicholson ve Sir Ed-
ward Denison Ross.
Goldziher'in pek samimi olduğu Amerikal ı dostlar ı da ş unlard ı r:
Duncan Black Maedonald, Morris Jastrow, G.A.Kohut, G.Schechter, L.
Frliedlaender, Richard Gottheil, K.Kohler, Samuel M. Zwermer, Charles
Cutler Torrey ve ilk talebelerinden biri olan A.S.Yahuda.
Hindistandan S.Khuda Bukhsh ve Sir Aurel Stein ile temasta idi.
Macar as ı llı me ş hur arkeolo ğ olan S.A.Stein, Goldziher'in tedkikatuun
neticelerinin Hindistauda yay ı lmas ı na yard ı m edenlerin ba ş ı nda gelir.
Isveçli dostlar ı /ulan Graf Carlo Landbeg'i bilhassa ziketmek gerekir.
Landberg, onun ş ark seyahatinden beri en güvenilir arkada ş ı oldu ve Bav-
yera eyâletindeki Tutzing çiftli ğ inde Georg Ebers'in kom ş uluğunda se-
nelerce Pe ş te israil cemaatinin sa ğ lad ı ğ ı üç haftal ı k tatillerini yapt ı . O
esnâda ev sâhibi ile arabça el yazmaları
nı tedkik eder ve Hadramavt'h
iki bedevinin ezbere okuyu ş lar ı nı dinlerdi. İ ş te bu faaliyet Landberg'le
birlikte 100 adet bast ı rı lan "Legende von Mönch Bar ş isâ" adl ı eserci ğ i
XX V I
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 29/245
yaymlamalarma imkan verdi. ölümüne kadar Uppsala'daki protestanba ş papazı Nathan Söderblom ile s ı k ı dostluğunu devam ettirdi. Onun
Uppsala üniversitesindeki halefi, Goldziher'in devamlı
talebesi olarakbilinen sonraki papaz Tor Andrae idi. Goldziher'in Uppsala'daki konfe-ranslarm ı n verdiğ i müsbet intiba'a 37 sene sonra Uppsala 'daul Prof.K.V.Zetteteens'in a ş a ğ ı daki ifadesi de ş âhiddir: "Goldziher'e gelince,
onun burada Uppsala'da sadece ilmiyle de ğ il, aynı zamanda asil ş ahsi-
yetiyle herkesin sempatisini kazand ı ğ ı nı teyidedebilirim." - Danimarka'-
dan Kopenhag'l ı Johs. Pedersen'le dost olmuş ve Pedersen, son bir tah-silde bulunmak üzere, 1912 yaz ı nı n üç ay ı nı Budape ş tede onun yan ı ndageçirmi ş tir.
Mıs
ır"dan bilhassa, Cezayir istiklal mücadelecisi Abdul'-Kâdir'in
torunu Tâh ir el-Cezâ'iri ve sonraki kültür bakan ı Ahm ed Zeki Pa ş a ile
dostluğu vard ı . Iran kükümetinin 1921'de Abdu'l-Aziz Diinawarizâde%nin Iran. Devlet Dini Tarihi mevzuundaki kitab ı nı n tenkidini Goldziher'-
den istediğ i yolundaki bir müracaat ı , ona Iran'da da de ğer verildiğ ini gös-
terir. Maamafih bu resmi müracaat onun eline geçmedi.
ölümii,ucten y ı llarca sonra eserlerinin tekrar yeniden bas ı lmas ı ve
pek çok dillere tercüme edilmesi gerçe ğ i kadar hiç bir ş ey Goldziher'in
büyüklüğünü daha parlak bir ş ekilde gösteremez. Fakat böyle kal ı c ı
bir tesirinin varl ı ğ ı , sadece alim olmas ı ndan de ğ il, aynı zamanda insanolmas ı ndan kaynaklarnr. O, yaln ı zca. meslekda ş lar ı na ve talebelerinekar ş ı değ il, kendisiyle temasta olan herkese kar ş ı hay rhahlı k timsaliidi. Oradaki âlimlik ve insanl ı k pek nadir görünür ş ekilde nefsinde
toplanm ı ş özelliklerdi ki, zaman ı m ı zda onlara daha çok muhtac ı z. O
gerçekten "alimler ve faz ı l ki ş iler aras ı nda prens idi"."
Goldziher'in ş iörı insanl ı k ve beynelmilel i ş birliğ i idi. II. Cihan hap:
ini, Goldziher'in ihtisas
sahası ndaki beynelmilel i ş
birliğ
inin onun adı
yla baş
laması
nı
n açı
kçaortaya koyduğunda ş üphe yoktur. Hayat ı boyunca tesir etti ğ i ş ehir ve
kendisi için çal ı ş m ı ş olduğu memleket harp sonras ı nı n korkunç hadise-
lerine sahne olunca, haraboldu. Son talebesinin akl ı na meslekda ş ları n-dam biriyle, 1946'da hocalar ı nı n vefat ı nı n seney-i devriyesini bir hat ı ra
kitab ı ile islam ilimlerinin ve Semiti ğ in eri ş ilebilir mümtaz temsilcilerinin
huzurunda kutlamak fikri geldi 1 2 . Mağ lubedilmi ş bir memlekette muhte-
10 ) J.de Somogyi'ye 7 Ş ubat 1950'de Prof. K.V.Zettersteens' ı n yazdı ğ ı mektupta.
11 ) J.de Somogyi'ye 29 Ocak 1939'da ProtCharles C.Torrey'in yazd ı ğ ı mektupta.
12 ) Onun çal ı ş ma arkadaşla r
ıPaul Kahle, Immanuel Löw, Charles C.Torrey, A.S.
Yahuda ve K.V.Zettersten idi; bunlar ayn ı zamanda Ignaz Goldziher Armağ anz (Strassburg1911) bask s ı n ı n da mesai arkada ş lar ı idiler.
X X V I I
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 30/245
mel bütün güçlükler bu fikrin tahakkuku için tamamen bertaraf edildi.
Bütün memleketlerin ileri gelen zatlar ı ndan elde edilen malzeme iki cild ,
t o p l. LCild 1948'de Budapeştede, II.cild on'sene sonra Kudüs'te
• neş redildi. Her iki cildin ne ş riyle ba ş ka bir ülkedeki kitabevinin yay ı m ı
aras ı ndaki on senelik zaman, harp sonrasm ı n do ğu Avrupas ı ndaki bey-
nelmilel fikri i ş birliğ i idealinin tahakkukundan ne kadar uzakta olun-duğ unu hayretle gösterir. Bütün gikliiklere ra ğmen, "Ignace Goldziher
Memorial Volume" harp sonrasm ı n ilk eseri idi. Bu husus, tipik beynel-milel tedkik sahas ı nda tamamen de ğ iş ik harp sonras ı miinasebetleri al-
t ı nda bile üstad ı n fikirlerinin devaml ı geliş iminin inti ş ar etti ğ ini isbat
eder. Muhammedanische Studien'in II. cildinde Kur'ân ı n dı ş ı ndaki ri-
vayetleri ravi zinciriyle peygamber kayna ğ ı na kadar nas ı l ustaca dayan-dı rm ı ş sa, onun ihtisas sahas ı nı n yeni nesli de onun tedkikini üstadlar ı nı n
temel kaidelerine kadar öylece iletmektedirler.
İ ş te bunu temin için "Gesammelte Schriften Ignaz Goldziher" adl ı
eserde Arabistik ve islam ilimleri sal ı as ı nda kitap ş eklinde yay ı nlan-
mamı ş olan makaleleri, -Ansiklopedi maddeleri ve kitap tan ı tmalan ha-ric- hepsi orijinal dilleriyle istifadeye arzolundu. Bu yüzden bizzat ken-
disi tarafı ndan yabanc ı dildeki çal ı ş malar ı na, ön haz ı rl ı k olarak telakkietti ğ i macarca makaleleri, yukar ı da zikredilen iki istisna kabilinden in-gilizce tercümeleriyle bu derlemeye al ı nm ı ş tı r. Na ş ir burada, Istanbul'-
dan H.Ritter'e ve Yrankfurt'tan tekaddümleri sebebiyle
Goldziher'in Zu r Geschichte der Etymologie des Namens" ve Beitraege sur
Geschichte der Sprachgelehrsamkeit bei den Arabern" adl ı iki makalesine
olan geni ş ilaveleri istifadeye arzettikleri için te ş ekkür eder. Bay Prof.
H.Ritter 20 sene önce Goldziher'in daha küçük eserlerinin bir derlemesini
ne ş retmeyi dü ş ünmü ş tü, maamafih Goldziher zeyillerini ihtiva eden be ş
forma hamidi. Bu be ş forman ı n tek nüshas ı Frankfurt'ta Goethe-Üni-
versitesinin kütüphanesinde Nr: Ag. 2 G / 628'de kayı
tlı
olarak bulun-maktad ı r. Bay Prof. Dr. R.Sellheim' ı n samimi kar ş ı lay ı ş lyla bu nüshay ı
Ide Somogyi kullanabilmi ş tir.
Son olarak bu sat ı rlann yazan Joseph De Somogyi, Ignaz Goldziher
hakk ı nda daha önce ingilizce olarak yapt ı ğ ı tedkiklere dikkat çekmek is-
ter, bunlar ş unlard ı r:
A Collection of the Literary Remains of Ignace Goldziher, J.R.A.S.,
(London 1935) s. 149-54.
Ignace Goldziher (1850-1921), The Muslim World (Hartford, Cone.,My Reminiscences of Ignace Goldziher, The Muslim World (Hartford,
Conn., 1961) s.5-17).
XXVIII
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 31/245
The Library of Ignace Goldziher, The Muslim World (Hartford, Conn.,
1961) s. 150. Corrigendum, a.g.e., s. 155.
GOLDZIHER'IN NE Ş RIYATININ KISA B İ BL İ YOGRAFYASI
(Wa-ardenburg'un "L'Islam' dans le Miroir de l'Occident" adl ı eserinden
al ı nm ı ş tı r)
'Islam Dini
Genel Bak ı ş :
1904 "Islam", The Jewish Encylopaedia, New York-London, vol. VI,651 b-659a.
1906 "Die Religion des Islams", in Paul Hinneberg, Die Kultur der
Gegenwart, Teil I, Abteilung III (Berlin-Leipzig, Teubner, 1906),
87-135. 2e ed. de ce volume en 1913* (idem, pp 100-145); 3e ed.
en 1922 (Teil I. Abc. V,pp.100-145). Trad. russe 1: ProfessorIgnatij Gol'd.cier, Religija ı slama. Perevod I.Ju Krackovskago pod
redakciej priv. doc. A.E.Smidta, 1910.
Trad. russe II: Imperatorskou Obcestvo Vostokovedenija, IslamI.Gol'ciera, Perevod I.Krackovskago pode redakciej is predislo-
viem priv. doc. A.E.Smidta St. Petersbourg 1911.
1910 Vorlesungen über den Islam Heidelberg, Winter (Religionswissen.-
schaftliche Bibliothek, 1), 1910, 327 p.2e ed. revisee par Franz
Babinger, avec une preface de C.H.Becker, Heidelberg, Winter,
1925 X1I+406 p.
Trad. hongroise Elöadasok az iszletmröl, tr. par. Bernard Heller,
Budapest, Academie, 1912.
Trad. anglaise (detruite) Mohammed and Islam. tr. par Kate Cham-
bers Seelye, avec intr. de Morris Jastrow, 1917 New Hawen,
London.
Trad française Le dogme et la Loi de l'Islam. tr. par Felix Arin,
Paris. Paul Geuthner. 1920. 1958, 1974.Trad hebraique partielle Ha- islâm, mahuto mekoro we-hipathuto,
tr.par A.Z. Rabinowitch, Terusalem, 1927.
Trad arabe Al-aqida wa-l-chariaarı hk al-tatawwur
al ‘aqadi
r. Par Muhanimad
X X IX
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 32/245
Yousouf Mousa, Abd al-'Aziz'Abd al-Haqq et 'Ali Hasan `Abd
al-Qadir. Le Caire, 1946.
Trad. hebraique complete Ilarsdot al ha'Islam. parM.Plessner.Jerusalem 1951.
İptideti inançlar hk :
1884 "Le culte des ancetres et le culte des morts chez les Arabes",RHR X (1884), 332-359. Aussi tirage â part, Paris, Ernest Lero-
ux. 1885.
Trad. allemande "Öber Todtenverehrung im Heidentum und im
Islam", Muhammedanishe Studien*, vol, I Halk, 1889, pp. 229-263
1880 "Le Culte des saints chez les musulmans". RHRII (1880). 257-351.Aussi tirage â part. Paris, Ernest Leroux, 1880.
Trad. allemande "Die Heiligenverehrung im Islam", Muhamme-
danische Studien vol. II. Halle, 1890, pp. 275-380.
1890 "Le rosaire dans I'Islarn", RHR XXI (1890), 295-300.
1888 "Influences chretiennes dans la litterature religieuse de I'Islam",
RHR XVIII (1888, 180-199 (GS II, 302-321).
Trad. allemande "Hadith und Neues Testament,„ in Muhamme-
danische Studien, vol. II, Halle, 1890, pp. 382-400.Trad. anglaise Translation of the Chapter on Hadith and the New
Testament, tr. du texte allemand par F.M.Y.Ed. London Society
for promoting Christian Knowledge, London, 1902.
Trad. russe Cltristianskou vliyanie na musulmanskuju litera&u,ru,
in Pravoslavnyj Sobesednik 1 (1904) 247-263. Comp. en 1906 pp.
727 et 728.
1889 /90 Muhammedanische Studien, 2 vol., Halle, 1889 / 90. Reimp-ression Hildesheim. Olms 1961.
Trad. russe partielle I in Krymskij. A., Istorija nusulmanstva
Somostojatel nye ocerki, obrabotki i dopolner ı nye perevody iz Dozy
i Gol'dciera. Cast'li 11. (Trudy po vostokovedeniju izd. Lazarevskim
inst. Vost. Jazykov. Vyp 12 i 18). Moskva tip V.A. Gatcuk, 1903-
1904. C'est une traduction de Muh. Studien vol. 1.pp. 1-100. publiee
en 2 vol.en 1904, apres une premiere edition lithographiee de 1901.
Trad. russe partielle II in Muchammedanskie exquisi, O ğ ı z, Moskva
1938. C'est une traduction de Muh. Studien vol. I pp. 219-263.et vol. II. pp. 275-378.
XXX
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 33/245
Trad. hebraique partielle in Ha-Islâm. mahutb mek6rö we-hit-
pathuto. tr. par A.Z.Rabinowitch. Jerusalem, 1927.
Trad. anglaise Muslim Stticlies — Muhammedanische Studienedi-
ted by S.M. Stern, taranslated by C.R. Barber and S.M.Stern
London. Ailen and Unwin Vol. 1.. 1967, 254 p.; Vol. II en
preparation.
Pour les autres traductions, voir les essais en question des Mu-
hammedanische Studien.
1890 ."Ueber die Entwieklung des Hadith", in Muhammedanisch,e
Studien, Vol. II. Halle, 1890, 3-274.
Trad. française Etudes sur -la tradition islamique, tr. par Lemi
Bercher, Paris, A.Mainsonneuve (Initiaion â I'Islam VII), 1952.
1896 "Neue Materialien zur Literatur des Überlieferungswesens bei den
Muhammedanern", ZDMG L (1896), 455-506.
1902 "Neutestamentliche Elemente in der Traditionslitteratur des Islam",
Oriens Christianus, 1902, 390-397.
1908 "Neuplatonische und gnostische Elemente im Hadit", Z A, XXII
(1908), 317-344 (Et. Isl., 8-12)
Trad. arabe "Al-‘anâsir al-'aflâtâniyya P-muhaddatha wa-lghn-ûsı yya fı l'hadith", dans: Al-ttrath al-yunâni fi'-l-hadarat al
islamiyya, Le Caire 1947, 218-241.
1907 "Kâmpfe um die Stellung des Hadit im Islam", ZDMG, LXI
(1907), 860-872 (Et.Isl., 5-8).
Kelam:
1887 "Le monotheisme dans la N ie religieuse des Musulmans", RHR,
XVI (1887), 157-165 (GS II, 173-181).
1902 Le Livre de Mohammed ibn Toumert, Mandi des Almohades. Tex-
te arabe accompagne de notices biographiques et d'une intro-duction Mohammed ibn Toumert et la th6logie de l'Islam dans
le Magreb au XIe siecle , Alger, 1902, 106+416 p. Aussi tirage â
part de I'Introduction, Alger, 1903.
1907 "Die dogmatische Partei der Sâlimijja", ZDMG, LXI (1907),
73 -80.
1908 "Ein anonymer Traktat zur Attributenlehre", in Harkavy-Fest-
schrift, St.Petersbourg, 1908, 95-114.
1912 "Aus der Theologie des Faebr al-Din-al-Razi", DI, III, 213-247.
XXXI
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 34/245
1916 "Stellung der alten islamischen Orthodoxie zu den antiken Wissen-
schaften,„ Abhandlungen der königl. preuss. Akademie der Wissens-
chaften, Jahrgang 1915, Pliil. -hist. Klasse Nr. 8, Berlin, Kön.Akademie der Wissenschaften, 1916.
Trad. arabe "Mawqaraill al-sunnal-thuqafâ bi-hidhâTulûm ara-
awâ'il", Al tirath al-yunâni fi-'l-hadarat al-'islâmiyya, Le Caire,
1947, 123-172.
1919 " Die Gottesliebe in der islamischen Theologie", DI IX, 144—
158. (Et.Isl., 44-48).
1920 Die Richtungen der Islamischen Koranauslegung. An der Univer-
sitat Upsala gehaltenen Olaus-Petri-Vorlesungen, Leiden, Brill.1920, X+392 p., 1952 ikinci bask
Ce livre elabore une publication precedente:
1915 Islam fordom och nu. Studier i Korontolkningens Historia.
Olaus Petri forelösinger, Stockholm, 1915, 238 p.
Tard. arabe partielle (trois premiers chapitres) de ce livre Al-ma-
dhahib al-'islâmiyya fi tafsir al-qur'ân. ir.Par. Ali Hasan 'Abd al-
Qadir. Le Caire. 1944.
Polemik:
1872 "Proben muhammedanischer Polemik gegen den Talmud, I, IbnHazm" Kobak, Jeschurun VII (1872), 76-104 (GS I, 136-164),
1873 "Proben muhammedanischer Polemik gegen den Talmud, II
Ibn Kajjim al- Gauzija), Kobak, Jeschurun IX (1873), 18-47
(GS I, 229-258).
1878 "Ueber muhammedanische Polemik gegen Ahl-al-Kitab", ZDIV1G,XXXII (1878), 341-387. (GS IL 1-47; Et. Isl., 82-92).
1893 "Über Bibelcitate in muhammedanischen. Schfiften", ZATW,
XIII (1893), 315-321.
Felsefe:
1909 "Die islamische und die jüdische Plilos,phie", in Paul Hinneberg,
Die Kultur der Gegenwart, Teil I, Abteilung V (Berlin-Leipzig,
Teubner, 1909), 45-78. 2e ed. de ce volume en 1913 (pp.
301-337); 3e M. en 1922 (pp.301-337).
XXXI I
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 35/245
Trad. russe Islamskaja i evrejskaja filosofija, Ignatij GU'dcier.
Vseobscaja istorija filosofii. Tovariscestvo "Obscestve ı maja Pol'-
za", 1909.
F ı k ı h:
1884 Die Zahiriten. Ihr Lehrsystem und ihre Geschichte; Beitrag zurGeschichte der muhammedanischen Theulogie, Leipzig. Schulze,
1884, X +232 p.Reimpression Hildesheiun Olms, 1967 (avec Intro-
duction J. de Somogyi).
1887 "Das Princip des istishâb in der muhammedanischen Gesetzwis-
senschaft", WZKM, I (1887), 228-236 (G S II, 182-190, Et. /s/.,
12-15).1889 "Muhammedanisches Recht iz ı Theorie und Wirklichkeit",
Zeitschrift für vergleichende Rechtswissenschaft. VIII (1889), 406--
423 (GS II, 353-370).
1907 "The principles of Law in Islam", in The historian's history of the
world, ed. Henry Smith Williams, New York et London, The Ti-
mes, VIII, 294-304.
1916 "Ueber igmâ„, Festgabe Theodor Nöldeke zum achtzigsten Geburts-
tage (Göttingen, 1916), pp. 81-85. Egalement Nachrichten derKön. Gesellschaft der Wissenschaften zu Göttingen, Phil. Hist. Kla-
sse, 1916, 81-85 (Et. Isl., 15-16).
1927 "Fikh", El. vol. II, 1927.
Zühd ve Tasavvuf:
1872 "Linguistisches aus der Littertur der Mystik" ZDMG, XXXVI
(1872), 764-785 (GS I, 165-186). ,
1898 "De L'ascetisme aux premiers temps de I'Islam", RHR, XXXVII,314-324
1899 "Materialien zur Entwicklungsgeschichte des Süfismus", 'WZKM,
XIII (1899) 35-56 (Et. Isl., 95-100). °
1913 "Al-Husejn b.Mansur al-Hallüg", DI, IV (1913), 165-169). Comp-
te-rendu de "L.Massignon, ed.Kitâb al-Tawisin d'al-Hallaj,
Paris 1913".
1918 "Arabisehe Synonymik der Askese,„ DI, VIII (1918), 204-213.
1907 Kitab ma'Cni al-nafs. Buch vom Wesen der Seele. Von einemUngenannten. Abh. der königl. Gesellschaft der Wissenschaften
XXXIII
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 36/245
zu Göttingen. Phil-Hist. Klasse, Neue Folge, Band T no. 1. Berlin.
1907, 634-69 p.
Mezhepler:
1874 "Beitrâge zur Literaturgeschicte der Ş i'a und der sunnitischen Po-
lemik", Sitzungsberichte der phil. hist. Classe der kaiserl. Akade-
mie der Wissenschaften, LXXVIII Band, Wien 1874, 439-524
(GS I , 261-3461.
1892 "Le denombrement des sectes mahometanes", RHR, XXVI
(1892), 129-137 (GS TI, 406-4 14).
1901 "Spottnahmen der ersten Chalifen bei den Schi'iten", WZK - M,XV (1901), 321-335 (Et. Isl., 122-124).
1906 "Das Prinzip der takijja im Islam". ZDMG, LX (1906), 213-226.
(Et.Isl., 48-52),
1910 . ‘Schi'itisehes", ZDMG, LIV (1910), 529-533.
1916 "Streitschrift des Gazali gegen die Bâtinijja Sekte". Avec textearabe, Leiden. Brill, 1916, 113 +81 p.
İs lamda çe
şitli E
ğilimler:
1877 "A spanyolorszagi arabok helye az iszlâm fejlödese törteneteben,
összehasonlitva a keleti arabokeval", Trad. anglaise "The Spanish
Arabs and Islam. The place of the Spanish Arabs in the evolution
of Islam as compared with the Eastern Arabs" MW LIII (1963),
5-18, 91-105, 178-184, 281-286 et LIV (1964), 27-38 (GS I 370-
423).
1887 "Materialien zur Kenntnis der Almohadenbewegung in Nordafri-
ka", ZDMGXLI (1887), 30-140 (GS II, 191-301).
1889 Muhammedanische Studien, vol. I, Halle Niemeyer. 1889, XII 4 .72 80 p.Notamment les essais: "Muruwwa und Din" (1-39)). "Das
arabische Stammewesen und der Islam" (40-100), "Arab und -A-
gam)" (101-146), "Die Shu'ûbijja" (147-176 "Die Shu'ûbijja und-
ihre Bekundung in der Wissenschaft" (177-218), "Was ist unter
"A-1Gâhilijja" zu verstehen?" (219-228).
Trad. anglaise Muslim Studies - Muhammedanische Studien, ed.
S.M.Stern, Vol. I, Londres. 1967.
1899 "Die şu'ûbijja unter den Muhammedanern in Spanien", ZDMG,
LII (1899), 601-620.
X X X IV
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 37/245
1908 "Zur Geschichte der hanbalitischen Bewegungen", ZDMG, LXII
(1908), 1-28 (Et. Isl., 52-56.).
1915 "Hellenisctischer Einflusz auf mutazilitische Chalifats-Theorien",DI VI (1915), 173-177.
1914 "Katholische Tendenz und Partikularismus im Islam". Vortrag,gehalten in der Festversammlung am Fehr-Rydberg-Tage, 21.
September 1913. Beitrage zur Religionswissenschaft, hrsg. von der
Religionswissenschaftlichen Gesellschaft in Stockholm, Jg I Heft
2 (1913 / 14), Leipzig, Hinrichs, 114-142.
2. İ s kim Medeniyeti:
a) islâm ı n Edebiyat ı ve Dili:
1871 "Zur Charakteristik Gelâl Ud-Din
nd seiner litera-
rischen Thâtigkeit". Sitzungsberichte der phil. hist. Glasse der kais.
Akademie der Wissenschaften. Band LXIX, Wien 1871, 7-28.
1871 "Beitrâge zur Geschichte der Sprachgelehrsamkeit bei den Ara-
bern. I". Sitzungsberichte der phil. hist. Glasse der kais. Akademie
'der Wissenschaften. Band LXVII, Wien 1871, 207-251. (GS I,7-51).
1872 "Beitrâge idem II" Sitzungsberichte idem, Band LXXII. Wien
1872. 587-631 (GS I, 91-135).
1873 "Beitrâge idem III" Sitzungsberichte idem, Band LXXIII. Wien
1873. 511-552 (GS I, 187-228).
1892 "Der D ı wâm des Garwal b.Aus Al-Hutej'a", ZDMG, XLVI
(1892). pp. 1-53, 173-225, 471-527. Auss ı t ı rage â part
1896 Abhandlungen zur arabischen Philologie, vol. I, Leiden, Brill,
VI+231 p.
1899 Abhandlungen zur arabischen Philologie, vol II. Leiden, Birll,
1899: CIX, 69-113 p.
1908 Kratka povijest arabske knjizevnosti, Sarajevo 1909, 107 -I- XXII
pp. Trad. anglaise, par J. de Somogyi,"A short of Arabic literature"
dans Islamic Culture, 1957 et 1958; as A short history of classical
Arabic literature publi& â Hildesheim, Georg Olms, 1965. Trad.
hebraique, par Pessah Shinar, Jerusalem. Universite Hebraique,1952.
XXXV
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 38/245
b) islami Fenomenler:
1886 "Ueber Gebaerden-und Zeichensprache bei den Arabern". Zeitsc-
hrift für Wolkerpsychologie, XVI (1886). 369-86 (GS II, 155-72:Et Ist. 124-127).
1896 "Ueber die Eulogien der Muhammedaner", ZDMG L (1896),
97-128 (Et. Isl., 60-65).
1900 "Die Sabbatinstitution im Islam", in D. Kaufn ı ann-Gedenkbuch.
Brcslau, 1900, 86-105 (Et. Isl., 57-60).
1901 "Öber den Brauch der Mahjâ-Versammlungen im İ slam". WZMK.
XV (1901). 33-50 (Et. Isl., 93-95).
1 9 0 2 "Bemerkungen zur arabischen Trauerpoesie", WZMK. XVI (1902).307-339
1902 "Le Dieu d'Abraham, d'Isaac et de Jacob dans les prieres des Ma-
hometans", REJ. XIV (1902), pp. 9, 10.
1906 "Muhammedanischer Aberglaube über Gedaechtniskraft undVergesslichkeit; mit Parallelen aus der jüdischen Litteratur,
Beitrag zur Volkskunde", A.Berliner Festschrift, Frankfurt am
Main, I. Kgufmann, 1903; 131-155 (Et. Isl, 43-44).
1906 "Die Bedeutung der Nachmittagzeit im Islam", ARW, IX (1906),292-302 (Et. /s/., 26-29).
1909 "Bismillah", Encyclopaedia of Religon and Ethics, vol. II, 666-68.
1912 "Muslim Education", Encyclopaedia of Religon and Ethics, vol.
V, 198-07.
1915 "Die Entblöszung des Hauptes", DI, VI (1915), 301-16.
1919 "Ijâdat al-marid", ZA, XXXII (1919), 185-200.
3 Değişik Konular:
a) Yahtı dilik:
1870 Studien über Tanchrtm Jerüschalmi Inauguraldissertation (these),
Leipzig, 1870.
1876 Der Mythos bei den Hebraeern und seine geschichtliche Entwicklung
Leipzig, Brockhaus, 1876, XXX --402 p.
Trad. anglaise Mythology among the Hebrews and its historical de-
velopment, avec additions de Goldziher tr. par Russel Martineau,
Avec deux essais de H. Steinthal, London, Long ı nans Green 1877,
reimpr. 1882 XXXV + 457 p.
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 39/245
1895 "Sa'id b. Hasan d'Alexandrie", REJ, XXX (1895), 1-23.
1901-1910 "Melanges judeo-arabes", REJ, XLIII-LX.
1907 Kitâb ma'âni al-nafs* . Buch vom Wesen der Seele. Von einem Un--genannten. Abhandlungen der konigl. Gesellschaft der Wissen-
schafften zu Göttingen, Phil. hist. Klasse, Neue Folge, Band IX, no
1, Berlin, Weidmann, 63 +69 p.
1909 "Die islamische und die jüdische Philosophie", in Paul Hinneberg,
Die Kultur der Gegfflwart, Teil I, Abteilung V (Berlin-Lcizpig,
Teubner, 1909), 54-78.
Ş ah ı slar:
1904 "Heinrich Leberecht Fleischer", Allegemeine Deutsche Biographie,
München.
İslâmiyat
1897 Rapport de M.Goldziher sur le projet, d'une Encyclopedie musul-
mane, presente â la Section Islamique le 7 septembre 1897 (Xle
Congres International des Orientalistes).
1899 Rapport sur le projet d'une Encyclopedie musulmane au XIIe
Congres International des Orientalistes â Rome, 1899.1904 "The Progress of Islam ı c science in the last three decades". Congress
of Arts and Science, Univ ersal Exposition, St.—Louis 1904, yol.'
II (1905), 497-517.
Trad. allemande Die Fortschritte der Islamwissenschft in den letz-
ten drei Jahrzehnten, in Preussische Jahrbuck er, CXXI (1905),
274 + 300.
De ğ i ş ik konular:
1902 "Bemerkungen zur neuhebraeischen Posie", JQR, XVI (1902),719-736.
1913 Tradition och dog ı na, Stockholm 1913, 29 p.Texte allemand Tradition und Dogma. Vortrag, gehalten in der Sy-
nagoge zu Stockholm am zweiten Neujahrstage. 3 Oktober 1913.
Allgemeine Zeitung des judentums, 1914, pp. 6-8, 22--23, 33-35.
Aussi tirage â part, Berlin 1914, 12 p.Trad. anglaise Tradition and Dog ı na, The Reform Advocate, Chi-
cago, XLVII (1914), pp. 6-9, 39-42.Trad. hongroise Tradicio es dog ı na, Mult es Jöv o, VI (1916),
207-212.
XXX VII
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 40/245
ONSÖZ
Vslam dininin inki ş af tarihiyle ilgili bir ara ş tı rma dizisi hazı rlamaçal ı ş maları meyan ı nda, yine bu çerçeve dahilinde, islam ilahiyatlylailgili bir kaç meseleyi münferiden ele almak zorunda kald ı m. Her ne-kadar bu meselelerin tedkiki bir bak ı ma büyük bir kütleye hitabetmiyor
görünse de, islâmiyetin temel bilgisi aç ı s ı ndan ben ş ahsen bunu hiç telüzumsuz buluyor de ğ ilim. Leiden'deki Alt ı ncı Müste ş rikler Kongresinin
islam bölümünde k ı sa bir hülasas ı sunulan bu hulusi ara ş tı rmalardanbirisini bu defa meslekda ş lar ı ma takdim etmek arzusunu duydum. Buarada fı kh ı n tarihi geli ş imi ile ilgili malumat göz önüne alinacak olursa,fı k ı h denen filmin, islamiyetle ilgili bu çe ş it araş tı rmalar ı n terkedilmez
bir parçası
nı
te kil edeceğ
ine kâni oldum.Bu görü ş , sadece islam ş eriatine ve onun müsbet hukûkuna, yani
furû'una has olmayp, ayn ı zamanda yüksek bir ölçüde, bu disiblininU s ül ün e ve hukuğun ş er'i kayna ğ ı Furii'dan istidlal edilmi ş kaidelere
de ş âmildir. Ş ayed islam ı n müesseselerini, dini ve ictimai hayat ı n mün-
ferid hadiseleri mevzuunda, Hz. Peygamberin sahâbesinden Menkülhükümlere dayanarak ortaya koymak istersek, onlar ı eksik takdim et-mi ş oluruz. Islam ı n fikriyat ı na dair bir hüküm verehilmek için, onuntekâmülünü, kendi kaynaklar ı ndan değ erlendirmek, bu tekamül içe-
risinde hürriyet veya köleli ğ in, ilerleme hamlesi veya eskiye ba ğhl ı ğ m,faal fikri çal ı ş malar ı n veya at ı l, dü ş üncesiz taassubun ne derece hakim
durumda olduğunu öğ renmek mecburiyeti vard ı r. Böyle bir de ğerlen-
dirme üzerine kurulmas ı icabeden araş tı rmalar dizisinde, Kur'an veVI Hadis tefsirlerinin dahili tarihinin yan ı sı ra Usulu'l-F ı kh' ı n tetkiki, ve
bunlar ı ı ı tarihi geli ş imleri mühim bir yer iş gal eder. Bu mülahazadan
hareketle meslekda ş lar ı m ı n daha büyük bir kı sm ı nı n Usulu'l-F ı kh' ı
ilgilendiren bir mevzüa alaka göstermelerini istemek cüretinde bulu-
nuyorum.
Bu önsözde, kulland ı ğ un ı z kaynaklara dair bir kaç kelime söyle-
memize müsaade edilsin.
XXXVIII
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 41/245
Nakillerde bulunduğumuz yaznı alara ve tenkidli bas ı mlara, lüzum
görülen ,yerlerde aç ı klay ı c ı iş aretlerde bulunulmu ş tur. Bunlar ı n d ı ş ı nda
kalan ve çokca zikredilen kitabları
aş
ağ ı
da arzediyorum:"Mefâtih" Fahreddin er-Itazi'nin Mefâtihu'l-Ğayb'ı VIII cild (Bû-
lak bsk. 1289). — "Nevevi" rumuzu, bu alimin Muslim'in Sahihine yaz ı m ş
olduğu ş erhi gösterir; metin ve ş eyh, cildlik 1284 Kahire bask ı s ı ndannakledilmi ş tir. "Tehdi)" ise ayn ı müellifin Wüstenfeld tarafı ndan ne ş -
redilen eseridir. "El-Kastarani" ile bu müellifin İ rş âdu's-sâri li ş erhi
Salı thi'l-Buhari (Balak bsk. 1285, X cild) adl ı eseri kasdedilmi ş tir. —
"el-Husri" (edebiyat tarihi bak ı m ı ndan henüz yeteri kadar istifade edil-
memi ş bir eser olan) Zehru'l-Adâb'm müellifidir. Eser, 1293'te Bulak'-
da, III cild halinde bas ı lan - Kitiibu'12 1 - kd'ı n kenar ı nda yer almaktad ı r."eş - şa'râni", Kahire, Castelli 1279, II eildlik Kitâbu'l-Mizân'ı n müel-
Ed-De ı nir i'nin Hayâtu'l-Hayavân' . Bulak bask ı s ı na ğ öre (II
cild 1284) nakledilmi ş tir. "İ hnul-Mulakkin", bu alimin, el-'Ikdu'l-Mu-
zehheb fî Tabakât Hamaleti'l-Mezheb adl ı abakâttn ı gösterir (Lei-
den Üniversitesi Kütüphanesi Yazmalar ı Leg. Warner. Nr. 532). — "el-
Glhiz", bu lqu'tezilinin Kitâb ı t'l-Hayavân'ma delâlet eder (Viyana Kra-
liyet Kütüphanesi Yaznalar ı , N.F. Nr. 151). — "Varakât", Imilmul-
Harameyn'in bu isimle bilinen Us -0'e dair ve Ibnu'l-Firkah'in ş exhini
ihtiva eden eseridir (Gotha'daki Dükahk Kütüphanesi. Yazmalan Nr.
922)
"tim Hazm" i ş areti ise bu müellifin Kitâbu'l-Milel ve'n-Niharini
gösterir (Leidenliler Yazmalar ı Leg. Warner. Nr. 480). — " İ btâl" remzi,
ayn ı müellifin İ btâlu'l-Ktyâs ve'r-Rey ve'l-istihsdn ve't-Tailil adl ı eserine
i ş arettir (Gotha'daki Diikal ı k Kütüphanesi Yaz ı /talan Nr. 640). '-
VIIu ara ş tı rmannzda ele al ı nan fı khi mezhebin en dikkate de ğer tem-
-ileisi İ bn Ilaznı 'dir. Onun ilahiyatel ve müellif s ı fat ı n ı n bir tasvirini
sunabilmek için burada kar ş ı m ı za ç ı kan f rsattan faydalanmay ı nimetkabul ediyorum, okuyucu ileriki sahifelerde bu iki eserden yap ı lm ı ş çok
nakiller bulacakt ı r, burada ikinci olarak zikredilen eser bilhassa öncelik-
le kullan ı lm ı ş tı r. Bu eserlerin tek nüsha olan yazmalarm ı n her birinden
metin naklederken umumiyetle zorlukla kar ş da ş mrş ı md ı r. Milel yaz-
mas ı pek büyük bir zorluk olarak, nokta ve harekelerden mahrum idi.Keza bir ba ş ka zorluk daha büyük bir ölçüde, bu yazman ı n yazı ş eklinde
ortaya ç ı kmaktad ı r. W. Pertseh'in "birbirine girmi ş neshi yazı da pek
az istisna d ı ş ı nda nokta ve harekeler tamamen eksiktir" hükmü, ibtâ1
için de aynen variddir. İ ş te bu ş artlar alt ı nda, oldukça do ğ ru bir metin
tesbitini istemek pek çok hallerde gerçekten zor bir i ş olmuş tur, ve bu
XXXIX
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 42/245
yüzden bilhassa ibtarde baz ı yerler ayd ı nlı ğ a kavuş amam ı ş veya tercih
edilen tahminlerle izah edilmi ş tir. Bazen görüldüğü üzere kö ş eli paran-
tez açarak, doldurulmasın
ıgerekli gördü
ğümüz noksanl ı ğ ı telâfiye çal
ı-
ş ı rken, diğer taraftan yuvarlak parantez ile metinden silinmi ş bir keli-meye i ş arette bulunduk. Elimde mevcud bu malzemenin noksanl ı ğ ı na
ra ğmen, İbtarin metninden daha fazla nakillerde bulunmay ı maksada
uygun telakki ettim, çünkü bu eser Ehl=i Sünnet ile onun muar ı ziar ı
aras ı nda vukû bulan münâka ş aya esasl ı bir ş ekilde nüfuz etme imkan ı
vermektedir. İ ş te İ bn Haznı 'm metnini, bu dü ş ünceden hareketle nakle-derken, ara ş tı rmam ı n ilgili yerlerinde bu metinlerin muhteviyat ı na
umumiyetle çok k ı sa olarak at ı fta bulunmuş veya serbest bir ş ekilde
hülasa ederek, as ı l metni konu ş tuxmay ı tercih et ı ni ş imdir. Okuyucu-lar ı m' göz önüne alarak terk etti ğ im harfi bir tercemeye, bu müellifinpek teferruatl ı iskolastik üslûbu hiç te müsaid de ğ ildir. Yakinen bildim
VIII ki, İ bn Hazm kendi mufassal tasvir tarz ı içinde mestolup ibârenin nahvi
tarafı na pek kulak asmamaktad ı r. Müstensihin bâriz hatalar ı na gözyummamakla birlikte, İ bn Hazm' ı n ifade tarz ı = gösterdiğ i serbestlik-ten ne ş 'et ettiğ ini sand ı ğ ı m hiç bir yeri tashihe gitmedim. Tabii görünen
bir kaç tashih sükutla geçi ş tirilmiş tir; bununla beraber müstensih ta-raf ndan tashih edilen hatal ı okuma tarzı dipnotta bilahare zikredil-
mi ş tir. 1 ) Diğer taraftan, yazman ı n metni kar ş ı s ı nda belki de yersiz
olarak çekimser davranmak durumunda kald ı ğ ı m baz ı , kelimelere ge-
lince, onlar ı daha a ş a ğ ı da metin tashihlerimin alt ı nda gösterdim.
B u tetkikim bask ı ya hazı rlandı ğ ı s ı rada İ bn Hazm fı kh ı nı n arzet-tiğ i özelliğ in tasla ğ ı n ı çizmek imkan dahilinde idi. Alt ı ncı ,Müste ş rik-
ler Kongresinin delegelerine samimi bir hat ı ra olarak kalan islân ı . âlimi
Şeyh Emin'in Medine'den Leiden'e getirdi ğ i ve ş imdi Hollanda hükü-
metinin lutfu ile Leiden Üniversitesinin İ slamiyât bölümünü süsleyen
arabş
aheserled arası
ndaİ
bn Hazm'ı
n muazzam eseri el-MUHALLA'-n ı n bir cildi (k ş l. SS. 100. 147), yegane bir nüsha - hiç olmazsa Avrupa'da
bulunmaktad ı r.' O zamanlar bu yazman ı n katolo ğunu yapmakla me ş -
gul olan arkada ş ı m Dr. Landberg'in himmetiyle, Leiden'de kald ı ğ ı m
s ı rada bu yazmay ı gözden geçirdim ve kendim için lüzumlu gördü ğüm
yerlerin hülasas ı n ı çı kard ı m. Bu eser Kitelbu'l-Milerin f khi bir hâmi-
ş idir. Kitab ı n metodu ve üslubu, evet hem Hanefi hem de M âlikiledes ı k ı münasebeti olan müellifin sert ye inütecaviz k ı rı c ı üslubu bize kes-
" 132. sahifedeki 2 numaral ı dipnotun ikinci satnı ndakierine 6eklinde
metne al ı nm ı ş olan düzeltmeyi Prof. Fleischer teklif etti,
2 C. Landberg, Cataloque de Mss. arabes provenant d'une bibliotUque privö it El-medi-
na (Leiden, Brill, 1883) p. 177 Nr. 646.
X X X X -
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 43/245
kin Z ühiri cedelciyi ilk bak ı ş ta tanı tmaya yeterlidir. Nitekim bu ce-
delci, kendisinin muar ı zları n`ı , el-Milel okuyucular ı m/1 s ı kça kar ş ı la ş -
tı
kları
aynı
kaba lakâb ve hakaretlere garkeder ve kendi doğmatik
polemiğ inde daima kar ş ı la ş tı ğ ı m ı z ayn ı ilâhiyat prensiplerini ve delil-
IX lerini mütemadiyen tekrarlar. - Bu kitabtan nakledilecek hülasalar bi-zim tetkikimiz bak ı m ından oldukça ehemmiyet arzetseler bile - bu
önsözü onlarla doldurmak arzusunda de ğ iliz, sadece ş unu tebarüz et-
tirmek istiyoruz ki, bu ara ş tı rmam ı zda İ bn Hazm' ı n fı k ı lı taki mevkii
mevzuunda serdetmi ş olduğumuz münferid mülahazalar el-Mifel ile
tasdik görmü ş ve burada umumiyetle İ bn Hazm' ı n f k ı htaki ı netodun-
dan ortaya ç ı kan husüsiyet, el-Muhallddan ç ı kar ı lanlarla kuvvetlenmi ş
bulunmaktadır. el-Milel'de
İbn Hazm'
ın temel görü
şü olarak i
şaret edi-
len hususlar ı (mesela, S. 124) el-Muhalldda çokca tekrarlanm ı ş olarak
buldum.
Bu ara ş t ı rmada me ş gul olduğum Meseleler aras ı nda görülen baz ı
noksanl ı klar ve kitab ı n tashihinde gözden kaçan hatalar mazur görül-
sün. Bu münasebetle okuyucunun ve bir hükümde bulunacaklarm mü-samaha's ı n ı rica edeyim. Bununla beraber onlardan bamlarm ı n buradadüzeltilmesi laz ı md ı r: S. 4, 3: sadece tarihi de ğ il - S. 22 not: 1, str, 7
JP s şeklinde oku. - S. 24, str. 2
i 5 V .s oku, - S. 33, not: 1
."5.:•A oku, - S..39 str. 18- Zühiriter, - S. 40, not: 4 L3 j-k s oku,-S. 66,
not: 1 tarifteki yerine („?..? kelimesi konmah, veya aksi,S. 67 not-
1, alttan 4. str.4.).-3 1 5 -', oku,-S. 88, 2 Mudabber ş eklinde oku, -S. 92,
not: 3, str. 10 yazmadaki ‘S.-C:**; ş eklinde oku,-S. 9,3,10. str.
10'daki 45'i 46 oku; 22. str. Kur'an ayeti: XLII 8; alttan 8. str, 97 'i
98 oku, - S. 98, str. 7 ve S. 100, not, str..2‘.5 .A> oku, - S. 99, not str. 7
ve J.;-; oku(Sure XVI, 46),-S. 105, str. 1 ..)1
-S. 113,
'str. 18.20 de geçen Sind kelimesindeki "S" harfi Sad de ğ il Sin olacak, -S. 115, str. 10. 12 Muahhar olan KurtubryeAbdullffl ı lIi lı ammed)
isnad edilerek İ tkin'dan yap ı lan nakiller silinmelidir. Bâki b. Mahled'in
tefsiri sadece nakillerden bilinmektedir, - S. 116. not, str. 12 S. 122 ve 124, not: 1, str, 4 1 •-1>-1 oku, - S. 125, st.r.91 oku, -
S. 127, str. 31 Hindafi oku, - S. 131, str. 12'i dk " , = , 3 oku, - S. 142,not, str. 2'de
e : j'Srl kelimelerinin aras ı na zammedici bir keli-
XX XXI
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 44/245
menin ilavesi gerekiyor, mesela;ve aynı cümledeki 4;•4 'yu
4J ş eklinde tashih edebilirsek daha iyi bir mânâ kazan ı yoruz, — S. 146
X alttan 6. str. S. 150. str. 10 j t3- 'den sonra bir US konmas ı lazı m.
Yazmada ş u ş ekilde geçiyor: noktalama yok: Ii k ,- fakat isim olarak de-
ğ i ş tirilmesi daha iyidir; yeni bir isim cümlesinin mukaddem haberi olarak
(4935k11S. 185, str. 17'i Fut -Cihat oku, — S. 205, not, str. 3 'ü
ş eklinde oku.
incelemernizle ilgili olup ta elimizde meveu.d arab antolojilerir ı de
unıumiyetle bulunmayan dini metinleri, bu ara ş tı rmam ı zda, onlara had-dinden fazla yer tahsis etmeksizin, bilhassa nadir Mak bask ı lar ı ndan
aynen nakletmeyi münasib gördük. Gayemiz ara ş tı r ı c ı y ı , incelememizin
tertib ve tanziminin rehberliğ inde islam f kh ı n ı n iskolastik mevzuuna
ve kendi lisan ı na al ı ş tı rmak ve ona, islam dini ist ı lahlar ı n ı n s ı kça geçti ğ i
gayr- ı dini kitabiyat ı yla me ş guliyette hiç te lüzumsuz olmayan bir ma-
lumata çabukça sahib olma imkan ı n ı vermektir.
Son olarak incelemede kullan ı lm ı ş yazma haldeki malzemenin ser-
bestçe kullanılmas ı n ı mümkün k ı lan Gotha 'dan Prof. Pertsch'e, Leiden'-
den Prof. de Goejeye, St. Petersburg'dan Prof. V. Rosen'a (ki bu zat
bana Sem'âni'de geçen metinleri de bildirmi ş tir) en derin teş ekkürleri-
mi ifade etmeliyim. Paris'ten Prof. J. Derenbourg'a, ibn Şulı be'den fay-
dalan ı lan yerleri benim için istinsah etmesinden dolay ı , ve Oxford'dan
Dr. Neubauer'e Subkrnin Oxford yazmalar ı ndan Dâvâ d ez-Zahirrnin
Biografisinin mukabele ve istinsah zahmetine benim için katland ı ğandan
dolay ı minnettar ı m. Prof. Fleischer dostane bir tarzda ilk beş buçuk
kolonun tashihini yapmak zahmetinde bulundu ğunu ve araş tı rman ı n
pek çok parçalar ı n ı n pek sayn ü ğ retmenimin lütuflar ı yla kazan ı ld ı ğ ı n ı
tebarüz ettirmeye bilmem ihtiyaç varmı ?
Budapeş te Kas ı m 1883
Ignaz Goldziher.
XXXX II
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 45/245
K İ TA' BIYATT A Z:iiH İ RILER TÂB İ R I İ
Aş a ğ ı daki incelememizin mevzuunu te ş kil eden, islam ilâhiyat ı n ı ninki ş af seyrine dahil ı nezheb, islam ı n dini kitabiyat ı nda Mezhebu'z
zâhir veya Mezheb-i Dâvüd ismiyle bilinir Bu mezhebin temel kaide-lerini benimsemi ş bir kimseye zâhiri veya dâvüdi dendi ğ i gibi, bunlar ı n
te ş kil ettiğ i cemaate de ehlu'z-zâhir veya Zâhiriyye denir'.
Asrı m ı z ı n baş lar ı nda 2 Avrupa müste rikleri Mezhebu'z-zâhir'in
mâhiyeti ve temayülü hakk ı nda çok az ş ey biliyorlard ı . Bu münasebet-le ş u noktaya i ş aret etmek yeterlidir ki, Avrupa'da ş u s ı ralarda islamş ark ı na dair her nevi ı rtâlûmat ı n metinlerini takdim etmekte olan Mim
Silvestre de Sacy, arabca Antolojisinde Makrizrnin Biyografisinin ten-
kidli metnini verirken ,gayet aç ı k bir ş ekilde ş u itirafta bulunmakta-
d ı r: "Je ne saurais dire precisement ce que c'est que cette secte nommeemazhab al-zâhir". Makrizrnin zâhiriyye ceryan ı nı tetkik mevzuu yap-tı ğ ı yerin tercemesinde: "On lui attribua les dogmes de la secte, qui
fait consister toute la vertu dans les pratiques exterieure" ş eklinde aç ı k-
lamada bulunmaya giri ş mekte ve onlar ı n "doctrine exterieure",ünü,
Bât ı niyye mezhebinin "doctrine int&ie ı tre"'ünün kar ş ı s ı na koyarak
— eskiden olduğ u üzere — dini doktirinlerin tamamen ayr ı bir çevresine
ait bir z ı d tez gibi takdim etmektedir. De Sacynin bu beyan ı nı 1835
y ı l ı nda Freytag Mezhebu'z-zahir'inde cogitandi ratio eorum, quibus
externus religionis cultus praecipuares esse videtur " ş eklinde, kaynak
1 Houtsma'nm De strijd over het dogma in den Islam tot op el-Ash'ari, Leiden 1875, s. 85'de
dediğ i ş ekilde, ,5 j>I.W1 denmez.
2 Çok öncelere gitmemek için me ş gul olduğumuz mevzilun ilk maddesiyle ilgili halen cari
yanh ş ı göstermek gayesiyle eski zamandan sadece bir hadiseye temas ediyoruz. Mouradgead'Ohsson (Tableau general de l'empire Ottoman, Paris 1788) 1, s. 17'de fiavud Tâyi E bd Suleym ş in ' ı
ö: 165 (781), Sufyiin es-Sevrrnin yan ı s ra, 6. Sünni m ezhebin kurucusu olarak zikreder ve bu
zâta dâir pek çok ş eyler yazar: "Comme ils n'ont eu l'un et l'autre qu'un certain nombre d'ad-
herents, leurs opinions particulieres evanouirent presque â leur naissance". Burada
Kuteyhe,. 257) 4.71, 1 1 k ) 1 J (.5 ile kar ı ş t rdm ı ş tı r.
3 Chrestomathie arabe, 1. Bask ı , II, s. 411. 422 vd. 2. Bask ı , s. 113. 122 vd.
1
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 46/245
.zikretmeden iktibas etmi ş görünüyor; ve 1877 y lı nda Adolf Wahr-
mund, "Arabca-Almanca Lügat ı '"ı nda Freytag' ı n eski yanlı ş izahnı
"Mezheb-i Zahir" olarak devam ettirmi ş tir.
El ı u'l-Fida'n ı n bu mevzuyla ilgili bir yerini tercüme eden Reiske'yi
istisna edecek olursak, Avrupa müste ş rikleri aras ı nda ilk önce Quatre-
mere'dir ki (ö. 1840), say ı s ı z ve çok k ı ymetli notlar ve hâ ş iyelerle ş ark
lisan ve meselelerinin mütehass ı slarma değeri ölçülmez bir kaynak ha-line getirdiğ i4 Makrid ara ş tı rmas ı nda Zâhiriyye'ye dair baz ı hususlar,bizim ş ark maliı mat ı m ı z ı n tekamülü için gün ı ş ı ğ ı na ç ı karmay ı dene-
mi ş tir. Quatremere, "ce qui concerne cette secte encore fort obscUr"ş eklinde.tesbitte bulunur ve içerisinde zahiri mezhebinin ve baz ı mün-
tesiblerinin zikredildiği Paris Milli Kütüphanesi.' yazmalar
ından nak-
ledilmiş yerleri kâfi derecede bilinen usûlünce arzeder. Quatrenere'in
bu açı klamas ı yla zahiri mezhebinin mahiyetini,) sistem ve tarihlerinidaha esasl ı bir ş ekilde tetkik etmek için ilk te ş ebbüs yap ı lm ı ş oldu ki,
ona göre, dört sünni mezheb ,müntesiblerinin birbirleriyle olan müna-
sebetleri için mezheb tabirini kullan ı rsak, Zahirilerclen de mezheb diye
bahsetmek yanl ı ş olacakt ı r. Ne varki bu zat ı n ilmi te ş viki, islam ara ş -
t ı rı c ı lar ı arası nda hiç kimseyi sadece onlarla ilgili tedkikler yapmayasevkedememi ş tir. Yakı n zamanlarda islam ı n geli ş mesine dair k ı smen
mufassal, k ı smen de mücmel eserler ve ara ş tı rmalar ortaya koyan müm-taz müellifler fı rsat buldukça, k ı sa cümleler içerisinde Zahiriyye'den söz
ettiler. Mesela, bunlar aras ı nda ş u isimleri zikredebiliriz: V. Kremer6 ,
Hautsma7 , Spittas. Bununla beraber onlar ad ı geçen mezheb hakk ı nda
çok k ı sa bilgiler verdiler. Bu güne kadar onlar ı n akâid sistemlerinin ve
Ehl-i Sünnet içerisinde ald ı klar ı mevkinin mufassal bir tarifi yap ı lmad ı .
Müteakib sahifelerde biz islam ilahiyat ı n ı n tarihine dair edindiğ imiz
malûmat çerçevesinde bu boş luğun doldurulmas ı hizmetinde bulunmay ı
denemek istiyoruz.
4 Histoire des Sultan Mamloults de l'Egypte ete., I, k s ı m 2, s. 269-0 .
5 Zikredilen kütüphanenin 687 no'lu arabca yazmas ı ndan nakledilen yerleri ikinci mu-
kayesemizden sonra arast ı rm a ı n ı z ı n VIII. Bölümünde, 8. as ı rdaki Miii hareketlerinin tarihi
Z ı levzüunda kulland ı k.6 Culturgeschichte des Orients unter den Chalifen, I, s. 500, not: 3.
7 Yukarı da zikredilen yer. Biz a ş a ğ ı larda Houtsma'n ı n beyanlar ı na tekrar dönece ğ iz.
8 Zur Geschicte. 80.
2
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 47/245
Y .
EHLU'L HADIS VE EHLU'R — RE'Y
3I. ası r muhaddislerinden Elif' Bekir b. Ayyli ş 'dan (ö. 193) mervi
bir söz vardı
r: "Her devirde Hadisciler(in öteki âlimlere nisbeti) Ehl-iIslâm ı n, diğer din müntesiblerine nisbeti gibidir"'. Bu söz hukuk ilmi-nin mâlüm hareket tarz ı na mukabele olmak üzere islAm hukukunun
temel kaidelerine uygun olan hususun tesbitinde sadece yaz ı lı ve mervi
kaynaklara, yani Kur'Ana ve Hz. Muhammed ile Ashâbmin hadislerine
sahib olmakla yetinilmeyip, ayr ı ca fakihlerin veya fı k ı h sözcillerininş ahsi görü ş lerini, sa ğ lam kaynaklara gerçek veya zAhiren isnad ettire-rek ortaya koyduklar ı neticeleri de tan ı mak gere ğ ine i ş eret eder. Bu songörü ş ün müdafileri Ehlu'r-re'y veya Ashabu'r-re'y ad ı altı nda bilinir.İ
slam f kıh ilminin en eski tarihindeki bu iki ayr
ıl ı ğ ı n ilk safhalar
ıV.
Kremer 2 ve Saclı au 3 taraf ndan öyle xnufassal ş ekilde ele al ı nm ı ş tı r ki,Islam ı n geli ş me tarihinin bu bölümüne yeni görü ş ler getirmeyi istemekboş una giri ş ilmi ş bir te ebbüs olacakt ı r. Sonuncu Alimin verdi ğ i mAlu-
mata göre, Ehlu'l-hadis ve Ehlu'r-re'y ş eklindeki bu iki tesmiyenin,gerçekten de islam hukukuyla me ş gul fakihlerin görü ş leriyle alakal ı
olduğundan ş üphe edilmez• yani birinciler rivayete dayanan kaynak-lar ı n tedkikiyle ı neş gfildür, ötekiler ise hukukun amen icraât ı yla. Müte-
akiben bu iki tabir hukuki istidlal usülleri aras ı ndaki zı dd ı yeti belirtti;
öyle bir ziddlyet ki, biz onu daha II. as ı rda pek s ı k ş ekilde tezahür edi-yor görebiliyoruz.
Mezhebu'l-f kh diye bilinen sünni hukuk mezhebleri, geli ş me ta-rihlerinin ilk basama ğ ı nda, münferid meselelerde islam hukukunun tes,
1 eş -şa'râni, I, s. 63[501.
I Jet) , . ) . ) 5 ! ı >15 k . . . . 1 1j,T. t 4 . 2 . 1 1 1
2 Culturgeschichte des Orient, unter den Chalifen, I, s. 470-500 .
3 Zur aetesten G eschichte des rnuhamm edanischen Rechts, Viyana 1870 (K ongretebli ğ 'i derphil. hist. Kl. der kais, Akad. d. W W. C ild: LXV).
3
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 48/245
bitinde re'yin nüfusuna müsaade ettikleri ölçüde birbirlerinden ayr ı l-dı lar. Bu hususu son haddine getirdiler Eh -ft Hanife ile Davud ez-Zf -
4 hirrdir ki, bunlardan El ı f Hanife re'ye çok geni ş selâhiyet tanaken,
Davud ez-Mhiri — hiç olmazsa önceki akidesinde — her türlü müsaadeyireddeder. Bu ikisinin aras ı nda (sadece tarihi s ı raya göre değ il de re'ydeki
değerlerine göre al ı nacak olursa) Malik k Enes, e ş -ş ffri ve Ahmed b.
Hanbel yer al ı rlar. Bu mezheblerin daha geni ş olan tekamül seyri içinde
kat'i satı rlarla birbirlerinden ayr ı lı ş lar ı zaman zaman yapı lan beyan-
larla ortadan kald ı rı lm ı ş tı r, öyle ki, bu mezheblerden herbirini Ehlu'l-
Hadis veya Ehlu'r-re'y s ı nı flar ı ndan birine ba ğ lamak hususunda tarihi
eserlerde büyük hatalar yap ı la gelmi ş tir.. İ bn Kuteybe, Ashabu'l-hadis
olarak sadece me ş hur hadiscileri zikretti ği halde', henüz tanı madı ğ ı
Davud ve Ahmed k Hanbel müstesna, bütün mezheb imamlarm ı Asha-
bu'r-rey'den saymaktad ı r. Mukaddesrde ş afriler, Hanefilere z ı d ola-
rak, Ashabu'l-hadis diye zikredilip 5 hatay ı tamamlamak üzere üçüncü
bir yerde' Ş afi'rnin Ebü Hanife ile re'y hususunda Ahmed b. Hanbel'e
kar ş ı ittifak ettiğ imden bahsedilirken, bu müellifin eserinin di ğer bir
yerinde Ahmed b. Hanbel'in taraftarları , me ş hur bir ş afri olan İ shak b.
Rahveyhrnin taraftarlar ı yla birlikte, Ashabul-hadisten say ı lmakta,
fakat Hanefilerin, Malikilerin, Ş afrilerin vb Zahirilerin 7 dahil edildiğ i
Mezahibul-fıkh aras
ına asla al
ı
nmazlar 8 . Mezahibu'l-f kh arası
ndanAhmed b. Hanbel'inkinin ç ı kar ı lmas ı nda Mukaddesrnin en eski görü ş e
tabi olduğ u anla ş ı l ı yor. Me ş hur Ebf Ca'fer et-Taberrnin ona kar ş ı olan
hücumlar ı nda pek ileriye varm ı ş olduğunu biliyoruz. Nitekim "Fukahan ı n
İ htilaflar ı " adl ı eserinde, İ mam Ahmed'in görü ş lerini kale almamakta ve
5 bu imam ı , fakih değ il de muhaddis olarak göstermektedir 9 . İ bn 'Asakir'in
eserinde ş u ibareyi buluyoruz:A1 c . • 0,7
diğer mezhebler hukuk usulleri noktas ı ndan de ğ il de, hem ş ehriler nok-
4 Kittibu'l-MaYtrif, s. 248-251 K ş l. Sachau, a.g.e. s. 16..
5 Zr nnediyorum ki, de Goeje: Glossarium sur Bibl. geogr. arab adl ı eserinde, s. 243, Davu-
. &gerili 41,1lmas ı gerektiğ i ş eklinde bir neticeye varmı ş tı r. Burada }UI
ve, 41)1 m i. aras ı ndaki zı ddiyet hiç dü ş ünülmemiş tir. 4 ,7 1; =4_ ., olduğuna M ukaddes i de
vâkı f de ğ il görünmektedir.
6 Deseriptio imperii moslemici, de Goeje neş ., s. 37, str. 5-7.
7 Von EMIL M uhammed es -Sirâf i, a.g.e. s. 127, str. 3.
8 a.g.e. s. 142, str. 11.
9 Ebu'l-Feda, Annale* Reiske ne ş ., II, s. 344. [II /71.] İ bn H anbel, hadis ilmi sâhas ı nda,
eski otoriteler aras ı nda Fı k ı h ilminde hadislerden en fazla faydalanan bir kimse olarak önemta ş ı yor: 4 7; (44; A' Ebu'l-M ahasin, Annales, Juynboll ne ş ., I, s. 710.
e
4
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 49/245
tas ı ndan taksim edilmiş lerdirw. Ş elaristânirde mevcud fı kı h mezheb-lerinin kurucular ı ndan sadece Eb il H anife Ashabu'r-re'yden say ı lı rken,
Malik,Ş
afi'i, Ahm ed b. H anbel, ve Davud'u Ashabul-hadisten sayılm ı ş
görüyoruzn. Bu ay ı r ı m ı ş u farkla 1bn Haldun da kabul etmi ş tir ki, on
da Davud b. Ali hususi bir üçüncü tabakan ı n ba ş ı nda yer al ı r".
Müntesiblerini V. Kremer'in tam bir isabetle Ashabu'r-re'y diye"isimlendirdiği, daima büyük nüfuza mazhar olmu ş mezhebe kar ş ı ,
Davud ve onun kurduğu ve ona nisbet edilen ilahiyate ı mezhebin sür-
dürdü ğ'ii, inatc ı hadiscili ğ in ne türlü bir zı dd ı yet belirtti ğ ini tam tesbitedebilmek için islam fı kh ı nda re'yin mevküne dair baz ı mülahazaları
önceden ortaya koymaya mecburuz.
10 Expose de la rCforme de l'Islamisme, s. 91, str. 15.1 1
ureton ne ş ., s 160-161 Kş l. Sachau, a.g.e. s. 15.
1 2 Mukaddime, Bûlâk neş . s. 372 vd. Üç tabaka hepbirlikte -71"iye isimlenir..'7"
13 Bu Re'y tâbirinin çok çe ş itli tercilmeleriyle ilgili olarak burada birkaç acayib noktaya
iş aret etmek istiyoruz. Joh. Fr. Gmelin, Alexander ve Patrick linssel'in "Nachrichten von dem
Zustande der Gelehrsamkeit zu Aleppo (Göttingen 1798)" adl ı eserinden yapt ı ğ ı tercümede, henüz
kendi zaman ı nda lay ı kı yla bilinmeyen bu tâbiri: "ak ı llı mü'minler" diye tercüme etmi ş tir. Con-
siliarii kelimesiyle ilgili olarak Hac ı Hâlife, IV, e. 47deki 41..)! J L . ibareyi:
quae in libris consiliariorum ocurrunt, ş eklinde Flügel'in tercüme etti ğ ine ş âhid oluyoruz. Fakat
en acayibini Ara.pca-Almanca lügat müellifi Ad. Wahrmund yapm ı ş ", 4 )1 ,,1_,24 tübirini:
Metafizikciler, idealistler" diye, (buna binaen
ly I ,,(0,1 tâbirini de tabiat kü ş ifieri, Mad-
diyatc ı lar" ! ş eklinlinde tercüme kehânetinde bulunmu ş tur. Ve bundan sonra bu tabirin do ğ ru
tarifi, Lane'in (1867) bununla ilgili makalesiyle arapcamn Avrupa lügatlar ı na girmiş tir.
5
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 50/245
IL
ZAII İ R IL E R E K A R Ş I 111 UHALEF ET
Kadı
lı
k müessesesinin tatbikatı
nda ameli hukuk hayatı
nı
n vazgeçil-mez bir öiı ş art ı (postulat ı ) olarak rey'in kullan ı lı ş ı , islam hukuku içinde
geli ş ti. Nazariyatc ı fakih, rey'in me ş ruiyyetini sahih bir hukuk kayna ğ ı
olarak büyük bir rahatl ı kla ileri sürebildi: günlük hayat ı n değ iş ik ha-
diselerine dair bir ş ey ç ı kar ı lam ı yan yaz ı l ı ve mervi sözleri tetkik etti.
Fakat Irak'ta veya Arap islamı nm sultasma tabi ba ş ka bir eyalette
vazife gören bir kad ı , mesleğ ini ifa ederken Hicazl ı lar ı n kaynaklar ı yla
yetinmemi ş tir, zira çe ş itli memleketlerde ortaya ç ı kan gündelik mese;leler hakk ı nda bu kaynaklara dayanarak gereken kararlar ı n verilebil-
mesi imkansı zdı . Ş
ehristânrnin, "nasslar s ı n ı rl ı d ı r, fakat günlük yasayı-
ş in hâdiseleri s ı n ı rs ı zdı r; sı nı rs ı z olan, sı nı rl ı olanla ihata edilemez"'sözleriyle belittiği vak a, hukuki istidlâle nazari unsurlar ı n girmesine
yol açt ı . Bunlardan sadece birini zikredelim ki, yeni fethedilen islam
eyaletlerinde Hicazhlar ı nkinden tamamen farkl ı olan hususi hukuk mü-nasebetlerinde k ı smen memleketin yerle ş mi ş zirai an'aneleri, kı smen
de fetilderin tevlid ettikleri hükümler eki olmuş tu; bu durumda, ta-
mamen farkl ı artlar ı n ortaya ç ı kard ı ğ ı kanun metni, bu yeni hadise-lerden do ğan hukuki meselelere nas ı l cevap verebilirdi? Mevcud hukuk
kaynaklar ı n ı n muayyen bir hudud çizmedi ğ i, devletin hüküm sürdü ğütopraklarda ortaya ç ı kan her türlü hukuk meselelerini de çözmeye yet-
miyen, sadece tesadüfi hükümler arzeden buna benzer durumlar, icramakam ı nda bulunan hakimlere, mervi hukukun hiç bir hüküm ihtivaetmediğ i mücerred hadiselerde, mevcud ve mukaddes malzemeye göre
ve ona uygun ş ekilde hukuki mevzuatta kendi ş ahsi re'ylerini, görü ş leri-
ni hukuki merci karar ı olarak hüküm koyma selâhiyetlerinin tan ı nmas ı
zaruzetini kabul ettirdi. Hukuk kaynaklar ı nı n bu çe it bir tamamla-
maya olan ihtiyac ı nı n ne kadar kuvvetle hissedildi ğ ini, bizzat mutaas-
1 ş ehristâni, s. 154
A la rk > . y L / 1 • . : . 9 , â.sLx. milli 1 : 3 1
6
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 51/245
s ı b muhaddislerin istemiyerek, fakat hadiselerin bask ı s ı na karş ı gele-
miyerek re'yi kabul etmek durumunda kalm ı ş olmalar ı ndan ç ı kar ı yo-
ruz. Bununla beraber onlar, hukuki bir hükmü bir hadis otoritesiyleispatlamak durumunda kald ı klar ı nda, hadisin sı hhat derecesini aslasormad ı klar ı gibi, her mücerred hadise için tatbik edebilecekleri hukuki
bir hükmü her an emre âmade bulundur ı nak maksad ı yla kendi sistem-
lerinin en son s ı n ı r ı na kadar giderlerdi. Bu kendi kendini aldatma hay-lice vuku bulmu ş olmal dı r. oğrendiğ imize göre Eb il Davud, ş ayed
hukuğun herhangi bir bölümü için daha iyisini bulmak imkans ı z ise,"en zaif" had' s sleri mecmuas ı na al ı rd ı . Bu usule uygun olarak giri ş ilen
hadis tasni'i faâliyetinin hedefi mümkün oldu ğu kadar Re'yden kaç ı n-
mak olmal ı yd ı . Çünkü bu uydurma hadisler üstü örtülü Re'ylerden ba ş -ka bir ş ey de ğ ildi. A ş a ğ ı daki söz Ş a'brye atfedilir: "Re'y, le ş gibidir,ancak muztar kald ı ğ ı n zaman yiyebilirsin."2 . Gerçekten de biz zamanzaman bu çe ş itterı kay ı tlara rasthyC s ruz ki, bizzat icra mevkiinde bulu-nari hakimler re'yin kullan ı lmas ı na kar ş ı inatc ı bir sebat göstermi ş lerdir.
209 senesinde vefat eden ve kendisi hakk ı nda: "kat'iyen re'ye dayarld ı r-
maks ı z ı n yirmi sene kad ı l ı k yaptun" 3 diyebilen H afs b. 'Abd ullah en-Nisabf ri gibi zatlar ı n miktar ı pek fazla olmamal ı d ı r.
Rey' taraftarlar ı subjektif unsuru hukuki kararlara dahil ederkenş eriate ayk ı r ı düş memenin hukuki çözümünü arad ı lar. Mesela, onlarş una dayan ı rlar — ki ş üphesiz bunun evvelki zamanlarda misali yok de-
ğ ildir — ilahi hukuk iki ş ahidin ifadesini ve yeminini hukuki delil olarak
kabul eder, fakat ş ahidlerin yalan ifadede bulunmu ş ve as ı ls ı z bir iddiay ı
kuvvetlendirmek için yemin etmi ş olmalar ı muhtemeldir. Bu sebebtendolay ı , görülmekte olan dava hâkimin re'yine göre hükme ba ğ lanma-
l ı d ı r 4 . Sonra islamda hukuki icraat ı n en eski tarihinden misaller zikre-
2 1:. : , 1 5 -15 1fl _A Kel. yukar ı daki ibarelerin al nd ı ğ ı Cur-
cânrnin metniyle, Journal of American Orient. Society, VII, s. 116.
3 Tabakiitu'l-Huffiiz, Wüstenfeld ne ş . VI, nr. 46 1s. 368.]
4 ibtd/, Vr. 6a. İ bn Hazin bu anlay ı ş ı aş a ğ ı daki sözlerle ispatlad ı : "Allah bize ş öhidlik et-
meyi ve yemin etmeyi farz k ı lmad ı . Hâkim (Ködi) bunlar ı n doğ ru veya yanl ı ş olduğunu tetkik
etmeye mecbur de ğ ildir. Ş ayed o, bunu yaparsa, hüküm verme hususunda kendi ş ahsi görü ş üne
geni ş bir yer vermi ş demektir. Allah bundan bizi muhafaza buyursun: Biz daha çok ş u tip hadi-
seyle kar ş ı la ş ı yoruz. Öyle iki grup ki, biri dindör, müttaki, sad ı k bir müslüman, di ğeri teslisi ka-
bul etmi ş bir Hristiyan; öyleki onun Uluhiyyete ve insanlara yalan isnad etti ğ i bilinmekle be-
raber, kendi hususi mizac ı icabı hafif me ş reb bir insand ı r da; Müslüman, Hristiyan ı n itiraz et-
tiğ i az veya çok me ş ru bir tazminat ödemesini talep etti; veya bunun aksine Hristiyan ş ikayetci,
Müslüman ise, Hristiyan ş ikayetçinin talebini reddeden bir zanl ı olsun. Ş âyed, hakikate z ı d dü-ş en hültimin (Kadinui) ş ahsi görü ş üne göre hüküm verilirse, Müslüman ı n Hristiyan'a kar ş ı hakl ı
olması gerekirdi. Faka t ş u hususta ihtilaf yoktur ki, biz kendi görüş ümüze uymaya de ğ il de,
7
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 52/245
dihnektedir, — bunlar ş üphesiz s ı hhati çok ş üpheli hadiselerdir nas-larm bulunmad ı ğ ı hallerde re'y itirazs ı z bir hal çaresi olarak kabul edi-
lir. Hukuki icraatta bulunan bütün Sahâbiler re'yi böylece kabul etmiş
ve ilk halifeler kendi seleflerini tasvib etmi ş olmal ı dı r; ve hiç kimse on-lar ı n bu hukuki hiikümlerinden veyahut da Allah' ı n yasak etmi ş olduğu
bid'adlar ı ileri sürebileceklerinden ş üphe etmemi ş tir. Hz. Ebil Bekir'den
rivayet edilir ki, ş ayed has ı m iki taraf onun hukuki karar ı na müracaat
ederlerse, o önce Allah' ı n kitab ı na bakar, orada hüküm verilecek mese-
le için bir hüküni bulursa, böylece Allah taraf ı ndan vahyedilen karar ı
verirdi; ş ayed kitabta bulamazsa, bu hükmü Hz. Peygamberin sinirle-
tinde arard ı , orada da kat'i bir hüküm bulamazsa, o zaman sahâbilere,
bu mevcud hadisede kullan ı labilecek Hz. Peygamberin bir hükmünü
bilip bilmediklerini sorard ı . Ş ayed bu tecrübede de muvaffak olamazsa,
cemaatin ileri gelenleriyle mü ş avere eder, hepsinin ittifak etti ğ i görü ş e
göre hüküm verirdi. Hz. Ömer de ayn ı ş eyi yapm ı ş olmal ı d ı r. Bunun bir
benzeri tim Mes'uds tarafı ndan rivayet edilir ki, ne Kitabdan, ne Siln-
netten, ne de mü'minlerin amellerinden hilkümler ç ı kar ı lam ı yan haller-
de, hakim: " İ ş te bu benim görü ş ümdür (re'yimdir), fakat ben bunun bir
hüküm haline gelmesinden korkuyorum" demeksizin karar ı nı (re'yini)
hür bir ş ekilde bildirir: helal da a ş ikard ı r, haram da, fakat ikisinin ara-
s ı nda ş üpheli haller vard ı r; o halde ş üphelendiğ in hususlar' b ı rak, ş üp-
he etmediğ in hususlarda hükmünü ver"6 . Fakat en önemlisi ve çok
yaygı n olan ı , önce Hz. Peygamberin ve daha sonra Hz. Ömer'in fethe-
dilen memleketlere gönderilen hakimlere vermi ş olduklar ı talimatt ı r
ki, s ı hhatini islam ı n ilk devirlerinde ya ş am ı ş otoriteye ve eski bir hadise
istinad ettirme gayretinde olan re'y taraftarlarm ı n en güçlü delillerini
te ş kil eder. Hz. Peygamber, kendi ad ı na Yemen'e giden Mu'az b. Cebel'e,
hangi kaidelere göre hukuku tatbik edece ğini sordu; Kitab Sünnette
bir hüküm bulunmayan hallerde, kendi re'yine göre hükmedece ğ i ş ek-
linde cevap al ı nca, Hz. Peygamber onun bu dü ş üncesini ş u sözlerle
tasvibetti: "Allah'a hamdolsun ki, Allah' ı n Restilünü ı l elçisine ,Allah
Allah tarafı ndan tesbit edilen hukuki delillere uymaya mecburuz, ki onlara göre ş ikayetci tale-
bini sad ı k ghidler getirmekle zanhmn yalanı n' yeminle sa ğ lamla ş tı rmal ı d ı r. Fakat "Tahmini
tamamen kendimizden uzakla ş tı rmal ı ya". İbtâl, Vr. 18b.
5 'bn Hazm, Metine ayk ı r ı olarak bu hadisin s ı hhatini kabul eder ve fakat 4 ,1 )
r e s iöyle mânii verir: Ş ayed hadisler ilk nazara göre aç ı k, seçik de ğ illerse, sahib hadisleregöre, insan onlar ı gayret ve merakla tetkik etmelidir.
6 ibteil, Vr. 5b.
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 53/245
Resülüniin ho ş nud olaca ğ ı eyi nasib etmi ş tir'". Ve Hz. Ömer, kad ı
olarak görevlendirdi ğ i Şureyh'e a ş a ğ ı daki talimat ı vermi ş tir: "Ş ayed sen
Allah'ı
n Kitabı
nda birş
eyler bulursan, artı
k hiç kimseye ondan sorma;ş ayed Allah' ı n Kitab ı nda bir husus sana müphem kal ı rsa, o takdirdeSünnete ba ş vur; fakat Sünnette de bulamazsan, o zaman kendi görü-ş üne ny!” 8 . Hz. Ömer'e dayand ı r ı lan sahte bir kadı talimat ı da aynı
mahiyette olmal ı d ı r ki, onda Ebil Masa el-Eş 'arrye kendi k ı yas ı nı kul-lanmas ı tavsiye edilir; ş üphesiz bu tasvib mutaass ı b hadiscilerle ş üp-
heeiler aras ı ndaki mutava'ss ı t mezheblerden biri taraf ı ndan ifade edil-
mi ş tir. Ş öyle ki. .... ş ayed Allah' ı n Kitab ı nda ve Hz. Peygamberin sün-
netinde bu hususta hiç bir ş ey b ı llamazsan, kâlben tereddiid etti ğ in ş ey-
lerde, kendi muhakemeni çal ı ş tır. Misallere ve benzerliklere dikkat et,
zihninde meseleleri k ı yas et, sonra Allah ve Resalünün daha çok se-veceğ i ve hakka daha çok benzeyenler üzerinde karar k ı l" 9 Uzun bir kad ı
talimat ı ndan ald ı ğ ı m ı z bu sözlerde evvela sonraki zamanlarda revaç bu-
lacak olan K ı yas tabiriyle kar ş ı la ş ı yoruz. Kaddara re'yin kullan ı lmas ı n ı
tavsiye eden haberler sahih kabul edildikleri için, re'ye kar ş ı olan nru.ta-
ass ı b hadiscilerirı muhalefetine Hz. Muhammed'in ve Hz. ön ı er'in oto-
riteleri kar ş ı s ı nda pek kulak as ı lma ı nı ş olsa gerektir. Fakat bu rivayet-10 lerin sı hhati ve delil kabul edilme durumlar ı mevzı rundaki ihtilaf, belli
ba ş lı silah ı te kil etmekte, ve onlar ı n isnadlar ı n ı n hadis ilminin kaide-lerine uymad ı ğ ı husı tsundan hareketle ispat kuvvetleri muar ı zlar ı ta-
rafı r dan bu silahla ma ğ lup edilmektedir. Gerçekten de bu talimatlar-üzerinde g;ri ş ilen tenkidat, bu haberlerin s ı hhati hakk ı nda karar verdir-
tecektir. Bu kat ı amgalama meyan ı nda, onlar ı n haiz olduklar ı mef-
hum ve tab rlerin öncelikle, sonraki zamana ait olu ş lar ı gelmektedir.
el-Belazuri"de (S. 69-75) Mu'az b. Cebel'e verilen talimatlar ı n mufassal
olarak geçti ğ i yerde, yukar ı da beyan edilenler mevcud de ğ ildir. Re'y
tarafta ı larm ı n bu delillerinin kusurlu tasdiki yan ı sı ra, muar ı zlar da,
re'y kelimesine ila hiyatc ı bir tabir olarak ilave ettikleri faydas ı z bir
7 K l. Sachau'daki yerlerle, a.g.e. s. 6. Maverdi, Constitutiones politicae, Enger ne ş ., s. 111,
str. deki a 1Jj jZji, ş eklinde düzeltmek gerekir. Datil, Vr. 6a'da bu hikaye-
nin en eski beyti muhafaza edilmi ş görünüyor. Orada Mu'ilz ş öyle diyor: ii'
haberin di ğ er benzerlerinde bu son iki kelime yoktur.
8 Kiteibul-Eğani, XVI, s. 32
jt-3 •)\i, 0.uI ks , 3L;
jZ.-11
9 el' lkdu'l-Ferid, I, S. 33
jsjl4 : 4 1 1 ç , g . . 4 1 1
j
s 1 .1 14:,P 1 . 4„,; il ,-„P I ; ,
9 .Y1 „.„.„;
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 54/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 55/245
her iki metod da ittifak halindedir. Yaln ı z nazari usüle dayandı r ı lan
t e rt ium comparationis bitaraf mukayeseler halinde iki metod birbi-
rinden ayrıl
ır. Bunlardan birisi, yaz
ıl
ıolmay
ıve yeni vukü bulmu
şolmay
ı
ve birbirleriyle ilgili hukuki durumlarla maddi bir benzerli ğ in bulunmas ı n ı
ş art koş arken, diğeri isQ k ı yas edebilmek için mervi hukuktan illeti
(ratio) meydana ç ı karmay ı , kanunun ruhuna nüfuz etmeyi ve yaz ı l ı
olmayan bir prensibten hareketle kanunun ihtiva ettiğ i bir ş arta bağ l ı
kalmadan elde edilen illiyet münasebetinin, yeni ortaya ç ı km ı ş hâdiseyi
içine al ı p almad ı ğ ı na da bak ı lmas ı m gerektirir. Bu metodun kendi ame-
1 2 ii tatbikatı içerisinde bize gösterebilecek mü ş ahhas misallerini biraz
sonraki bölümde göreceğ iz. şuras ı önceden söylenmelidir ki, ilahi bir
hukukun temellerinin araş tı r ı l ı p araş tı r ı lam ı yaca ğ ı meselesi, muahharilahiyat ı pek fazla meş gul etmi ş ve kı yas taraftar ı mezhehlerde de bu
soruya daima evet cevabı verilmemi ş ti7 5 .
Kı yas tatbikiyle serbestli ğe kavu ş an reye kat'i bir tandid kondu-
ğ unda, k ı yas-, istihsan ile dizginsiz re'yin lehine törpülenmi ş oldu. E büBekir es-SerahsUnin: "Kı yas ı bı rak ı p insanlar için daha rahat olana ehem-
miyet v ermek"° 6 ş eklindeki istihsân tarifinden de anla ş ı laca ğ ı gibi, bu
kelime bize kendisinin kabul edilmesinde bahis mevzuu edilen ş eyin
"daha iyi olana ehemmiyet vermek" olduğunu gösterir. Islam huku-
kunun en eski geli ş me tarihinden bahseden tarafs ı z kaynaklar ı n noksan
oluş lar ı ve böyle ş eylerin üzerine kurulabilece ğ i, —ekserisi hassaten uy-
durma — hadiselerin tarafgirâne renk belirtmeleri sebebiyle tarihi man-
zaray ı tam olarak tayin etmek zordur, ki bu manzara, islam ı n yukarı da
i ş aret edilen hukuk kaynaklar ı n ı n In geliş me tarihi boyuncaki tatbi-
katı n' içine al r. Ebü Hanife zaman ı nda bu hüküm kaynaklar ı n ı n ne
'derecede kullan ı ld ı ğ ı , islam fı kh ı nda rc'y ve kı yas ı n kat'iliğ ine ilave
ettiği yeni illetlerin nerede teş ekkül ettiğ i tesbit edilemez. Hatta Ebü
sanifenin hukuk i tidlülinin fikri ı mstuları ndan hangisini kullandı ğ ı ,onlara ilahi hukuk kaynaklar ı n ı n yanı s ı ra ne derecede uhemmiyet ver-
15 Sa'du'd-din eteTefteziinrnin et-Telvih ila ke ş f hak'd'iki't-tenkih (Viyana Kraliyet Saray-
küthhanesi yazmalar ı A.F. 167 [251] Vr. 181a):
re ı ss .J j!,j
jt, J . 5
C . ; "1)"L ' : . - ;*f
j j
16 Pertsch, Die arabischen Handschriften der herzogl. Bibliothek z ı t i t ı tha II, e. 253 ad.
nr. 997.
11
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 56/245
di ğ e hususu halen mechuldür. Onun hukuk sistemine muar ı z olanlar,13 Ebii Hanife'nin hadise hiç te büyük bir ehemmiyet vermeyip, bilakis
-f kıh istidlâlinde 'serbest dü
şünceye birinci derecede yer verdi
ğini iddia
etmek isterler; fı kı h sisteminin in ş as ı nda kulland ı ğ ı hadislerin de pek azmiktarda olduğunu beyan ederler. Henüz onun Zaman ı nda dört , sahabi
hayatta idi, fakat o, bu otoritelerden hadis dinlemek zahmetinde bulun-mad ı ". Taraftarlar ı bu itham ı reddederler ve yaz ı lı ve mervi kaynaklarsustuğu zaman, reyin ortaya ç ı kt ı ğ ı n ı kat'iyetle bildirmek isterler.Hatta Ebii Hanife'nin bizzat kendisinden, kendi metodunu reddedenifadeler nakledilir• "Camide i ş emek bile onlar ı n k ı yaslar ı kadar mekruhdeğ ildir". Ve oğ luna bir defas ı nda ş öyle demiş olmalı d ı r: "Mahkemede
kı yas yapmay ı brakmayan kimse, fakih de ğ ildir". Bu cepheler aras ı n-da karar verebilmek için, elindeki kaynaklar ı n durumuna göre mümkün
olan ı yaptı ğ ı zaman, Ebü Hanife'nin fı k ı h meclislerirı e daha derin bir
nazar atfetmek durumu vard ı r. Ö ğ renmek istedi ğ imiz husus iki türlü-
dür: Birincisi: Hadis kaynaklar ı na hiç te büyük bir değer vermiyen
nazari f k ı h ilmi evci balasma Ebil Hanife'den önce ula ş m ı ş tı . Irak'ta
Elı f Hanife'nin bila vas ı ta selefi, Hammild b. ebi Süleymân (ö. 119 veya
120) olarak görünüyor ,ki bu zat Irak'ta en büyük fakih itibar ı görmü ş -
tür ve ondan• "ilimle me ş gul olmak için etrafı nda bir halkan ı n te kil
edildiğ i ilk ş ah ı s olmuş tu" ş eklinde bahsedilir. Talebeleri aras ı nda El ı f
Hanife de zikredilir". Bu Hammâd hadiste pek zay ı f idi, fakat — rivayet
edildiğ i üzere — "efkah" yani zaman ı nı n en değerli fakihlerindendi".
İ kincisi: Ebâ Hanife bu ön çal ı ş malara göre islam fı kh ı n ı k yas temeli
üzerine kurmak yolunda ilk te ş ebbüse giri ş ti; bu onun zamann ı a kadarhiç yapı lmam ı ş tı . Islam f kh ı na kı yas temeli üzerine kurulmu ş siste-
matik görünü ş verilmiş oldu, aynı zamanda kı yasa ve anun müsbethukukta kullan ı lmas ı na kar ş ı sistemli muhalefet ilk defa ortaya ç ı kt ı .
Şunları İ bn 'Uyeyr e'nin söylediğ i rivayet edilir; " Şu iki ş eyin Kufe köp-
14 rüsünü aş ı p ta yay labilece ğ ini asla tahmin etmezdim.. Bunlardan biriHamza'n ı n kı raat ı , diğeri Elı f Hanife'nin fı kh ı ; gördüm ki, ikisi de
dünyay ı tutn"2 1 .
1 7 Telz.zib, s. 698 [1/2-216]
81 ibt6/, Vr. 15b.
19 Ebu'l-Mehasin, Annales Juynboll ne ş ., I, s . 316 [I/284].
20 Tabakkul-Huffgiz, IV, nr. 12. Keza Ebû Hanife'nin ba ş ka bir hocas ı hakk ı nda Hora-
san'da fakihliğ i temsil eden 'Ata b. Ebi M us lim'e (6: 135), Ebu'l-Mehasin, a.g.e., s. 306'da
jx1 4;1; ) denir: r . . . . .9 1 1
j 1 . 5 " Tabak ıltu'l-Huffâz, IV, nr. 37.
21 Ebu'l-lblehasin, I, s. 405 [II/14].
12
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 57/245
Gerçekten de Ebil Hanife'nin ilmi faaliyeti un ı as ı rlar ı nezdinde pekdeğersiz görülmü ş tü. Kyasc ı lar imam ı nı n nazariyelerinin yay ı l ı ş ekli-
ne dair olan a ş a ğ ı daki haber, muas ı rlarnun zihniyetini göstermesi ba-
k ı m ı ndan pek büyük hususiyet arzeder. İ ki elçisinden biri ve fı k ı htakiyeni görü ş ün tebliğ inde bulunmak üzere Kt ı fe'den kom ş u vilayet Bas-ra'ya gönderdi ği Zufer, gittiği her yerde tezyifle kar ş ı la ş tı ve yeni
nazariyeyi Ebil Hanife ad ı na anlatmaya ba ş lar baş lamaz etrafı ndankaç ı ş tı lar. Bu vaziyeti dönüp hocas ı na bildirdiğ inde, Elni Hanife ş ufikri ileri sürecektir: " [Sen tebli ğ le vazifeli bir kimsesin, fakat dahapek az yer dola ş tı n]*. Sen buna ald ı rma, tekrar Basra'ya dön, onlarakendi imamlarm ı n görü ş lerini anlat. Sonra da o görü ş lerin zay ı flı ğ ı nı
göster. Bundan sonra onlara bu noktada ş u ş u ş ekilde ba ş ka görü ş lerin
de bulunduğunu söyle. Bu yeni görüş ler kalblerine ı s ı nı nca, onlara,,bunlar Ek"' Hanife'nin görü ş leridir, diye bildir. İ ş te ş imdi onlar bunlar ı
utan ı p reddedemiyeceklerdir" 2 2 . Aynı ekilde, EU' Hanife'nin muas ı n
ve imam gibi Kafe'li bir ş air, yeni sistemi hiciv ve istihza mevzuu yapt ı ;
bu ş airin ad ı Musavir'dir2 3 . Bu keyfiyet, dü ş ünceleri aç ı kca söylemenin
bir alametidir; zira ş iir edebiyat ı hukuktaki bu k ı lı k rk yarma ile ilgi-lenmiş değ ildir2 4 . Sonraki zamanlarda, Ebf Hanife'nin â1;m ve dindarmuas ı rlarm ı n muhalefetini göstermek üzere mevzu' hikayeler de uy-
duruldu. Bunlar arası
nda enş
ayanı
dikkat olanı
daha eski bir kaynağ
a2 6 bir tafsilat içerisinde muhafaza edilmi ş bu-
luyoruz. İ bn Şubrume — hadislerle çokca me ş gul olmaks ı z ı n f kh taraf-
15 tar idi2 7 — ş öyle anlat ıyor: Bir defas ı nda ben ve Ebil Hanife, Ca'fer b.
Muhammed es-Sâdı k'ı ziyaret ettik,; ben arakada ş ı m ı , İ rak'l ı bir fakih
diye takdim ettim. Bunun üzerine Ca'fer ş öyle dedi: Sak ı n bu zat kendi
ş ahsi rey'ine göre dinde k ı yas yapmay ı vazeden adam olmas ı n (
) . ; yoksa bu Numan b. Sfibiemidir ? — Anlatan bdraya ş öyle
ilavede bulunuyor — ben de onun ismini bu sual sayesinde ö ğ rendim. -
EU! Hanife cevap verdi: "evet. o kimse benim, [Allah bana muvaf-
22 Mefâtih, VIII, s. 617 [-6181.
23 Eğ âni, XVI, s. 169 K ş l. Benim (Goldziher) Beitrage zur Literaturgeschichte der Ş ra, s. 65.
24 Ebil Hanife'nin methiyelerini de buluyoruz, Fihrist, s. 202'de, ayr ı ca Malik b. Enes'in-
kileri, Ilusri, I, s. 69 'da Câh ı z, Vr. 181'ada ş air Abdullah b. Salim'in flmu'l-Hayyât hakk ı ndaki
methiyesi; Medine'nin yedi Fukahas ı hakkı ndaki methiyeyi de Eğdni, VIII, s. 93deki bir
sevgi ş iirinde buluyoruz.
25 Demiri, Hayf tu'l-Hayerün, II, 124 bk. „91; maddesine.
26 İ bn Hazin da bu hikayeyi bilir: n tiii, Vr. 15b.
27 Ebu'l-Mehâsin, I, s. 390
* As ı l metindeki ibare: "Sen tebli ğ usüliinü bilmiyorsun" ş eklindedir, C. Tunç
1 3
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 58/245
fakiyet ihsan etsin" ]* Ca'fer dedi ki, "Allah'tan kork! ve kendi keyfi
görü ş üne göre dinde k ı yas yapma! çünkü ilk defa k ı yas yapan İ nlis-
tir." MüteakibenŞ
er'i meselelerde nazariyenin yetersizliğ
ini gösterenmülahazalar serdetti: "Söyle bakal ı m bana, Allah indinde en a ğ ı r günah
nedir, katilmi yoksa zinam ı 2 " Miii Hanife, "ş üphesiz en büyük günah
adam öldürmektir" cevab ı m verdi. •Ca'fer bunun üzerine: zina dört
ş âhidin ifadesiyle isbat edilirken, adam öldürmekte iki ş âhidin ifadesine
dayan ı l ı r. Hani burda senin kı yas ı n ?" kar ş ı lı ğ ı nı verdi. Müteakiben:
"Allah indinde daha büyük olan nedir; oruçmu, namaz ı /ı l?", sorusunu
sordu. EU! Hanife buna: "Namazd ı r" deyince, Ca'fer: "Öyleyse hay ı zl ı
kad ı n niçin orucunu kaza eder de namaz ı nı kaza etmez ?" 2 8 kar ş ı lı ğ ı nı
vererek ilave - etti: "Allah'tan kork, ey Allah'ın kulu!. ve dinde keyfi
k ı yas yapmaktan çekin; çünkü biz de bizim m ı .âralarun ı z da yarı n
Allah' ı n huzuruna ç ı ka ı -ca ğ ı z. 0 zaman biz "Allah dedi, Allah' ı n Pey-
gamberi , dedi," diyece ğ iz; fakat sen ve senin Ashab ı n, "Biz böyle i ş it-
tik, biz böyle re'yde bulunduk" diyecekler. Allah da bize ve size kendi
iradesine göre muamele edecektir".
Bazen "nazariyeci" mektebin kurucusuna lüzumsuz k ı lı kı rk yar-
malar isnad edilir. Ş öyle anlat ı lı yor: Kitab- ı Mukaddes efsanelerini çok
iyi bilen muhaddis Katf de Kufe'ye geldiğ
i zaman, büyük bir cemaat,bu pek me ş hur Basra'l ı y ı tanı mak için etrafı nda topland ı .,Istenilen hermesele hakk ı nda onlar ı tenvir edebilece ğ ini beyan etmesi üzerine, henüz
o zaman genç ya ş ta olan Ebf Hanife ş u sı iali sormalar ı nı cemâate
teklif etti: "Hz. Süleyman' ı n karı ncas ı erkekmiydi, di ş imiydi? (Sure
XXVII ayet 18)". Alim Katâde bunun üzerine ş a ş ı rd ı ve bu suale cevap
16 verilemez dedi. Bunun üzerine sorunun sahibi genç, cevab ı n ı kendisi
verdi: "Bir di ş i kar ı nca idi". 18. Ayette kâlet (o di ş i kar ı nca konuş tu)
geçiyor. Ş ayed erkek olsayd ı müzekker ş ekli olan "kale" kullanı -
hrdı "2 9 . Ebü,Hanife mektebinin kurulu ş undan kı sa bir zaman son-
ras ı n ı anlamak bak mı ndan aş a ğ ı daki hikâye ş ayan ı dikkattir: Cahiliyye
devrinde Kâbe'yi ziyarete gelenlerin paras ı nı pulunn soyup bir piskopos
asâs ı ile gasbetmeyi adet edinmi ş bir e kiya vard ı . Soygunculuktan ş u
ş ekilde özür dilemeyi itiyat haline getirmi ş ti: Yabanc ı nı n paras ı nı pulm-
mı hen değ il, ş u piskopos asâs ı gasbediyor. Hammad diyor ki, ş ayed bu
adam bu gün yaş am ı ş olsaydı muhakkak Eki' Hanife'nin Ashâbma
28 K ı yils'a kar ş ı olan bu itiraz, Bult ıld, Kitabu's-savm, nr. 41'de bulunur.
29 Demiri, II, s. 432.
• , s 1 dh.lrt tt lairini müellif yanl ı ş anlam ı ş olmal dı r. C. Tunç.
14
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 59/245
dahil olurdı ı °. Hafs b. Giyâs'dan (ö. 177) a ş a ğ ı daki hüküm rivayet edilir:"Ebü Hanife hiç mevcud olmam ı ş eyler mevzuunda insanlar ı n en ah-midir, fakat gerçekten vuku' bulmu ş eylerin ise en câhilidir", yâni o
çok zeki bir hukuki hüdiseler tedkikçisidir, fakat f ı kı h âlimi de ğ ildir 3 1 .Bütün bu hikâyelerde 3 2 ve hükümlerde gördü ğümüz gibi Ebü. Han ifeve mektebinin hukuk metodunun k ı l ı k ı rk yarmalara dayanan kazuistikruhu k ı smen ince, k ı smen de kaba bir ş ekilde alay ntevzuu edilmektedir.Hadis mektebleri, fiili olarak vuldi bulmu ş tarihi ve hukuki hadiselerhakk ı nda hüküm vermek durumunda kaldı klar ı zaman, nazarlar ı n ı
mü ş ahhas hukuka teksif ederlerken, rey' taraftarlar ı , her türlü aktüelmünasebetten mahrum olan k ı l ı k ı rk yar ı c ı lı ğ a dü ş tüler. Kezâ, dinin enziyade ahlaki tarafı ile me ş gul olan ilahiyatc ı lar da, çok ince hukukitedkikçilikten nefretle s ı rt çevirmi ş lerdir. Bu z ı ddiyetin özelliğ ini tayin
edebilecek pek çok sözler aras ı nda, biz, Kufe'nin dindar ilahiyatellann-dan biri olan 'Amr b. Kaya el-MulaTnin (ö. 146) sözünü burada kayde-delim: Kendisiyle kâlbimi ar ı ttı ğ ı m ve beniAllah' ı ma daha fazla yak-la ş tı ran bir hadis, benim için Şureyh'in elli hukuki karar ı ndan daha ha-y ı rl ı d ı r".
Kazuist hukukun soru ş ekli olarak kullan ı lan "eraeyte C . . „ ? . T 17 tabiri, "ra'e (St j" fiilinden gelir, ş u ve ş u hususta ne diiş ünüyorsun
manasmad ı r; muhaddisler, kaznistlerin kullanma itiyat ı nda olduklar ı
bu ifade ş eklini bu sebeble yasaklarlar. Mesela İ bn M es'ud'dan ş u ifadeyi
rivayet ederler: "eraeyte, eraeyte demekten kendinizi koruyunuz, çün-kü sizden öncekiler bu 'eraeyte, eraeyte' sözleriyle helâk oldular; birş eyi ba ş ka bir ş eyle k ı yas etmeyin ki, aya ğ ı nı z sa ğ lam bir ş ekilde dur-makta iken sürçmesin; ve sizden birine bilmedi ği bir ş ey sorulursa:"Bunu bilmiyorum", desin, zira "bu, filmin üçte biridir" 3 4 . Bu "eraeyte"sözünü, bizzat Hz. Peygamberin" ve dindar sahahilerin 3 6 kulland ı klar ı
30 Ulu; Vr. 121a.
31 a.g.e., Vr. 62a
U.UI;y . 32 Bunlar aras ı nda "Binbir Gece Masallar ı " da zikredilir, Ebfl Yflsurun ş ahs ı nda Hanefi
kazuistik ve k ı lı k rk yarı c ı l ı ğ ı n mübalağası mevzuu bahis edilerek alayl ı bir tarzda komikolarak gösterildiğ i yer (Bf lük 1279. II, s. 159-160).
33 Ebu'l-Mehilsin, I, s. 396.
34 İbtdl, Vr. 13b.
35 Buhâri, Cazâ'u's-sayd, nr. 22 „:"s.Ip1); fakat burada _kaziye iste-
yen bir sual yok. Megâzi, nr. 12 Mikdâd b. 'Amr el-Kindi, Hz. Peygambere hukuki bir sual teveil ı
eder ve konuş mas ı na C> ,- ; l„,j) sözleriyle ba ş lar. Benzer bir yerde Diyat•
nr. 1, buelimesi bulunmaz, Kastabbd (X, s. 48) ba ş ka bir yerde bu kelimenin mevcud
oluş undan hareketle, ba ş ka ş ekilde açı klamada bulunana kar ş ı ş u görü ş ü temellendirir: bu sual
hukukidir, öteki ise aktüel bir meseledir.36 Kitt bu'l-vudü' nr. 34 (35)
1)i js:-)I
: ı Lis
1 5
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 60/245
sabit olmas ı na rağmen, bu tabire kar ş ı eş - Ş a'bi'den, Rey'le ilgili pek de-ğeri olmayan ifadelerin yan ı nda, bir lanet rivayet edilir". Saf su nruhad-dislerinin kuru kazuistçili ğe kar ş ı nası l kin beslediklerini, mant ı ki ve
muhtemel hukuki meseleleri hadis kaynaklarmda bulamay ı nca, sadece
nazari yolla hüküm vermeye gitmenin arzetti ğ i tehlikenin onlar ı ne
derece korkuttuğutru, Masrf k'a isnad edilen aş ağ ı daki ifadede aç ı kça
18 görüydruz. Bu zata bir sual sorulduğu zaman, sorana ş öyle derdi,: "Bu
hadise vukû buldumu ?" ş ayed bu s ı fale hay ı r cevab ı verildiyse, Masrf ksorana ş öyle derdi: "Böyle bir hadise gerçekten vuku bulana kadar ce-
vabta beni mazur gör"". Gelecek bölümde rey' taraftar ı olduğu ve . bun-
dan dolay ı gerçek olarak kabul edilmediğ i zikredilecek olan Ebû
Sevr el-Bağdfdi (ö. 240), ba
şka bir fakihe a
şa ğ ı daki suali sorar: Bir kim-
se iki ki ş iden birer yumurta sat ı n al ı p her iki yumartay ı yeninin içerisine
soksa; sonra yumurtalardan biri k ı rı l ı p iş e yaramaz hale gelse, bu
iki mal sahibinden hangisine, yumurtay tazmin edecektir? Sual
sorulan zat, bu sorudan dolay ı Ehil Sevr'e çok k ı zmı ş ve ş öyle demi ş tir:"
"Gerçekten tazminat iddia edilene kadar beklenmelidir". DAL Sevr
cevab verdi: "Demek ki hadiseyi kabul ediyorsun, hükmünü bilmiyor-sun değ ilmi?" Öteki ş öyle cevap verir: "Haydi git burdan, çünkü biz
müftiyiz, (hevaiyatla u ğ ra ş anlar ı n) muallimi
Nazan sisteme kar ş ı , prensiblere dayanmaktan ziyade istihza ga-yesi ta ş ı yan bu kabil mufassal bahanelerden ayr ı olarak EU! Hanife'nin
sisteminin tesbitini takib eden ilk zamanlara ait ciddi suçlamalarla da
kar ş ı la ş ı yoruz. Bunlardan birisi bu sistemin, pozitif hukuk kaynak-lar ı nı bid'at lehine keyfi olarak ihmal etmek suretiyle ş eriatin temel-
lerini y ı kmı ş ve Kur'an ve Sünnete kar ş ı -zina ve fuhuş lehine hukuki
yollar ı göstermi ş olmas ı dı r4 0 .
En eski rey' muhitlerinde takib edilen ve müteak ı ben Ebfl Hanife'-
nin sistemleş tirmi ş olduğu usul, yani vahye müstenid mal.emeyi tes-bit, tedkik ve istimalle yetinmeyip, kad ı lar ı n tatbikat ı nda sabit olan
ve kazuistik sahas ı nda dü ş ünülebilen bütün ihtiyaçlar ı karş ı lamak te-
3 7 a.g.e., Vr. 10b
(54 , 4 1 1li38 Şa'râni, I, s. 63 [50].
L I;iç J1; v J ı ; JU c..;,J ;u1 „1 ,4
39 Ibn M ulakkin, Vr. 2a [= Subki, II /78)].40 ilin Kuteybe, Kit&bu'/-Ma'arif, s. 249 [ = 495]
ja,t1P L.aıt
16
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 61/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 62/245
n I.
Ş ÂFFPNIN MÜESSİ RLİ Gİ HAKKINDA lijill/YATCILARIN
IlÜleeMLERI
İ slam fı k ı h tarihi e ş - Ş âfi'i ile öviinfir, bu imam ı n pek, dikkate de ğer
eseri, Ebf Hanife'nin sistemi çerçe resinde inti ş ar eden f kh ı n subjektif
manzaras ı karş ı smaa, hadiscilerin zaruri olarak gördükleri bir düzelt-
meyi koymaktad ı r. Müslümanlar Mâlik b. Enes'int bu istikâmetteki
hizmetlerine halel getirmeden, İ mam- afiTyi hadisciliğin müdafii
olarak görürler; re'ye ve onun neticelerine kar ş ı hadisciliğ in son kuvvetli
faaliyeti de onun mektebinde vücud bulmuş tur. "Ben Ebf Hanife'nin
re'yini ancak kad ı n sihirbaz ı n ipine henzetirim, kad ı n onu ş öyle çekince,
sar ı , böyle çekince k ı rm ı z ı görünür" ifadesiyle kendisinden önceki
f k ı h ı nekteblerinde talim edilmekte olan re'yin keyfi kullan ı lı ş ı ile alay
etmi ş olmal d ı r2 . Kyas ş üphesiz Ebil Hanifenin gayretleriyle, fakat
21 daha çok hâdiselerin zaruretiyle (zorlamas ı yla) f k ı h ilminin kaynakla-
r ı ndan asla uzakla ş tı r ı lam ı yan bir faktör olmuş tu. Will böyle bir yola
gitmediğ i gibi, — mezhebinin müteâkib cereyanlar ı n ı n karş ı la ş tı klar ı
1 Mâlik'i, hadis taraftarlar ı , israrla re'y taraftan olarak sayarlar. Ahmed b, Hanbel, 'Ab-
dullah k Nafi' (ö: 206) hakk ı nda, "o, sahibu'l-hadis de ğ il, bilakise'y taraftarlar ı ndan
idi" (Tehzib, s. 374). Önceki
ektebinin Malik'e olan münasebeti hakk
ında
ş
u hikaye çokö ğ reticidir ki, Muhammed b. Nasr (ö: 294 Semerkant'da) önceleri Ş afiTye pek fazla de ğer ver-
mezdi, fakat Medine'de a ş ağ ı daki sualleri tevcih etti ğ i Hz. Peygamber'i rüyas ı nda gördü: "Ebf
Hanife'nin re'yi ile me ş gul olmam lazı m m ı ?" Hz. Peygamber "Hay ı r" dedi. "Mâlik'in re'yiy-
lemi?" Hz. Peygamber ş öyle cevap verdi: "Sen ondan Sünnetime uygun olanlara s ı k ı ca sanla-
bilirsin". "Acaba ş afiTnin re'yiyle me ş gul olabilirmiyim?", ş eklindeki sorusuna Hz. Peygam-
ber, hiddetli bir ş ekilde ba ş ı nı hareket ettirerek ş öyle dedi: "Ne diyorsun, ş afiTnin re'yimi? Bu
rey değ ildir, askine benim Siinnetime z ı d düş enlerin hepsine bir reddiyedir" (a.g.e., s. 122).
şaya-ı dikkattir ki, (a.g.e., s. 683'de) ayn ı hikaye Ebri Ca'fer et-Tirmizi ile ilgili olarak en iyi
ş ekilde zikredilir.
2 Ahmed L. Sinân el-Kattân'm (ö: 260) bir talebesi ş öyle naklediyor:
0 - L C
31 ,„; 1 _ ,
U;
I
•
„;? ..1 „I
1 j p I JÇ ihnu'l•Mulakkin, Vr. 105b.
1 8
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 63/245
22
ba ş ar ı s ı zlı ğ ı n da delâlet edeceğ i üzere — ondan istifadeyi de dü ş ünmedi.
Fakat Ş tfil Kitab ve Sünrietin inı tiyaz ı na halel getirmeksizin yeni ileri
sürülen hukuk kaynaklarından istifadeyi disiplin alt
ına almak ve ko-
yaca ğ ı hukuk usûlü ile onlar ı n serbest ve keyfi tatbikini tandid etmekyolunda elinden 'gelen gayreti gösterdi. Bu i ş ayn ı zamanda Will tara-f ndan kurulân 3 ve ona nisbet edilen "Us ûlu'l- F ı kh" ilminin gayesi
ve neticesiydi. ŞafiTnin islam f k ı h ilminde reform yapan ve gerçek
mânada ilk defa ilimler aras ı nda yer alan bu yeni disiplini kurdu ğ unu
tesbit edecek bir inceleme ortaya koyabilseydik, bu ara ş tı rma, k ı yas ı n
tek tarafhl ı ğ ı na karş ı hadiscili ğ in arzetti ğ i muhalefet içerisindeki yerini
en ince teferruat ı na kadar anlamak isteyecek islam fikriyat tarihi ara ş -
t ı rı c ı larma büyük hizmet etmi ş olurdu. Bu noksanl ı klar kar ş ı s ı nda biz,Ş afil'nin esaslar koyan eserinden iktibas edilmi ş eserlere ve müslüma.1-
lar ı n bu büyük imam ı n tesiri mevzûunda verdikleri hükme muhtac ı z.
Sisteminin temel fikri için, Will taraf ı ndan kurulan Us <ille ilgili ola-
rak kendisine isnad edilen ş u söz 4 pek ş ayan ı dikkattir: "Ne söylemi ş sem
ve ası l olarak ne ortaya koymu ş sam, ş âyed bu hususlarda Hz. Pey-gamberden benimkine z ı d rivayetler mevcudsa, karar Hz. Peygambe-rindir, benim sözüm de odur". — kayna ğ ı m ı z ş unu da ilave ediyor — o,
bu ifadeyi s ı k s ı k tekrarlard ı s. Bu vesileyle i ş aret edilmelidir ki, bu söz-
ler Amerikal ı rniiste ş rik Prof. Saliishury 6 taraf ndan yanl ı ş anlaş ı lm ı ş
görünmektedir; bunun tercemesini ş öyle , veriyor: "Whate -ver 1 declare
as a saying of the Prophet or lay down as a principle by the expression,
ou the authority of the messenger 'of God‘ at variance with. somet-,hing otherwhere sait by me, the trve saying is that of the Prophet, whieh.
I thereby may my declaration to the refutation of anything so said byme to the contrary . [Prof. Salisbu ı y'nin arabcadan çevirdi ği bu in-
gilizce cümlelerin türkçeye aktar ı l ı ş ı da ş öyledix: Ba ş ka herhangi bir
yerde tarafı
mdan söylenen birş
eye muhalif olarak Peygamber'in. bir3 Bununla beraber es-Sevrrden rivayet edilen ş u husus ta câlibi dikkattir. " İ bn Lahi'a
(ö: 174 M ı sı r'da Ş ffiTden 30 sene önce) usf lde çok kudretli idi, biz ise Furfl'a sahibtik" (Tehdb,
s. 374).
4 K l. Ş ehristâni, s. 160 il /362].
5 Curcâni'de:
iJj;; 6 Contributions Eroin • original sources to the knowledge of Muslim Tradition (Journ. of
the American Orient. Society, VII, 1862, s. 108.
7 Maalesef, milsbimar lann hadis ilmi mevzuundaki bu faydal ve çoş turucu tetkikleriiçerisinde bu kabil hatalar ı n vukû' bulmas ı pek utdirattan de ğ ildir. Buna benzer bir ş eyi belirt-
mek üzere bu fı rsat ı kullanmak istiyorum. Curcânrnin mukaddimesinden a ş ağ ı daki yerler nak-
19
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 64/245
sözünü nakletti ğim veya Allahı n Resülünün otoritesine dayanarak
sözlü bir prensib vazetti ğ im zaman, do ğ ru olan ı Peygamber'e ait olan-
d ı r. Buna ters dü ş en herhangi bir sözümü reddetti ğ imi bu vesileyle ilanederim. C. Tunç ].
ş affi mezhebi için ş uras ı da ay ı rdedici bir husustnr ki, Ş afil, istih-
sâm, yani Hanefi mezhebinin yapt ı ğ ı kı yas tatbikindeki metodik un-
suru tamamen ortadan kald ı ran ruhsat ı kabul etmedi, —.baz ı ları na gö-
re — ta'lili de yasaklad ı '. İ stihsan ı n kullan ı lmas ı aleyhine, yani Hanefi
metodunun pek keyfi unsuruna kar ş ı huSusi bir eser yazd ı , fakat bunun
sadece ismi bize kadar ula ş m ı ş tı r9 . Maamafih Safi'l mezhebinde istih-san ı n yerine el-istishâb ad ı
verilen yeni ve doğru bir f k ı h prensibi or-
taya kondu — ki bu prensibte Ş afiTnin hissesi pek kat'i de ğ ildir — İ stis-
hâb ibadâtla ilgili ihtilaflar ı n hallinde müsbet bir prensib te ş kil etti;
ŞafiTnin f k ı h sisteminin vas ı flar ı hakk nda görü ş lerine muhtaç
olduğumuz islam ilahiyatc ı lar ı arası nda, onun fikirlerini mümeyyizvas ı flariyla en iyi ş ekilde gösteren kimse en-Nevevrdir ki, bu alim deonun mezhebindendir. "O, f ı k ı h kitablarm ı n sistemli olarak tesbit vetanzim edildiğ i, hukukun kat'ile ş tiğ i ve bölümlendiğ i bir zamanda geldi.
O seleflerinin fı kı h mezheblerini inceledi ve mümtaz in/an ı lardan oku-
23 du, en dirayetli ve en ehilleriyle münazarada bulundu, görü ş lerini tah-kikten geçirdi; bütün bunlardan sonra ö ğrendiklerinin hepsinden yeni
bir yol tesbit etti ki, bu yol kitab, Sünnet, icma ve k ı yas ı câmidir. 0diğerlerinin yapt ı ğ ı gibi, bu kaynaklar aras ı ndan birini ötekine taktimetmi ş değ ildir"°°. Ba ş ka biz Ş afi'i olan EU Bekir el-ikeurri (ö. 360), meç-
z y . I J 1 ; 4:J Lı p, 1 ; , 1 1
,j . „ , . . 1 3. , s : ; : d 1, 1 j.4p, Burada .9,.; ile cümle son bulur veilave, zeyl) burada ş üphesiz
"B a ş l ı k" olarak gelmi ş tir. Fakat tercüme eden 1,j;yu ş eklinde biribirine ait olarak al ı yo r
ve aş ağ ı daki gibi bir mana veriyor: "bn al-Salah say ı he does so in the way of opposition
or of captiousness in discussion — But to cut the matter short, men in these time treat with
slight etc., " [Bu ing ilizce cilmlelerin tercümes i ş öyledir: Ilum's-Salah, onun muhalefet veya
m ü nt ka ş ada kusur aramas ı ndan dolay ı böyle yapt ı ğ ı n ı söyler. K ı saca söylendikte, insanlar
bu s ı ralarda hafife al ı yorlar. v.s. Halbuki ş öyle olmal ı ydı : Hulus-Salah dedi: Bu sadece ş u
durumda muteberdir: E ğ er o inad yüzünden hatas ı nda israr ederse, adaletini kaybeder,
fakat israr ı araş t ı rma neticesi ise, kaybetmez — Ilave, Zeyl. Yak ı n zamanda insanlar v.s.,".
8 Kş
l. yukar da s. Irdeki dipnotla.9 Fihrist, s. 210, str. 292,1 u l ı S •
to Tehdbu'l-Esmâ, s. 62, str. 12 [49].
2 0
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 65/245
hul bir otoxiteden naklen Ş afiTnin diğer imamlar kar ş ı s ı ndaki durumu-
nu ş öyle belirtir: "Ebil Hanife'nin mezhebin -de ne esasl ı bir rey ne de
hadis bulunur, Mâliki'nin mezhebinde zayıf rey ve do
ğru hadis var-
d ı r; İ shak b. Raheveyhi'de zay ı f hadis ve zay ı f re'y; Ş afri'de sahih re'y
ve sahih hadis mevcuddur"". Buna göre Ş afil onlar ı n prensiblerini dik-
kate alarak ihtilafl ı ahsi görü ş lerini daha yüksek bir sentez içerisindebirleş tiren bir seçmeci olmal ı yd ı . Bu mukayeseli çal ı ş manı n hakinı tonuhadiscilikti, öyleki, k ı yas taraftarl ı ğ ı ile bilinen Irak'ta, Ş afil'ye hadisin
muhafı z',,, t; dendi, Horasan'da taraftarlar ı Ashabu'l-Hadis
ismini alabildi 1 2 . Hadisin ate ş li taraftarlar ı onun hadise olan sadakanylaövünürler ve hadis aleyhtarl ı ğ inı bozguna uğ ratma yolundaki katk ı s ı nı
övgüyle anarlar. El-Hasan ez-Za'ferani onun hakk ı nda ş öyle der: "As-
habu'l-Hadis uykuda idiler, Ş afiTonlar ı uyand ı rd ı .ve onlar da uyand ı -
lar". İ mamlar aras ı nda en sad ı k hadis taraftar ı olarak bilinen Ahmedb. Hanbel,: Re'y taraftarlar ı n ı mağ lub etmek istedik ,fakat nruvaffakolamad ı k; i ş te Silfri geldi ve zaferi bize kazand ı rd ı ", diyor. Ahmed L
Hanbel onun hadise ba ğ l ı lı ğ ı na öyle inanm ı ş tı r ki, hadiste hükmü bu-lunmayan meseleleri hiç dü ş ülmeksizin Ş afiTnin hükmüne b ı rak ı rd ı ,
"çünkü Safi'i'den daha az hata eden ve Hz. Peygamberin sünnetine
ondan daha kuvvetle bağ
lanmı ş
olan bir ilim sâhibi yoktur" diyerekİ shak b. Râheveyhi* bu methiyeyi tamarnlamaktad ı rm. Irak'da
ortaya ç ı kmas ı yla, Hanefi mezhebi taraftarlar ı = ehemmiyetli ölçüdeazalmas ı ve onlar ı n iktidar ı nda hissedilir bir gedi ğ in aç ı lmas ı da bunugösterir. Önceleri re'y taraftarlar ı olan alimler Ebil Sevr'in (ö. 240) mi-
saliı ı de görüldü ğü gibi f k ı h ve sünneti cemetmesini bilen Ş lifiTyi gör-
24 - dükten sonra bu mezhebi b ı rakt ı lar (.:12k": ) 1 5 .Şafil
Bağdad'a geldi ğ inde Re'y Ehli ad ı na Bat ı Câmisinde 12** ders halkas ı
kurulurken, bu imam ı n z-uhûriyle bunlar 3-4 halkaya indi 1 6 . Ş âfi'îmek-tebinin hâkim zihniyetini en mânidar ş ekilde ifade eden husus ara ş tı r-mam= mevzuata" teş kil eden mezhebin kurucusu Davud b. Ali ez-Zahirrnin bu mektebin içinden ç ı km ı ş olmas ı , Irak mektebinin tek ta-
11 Ş a'râni, T, s. 70
1 2 Tehzib, s. 64 [51] 9,i„ •- yerine, oradaeklinde okunrauş .
13 a.g.e., s. 63 [50], 79, str. 6
1 4 a.g.e., s. 76, 78, str. 8
15 Tehdi>, 680 [II/200].
1 6 a.g.e., s. 82 [63-64].
* Bu görü ş shak b. Ilaheveyhi'nin de ğ il, Ahm ed b. H anbel 'indir . C .
** Ası l metinde 20 ders halkas ı olarak geçmektedir. C- Tunç.
21
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 66/245
rafl ı lı ğ ı na karş ı afri'nin gösterdi ğ i reaksiyona ba ğ lan ı p, bu reaksiyo-
nun son neticelerini ç ı karmas ı ve hocas ı nı n maksad ı n ı da aş arak re'y,
kıyas ve bunlara dahil olan her
şeyin imtiyaz
ın
ıkökten reddederek
eski hadisciliği tekrar diriltmiş olmas ı d ı r. Ş afiTnin eserleri aras ı nda
JW z i
lS isimli bir kitabn bulunuyor olmas ı nı " gözden uzak
tutmamal ı y ı z; imam bu eserinde muhtemelen nazari hukuk kaynaklar ı y-
la olan münasehetini teferru.at ı yla bildiriyor ve Df vf d ile birle ş tiğ i nok-
talar ı kendi ş ahsi teorisi lehine takdim etmek istiyordu. Ş üphesiz ş uras ı
da ş ayan- ı dikkattir ki, bu kitab ı n ismindeki "zahir" kelimesi öncelikle
terminolojik mânaya z ı d dü ş mektedir. Fakat bu kelime, henüz Davud
mektebinin. "zahiri" de ğ ildir, çünkü bu tâbirden ş afi'iler ş unu kasde-
derler: - bir âyetin her türlü ş üpheyi ortadan kald ı ran a ş ikarl ı ğ ı sebe-
biyle ba ş ka türlü anlamaya meydan vermeyen tefsirinin z ı dd ı (mesela,
a ş ikar say ı lara). bulunduğu yerler) - muayyen bir ş er'i metnin bât ı ni
ve zahiri bütün tefsir imkanlar ı - alt ı nda en muhtemel olan ı lehinde
ifade edilen sebeblerin a ğ ı rl ı ğ ı dolay ı s ı yle ötekilere tercih edilen, yani
racih (diye isimlendirilmesi âdet olan" bir tefsir çe ş ididir, fakat
Davud'un anlad ı ğ ı "zâhir" değ il.
25avud, k ı yas ı hernekadar kat'iyetle inkar ediyorsa da, talebelerini
tan ı dı ğ ı ve kurucusunu, eserlerinden ikisinde bizzat göklere ç ı kard ı ğ ı
bu mektebin uzla ş tı r ı c ı temayülünden hiç ş üphesi yoktu 1 9 . Ona göre
Ş ffil, haberlerin râvileri ve hadisleri ye ş ertenler* için bir me ş ale idi ve
onun hizmeti "hatalar ı ve muar ı zlar ı n ş arlatanbilar ı m ke ş fetmek, on-
lar ı yok etmek, delillerini çürütmek ve yere sermek olmu ş tur"2 0 .
Bütün bu hükümlerden anlayahilece ğ imiz üzere, Ş afiTnin doktitini
iki tarafhd ı r. Bir taraftan Eb'û Hanife'nin ç ı kı ş noktalar ı na ruhsat verir,
fakat onun kadar ileri gitmez, i ş bu tandid onun öteki tarafı nı te kil
eder ki, bu bilhassa hadisi nazara dikkate almas ı dı r. Ş er'i kaynak ola-
17 Fihrist, s. 210, str. 28
18 Varak*, Vr. 24a:
, L 1 1 ;
j1:51 â pr, j r. , 3;
zu1-51,-; „La' 1,i ,a-4:1 j '4-' 1 1t . £ 44;
„ I p5 1j1 v. j, g 1 : : + 1 t t s. U . 1 1 j1 >
pl.WU
19 Ibı lllazm kendi görüş ünden hareketle Ş âfi'i m ezhebi taraftarlar ı na Hanefikr gibi hü-
küm verm ektedir , ittal, Vr. 19a.
2 0 Tehdi), s. 81 [631.
*Muhtelemen Goldziher '4•4'; kelimesinieklinde okumu ş olmalı d.r. C. Tunç
22
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 67/245
rak k ı yasa selâhiyet vermek hususunda Ebil ı Hanife'ye sadece ş u kadarla
hak verir ki, k ı yas yaz ı lm ı ş ve rivayet edilmi ş kaynaklara istinad etmeli-
dir. Malumdur ki, Elı f
Hanife'nin en kuvvetli olduğ
u sâha hadis ilmideğ ildi ve bu hususa pek önem de vermezdi. Ebu'l-Fidft. ş öyle anlat ı yor:
M uham m ed b . el -Hasan, Ş tfiTye ş öyle dedi: "Vstad ı m ı z Ebâ Hanifeile sizin iistadm ı z Mâlik'den hangisi daha alim idi ? Ş ffil "Bu suale tam
bir dürüstlüklemi cevap vereyim ?" diye sordu. "Evet, gayet tabii"diye kar ş ı l ı k verince, Ş afil sormaya ba ş lad ı : "Yemin ederek sana so-ruyorum, Kur'anda alim olan kimdi, bizimkimi, sizinkimi ?" Ötekicevap verdi: "Yemin ederim ki sizinki bu hususta alimdi". "Peki, sün-nette kimdi 2 " "Yemin ederim ki onda da sizinki", Sahabinirı sözlerinde
de alim olan hangisiydi ?" "Onda da sizin iistadmız " Bunun üzerine
Şafil ş öyle dedi: Ş imdi sadece k ı yas kald ı ; fakat bu da yaln ı z bu üçüüzerine kurulabilir" 2 1 . Kı yasa ba ğ lı lı ğ ı sebebiyle Ebfi Hanife'ye kar ş ı
gösterilen bu (münaferet) Ş ilfi'i mektebinde uzun zaman canl ı Clarakkald ı . 2 2 . Ş afi'i prensiplerinin gerçek temsilcileri, f ı k ı h ilminde beyhude
yere (kazuistik) yapmak ve aktüel önemi olm ı yan meseleleri ara ş tı rmak
26 •ayretine kar ş ı cephe ald ı lar 4 4-.; ,j1.:Z ı ) 1 öyle
ki Hz. Peygamberle ilgili olarak istisnai meselelerin
tetkikini bile, bat ı l konuş mad ı r diye yasakladdar 2 3 . Diğer taraftan Ş afi'itarafı ndan meydana getirilen sistemin taraftarlar ı mezheb imam ı nı n
çizdiğ i müsbet hukuk tatbikat ı nı n zannedildiğ i gibi birbirini reddedenlan iki unsur aras ı nda meydana getirdi ğ i ince uzla ş tı rmay ı teorik olarak
muhafaza edemediler. Sadece çok az kimse, mesela; müfritlerin giri ş ti ğ i
mücadelenin görgü ş ahidi olan Ah m ed b. Sel i! (ö: 282) gibileri, Ş âfi'i
mezheninin elde etmeye çal ı ş tı ğ ı mutavass ı t rol ş mı runa sa ğ lâmea sâ-
hib idiler.. Ahm ed b. Seli! ş öyle diyordu: Ş ayed ben karl ı olsayd ı m, hem
f kha itibar etmeden hadis ö ğ reneni, hem de bunun aksini yapan ı zin-
dana attı rird ı m İ çinde bulunduklar ı aurea mediadan çok geçmedenmüfritlerin içine dald ı lar. Çok geçmeden Ş afiTnin taraftarlar ı aras ı nda
gerçek Ashâbu'r-re'yle kar ş ı la ş ı yoruz; mesela, Ş afi'rnin "kadim" denen
eski doktrininin ilk yay ı ellar ı ndan biri olan Ebil Sevr el-Kelbi el-Ba ğ -
21 Ebul-Fida, Annales Muslemici, Reiske ne ş ., TT, s. 66 [II /14 ]. Reiske, S. 69'da tam do ğ -
ru olarak transkripsiyon yapm ı yor.
22 Hicri VI. as ı rda me şharahreddin Râzi, bir yandan Ebh Hanife'ye kar ş ı kuvvetli
bir polemikci iken ( Şa'rrni, I, s. 70), diğer taraftan müteakib bölümde görece ğ imiz gibi, Kı yas'ı n
geçerliliği için en kuvvetli delilleri getiren bir kimse oluyerir, ve büyük tefsirinde ;Lij 'a
kar ş ı devaml ı polemik (kalem milnaka ş as ı ) yapar.
23 Tehdb, s. 55. [43].
2 3
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 68/245
dadi'yi (ö. 240) — re'y taraftarl ı ğ ı ndan çekildiğ ini bizzat haber vermesine
ra ğmen (bkz. yukar ı da s. 18) — zikredebiliriz ki, bu zat Safi'iler taraf ı n-
dan açıkca re'y taraftar
ıdiye isimlendirilir2 4 , onun muas
ır
ıve memle-
ketlisi olan el-Huseyin b. 'Ali el-Kerabisi el-Ba ğdadirnin (ö. 245) hukuki
hükümlerinde, gençli ğ inde müntesibi• olduğu re'y mektebinin keyfili ğ i
farkedilir 2 5 . Keza Ebü 'Abdullah el-Mel ı amili'nin bir talebesi olan Sir-
hal> b. Yf suf Ebil Tahir et-Tebrizi (.51 . J /I JA jA rey ehlidir diye iş a-
retlenir 2 6 . Fakat meslek hadiscili ğ inin dahli de Safi'i mektebinin baz ı
taraftarlar ı tarafı ndan müfrit bir tarzda harekete getirildi. Onlar ı n isim-
lerini bu mezhebin tabakât kitablar ı nda kolayca birarada b alabiliriz.
Ben burada, mezheb içinde belki de,
en fazla istiklalini muhafaza etmiş
olan sadece bir ş âfi'iyi zikredeyim: Bu, Ebul-Kas ı m ed-Dariki'dir (ö.
375). En-Nevevi onun hakk ı nda a ş a ğ ı daki ş ekilde rivayette bulunuyor:
27 Kendisinden bir meseleye dair fetva istendi ğ inde, uzun boylu bu mesele
hakk ı nda dü ş ünür ve çok kere öyle bir karar verirdi ki, bu sadece Ebu'
Hanife'nin sistemine de ğ il, ş afi'i'ninkine de muhalif olurdu. Bu duru-ma ş u tarzda cevap vermek itiyad ı nda idi: İ ş te, falan ve falan ı n Hz.'Peygamberden rivayet etti ğ i hadis; bu hadise uymak, Ebü Hanife veya
Ş afiTnin görü ş lerini yapmaktan daha evlad ı r2 7 . Fakat Safi'iler aras ı nda
en ş ayan- ı dikkat olan ı , bu mezheb dahilinde hadis nüfuzunu en sonhaddine kadar götüren, Hicri III. as ı rda, Davud veya Zahir mektebi-
nin imam' diye an ı lan: Ebf Süleyman b. 'Ali b. Halef'dir.
Ailesi, Kad ı Abdullah b. Halid el-Kffi'ye babas ı nı n kâtiblik yapt ı ğ ı
yer olan İ sbahan yak ı nı ndaki Ka ş an'dand ı r2 8 . Davud Küfe'de do ğdu2 9 ;
onun do ğum tarihine dair olan haberler Hicri 200-202 aras ı nda de ği ş ir.
Tahsil seneleri ekseriya Ba ğelad'ta geçmi ş tir. Derslerini dinlediğ i hoca-
lar ı aras ı nda Ebf Sevr, Suleym ân b. H arb, 'Am r b. M arzük, el-Ka'nebi,M uhamm ed b. Kesir, M usedded b. M userhed gibi pek me ş hur ilahiyatc ı
ve muhaddisler zikredilir Bu s ı ralarda Ni ş abUr'da me ş hur İ shak b.Rilheveyhi (ö. 233) ders veriyordu; Davud i ş bu Ishak'in derslerini takib
etmek için Ba ğelad'dan ayr ı ld ı . Burada, müteakiben ilahiyatc ı bir me-
24 ibnu'l-Mulakkin, Vr. 2a'da bu ş âfi'i hakk ı nda ş öyle denir:
43.4 41.41 :ü .La ;I j
•1 . . » . : •25 a.g.e., Vr. 3a
2 6 a.g.e., Vr. 197a.
27 Tehzib, s. 752 [11 /264].
2 8 ı bnu'l-M ulakkin, Vr. 5b .29 Subki, Tabalcatu'ş -Ş tifriyye (Oxford'da Bodlej. Yazmalar ı , Marsh. nr. 135), Vr. 175
[I 284].
24
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 69/245
toda kavaş raraca ğ ı mezhebin ate ş li bir hatibi olmuş görünüyor. Yu-kar ı da (S. 4 de) görmü ş tük ki, i ş bu İ shak hadis mektebindendi. Ş afi'irninre'ye z ı
d düş en sisteminin tarafı
nı
tuttu. Ona göre re'y taraftarlarmı
nkendi durumlar ı nı takviye edici delil olarak öne sürmek itiyad ı nda ol-
duklar ı ve içerisinde ictihadu'r-re'yin tavsiye edildi ğ i hadisler re'y ma-nas ı nda anla ş ı lmamal ı , bilakis Kitab ve Sünnetin hüküm vermediğ iş üpheli durumlarda âlimlerin fikirlerinin al ı nmas ı eklinde yorumlan-mal ı d ı r. Böyle olunca tek bir ş ahs ı n re'yi bahis konusu olmayacak,
umumun hükmüne göre, hukuki hüküm belirtici bir re'ye ula ş ı lacakt ı r".
Davud, muas ı rlar ı nezdinde büyük itibar sahibi olan Ishak'a kar ş ı gayet
hür ve pervas ı z davrand ı ; tek ba ş ı na onun görü ş lerini ve sistemini red-
detmek cesaretini gösterdi". Davud'un öğretmenleri meyan
ında
şunu2 8 da zikredelim ki, baz ı tabakât müellifleri DavUd'u, Ş affi'den ders gören
talebeler aras ı nda sayarlar, halbuki tarihi imkans ı zl ı k bunu temelinden
reddeden, zira Ş afil öldü ğünde, o en çok dört ya ş ı ndayd ı '''. Menak ı b
kitabiyat ı nda ŞafiTnin faziletlerini anlatan müelliflerin ilk s ı ras ı nı
Davud'un i ş gal ediyor olmas ı ", bu iddian ı n ileri sürülü.ş üne sebeb olmu ş
bulunmaktad ı r. 0 bu mevzuda iki eser yazm ı ş tı r ve yukar ı da (S. 25)
zikri geçen Ş afiTye dâir hükmünün bu methiyelerden iktibasolmas ı gerekir. Ş afili tabakat kitablat ı nda medilde dolu bir yer i ş gal
eden Davud, umumiyetle tabakatellar taraf ı ndan Ş afiTnin mutaass ı bbir taraftar ı olarak 3 4 ve, babas ı nı n müntesibi olduğu" hanefi mezhebine
mensub bir aile içerisinde büyümü ş olmas ı dolay ı s ı yle de çok daha mu-
teber gösterilmi ş tir. Ni ş abürdan dönünce Ba ğdad'a hoca olarak yerle ş ti.
Onun mümtaz talebelerinin büyük miktar ı nı , tabakat müelliflerinin be-
yanlar ı na göre muhtemelen orada haz ı r bulunan dört yüz Taylasanh
(baz ı lar ı na göre yeş il Taylasanh) (kal ı n elbiseliler) te ş kilediyordu3 6 .
Derslerini takib edenler aras ı nda büyük ş afi'i* âlimi Muhammed b.
30 İbtd/, Vr. Ila: •. 3 . 1ic ; $ ( * . A
-3 1 Tehzib, s. 238 [I/184].
52 İ bnu'l-M ulakkin, Vr. 5b
L 1 1 ;
. 1
.ı 1j1 - 41.J j1 t., j1 L 5 . . ; 1 . t . 1 1' . .5 1 5 " a 7 y L . .3 1 2 : 1 4
j4,4;1; _ 4 5 "
33 Hac ı Halife, VI, s. 14934 İ bn Halikan, ni. 222 (Wüstenfeld ne ş ., III, s. 21)
35 İ lı nu'l-llfulakkin, Vr. Sb
36 Tabakâtu'l-Huffâz, IX, 44 [9, 49]. K ş l. Reiske, Ebu'l-Fida, TI, s. 720. Dinleyicilerin
çoklu ğ una iş aret eden benzer bir durum, Sehlu's-Su'lf ki (6: 387) ile ilgili olarak rivayet edilir
ki, onun meclisinde be ş yüzden fazla divit kalem vardı , Tehzib, s . 307 .• Bu zatı n 5 6.fi 'i de ğ il, ı ngilikt oldu ğ u zikrediliyoi., Bkz. Tezkire, s. 567, C. Tunç.
25
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 70/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 71/245
30 ilimler Dtvud'u baş ka sahalara da yerleş tirmeyi denediler. Mesela,Ebu'l-Ablı fs Sa'leb onun hakk ı nda: Davud'un akl ı ilminden fazlad ı r,
hükmünü verir; miltekellim Muhammed b. Zeyd el-Vasiti tarafından
da ş u hüküm arzedilir: "cehalette Non plus ultra'ya ula ş mak isteyen
kimse" diyor bu alayc ı mütekellim, "Na ş rnin kelâm ı n ı , Davud'un fı k-
h ı iı ı ve Niftaveyhrnin nahvini okusun" 4 4 . Kald ı ki bu nahivci (Niftaveyhi)
Davud'un sisteminin taraftar ı yd ı . — Davud 270 senesinde Ba ğdad'da öldü.
Fihrisete mufassal olarak kaydedilmi ş bulunmakla beraber isla-mi alaka sahnesinden erkenden silinip giden eserlerin büyük b ı r k sm ı ,
Davud'un hiç te ilk temsilcisi 4 5 olmad ı ğ ı ilahiyatcı görü ş ün hizmetindeidi — muar ı z görü ş e kar ş ı açı lan mücadele, islam ilahiyat ı nı n en eskidevirlerine kadar uzan ı yordu—, fakat bu mücad z leye bütün ilahiyatç ı lararas ı nda en keskin ifadeyi veren o oldu ve Ebf Hanife'ye mukabil, hu-d utsuz bir tarzda tamamlay ı c ı afi'l sistemine intisab ı denedi: Ş afriyi
de 'geçen ve kendi te ş kil ettiğ i fikir üzerinde temerküz eden gayreti,k ı yas ı dini hukuk istidlalinin selashiyetli kaynaklar ı aras ı ndan ç ı kart ı p
atmaya matufdai. Sa ğ lam ş ekilde bize kadar ula ş m ı ş olan eserlerininadlar ı , İ bn Haldun'un a ş a ğ ı daki ifadesinde i ş aret ettiğ i tedris faaliye-,tinin bu hedefini bize gösterir: Onlar (Davud'un taraftarla ı ı ) ş eriat ı
anlama, kaynakları
nı
sadece naslardan (yani Kur'an ve hadisde ka t'iolanlardan) ve icmadan ibaret k ı ld ıdar. C eli (yani naza ı iyeyle
edilmeyen) k ı yas ı ve nasla beyan edilen ş er'i delilleri de nassa dayand ı r-
d ı lar (yani nasta zikredilen bir durumu a ş an k ı yas ve ş er'i delillerm
kullan ı lmas ı na izin vermediler) ; çünkü — onlar ş öyle diyorlar — çok kere
rastlad ı ğ ı m ı z nasla zikredilmi ş ş er'i deliller, (bir prensibin hükmü de ğ il )( ı nü . ş ahhas) ş eriat ı n bizzat hükmüdür" 4 6 . Davud k ı yas ve talilden ba ş ka
taklidi de, yani selâhiyetli ş er'i kaynaklarda aç ı k b ı r ş ekilde hüküm ve-
rilemeyen meselelerde bir imam ı n veya bir mezhebin prensiplerine ka-
yıts
ız
şarts
ız iltihak etmeyi de reddeder. "Taklide kar ş ı söylenilmi
ş
31 olan: "masum olmayan birinin prensibini körü körüne taklit etmek zem-medilmiş tir ve taklitde basiret ba ğ lan ı r" sözü ona isnad edilir. Ayr ı ca
ş u da ondan mervidir — : "yolunu ayd ı nlats ı n diye kendisine bir ş amdanverildiğ i halde bunu söndüren ve yikrüyebilmek için ba ş kas ı na dayanankimseye yaz ı klar olsun", yani — kayna ğ ı m ı z ı n ilave ettiğ i üzere — ş ayet
bir kimse ş er'i kaynaklar ı kullanmaya selâhiyetli ise körü körüne be ş eri
bir otoriteyi takip etmek zorunda de ğ ildir. Davud'a birisi hangi mezhebe
44 Fihrist, 172, str., 18
45 KO. Spitta'n ı n tur Geschichte Ahu-I-Hasan. 80, dipnot: 1.
46 MukUcklime, ğitlâk nes. s. 372
27
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 72/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 73/245
hiri mektebi ile, muar ı z mekteblerin mü ş terek _olduklar ı bir f k ı h kay-na ğ ı d ı r. Bununla beraber onlar için sadece icma mefhumu mü ş terektir
ki, icma, yazılı
kaynaklarda tam manasıyla aç
ıklanm
ı
yan Fı
khi mese-lelerde müslüman mütehass ı s alimlerin ittifaklar ı dı r. Fakat icmânı n
tesbitinde nazar' dikkate al ı nacak otoritelerin hangileri oldu ğu mese-
lesinde zahiri mektebi" umar ı z mekteblerde geçerli olandan tamamenayr ı fikirlere sahiptir. Bu fark zaman geçtikce daha da ş iddetlendi vehatta bu z ı ddiyetin aç ı k ifadesi müteakip nesillerde daha keskin izlereula ş tı ; fakat ş unuelirtelim ki, icmân ı n selâhiyet dairesine ve yay ı -
lı ş ma dair sonraki zâhirilerin görü ş leri ve bunlar ı n ilk temeli, zahirimektebi kurucusunun bu fı k ı h kayna ğ ı na tahsis etti ği bir kitabta
lunur5 4 . Unrumiyetleşu hakikate iş
aret etmemiz gerekir ki, islanıda
icı nân ı n manas ı yla ilgili olarak muhalif fikirler te ş ekkül etti — ki biz33 burada sadece islam ilahiyat ı mn tekamül tarihinin ilk inerhalelerinden
bahsetmiyoruz — . İ cmân ı n geçerliliğ ini bütünüyle münaka ş a mevzı myapan ilahiyatç ı lardan da bahsedilir Onlar, herhangi bir nesildeki pekçok sahib-i selahiyat otoritenin bir fikirde birle ş meleri imkans ı zdı r, der-
ler. Bu otoritelerin her birinin mevcudiyetini kim bilebilir ? Kad ı nlardanöylesi vard ı r ki, muası rlar ı nı n mevcudiyetinden haberleri olmaks ı z ı n,kendi odas ı nda bir müctehit mertebesine eri ş ebilir. Ve hatta biz, ayni
devirde ya ş am ı ş alimlerin hepsinden mü ş terek bir tasvib alman ı n müm-kün olaca ğ ı nı ileri sürsek; kendi fikirleri olarak ifade ettikleri ile, iç-lerindeki gerçek kanaatlar ı nı n aynı olduğunu kim tekeffül eder? Venihayet — icma' aleyhtarlar ı öyle derler: — E ğ er Hz. Peygamber böyle
bir ş eye imtiyaz vermek isteseydi, Muaz'a verdi ğ i talimat ı nda bir fı k ı h
kayna ğ ı olarak icmâ'y ı zikretmezmiydi? Onun bu sükûtu, ienaa'n ı n f -
k ı h kayna ğ ı olmakta hiç de geçerli olmad ı ğ ı na bir delildir". Maamafih,icmay ı bir fı kı h kayna ğ ı olarak kabul eden ve bunu çe ş itli ve fakat her
53 Ve önceden ele aldı ğ ı
mı
z gibi,İ
bn Hazm burada, bu cümleden olarak, icmâ' hakkı
n-daki mutad görü ş ten aş a ğ ı daki ş ekilde tekrar ş üphelenir: "Zira ş öyle Cinler vard ı r ki, bunlar
Hz. Peygamberin imânh ashab ı ndandı r ve bunları n görü ş lerine dair bilgi elde etmek mümkin
değ ildir, i ş te ashabı n bir icmâ' ı nt ileri sürmek, sakat bir hiyle ve aldatmad ı r" (İ bn Hacer, ı stibe,
Calcutta neş . I, s. 7). Bununla beraber görece ğ iz ki, :İ bn H acer çok kuvvetli olarak icmâ'a
dayanı r. Bu durumda o, her hülukarda bununla ilgili hususi bir görii ş e sahib olmal ı dı r ki, bu-
nun elimizdeki malzemelerden (kaynaklardan) elde edilmesi pek mümkin de ğ ildir.
54 Fihrist, s. 217, str. 12
55 Varakat, Vr. 33b
Ai0 (..)U 0 j.43
t:z"
»J -L4- .4 T
ıl yJ JIj j•r° 1 .. : 1
Z ) 1 1 4 . i ; 1. g . ; U S I, 3 4 T
4, 1 Fl?
29
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 74/245
zaman ş üphe götürmeyen sahih hadislere isrtat ettiren f ı kıh alimleri",
34 bu fikı h kayna ğ ı nı n tarifinde daima ittifak etmi ş de de ğ illerdi. Malum
dur ki, Mâlik b. Enes, Medine âlimlerinin ittifak ettikleri nazariyeyek ı ymet verir ve dolay ı s ı yle de icmâ':,:r ı kabul etmeyenler aras ı nda say ı -
lı r". İ c ınâ'nu . tesbitinde Mâlik tarafı ndan öne süzülen memleket tandidi-
ni reddeden fı k ı h âlimleri icmâda göz önünde tutulan zaman ı n sı n ı rlar ı ile
ilgili olarak da ihtilaf etmi ş lerdir. Onlar ic ı nâ'dan ş unu anlarlar: " Ş efi
bir meselede bir as ı rdaki Muhammed ümmeti âlimlerinin ittifak ı dı r"
j/papk o 4 T Ç :y4::,b11 (inlarnd blı a.
rameyn'e göre:c .4"JI J:41 r-Ll.c. (31.;2;1. )miletehitlerden
önceki nesillerin ittifak ı nazara itibarc almmalmnd ı r, yoksa kastedilen mu-
as ı r nesilmidir?"
r
j1 asr ı n ink ı raz ı icmâ'n ı n ş art ı -
m ı d ı r, değ ilmidir? Bu sualler zâhiri mektebinde hiç nazar ı itibare al ı n-
maz. Onlar, ve muhtemelen bununla ilgili bir hadisi ö ğ retmeye çal ı ş an
kurucular ı Davud'dan naklen derler ki, icmâ'dan sadece ve yaln ı z Sa-
hâbenin ittifak ı (;Jt>,..,a./1-11) anla ş ı lmand ı r, sadece Sahâbenin sahih
ve isbat ı mümkün bir icmâ's ı na dayanan ş ey do ğ rudur, sonraki nesil-lerin hatta Tabiân'un icmâ's ı tamamen geçersizdir, bu lemWdan f ı khi
35 bir hüküm istihrac edilemez ve buna müsaade edilemez". Ve ş öylecedelil getirdiler, çünkü bir yerde toplan ı p meclis kuran fertleri ve miktar-
56 Umumiyetle zikredilen hadis ibaresi ş öyledir:1 veya onu Da-
vud'un, Malik el-E ş 'ari'derı tam olarak rivayet etmi ş olduğu biçimde:1„„, ,ZMj , t;
j4.1,4>ti ,ırt . S . , 1 0,. 3, • 3 1
Ba ş ka bir ş ekli Frsal kitablar ı nda da zikredilir; bu hususta Kur'an'da bir destek bulmak çok
zordur, bununla beraber 4 Nisa/115. ayete dayan ı r ( • '1. Diğ er ilahi;-
yatcı lar icmâ' ı n geçerlili ğ ini akl- ı selimin bir postulas ı olarak görürler ve bunu Kitab ve
Sünnete göre ara ş tı rmak zahmetine giri ş mezler.
57 Kremer, Culturgeschiclue des Orionts, T, s. 488. -
58 Icnı a" ile ilgiti belli ba ş lı ihtilaflar Dictionary of the technical terim used in the sciences
of the MusalMans, Bk. Ic ına' madd., I, s. 238-40.' da kı saca bir araya getirilmi ş tir. Fakat bu-
rada a,) Jj"411b) e) tlp1ras ı ndaki farklar izah edilmemi ş tir. KO.
ICma' mevzuunda C. Snouck Hurgronje'nin bir ara ş tı rmas ı yla: Nieuwe Bijdragen tot de kennis
van den İ slam (Bijdr. to t de Taal-, Land- en Volkenkunde v. Ned. İ ndie 4e Volgr. VI. Deel1883), s. 43 vd. Ayr ı bası mı n. Hollandal ı alimin bu fevkalade çal ı ş mas ı elinizde bulunan bu
ara ş tı rmam ı z bas ı lana kadar neş redilmemiş ti.
59 Varakett, Vr. 34a
c l ı: j
I , 1 . 1 1
. 1 ;
Cod.
. k 4
›-kGt..;4 I j , ) 1 1 2 ; Y I
30
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 75/245
lar ı herkesce bilinen Sahabilerin zaman ı nda bütün selâhiyetli otorite-lerin ittifak etmesi mümkün idi. Fakat Sahabi nesli bittikten sonra,alimler çe ş itli memleketlere ve çevrelere da ğ ı ld ı lar ve say lar ı da ço-
&ida, öyleki miktarlar ı kat'iyetle bilinmedi ğ i gibi, bir yerde bir arayagelmeleri de imkans ı zdı r. O halde onlar ı n görü ş lerine asla vak ı f oluna-mazd ı .
Buradan ş u neticeyi ç ı kar ı yoruz ki, Zahiri mektebinde tamamenmesnetsiz görülerek reddedilen ic ı na'nui asl ı mevzuundaki bir nazariyeHanefi ve ş afi'inin mekteblerinde kolayca ehemmiyet kazand ı . Fakat
iema prensibini Davud ve onun mektebi de kabul etmi ş ti ve onlar ı n po-lemiğ i, umumiyetle prensib olarak caiz de ğ ildir, diye reddettikleri fı -
k ı h kaynaklar ı n ı n ve nazara kaynaklar ı n kullan ı lmas ı na karş ı idi.
Davud'un K ı yas ve Re'ye kar ş ı olan muhalefetini, buna tahsis edil-mi ş eserlerini tarihi ve edebi münasebet içerisinde kavrayabilmek için,onları Eb il Hanife'nin sisteminde tatbiki olarak geçerli olma hakk ı nı
kazand ı ktan sonra, Ekili Yusuf'un mektebinde ortaya ç ı kan edebi gay-retle ve nazari kaynaklar ı n selahiyeti ile, nazari olarak daima daha de-rine inerek temellendirmek maksad ı yla bir münasebet içerisine koymak
laz ı md ı r. Mesela 4 . 7 . ,l .2 1 1 c _ h i a dibi kitaplar ı EU\ Yusuf'un talebesi
Ebil M asa' Isa b. AM "' b. Sadakfı 'm n (ö: 220), Hadisci reaksiyonun dini
endi ş esini izale maksad ı yla meydana getirdi ğ iA:S' ve
Q 4 1 ;Ifi 4:4: . 1 gibi Hanefi eserlere reddiye olarak telakki etmek gerekir
36
akat Davud da, Hanefilerden önceki devrin Hadis Asl ı :alanı n sa-
hib olduğu tecrübeyi geçirmi ş olmal ı yd ı . Keza tatbikat ona nazariye-Binin kifayetsizliğ ini göstermi ş tir: 0 Kitab ve Sünnetin rüchaniyetiniteslim ederek, K ı yas ve re'yi reddetti: Yaz ı lı ve mervi kaynaklar hukukitatbikata imkan vermedi ğ i takdirde, di ğ er ihtiyad odalar ı ndan yard ı mc ı
kuvvetlerin ça ğ rı lmas ı gerekiyordu. Kat ı muhaddisler daima Ş a'bi'nin(yukar ı da S. 7) ultima ratio'suna (son tedbirine) ba ş vurmahyd ı lar.
Bunu Davud'un da biliyor olduğ
u söylenebilir. Tatbikat ona kendihususi mazariyelerinin tam olarak ifas ı imkanı nı vermedi. F ı k ı h ilminintatbikinde k ı yas ı kullanman ı n ve ona bir delil olarak selahiyet vermeninzaruretine bizzat kâni idi 6 1 . Ama bu, Ş afiNnin görü ş üne yeniden yakla ş -
60 Flügel, Über die Classen der hanefitischen Rechtsgelehrten (Abhandlungen der phil. histor.
Classe der kgl. sahs. Geselsch. d. WW., III, 1861, s. 288).
61 Ebu'l-Fidâ, Annales, II, s. 262 [II /53].ç .e y‘j 3,1.3
f)Ç4ani o, onu (K ı yas' ı ), Kitâb, Sünnet ve Icmâ' gibi Ş er'i delillerden say-
maktad ı r. Reiske, ibarede geçen '5‘), 5 kelimesinieklinde okuyor ve böylece a ş ağ ı daki
gibi bir mânâ ç ı karı yor: "Her ne kadar arabcadaki yaz ı l ı ş özelli ğ inden ötürü J,J.i kelime-
sini
kumak mümkün ise de, ne var ki o, bu kelimeden bilinmeyen bir ş ey hak-
k ı nda hüküm vermeyi, yani kı yas ı kasdetmi ş tir. Kş l. bu husuta Sem'ani, (kitab ı n sonunda-
:Ilâve: V ile.)
31
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 76/245
maktan ba ş ka bir ş ey değ ildir. Kat ı negatifcilige s ı ms ı k ı sardan müte-fekkirlerden meydana gelmi ş , küçük bir cemaatin yan ı sı ra, Davud
tarafı
ndan kurulan mekteb, bu tatbiki zorluğ
u yumuş
atarak, serbestçeve hadise bağ l ı kalmadan hareket eden fikre meydan ı bı rakmak zorundakald ı . Maverdi, bu çe ş it ilabiyatc ı lara kaza dairelerinde itimad caizmidir ?
meselesinde
ı yas ı inkar edenlerin bu ikili manzaras ı ndan
bahseder: "K ı yas ı reddedenler iki grupdur. Bunlardan birisi, k ı yas ı inikar edip nass ı n zahirine ittiba' etmi ş ve nass ı n reddetmedi ğ i hususda*
Selefin sözlerine uymuş lar, serbest ictihad ı tamamen reddederek ş ahsi
dü ş ünceden ve istinbattan yüz çevirmi ş lerdir. Böylelerine kazai vazi•
felerin verilmesi caiz olmaz, çünkü bunlar ahkâm ç ı karmakta yetersiz-
(lider. Diğer sı nı f da k ı yas ı reddetmekle beraber, laf ı zları n muhtevas ı na
ve kelâm ı n manas ı na dayanarak ictihadda buluntular. İ ş te bu s ı nı fa
zahiriler dahildir; acaba böyle bir ilahiyatc ı ya kaza' vazife vermek caiz-
midir değ ilmidir hususunda ş afi'iler ihtilaf etmiş lerdir6 2 . Açı kca görü-
37 lüyor ki, Davud, k ı yasa, sadece en zaruri durumlarda bir hak tan ı m ı ş tı ;
onu bir delil diye isimlendirmek selâhiyetini sonraki mutaass ı b tale-
beler, -mesela bn Hazm- kald ı rm ı ş lard ı r.
Davud'un geni ş düş ünceli selefierinin hepsinde itibar bulmu ş olan
nazari hal çarelerinin Davud'un sisteminde kar ş ı laşt
ıklar
ıdar çerçeve,
onun pek çok noktalarda önceki mekteblerden ayr ı kald ı ğ ı fikirlerinin
sergisi durumundad ı r. Eğer biz Davud'un ve. Zahirilerin farkl ı görü ş -
lerine tam manas ı yla vak ı f olabilseydik, bu, en eski islam fı k ı h ilminin
mukayeseli bilgisi bak ı mı ndan hiç te küçümsenecek bir - ş ey olmazd ı .
Son bölümde yak ı ndan göreceğ imiz gibi, zahirilerin doktirini icnı â'y±
tesbit eden nazariye taraf ı ndan k ı sa zamanda saf d ı ş ı Kindi ve bu se-
lebten sünni mekteblerin hilafiyat ı nı n mukayeseli olarak gösterildi ğ i
38 eserlerde6 3 zahirilerin icma görü ş lerine hiç bir millahaza yüzötmeksizin
ve ad ı da aı nlmaks ı z ı n tamamen lakayt kalmm ı ş tı r. Burayla ilgili ikimüellifin eserlerinden bence sadece birisi malumdur. -Hanefi olan Mu-
hanuned b. Abdurrahman es-Semerkandi es-Sineari (ö: 721) bu neviden
bir eser yazd ı : L—AA -al. . . h 1 2 3 1
bu eserde dört sünni mezhebin
* Buradabaresini, Goldziherlarak okumu ş tur ki, yanlı ş tı r. "Nas bulun-
madı ğ ı takdirde" ş eklinde anla ş ı lmas ı gerekir. C. Tunç.
62 el-Ahkeimu's-Sultâniyye, Enger ne ş ., s. 111. [67].
63 Z A , . . . 2 1 1evzuundaki ilimle kar ı ş tı r ı lmamas ı gereken bu kitabiyât, bibliyog-
rafik münasebet içerisinde mufassal olarak ele almmaya de ğer. Zannettiğime göre bu kitabiyât,
Ş ifiTnin_ ; 9*„ 4 . . 1 adl ı bir çah mas ı yla baş lam ı ş tı r ki, bu çalı ş mada o, Ebil H anife ile
Muhammed İ bn Eb i Leyla aras ı ndaki ihtilaflar ı bir araya getirmi ş tir (Tehzib, sa 77 0). Flügel'e
32
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 77/245
yani s ı ra Ş ia ve Dâvudiyyenin görü ş leri ayrı ayrı beyan edilmi ş tir"; fa-kat bu kitab bize kadar ula ş amam ı ş tı r. Müteakiben me ş hur mutasavvif
Abdul Vâhah eş - Şa'râni'yi de (ö: 973) zikretmek lâz ı md ı r ki, bu zat
jA-.1
Hakikatm Terazisi) adl ı eserinde bütün mezheb ihtilaflarm ı n
ayn ı değ erde olduğu görüş ünü benimsemi ş , ve bu-ihtilaflar ı n dini açı -dan Pek önem ta ş ı m ı yan ş ekliyat teş kil ettiklerini nazart olarak gös-
termeye çal ı ş ı rken sünni mezheb ihtilaflar ı nı n yanı s ı ra zâhirilerinki-
leri de zikretmekten geri kalmam ı ş tı r": Ş ârâni, Mizan' ı yazd ı ktan sonratasavvufa girmiş bulunuyordu. Fakat o bu tarika girmezden önce,
( . 1 )-kç-t-d ı nda benzer muhteval ı
bir kitap yazdı ", - ş
ayet halen mevcut olanlar ile ortadan kalkmı ş
bu-lunan mezheblerle ilgili ibarelerden bir netice ç ı karmama müsaade edi-39 lirse6 7 - bu kitab sünni mezheblerin yan ı s ı ra zâhiriyeyi de ele alm ı ş tı r.
göre (Abhandlung der saechs. Ges. d. WW. Phil. hist. Cl. 1861, s. 301) bu L . : 9 • ) U . :ba
Zeyd' Abdullah ed-Debasi (V. asr ı n ortas ı ) tarafı ndan ',. .C)/1dli ese-
riyle tesis edilmi ş oldu. Bununla beraber daha öncesine (III. ve IV. asra) götörerek bu mesele-
deki evveliyat ı ve icraat ı isbat edebiliriz. Ebf Bekr Ilmu'l-Munzir (ö: 300 /10) bu sahada me ş hur
bir müellif olarak gösterilir (Tchı ib, 675); ve bunun mu'as ı rı Taberi (ö: 310) ; L a j ! L :9*j-I ,r
'y ı yazd ı Fihrist, s. 235, str. 5); K ş l. yukar ı da s. 4; daha sonralar ı Ebil Bekr er-Razi el-Cessils
(ii: 370), Tahavrnin 4 1 . 1 1 (veyaHn Kutluboğa, s. 6, str. 17) adli
eserinden bir nüsha istinsah etmi ş tir. Bu sahaya ş afi'i Zekerriyya b. Yahya es-Sar ı (ö: 307)
L..,.L:S" adl ı eseriyle dahil olur. İ bnu'l-Mulakkin, (Vr. 12b'de el-Huseyn
b. el-Kasim Elia Ali et-Taberi'den (ö: 350) ş öyle bahse dilir: a 3 e J
:).• J,I 9m J
K ş l. bu beyan ı Ebu'l-Mehasin, II, s. 357. Ş uras ı da zikredilmelidir ki, sonralar ı1 , y tabi-
rinden tereihan sadece Ebn Hanife ile Ş afi'i okullar ı arası ndaki farklı görüş ler hususundaki
malumat anla ş ı ld ı . Biz, el-Firkalt'da (Varalcia, Vr. 52b) inamul-Harameyn'in tn y;all sözlerini, ş arihin ş u izahyla beraber
buluyoruz:41.11/
j
: : J I j
li1
.
; 1 . . . „ 1 1
:5I4:
64 il n Kutluboğ a, s. 42, nr. 165
65 Bu kabil yerler, daha sonra bu eserde zikredilecek olanlardan ba ş ka, a ş a ğ ı daki sahife-
lerde de geçer: I, s. 132, 134, 137, 138, 141, 144, 151, 152, 156, 228, II, s. 34, 45, 47, 53, 58, 60,
62, 74, 92, 119, 223, 232. [yani: Mizânu'l-Hakic].
66 Bunun küçük bir parças ı Gotha yazmalar ı olleksiyonundachr, K ş l. Pertsch, Arab.
Handschriften, I. s. 21, nr. 123.
67 Mlzdn, T , s. 74 [58 j.
d.;4Uj; _ , ,
33
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 78/245
Hem Mizedda hem de baş ka yerlerde" çokca zikretti ğ i bu kitap, Ş a'-
rani'nin kendi eseri olarak gösterdi ğ ile ayn ı olarak
görünüyor 6 9 . Bundan ba ş ka baz ı faydalı büyük tefsirlerde ve hadisş erhlerinde zahiriyenin kendine has görü ş leri nakledilir, bazen de delilgetirme meyan ı nda bu fikirlere i ş arette bulunulur. Biz bu incelememizde
zahiri mezhebinin fikirleri ile ilgili olan vak ı alar ı bu çe it eserlerden
ç ı karm ı ya çalı ş mak durumunday ı z.
Şuras ı nı da kabul etmeliyiz ki, Davud'un talebeleri onun nazari-yelerini gittikçe geli ş tirmiş ler, onun prensiplerinin neticele ıcini geniş
çevrelere yaym ı ş lar, bir kelime ile, kendi noktay ı nazarlarmdan hareketle
zahiri f kı
h flminin kemâle ermesinde büyük gayret göstermiş
lerdir.Zahiriye mektebinin nazariyeleri diye isimlendirdi ğ imiz hususlar ı n
zâhirilerin birbirini takip eden nesillerinden hangisine nisbet edilece ğ ini
tayin etmek bizce mümkün de ğ ildir. Evet hatta bu cümleden olaraken mühim mesele: "Davud'un f ı k ı h ilminde diğ er imamlardan ayr ı ola-
rak ne ö ğ rettiğ i ?" hususudur ki, biz sadece kifayetsiz vak ı alara i ş aret
etmekle yetiniyoruz. Ş ayet, müteakip bölümde, kendilerine dayan-dı ğ ı m ı z kaynaklar zahiriye mektebinin herhangi bir nazariyesinin biz-
zat Dfivud'tan geldi ğ ini söylerlerse, bunu ş üpheyle kar ş ı lamamally ı z .
Bu durumda kati olan husus, önümüzde zâhirilere ait bir nazariyeninbulunmuyor olmas ı d ı r; fakat ş üpheli olan taraf, bu nazariyenin Davudtaraf ndan gerçekten ifade edilip edilmedi ğ idir. Maamafih, Davud'un
sisteminden bahseden ibarelerin ak ı ş ı içerisinde bizzat Davud'a ait olan-
lar ile onun sistemini vas ı fland ı ranlar birbirinden tefrik edilmi ş ler.
Bunlardan bir k ı sm ı , büyük bir ihtimalle, gerçekten zahiri mektebininkurucusuna aittir. Bu kabil görü ş ler ş unlard ı r: Alt ı n ve gümü ş kaplar ı nkullan ı lmas ı n ı n haram oluş unu, sadece bu kablardan içmeye hasredenDavud'un görü ş ü"; faizin haraml ı l ı ğ ı n ı n hadisde aç ı kca ifade edilen alt ı
40 ş eye münhas ı r k l ı nmas ı 7 1 ; Davud'un diğer mezheblere muhalif olan birnazariyesi de ş udur: Ş eriatte günah ı n kefareti olarak vazedilen köle
azad ı nda sakat bir kölenin azad edilmesi de yeterlidir 7 2 ., Me ş hur İ ma-
68 Latâ'ifu'l-Minan (Macar milli müzesi yazmalar ı , Nr. XV) Vr. 178a.
69 Miran, I, s. 70 [54-55].
70 Elı f 'l•Fida, :Annales, II, s. 262 [II/53].
7 1 Tehzibu'l-Esmil, s. 238, str. 3 [I/183]. Muslim ş erhinde Nevevi, Davud nâm ı na baş ka
zâhiri görü ş leriaden bahseder.
72 Nevevi, a.g.e., s. 236 [1/168-69].
ı t. 1
* a ;
j
34
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 79/245
mu'I-Harameyn, onun bu f ı khi görü ş ü sebebiyle ş u ağ ı r hükümde bu-lunmaktad ı r: "Ş ayet Davud, Ş afiTnin devrinde ya ş am ı ş olsayd ı , Ş tifilonu alimlerden saymazd ı ". Davud'un bir görü ş ü de ş udur: "farz olan
Cuma namaz ı sadece en büyük camide de ğ il, bilâkis daha küçük ma-halle camilerinde de edâ edilebilir". Fakat Davud'un zahirili ğini en
iyi anlatan misal onun aş a ğ ı daki görü ş üdür ki, meslekten hadiscilertarafı ndan ş iddetle reddedilmesi adet edinilmi ş kazuist hükümler cin-sindendir, bkz. yukar ı da S. 8). Ş ayed A'n ı n iki karı s ı olsa ve onlara:"Eğ er ikiniz bir çocuk do ğurursan ı z, kölem N o anda hür olsun, dese;Davud ş öyle diyor: Ş ayed bu iki kad ı ndan herbiri bir çocuk do ğurtı rSa,
köle N azâd edilir; zira o, ş ayed siz ikiniz v.s.... demi ş , tesniye kullan-m ı ş tı r. Diğ er hukukcular ise ş öyle hükmederler: İ ki kad ı ndan hangisibir çocuk do ğurursa, köle azâd edilmelidir. Fakat meselenin tamam ı nı
muhal kabul eden ak ı ll ı fakihler de vard ı r".
Biz burada zahiri mezhebinin f ı k ı h metodlar ı nı bitmiş bir bütün
olarak telakki etmek ve bu sistemde hakim olan prensiblerin f ı k ı h f i l -
mindeki tatbikine dâir mü ş ahhas misalleri ö ğrenmek istiyoruz.
73 Subki, a.g.e., Vr. 175b. Bk. bu husustaki ihtilaflar için: Ş a'râni, I, s. 228 s. 174.
74 .tbnu'l-Mulakkin, Vr. 5b
471jt , . .. U ti ı J.. . A , , , 1 1
;4,1, J .Ç.x.13
• 1
.11; 11 Ii:.
j, 44 1
. 4 ; 1
j:4Cad. 1 . c 1 )
il
35
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 80/245
IV.
Z3,11/RILER İ N Ş ER'I TEFSİ RL E RINDE K İ GÖRÜŞ TARZLARI
41
iz zahiri mezhebinin di
ğer sünni f
ık
ıh mezhebleriyle olan müna-
sebetini izah için, Zahiri mezhebinin faiz yasa ğ ı ile ilgili temel prensih-
lerinden daha aç ı k bir misal veremeyiz. Kur'ân' ı n faiz hükmünü aç ı k-
layan hadislerde, faiz muamelesinin haram oldu ğu — ve f k ı hça da red-
dedilen — alt ı çe ş it madde zikredilir ve bunlar: c j1I c Z-0;.2
c J. 4 . : j 1 4it ot:j : Alt ı n, gümü ş , buğday, arpa, hurma, kuru üzüm'dür.
Bu noktada k ı yas yapan mezhepler: "Hadislerde geçen bu alt ı cins mad-
de misal olarak beyan edilmi ş tir, faizle ilgili cinsler bunlardan ibaret
değildir" dediler. Bundan -böyle, mezkür bu alt
ımaddenin hangi çe
şit
ş eylere misal olabilece ğ ini tayin etmek maksad ı yla, Talil metodu kul-
lanarak her cinsteki yasa ğ ı n sebebini (ZIP)° ve ayn ı neviden olan
daha yüksek cinslerin, bu hususi hükümle ilgili olarak, hangi hükmetabi olaca ğ ı n ı araş tı rmaktad ı rlar. Böylece bu görü ş ten ş öyle bir netice
ç ı karmaktad ı rlar. Faiz (riba) tahrimi sadece bu çe ş it ş eylere has olmay ı p
bunlar ı n ait olduklar ı cinslere de ş amildir. Böylece daha ilk zamanlarda
Malik b. Enes'in hocas ı olan Medine'li Fakih Rabra, ki ona c_51)1
lakab ı verilmi ş tir, ş u görü ş ü ileri sürdü: Zekâta tabi olan her ş ey faiztahrimine girer, dolay ı s ı yla ev hayvanlar ı ve binek hayvanlar ı da bu
tahrime dahildir 2 . F kı h mezheblerinde daha da hususi ayr ı nt ı lara gi-
dilir. Mesela Ebu Hanife mezhebi der ki: İ lk iki cins bu neviden olan ve
tart ı labilen ( ı5 j A) her maddeye misaldir; ş afri mezhebi onlarda, de-
ğerli her ş eyin temsilini görür (c:ACd ı geçen yiyecek maddeleri
1 Spitta, Zur Geschichte Ahu -l-hasan al-A ş 'ari's, s. 81, nr. 98 'de izah etti ğ i gibi. E ş 'arrnin
bir Mâliki ilâhiyateıs
ı
ile yaptı ğ ı münakaş
ada "Ş
arabın tahriminin", ratio'su
1 .19
"Ş arabı n' gayesi" de ğ ildir, dediğ i bilinmektedir.
2 ) : " s " . A . $
k ;
3 " ; 1 5 : ;1 1
. S . *
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 81/245
42 besleyiCi maddelerin (CJI.A .,Al2A) sadece misalleridir v.s. böylece bu mez
hebe faiz tahrimi sadece hadiste zikredilen çe ş itlerle de ğ il, bu görü ş
alt ı nda toplanabilen her ş eyle ilgilidir. Gördü ğümüz gibi bu mezheblerk ı yasa imtiyaz verip yaz ı l ı olan ı , yaz ı l ı olmayan ş eyle üzerine te ş mil
ederler. Fakat Zahiriyye mezhebi yaz ı lı hükmün (nass ı n) bu nazar'
keyfiliğe dayanan te ş milini kabul etmez, ş ayet bu s ı nı flarm hepsi kas-tedilmi ş olsayd ı , o zaman Hz. Peygamber her cinsi zikretmek yerinemuhakkak daha k ı sa bir ifadeyi tercih ederek bir s ı nı f ismi kullan ı rd ı 3 ,derler. Onlar ı n görü ş üne göre faiz hükmü sadece hadiste aç ı kca zikre-
dilini§ olan alt ı çe ş it maddeye aittir; ş ayet birisi bu alt ı çe ş ide girmeyen
ş eyler ile, islam ş eriat ı nca faiz mevzuuna al ı nan bir çinsin ticaretini ya-
parsa, tahrim hükmüne tecavüz etmemi ş olur 4 .
Kendisi d ı ş ı ndaki sünni f khı n aksine olarak Zahirilerin fı kı htaki
yönetici görü ş lerini bu misalle-tan ı ı m ş oluyoruz. Sünni fı k ı h ne derece
keskin ve sistemci ise, o nisbette de re'ye ve bilhassa k ı yasa yap ı c ı bir
değ er verip, ş u sual daima göz önünde tutulur: muayyen bir' ki ş i veya
muayyen bir ş ey hakk ı nda ne sebepten dolay ı bir ş ey emredilmi ş tir ?
43 müteakiben, Kitab ve Sünnette beyan edilmi ş ilgili hüküm, bu hük-
mün sebebi dikkate al ı narak, ayn ı duruma benzer her ş eye te ş mil edilir
(k ş l. yukar ı da S. 27). Zahiri mezhebi böyle bir k ı yas ı keyfilik telakkieder ve kanun koyucuya müdahale sayar; hükmü, ancak ki ş i veya ha-
disenin ismen zikredildiğ i durumlara ( 4 . 7 4_,..41) miinhas ı r k ı lar. Zahiri
mezhebinin görü ş üne göre Allah' ı n hiç bir hükmiinde hükmün sebebisorulamaz, ayn ı ş ekilde Allah'ı n hiç bir fiilinde yaratma sebebi ara ş tı r ı la-
maz; yaratman ı n yegane sebebi Allah' ı n hükümran olan iraüesidir 5 :
ayn ı husus, hüküm hakk ı nda da tamamen geçerlidir.
3 Mefâtih, II, s. 530,j
..* ,A jûl.,nlel1 j
II;şi ıi3 5 -(.11 14>
j1 . 1 . 1 ! e;dall
4 Nevevi, IV, s. 51
‘3 1 . 7 1 ; : »L , 1 14. : 1 1
. 1 , 1 „ 1 1. 1 1 ;5 i;1 . 0l . , ! . ) J ."11ail j . 14'-'Z I , J 1. je j
mufassal olarak şa'râni, II, s. 77-78
5 'bn Hazin, I, Vr. 27b
L..:; ait jZ1.1
LJ 41
J-I.P
K ş l. İ btât, Vr. 3a, 14a
37
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 82/245
44
Mü'minlere lüksün her çe ş idini haram k ı lan hadiste sadece alt ı n ve
gümü ş kaplardan içmek zikredilir:) . A f - 1 . 1 JufN vat;• rir':" J I ; 4.1al "Atn veya gümü ş kaplar-
dan içen kimse (bu içi ş i ile) cehennem ate ş ini höpürdeterek karnı na
çeker" 6 . Ş üphesiz ş uras ı da hakikattir ki, bu hadislerin baz ı benzerlerin-
de içmenin yan ı sı ra böyle kaplardan yemek yemek te zikredilmi ş tir
ju, t - ! , jI j5.-1( ? , ) i bununla beraber asli olan ı yukar ı da zikredilen
ibaredir, Davud ve onun Zahiri mezhebi bu hususa ş öylece riayet ederler.
Tahrim sadece basit lafzı n delâlet etti ğ i ş eydedir. Sâdece alt ı n veya gü-
mü ş
kaplardan içmekle ilgilidir; altı
n ve gümüş
ten alet edavat yapmakisteyen bir kimsenin her türlü isti'mali, hatta bunlarla yemek yemesicaizdir7 . Davud'un bu telâkkisi Zahiri mezhebinin metoduna bir misalolarak tarihçi Ebu'l-Fida'da zikredilirs. K ı yas mektebleri, hükmün ta-ş ı dı ğ ı hedeften ve k ı yas yolu ile yapt ı klar ı istidlallerden hareketle tesbit
ettikleri inceleme metodlar ı yard ı m ı ile ş eriat ı n ruhunu ortaya koymayaçal ı ş ı rlar. Dolay ı s ı yla hadiste aç ı kça zikredilen alt ı n ve gümü ş ün kul-
lan ı lmas ı ancak bu sebeple haram k ı lı nm ı ş olmal ı d ı r, çünkü ş ari', bun-
lar ı n lüks- olarak kullan ı lmas ı n ı , gururlantnay ı ve övürnrieyi (.51.) ön-
lemek gayesi ile tasvib etmemi ş tir; bu yüzden, misal olmak üzere belir-tilen hususa kullanman ı n her çeş idi dahil olmal ı d ı r. Buna göre onlar
mesela, vudü'da (abdest almada) dahi bu çe ş it kaplar ı n kullan ı lmas ı nı
yasak ederler'. Hatta baz ı lar ı ş unu da zikrederler ki j,..-5" .>taı mada kul-
lan ı lan sürmeliğ in alt ı n veya gümü ş ten yap ı lmas ı na izin verilmemi ş tir".
Görüldüğü üzere bu misallerden sonra ş u husus ayd ı nlı ğ a kavuş muş ol-
mal ı d ı r ki, Zahiriyyenin zihniyetine uygun olan hükümle k ı yas mektep-
leri tarafı ndan geli ş tirilen hükümler ji) aras ı ndaki en mühim fark,
6 Muslim, Kitahu'l-Libas, nr. 2
7 Nevevi, IV, s. 416
jo r JJl jcl; I j; 1 ij
J.5"
4 ; 1 tr. - k ;, A ; 1 2 J 3) 1
;1) .1
J.Syi j1_”- js . / . 1 1 , 1 1>•8 Ebu'l-Fida, Annales Muslemici, Reiske ne ş ., II, s. 262 [II /53].
9 Şa'râni, I, s. 122
JSJIjp : jJ I [sicl].53L . : 1 1 j J1-)1
4 > . ( . 1 . &
3,1 s
1 0 Burhaneddin d -Birmavinin, Ebu'l-Kasim el-Gaezrnin Ş erhu'l-Gayesi için yazdı ğ ı erh,
Bala 1287, s. 18.
38
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 83/245
bunlardan birincisinde, temel olarak kabul edilen hükiimde geçen laf ı z
k ı stas olarak alı nı rken, kı yas mekteplerinde hükmün geli ş iminin bu
kat'i lafzı
a ş ı yor olmasıd
ır. Her iki mektebin f
ıkki tekamülünde mevcut
biraz önce temas edilen temel fark islam fı kh ı n ı n yaz ı l ı iki esas kayna ğ ı
olan Kitâb ve, Sünnetle ilgilidir. Her iki sahayla ilgili bu z ı dd ı yetin bariz
bir kaç misalini tetkik etmek istiyoruz.
1. 2. Bakara /283. âyetinde Hz. Muhammed Allah ad ı na a ş a ğ ı daki
hükmü vermektedir: Mûtâd ticari münasebetlerde alacakl ı nı n mal ı nı n
teminat ı olarak , verilen rehinlerin yaz ı ile teseilinin borçlu 'taraf ı ndan
talep edilmesini emrettikten sonra ş öyle der: ı , . . . k g. ez : s . J I J
â,ö ,,L A S "ş ayet siz seferde bir katip bulamazsan ı z, rehin
olarak bir ş ey al n ı z". İ lk devirlerin bilhassa birinci asr ı n baz ı fakih-
45 Teri mesela, Mekke'li Mücâhid (ö: 100-104) ve II. as ı rda Basra%
Dahhâk (ö. 212), ayeti zâhirine göre tefsir edip, rehin alma
hakk ı nı sadece sefere münhas ı r kı ld ı lar; ş ayet her iki taraf evlerinde
veya umumiyetle kald ı klar ı devaml ı ikamet yerlerinde, yani cemiyet
içinde (i) iseler, ticari münasebetlerde bu alimlere göre rehin al ı n-
maz, bilâkis böyle bir durumda alacakh yaz ı l ı bir borç senedinin tanzim
edilmesiyle hakk ı nı teminata al ı r". Kur'ân' ı n ş er'i kelâm ı nı n lafza ba ğ l ı
olarak yap ı lan tefsiri ve ameli tatbikatr kolayca kavramlabilen sebep-lerle f khî mezheblerce reddedildi; öyle ki, Kur'ân' ı n kapalı b rakt ı ğ ı
durumlarda rehinin geçerlili ği Buharrnin rehnle ilgli
bölümüne koyduğuZ,- -5 1 1 eZ:S «_l":43_,; J j. ; 2 . 4 - 1 (
ş eklindeki hah baş lı ğ ı nı n tenkid d ı ş ı tutulması yla hak kazana-
bildi ve bu eserde Sahabilerden nakledilen hadisler gösteriyor
ki, Hz. Peygamber Medine'de, yani hazarda iken, borç al-
d ı ğ ı kimselere rehin vermiş tir. Yalnı z Davud ez-Zahili ve onun
mezhebi, Kur'an âyetindeki seyahat durumuna sadece a potiori
olarak. değer veren ve herhangi bir taklide gitmek istemeyen umumi
görü ş e kat ı lmay ı p daha çok M iiefthid ve Dahh ak'm unutulmuş na2ari-
11 Mefeitih, II, s. 558
,K11
j j-11 ,j cy a,JI ,, 1
)( J Z J .-) 1 , ,„% 4 t1,r
) 1j : . 3 1 5 " J 4...,0
Q . - . ; 4 .1 iS
▪
e
k
39
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 84/245
yesini kabul ettiler". Dip notta da gördü ğümüz gibi, Fahreddin er-Razi
Kur'ân'ı n bazı hükümlerinin.; tP mücerret a p o tiori (daha
46 iyi) olarak zikredildi ğ ine bahis konusu meselenin de bu neviden oldu ğunaIV. surenin 102. [101] âyetini delil getirmektedir. Fakat Davud ve onunzahiri mezhebi bu delilin ç ı kar ı ld ı ğ ı hükümle ilgili olarak kitaptaki ifa-denin lafzı na sanIm ı ş tı r; bununla beraber k ı yas mektebinin umumile ş -
tirme gayretlerine zâhirilerin burada da muanz kal ı ş lann ı n yan ı sı ra,kitap lafz ı nı n sahas ı dahilinde lafz ı n ruhundan ç ı kar ı lan bir tandidi ter :
cih eden ı nuanz mektepler de vard ı r. L:9JA.:1 ;51.,4, ve5L,o'le
ilgili durum bu ayet-e isnat edilir. Orada denir ki u,,;›,›4 j
jjdc)./1.:,. (:)1
ı . , >de dola ş tı ğ ı nı zda, kâfirlerin sizi rahats ı z edeceğ inden korkarsan ı z, na-
mazı kı saltmakla günahkar olmazs ı mz". Umumiyetle fı k ı h mektebleri",misafir olanlar ı n farz namazlar ı k saltmalar ı ile ilgili müsaadenin kul-lan ı lmas ı nda muayyen mesafeyi tasrih ederler. Mesela Malik ve Şafil'ye
göre katedilen bu mesafenin en az ı ndan mukim olunan yerden ba ş la-yarak beheri dört fersah olan dört merhale tutmas ı gerekir. Bir fersah
= 3 mil, bir mil = 12.000 ayak, (r-191) 3 ayak = bir ad ı m (591,:-)
12.000 ayak = 3:000* ad ı m eder.
Diğerleri ba ş ka ölçüler verirler; hepsi, laf ı zlan inceden inceyeseçen zahirilerin yeterli bulmay ı p reddedtikleri Ahad hadislere dayan ı r.Müslümanları n mukim olduklar ı yerden daha kı sa mesafelere yapt ı k-lar ı seyahatlere Salâtu'l-Havf müsaadesinin verilebilece ğ i müsâferetolarak bak ı lmaz. Zahiriler bu tefsirftandidi tan ı mak istemezler. Kur'anihükmün lafz ı na sar ı l ı p derler k i: mevzuu bahis olan Kuran ayeti birş art cümlesini ihtiva eder; ön cümlenin ihtiva etti ğ i durum vaki' olduğu
47 zaman, yeryüzünde dola ş ı lan her vakit, yani mutad daimi meskendenuzakla ş ı ldı ğ ı zaman namaz k ı salt ı labilir. Daimi olarak mukim olunan
yerden burada zaruri olan mesafenin tayini, muanz mezheblerin dayan-dı ğ ı muhaddislerin keyfi bir bid'atidir ve onlar Kur'ân' ı n bariz nassmakar ş ı hiç bir de ğer ta ş ı mazlar". Fakat daima mukaddem ş artt ı r ki, di-
12 Kastalânl, IV, s. 233 [IV/284] • 2 9
•
jbl, K ş l. ş a'râni, II, s. 85.
13 Ş i'i f klunda da mesafeler, seferin çe ş itleri ve teferruat ı , hangi durumlar için )1-11
'in geçerli olaca ğ ı hususu kat'iyetle tesbit edilmi ş tir Querry, Droit musulman, T, s. 126-13 2.14 Mefâah, III, s. 444
( 3 0 , 1> 1 J . i ç -;
‘5 . . » ;1 Iiu;4 , 10 b J ı ı
Y1 j
1 :5 + ;
, , , y ı i L.
itıo ../.1
jl,vj41 4
1 : 4 ; : j 1
4000 ad m olacakt ı r. C. Tunç.
40
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 85/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 86/245
bu akideye aç ı k bir ş ekilde z ı d dü ş en yukar ı daki âyete ş öyle mânâ ve-
rirler ikinci namaza ba ş lamadan önce yeri bir abdesti gerektiren halin
mevcut olması
art ko şulurl". Ayetin metninde bu yorumun konulma-
s ı ndan çekinilmez, yani ö51,fa.)I ve
elimeleri aras ı na c:);.1.4
kelimeleri ilave edilir. Henüz ilk zamanlarda her namazdan önce abdest
49 almak öylesine çok ihmal edilmeye ba ş lanm ı ş ve bu hususta ba ş ı bo ş bir,
tatbikat görülmüş tür ki, bu keyfiyet, dinsiz ş air 4.5..X.,NII nin
hal tercemesinde ortaya ç ı kmaktad ı r. Bu ş airin dindar - teyzesi deli
dolu yeğ enini namaza ı srarl ı teş vikleri kar ş ı s ı nda ş air "usandı r ı c ı tek-
lifinle bana yük oluyorsun, ş u iki halden birini seç bakal ı m. Ya abdest
al ı r ı m namaz kı lmam veya abdestsiz namaz k ı lar ı m" cevab n ı verir.
Teyzesi cevaben: • " ş ayet imkan ı olsaydı , abdestsiz namaz kı lard ı m"
demi ş tir1 9 . Birinci asr ı n pek çok müttaki müslüman ı n ı n yats ı namaz ı ile
onu takip eden sabah namaz ı n ı ayn ı abdestle ifa etmeyi itiyat edindik-
leri aç ı kta beyan edilir" Ş uras ı aç ı kt ı r ki — daha sonralar ı bu sahada
çok kere müş ahede edilen husus — fakihler gev ş eyen tatbikat lehine
ruhsatta bulundular ve tefsir incelikleri göstererek, ş eriat ı n istediğ i
ş eyleri hayat ı n akı ş ı na uydurmaya çalı ş tı lar. Bu telif vakı as ı tefsir ve
hadis kitapları nda ayan beyan görünmektedir. Fakat biz buna gayr- ı
dini kitabiyatta da rastlı yoruz. Bununla beraber kolayca kavrand ı r
Davud'un mezhebi bu iddiay ı kat'iyetle reddeder ve — Ş i'an ı n görü ş üne
kat ı larak — sadece Kur'an lafz ı na dayanarak her namazdan önce her
halukarda abdest almay ı zorunlu bulur ve bu ibadeti farz ı ayn olarak
görür. Bu telakkiye kar ş ı çı kan ve metnin manas ı n ı değ iş tirmeye ma-
tuf rivayetler 2 1 sahih olmay ı p zay ı f addedilir, her nekadar bu rivayetler
sahihtdsalar bile 2 2 zahirilerin:2 1 : 2 ! 1 ZN.J./1 431"mukar-
50er sözden ç ı kar ı lan, bir delil, yap ı lan bir fiilden ç ı kar ı lan delilden daha
kuvvetlidir" prensibine göre Kur'ân' ı n emrini zayflatmaz. Hadisten
ç ı kar ı lan yukar ı da bahis konusu ettiğ imiz durumda bazen zaruret ola-
1 8 , s. 248, str. 14'de bu hususu geni ş ce izah eder.
1 9 Kitiibu'l-Eğani, X, s. 91 [XI/252].
20 Ebu'l-Melı ftsin, Annales, I, s. 388, 507, 523 ve di ğ erleri.
21 Bir k ı stas olabilecek yer: Buhâri,r. 55 (56) d ı r ki, burada Enes ş öyle
rivayet ediyor: Hz. Peygamber her namazdan önce abdest al ı rd ı , fakat sahâbilere gelince:
"...;i1
22 Ş a'râni, bu ihtilafı
i'L„,„ ad ı alt ı nda zikretmez; fakat Miztin'a yaptı ğ ı Mu-
kaddimede T, s. 79 hadisleri toplar, ki onlar - bir birine z ı d olarak - her iki tarafı n görüş lerine
destek olabilirler.
4 2 _
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 87/245
bilir. Hz. Muhammed do ğum yeri "Mekke'nin fethi s ı ras ı ndaki fevkalade
ş artlar sebebiyle be ş defa abdest almaya, istisnai olarak riayet edememek
durumunda kalm ı ş olmal ı d ı r. Zahirilerin, âyetteki IDI kelimesinin iza-
h ı nda miinaka ş aya girerek "her ne zaman namaza kalkt ı ğ ı n ı zda..." ş ek-
linde anlad ı klar ı n ı görüyoruz. Bu ihtilafl ı meseleyi her iki taraf ı n bütün
delillerini tenkitden geçirerek tafsilatl ı ekilde kaydeden 2 3 Fahreddin
er-Itazi, Dav ud'un görü ş üne kar ş ı -1 kelimesiyle ilgili, a ş a ğ ı daki nahvi
mülahazay ı• serdeder: "Fukaha diyor ki: 1 ..1 kelimesi umumi geçerlik
ifade etmez. Bunun delili ş udur: ş ayet>irisi zevcesine "sen eve girdi ğ in
zaman bo ş sun" dese ve kad ı n eve müteaddid defalar girse, eve girip ç ı -
k ı ş ı nda bo ş mu olacak? Veya bir efendi, kölesine "pazara gitti ğ in zaman
falancay ı bul ve ona ş unlar ı söyle" dese, köle efendisine itaat etmi ş
olmak için onun emrini bir defa yerine ğ etirmekle vazifelidir, mütead-
did defalar pazara gidip o zat ı bulup kendisine emredilen haberi vermeye
mecbur de ğ ildir. Bundan sonra Fahreddin er-Raii alayl ı bir ş ekilde ş öyle
ilave eder: Davud'un talâk meselesinde ne dii ş ündü ğü malum
belki de talak ı n tekrarı n ı zaruri bir netice olarak görüyordur 2 4 .
"Kur'ân'a sadece dinen temiz olan kimselerin- dokunabilece ği"
51 hükmü 56. Vakı a, 78. [79]. âyetindeki" (:) . 3.78.121.1 yl aw c y "ibaresine
ve ondan önceki âyete dayand ı rı lmaktad ı r. Prensiblere a ş ı r ı bağ l ı müs-
lümanlar ı n, gayr- ı müslimlerin Kur'ân'a el sürmelerine kar ş ı gösterdik-
leri endi ş e buradan gelir. Bu ayeti hususi bir itina ile yaz ı lm ı ş her mus-
hafta birinci surenin ba ş ı nda müzehhep hatla yaz ı lm ı ş olarak bulu-
yoruz: (53 .'41211 '3/14.....1 4 1 (:.3 .9:...(4ij).3 41Yakn zaman-. .
larda bu noktada serbest bir tatbikata yer verilmi ş se de, .pek de ğerli
mushafları n tercihan iftihar vesilesi olarak müslüman kütüphanelerinde
saklan ı yor olmas ı bu akidenin devam ettiğini gösterir. Gerçekte bu
hustis zikredilen âyetin ilk müfessirleri taraf ı ndan çok hakl olarak,
metnin de, icap ettirdi ğ i gibi yaz ı lı mushafla değ il de, levh-i mahfuzla
ilgili görülmil ş tür ve buna dokunabilen "c)ii412.." da dinen temizlen-
23 Mefitih, IIT,. s. 528 vd.
24LIJ!;1 y 'J JI.;j 4 ; 111 .4,.43 y 151 LIÇ1 ‹, : : 4 1 1 J 1 ;
a 4 . 1 5 - t, ;1 ; 5127 1 f i L c.1..4-.53 1 1 1 ,
1 . 1 S
. 9 j
_1 1
ı; 1 ;1 1 4i
c < r ) ..1
43
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 88/245
nı iş olan insanlar değil, et ve kemikten âri ve levh-i mahfuza elleriyle
dokunabilecek olan Meleklerdir. Beyzâvi'den de anlad ı ğ ı m ı z gibi — yeni
ve caiz olmayan izah n kendini kabul ettirmesine rağ
men 2 5 dört fıkhi
mezheb, sadece dini temizli ğ i haiz olanlar ı n Mushafa dokunabilece ğ ini
söyler. Dini temizlikle ilgili islami hükümleri en a ş ı r ı çizgiye vard ı ranve islam ı n ilk devri telakkisi olarak misalini Hz. Ömer'in islâma giri ş in-
den bahsedee hadiste bulan, 2 6 eski pers görü ş lerinin art ı klar ı yla destek-lenmi ş rilerin de zikri geçen ayetin bu tefsirini ba ş ka türlü anlamalar ı
beklenemez 2 7 . Zahiri nazariyesi burada da ayetin lafzi manas ı na sar ı l ı r
ve onu fı k ı hta pratik icraat haline getirir. Onlar sünni f ı k ı h mezheb-52 lerinin icmaı na zı d olarak, Kur%n'a dokunmak gibi ş ahsi bir davran ı ş -
ta hiç bir k ı s ı nt ı ya gitmemeyi ö ğ retirler 2 8. Bununla beraber ş unu ilaveetmeliyim ki, ihn Il ı mm büyük eserinin bir bölümünde Kur'ân' ı n Allahkelâm ı olduğ u meselesini aç ı klarkdn bahis konusu Kur'ân' ı n, ellerdekiyaz ı l ı mushaf olduğuna delil olarak bu ayeti göstermektedir.
Zâhirilerde de rastlad ı ğ ı m ı z tefsir farkl ı l ı klar ı aras ı nda, umumi ola-
rak söylenen tefsir görü ş lerine nisbetle, hiçbiri 58. Müeâdele suresinin 4
[3 ]. âyetininkinden daha bâriz de ğ ildir rL . J .s.ifadesinin doğ ru
tefsiri fakihlere göre çok güçlük ç ı karm ı ş tı r.")41;" ibaresiyle (yani mü ş -
riklik devrinde kullanılan" ibaresiye) zevcelerinden
bo ş anan kimselere daha sonra söylediklerinden rueil' ettikleri takdirde
bir köle azadetmedikçe birbirleriyle temasta bul ı mmalarma müsaade
edilmez". Iy1s sözlerinin mnâs nedir? Ekseriyetin g-
rü ş üne göre: Buradaki ( ...)_Pi > . f ibaresi lafı z manas ı n ı n tamamen aksi
25 Beyd8vi, II, s. 310
4 . 1 2 1 J
I
ı s" ,. j i Kş l. orada zikredilen di ğer açk ı lamalarla.
26 Chardin,AVoyages en Perse 61, Paris 1811. VI, s. 323. Querry, Droit musulman, I, s. 14.
27 İ bn Hiş âm, s. 226, str. 5 ve 961, str. 9 [11344-451; K ş l. Sprenger, Das Leben und die Lehro
des Mohammad, II, s. 88.
28 Şa'râni, I,s. 134 [I/103] Ğ„ ,;, ,,‘, jj Bununla ilgili olarak K ş l. a.g.e., s. 143 j cs ;Lail! _ u ;
JJ;jj j „ZU-I
_ , J 1 . 5 J ); ı. 1 "
J5S . 1 S "„ ± j j ;
sözleri Mizdn' ı n paragraf baş ı nda :3)U:
eklinde anla ş ı lı yor, yani
"mezheblerin muhtelif görü ş lere sahib olduğu meseleler".
44
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 89/245
bir manadadı r. Dolaysiyle bu ibare, zevc, vaki olan talâk lafz ı ndan
sonra piş man olup karı s ı na tekrar sahib olmak isterse demektir. Bu
tefsir tarz ı nı Avrupalı Kur'an mütercimleri de kabul edip alm ı ş lard ı r,mesela:
Maraccius: "Qui autem vocant dorsum matris suae aliquam ex
53 uxoribus suis; deinde poenitet eos ejus quod dixe unt: poena eorum
erit liberatio cerviics etc."
Ullmann (s 475) "Diejenigen, welche sich von ihren Frauen trennen
mit der Erklaerung, dass sie dieselben wie den Rücken ihren Mütter be-
trachten wollen, spaeter aber das, was sie ausgesprochen, gem wieder
zurücknehmen möchten .u.s.w."SaVary ve Kasimirski: "Ceux qui jurent, de ne plus vivre avec
leurs femmes, et qui se repentent de leur serment, ne pourront avoir
comm erce avec elles, avant d'avoir donne la liberte â un captif".
Palmer: "But those, who back out their wives and than would
recall their speach, — than the manumission of a captive before etc."
ye, kelimesiyle ilgili olan ekseriyetin belirtti ğ i tefsir tarz ı n ı benim-
seyen islam fakihleri, Kur'an lafz ı n ı n umumi manasiyle ilgili olarak ş öyle-
ce ittifak etmi ş lerdir ki, burada söylenmi ş olan talakibaresinin hükmünüfeshedebilmek ve zevcesine dnebilmek için talâk fiilinden pi ş man olun-
duğundan ve zevcin arzusundan bahsedilir. İ slami hükme Ş iilerin yap-
tı ğ ı tefsirde de ayetin bu anlay ı ş ı hâkimdir, ziharla ilgili fı khi hükümler
bölümü sünni mezheblerinde oldu ğu gibi ayn ı âyete dayan ı r". (:) . „9-59Af.'ye
dair muhtelif görüş leri orijinal tefsirlerde toplu olarak buluyoruz. En
dikkate de ğ er olan ı Sufyan es-Sevrrnin görü ş üdür": "(islamdan önceki
mü ş rikler) kar ı lar ı na o zamanlar adet olan zihâr ibaresini söyleyerek
onlarıbo
şamaya alı ş m ı ş olan kimseler" sonra müslüman olarak bn
zihâr Metini tekrarlarlarsa (farzolan) keffarete uymaya mecburdurlar".
Ekseriyetin tefsiri içinde bu görü ş üp, diğ er bütün izah denemelerinden,
54 Kur'an âyetinin lafz ı na daha yakı n düş tüğ ü inkar edilemez. Fakat
Zahirilerin izah tarz ı ona daha da yakı nd ı r; bunlar ayetin ihtiva etti ğ i
29 Querry, Droit musulman,2-65.
30 Beydavi, II, s. 317, str. 21 cjik.:".„; r yt Jiwb.c : . ) j,14 1_,;15"..4.121
31 Câhiliye Arahlar ı nda bo ş anma ibaresi olarak bu sözün asl ı mevzuunda
MIII, s. 50, str, 13'den ş u 136yâra al ı yoruz ki, bu ilk defa Hi ş am b. el-Mu ğ ire tarafı ndan kar ı s ı na ;
ı kullanı ld ı , sonra Kurey ş liler tarafı ndan bo ş anma ibaresi olarak kullan ı ld ı . İ slamda zihar
ibtersi ilk defa Evs b. Evs taraf ı ndan kullan ı lmı ş tı r, Tehdit, s. 168.
4 5
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 90/245
manay ı öylece anlarlar: Sayed koca, zihâr ibaresini bir defa kullan ı r
ve onu daha sonra tekrarlarsa, o zaman emreclilen keffareti yerine
getirmeye mecbur olur. Beydâvis bu izah' kısa sözlerle
şöyle tefsir eder:
ti.ı fl
Uti )1.) : : ı utad olduğu üzere bn husus Fahreddin er-
Ittarde daha aç ı k ve seçik olarak görülür 3 2 . Rehin mevzuunda yukar ı da
görmek fı rsat ı nı bulduğumuz gibi, Zâhiriler burada da ekseriyetin tefsiri-
ni bı rak ı p, ameli t atbikten kalkm ı ş , eski görü ş leri, tefsir sahas ı nda tazele-
lemeye giri ş mektedirler. Son olarak ş uras ı cra gözden kaç ı r ı lmamal ı -
d ı r ki, söz konusu ayetin tefsirindeki farkl ı l ı k sackce nazari tefsir olarak
kalmay ı p bilâkis huküli tatbikata belirli bir tesir ifâ etmektedir. ZiraZahirilerin anlay ı ş ı na göre, karı s ı nı boş ad ı ğ ı için piş man olmuş , ona
dönmek isteyen kimse bu niyetinin ifas ı nda hiç olmazsa burada farzolan keffareti yerine getirmek durumunda kalmamaktad ı r.
,
2. Zahiri taraftarlar ı hadisten bir hüküm ç ı ka.racaklar ı zaman, fı -
k ı hla ilgili istidlâlin temeli olarak nas ı l Kur'ân' ı n lafz ı nı tetkik ediyor-larsa, bunda da ayn ı k lı k rk yar ı 6 titizliğ i gösterirler. Onlar bu mev-
zuda fakihin, Sari'in laf ı zlarnı dan çı kard ı ğ ı temel prensiplere israrla
bağ lı kal rlar, fakat ş ari'in maksad ı m subjektif olarak tesbit etmeyive bu maksad istikâmetinde k ı yas yapmay ı ve ç ı karacaklar ı hükme bir
çözüm yolu bularak hukuki tatbikata yön vermeye gitmeyi, metninobjektif ı l/anas ı ndan uzakla ş tı ran hatalı bir davranı ş olarak görürler.
"balı çecilik akeli, deyince cemiyet akidleri sahas ı na gi-
ren islam zirai hayat ı n ı n bir akdi anla ş ı l ı r ki, bu da ş undan ibarettir:"Bir toprak sahibinin meyve a ğ açlar ı nı n, üzüm ba ğ ı ve sebze bahçesi-nin yetiş tirilmesi ve bak ı m ı karş ı l ı lı ğ ı nda xnahsalünün muayyen bir
55k ı smı nı (çiftçiye) vermesidir". Bu kabil mukavelelerin geçerlili ğ i mev-
zuunda islam fı khi mezhebleri aras ı nda ihtilaf vard ı r'''. islam hukuku,
al ı ş veri ş , icar (kira) ve mukuv ele akdi hukuku sahas ı nda ş u temel pren-
32 Mefcitih, VIII, s. 156
j .1 J;
:) 1 j1 : 7 1 1
f 151
)/ it;);,U a :"31^!
` 1 1
33 Bk. Kremer Culturgeschichte des Orients, I, s. 514. Van den Berg, De contractu "do ut des"
jure mohammedano, s. 67 De Beginseln van het Mohammedan. Regt. s. 89.
34 Ş ayed pek az önce k ı saca iş aret etti ğ im muhâbere, muzâra'a v.s. mevzuundaki hadisler
bir' daha gözden geçirillirse, ilk devirlerde ictimâi andla ş malarm bütün bu çe ş itleriyle ilgili ala-
rak müslümanlar ı n kanun vazeden çevrelerinde hâleim olan ve hemen hemen misallerine rast-lanmı yan karars ı zhğ a kâni olunur. Buhilri, Kitiibu'l-hars vel-muzâra'a nr. 8-10 ve bilhassa nr.
18-19 (K ş l. Kastalâni, TV, s. 199-202) ve Muslim, Kâbu'l-Buyü' nr. 15.
46
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 91/245
sibte sebat eder: Taraflar aras ı ndaki bu türlü sat ı ş ve mukavelede sat ı ş
ve kira değeriyle (paras ı yla) ilgili olarak her türlü ş üphe ve hiyleyi
(desise) bertaraf eden bir aç ı kl ı ğ ı n hâkim olmas ı zaruridir ve ayrı ca
mukavele yapan taraflardan birinin yapt ı ğ ı hiyleli ticari hüküm ve
mukaveleler ebediyyen bât ı ld ı r, evet çok kere sonradan ortaya ç ı kan
kasd ı bir hiyle baş tan yasak olduğu için hükümsüzdür (hiçtir). Mu-
sakat ve buna benzer mukavelelerde kirac ı = hiyle yapma imkanı
ve kazanc ı n gayri kat'iliğ i böyle anlaş malar ı n sihhati ve geçerliliğ i
mevzuunda fakihleri ciddi dü ş üncelere sevketti. Bilhassa bahçecilikmukavelesiyle ilgili olarak serdedilen fikirler a ş a ğ ı daki tarzda birbir-lerinden ayr ı l ı rlar. Ebil Hanife bunu hiç te tecviz etmez". Cemiyetin ic-
timai ahlak anlayı ş ı ş
ayet kendisine baş
ka birş ey ilham etmezse, hadi-
sin aç ı k lafı zlarma pek k ı ymet vermiyor olmas ı bunun delilidir. Malik'inanlay ı ş ı buna tamamen z ı dd ır, nitekimcevaz hurma ağaç-lar ı na ve üzüm asmalar ı na münhas ı r kı larken, Malik bütün bahçeciliksahas ı nda musakat ı tecviz eder. Ş imdi burada hukuki bir tabir olarakmusakat ı n istinbat edildi ğ i hadisi öğ renmek önemlidir. "Hayber fethedil-di ğ i zaman, yahudiler orada ya ş amaya devamlar ı için Hz. Peygambereş u teklifte bulundular, hurma a ğaçları nı n ve ekili tarlalar ı n mahsnlü-nün yar ı s ı karş ı lı ğ ı nda memlekette ziraat edeceklerdi. Bunun üzerinePeygamber ş öyle dedi: Bu ş art alt ı nda, size istedi ğ iniz kadar oturmay ı
müsaade ediyorum' 3 6 . Biz buradan Malik veŞafiTnin hurma a
ğaçlariyla
ilgili olarak yahudilerle yap ı lan mukaveleyi di ğer benzerleri için birörnek ve bir kâide olarak telakki ettiklerini ç ı kar ı m. Benzer durumdakidiğer pek çok hususlarda hurma a ğaçlariyla üzüm asmalar ı temel vazi-
56 zifesini gördükleri için Ş tfil musakatla da ilgili olarak — Onun cevaz ı nı
bu hadisle tevsik etmektedir — bunlar ı ayn ı s ı raya koymaktad ı r. Malikcevaz için umumi bir sebeb arar ve ş unu bulur: 'ekonomik zaruret,önceki toprak sahibiyle mukavele yap ı lmas ı nı kanun koyucuya mec-buren kabul ettirir. Bu noktay ı nazardan hareket edilerek muhtelif meyvetürleri aras ı nda tabiat ı yla bir fark gözetilmez. Biz burada hukuki is-tidlalin temeli olarak kı yas ı n iki nev'ini görüyoruz. Kendili ğ indenanla ş ı l ı yor ki, Davud" her türlü nazari bir ş ekilde oluş an ş er'i geli ş meyi
35 Ş üphesiz onun mektebinde sonralar ı , onun as ı l prensiplerinden uzakla ş ı ld ı , Bk. Kremer,
a.g.e., s. 514.
36 Muslim, Kitabu'l-mus ılkat, nr. 1. [III /1187].
37 Nevevi, IV, s. 30
-I.2;, 10 3 > s le ; 1 ,41: -4-1 ,
( . 3 1 ;3, 4 1 2 J 1
1 1;i5" j. I.2inal . 1 J I J1 . 1
12; hilL. L.I
l;
< 47
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 92/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 93/245
rak, bir t .•00hurma veya arpa lafz ı içerisinde bu fark olan sadakan ı n
sadece minumum ölçüsünün tayin edildi ğ ini gören ve • fakat hadiste
zikredilmemiş
olana{ diğer meyve snuflar
ıria da
Şamil olaca ğ ı n
ısöyleyen
diğ er mezheblere tamamen z ı d olarak görüş vazeder ki, Zekatu'l-fı tr
mfinhas ı ran bu s ı n ı flara ait olmal ı d ı r ve. ş ayet ayn ı -de ğ erdeki ba ş ka bir
58 Meyve sı n ı fı ndan verilecek olursa, bu sadaka geçerli değ ildir4 2 . Fakat
zikredilen-hadisin acayip zahiri tefsiri bununla da bitmi ş de ğ ildir. Hadis
Zekatu'l-F ı tr' ı n köleye de farz oldu ğunu belirtiyor. Bunu diğer dört
mezheb ş öyle anl ı yor; kölesi için bu sadakay ı vermek efendisine farzd ı r,
zira köle ş ahs ı na ait bir ş eye sahib de ğ ildir. Buna mukabil Davud
lafz ı na istinad ederek der. ki, bu sadakay vermek kölenin üzerine
farzd ı r ve bundan mes'uldür; efendisine dü ş en vazife, kölenin bizzatödeyeceğ i. bu sadakan ı n bedelini temin eclebilece ğ i 4 3 fazladan bir kazanç
yolunu ona göstern ekten ibarettir*. Evet, İ bn Hazin daha da ileri gi-
der. Yeni do ğan çocuklar bahis konusu hadisin metninde aç ı kca ifade
edibı leyip sadece küçükler söz konusu olduğuna ve sadakay vermek
babaya farz k ı l ı nfWma göze, ş u halde annesinin karn ı nda bayram ge-
cesi fecirden önce 120 gününü tamamlayan cenin için de bu sadakay ı
vermek. farzd ı r". Ş uras ı da gözden kaç ı r ı lmamal ı d ı r ki, cenin için bU
sadakan ı n verilmesine i kitabiyat ı farz değ il-de sünnet olarak
59akar45.
41 Birmâvi, s. 142'de de ğerlerine göre s ı rayla a ş a ğ ı daki cinleri say ı yor: - Buğday, çavdar,
arpa m s ı r, pirinç, nohut, burçak, mercimek, bakla, hurma, çekirdeksiz kuru üzüm, çökelek,
süt, peynir. Bu s ı ray ı hatı rda tutmak için bu say ı lan ş eylerin ba ş harflerini s ı rayla almak sure- .
tiyle bir beyt yap ı lmaya te ş ebbüs edilmi ş tir:
illa yJ . .,15 :11 ;15-j JJ Jji ( .f(S•*> 5up1 . 5 " j 4.: .> y. C)91..
42 Kastalâni, III, s. 97
',. 1 1 . ;
•,)** 143 Nevevi, III, s. 8
yj
jb1.1:2„; iTt 5,b
'-kz-SJ. .41''°1° k * * *° :f?"5*
44 Kastalâni, III, s. 103
j!
iLj51,1 44i .1 v1i ,54-1 ı yJ1
ı x : . c 1.. 1-o. J
45 Şeyh Mer'i,13ülâk 1288) I, s. 75:
* Metinde "farz namazlar ı n edakm ona mümkün k ı ldı ğ ı gibi, bu sadakan ı n bedelini
kazanmay ı da ona mümkün k ı lmak efendisine farzd ı r", deniyor:
u.si.)J1 :;*0
jc
C. Tunç
49
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 94/245
Meş hur mütekellim El ı f Muhammed iki Hazıu'ı n, Davudu'z-za-
hiri mezhebinin daha fazla geli ş me;inde katk ı s ı olduğunu görmü ş bu-
lunuyoruz: ibn Hazm, bu mezhebin kifayetsiz temsilcilerinin akı
lları
nagelmeyen neticeleri nassm lafz ı ndan çı karm ı ş tı r. Sekizinci bölümdedaha yak ı ndan görece ğ imiz gibi, İ bn Hazı n'm diğ er görü ş lerinden ko-layca anla ş ı lı r ki, o, ba ş k ı akidede olanlara kar ş ı sert muamelede bulun-
duğu zaman ayn ı sertlikte kelimeler kullanmakta israr eder. -= Ahmedb. Hanbel ve mezhebi müstesna tutulursa - Mu.haddislerin ve islam f ı k ı h
sistemi kurucular ı nı n dikkate de ğer bir ffilleri çok defa serbest görü ş
bildiren hadisleri has ı r alt ı etmeleri ve bunlara z ı d dü ş en ve sahih olarak
kabul edilmi ş olan hadisleri tatbikat lehine tevile gitmeleridir ki, buşekilde metnin lafzi tefsirinin do
ğurdu
ğu sertlik k
ır
ılmı ş oluyordu. Ha-
dis ilmi ve tefsir sanat ı bu sahada insanlı k lehine baş ar ı kazandı ,
• bir taraftan bu ilerlemede hakim olan pia haus (iyi niyetli hile) ile,diğ er taraftan filolojik ve tefsizi hükümlerde faydal ı hizmette bulundu-lar, - geni ş çapta intiş ar etmesine ra ğmen daha fazla takdir bulamayandiğer baş ar ı lar bu aradadı r. Bu tefsir ustalı klarm ı reddeden Zâhirimezhebi onlar ı n sa ğ layaca ğ ı beş eri saadete sed çekti. Hiç kimse, bu yolu
kullanmak hususunda gayr- ı müslimlere kar ş ı takı nd ı ğ ı katı düş man-
lı ğ ı yla dikkati çeken ı bn Hazm'dan daha az hevdsii değildir. Bir
müslüman ı n gayr- ı müslimlerin hazı rlad ı ğ ı yemekten yiyip yiyemi-yeceğ i meselesi islam ilahiyatedarm ı fazlas ı yla me ş gul etmi ş tir. Bu mes'e-
le hakk ı nda öne sürülen nazariye ve görü ş lerin basamaklar ı nda, müslü-
man olmayanlara kar ş ı gösterilen zihniyetin hemen hemen bütün kade-meleri, en barhar ı ndan en hür fikirlisine kadar temsil edilmi ş tir. Bumes'ele çerçevesine bir ba ş kas ı da dahildir: yani müslümanlar, Hris-tiyan ve Yahudilere ait mutfak tak ı mlar ı n ı kendi yemekleri için kulla-
nabilirlermi, yoksa, kullanamazlarm ı ? Hadiste ş u haber vardı r: Hz.
Peygambere, Suriye'de gayr- ı müsliı nlerle s ı kca münasebeti bulunan
bir müslüman ş öyle sordu: Ey Allah' ı n Bas ıllü, biz ehli kitabtan bir
kavmin topraklar ı nda ya ş ı yoruz, ve onlar ı n kaplar ı ndan yiyoruz; ay-
60 rica av hayvanları = bulunduğu bir arazide ya ş ı yoruz, ben okumla
avlamyonun ve terbiye edilmi ş , hazan da edilmemi ş köpeğ ini yard ı m ı y-
la da avlamyormn. Bunlar ı n helal olan ı nı bana bildir. Hz. Peygamberona ş öyle dedi: Birinci suale gelince, ş ayed ba ş ka kaplar bulursan, on`-
ları nkinden yemeyin, e ğer bulamazsan y ı kad ı ktan sonra onlardan yi-yin 4 6 . Müslüman ilahiyatcalar ı n hemen hepsi, bundan, müslüman olma-
yanlar ı n kapları n' kullanman ı n asl nda haram olmayaca ğ ı neticesini
46 %bari, Kitt bn'z-zebtl'ih, nr. 10 [V /221 ]
50
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 95/245
ç ı kar ı rlar. Aksi halde, ba ş ka kap bulunamad ı ğ ı takdirde bile bu kaplar ı nkullanı lmas ı na müsaade edilmemi ş olması gerekirdi; çünkü aslı nda
haram olan ş ey, helal ı n yokluğuyla helalla ş ı na.z. Maamafih yukar ı daki
hadiste bulunan haram edici lafı z ş ekli — be ş inci bölümde -bu hususta
pek çok misaller getireceğ iz — Hristiyan ilahiyatc ı lar ı n c onsilium
ev an gelicum (Incil Konseyi) dedikleri Peygamber arzusunu ifadeeder ki, onun ifas ı çok iyi bir ş ey kabul edilir, ihmali ise ş eriate tecavüz
say ı lmaz". Hadiste ifade edilen y ı kama emrini Fukahâ ş u ş artla tandidederler; ş ayed gayr- ı müslimler bu kaplan, müslümanlarca necis olarak
61 'telakki edilen ş eyler için kullanm ı ş iseler; aksi takdirde bu kaplan ön-ceden y ı kamaks ı z ı n kullanmak mekruh da de ğ ildir. — Gerçekten a ş a ğ ı -
daki haberde, ki bu rivayet ibn 'Asakir'in Buitetri nüshasında yoktur —
Hz. Ömer'in Hristiyan evinden getirilen kaptan abdest ald ı ğ ı bildiril-
mektedir'". Ika Haz ı m tamamen ba ş ka görü ş tedir; o, musamahas ı zlı ğ ı na
bir delil getirmek ve hükmü sertle ş tirmek için fı rsat kollar, di ğerleri
meyan ı nda gayr-i müslimlerle yap ı lan serbest münasebeti zorla ş tı rmaya
gayret eder. O, haberin lafz ı ndan gayet aç ı k olarak a ş a ğ ı daki hükmüç ı karmaktad ı r: "Ehli Kitab n kaplan n kullanmak umumiyetle caizdeğ ildir, ş u iki durum müstesna: helal kap kat'iyetle mevcud olmamal ı ,
(kullanmak mecburiyeti halinde) y ı kanmal ı 4 9 .
!bn Hazm' ı n bu görü ş ü, müslüman olm ı yanlann dinen temiz ol-mad ı klar ı eklindeki ş i'a nazariyesiyle tam mutabakat halindedir.
Malu.mdur ki ş i'iler, taharet ve necâset ı r.evzuundaki" sertlik ve musa-mahas ı zlı ğ ı n en son raddesine ula ş an istidlalleriyle Kur'ân' ı n 9. Tövbe
suresinin 28. âyetinden" en uzak neticeyi ç ı karm ı ş ve mü ş riklerin ve mu-
d ı klarm vücudunu necasetten sayarak bu hükmü mü ş rjklerin dokun-duklan her ş eye te ş mil etmi ş lerdir. Chardin 5 2 iranblann dis ı î ya ş ay ı ş m ı n
47 Kastalâni, VIII, e. 279 .) , „ N »1 . . ;
ç , „ r :
.
_ , 1 jjj
. & 1 1 : )
48 Buhari, Kittbu'l-Vudff, nr. 44 [I /56].
49 Kastalani, VIII, s. 296
,„lii;1,:,t4 1 , J.0Z i
50 Kş I. yukarı da S. 51
52 Voyages en Perse, VI, s. 321 vd.
5 1
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 96/245
bu bölümüne dair seyahet hat ı ralar ı nda bu kabil acayip ş eyleri bildirir,
meselenin hükmi vechesi Ouerry'nin mevcudu kalmam ı ş kitabnda an-
'atılmaktad
ır". Buna mukabil Sünni islân
ı", bu noktadaki mükem-•
62 =niyetinin, .tekamül kabiliyetinin ve hatta imkanlar ı n ı n parlak bir
misalini, katı ekilciliği ictimai münasebetlerin icablar ı na uydurma
sahas ı nda gösterdi; ve Kur'ân' ı n müş riklere ve neeasete dair olan hük-
münü, teviller yoluyla reddedinceye kadar değ4tirmekte devam etti".
Nevevi müslümanlar ı n taharetini tarif eden hadise5 6 yaptı ğ ı ş erhte aç ı k-
ea ş öyle der: "Müslüman ı n hükmü budur; kafire gelince Nevevi onlar ı n.
temizlik ve necisliklerinin Müslümann ı n hükmü gibi olduğunu kabul
eder;". 5 7 ve Fabreddin..er-Razi, müslüman olm ı yanlar ı n kaplar ı ndan Hz.
Peygamberin içti ğ ini bildiren ve Beydavi'de de zikredilen hadise da-yanarak, ( ş ri) Zeydi imamlar ı nm'Selef ile ittifak ettikleri tefsir "ve pek
müsamahasiz nazariye mevzuunda iema' bulundu ğ u iddias ı nı kat'iyetle
redded.er. — Şu sözlerle görü ş ünü tamamlar — ş ayed onun cismi pis ise,
islam olmakla bu pislik de ğ i ş ivermez5 '. Bu noktada İ bn Haz ı n'ı kendi
53 Droit musulrnan, I, s. 47 art. 267 vd.
54 Bu meselenin tarihi de ğeri için ş urası gözden kaç ı rı lmamal ı d ı r ki, ibn. ishalr'm hadis
kaynakları nda, As ı m b.da ğ ı (nezri) ender bir istisna olarak -zikredilir:
tkl t~r Y9 Jr i ‘')tİ l ı n Trli ş fun, s. 567 ve 639, K ş l. ayr ı ca, s. 807
Z A J J,, 55 Bahis konusu olan bu âyetin tefsirinde hür dü ş ünceli (liberal) üç f k ı h mektebinin her
biri bu devaml ı tekamülün bir illetine i ş aret eder. Ş âfi'i mektebi ş u görü ş tedir ki, bu mevzuda,
Mekke'nin. mukaddes sâhas ı na girmek kendisine yasaklanm ı ş bir mil rik için geçerli olandan
farkl ı bir ş ey Lticil'al edilemez. Milliki'lere göre bu yasak, Mekke'deki mahalli camilere de te ş mil
edilir. Hanefilere göre, ba ş ka dinden olanlara geçici bir ikamet için Mekke'nin mukaddes haram
sfibus ı na girmek yasaklaiur Onverdi, s. 290). Bu son gör:iş le kur'âni yasa ğ ı n geçerliliğ i tamo:men
kald ı r-1hr!
56 Muslim, Kit5bu't-TalAret, nr. 56
Jui;•
57 Nevevi, I. s, 412
1 . 1 m1 4 1 2 i 1.K11 l41 s1 G 1 . 1 >
4 1 5- - L.k> j . . . joU.: 9
58 MPtih, IV, e. 614
yc ,:sl;;.11l o jli t£ . 1 . ,„t11 j- yi L1j jdC (s.tg41 Jjs ' i ;„
:) 1 .. 7 2 1 1 jA ı L b 1 4 . 1 , JP4 : 1 1 . 4 . 1
U 4 ; 3. . 5 1
j; 1 1 ı : 3 1 c s s j 1.c .I . 4>.JJ5
52
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 97/245
63 zamanma kadar hakim olan hür dü ş ünceye kar ş ı ç ı km ı ş bir kimse olarak
görüyoruz. Nassa harfiyyen tabi olarak kafirlerin necisli ğ ini az çok ha-
fifletmeye yönelen müslümanların görü
şüyle yetinmemekte, onlar
ın
ceyherlerinin de pis olduğuna iş aret etmektedir.
ş eklindeki hadis" nazariyesini di ğer bütün fakihler mü ş riklere de te ş mil
ederlerken, İ bn Hazm onlar ı istisna tutmakta israr eder. Zannediyorum
ki, bu görü ş te sadece İ bn Hazm' ı n istidlal metod - nun de ğ il, ayn ı zaman-
da gayr- ı müslimlere kar ş ı olan ş ahsi taassubunun da bâriz bir hissesi
vard ı r. Nitekim onun gayr- ı müslim birinden bahsederken dilinin ne
kadar kı r ı c ı olduğuna evvelce münasebet dü ş tükce iş aret etmiş tik ve
onun ana eseri üzerinde yapt ı ğ ı m ı z bu araş tı rmada verece ğ imiz örnek-
_ ler içerisinde bunu göstermek f ı rsat ı nı bulacağ ı z. Su hususu da belir-
telim ki, Yahudileri mii ,sriklerden saymayan Ebf Hanife've mukabil o,
bu tabiri gayr-i müslin ı lerin hepsine te ş mil eder. Bu görü şfk ı hta
çok ciddi neticeler tevlid etmi ş ti ı ".
Son olarak bir misal daha vermek istiyorum ki, bu misal bizi, bir
taraftan fı k ı h tefsirinin tekâmülü mevzuunda, müteakib bölümde in-
celenecek olan meseleye •haznlayacak, di ğer taraftan bu, muhkem
nass ı n icablar ı ndan uzakla ş tı rd ı ğ ı yerde, nass ı n lafzm ı hayatı n günlük
tatbikatma uydurmak gerektiğ inde, Zahirilere muhalif di ğ er f ı khi mez-hebleriiı kelimeyi inkar etmekte nas ı l son hadde kadar vardı klar ı nı da
gösterecektir. Bu çeş it hallerde Zâhirilerin temsilcileri nass ı n gerçek
manas ı n ı n kurtar ı c ı lar ı olarak ortaya ç ı karlar ve do ğ ru tefsirin müdafaa-
s ı nda, objektif hukuk hiç ş üphesiz onlar ı n taraf ndad ı r. Meseleye geçe-
64 lim: Hadis mü'minlere Cuma namaz ı ndan önce gusl etmeyi vacib k ı lar;
rnalumclur ki, gus]. vudu'dan (abdestten) tamamiyle farkl ı d ı r. Hadisin
metni bunu a ş a ğ ı daki sözlerle ifade eder: "Cuma günü gusl etmek bu-,
luğa ermiş herkese vacibtir" 6 '. Bu dini vecibenin derecesini göstermek
kelimesi kullan ı lm ı ş tı r ki, islam f kh ı nı n terminoloji-
sinde bu tabir, bir vecibenin en yüksek derecesini gösterir. Bu rnevzuda
sünni mezhebler — hatta mutaass ı b Hanbeli mezhebi bile burada istisna
te ş kil etmez" — ş öyle derler: hadis metninin bütün rivayetlerinde bu
59 Buhari,r. 23 ve Kastalfink I, s. 389
60 K ş l. Müslümanlar ı n muhtelif mezheblere f ı kh vazetmelerinin bu önemli meselesi hak-
k ı nda geni ş bilgi için, İ bu Hazm,I, Vr. 17-18
61 Buhâri, Kitöbu'l-cuma', nr. 2, Kitâlm' ş - ş ehâdet, nr. 18
62 Ş eyh Mer'k c ı g.e., I, 5. 17
1„.„,y1
53
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 98/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 99/245
r ı ler yine tek ve yaln ı z kald ı lar ve bu münasebetle, önceki devirlerde
ya ş am ı ş baz ı otoritelerin o zamandan , beri reddedilen görü ş lerini de ye-
niden tefsire ba ş laddar 6 7 .
dediler, Onlar ra ş ay tâbirinin garanti ettiğ i mânây ı ba ş ka istikamete çevirdiler ve onu burada
bu ilmin ba ş ka bir tâbiriyle, yani (vâcible aynı mânâda) hayyav = vâcib, zorunlu mant suu
vermek için aynile ş tirdiler: Sanatkârlar iş lerini brakmaya mecbur de ğ ildirler, fakat kendili-
ğ inden i ş lerine ara vermelerine müsaade edilir. İ bn Meymiln ş u ş ekilde yaz ı yor, Talmild Torâ
V, 2 Talmfd hükmü ş u sözlerledir: "Eyn bâley omaniyot hayyâvin: sanatkârlar mecbur
değ ildirler" ş eklindeki bu görüş te sonrakiler onu takibederler. R. Mose aus Coucy (Semag
Geb, nr. 13) bu de ğ i ş ik anlay ı ş ı dil ile ilgili bir delile dayand nyor; yani o Targüm'da Exod
XXII, v. 24, Jesaj. XXIV, v. 2 ve benzerleri ı ı i buluyor, aramice ra ş ya ibranice nöse borclu;
Talmud'daki bu raş ay kelimesi bu gruba, yani borcluya dahildir.
67 Kastalâni, aynı yer:
jZ4 , 4 % 1 1
j. -jR . ;
5 .!
rt-
55
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 100/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 101/245
67er zaman kabul edilmez, sünnet için aS ı rdedici bir iş aret araş tı r ı l ı r;
ekseriya sünnet tahirinden ş u anlaş ı lmal ı hr: onun devand ı bir vecibe
olması
bir âyete istinad etrnesiyledirşfakat, bu ayetin tefsiri zorunlu
olarak ve münhas ı zan bu sünnete iş aret etmez, bilakis bir ba ş ka tefsir
de ortaya ç ı karabilir, veya hadis noksaı ı veyahud da yeterli derecede
tasvib görmeyen bir isnada dayanabilir4 .
3. M üb ah veya Helal: yap ı lmas ı ve yap ı lmamas ı halinde ş eriatce -
hiç bir mes'uliyeti gerektIrmeyen bir fiildi•, öyle ki, yap ı lmas ı ne ya-
sakt ı r, ne kerih görülür, terk edilmesi de ne haramd ı r, ne de emzedil-
mi ş tir; yap ı lmas ı halinde sevap olmadı ğ ı gibi, terkedilmesinde de gü-
nah yoktur:
55 j.c-
1,t
4. Mekrah: ş eriatoe terkedilmesi yap ı lmas ı na tercih edilen bir i ş tir:
. 68)-' 1 J1 . 2 ; ci 4 1 ".;
4 Btı sn ı flama delilin kat'ili6i
derecesinde kendi aras ı nda ikiye ayr ı l ı r: a) el-mekrith kerahete tenzihin,
yani öyle kerih görülen bir i ş tir ki, onun terkedilmesi takva sahibi her-
kese tavsiye edilir, fakat onun yap ı lmas ı bir cezay gerektirmez; b)
el-rnekrah kerahete tahrimin, yani hemen hemen haramla ayn ı yere
dü ş ecek derecede kerih görülen bir i ş tir.
5. Haram veya Mahzar: yapılmas
ıgünah ste terkedilmesi sevab
olan bir iş tir
5.;j
1.‘
1 U)
Diğer bir noktay nazardan hareketle bu be ş s ı n ı f kendileriyle mü-
nasebeti olan azime ve ruhsat tabirleriyle gösterilen s ı n ı flara da
ayr ı l ı rlar. Azime lafzi olarak, ş eriat ı ifa etmek hususunda muhtemel
mânialar ı dikkate almadan onu yapmaya "mecbur etme" demektir
(Freytag, el-Cureanrdeki bu busnsla ilgili bölümü yanllş anlayarak
a ş a ğ ı daki gibi izah etmiş tir: leges necessario observandae in
Corano lata e): yerine getirilmesi gereken zaruri hükümler. Mesela,
Ramazan ay ı nda oruç tutmak veya günde beş vakit namaz k ı lmakgibi hö.künderden her biri Allah ı n insanlara birer aZimesidir;
buna kar ş ı l ı k Ruhsat, Allah taraf ı ndan verilmiş bir müsaa-
4 K l. Snouek - Iit ı rgronje'rdn. Mihiicu'i-Tdlibin'in Van den Berg tarafı ndan yapı lan bas-
k ı s ı hakk ı ndaki görü ş leri (Ind. Gids vom April 1883,'s. 11, Ayrı basnm.) - Sünnet hilkmanün da ğ •
ruluğu için aş ağ ı daki eski parçay dikkate değ er buluyorum:
4.; L .S
4,ij: : 5 " j• J,1; y a.a J-4:
L S -S": ? .41 (:.r°
>
(el-' lkdu'l- Ferid, TITs. 4 - 0 - 9 İ bn Kuteybe'ninin bu kitabtan pek çok nakillerin bulundu ğu yerde).
57 _
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 102/245
dedin ki, rnuayyen bir hükmün ifa edilmesiyle ilgili yasaktan,
umumi hallerde hükmün mer'iyetten kald ı r ı lmas ı düş ünülmeksizin,
belli haller için muaf tutmaktır. Mesela, Allah baz
ıeylerin yenmesini
yasaklad ı , fakat Ist ı hükümle ilgili olarak 5. Mâide suresinin 4-5. âyetle-
rinde bir ruhsat tesbit etti, ki bu müsaade sadece zaruri haller için geçer
lidir 5 ( mesela, yasaklanmş yiyecekten ba ş ka bir ş ey ş ayed
yoksa, bir müddet açl ı ktan ölmemek için). İ bn Abbas ş öyle diyor: "Ruh-
69 sat, Allah' ı n bize verdiğ i bir sadakad ı r, onu geri çevirmeyin:" (yani bu
durumda bulunduğunu zaman, onu kullanı n ve bu çeş it durumlarda
esas hükme sar ı lman ı n daha iyi olduğunu zannetmeyin 6 . Çeş itli mezheb-
ler dahilinde müstakil olarak tesbit edilmiş yan ve mutavass ı t basa-
- ı naklar hariç tutulacak olursa; tam bir ittifak ı n hüküm sürdü ğü büyük
küçük muhtelif mezheblerde bütün bu ı st ı lahlar ı n daha aç ı k biz izah ı 8
s l a m fk ı h il ıninin "ilm usali'l-F ı kh" diye bilinen esas nüvesinin birinci
bölümünün en a ğ ı r basan m ı ı htevas ı n ı teş kil eder. Biraz önce aç ı klanan
temel ı st ı lahlarm ilahiyatc ı mezheblerde ve müslümanlar ı n eserlerinde
görülen tarifleri çok aç ı k izahlar içerisinde "Bibliotheca İndica"ran Dic-
timary of the technical terms used in the Sciences of the Musalmans adl ı
eserin ilgili mukaddimesinde Indur ı maktad ı r 9 .
Maamaf ı h bu bölümlerin tefriki ve bu bölümleri gösteren ı st ı lahlar ı n
tarifleriyle ilgili olarak sünni mezhebler kendi aralar ı nda önemli bir
ihtilaf arzetmedikleri halde," herbir mezhebin ileri sürdü ğü hadislerin,
daha do ğrusu onlar tarafı ndan ileri sürülen 'metinlerin kendikrince ter-
cih edilen tefsir tarzlar ı na göre v eyahut da bir meselede metinlerin muh-
temel sükutları sı ras ı nda kullandı klar ı muhtelif tarzlardaki k ı yasi ne->
5 Kş l. Beythivi, I, s. 247, str. 11, yukar ı da Kur'an Liyetinin zikredildi ği yer: ,:4 ; 1 „ , . , , j , 5
e5), ibaresinii 314 ş eklinde tevcih ediyor.
6 Husri, I, s. 51 4J, I j.555ki 4;.k...0
7 Ruhsat tabiri, I. Korinth. VII, v. 6'ya dikkat edilerek daha yak ı n bir anlay ı ş a getirile-
bilir.
8 Mesela; Mendf bun yan nda I ıllistehab ihtilafh bir ara basamağ ı dı r; batı daki Ma-
likiler bu basama ğ ı bilhassa vazederlerken, bu mektebi ı ı do ğudaki taraftarlar ı bunu ikinci ba-
samakla birleş tirdiler: I j â Jl vu t.1;4
ju t 11
ş e yhuvı dvr , Glossen su dem mtilikitischen Codex des Abdl-Zurktini (Balt k 1289) II,
9 K l. Mouradgea d'Ohsson, Tableau g.'n'a'ral de l'empire Othoman, I, s. 31-35.
Yukarı daki tarifler çok kere Varaktit'l reddederler.
1 0 Ş üphesiz baz ı alimler umum tarafı ndan geçerli olan bu taksimat ı n aksine kendi ş ahsi
(mesela: ahlaki, tasavvufi v.s.) prensiplerinden hareketle, helal ve haram ı n baş ka derecelerini
vazettiler; burada sadece Gazzalryi zikredece ğ im, Iltyd', II, s. 80-87.
58
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 103/245
ticelerin her birine göre, az önce zikredilen be ş f khi bölümde ilgili ola-
rak muayyen fiillerin ve terklerin tanziminde o nisbette büyük ihtilaf-
lar hüküm sürer. Misal olarakşu husus zikredilebilir: At etinin yenmesi,
70 eş -Will ve Ahmed b. Hanbel'e göre "mübah
, Ebü Hanife'ye göre
"mekrüh
‘a
ve Malik'e göre "mekrüh
A iA Ijç "il.
Hususiyle il tilafatu'l-Mezahibin en fazla göze çarpan k ı sm ı , bu
fı khi meselelerin tarifi üzerinde döner ki, bunlara dayanan görü ş lerden
hareketle muhtelif mezhebler, muhtelif cevablar verirler.
Mezhebi, çok kere bütün sünni fı k ı h mezheblerinin ittifak ettikleri
görü ş e karş ı çı kan Davud ez-Zfil ı iri'llin onlardan inhirafi, usulle ilgili
görü ş ler üzerine dayan ı r. Bu bölümde biz bu usulle ilgili gö ı üş lerden bi-
rini daha yak ı ndan ele almak istiyoruz, çünkü o bize, usül ilminin önemli
bir meselesinde bu meselede ittifak eden hakim sünni görü ş e karş ı
Zâhiri mezhebinin itiraz ı m gösterecektir. Dolay ı s ı yla biz, Zahiri mez-
hebinin mutlak vacib ve mahzür'a (diğer fı khi mezheblere na-
zaran daha geniş bir hareket sahas ı ayirdı ğ ı n ı müş ahade edebilece ğ iz.
İ lk bak ı ş ta zannedilir ki, Zahiri mezhebi, f ı khi talimatlarm bu çe ş it izah-lar ı nda daha da sert bir gayretin içindedir. Gerçekten de bu mezhebin,
mümkün olan her yerde, Hz. Peygamberin sahih olarak tasdik görmü ş
günlük adetlerini dini vecibeler mertebesine ç ı kard ı ğ ı inkar edilemez.
Bununla beraber onlar - baz ı ravilerin ş üphesiz ba ş kalar ı tarafı ndan
ş üpheli görülen rivayetlerine göre - bütün selahiyetli alimlerin icma-
s ı n ı n aksine, namazdan önce diş lerin misvakla temizlenmesine, Hz.
Peygamber tarafı ndan tavsiye edilmi ş bir adet olarak vaciblik damga-
gası
nı
vurmak taraffisı
ihn Rahveylii ile aynı
fikirdedirler 1 2 . Bununlaberaber a ş ı r ı sertlik gayreti, ş er'i naslarm pratik kullan ı l ı ş larmda Zâ-
hirilerin baz ı prensiblerine harfi harfine riayet edi ş lerinin tabii bir ne-
ticesidir. Umumiyetle biz ş öyle bir tesir alt ı nda kal yoruz ki, onlar bu
meselelerde de lafza dayanarak hüküm vermektedirler. ifadenin emre
veya nehye ait olan tabiat ı n ı kendi içinde bulunduran lisani bir kavrama
içerisinde Kur'an veya hadis metninin Allah' ı n veya Hz. Muhammed'in
bir hükmünü bildirdi ğ i yerlerde, Zahiri mezhebi taraftailan daima birinci
71 (vacib-farz) veya beş inci (haram) daha do ğ rusu taluimen mekrüh kate-
11 Ş ahsi görü ş lerin bütün delüleriyle, bu hususi mesele, Demiri,1I, s. 256 vd.'mda bulunur.
12 Nevevi, T, s. 325 [111/442 Böhu's-Sivölc 1.
59
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 104/245
gorisini görmekte israr ederlerken, di ğer dört sünni f k ı h mezhebi hü-
kümde, lafia daha az önem veren bir telakkiye taraftar olduklar ı n ı
göstererek bahsi geçen emir veya nehyi ara kategorilere ay ı r ırlar. Nass
tefsirinin bu hakim görü ş üne göre metinde aç ı kea
-•l yani"Al
lah' ı n Elçisi emrerti" denilinelidir, bu ibare olmaks ı z ı n, bahsi geçen em-
rin vucabiyeti nass ı n laf zları ndan çı kar ı lamaz; bu sabit ibarede ifade
edilen bir emir onlar ı n anlay ı ş ı na göre Ş ari' taraf ndan tavsiye (tenbih)
edilen bir ş eye i ş aret etmelidir, böyle bir emrin yan ı nda izah edenin ş usg
sözlerini ,l bulmak, nadirattan de ğ ildir". En açı k bir ş ekilde,
-sünni mezheblerin f ı k ı h ilmi, en ş iddetli emir ve nehiy lafı zlar ı nin hep-
_sinde onlar ı n bu görüş ünü temsil eder. j-::-§ s emrinin grarnatik ş ekli —
onlara göre — f ı k ı h ilminde ş ayed böyle bir hükmün verildiği haller,
ş ari'in bir tavsiyesine veya müsaadesine delalet etmiyorlarsa, vacib bir
hükmü ifade eder. Ancak bu kabil yan teferruatlardan slyr ı ld ı ğ i takdirde,
emir ş ekli mecburi emir olarak anla ş ı labilir. Bu yan teferruatlar iki cins-
ten ibarettir: ya helal olana bizzat ba ğ l ı olur, ya da metnin lafz ı na ba ğ lı
olur veyah ı t da onun emredildiğ i veya ifa' edildi ği teferruatlara ba ğ l ı
olur; veya metne ba ğ l ı olmazlar. ikinci cinse 2. Bakara suresinin 282.
âyetinde nas ı l yapı laca ğ ı emredilen tavsiye gösterilebilir: "Alı ş veriş
akdi yapt ı ğ ı nı zda ş ahidler gösterin!" Burada
mir sigasi kulla-
-nı l ı yor. imanalar ı n ekserisim burada bir arzunun (Temenninin)hulundu-
.ğanu vacib olan bir emrin bulunmad ı ğ ı n ı öğ reterek bunu ş u ebebe
bağ lamaktadular; Hz. Peygamberin biiIradisi O'nun ş ahid göstermek-sizin al ı ş veriş yapt ı ğ ı n ı bildirmektedir, fakat onlar (zahiriler) nass ı n
lehine olarak bu mevsuk aç ı klamay ı terketmiş lerdir. Gerçekten bu tat-
bikat emir ifade eden metne de ba ğ l ı de ğ ildi, fakat bu, emrin vüeribi-
72 yetini kaldıran daha icra' tesire sahib ha
ıici keyfiyetin delâletine ba
ğ
-lı d ı r. — Mesela; birinci cinse 5. M.aide suresinin 3 ayeti dahildir; "Siz
(hac farizas ı nı tamamlayp) ihramdatr-ç ı ktı ğ nuzda avlan ı n". Bu cümle
yukar ı daki gibi ayn ı emir sigas ı içerisinde ( ) kulanlm ı ş
olmas ı na ra ğ men asla bir emir olarak anla ş ilmaz; - daha çok burada mü'-
nrinlere, ihram içindeyken kendilerine yasak edilmi ş ava tekrar müsaade
edilmektedir". Bdrada m etinde bizzat mevcut bulunan emir nassm bu
tefsirine i ş aret eder ve hatta kaideye göre ameliyeye ayk ı r ı bir tarzda
13 Buh5A, Kitâblıft-Talâk, nr. 4314 K ş l. Beydavi, I, s. 142 str. 8
..;•,j1
s «51 1 ı . . 1 1 0
15 Kş l. Beydâvi, I, s. 246, str. 3; II, s. 333, str. 14
;11
60
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 105/245
bir yasa ğ ı takib eden bir emir, bir emir olarak de ğ il de bir müsaade ola-
rak anla ş ı lacak veya — ş ayed biz bu kaideyi tan ı mam ı ş olsaydı k — 2.
Bakara /232. ayetiyle kayak yapılacakt
ı. 62. Cum'a surcsinin 10. ayetin
deki: "Namaz tamamland ı ktan sonra yeryüzüne da ğ ı l ı n ve Allah' ı n ni-
metlerinden istifadeye bak ı n"
e bkZ.: 1 _, emir sigalar ı daha önce
geçen yasak sebebiyle yani Cuma namaz ı snas ı nda alı ş veriş yasak
edildiğ i için, bu sigalar-izin olarak anla ş ı lmal ı d ı r.
Bir eserinde bu meseleye temas eden !bn Kuteybe'ye göre'', bir emir
sigas ı n ı n emir veya tavsiye ifade edip etmemesi lafz ı n kendisinden de ğ il
73
ilâkis her münferid hal için bir yerden ö ğ renil ı nekle anla ş ı l ı r.
Usal-i F ı k ı h ilminin temsilcileri pek tabii olarak, emir veya nehiyş eklini gösteren bir ifadenin, acaba böyle mi izah edilmeli, yoksa ba ş ka
. bir s ı n ı fiarna içersinde Mi tas ı ı if edilmelidir, sorusuna hadiseden hadi-seye karar verebilmek için , nahvi emir sigalarm ı n bulunduğ u Muhtelif
durumlar ı say ı p.dökrnek mevzi:I:ima pek büyük bir alaka göster ı ni ş lerdir.
Me ş hur Ş asfil ilahiyato İ ı nCm el-Harameyn bu meseleyi veciz bir ş ekilde
i ş le,mektedir.-0 ş öyle der: Emir ş ekli bazen metinde, bir izni (müsaa-
deyi) kasteder (bak, yukar ı daki misallere), bazen de bir tandidi ("ohalde
ne isterseniz onu yap ı n!" 12. Yusuf /40, el-Beyi:UY'
veya kendisine hitabedilen ş ahs ı n hareket tarz ı n ı n itidal ve kay ts ı z-
l ı ğ ı nı n ifadesi olur (Mesela; "Cehennem ate ş inde yanı n, tahamemül
. etseniz de etn ı eseniz de birdir" 52. Tar suresi 16. ayet, veya gayri dini
bir misal: "Hey Zeyd, ister gürle ister çak!" bu bir emir de ğ ildir, hilakis
gürlesen de, ş im ş ek çaksan da müsâvidir, demektir). Bununla beraber,
ş ayed bir ş eyin veya bir durumun meydana geli ş i haber veriliyorsa, böyle
bir emre riayet eden yarat ı ğ macizliğ -,ine ra ğ men, bunlar ı meydana getir-
. me karar ı emir s ı gas ı yla ifade edilir (Mesela: 2. Bakara /61: "Maymun
olımuz"; 21. Enbiya /69: "Ey ate
ş ,İbrahim için so
ğuk ve selâmet ol!")
16 Kit şibu'l-Mesii'il (arab. Ilandschr. der herzogl. Bibliothek La Gotha Nr. 636) Vr. 5b.
, 5 ) , 1 1
j y,J1ehj.›JU
L . c c bL : s 3)-1 c..Lb1 : k > c ı i ) J ı; j
‘ . 1e .), ,i,1 1*.A 14 ;_j; VI
uI jb,11 < j ,s}:-434, , 14,1 j'4‘ , 1;15" ; 1 . 5 " j 1 1 Î J* 5 _ ,
4 J .5 25.5 PJ L5 „! :,
17 Beydavi, I, s. 64, str. 25
6 1
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 106/245
Pek tabii olarak bu son noktalar nahivde daha geni ş ce tetkik edilir; İ lahi-
yat bu noktada pek çok k ı s ı mlara ayr ı lm ı ş t ı r ki; emir sigas ı di ğer s ı n ı f -
lamaları
ifade etmeye yarar, o halde emir sigası
f kı
h ilmi çerçevesindehem de dar manada al ı nı rsa, müsaade ifade etmektedir".
Sünni mezhebler emir
›-b5ki olarak izah eden
imtiyaz', (bol bol) kulland ı lar. Herhangi bir Kur'an veya hadis tefsirini
dikkatle okuyan kimsenin,. metindeki emir sigalar ı ndan hemen sonra,çok kere yukar ı daki üç ibareden birinin izah edici bir söz olarak hemen
74 konulmuş olmas ı gözünden kaçmaz. Pek tabildir ki, Zahiri mezhebimensublar ı da bu kabil pir izah tarz ı nı n kabülünde her zaman ittifak
etmiş
değ
illerdir. Fakat aslı
nda onlar bunaş
iddet ihtiva eden ahkâmhususunda muhalefet ederler. Yukar ı da (S. 49 da) bu hususta bir misalgörmü ş tük, ve zahiri fikh ı nı n bu cephesiyle bilhassa me ş gul olunan mü-
teakib b3lümde bunu daha da aç ı klamak maksad ı yle bu husustaki zâ-hiri ş eriat tefsirinin zikredilen misallerine Kur'an ve hadisten bir kaç
hususu da ilave etmek istiyoruz; çünkü zahiriler ş eriat anlay- ı ş larm ı n buhususiyetiyle ilgili olarak tefsir metodlar ı m islam ş eriatinin' 9 bu iki
kayna ğ ı na da aynı değerde tatbik ederler.
Mesela, Kur'an'da 4. Nisa suresinin 3. ayetiş
öyledir: P4->11 ,> 1 4al t ciA Bu ayet umumi olarak; her müslüman evlenmek hususunda
serbest b ı rak ı r veya en az ı ndan her müslümana evlilik hayat ı nı tavsiye
eder, fakat hiç bir surette, Allah müsliimana,evlenmeyi farz olarak em-
retmemi ş dir 2 0 , ş eklinde tefsir edilirken, Zahiriler bu jp....A.; emir ş ekin
den, emrin yerine getirilme ş artlar ı nı kendinde bulunduran bir kimseye 2 1
ı neticesini ç ı kar ı rlar. Onlar için sadece lafz ı n
hüküm yaz eder oluş u mühim olduğundan, buradan ş u netice ç ı kard ı rki,
75 onların görü
şüne göre bir defa izdivaç yap ı l ı
nca ş eriatm hükmü yerine
1 8 Varakât, Vr. 12a, 17a (bu kitab ı nnzı n ilaveler bölümünde).
19 Baz ı söfiler bu görü ş e son derece muhalif kalarak bu s ı nı flamaya kar ş ı çı ktı lar. Onlar
derler ki, hadiste aç ı kca belirtildiğ i gibi,ı nı fı na ait bir yasaktan, umumiyetle
kasdedilmiş tir ve böyle aulaş ı lmand ı r, zira islam n ileri gelenleri tevazil ve güzel ahlâklar ı
sebebiyle, Kur'ân'a ait bir yasak için geçerli kilit:11ms bu tabirin, kendileri taraf ı ndan istidlül
edilen bir yasak için de kullan ı lmas ı ndan hicab duydular. şarâni, I, s. 136'da bu görü ş ü hocas ı
,Ali el-Havvas ad ı na beyan ediyor ve onu etrafl ı ca aç ı kl ı yor.
20 EvIenmemenin tercihi mevzuunda hadisler ileri süren fakihler de vard ı r, K ş l. bu muh-
telif görü ş ler için Querry, Droit musulman, I, s. 639.
21 Bu tandid Nikâh: 2 hadisinin sözlerinden ç ı kar
62
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 107/245
getirilmi ş ı 2 olur. Zira yukar ı daki âyette emredilen ş ey evliliğ in tekrar-
lanmas ı değ il, bir defa yap ı lm ı ş olmas ı d ır'.
6. En'âm suresi 121. âyetteş
öyle buyruluyor:4;1_, 4:IP L111(
Z
"üzerine Allah' ı n ismi andmayan ş eyden yemeyiniz, zira giinaht ı r".
Inkâr edilemez ki, Kur'ân' ı n bu âyetine objektif olarak bak ı l ı rsa, islâm
fakihlerinin yukar ı da say ı lan s ı nı flamalardan birinciye, daha -do ğ rusu
beş inciye (Harama) soktuklar ı ş ey bu hükümde vard ı r, denebilir. Bunun-
la beraber Ahmed b. Hanbel hârie Sünni mezhebler bunda mutlak biryasak bulmuş değ illerdir — fakat Ahmed b. Hanbel'den rivayet edilen
hüküm müsamahalıbir tatbikata müsaiddir: bu, yenerek
şeyin dini
müsâadesinde vazgeçilmez ş art olmamal ı d ı r; Allah' ı n ismi onun haz ı r-
lanmas ı ndan önce zikredilmi ş olabilir; imamlar ı n bu kâidesi bilhassahayvanı n kesilmesi ile ilgili fiilinde önemlidir, zira bu anlay ı ş a göre birmüslümana, Allah' ı n ismi zikredilmeden kesilmi ş hayvanlar ı n etini ye-mek mümkündii ı 2 4 . Ş üphesiz bu görü ş e göre, kesim esnas ı nda ba ş ka ilâh-
76 lar ı n isminin zikredilmi ş olmas ı na cevaz verilmemektedir.ani
Bas ında ile baş lamak, mezheblerin görü ş üne göre dini bir âdettir,
umumi olarak bu keyfiyet hadislerde de teyid edilmektedir: "Ba ş ı nda
Allah'ı
n ismi zikredilmey- en bir iş
in sonu gelmez""; ve günlük hayattabu tesmiyenin ne kadar titizlikle kullan ı ld ı ğ ı malumdur. İ bn Abbas' ı nHz. Peygamberden ş u hadisi duymuş olduğu rivayet edilir: besmeleokumadan hayvana binen kimsenin arkas ı nda Ş eytan oturur" Fakat
22 Şa'râni, 1 II, s .22
j1 k talip, alyry.. 5j
J . x „
23 Bu hususta, a ş ağ ı daki ibare -özellik ta ş ı r:e l j e1 1 1 J 1 J:J JI.;
,ilhassa S. 74 Dibnot: 3'de zikredilen hadis.
— Nevevi, III, s. 30624 Kastalâni, VTII, s. 286 [245]:
,4:1 3 J5-51! J..r i%t . .,1. 1 8 . 14 . „ . . . : J.1 £15 c. 4.4 51;
1 1
‘ 5 . . k cCby 4/411 ozı
. .j+111 1
25 Hz. Muhammed'in çok isabetli bir sözü:,1,s:t,26 Demiri, T, s. 399 [407].
, T . L ı c3 1 _r 1 3 , 1 1 r 1 1 1 j1 csjj j
JUI; 51 JL: 4;1 r..1„,
Li J1.5 5k; Uc aJ it; ; C : , , , ' , 1 1
tt,i..•da da önceden Z,,,„„.; laz ı md ı r, Buhari, Kit6bu°1-Vudd, nr. 8.
63
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 108/245
bunlar ı n hepsi sadece dini bir örftür ve farz bir emir de ğ ildir, yukar ı da
zikredilen ayetin ihtiva ettiği hilknü zay flatmak maksadı yla mutad
hayat ı n müsamahalı tatbikat ı yla hükmün imtizaç etmesi hususunuara ş t ı rmak gayretinde ş üphesiz dört sünni mezhep ayn ı ölçüde de ğ ildir;
onlar, Allah' ı n lafzen zikredilmesini pek ş art kı lmayan hadisi zikre-
derler". Ebü. Hanife en ş iddetli olan ı d ı r ki, o Allah' ı n zikrinin farz olmas ı
gerektiğ ini söylerken ş u hususu da ilave eder: Ş ayed bu emri harfiyyen
yerine getirmek dikkatsizlik sonucu unutulursa, btt unutrim yiyeceğin
helal olmas ı na zarar vermez"; kasti olarak ve kasti olmaks ı z ı n bunu ter-
ketmek aras ı ndaki bu fark islam fı kh ı n ı n ş i'ilere göre olan mevzuat ı nda
da tesbit edilini ş tir2 9 . Davild ez-Zribiri bu mü ş ahadelere kar ş ı ç ı kar; Kur'-
an metninin meneden lafza üzerinde israr eder, ve üzerine Allah' ı n ismiemin/Ayan her yiyecek ister tes'miye kasti olarak, isterse dikkatsizlikten
77 terkedilmi ş olsun", mutlaka haramd ı r der. — Akidesini (görü ş ü), ileri de
göreceğ imiz gibi Zahiriler'e çok yakı n olan — Ahmed b. Hanbel'in de,
daha az ehemmiyet verilen bir metne göre, ayn ı görüş ü kabul etmiş
olmas ı gerekir.
— 2 —
Art ı k ş imdi hadislere dayanan misâllere geçebiliriz. Ba ş lang ı ç ol-
mak üzere bir hadiste meveud ve Zahi ı ilerin, zahiri lafza ba ğ lanan me-todlar ı n ı bize tam bir ayd ı nl ı kla aksettiren âyetle çok s ı k ı biz ba ğ lant ı s ı
bulunan bir ifadeyi seçiyoruz .. G-ramerde r i 'in J 1 harfi tarifi yerine
diyalektik kullan ı lı ş ı na ekseriya misal verilen hadis pek ala malumd ı r:
JJI-: 1
- "Seferdeyken oruç tutmak dindarl ı ktan say ı lmaz"". Bu hadis Kur'an-
'ı n 2. 13akara /180. [183-184.] âyetiyle birlikte mülahaza edilir. C.)1.5- , :y1
- 1 (, 1Fakat hasta ve seferde olan kim-
seye diğ er günlerden (ayn ı ) miktarda (oruç tutmas ı farzd ı r)". Kur'ân' ı n
ve hadisin bu ifadeleri mevz ı nunda sünni f ı k ı h mezheblerinin umumi ola-
rak kabul ettikleri görü ş , hasta ve seferi olanlar Ramazan orucunu tutma-
27 Meffaih, IV , s. 202'de a ş a ğ ı daki hadis zikredilir:li .1j, ( 1 - 1 . 1Z U , S S
Beydâvi, I. s, 307, str. 7 4 :,b. djj („ A1)1 j
23 Kel. Ş a'râni, II, s. 60 k531.
29 Querry, Droit musulman, II, s. 215, pragr. 57.
30 Beyd.fivi, ayn ı yer:
..kA.5_16
a . P
m 1 1 ;
31 Buh'dri, Kitkibu's-Savur, nr. 36.
64
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 109/245
mak ve tatmadlklar ı oruçlar ı rahata kavuş tu.klar ı nda tutmak husu-
sunda serbest bulunduklar ı ş eklindedir. Ancak aralar ı nda bu hususta ş öy-
le bir ihtilaf mevcuttur; acaba, bu kabil kimseler için Allah ve Peygambertarafı ndan sa ğlanan miisaadeyi kullanmak faydahm ı d ı r, yoksa bu ruhsa-
t' b ı rak ı p ya ş anan zor durumlara ra ğmen, Ramazan orue'unu tutmak m ı
daha hay ı rl ı d ı r. Fakat ayet ve hadisin hiç bir suratte emir olmad ı ğ ı nda,
daha do ğ rusu yasaklay ı c ı bir husus olmay ı p sadece ihtiyari" olduğunda
78 hepsi ittifak etmiş lerdir. Bununla beraber f ı khi mezheplerin kat'i te ş ek-
külünden önce ya ş am ı ş alimlerden, bu son görü ş ü benimsedikleri riva-
yet edilir". Bu ihtilaflardan ameli neticeler do ğmuş tur. Baz ı durumlarda
orucun tutulmamas ı farz olarak emredihni ş se, bu takdirde bu emre uy-
maya oruç tutmaya devam eden kimse ikametgahnıa ula
ştı ğ ı nda veya s
ıh-
hatine kavu ş tuğunda, o tutmu ş olduğu oruçlar ı yeniden tutmaya mecbur-
dur, zira onun tuttuğu oruçlar farz oruçlardan say ı lmayabilir. Elı f Hurey-
re'nin de dahil olduğu bu ilk otoritelere," sonradan te ş kil edilen iema.ya
muhalif olarak, Davf d'un fı k ı h mektebi de kat ı lmaktad ı r. " ‘ .5 . 4
Dindarl ı k değ ildir", ibaresi lafzi manas ı na göre hemen hemen "dindar
bir insan böyle bir ş ey yapmaz" manas ı nda bir ifadedir; ayet basit ma-nsna göre emir olarak anla ş ı lmal ı dir.
Elı f Hureyre'yi zahiri mezhebinin otoriteleri aras ı nda görmek içinpek çok imkan ı m ı z olmuş tur. Onun müdafaa etti ği f khi hadisler, çok
kere re'y ehlinin görü ş üyle imtizaç etmez ve onlara itiraz olarak ileri
sürülür. Bu sebebledir ki, DAL Hureyre'nin hadisleri 3 4 , hatta bunlar mu-
teber hadis mecmualarmda yer alm ı ş lard ı r, hukuki (fı k ı hi) meselelerde
otorite olan fakihler tarafı ndan çok kere reddedilmi ş tir; Demirrnin,
"yalan" maddesinde, daha tafsilatl ı olarak buraya almaya yerimizin
müsait olmad ı ğ ı eski kitaplardan al ı nm ı ş çok ilgi çekici bir habere i ş a-
32 Buhiiri;de
avm, nr. 37'deki hadis, bu telakkiye göre .mevzü gibi görünüyor:
)4.411
, . . 1 1 „ 0
r l ' a j I L 1 433 Mefâtih, II, s. 174
j 1,1.4L .111 : 4 1 ~ 1 1
( .51,1 L i.3 .";t . sjJJu 4;1
, 1 4 : 1 ; 2 . 1 1
kş
l.Şa'rgni, IT, s. 20; Nevevi, III, s. 9334 Beydavi, I, s. 101, str. 24 yukar ı daki âyet için:
▪ 4 . ! s uj%1 1
- 1 1 j
65
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 110/245
rette bulunal ı m". A ş a ğ ı da Ebü Muti' el-Belhi ile EM! Hanife aras ı nda
cereyan etti ğ i söylenen diolog dikkate ş ayarid ı r; Ebû Mutr, Ebil Hani-
79 fe'yeşöylece sorar: "
Ş
ayed senin görüşün Ebû Bekr'inkine z
ı
d düşerse
ne yapars ı n?" Ehil Hanife, "Bu takdirde onunkinin lehine kendi görü-ş ümden vazgeçerim, hatta Ömer'in, Osman' ı n, Ali'nin görü ş leri lehine
de. Ama Ebil Hureyre, Enes b. Mülik ve Samura b. Cundab hariç, Hz.
Peygamberin bütün sahâbilerinin görü ş lerini kendiminkine tercih ede-rim" 3 6 , diye cevap verdi. Rivayet edilir ki, Ömer b. Habib (ö. 207),
runu'r-Re ş id'in saray ulemas ı nı n hücümlar ı na karş ı El ft Hureyre'yi
müdafaa etti ğ i için, neredeyse hayat ı ndan oluyordu". Bu arada EbilHureyre'nin yalan haberlere ehil görüldü ğünü bildiren El-AZraki'deki"
bir yerde gözden kaç ı rı lmamal ı d ı r.
Bir hadiste aynen ş öyle denmektedir. "vasiyet etmek istedi ği bir
ş eye sahib olan bir müslüman ı n vasiyetini yazmaks ı zı n, o ş eyi iki gece
bile yanı nda tutmaya hakk ı yoktur" Fı k ı h mezhebleri bu rivayette,
vasiyet müessesesini kullanmaya bir te ş vik görüp ş üphesiz bu, Hz. Pey-
gamberin bir emridir, fakat emirlerin ikinci s ı n ı fı na dahildir, derler.Yaln ı z Davild ve onun mezhebi, Hz. Peygamberin hiç kimsenin riayetetmemeye hakk ı olmad ı ğ ı , bilâkis herkesin uymaya mecbur olduğu
böyle kat'i bir emir verdiğ
i hususunu ifadenin kategorikş
eklinden çı
-kar ı rlar. Buna göre, böyle bir mala sahib olan her müslüman ı n vasiye-
tini zaman ı nda yapmas ı ş er'i bir vecibedir 4 0 . Malumdur ki, bu meseleyle
ilgili olan as ı l sâik, Sünnilerle Ş i'iler aras ı ndaki münaka ş alarda hiç te
küçümsenmiyrecek bir rol oynam ı ş t ı r. Havâlelere dair olan bölümde 4 1
aa ğ ı daki hadisi okuyoruz: "Bir ze ı ı ginin borcunu ödemeyi geciktir-
mesi zulümdür. Ş ayed borçlu kimse kendisi ödeyemez de, borcunun
ödenmesini zengin birisine havale edecek olursa, alacakl ı bunu kabul
80 etsin (yani böylece borç zengine ödettirilmi ş olmaktad ı r)4 2 ". Burada da
35 Demiri, I, s. 350-51 [357].
36 ş a'râni, I, s. 71 [56].
37 Tehzib, s. 446 [II/3].38 Chroniken der Stadt M ekka [Ezraki, Ahlniru Mekke], I, s. 135, str. 12.
39 Muslim, Kitâbu'l-Vasiyye, nr. 1 [s. 1249].
" i L f z -( .4• •.• J JgA:j: u.°- H .J4j ?••••• .S 4 1 ‘;'" L .
40 Nevevi, IV, s. 84
1 1 1 iA H 4 . 1 4-..0 ı .M ı . ‘ '..)1r1
jl l : J I 1 J ı . 1.f b u4 ; as
41 Ksl. Kremer, Cult ı irgeschichte des Orients, I, s. 509-10.
66
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 111/245
Zâhiriler, bazı Hanbelilerde-birlikte Hz. Peygamberin bu hadisinin laf-
zina tabi olarak, vüd ı b manas ı vermezler, yani havaleyi kabul etmeyip,
borçluyu bizzat ödemeye zorlamaya hiç birş ekilde müsaade etmemi ş -
lerdir. Di ğer mezhebler, bu hadiste emredici bir hükmün kasdedilmedi ğ i-
ni, sadece ihtiyari bir tavsiyenin bulundu ğunu söylemekle yetinirler 4 3 .
Zahirilere göre, emir sigas ı nı n gramatikal ş ekli bir emrin vacib -s,eya farz
olmas ı na yeter sebebtir, hem de bahis konusu olan hadiste umumi birhüküme değ il de, aksine nadirattan bir karara sebeb olan _bir kimsenin
sorusuna cevab verilmi ş olsa bile. "Sa'd b. Ubade"nin Hz. Peygambere,
annesinin aday ı p ta, vefat etmesi sebebiyle yerine geti ı .emediğ i bir nez-
rine dair vaki suali üzerine, Hz. Peygamber ş öyle cevab verdi: "Onun
yerine sen yap"4 4 . Zahiriler bu hadisten, miras bırakan
ın nezrini nâib
olarak yerine getirmenin varise farz bir hüküm oldu ğunu istidlal eder-ler. Diğ er mezhebler isterse bu n.ezir mal ı n bir parças ı n ı n vakfedilmesiyle
ilgili olsun, isterse mirastan al ı n ı p ifa edilecek olsun, farzi bir vecibeolmay ı p bir takva fiili olduğu görü ş iindedirler, Zira üzerine almad ı ğ ı
bir nezrin ifas ı için varis mes'ul tutulamaz 4 5 .
— 3 —
81
hirilerin, di
ğ
er sünni mezheblerin ittifak ettikleri görüş
e zı
d ola-rak vâciblerin ve mahzurlar ı n (
e C.4 1).53;24) derecelerini art ı rmaya
sebeb olduğu usalle ilgili görü ş leri biraz önce izah edilen mevzudan ç ı k-
42 Buhari, Kitâbu'l-Havâle, nr. 2 [111/55]
[ Variante :>1 1 ; „ ; ; . - 1 1
43 Kastalâni, IV, s. 163
,bu Jat J ı ;. , 4 1 ı. 44
Muslim, Kitâbu'n-Nezr, nr. 1; Buhâri, Kitabu'l-Vesâya,- lar. 19 .Jti; j:; l t Jo,
:-;1. sl jl ,11.71;
I
İ lm Sa'd'da, Sa'd b. Ubâde'nin terceme-i hâlinin geçti ğ i yerde Sa'd' ı n Hz. Peygambere tevcih
ettiğ i ;or ı dar ı n farkl ı ifadeleri zikrediliyor, ayn ı ş ey tamamen ba ş ka bir istikâmete gâtiirühlyor;
yalnı z bir Yazma, hadis kitablaruı da riayet edilen suale i ş aret ediyor. Bk. Loth, Das Classen•
buchdes ihn Sa'd, s. s. 74.
45 Nevevi, IV, s. 96
ı ji1.=L : 1 . •lc1
j .W1 ,j,> Jei j ,!..U:)Z5";,> 1
j r:t ,!1
A ,
J.JJ.i 4.1 j11.,,
j
yg j
l,L 67
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 112/245
maktad ı r. Islam ı n çe ş itli ilahiyat mezheblerinde, Hz. Peygamberin her
sünnetinin mutlaka yap ı lacak olmad ı ğ ı hususunda ihtilaf yoktur. Ni-
tekim Hz. Peygamberin bizzat kendisi bunaşehadet etmektedir. Onunfiilleri bazan sadece ş ahsi bir mana ta ş ı maktad ı r ve bundan islam ce-
maati için umnmi bir hüküm ç ı kar ı lmas ı gerekmez. "Allah' ı n K l ı ç' ı "
ismiyle tan ı nan Hâlid b. El-Velid, İ bn Abbas'a, Hz. Peygamberle bir-likte teyzesini, yani Hz. Peygamberin M ey ma na isimli zevcesini zi- ,
yaret etti ğ ini haber verdi. Meymana misafirlerine k ı z karde ş i
Necdd'en getirdi ğ i kertenkele k ı zartmas ı ndanikram etti. Önceden Allah' ı n ismi anı lmam ı ş bir yiyeceğe asla elini sfir-
meyen Hz. Peygamberin* önüne bu yemek kondu. Hz. Peygamberönüne konan yeme ğe elini uzatt ı ğ ı s ı rada, orada bulunan kad ı nlardan
biri ev sahibine, "Hz. Peygamberin önüne konan yeme ğ in kertenkeleeti olduğunu bildir", dedi. Hz. Peygamber bu sözleri i ş ittiğ i zaman,hemen elini çekti. Fakat Hallid sordu: "Ya Rasidallah bu yemek haramm ı dı r ?" Hz. Peygamber. "Hay ı r, fakat bu yemek benim memleketimde
yoktur, ve ben kendimi bundan uzak tutuyorum", dedi. Bunun üzerineMil id ş öyle sözüne devam eder: "Fakat ben kertenkele k ı zartmas ı n ı
parçalad ı m ve yedim. Rasidullah beni seyretti" [ve beni menetmedi
Muslim]" Muslim'de, kertenkele etinden Hz. Peygamberin sorrkup,minberden "Ben kendim onu yemem, fakat size de yasak etmiyorum" 4 7 ,
ş eklinde hüküm verdiğ i hadisler zikredilir. Bu hadislerden anla ş ı lı yor
82 ki, Hz. Peygamber dini ahkâm sahas ı nda kendi ş ahsi adetlerine umumun
yapmas ı veya yapmamas ı gibi mecbur edici bir mânâ vermemektedir.Ayn ı husus- Hz. Peygamberin bir hadiste mevcud sözleri için de geçerli
olmaktad ı r. Hz. Peygamberin söyledi ğ i ve yapt ı ğ ı her ş eye tâbi olmaya,
günlük hayatı n pek ehemmiyetsiz tezahürlerinde bile, önce bunu Hz.
Peygamber ve sahabiler nas ı l yaptı diye sorman ı n faydas ı na, Allah'ı n
r ı zas ı n ı kazanmaya vesile olan bir gayret olarak yüksek değer verildi"
malumdur ki, bu gayretin gösterilmesinde pek çok islam otoriteleri bu
a ş ı rı riayetin en son haddine kadar gitmi ş lerdir" — di ğer taraftan Hz.
* Goldziher, Hadisteki ibareyi yanl ı ş anlamı ş olmal d ı r. Zira bahis konusu husus Hz.
Peygamberin ne olduğunu bilmediğ i yiyeceklere elini uzatmad ı ğ ı d ı r. Besmele ile alâkas ı yoktur.
C. Tunç.
46 Kitiibu'l-at'ime, nr. 10 [VI /200 ]. K ş l. benzer bir hadisi: Demiri, II, s. 95 [I /573]
47 Kitâbu's-Sayd, nr. 5 (Ş erhli nüsha, V, s. 335) [Muslim, s. 1453, nr. 1946].
48 K ş l. meselâ, Ebu'l-Mehasin, I, s. 316'da bu hususuta bir örnek [285].
49İbn Ömer hakk
ında
şöyle rivayet ediliyor, o daima Mekke ile Medine aras
ındaki belli
bir 4,ka ç ı n alt ı nda öğ le uykusuna yatard ı , zira Hz. Peygamber ayn ı ş ekilde yapmak adetindeydi.
Ahmed b. Hanbel, hayat ıica. kavun karpuz yemekten uzak durmu ş tur, sebebi de kimse
68
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 113/245
Peygamberden sahih hadis olarak rivayet edilen bütün hadislerin farzibir emir olarak anla ş ı lmayaca ğ ı kabul edildi. Hz. Peygamber dini mese-
lelerde Allah'ın iradesinin tercilmâni olarak kat'i hilkümler koymu
ş-
tur; dünya i ş lerinde , ise tavsiyeleri olmuş tur ki, onlara uymak ş üphesizfaydand ı r, fakat her müslüman için terke_dilmez bir vecibeMuslim'deki bir hadiste Hz. Peygamber bizzat hadislerindeki bu ikis ı nı f aras ı ndaki farka i ş arette bulunmu ş turs°. O bir defas ı nda Medine'dehurma a ğaçlar ı n' aş ı layanları müş ahade etmi ş ti. Bunun üzerine "ne
yapı yorsunuz" diye sordu. Onlar da, "Eskiden beri böyle yapar ı z",
diye cevap verdiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber• "Böyle yapmama-nı z belki daha hay ı rl ı d ı r", dedi. Bundan sonra onlar bu ana kadar yap-
tıkları nı b rakt ı lar, fakat sonunda a ğaçlar meyve vermedi. Bu durum
Peygambere bildirilince, ş öyle dedi: "Ben bir insan ı m dininizle ilgili
olarak ne emredersem ona tabi olunuz, fakat kendi ş ahsi dü ş üncemle"
bir ş ey emredersem, pek tabii ,ben de insandan ba ş ka bir ş ey değ ilim,
83 (yani bu durumlarda ilahi iradenin elçisi de ğ ilim, kendi görü ş üme görekonuş uyorum)". Hz. Peygamber taraf ı ndan tesbit edilen bu prensibisonraki fakihler de beninasemi ş lerdir: el-Batairasi diyorki: Hz. Peygam-ber, emir veya nehiy keyfiyetinden bahsetmeksizin ve sözlerinin dininbir temel kaidesi yap ı lmas ı nı istemeksizin sohbet meclislerinde haberler
ona, Hz. Peygamberin bunlar ı ne ş ekilde yedi ğ ine dair bir hadis ö ğ retmemiş tir. (Sa'râni, I, s.
67). Makkari, I, s. 810 [Bk. Muhammedahische Studien, IT, s. 22, not: 6 ]'da ilginç bir haber bu-
lunur ki, bunda de ğ iş ikliğe uğ ram ı ş durumlarda Hz. Peygamber taraf ı ndan kullan ı lmı ş ölçüye
dönmeye büyük bir değ er verilir.
50 Kitabul-,Fedâ'il, nr. 31 Muslim; Bâb: 38, s. 1835.
I i I51, u 1,14..245 1 A ui51 Bu yer ve bunu takib edenler ‘st) sözünün niânâs ı için çok ö ğreticidir, Nevevi, V, s. 125
[XV /116] bu sözü izah eder: 4 j 1 9;J, 1.»,11 y . l3 1
;rj j
zlq t l Kş l. aş a ğ ı daki yeri de: Hz. Peygamber Sa'd b.
Mu'az ve Sa'd b. UlAde ile, Fezâri, Uyeyne'ye, kabilelere kar ş ı yapacağ ı yard ı m nıukabilinde
verilecek mükafat mevzuunda miibahase ediyordu. Hz. Peygamber Feziiri reisine hurma mal ı -
sf lliniiı ı üçte birini teklif etmi ş ti, fakat o, ş ayed kendisine hurma mahsûlü ı din yarı s ı garanti
edildiğ i takdirde, yard ı m edeceğini söyledi. Bunun üzerine Hz. Peygamber her iki Sa'd'asordu; ş öyle cevap verdiler: " Ş ayed sen (Allahtan) bu hususta bir emir ald ı nsa, ona göre
hareket et, gitsin; yok ilâhî bir emir aima ı nı ş san, vallâhi, Fezilri için k ı hnçtan baş ka miika-
fatı m ı z olmayacaktı r. Bunun üzerine Hz. Peygamber ş öyle konuş tu: Ben asla bir emir
almad ı m Böyle bir ş ey olsayd ı , size danı ş mazdı m; sadece bir görü ş ü (fikri) size arzettim".
.
,,,.; .7C
(S T/6
L c . I j
(Biographie des Sa'd b. Ubade in M .J. Hüner, Beitrage zur Geschichte der westlichen Araber, s. 10 4[İ bn Higam, II, s. 223].
69
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 114/245
naklederdi 5 2 . İ bn Haldun Hz. Peygamberin t ı bla ilgili sözleri sebebiyle
) ş u mülahazada bulunur: Hz. Peygamberin bu kabil tav-
siyeleri farzi bir özellik ta ş ı maz, "zira peygamber bize dini hükümleriö ğ retmek için gönderildi, yoksa tababeti ö ğ retmek veya günlük adet-lerle ilgili ş eyleri öğretmek için de ğ il". Hicri XI. asrı n bir müslümanfakihi olan Receb b. Ahmed" a ş a ğ ı daki rivayeti nakletmektedir: "Birdefas ı nda Ömer b. elJlattab ile seyahat ediyorduk, onun birden yoldan
84 ayr ld ı ğ ı dikkatimizi çekti. Bunu kasten yap ı p yapmadı ğ ı n ı sorduk.Hz. Peygamber'in ayn ı eyi yapt ı ğ ı n ı gördüm ve böylece onu taklid
ediyorum dedi." "Bu çe ş it sünnete Z ; . 5 1 . . J 1 Z - - . 1 s yani günlük geleneklerle
ilgili sünn et veya 5 ..l11enir; k ş l. (s.4115 —; bunu terketmeklegünaha girilmez, fakat yapmakla Allah' ı n r ı za s ı kazandı r ve ilahi azab ı
naüstelzim olmamakla beraber, bunun terkedilmesi ı nekrûhdur. Buradaister dini ir ş adla ilgili bir sünnet olsun, isterse sünneti zaide olsun, umu-mi olarak bunlara uymak hususunda gayret ve te ş vik vardı r".
Bu keyfiyet hadis eserlerinin en güvenilir ş erhlerinde de kabulgörmü ş islam ilahiyatuun he ı kesce muteber bir görü ş üdür. Münferithadislerin dini tatbiki de ğ erini tesbit hususunda umumun koydu ğ uölçüyü aş an ş ah ı slar ve cemiyetler daima taraftarlar buldular, fakatonlar ı n bu anlayı ş ı itibar görmemi ş tir. Zahiriler de bu görü ş sahiblerin-
85 dendir. Zâhirilerin Sünneti adiye denen bir k ı s ı m hadise dair görüş -lerini aksettiren ı ntisallerden ş u neticeyi çı karab iliriz ki, dini hüküm lerintamamen dı ş ı nda bir davranı ş la ilgili olarak emir sigas ı yle ifade edilenHz. Peygamberin tavsiyelerinin bulunduğ u hadislerde onlar, bu ifa-denin dı ş görünüş üne dayanarak farz olan bir emir veya haram mü ş a-hade ederler.
Bu iki çe ş idin her birine birer misal verece ğim. Bir hadiste Enesb. Malik ş öyle rivayet eder: "Rasillullah için Enes b.vinde
52 Demiri, II, s. 252 [141]
1,1 4J 4y y tl e - ( = ı . Z. tçv-i ŞiG ı
j: . 7 . ) ii 5 1 / 4 . . 0 1
53 Mukaddime, Bül5k bask., s. 416 [494].54 Kş l. eserleri hususunda Hile ı Halife, VI, $. 161. Bu mnfassal kitab Istanbul'da 1261
(1845) iki büyük cild halinde basild ı ; bununla beraber henüz bu bask ı yı kullanamı yorum.55 D'Oheson, Tableau etc., I, s. 34.
56 el-Vesile el-Ahmediyye ve'z-zerra el-sermediyye fi ş erh tarikati'l-M uhamm ediyye (M a. .
car M illi M üzesi Yazmalar ı , Orient. ur. XVI) Vr. 19a
J 4 s " .; 12, j, : . ..315" .11.s1J ,A I .Şjjçv» 145'5 j
ju; z,J I il; cd£
r . . ÷ ı l I j) 1 5 " . 4 ; 1
7 0
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 115/245
bulunan ehli bir koyundan(,0ölü) süt sa ğ ı hr ve süt Enes'in evin-
deki kuyunun suyuyla kar ı ş tı r ı l ı r. Süt tas ı Hz. Peygamber'e sunulur.
O da bundan ,bir yudum ald ı ktan sonra, tas ı ağ z ı ndan uzaklaş tı m. Bu
s ı rada solunda Ebf Bekr ve sa ğ ı nda bir Bedevi bulunmaktad ı r. Bu
anda Hz. Ömer, Hz. Peygamberin tas ı Bedeviye uzat ı vermesinden kork-tuğu için ş öyle der: "Onu yan ı nda oturan Ebil Bakr'e uzat, Ya Rasülal-lah! Fakat Hz. Peygamber tas ı Bedeviye uzat ı r ve ş öyle der: "Daimasağ a do ğ ru, daima sa ğa do ğ ru' 5 7 . Fakihler bu hadise dayanarak, yemek-te, içmekte ve benzer ş eylerde daima sa ğ dan sola do ğru daire devamettirilmesinin, umumiyetle sa ğ taraf tercih etmenin" ve bütün i ş lerdebu görü ş e uyman ı n ince• bir nezaket ve iyi bir hayat tarz ı nı n makbulgeleneğ i olaca ğ ı neticesini ç ı kard ı lar 5 9 . Fakat bu mevzuda hiç kimse,
bu davram ş tan neticeler ç ı karan nhiri İ bn H azm gibi dini bir hükümgörmemektedir".
Kezâ, güzel bir adet mevzilunda tavsiyeyi havî bir yasa ğ ı n mücer-red lisani ş ekli, diğer mezheblere göre sadece kerahet-i tenzihiyye olarakkabul edilirken, Zahirilerce onun tahrimine yeter bir sebebtir. "Hz.
Peyğamber, ı ..,)1}1 veya 4.. ) sj-i' I, isterse Sahabenin hususi bir müsade-..
siyle vukü bulmuş olsun, yasak etti ( L 3 -tZ ) 6 1 ". Yukar ı daki ibareden
ş u 'adet anla ş ı lı r ki, bir kimse ayn ı anda eline iki hurma al ı p ikisini bir-
den ağ z ı na' atmaktad ı r. Ş arihlerin mü ş tereken söylediklerine göre busözler insana ş u hususlar ı öğ retmeye mâtuf olmal ı d ı r: İ nsan misafir-lerinin ve yemek arkada ş lar ı nı n önünde oburluk ve pis bo ğazlı k yap-mamal ı d ı r, zira bu hürmetsizliktir ve yemek arkada ş lar ı nı n önüne
86 geçmek istemektir. Sadece Zahiriler -. kelimesi sebebiyle bunda di ğer
tahrimlerle ayn ı olan dini bir hüküm bulurlar. İ ş te csr yasak ettiyi ve
bunun müterâdifini bulduklar ı her yerde onlar ı n görü ş leri bu ş ekil dedir6 2 .
57 %had, Kitâbu'l-Musâkât, nr. 2 [III/75]; K. el-hibe, nr. 4 [III/130]; K. el-E ş ribe,
nr. 18 EVI/2481.58 K ş l."Kitabu'l-Libâs, nr. 38. 77. Camiye sa ğ taraftan girilmelidir: Kitâbu's-Salât, ur. 47
ve benzerleri.
59 Kitabu'l-Vudû` nr. 31 [I/50] jj41, j
41 s e . 41jrş . Kitâbu'l-At'ime, nr. 5 [VI/197]. Kgl. Yunanhlarda Ilias I, 598, Odyss.
XVIII 418, Yâhu-dilerde: "Senin döndr ı ğ ün cihet, ancak sa ğ olmal ı dı r, yani sağ yoldan
ba ş kas ı olmas ı n" ş eklindeki Talmâd ibâresi. (Taha. bab. Sâtâ Vr. 15b).
60 Kastalanf, IV, s. 217 [IV/1861ae61 Buhar",r. 14 [III /100]; At'ime, nr. 44, Ş erika, nr. 4; Muslim,
nr. 23.` 62 Kastalâni, IV, s. 295 [IV/252]; Neveli, IV, s. 402
. 4 , . : ; , z 1 1 4 ; 1 r m .y,4 f 3 r, „ : . . 11 4 ; 1 jx 1 1 ; ,. .1 1 > 1
. 4 : 4
; : l i
411 , 5 4 : d 1
71
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 116/245
VI.
Z.A.S İ R İ AKIDESİ N İ N HANBEL İ LER İ NK İ YLE AIAKASI
F ı k ı h kaynaklar ı n ı n prensiblere a ş ı r ı bağ lı kalmarak yap ı lan tef-sirinde Ahm ed h. Hanbel'in fı khi mezhebinin, Zâhirilerin metodunu enyak ı n olduğunu daha önce belirtmi ş tik. Bir önceki bölümde bu hususta
bazı misalleri görmü ş tük ki, Hanbeli mezhebinin kurucusu ihtilafl ı fı k ı h
meselelerinde Zahirilerin tâbi olduklar ı temel prensiblere göre hüküm
veriyordu; di ğer bütün sünni mezheblere kar ş ı Zahirilerin istisnai bir
durum ald ı klar ı kararlarla ilgili misallerin seçiminde, ş ayed bu esaskâideden hareket edecek olursak, bu misaller pek çok olacakt ı r'. Hanbeli
mezhebinin, fı khi ve dini talimat ı n tatbikat ı nda Zâhirilerle ayni hareket
tarz ı nı benimseyecek hadisin lafzi manas ı na tâbi olduklar ı na dair kat'idelilimiz yoktur.
Hz. Peygamberin sal ı :abisi Enes'ten a ş a ğ ı daki haber nakledilmek-
tedir: "Biz Cuma namaz ı n ı erkene al ı r ve namaz ı edâ ettikten sonraöğ le istirahatma geçerdik" 2 . Bütün f khi mezhebler bu haberi ş öyle
aç ı kl ı yorlar: Hz. Peygamberin Sahâbileri Cuma namaz ı nı öğ le uykusun-
dan önce, vakit girer girmez k ı lmakta acele ederlerdi. Ilanbeliler bun-
87 dala, Cuma namaz ı nı n sabahlan erken vakitte ktl ı nmastn ı n sahih olabi-
leceğ i hükmünü ç ı kar ı rlar': malumdur ki, bu islamı n umumi tatbi-kat ı na ayk ı r ı d ı r. Fetvâlara dâir kitapta (—yani Krehl'in henüz ne ş redil-
,mem olan kitab n da— ) ş unlar ı okuyoruz: "E lnl Bekre, Sicistan'da(Kâd ı l ı k yapan) o ğ luna ş öyle yazı yor: Hakk ı nı arayan iki taraf aras ı n-
da, k ı zg ı n olduğun zaman hüküm verme, zira ben Hz. Peygamberin
1 Öteki ic ı nâ'laxa kar ş ı bu kabil zı d görü ş ler c,b,L, diye isindenir.
2 Buhful, Kitabl ı 'l-Cum'a, ur. 15 [I/217].
! L.4 - 1 !
f " ; 1
-- 1
3 Kastalâni, II, s. 196 [II/165].
tici i :41!...A.1 •5 1
72
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 117/245
"Bir hakim, hiddetli olduğu zaman hüküm vermesin" 4 dediğ ini duy-
dum. Bu söz umumiyetle hakimler için uyulmas ı gereken bir hareket
tarzı
, iyi bir nasihat olarak telakki edilir' Bazıfakihler hadiste bulu-
nan esas kaidenin tatbikinde ifrata giderler. Mesela; Safi'i olan Ebul-Feyyad el-Basri, bir hakimin kendi hususi maddi i ş leriyle, mesela evinin
masraflar ı yla me ş gal olmas ı nı kerih görür, zira bu onun zihnini öfkedendaha fazla me ş gul edeı 6 . Bu zahmetli ihtiyata ra ğmen, Hz, Peygamberin
zikredilen bu hadisinde baz ı Hanbelilerden ba ş ka hiç kimse, âmir birhüküm bulmamaktad ı r. Onlar bu hadisten ş u neticeyi ç ı karnlar" . bir
hakim hiddet halinde hüküm veremez" prensibinden hareketle, böyleverilmi ş bir hükmün hukuki bir kuvveti yoktur, zira bu durumda hü-
küm vermek hakime haramd ı r. Acaba hakim, hukuki bir kararla ilgiliolarak, hiddete kap ı lmadan önce, tam bir aç ı klı ğ a= sahib olmal dır,
yoksa bu ruhi galeyan ı n girmesi, hüküm bekleyen hukuki hadiseye dairolgun görü ş e üstün gelirmi, ş eklindeki endi ş elere bakarak fukaha'n ı n
k ı l ı kı rkyaran hukuki ş ekilcilikte ne kadar ileri gitti ğ ini görüyoruz'.•
88on olarak köle hukukundan bir misal verelim, Mudebber islam f kh ı nda efendisinin ölümünden sonra serbestli ğe kavuş aea ğ ı ,
efendisi tarafı ndan hayatta iken karar verilmiş bir köle demektir'.
Mesela; ba ş kadı n efendi: "Bermeki genç k ı zlar ı ndan birini cariye ola-rak sat ı n al ı r
e efendisinin ölümü onun, hürriyete kavu ş ma-
s ı nı sağ l ı yacakt ı r"°°. Bunun üzerine acaba böyle bir köle hürriyetinekavuş madan önce, yani efendisinin ölümünden önce efendisi taraf ı ndan
sat ı labilirmi veya efendisi Tedbir sözlerini ifade etmekle kölenin ş ah-
siyeti üzerindeki tasarruf hakk ı ndan vazgeçebilirmi, meseleleri ortaya
4 Kitâbul-Ahkam, ur. 13 [VIII/108-109]:
ı .S . ; ^ 1:ç
.vl,.ii Y° J
5 Querry, Droit musulman, II, s. 392, pragr. 49.
6 İ bnu'l-M ulakkin, Vr. 95a
4 ,4J ( .1 . ; , ; . 1
1 > 1
_ 5 .; *La7 Kastalkini, X, s. 260 [X /220]:
j
j<31;3?,\ :§• • • •1•JaJ ı s
8den pars posterior, zira ölüm, hayata nisbetled ı r . Ba ş kaları bu
kelimeyi
nin mü ş tak ı sayarlar.
9 Van den Berg, De corttractu etc. s. 38 n. 2. Querry, Droit raustilman„ II, s. 119 vd.
1 0 Kitfibu'l-Eğ eini, XV, e. 141, str. alttan 9 [XV/135].
73
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 118/245
ç ı kt ı . Hadis ş öyle mü ş ahhas bir misal verir": Bir kimse kölesine, tedbir
sözleriyle serbestliğ i garanti etmi ş ti, ve Hz. Peygamber bu köleyi sahibi
hayatta iken ondan satın ald
ı. Önceki fakihlerden pek ço
ğ
u bu hadiseve bu hadisten ç ı kar ı lan Hz. Peygamberin tatbikat ı na istinaden müdeb-
ber kölenin sat ı labilece ğ ine karar verdiler. Yaln ı z Ebü Hanife ve baz ı
rivayetlere göre de Malik, hadisi hulusi bir duruma çektiler' 2 , ve mü-
debber kölenin unrumi olarak sat ı n almm ı yaca ğ ı nı söylediler: Hz. Pey-
gamber n -iiidebber kölenin ş ahsi hürriyetini de ğ il, hizmetini sat ı n ald ı
89 dediler". — Bu son görü ş islam cemiyetinde kabule mazhar oldu. Ezber-
lemi ş olduğu pek çok ş iirde me ş hur olan cariye Bezia'fer b.
Mfsâ' el-Hadrnin mülkiyetindeydi. Bezl'in faziletlerini i ş iten Muham-
med b. Zübeyde, Ca'fer b. Müsâ'dan onu sat ı n al ı nak istedi. Fakat Ca'fer,
Muhammed b. Zübeyde'nin arzusunu reddederek ş öyle dedi: "Benim
gibisi hiç cariye satmaz". Muhammed k Zübeyde, Ca'fer'in bu cevab ı na
kar ş ı : "öyleyse onu bana hediye et" teklifinde bulundu. Ca'fer "buna
da imkan yok, zira o bir mudebberedir", diye cevab verdi. Bu bilgili
k ı za, b ı r müddet sahib olabilmek için Muhammed b. Zübeyde onu Ca'-
fer'den kiralad ı , mudebber köleleri bu usulle elde etme ş ekli kesin olarak
haram de ğ ildi (yasak edilmi ş de ğ ildi) ı 4 .
Mudebber mes'elesinde de Hanbeli mezhebinin nass ı n lafz ı na nas ı l
s ı msı k ı sarlId ı klar ı m mü ş ahade edebiliriz. !bn Hazm taraf ı ndan nak-
ledilen bir habere göre, Ahmed b. Hanbel mudebber cariyelerin sat ı n
al ı nabileceğine cevaz vermez. Bunu sadece erkek köleye has k ı lar, zira
hadiste böyle bir köleden bahsedilmektedir, nitekim Hz. Peygamberin
tatbikat ı nda sat ı n almmalar ı m tasvib ettiğ i mudebbere cariyeler husu-
sunda hiç bir ş ey bulam ı yoruz. Bu haberi bildiren Pan Hazm ha tefriki,
"doğ ruluğu hususunda hiç bir delil olmayan bir hüküm" diye adland ı -
mr". Bu meselede lElanbeli mezhebi, kı l ı
kı rk yar ı c ı lı ğ ı ile Zahirileri bile
ş a ş ı rtm ı ş tı r' 6 .
11 Buhar?, Kitnbu'l-Atk n ı•. 9 [lif/120].
1 2 NeTed, IV, S. 117 [XI/141]: , 13 Kastalâni, IV, s. 353 [IV /302],g 1 j: ı t;j14 Kizâbu'l-Eğ tm ı , XV, s. 145 EXV/1381.
15 Kastalâni, IV, s. 353 [IV /302 ]:
ae,p,,Aiic azse
. 1 >
16 Hanheli fı kh ı nı n bu bölümüne dair ayr ı ca Ş eyh Mer'i, a.g.e., II, s. 37 'ye bk.
74
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 119/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 120/245
leceafzı nı n geçti ğ i 4. Nisa suresinin 85. [83.] ayeti tercihan ileri
sürülmü ş tür 3 . Sonra 59. Ha ş r suresinin 2. âyetinde
yani "Ey akal sahibleri ders'alm!" buyrulur. Beydavi bt ı âyete a ş ağ ı daki
aç ı klamay ı yap ı yor: "Bu ayet k ı yas ı n f kı hta muteber hüccet oldu ğuna
delil olarak ileri sürinür; zira onda, usul kitaplar ı nda tesbit ettiğ imiz
üzere, bir halden hareket ederek öteki hakk ı nda hüküm vermeyi ve bu
91 esnada birini diğerine çevirmek için hakim olan mü ş terek sebebleri
nazara dikkate almay ı emreden hususlar vard ı r". Bu dört fı khi kaynak
kolay bir sistematikle 4. Nisâ suresinin 62. [59.] âyetinde bir aradagörülmek istenmi ş tir: "Ey iman edenler, Allah'a (yani Allah' ı n vahye-
dilmiş
kelâmıKur'â'na) itâat ediniz ve Hz. Peygambere (yani Sünnete)
tabi olunuz ve sizden emir sahibi olanlara (yani imamlar ı n ictihadma)
uyumaz; fakat siz bir meselede ihtilaf ederseniz, ve ş ayed Allah'a ve
ahiret gününe ina ı nyorsan ı z, onu önce Allah'a ve Peygambere (yani bu
kaynaklardan aç ı kca ç ı kar ı lan hükümlere dayanan k ı yasa) götürünüz.
Bu sizin için hay ı rl ı d ı r ve en güzel çözüm yoludur"4 . Tabiat ı yle muar ı z
mezheblerin taraftarlar ı aras ı nda bu kabil deliller beklenen tesiri mey-
dana getirmedi. İ blı llazm "Ş ayed bütün bu metodlar vahiyle tesbit
edilmi ş ise, niçin onlardan hiç biri gerçek ismiylo al ı nm ı yor ve usuller
için kullan ı lan tabirler niye yeni bulu ş lar oluyor ?" diye sorup durmak-tan geri durmad ı 5 . Ayr ı ca dinin kaynaklar ı bu ifadeleri tammay ı p bun-
lardan neyin kastedildi ğ ini ve bunlar ı n nas ı l kullan ı laca ğ ı nı belirtme-
mi ş ken, Allah' ı n ş eriatinde bu ifadelerle belirtilmi ş metodlara göre is-
tidlalde bulunulaca ğ ı n ı Allah'ı n arzusnymuş (iradesiymi ş ) gibi göster-
meye kalk ı ş mak da abes olur. Ba durumda Allah onun ifas ı için bize
imkan vermemekle bizden bir ş ey talebetmi ş olsa gerektir. Şüphesiz — o
böylece devam ediyor — insan bu hususta Kur'ân'dan delil getirmekle,
Allah' ı n füllerini muayyen durumlarda muayyen esaslara bağ lam ı ş
olur. Halbuki bu türlü esaslar ı tayin etmek Allah'a ve Peygambere
aittir; fakat fakih, bunlar ı geçerek esaslar ı inceden inceye dü ş ünüp
bulmak selahiyetine sahib de ğ ildir; ş ayed o bunu yaparFa, Allah tara-
f ndan çizilmiş hududu aş m ı ş olur. Ş ayed bir kimse, Allah' ı n bir ş eyi
emir veya nehyetmesine göre, inceden inceye dü ş ünülerek bulunan esas-
lara istinaden ba ş ka bir ş eyin emir veya nehyedilmesinin Allah' ı n bu
ş eyi aç ı kca emir veya nehyetmesine bak ı lmaks ı z ı n, istidlal edilece ğ ini
3 İbta, Vr. 18a.
4 Mefâtih, III, s. 356-61'de geni ş aç ı klama vard ı r, Beydavrde ayetin bu kullan ı lı p kı saca
açı klanı yor; Keza Ebu's-Su'ad'da da ayn ı , Bülak'm kenarli bask ı s ı , s. 363.
5 Atla, Vr. 4b.
76
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 121/245
4ğ retirse, o böylece, Allah'a kar ş ı kefyi olarak kendi iradesinin ö ğ reti-
leceğ ini kabul etmi ş olur6 .
92
abiat ı yla nazari mezhebin muhalifleri, mezhebin taraftarlar ı n-
dan daha çok kendi görü ş lerini hakl ı göStermek maksad ı yla pek gayretli
bir ş ekilde Kur'ân'dan delil'bulmaya u ğ ra ş d ı lar. Bunlar Kur'an ve ha-diste bulunan ahkam ı ihtiyaca cevab verecek ş ekilde tamamlamayaâmir olan âyetleri arad ı klar ı nda, böyle bir tamamlamam/1 caiz olma-yaca ğ ı nı yine Kur'ân'dan delil getirerek isbatlamak istediler. K ı yas
taraftarlarm ı n ileri sürdükleri delil, İ bn Hazm' ı hem polemiğe hem de
kendi doktirinini kuvvetlend ı recek delilleri kaleme almaya sevketti.Kı yas taraftar ı olan büyük iniltekellim Fahreddin Razi, kı yas alarm
görü ş ünü temellendirmek için, "Nufatu.'1- K ı y â s" ı n delil olarak ge-tirdiğ i Kur'an âyetlerinin her birinin tefsirinde onlar ı n delillerini reddet-mekle me ş gul olur ki, bu ayetlerin bu çe ş id kullan ı l ı ş ı na dair malumat ı
da daha ziyade müellifin ilgili nakillerine borçluyuz'. Biz burada k ı saca
93 kyas dü ş manlar ı nı n tezlerini desteklemekte hangi âyetlere dayand ı k-lazı m görece ğ iz.
Allah'ı n do ğ rudan do ğ ruya olan irâcli beyanlar ı nda, yani yaz ı lm ı ş
ve Hz. Peygamber taraf ı ndan nakil edilmi ş olan nassda, bütün islamişeriat
ın mevcud oldu
ğu ve bunlar
ın d ı ş ı nda ba
şka hiçbir dini kayna ğ ı n
mevcud olmad ı ğ ı ve bunlardan herhangi bir ş eyi istidlal etmenin kaynakdeğeri ta ş ı mı yaca ğ ı prensibi en kuvvetli bir ş ekilde ortaya konmaktad ı r,
onlar bu hususta bilhassa 6. En'âm soresi 38. 0 ‘ . 5 2 . % ,:)"
âyetine dayamrlar 8 . Ayrı ca onlar tercihan 14. Nahl suresinin 46. [43 ] 9
6 ibted, Vr. 19a
4 1 1 , : ı -i s : 0 1I.1 ,:r. j; j
( '. S T . ) L :it.;j(,;t,j . 1 1 S. : 4 „ 5 " < s 1 , 1 1
ti t , j „11.. L .:415:3 l. n Qf
;1') !L L « ') ı 1 . ;4 1
j.5 . j.": : ij? . 5-
411; L. j .S" 1 ,‹.1 jU ı 4 ; 1 3
4 . !} S "j) vC, 1 L . ( . . 3 1 r1.1c. L . j5" j.- j‹.;U S - ÎJ.I J 4 ı 1 rJ, 1 1 4 ; 1 .. . j1)1, J1.; ‘3.)b3Y j1,1,11 J.;
IiA , 4, ,j ı , ; 4 j 1 1 .7.1 J,. T 1 " , . Is t s- T y 1
j:kftzl Ç i l " ; °117 MeftItih, II, s. 25, IV, s. 198, 550, 746, VII, s. 391.8 Il ted, Vr. 8b9 Metitih, V, s. 460-1.
77
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 122/245
4 .- .9'.. 1 "5C . 5‘j,s: k 3yetine de dayanular ki, burada onlar ı n
söylediğ i gibi rnü'minlere ş üpheli durumlarda neye tutunacaklar ı (neyi
elden bı ralun ı yacaklar ı ) gösterilmi ş tir. — Nufâtu' İ -Kı yâs ş öylece niteceç ı kar ı r. Ş ayed K ı yas muteber istidlal kayna ğ ı olmuş olsayd ı , ş üpheli
meseleler k ı yas yoluyla çözülür ve bu gibi hallerde ş üphenin k ı yas va-
s ı tas ı yla nazari tarzda halledffice ğ i emredilmi ş olurdu. Fakat ağ ı rlı ğ ı n
çoğu 6. En'am suresinin 116. âyetine "verilir, burada kâfirlerden ş öyle
bahsedilir: onlar zanni görü ş ü takib ederler c :Şanlic:.>":) (...51 ve uzun boylu
münaka ş alara girilip k ı yasi neticeye dayal ı hükmün bu s ı nı ftan olduğu
ortaya konulur. Ayr ı ca ihtilaflardan 7. Arâf /46. ayeti [42. şara sure-
sinin 10. ayetini ] de zikrederler, bu husustaki hüküm Allah'a aittir
4: 1 J1
Ai. Bununla k ı yas kasdedilmemi ş olup bilakis
ilahi metnin (yani 4 . joi:4açk lafzi manas ı kasdedilmi ş olmal ı d ı r,
zira âyetteki emir bütün müslümanlara racidir ve ihtilaf edildi ğ i an bu
hüküm yerine getirilmemi ş olurdu, çünkü pek çok ki ş i tarafı ndan kul-
lan ı lan k yas çok çe ş itli sonuçlara götürür ve kı yas ı n neticeleri 'ayn ı
mes'elede icbar edici bir zaruretle hükmü ortaya koymaz. Ayn ı manâda
3. Al-i İ mran suresinin 97. [103. ] ve 8. Enfal suresinin 48. [46.] ayetide zikredilir ve üzerinde ı srarla (buldur ki, k ı yas ı n kullan ı lmas ı müslü-
man cemaal inin ittifak ı nı tehlikeye sokar: "K yas ı n kabülü ihtilafa
götürür, bu ise Kur'an'da yasaklanm ı ş t ı r: bu ayet, kı yasla ç ı kar ı lm ı ş
94 hükümlerle ameli hayata yön vermenin haram olmas ı nı gerektirir. Bu
netice zaruridir. Zira mü ş ahade bunu ispat eder. Nitekim, f ı k ı hta k ı yas ı n
kullan ı lmas ı sebebiyle dünya pek çok ihtilaflarla dolmu ş tur2". BununlamezheLler kastedilmektedir.
2.
Ş ayed bu dini temel görü ş üzerinde biraz daha durup islam ilahiyat'içerisindeki yerini daha yakinen kontrol edecek olursak, islam ı n dini te-lakk ı s ı yle Ilgili hiç te de ğersiz olmayan bir neticeye ula ş ı r ı z. Nufatu'l-K ı yas' ı n biraz önce incelenen görü ş tarz ı islâmda uzun zamandan beri
umumiyetle yayg ı n olan ş u prensibe aykı rı dı r. ".5 A A
ümmetimin ihtilaf ı rahmettir". Bu söz Hz. Peygambere isnadedilir ve O'na, herkesce malum_ sahihözmü ş gibi muhtelif vesilelerle
10 Mefâtih, IV, s. 550
2 . , " ‘ j 1
;ı
c .1:-Şj1.0 0 1;1. . 1 ‘ . ) 1
.
78
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 123/245
rastlar ı z, bu sözün kulland ı § ş ekli, ilahiyatc ı otoritelerin onu nas ı l an-
lamak istediklerini bize en iyi ş ekilde gösterir. O halde bir kaç misal
verelim. Halife Harun Reş
id'in haccı
dolayı
sı
yleş
öyle bir hikâye ,an-lat ı l ı r: Halife, Malik b. Enes'e 3000 Dinar hediye etmi ş , Malik'de bunlar ı
kabul etmi ş . Fakat harcamam ı ş tı r. Miran. Re ş id hacc ı tamamlad ı ktan
sonra Irak'a dönmeye karar verince, Malik'e: "Bizimle beraber gelecek-
sin, zira hen. insanlar ı , Hz. Osman' ı n Kur'an'a sevkettiğ i gibi, senin
Muvattu' ı na sevketmeye kat'iyetle niyetliyim" der. Bunun üzerine
imam ş öyle cevap verir: Muvatta' mevzuuna gelince, bu mümkün de ğ il-
dir; zira Hz. Peygamberin sahabileri onun ölümünden sonra her tarafa,
da ğ ı ld ı lar ve oralarda hadisleri yayd ı lar, böylece her m ı nt ı kan ı n sakin-
leri (kendi kabiliyetleriae göre) ilme sahiboldular. Hz. Peygamber buhususta "Ummetimin ihtilaf ı rahmettir" dedi. Ayr ı ca benim se-
ninle beraber gitmem de mümkin de ğ ildir, zira Hz. Peygamber: "Ke ş ke
Medine'nin kendilerine çok hay ı rl ı olduğunu bilmi ş olsalard ı " dedi,
fakat sizin dinarlar oldu ğu gibi duruyor, isterseniz onlar ı al rs ı nı z, is-
terseniz burada b ı rak ı rs ı nı z"". Baş ka bir ifadeyle: Hz. Peygamberin95 kavli hadislerinden muhtelif memleketlerde çe ş itli rivayetler tesbit edil-
mi ş tir ve bunlar ş eytan'ul eseri de ğ ildir, bilakis Allah' ı n bir lütfudur;
bunun için nass (hüküm) kat'i laf ı zlar içerisinde ba ğ lanmam ı ş , aksine
hadisin serbest geli ş imi hakim olmuş tur. Ben, Dugat' ı n ş u sözlerine hakveriyorum: "Ş a.rkt, , terakki ş ayed ya ş ama ş ans ı na sahib olsayd ı , Müs-
lümanları , halen , sahib olduklar ı ndan daha geni ş ve daha müsamahal ı
görü ş leri kabul etmeye sevketmek için Hz. Muhammed'in bu hadisinedayan ı labilirdi". — Hadis olduğu iddia edilen bu sözün kallanı l ı ş ı na„dâir, i ş te bir ba ş ka misal: Buhari'de ve hem de Muslim'de 1 2 . n n Abbas'tan
nakledilen çe ş itli isnad ve muhtelif anlay ı ş lar içerisinde hadis ş eklinde
bir hikaye buluyoruz: Hz. Peygamber ölüme yakla ş tı ğ ı s ı rada aralar ı n-
da Ömer b. el-Hattab'm da bulunduğ
u bazı
kimseler evdeydiler. BirdenHz. Peygamber ş öyle konuş tu: "buraya gelin, ben size yaz ı lı bir ş ey
vermek istiyorum, ki (bir ş ey yazd ı rmak istiyorum, ki) bu sayede sizdaha fazla yan ı lmam ı ş olursunuz (ko ş turup durmazsma)". Bunun
üzerine Ömer ş öyle dedi: Gerçekten a ğ r ı lar Hz. Peygambere galib geldi!,
Kur'ân'a sahib de ğ ilmisiniz, Allah' ı n kitab ı olarak o bize yeter". Bunun
11 Bu hikiiieyi, Demiri, II, s. 383 [II /285 ]'e göre verdim. O da bunu GazziiIrnin İ l ya'sm-
daki Kitâbu'l-Ilm l ı 'ab ı ndan ald ı ğ ı nı söylüyor ama, ben beyhude yere bunu aray ı p durd ı um, Biz
bu hikt yeyi ba ş ka bir kaynakta ve ba ş ka bir münasebetle Dugat, Histoire des philosophes et des
theologiens musulmans (Paris 1878) s. 266'da buluyoruz. [Bu bahis ilıya'n n "Kitâbu'l-'ilm"inin
2. bâb ı nda geçmektedir; 1302 M ı s ı r bask ı s ı , I, s. 25 ve Tercüme, I, s. 71-72. C. Tunç.]
12 Bubari,
r. 40, Merda, nr. 17. Muslim, Vasiyye, nr. 5.
79
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 124/245
üzerine ortaya çeş itli görüş ler at ı ld ı ; onlardan baz ı lar ı : Hz. Peygan -
ber'in yazaca ğ ı bir ş eyi getirin, ki onun sayesinde siz daha fazla yan ı k
mıyas
ın
ız! dediler. Hz. Peygamberin huzurunda, aralar
ında ileri geri
konuş malar olunca, Peygamber ş öyle dedi: "kalkı n ı z!". Theydullah
dedi ki: Un' Abbas ş öyle devam etti: "Ne yaz ı k, ne büyük felâkettir ki
o, geveze ı gunz ve munaka ş an ı z Hz. Peygamberi bu yaz ı y ı yazmaktan
al ı koydu". Bu hikayenin muhtelif görü ş ler içerisinde öne sürüldü ğünü
hemen belirteyim, fakat onun marlas ı yukar ı da arzuya göre a d lib it u m*
seçilmiş olan rivayette bir neticeye ula ş ı yor. Müslüman alimler, tasav-
vur edilebilece ği gibi Hz. Ömer'in bu anla ş ı lmaz hareketini izah edip
hakl ı ç ı karmak için çok miirekkep harcam ı ş lard ı r. Hz. Peygamber, son
arzusu hakk ı nda emirler vermek ve sad ı k dostları na kı stas olmas ı içinyaz ı l ı bir ş ey b ı rakmak istedi ki, bununla onlar, ölümünden sonra neye
yapı ş acaklarm ı bileceklerdi. Ne var ki her zaman gayretli ve sadakatl ı
omee, O'nun arzusuna karş ı çı ktı : "O, Kur'ân'dan ba ş ka, Peygamber-
den yaz ı l ı bir ş ey kals ı n istemedi! Bu hadiseyi zikreden pek çok aç ı k-
lamalar aras ı nda baz ı arihle ı de ş unu buluyoruz ki, Ömer Hz. Peygam-
berin davran ı ş ı n ı tehlikeli gördü ve Hz. Peygamberin — her insan gibi
96 bedeni bir zaafa düçar olarak — bir hata yapabilece ğinden korktı ı .. el-
Hitâhrnin yukar ı daki suale verdi ğ i cevap bizim için oldukça önemlidir.
O Hz. Peygambere ait oldu ğu farzedilen sözü ( : k ı e . 5 1ikrediyor
ve ş una inan ı yor ki, Hz. Ömer bu hadis içerisinde ifade edilen fikri do ğ ru
buldu . ve ihtilaflar ı n meydana gelmesine engel olacak emirlerin veril-
mesini asla istemedi: dini hususlardaki ihtilaf bu hadise göre müslüman
cemaati için rahmet" olmand ı r".
Bu görü ş sünni islam ı n en geni ş çevrelerine kadar tesirli bir ş ekilde
ula ş m ı ş ve islam kitabiyat ı yakı n zamanlara kadar" bunu içerisine
al ını ş tı r's. Bu sebepten dolay ı bu sathi anlay ş sayesinde müslüman ha-
yatı , mezheblerin birbirlerine kar ş ı gösterdikleri uzun zamandan beri
13 Nevevi, VI, s. 91 [XI/91]:
L?Ik;c. d 3)
l;
14 Ahmed ed-Direbi el-Ganimi,dl ı eserinde
yaz ı yor (Bölük 1297), s. 3: Z..11)1;mı:LP j
r.*."-H Bu eser 1323'de yaz ı ld ı ve dört sünni mezhebe göre aile hukukundan bakseder.
15 K ş l. Mukaddesi, de Goeje r.eş r., s. 38, str. 16 vd.1 1s_;"»L 5 -
Jl;-
" <
Kel. a.g.e., s. 366, str. 22'de Zji 1 ( kelimesini
kumak gerekir.
* Arzuya göre diye tercüme edildi. C. Tunç .
80
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 125/245
hakim olan hemen hemen ak ı l almaz gibi görünen tehammüle ve kar-ş ı l ı kl ı müsamahaya dönü ş tü. Herkesce malumdur ki, islam ı n pek büyük
camilerinde görülen bu karş ı
lı
klı
müsamaha haricen de daima ifade edil-mi ş tir. Islam akidesine ayk ı rı olarak tek tarafl ı mezheb taassubu
sünni ilahiyatç ı lar tarafı ndan izhar edilmi ş tir. Dört mezhebten hiçbirinin
saadete ula ş t ı ran tek mezheb olduğunu beyan etmesine müsaade edil-mez, her biri-hatta aralar ı ndaki taban tabana z ı d prensiblerde bile -diğerinin do ğ ruluğunu kabul etmeye mecburdur. IV. as ı rda Mehamili
me ş hur kitab ı l-Mukni'yi yazd ı ğ ı zaman hocas ı Ebil Hamid el-isfe-raini onu azarlam ı ş tı r, zira o bu kitabta sadece bir mezhebin akidesini
97 anlat ı yor ve di ğer mezheblerin mukabil görü ş lerinden bahsetmiyordu.
Hatta onu, bundan sonra derslerini dinlemekten menetti ve Mehamil lŞ eyh'in meclisine dahil olmaks ı z ı n derslerini hiyle ile dinlemek zorundakalm ı ş tı r". Şüphesiz mezheb taassubunun münferit tezahürleri geçmi ş te
olduğu gibi bu gün bile vukua gelmektedir; fakat Sünnilerin - bu çe ş itmünaka ş alara kar ş ı olan tutumlar ı , bize sünni akidesinin bu münaka-ş alara kat ı lmak istemediğ ini aç ı kca gösterir. Mesci:as ; biz Hanefi Kad ı s ı
Eb ıl 'Abdullah ed-Dâmegblurnin (ö. 506) [6. 478 ], ş unlar ı söylemi ş
olduğunu görüyoruz: "Bana valilik verilseydi, benim eyâletimde olanŞ
affilerden-yalrudi ve hristiyanlara bağ
lanan-cizye alı
rdı
m" Fakat aynı
zamanda bu rivayetin yan ı s ı ra hemen ş unu da okuyoruz ki, O bu beyan ı
sebebiyle cezaland ı rdm ı ş t ı r". Kadi 'Abdul-Vahhâb b. Nasrdiğer sünni mezheblere kar ş ı mâliki mezhebine nusret vermek için yazd ı ğ ı
büyük eseri (4;:,, 41 1 jb (441.,,2;11) Kahire'nin mutaass ı b bir Ş afri
Kadism ı n eline geçmi ş , o da bu eseri Nil'e atm ı ş tı r. Bu insafs ı z hareketinin
cezas ı olarak - kaynağ ı m ı z böyle naklediyor - bu mutaass ı b kiş i Ti-
mtir'un muzaffer ordusuna esir dü ş tü, Tim ılr onu M ı s ı r'dan beraberinde
götürdü ve Fırat nehrinde bo
ğdu. "Ceza daima günah cinsinden olur"".
Bu notu ald ı ğ ı m ı z bu tarihi eserde, G ı rnatal ı (Granada) EMIL Abdullah
er-RaTnin (VIII. as ı r), içerisinde mezheblerin e ş itliğ ini' ele al ı p bu taas-
1 6 Tehzib, s. 691 [11/210].
17 Yükf t, I, s. 708 [I /476] ayn ı aç ı klamay ı ş afi'i olan Muhammed et-Tasi (5: 576) Hanbe.
liderle ilgili olarak yapar, zira o, bu yüzden kat ı bir hanbeli taraf ı ndan zehirlenmi ş tir.
T.ik )1s-t . ! u- 1 Eti,
Ibnni -M ulakkin, Vr. 141a.
1 8 Makkari, I, s. 814 [II/521].
81
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 126/245
subtan" duyduğu utanc ı ifade eder. Akidevi bir ş iir de okunabilir 2 0 , ve
Mı s ı rl ı ilâh ı yatc ı Tak ı yyuddin Muhammed Bat ı dan geldiğ i zaman, ger-
çek ciddi ilim ve malumata sahib kimseler arası
nda bir mezhebiötekinetafdil gibi nizâla ş malar M ı s ı r'da vuku bulmaz dedi ğ i anlat ı lı r2 1 . Misalleri
istenildiğ i kadar ço ğalt ı labilecek olan bu hâdiseler islamda hâkim olan
görü ş ü ve bu hâdiselerin vuldruna sebeb olan L;Al
adisi hak-
k ı nda hüküm vermeye imkan vermektedir.
98üphesiz bu hadisin s ı hhat ı pek sa ğ lam de ğ ildir. Bu söz Hz. Mu-
hammed'in sahih bir hadisi olarak isbatlanam ı yor. Sakihe n'da da bunu
bulam ı yoruz; fakat Kur'ân' ı n, 11. Hâd suresinin 120. [118-119] âyeti
> -4 ' 1 1 •
J I• ' ) 1 Jhariç tutulacak olursa, bu hususta tama-
men aksini öğ reten ve s ı hhati en iyi bir ş ekilde tevsik edilmi ş bulunan
ba ş ka bir söze rastl ı yoruz. Bu Hz. Ali'ye isnad edilir ve ş öyledir: Hz.
Ali'nin ş öyle dediğ i rivayet ediliyor: "Bu güne kadar nas ı l hüküm ver-
mi ş seniz, öyle hüküm veriniz, zira ben ihtilaf ı sevmem, böylece insanlararas ı nda ittifak hüküm sürsün"2 2 . O, bunu aç ı k bir hukuki mes'ele miina-sebetiyle söylemi ş olmalı d ı r (— acaba çocuk do ğuran câriyelerin sat ı ş ı na
devam etmek câizmidir ?). Bu hususta Hz. Ali, Hz. Ömer'den farkl ı hü-
küm vermi ş ti, fakat ş imdi ihtilafa mani olmak için u ı numiyetle hâkimolan görü ş e döndü 2 3 .
Bununla beraber me ş gal olduğumuz•birbirine tamamen z ı d iki görü ş ü
dikkate alarak, bu hadislerdeki ifadeye, islâm ı n en eski tarihi seyrindefarkl ı olarak itibar kazand ı ran cereyanlarla kar ş ı la ş ı yor olduğ umuzu ka-
bul etmek durumunda kal ı m. Cereyanlardan herbirisi, kudsile ş tirilmiş
ifadeleri ileri sürerek, kendi hukuki selâhiyetini isbat etmeye ve ayn ı za-
manda kendi me ş rüiyetlerini sa ğ lamaya gayret etmi ş tir, bunlardan birisi
ş ahsi ihtilaflar ı n ifade edilmesinin dine zararl ı ve def edilmesi gereken
bir ş ey olarak bilinmesini istemi ş ("Disputanti pruritus ceclesiae
19 Burada dikkate de ğ er olan
afzı için
tabirinin kullan ı lması d ı r.
20 Makkari, I, s. 937 [II /695]
21 a .g.e., II, s. 101 [111/147].
22 Buhfri, Fedâ'ilu'l-ashâb, ur,. 10:
icLr ,Ajs')L-* - 1u 4;123 Burada ortaya ç ı kan Hz. Ali'nin görü ş üyle, farzolunan hadiste mevcud bulunan görü ş
arası ndaki ihtilaf Ş ârih Kastalânrnin gözünden kaçm ı ş değ ildir, VI, s. 122 [VI /113-114 ]; o
müslüman ş üriblerin bilinen diyalektik tarzlar ı içerisinde bu ihtilaf' haletmeye çal ı ş ı yor:
J z . z 11 ; . z . 1 1
; : ı ı ı.)1 iU
* . L . Y 1
82
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 127/245
s c ab i e s")u cereyan kendi lehine me ş rüiyet kazanm ı ş görünüyor;
ve diğeri, fikri serbestlik ve ba ğ ı ms ı zl ı ğ ı n islam için tehlikeli olmad ı ğ ı nı
99 ve hatta bir rahmet olduğunu görmü
ştür. Z?•.) L
şeklindeki
hadisler, ası lları n ı , islam mezhebleri tarihinde sonradan "As h
a-," diye isimlenecek olan çevreye, hiç de ğ ilse kat ı hadis-
ci görü ş lere nı ahküm olmam ı ş olan çevreye borçludur. Bu cereyâna,bir din sistemi içerisindeki - dini f rkalar ı n çokluğu onun mükemmel-
liginin bir delilidir, ş eklinde ifade edilenadisinin ş erhi dahildir ki,
ben senelerce önce muhtelif vesilelerle ele alm ı ş ve bunun yanl ı ş oldu-
ğunu ve metnin asli gayesine uymad ı ğ ı nı isbat etmi ş imdir2 4 .
Gördük ki, "Nufatu'l-K ı yas", ihtilafa sabeb oluyor diye kı yas ı
reddeder. Zahiri mezhebinin en büyük temsilcisi ı ln Hazm' ı . "ihtilafı "
cezay ı müeyyide ile yasakl ı yanlar aras ı nda buluyoruz. Bu dü ş ünceyi
k ı yasa kar ş ı yazm ı ş olduğu eserinin mukaddimesinde aç ı kca beyan et-
mektedir. Fikirlerini k ı saca nakledelim: Allah, Hz. Muhammed ile, hak
dine ve do ğru yolda gitmeye lüzumlu olan her ş eyi insanlara bildirdi;
fakat O, sonradan ortaya ç ı kacak ihtilaflar ı alim sı fat ı yla önceden
bildi ve o ş ekilde takdir etti, fakat bunlar ı , do ğ ru yoldan sapt ı racak
ş
eyler olarak, bize yasakladı
, ibn Hazm bu görüş
lehinde ikna ediciayetler de ileri sürer 2 5 . Zahiri temayülleriyle bu incelememiz boyunca
100 zaman zaman me gul olaca ğ ı m= gerçekten me ş hur bir tarihci olan
Makrizrnin2 6 bu meseleye kar ş ı nas ı l bir tavı r ald ı ğ ma bakmak hiç te
önemsiz değ ildir. Makrizi, çe ş itli Kelâm mekteblerinin Kur'ân' ı n tec-
sim mevzuundaki âyetlerine dair görü ş lerini naklettikten sonra, kendifikrini a ş a ğ ı daki mülahazayla ba ğ lamaktad ı r: "Bu mezheblerden her
biri kendi delillerini öne sürüyorlar... ve onlar pek çok fikirlere sahibolmay ı terketmiyorlar, ancak Rabbinin rahmet etti ğ i kimse müstesna
ve böylece onlarıhalketti 2 7 , birbirlerine muhalefet ettikleri için k
ıyamet
gününde Allah onlar ı n aralar ı nı bulacak". Gördüğümüz gibi Makrizimeseleyi Zahiriyenin görü ş üne sad ı k kalacak bir ş ekilde tetkik ediyor,
24 Beitraege zur Literaturgeschichte der Ş i'a. 9.
25 İbtâl, Vr. Mukaddime k ı smı nda:
rs. j..„ j1 1e l i,c, J I ; J I
i 1 iyi L e .1 , 5 " L e .
jL. jb.;Jeii
26 Hitat, II, s. 320
27 Kur'im: XI, 120 [ 11 illid/118-19].
83
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 128/245
fakat daha ziyade eski kur'ani görü ş e ba ğ lı kalacak ihtilafa dü ş meyip
aksine görü ş lerin ittifak ı , ve yeknesakl ı ğ ı ilahi rahmetin inti ş ar ı na se-
heb olur görüşünü ileri sürüyor.
Serbest dü ş ünce, ihtilaf v. s. nin s ı hhatine kar ş ı sadece sünni ha-disciler muhalefet etmi ş değ ildir. Hz. Peygamber'in ölüm dö ş e ğ inde
Hz. Ömer'in gösterdi ği garib da‘rarn ş ı n izah' sadedinde bu prensibiileri süren el-Hitâbi [Hattâbij, müslümail serbest fikirlilerin a ş ı r ı soluna
kar ş ı bu prensibin s ı hhat ı n ı teminat alt ı na almay ı f rsat bildi: $.-:9 5 k : z a : - 1
(..9A" hadisine kar ş ı itiraz edenler iki ki ş idir, bunlardan biri dini ba-
k ı mdan kötü ş öhret yapm ı ş 'Amr b. Bahre diğ eri ş akac ı lı ğ ı
101 ve hafifme rebliğiyle bilinen Ishik b. İ brahim el-Mevsili'dir. Mevsili,Eğent adl ı kitabı n ı yazı p, bat ı l ş eyleri ortaya koyduktan sonra günah-larla az ı klanmakla da yetinmeyip, kitab ı nda Mtu.haddislerle alay etti
ve onları n hiç anlamadı klar ı eyleri bilmeden rivayet ettiklerini
söyledi. Mevsili ve Câhiz ş öyle dediler: Ş ayed ihtilaf rahmet olursa,
ittifak ı n azab olmas ı gerekir. Ayr ı ca o, ihtilafa sadece Hz. Peygamberinya ş ad ı ğ ı müddetçe rahmet olarak bak ı labilece ğ ini, zira o zaman mese-leleri Hz. Peygambere sormak ve onun bu husustaki cevapla ı ı nı almakimkan ı nı n olduğunu ifade etti. Bu fesadç ı itirazlara a ş a ğ ı daki ş ekilde
cevab verildi. Rahmet olarak görülen bir ş eyin zı dd ı nı n her zaman azabolmas ı gerekmez, böyle bir neticeyi ancak bir cahil veya cabillik tas-
layan kimse öne sürer. Mesela biz Kur'ân'da ş unu buluyoruz: O rah-metiyle sizin için gece ve gündüzü yapt ı ki, böylece siz dinlenesinizv.s.* Burada gece rahmet olarak zikrediliyor, fakat bundan biz gündü-zün bir azab olmasa gerekece ğ i neticesini ç ı karamay ı z. Bu çok aç ı kt ı r
ve tereddütün yeri yoktur. Dini hususlarda (dinle ilgili olarak) üç türlü
ihtilaf mümkündür: Birincisi, bir yaratan ı n varl ı ğ ı ve onun vandâni-
yeti ile ilgilidir: bunu inkar eden kâfir olur, ikincisi O'nun.sıfatlar
ıve
iradesiyle ilgilidir: bunlar ı inkar eden (bid'atc ı d ı r), üçüncüsü imanmtemel prensiblerinden ç ı kar ı lan fer'i hükümlerle ilgilidir ki, onlar muh-telif görü ş ler ihtiva edebilirler. İşte bu üçüncü bölümdeki ihtilaft ı r ki,Allah rahmet ve, ma ğfiretinden bir lütuf olarak alimlere hak tan ı m ı ş tı r.
Hadis olduğu ş üpheli görülen bu sözden kasdedilen budur" 2 3 . Ba ş ka-
lar ı dini ihtilaflara kar ş ı gösterilen müsamahada daha da ileri gittiler,onlar ı n noktaya nazarlar ı İ bn 'Abd Rabbib'de do ğmatik bir ş ekil almak-
tan ziyade masalvâri bir anlay ı ş içerisinde ka ı ş ım ı za ç ı kmaktad ı r. Bir
28 Nevevi, IV, s. 91 [XI, 91].
* 28. Kasas/73.
:8 4
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 129/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 130/245
3.
103adisler iki fı rkadan her birine Kur'ân'dan daha çok delil temin
ede'r. Burada hadis mecmualarm ı n tarafs ı zlı kkrı nı n derecesiyle ilgili birmülahazaya yer vermek gerekir. Yani Buhâri, ve Muslim'in, sahih ola-
rak kabul edilen hadis mecmualarm ı n mukayeseli tetkikinden ş öyle bir
intiba edindik ki, Muslim, rivayetin ş ekliyle ilgili olarak kendisi tara-
fndan toplanan ve "asli k ı sm a" biti ş ik hadisle ilgili hadiselere vesözlere, malzemeleri toplayamn ve râvinin tarafs ı z objektifliğ ine kolay-
ca güvenmeyip, karar ı kendisine arzedilen malzemeyi kullanarak netice
ç ı karacak olan okuyucuya b ı rak ı rken, Buhârnı in kendi karar ı nı da bir-
likte arzetmesi, elde edilen neticenin do ğ rultusuna olan ilgisine dikkati
çekmesi ve hazan ihtilafl ı meselelerde ş ahsi bir durum alarak onlar ı n hal-
lini ilgili hadislerin değ erine ve tefsirine ba ğ lamas ı nadirattan
Böylece Buhari'de rivayet edilen sözler için olan ha ş iye ve lisani mülaha-
zalara rastlad ı ğ ı m ı z gibi, hadisin metninden ayr ı olarak bulunan malze-
meye ait mülahazalar ı ve ş ahsi beyanlar ı da buluyoruz. Tafsilatl ı bir tarz-
da Hicaz ve Irak mekteblerinin âhtiiafl ı f khi görü ş lerini kaydetti ği",
ilgili hadisten ameli fayda sa ğ lamak hususunda kendi fikri etraf ı nda oku-
yucuyu dü ş ündürmek gayesiyle her bah'tan önce koydu ğu ba ş l ı klar a ğ -
dıran taraf olarak ona say s
ız f rsat verirler. Mesela; Kitabu'l-Iman
nr. 16'ya koyduğu â l c!..14; dtotUI cj,â1 J.,"/I _ O N c ..)1 cjl cJl9 4 ..)-4‘.-' 1J.
ş eklindeki ba ş lı kla okuyucuya ima= tarifiyle ilgili ihtilafla sünni aki-
denin hangi tezin bu babtaki hadisin delil olarak kullan ı labilece ğ ine
telmihte bulunur, hatta müslüman müfessirleri bu temayülik
sözündeki çekingen maskeyi s ı y ı rarak ortaya koymu ş lard ı r 3 2 . Çok kere
104 Buhârî, muayyen tezlere delil serdetmek için muayyen ş eyleri hadislerle
isbat etmeye gayret eder ve onlardan da netice ç ı kararak zaman zaman
"bu hust sta aşağ ı daki hadis delil olur"" sözleriyle bir baba ba
şlar.
Yukar ı da (S. 39) gördü ğümüz gibi Bul:ı ki, bu bab n ihtilafb bir mesele-
Binde rehin hükmikne dair olan bölümün ba ş lı ğ ı na bir tek kelime ko-
yarak lehte veya aleyhte vaziyet al ı r. Bu usul di ğer dini çevrelerin ben-
zer fı khi malzemelerine tekaddüm eden l ı kliseleri hat ı rlat ı r 3 4 . Muslim,
31 Buhârl, Kit3bu't-Taltik, ur. 24
32 Kastalâni, I, s. 127 [I /107]:
JL' t . 4s1. 1 . 4
33 Buhari, Ferdu'l-hums, nr. 4, 14, 16 [IV/53]
:.)1 „Ip
34 KO. umumi olarak: Sehulte, Die Geschichte der Quellen und Literatur des Canonischen
Rechts I, s. 74 ve K. Hese, Handbuch der protestantischen Polemik, s. 494, 1. Bask ı .
86
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 131/245
eserinde böyle ba ş l ı klar kullanmam ı ş tı r, Nevevrnin dediğ i (S. 13 [I, 21])
gibi, "o, eserinin cild say ı s ı n ı bunlarla art ı rmak istemedi ğ inden veya ba ş -
ka sebebler yüzünden"; böyle davranm ı ş tır. Muslim'in eserini tefsir ve
ş erh edenler önce ba ş lı klar ş :-1.; ilave etmeye çal ı ş m ı ş lard ı r.
Dar bir çerçeveye ihtisar ettirdi ği rey ve kı yas ı f kı h kayna ğ ı ola-
rak tamamen reddetmeyen fakat sempatisiniektebine
yönelten islam dünyas ı nı n bu büyük muhaddisinden ba ş ka bir ş ey bek-
lenemez. Onun bu zihniyeti nazari metoda kar ş ı serbestçe snalad ı ğ ı
bazı hadisleri rivayet edi ş tarz ve usulünden ç ı kar ı labilir; ayn ı zamanda
biz, Bulı tur nin kuru bal) ve paragraf ba ş lı klar ı na pek çok ş ahsi görü ş -
lerini nas ı l koyuyor olduğunu da anlayabiliriz. Ş imdi k ı yas aleyhinde105 olan bu hadisleri ele almak istiyoruz: Kitabu'l-rtisam ur. 7 [8 /148 ] 3 5 .
„ J L . S z ;6 j m 1 : 2 LAlğjt51 ) 1 r « : 3 ‘ : ) ,..)s -.4 t. ( — A ,
‘: . 7 . 1t,v
Jli a, Pf r ı Cfr
4 1 " 1 1ıp 1 : ; i 1
4:)-,1 * 1 / 4 4 2 :1 er.y l ;
Şüphesiz burada re'ye istinaden verilen karara uyulmamas ı tavsiye edil-
mektedir; böylece Buharrnin mufassal neticeyi ba ş lı klar yoluyla nas ı lelde ettiğ ini görmekteyiz. O, ayn ı Kitabta daha da ileri gider, nr. 9
[8 /149 ]:
J 1 1sAl < ,: 1 4 vL
Litr.,„0VI : y(st,
: 1 3 4 1 J. .k , o w d 4 . 5 ) ) 4 1 Ç ( . . )1 _ , 5 . -: j 1 4:fr
d ı ti ‘!..4)1; L•j .74 b i 4 . j ^ . . ? -.1 J'..,. .; t? .
h : L fj 13.S Uç«
lp J l®U ; 4 5 4 1 4 , ..1 p5 4 . 4 . 1 . ; ) e'tC u l J:j l t b t : t l ! 4 :ft.:S , - ti
3 5 Bu bölüm Krehl'in bu güne kadar ne ş redilen cildlerinde henüz ç ıkmad ı . Metnimizi 1285
de 10 cild halinde bas ı lmı ş eridi Bulak bask ı s ı ndan iktibas ettik.36J.:,.,•';1 sözleri bana asl ı nda önce geçmi ş olan ı .^âi•1_, sözlerinin aç ı klamas ı olarak
görünüyor; [17 Isra /36] Eb ıî Zerr'in Buhârl metninde bu sözler yoktur.
8 7
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 132/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 133/245
bir ifadesi burada ferâiz bölümüne al ı nm ı ş t ı r. İ ş te bu husus Buhârrnin
kitabı nı n tahrir ş eklinin hususiyetidir. Bundan ba ş ka re'y mektebi aley-
hinde zikredilmiş
pek çok hadis bulunmakla beraber onları
n büyük birks ı m ı sahib hadis mecmualar ı nda tasvib görmemi ş tir 4 q. .
Rey mektebinin hadis kitabiyât ı ndan kendilerini destekleyicideliller bulmaya matuf ara ş tı rmalar ı çok daha zay ı f kalm ı ş tı r. Mü' ı nin-
lere sunabilecekleri ve yapt ı klar ı kı yâslarda bir istidlâl metodu olarak
dayanmak istedikleri sarih ifadeler sal ı ih hadis kitablar ı nda yoktur.Bununla beraber k ı yâs mektebi âlimleri, Hz. Peygamberin verdi ğ i ka-
rarlarda k ı yâsi istidlâli kullanm ı ş olduğunu bildiren baz ı hadisler do-
lay ı s ı yla ş unu isbat etmek istediler ki, bu gerçek hâdiselörden f ı kı h
ilmi için bir istidlâl metodunun geçerli olaca ğ ı neticesi çı kar ı labilir.
Bulittri kendisini bu neticeleri ifade etmekten al ı kor, fakat onun kayâs
107 taraftar ı ş ârihleri, hemen a ş a ğ ı da görülece ğ i üzere; tezlerinin bu destek-
lerine çok daha h rsl ı olarak sarı lı rlar:(96.)Kitâbu'l-Ptisâm nr. 12 [8 /150 ]:
c
1 1 1 , :ju . 4 JIAA 3k,4I.5 . 4 k-;e
( : ) : I Cj . G .iP J 4 ) L s ı I y ;1_,P
4..:.11
"1.4
ı i, : pt;
L -p-I ,11‘. .ı ti a1 ,s- u ıit; (.;Burada Hz. Peygamber, ölmeden önce hacca gitmeyi adam ı §
bir annenin kı z ı nı n sualine cevaben, klyüsi bir hâdisede câri
olan bir hükme i ş aret ediyor, yani miras b ı rakanm borçuuu ödemeye
vâxisler mecburdurlar; buradan hareketle Hz. Peygamber, k ı yâsi istid-lâle istinaden be ğenilen f khi karar ı geçerli buluyor".
. Baş ka bir misal de (34.) Kitâbu'l-Buyif nr. 103 [4 /40]:
.111J5ki . 4 : s , ı1JA; Juit,•t;5k;
•1 j.j t i J L
Burada Hz. Ömer, Hz. Peygamberin k ı yâsi hükmüne istinaden karar
veriyor. Hz. Peygamber yahudileri, haram olan besin maddelerinden
40 Ş a'ribı i, I, s. 64-91'de pek çok yerler kar ı ş ı k bir haldedir.
41 Kastaliini, X, s. 370 [X/3131.
89
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 134/245
birinin ticaretini yapt ı klar ı için lânetledi; bm dan haram olan besin
maddelerinin (burada ş arap) ticaretini yapman ı n câiz olm ı yaca ğ ı neti-
cesi çıkar.
Islam ı n en büyük otoritelerinin f ı khi kararlarm.da klyüs ı kulland ı k-
lar ı na delil olarak k ı yasc ı lar, Ashâbm fı khi kararlar ı nı da öne sürerler 4 2 .
Miras b ı rakan birinin dedesinin di ğer vârislere kar ş ı miras iddias ı nda
bulunmas ı , hac esnas ı nda tav ş an öldürmek suretiyle mukaddes toprak-108 lardaki kan ak ı tma yasa ğ ı nı ihlâl eden kimsenin fidye vecibesi, haram
olan muhtelif kalitelerdeki bir çe ş it meyveyi kendi aralar ı nda al ı p sat-
mak, arkada ş ı nı n bir diş ini k ran kimsenin, ödemeye mecbur oldu ğu
fidyenin miktar ı ve diğer fı khi meseleler — klyâsc ı lar böyle anlat ı yor —
Ömer, Ali ve Zeyd b. Sâbit tarafı ndan k ı yâs yoluyla tesbit edilmi ş lerdir.
Ş üphesiz k ı yâsa muar ı z olanlar, bu gerçeklerin dayand ı rı ld ı ğ ı hâdisleri
doğ ru ve kâfi derecede sahih olarak kabul etmozler ve Ilm Hazm bunlar ı
büyük bir gayretle reddeder. "Bir sahâbe demi ş tir ki, miras b rakan
kimsenin dedesi ve erkek karde ş leri, bir nehir halicinin iki kanal ı na ben-zer; bir ba ş kas ı bu akrabal ı k derecesini, bir a ğ acı n iki dal ı na benzetmi ş -
tir. Sab.âbenin böyle bir istidlâlinden Allah' ı n ho ş nut olmuş olmas ı uzak-
tı r. Miras bı rakan kimsenin erkek karde ş leri yan ı sı ra dedesinin miras
mevzuunda acaba altıda bir mi yoksa üçte bir mi alaca ğ ı veya külli
mirasc ı m ı olaca ğ ı na dair delil bulmakta kanallar ı n veya dallar ı n kollara
ayr ı lmas ı bir ş ey ifade etmez. Bu herkesin bildi ğ i bir ş eydir. Nerde kald ı
ki, Peygamberlerden sonra ak ı l ve anlay ı ş ta bütün insanlar ı n en üstünü
olan kimseye â ş ikâr olmas ı n! Bu'rivayetler uydurma haberlerden ba ş ka
bir ş ey değ ildir, k ı yâs taraftarlar ı taraf ndan, kendilerini taklid edenleriçin uydurulmuş ve onlar aras ı nda yay ı lm ı ş tı r4 3 . Ayn ı kat'iyetle İ bnHazm, klyâsc ı lar ı n itibâri hadislerden ç ı kard ı kları bütün delillerini,
bilhassa bahis konusu olan hadislerin gayri sahihli ğ ini, yeter derecede
me ş hür olmad ı klar ı nı ve imkans ı zlı ğ ı n ı hadis ilminin kâidelerine dayan-d ı rd ı ğ ı beyyinelerle reddeder. Ş a'rinı rnin de nakillerde bulunduğu anla-
ş ı lan, Ilin Hazm' ı n ibtiilu'l-Kıyâs adl ı kitabndan çı kard ı ğ un ı z ilgili
yerlerle alakal ı malzememizin tamam ı nı bu kitabn sonunda " İ laveler
I-II1" k ı sm ı na alm ı ş bulunuyoruz.
Gerçi k ı yas mektebine dahil olan âlimler de çok kere hadislerin verivayetlerin s ı ı hhati üzerinde tart ı ş mı ş lard ı , ki bunlardan, onlar ı n mez-
42 Kı yâsm pek gayretli savunucularmdan biri olan Falsreddin Razi, Mefâtih'de Klyksm
müdafaasma ay ı rdig ı pek çok yerlerde Sahih'te bulunmayan ba ş ka hadisleri ileri sürmektedir;Kş l. Kasta lani, ITI, s. 421 [TII/380].
43 İbtill, Vr. 3b
90
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 135/245
lı eb arkada ş lar ı bir fı k ı h kayna ğ ı olarak k ı yas ı n geçerli olduğu neticesi.
ni çı karmay ı adet edinmi ş lerdi. Evet, k ı yas taraftarlarm ı n as ı l dayana ğ a
olan meşhür Mu'az hadisiyle (bak. yukar
ıda S. 8) ve daha ziyade Hz.
Ömer'in el-E ş 'arrye gönderdiğ i sanı lan mektubuyla ilgili olarak k ı yas
dü ş manı İ bn Hazm ve onun zahiri taraftarlar ı ayn ı kabilden fakat pek
isabetli olmayan pek çok fikirleri ileri sürmü ş lerdir4 4 . Ş imdi onlar için,
bu fı k ı h kayna ğ ı mn mer'iyeti mevzuunda Hz. Peygamberin Ashab ı nı n
10 9 sük ılti kyas ı n geçerliliğ inin sahih mesnedidir. Zira islam fikh ı .
nı n cemaat hakimiyeti devirlerinde ihtilafl ı meselelerde her sahasbe kendi
ş ahsi k ı yas ı na göre hüküm verirdi, ki buna di ğer Sahabeler muhalefet
etmezlerdi, i ş te böylece islam ı n otoritelerinin en evvelki ictihadlar ı nda
kı yas ı n müsbet mevki'i kabul bulmuş oluyordu4 5 .
44 Varakat, Vr. 46b.
45 Varakiit, Vr. 46a
91
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 136/245
VIII.
TARIH İ K İ TAB İ YATTA ZA.11./R1 M EKTE B İ N İ N Y E R I
1 .
Zahiri mektebinin yapt ı ğ ı tesiri ve inki ş af tarihini derli toplu birş ekilde ortaya koymak için ara ş tı r ı c ı nı n emrinde bulunan malzememanduddu. Bu mezhebin alimleri için yaz ı lm ı ş bir tabakât kitab na
sahib değ iliz ve Zahiriyye tarihinin tetkiki için en iyi vas ı talardan biriböylece bizim için eksik kalmaktad ı r.
İ slam tarihçileri sünni f ı kh ı n câri metodlarma kar ş ı , Davad'ungöstermi ş olduğu tepkiyi hiç te mühimsemi ş de ğ illerdir. Bunlar aras ı nda
Ebul-Feda, Davud'un görüşlerini daha da yak
ından tetkik eder, biz
onda hiç olmazsa Zahiri sisteminin mü ş ahhas bir misalle aç ı klanm ı ş
muhtasar bir özelliğ ini buluyoruz'. Kültür tarihiyle ilgili bütün husus-lar için derin bir alaka ve aç ı k görü ş lülüğü mânidar bir ş ekilde ifade
eden el-Mes'fli 2 ve daha sonraları bnul-Esir 3 , 270 senesinde.ölenler
aras ı nda çok kı sa olarak ona iş aret ederler, hatta Ihnul-Esir "bazı
hadiseler" ba ş lı ğ ı altı nda Zahiri mektebinin kurucusunun sadece ölü-münü, eserlerinden ve akidesinin de ğ erinden bir kelime olsun bahset-
meden kaydedip geçmektedir. Bu tafsilat tamamen kaybolmu ş görü-
nüyor, hatta do ğ rudan do ğ ruya onun eserlerinden al ı nm ı ş naklillere desonraki eserlerde rastlam ı yoruz. Ba ş lang ı çta sünni islam dahilinde belir-
li bir meseledeki icman ı n tesbitinde nazar ı dikkate alman (S-72.• 4. . . . .1 0:1A)•
müstakil bir sistem olarak yer verilmesine ra ğmen, Davad'un mezhebi,
müteakiben bu sahada da bütün otorite ve de ğerini kaybeder. Zahiri
110mektebine kar ş ı müsa ı nahakar olan alimler, onlarm.41 1 'yi
reddetmiyerek ileri sürdükleri ş ahsi kan aatlarm ı dikkate al ı rlar, diğer-
1 Annales Moslemici, Reiske neş., II, s. 260 [II/53-54].
2 Murilcu'z-Zehel ı , VIII, s. 64 sene: 270.
3 Kamil, &Ila bask ı s ı , VII, s. 148
aş l ı ğ ı alt ı nda [VIII412].
92
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 137/245
111
leri de bir asla dayal ı furu' meselelerindeki inhiraflar ı m red ile sadece
usul meselelerinde bu k ı yasa itibar ederler, mesela ima ı nu'l-Haremeyn
ismiyle maruf ve meşhur Cuveyni K
ıyas
ıinkar edenlerin müslüman ce-
maaatinin alimlerinden skit.) ve " Ş eriatin hamillerinden" Z / A-- )
say ı lmad ı klarm ı ; onlar ı n basit cahil halkla bir tutulduk-
lar ı n' söyler'. Nevevi ise gerçe ğ i ele geçirmek isteyen ve ele geçiren kim-
selerin görü ş üne göre, Davild'un dört sünni imamdan ayr ı lan bir gö-
rü ş ünde, bu zı dd ı yet ieman ı n hakikat ı nı ortadan kald ı rmaz, ders.
Zahiri mektebinin yay ı lmas ı ve düş ü ş ü mevzuunda, bu mektebiislam dünyas ı dahilinde tasvir eden çevreler hakk ı ndaki tasavv ı ı rumuz-
da bize sağ
lam bir görüş
kazandıracak olan tarih ve edebiyat. tarihiile ilgili beyanlardan bir grup önümüzde tetkikimize aç ı k olarak dur-
maktad ı r. Zahiri mektebinin ilk yay ı lı ş ı pek tabii olarak Irak'a yani
zuhur etti ğ i çevrede vukû, buldu. Fihrist müellifinin (377 senesinde)zikrettiğ i6 gibi kurucusunun ve oğlunun tesiri altı nda Zahiriyyeye
yönelen alim temsilcilerin ekserisi Irakl ı chr. Zuhurlarnun ilk asr ı nda
bu mektebin temsilcileri olarak Ihnu'n-Nedim'in verdi ğ i isimlere ta-mamlay ı c ı bir kaç ismi de ilave etmek mümkündür. Hatta kendine
aç ı kca Zahiri denen, dindarl ı ğ ı yla me ş hur 'Abdu'l-Mu'min [b. Halef]
b. Tufeyl et-Temimi en-Nesefi (ö. 346) 7 , Muhammed b. Davilı d'un tak-
besidir, Ebu'l Mehasin, Kad ı l ı k yapm ş olan Basralı 'Abdulah b.
Ali el-Vardiri [Varidi ]*'yi (ö. 375) "Zabirilerin ş eyhi diye isimlendirirg.
Mektebin diğer temsilcileri, Sam'ani'de yani_ bu kitab ı n sonundaki
ilavemizin Nr. V'. inde bildirilen haberde (bu maksatla ona i ş aret edi-
yorum) ismen say ı lm ı ş tı r. Davûd'un ölümünden sonra Zahiri mezhebi,o ğ lu, Muhammed'in etrafı nda tapland ı , bu zat yalnı z bir ilahiyatc ı
olarak, — fetvalar vermekle kalmam ı ş — ş air ve edebiyat merakl ı s ı •bir
kimse olarak da iyi bir isme sahib olmu ş tur9 . Fihrist müellifinin Zâhi-
rilere dair olan notlar ı nda İ bnu'l-Muğallis için "Kendi zaman ı nda Da-
vûdilerin reisliği ona eriş ti" demesinden, Muhammed'in ölümünden
4 Kş l. bu mesele hususunda fazla malumat için Tehzib, s. 239 vd.; s. 237
5 Muslim ş ehri, IV, s. 416
..4•1 K ş l .abirini Tehzib, s. 791, str. 6 vd.
6 Fihrist, I, s. 216-219. K ş l. ZDMG. XIII, s. 615.
7 Tabakatu'l -Huffaz, XI, nr. 63 [s. 866-7].
8 Quatremere, Histoire des Soult. Maml. 1. e., s. 270 fEbull-Mehasin, IV /1481.9 Sem'ani, nr. 2
*Bkz. En—Nueûmu'z-zahire, C. IV, S. 148 C. Tunç.
93
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 138/245
sonra genç Zalairi cemaatinin riyaset liyakat ı nı n daima yenilendi ğ i
neticesini ç ı karab ı liriz.
Zahiri mektebi Irak'tan ba ş lay ı p her memleketten olan talebe-leriyle islam dünyas ı n ı n daha uzak mmt ı kalar ı na yay ı ld ı . Hatta uzak
yerlerden gelenlerin dini suallerini bizzat Dav ıfid cevabland ı rmak du-
rumunda kald ı ; eserleri aras ı nda, İ sfahanl ı ve Harezmli'lerin suallerineverdiğ i cevablardan ibaret bir mecmuadan söz edilir". Onun bu kanaat'an ı nı söylemeye te ş vik edilmi ş olmas ı , kendi zaman ı nda Orta Asya'daDavf d'un otoritesine yüksek de ğ er verildiğ ine pek alâ delildir. Irak'tanba ş hyarak Zahiri mektebinin İ ran'a yay lm ı ş olmas ı gerekir, buras ı
bilhassa Ş iraz, Zahirilerin bir merkeziydi". Yaldit'daki, 341 y ı lları na
do ğ ru Sahrzür çevresinde " ş eriatm zahiri manasma" mütaass ı b bir tarz-da riayet ettikleri için katle ve ya ğmaya sebeb kimseler türedi", ş ek-
lindeki notun Zahirileri ima etti ğ i bana pek aç ı k görünmemektedir.
Zahiri mektebinin bu ilk devirlerinde islam tasavvufu taraftarlar ı
ve f k ı hta mitayyen bir ameli mezheb taklidcili ğ ini prensib olarak kabul
etmiyenler Davild'un mektebine ba ğland ı lar. Bu keyfiyeti daha sonraki
112 ifadelerimizde daha yak ı ndan tan ı yacabz. Zahiriler aras ı ndaki ilk mu-
tasavv ı f, Ba ğdadl ı Ruveym b. Ahmed Muhammed (ö. 303) olmal ı dı r".
Onun talebeleri aras ı nda, fı k ı
hta hocası afri İ bn Sureyc olan (yüz
ya ş ı n ı geçkin olarak 371 de ölen) Sirazl ı Muhammed b. Hafif b. İsfeksad
ed-Dabbryi buluyoruz. Zannediyorum ki "Faris ş ehirlerindeki sallerinbu ş eyhi"" Zahiri hususiyetlerinden uzak de ğ ildir. Bu hususu elimin al-tı nda bulunan kaynaklar ı n bu alim hakk ı ndaki naklettikleri özellikler
den ç ı kar ı yor değilim: ki o öJAui (Yakat; JAUI İ bnu'l-Mu-
lakkin) zahir filmlerinde en alim olan ş eyhlerdendi*. Bu, bir alimin
1 0 Filvist, 217, str. 18 [218, str, 5]. Kr ş . yukarı da S. 29.
11 Eb ıl shak es-Ş irfizi (ö: 476) Tabakât, Rifa'a Beg et-Tahtavi (1873 senesinde vefat etmi ş
Kahirede alim bir devlet memuru) bir eserinde ,ı , , L , 7 . 1 1 j
iz11 (Kahire,
Vadi en-Nil mat-baas ı 1287) s. 16. İ lk müslümanlara zihniyetini muhafaza eden bu eser ,Rav-
datu'l-Medtiris adlı pedogojik mecmuan ı n ilmi bir ilavesi olarak (Y ı l: 1, nr. 6) yay ı nlanmı ş tı r.
12 Yakf t, III, s. 340 [111/37,5]:
ç , , t ecı ll , : . II t L' ı ı;S I j j; j>: ) 1 . 5 ' s
j t . 1 1 j . 1 . 1 ;
Bu sözler tamamen sarih de ğ ildir. Bu yerde, Nim Azray sak inlerinin ş eriat ı n zMirine
bağ land ı klan için, fena ş öhret sahibi olan kom ş ular ı n öldürdüler ve ya ğma ettiler veya sa-
kinleri ş eriat ı n zahirine mi yap ı ş tı lar? denilmektedir. Ayr ı ca bunlar Ş II olarak gösterilir.
13 Ebu'l-Mehasin, Annales II, s. 198 [111/189 ].
14 Yakf t, III, s. 350 1111 /381].* Yaküt'un Beyrut bask ı s ı ndaki ibare ş öyledir: ;,12
I
C. Tunç.
94
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 139/245
Zahiri mektebine mensup oldu ğuna i ş aret eden mutad bir ibare de ğ il-
dir". Daha ziyade bu sözler, hust ı siyetini her ş eyden önce hat ı r' ilmi
Ç O) te ş kil eden, Zâhir ilimlerinele yani F ı kı hta ve onun dallar ı ndada behresi olan mutasavv ı flara i ş aret eder. Ruveym'in arkada ş ı olarak
ba ş ı ndan beri eksik olm ı yan Zâhirilik sahas ı nda Muhammed b. Hafif'in
gösterdi ğ i temayülü, ameli In ı suslardaki tutumu ile ilgili bir haberdenç ı kar ı yorum. Onun terceme-i hallerinden birinde ş öyle anlat ı l ı r: ömrü-
nün sonlarmda art ı k ayakta duramay ı p namaz ı n ı oturarak kı l ı yordu.
Bu hal onu namaz ı n mecbari rekatlar ı n ı iki misline ç ı karmaya sevketti.
bi; hadis ş öyle diyordu; oturarak k ı l ı nan namaz, ayakta k ı lı nan
namazı n yarı s ı değerindedir. Bu hadise Muhammed b. Hafif mutad
tatbikata muhalif olarak lâfza göre mana verdi"; i ş te bu gerçek Zâhi-riliktir.
Dine fazlas ı yla düş künliiğü ile de me hur co ğ rafyac ı Mukaddes!ibnu'n-Nedim'in muas ı r ı d ı r, bize hicri IV. as ı rda Zahiri mektebininyay ı lmas ı ve tesiri mevzuunda çok k ı ymetli baz ı bilgiler verir. Onun
beyanlar ı ndan, Zahiriyenin sadece din alimlerinin malumu olmay ı p,
b ı mezhebin umumi halk aras ı nda da taraftar buldu ğ unu öğ reniyoruz,
113 ki bunlar kapalı bir cemaat te ş kil ederek akidelerini yaymak için pro-
paganda yaptılar". O s
ıralarda Zâhiriye, •k ı yas ı
n geçerliliğini tan
ımaya
kar ş ı çı kan kudretsiz, acaip fikirli din alimlerinin müteakiben te ş kil
ettikleri durumda olmay ı p, aksine ba ş kalar ı na tesir etmek ve fikirlerini
yaymak gayretini hisseden ve bn hususta çal ı ş an alinderin te ş kil. etti ğ i
yaygın birAini fı rka idi. Bilhassa Iran'da yay ı lm ı ş ve geni ş tesir bulmuş -
tu, bu f rkay ı tan ı y ı p kabul edenlere idari mevkiler ve kad ı l ı k ta verildi;
bu bölgede onlar ı n alimleri hocal ı k yap ı yor ve mezhebin ilmi olaraktemelle ş mesine gayret ediyorlard ı ". 0 sı ralarda Horasan'da onlar ı n en
mümtaz temsilcileri 376 y ı lı nda vefat eden dâvudi Kad ı Ebu'l-Kasim
U beydullah b. Ali en-Nehal 1 9 idi; bu zat, Davud'un prensiblerini kabuletmemekle beraber onlara islam dü ş üncesinin geçerli beyanlar ı olarak
itibar etmi ş pek az saydaki kimseler aras ı nda bulunan Mehamili'nin
1 5 Ş üphesizi de aynı mânâda buluyoruz, Ebu'l-Mehftsin II, s. 279, str. 6
16 ı bnu'l-Mulakkin, Vr. 108b
ji . . !
.,;?* „1a( -1 : 4 1 1 ö y o c X . ja,a;JIY ı..
17 Mukaddesi, s. 37.
18 a.g.e., s. 439, s tr. 11; Ksl. s. 441, not: a). Burada
l 'den Ahmed b. ilan.
beI'in taraftarlar ı anlas ı lmal ı d ı r.
19 Sem'ani (Ilave: V).
95
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 140/245
talebesi idi2 0 . İ ran'dan sonra Zâhiriye - çok kere bu sisteme uygun f ı khi
kâidelerin hüküm sürdü ğü - Sind'e 2 ' ve Uman'a 2 2 kadar yay ı lm ı ş olarak
görünüyor. Sind'de Kadı
Muhammed el-Mensari, Zâhiriyenin dikkatedeğer bir temsilcisi olarak an ı lar; o bu mezhebi ş ifahi talim ve yaz ı lar ı n ı
hâvi bir risalede yayd ı . Suriye'de, Ebil Hanife ile Mâlik'in k ı yas taraf-
tarı olan mekteblerinin hüküm sürdü ğü Ma ğ rib'te de Zahirilerin mevcu-
diyetine dair bir iz yoktur 2 3 , ve Ş afri mezhebine kar ş ı büyük bir so ğuk-
luğun hüküm sürdü ğ ü yerlerde, hadisci mezhebin sonralar ı itibar ka-
zand ı ğ ı tesire henüz rastlanmam ı ş görünüyor 2 4 . Zahiri mektebinin men-
sublar ı hakk ı nda ahlak mü ş ahidlerinin ortaya koydu ğu dikkate de ğer
kı
sa fakat özlü karakter tasvirleri onlara duyulan büyük bir alakanı
nmahsulleridir• Onlar - Mukaddesi böyle diyor - gurur, ahngan bir has-
sashk, konuş may ı sevmek ve keyfine dü ş günlük gibi vas ı flardan uzak
değ illerdir2 5 .
Çe ş itli memleketlerdeki zâhiriye mevcudiyetine dair bilgi veren
Mukaddesrnin Endüliis ve Ma ğrib'te bunlara ait hiç bir iz bulmam ı ş
olduğunu biraz önce gördük. Onlar ı n, islam ı n bu m nt ı kaları na yay ı l-
malar ı gerçekten daha sonraki zamanlara aittir. Fakat daha IV. as ı rda
114 Endülüs'te, Mağ
ribten gösterebileceğ
imiz ilkş
ahı
stan zaman itibariyledaha sonra ya ş am ı ş olan Zâhiriye mektebinin de ğerli bir temsilcisini
buluyoruz. Bu zat enerjisi ve adalet severli ğ iyle me ş har, Kurtuba'n ı n
ba ş kadı s ı Munzir k Ziyâd el-Bullâtrdir (ö. 355). Bu katl ı resmi tatbi-
katta Mâlik'in mezhebini uygulard ı - kadı s ı fat ı yla mer'i fı k ı h kanun-
lar ı na göre hükmederdi -; fakat kendi ş ahsi i ş lerinde ve ailesi içerisinde
Davud b. Ali'nin sistemine göre hükmederdi ve ilmi hususlarda da onun
akidesine iltizam ederdi. Rivayet olunur ki, Munzir Zâhiriye mektebi-
nin kurucusunun eserlerini toplam ı ş 2 6 ve bunlarda bulunan akideyi
muarızlar
ın hücumlar
ına karş ı müdafaa etmi
ştir 2 7 . Buradan Munzir'in
zaman ı nda Endülüs'te elini ara ş tı rmalarda zahiri prensiblerinin itibar
20 Tehz£6, s. 237 [I/184].
21 Mukaddesi, s. 481, str. 8
22 a.g.e., 96, str. 10.
23 a.g.e., s. 179, str. 20.
24 a.g.e., s. 236 vd.
25 a.g.e., s. 41, str. 5.
26 Mekkari, I, s. 474
27 a.g.e., II, s. 116. 'bn Hazm, Kitabu'l-111ilerde, I — V r . 130a M unzir'in görüşünü zikrederki, j9il semâ ile ayni mânâda de ğ ildir. İ bn Hazm kendi âdeti üzere buna kar ş ı çı kar ve bu
görü ş ü reddeder.
96
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 141/245
gördüğü neticesi ç ı kar, aksi halde Munzir bu prensiblere muhalif biralaka içerisinde cedel faaliyetini nas ı l gösterebilirdi? — ve Muvahhidler
sülalesinden olan tarihçi 'Abdul-Vâbid el-Marrakuş
rninİ
bişHazm'-
dan. önce Zâhiriyenin yegane me ş hur temsilcisi ortaya ç ı kmam ı ş tı ," ş ek-
lindeki beyan ı nı n zaman bak ı m ı ndan do ğ ruluktan uzak olduğu netice-
sine de var ı l ı r.
Bat ı daki islam memleketlerinin, bu - âkidelerin yay ı lmas ı na en
uygun yerler olduklar ı iddia edilebilir. Bu memleketlerin müslümansakinleri, müslüman ilahiyat ı nı n k yas mekteblerini tan ı yorlard ı , fakat
Mâliki fakihlerinin zaferi, harfiyen riayet edilen hadiscili ğ in hüküm sür-
dü ğü topraklardan pek az uzakl ı kta bulunan bura sakinlerini bu iki
mektebe do ğ ru sevketti. Mukaddesi, Endülüs'teki dini mektebleri ş usözlerle favsif ediyor:" Orada Mf lik'in fı k ı h sistemi hakimdi, Kur'ân' ı
Nâfi' k ı raat ı na göre okuyorlard ı ; biz sadece Allah' ı n kitabnı ve Ma-
lik'in Muvatta'in ı tanı r ı z, diyorlard ı . Ş ayed Elif! Hanife veya Ş iifiTyi
tan ı yan birine rastlarlarsa, onu memleketten kovuyorlard ı "2 9 ; ve ni-
hayet Zahiriyenin di ğ er mezheblere kar ş ı gösterdiğ i müsamahas ı zlı ğ a
tamamen benzer bir tarzda islam ı n hadis kaynaklar ı na itibar ediyor-lard ı . Bat ı daki islam, do ğuda f khi ve felsefi nazariyelere kar ş ı gösteri-
len temayül ve alakadan daha fazlas ı nı hadislerin tetkikine gösterdi 3 9 . . .
Mağ rib'te hadis kitablar ı na kar ş ı gösterilen zahidane hürmet, zahirende olsa, islam ı n do ğu eyaletlerinden daha kuvvetli haldeydi. VIII. as ı r-
da Mağ ribli bir emir sahib hadisleri içine alan meş hûr alt ı kitabı kendi
115 eliyle istins'ah etti ki, bunlar Mevlid Kandilinde Hz. Osman'a ait oldu ğu
iddia olunan Kur'ân'dan sonra büyük bir ihti ş am içinde okunurdu".
Kuzey Afrika'da Buhârrnin hadis kitab ı üzerine yap ı lan yemine pek
yüksek bir kudsiyet veriliyor olmas ı bu hadiseyle ilgilidir 3 2 .
Hadise ba ğ l ı kal ı narak hüküm vermek yolunu kuvvetli bir ş ekilde
yerleş
tirme başar
ıs
ın
ıme
şhûr Kur'an müfessiri Baki b. Muhlid* el-Kur-
28 The History of the Almonades, Dozy ne ş r., s. 35, str. 3. 29 Mukaddesi, s. 236
30 Makkari, 1, s. 465
31 S. Barges, Tlemçen s. 382. 433. Hadis kitablar ı na gösterilen bu tâzim Mağrib'te yakı n
zamanlara kadar devam etmi ş tir. "Ş ayed Muley İsmail, siyâhi askerleriyle biraz 'büyük bir ş ey
yapmak isterse, bu kitab ı (Bştharryi), sanki Eski Ahid'deki Federal Kasa ve dini ihtifal gibi,
ş imdi bile hala tam manas ı yla kullan ı lan büyük ş enlikler aras ı nda sahneye ç ı kartı r. Bu kitah
güzel bir kasa içerisinde muhafaza edilir ve o, kral ı n yakı nı na kurulmu ş hususi bir çadı ra sahib.
tir", diye Bay Ilöst anlat ı yot, Nachrichten von Marokos und Fes, (Kopenhagen 1781), s. 238.
32 Walsin Estehazy, De la domination turque dans l'ancienne regence d'Alger (Paris 1840),s. 213. 222.
"Mahled" okumak gerekir. C. Tunç.
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 142/245
tubi'ye tahsis etmek gerekir. Maalesef parçalar halinde muhafaza edil-mi ş olan eserini görmü ş bulunan Suyf tryi"*, islamı n bu araş tı rı c ı s ı ni
fazla tafsilatlı
olmakla suçlayıp gerçekten h
ırsland
ıran bu büyük müfes-
sir kendi zaman ı nda hüküm süren fı k ı h mezheblerinden hiç birine ba ğ -
lanmad ı , aksine fı khi istidlalini sonunda hadise dayandı rd ı ; İ rak'l
ı nuas ı n Davud'un geçerli kı ld ı ğ ı prensiblere baş ka sözlerle tâbi oldu.
Bundan dolay re'y ehli orta dargı nd ı , maamafi bu kin ve dargmlı ğ a
mukabil Emir Muhammed b. Abdurrahman' ı n hiMayesine nâil oldu".Kolayca kavranabilir ki, !bn Hazm 3 5 , Kurtubrye pek büyük de ğ er verir,tefsi ı ini benzersiz bir ş aheser olarak alk ı ş lar ve onu Taberrnin büyük
tefsirine tercih eder. Hadislere uygun hareket etti ğ i için Kurtubryi
bilhassa över; ayr ı ca onun mezhebini Ahmed b. Hanbel'e en yakı n gelenbir yol olarak görür.
2.
Bunlara dayanarak iddia edebiliriz ki, Zahiri mektebinin kat ı
hadisciliğ inin zafere ula ş mas ı yolunda İ bn Hazm' ı n göstermek istedi ğ i
kendine has yard ı m te ş ebbüsü Endülüs'te malum itirazla kar ş ı la ş ı nca,
Endülüs islâmiyetinin gösterdi ğ i huslisiyet, dini bir vasf n ortaya çı k-
116 mas için tekrar kendi ön ş artı n ı ileri sürmü ş tür ki, bunu. Ali b. Ahmed
EU, Muhammed İ bn Hazm' ı n vasfı olarak biliyoruz. Davud mekte-binin ilk mücadelecileri aras ı nda bu zat pek ziyade ş öhret yapmı ş tı r.
Zaman ı m ı za ula ş an eserleri bizim için Zahiri mektebinin dini kitabiyâ-
tim temsil ederler. Hususiyle Zahiri kitabiyat ı ndan ayrı olarak Il ı n
Hazm' ı n, ate ş te yakma cezas ı ndan güç bela kurtar ı lm ı ş eserlerinin pek
az kı sm ı nı n bize kadar gelmi ş olmas ı bence malum de ğ ildir.
Onun hayat ı n ı n seyrine ve eclebi faaliyetine dair mahimat ı , Hol-
landal ı müste ş rikin belli ba ş lı araş t ı rmaları ndan öğreniyoruz. Eserlerinin
listesi bir kaç küçükş
eyle tamamlanı
r; bu dikkate değ
er müellifle meş
-guliyetim boyunca gözüme çarpan mahlmat ı dipnotta3 6 özet halindeveriyorum.
`33 İ tkân, ed. Kairo II, s. 226. [Yanl ı ş olarak verilmi ş ].
34 Makkari, I, s. 811-812.
35 K ş l. Tabakâtu'l-Huffâz, X, nr. 2; Tabaktau'l-Mufessirin, Meursinge ne ş r. nr. 25
Makkari, ayn ı yerler.
x* Suyutrnin bahsetmekte oldu ğu Kurtubrnin Bâki b. Mahled olup olmad ı ğ ı aç ı k de.
ğ ildir (iktân, 4 /213). C. Tunç.
36 Hz. Peygamberin hâe ve Umresinin hangi çe ş itten olduğuna dâir birbirini nak ı eden be-
yanlar hadislere dayand ı rı l ı r. Kş l. Snouck-Hurgronje, Het Mekkaansche Feest (Leiden 1880),s. 58 vd. İ bn Hazı m bu ihtilaflar ı mukayese etti ğ i hususi bir eser meydana getirdi: [Bu eser,
me ş k'de, 1959 da Memduh Hakk ı taraf ndan ne ş redilmi ş tir].
4;
98
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 143/245
117.!bn Hazm, kendi ça ğ ı nda hâkim olan sünni islâma kar ş ı Zâhiri
muhalefetini temsil. eder; Zâhiri mektebi bünyesine hem f ı k ı hta hem de
akidede getirdi ğ i yeni bir tezahürün temsilcisidir. Hüküm süren k ı yas
mekteblerine olan nisbeti içerisinde Zâhiri mektebinin pozitif f ı kh ı yla
me ş gul olduğumuz bu çal ı ş manı n bölümlerinde İ bn Hazm' ı n istni pek
çok defa kar ş ı m ı za ç ı kacıkt ı r; onun görü ş tarzı (it; ) klyas ı
inkar edenin görü ş üdür. Zâhiri mektebinin kurulu ş undan beri geçerlikkazanm ı ş bütün mezheb görü ş lerini reddetti. M alik'-in ve Ebfı Hanife'ninmektebleri onun taraf ı ndan ayn ı tarzda cezaland ı rı lm ı ş tı r. Kremer'in
de belirttiğ i üzere İ bn Hazm, fı k ı h ilminde hadisci metodun temsilcisive Ebu Hanife'nin nazari yolunun tamamen z ı dd ı olarak bak lan birâlimden, yani Mâliki mektebinin kurucusundan aş a ğ ı daki hikayeyirivayet edeyor; bu rivayet, uzla ş maz Zahirrnin hadisci f k ı h ilminintemsilcisi hakk ı nda sahib olduğu kanaatı bize yeter derecede göster-m ektedir: " İ mam Malik ölüme yaklaş t ı ğ ı n ı hissedince ş öyle der: Ş imdiben kendi re'yime göre hükmetti ğ im her mesele için bir kam ç ı yemek veAllah' ı n Peygambe-rinin huzuruna, onun ş eriatine ş ahsen ilave etti ğ imveya onun ş eriatinin zahiri man as ı na z ı d olarak hüküm verdiğ im ş ey.
lerle kavu ş mamak istiyorum". M'llik'in iddia olunan bu kendi kendinitenkidi daha ziyade, hadise büyük bir sadakatla ba ğ l ı olanlar aras ı nda
• , • • • • ? •51,•• I (51.! L i it;1; c.)1.5 »;b5 11 â3 a.i,o ylS c9 csjmlleil
Nevevi, III, s. 163). — Büyük eserinde devamh olarak gördü ğümüz gibi — E ş arilerle, Mu'te•
aileyle, Hristiyan ve Yahudilerle ve hür fikirlilerle Ş ahsi ve ş ifahl ilmi mübahaselere, mutad ol-
mayan bir tarzda kendini veren İ bn Hazm, münferid polemiklere hasretti ğ i pek çok eser yazd ı .
Yahudi İ bn Nagdela'ya kar ş ı olan reddiyesine reddiye yaz ı lmı ş tı r. (K ş l. benim makalemle,
Proben muhammedanischer Polemik gegen den Talmud I, Kobak'm Jescherun'unda VIII, s. 81
— 1872 —); Tabib Muhammed er-Razi'nin 1.11 [I/3 ve 34, 90] adl ı kitab ı na karş ı benzer( . s v "
bir polemik eserde, hususiyle rüh, mekan ve zaman ı n ebedi olduğ u iddias ı nı doğruluyor (1 1 , 3 1 v l a
. 4— L3;I 1 . 1 1
k a ı: ) !
(Milel, I, Vr. 2a, K ş l. ayn ı eser, Vr. 13a, bu münazaran ı n zikredildiğ i yerle). O, Kayra-
van'daki mütekellim Mihtâf b. Danas'a kar ş ı da "büyük" bir reddiye yazdı ki, o zat, iman n
,sadece kâlb ile tasdikten ibaret oldu ğu tezini müdafaa ediyordu: L „ , , , . , : a ; y: 5 - 1 . ; . 1
‘) .1; . J . 5:J Uıll .1a. 4.," I ai
Milel, II. vr. 10 a[III /209] - , 2 , 1 , _ ; 9 137 İbtdl, Vr. 12b, Şa'rani, I, s. 65 [I /51]; gene bu eserde, I, s. 69 [I/55] da Dime ş k'li Velid
b, Muslim (ö: 194) ad ı na a ş a ğ ı daki rivayeti buluyoruz: Malik bana sordu: Memleketinizde EbaHanife'nin ismi geçiyormu? Ben bu suale, evet deyince, bana ş öyle dedi.: Sizin memleket oturu-
rulacak yer de ğ il".
99
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 144/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 145/245
İ bn Hazm taraftarlar ı , el-Ha z m iy e hususi ad ı altı nda zâhiriye
metinde, fakat onlardan ayr ı bir cemaat teş kil ettiler'". Zahiri mekte-
binin bazı
araftarları
na, zahiri mektebiniİ
bn Haznı
'm tarikatma göre.): 1 ;U!jioJ takib ettiler'diye aç ı kça iş aret edildiğ i zaman, bu mana.
anla ş ilmand ı r. O bir meseleyi k ı yasla halletmeye mecbur olmadan önce
Davud'un vazetti ğ i prensiblerden mâkül gördüklerini kulland ı ". tema
mevzuundaki ş üphesini hangi mugalata ile canland ı rmay ı denediğ ini-
ki bizzat kendisinin çok kere dayand ı ğ ı bir hukuk kayna ğ ı d ı r — yukarı da
(S. 29 not: 53 de) görmü ş tük. Sonra da: o, bu onun kendi fikri idi, Zahiri
119 mektebinin temel kâidelerini akâidde de kulland ı . Bu sonuncusu "Ki-
tâbu'l-Milel ve'n-Niharin fikri nruhtevasun meydana getirdi. Fakat
bu eserde İ bn Hazm' ınfk ı hla ilgili görü ş lerinin ip uçlar ı nı Kal ı -
yoruz. Bu de ğ erli eserin bir son bölümünde, Hz. Muhammed'in tebli ğat ı
mevzuundaki görü ş ünü belirterek, kendisini müslüman yaratt ı ğ ı , anieli
hayatta Kur'an ve Sünnetin zâhirine göre hareket , hidayetini müyesser
k ı ldı ğ ı , Hz. Peygamberi gönderdi ğ i, kahir hüccet ve kat'ri delil olmada
Eslafı taklid eden kimselerden yap ı z ı ad ı ğ ı , Allah'ı n ve Peygamberin söz-
lerine ayk ı rı davranan sap ı k hevâperestleri, Allah ve Rasülünden birhidayete dayar ı maks ı z ı n kendi re'y ve zannma göre hüküm verenleri
takib edenlerden eylemedi ğ i için alemlerin Rabbine hamdetmekte ve ş u
cilia ile bitirmektedir: Ya Rabbi, bizi bu yüksek hidayet nimetinle nas ı l
ba ş lattlysan, sonumuzU öylece getir, onu bizden ay ı rma. Bizi kendine
ça ğ ı rı ncaya kadar onu bizden ayr ı klima. Biz bu hidayete ba ğ lı kalarak,
değ iş memiş , bozulmam ı ş ekilde Sana kavu ş al ı m 4 5 ". Baş ka bir yerde
1205 1 , > .- acaba insanlar ı n füllerini bizzat Allah m ı halkediyor, mese-
lesinin münaka ş as ı nda, eski sünni akidenin mesned olarak ileri sürmeye
al ı ş ı k olduğu ayeti lqu'tezilenin nasil tevil ettiğ ini gösterir. Bunun
üzerine o, 54. Kamer /49. âyetinden5. * bal ı setmeye"
geçer ki, bu ayeti Mu'tezilenin yukar ı da zikredildiğ i gibi umum ifade
eden bir tabir (mesela, burada
5-) ihtiva eden âyetleri kolaya ka-
43 İ bnul-Esir, XII, s. 61 [1145]:
r - . > "u !44 Bk. yukar ı da S. 36.
45 Kitau'l-Milql, I, Vr. 127a [II/91].
1..; ;_, L. jp .31,1 5" 2 , ı 1
J asil ,:.
„10 0 , . . .1 L.
1 1 . 1
• s..
1 0 1
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 146/245
çarak umum için de ğ il de, tahsis için olduğunu söylediklerini nakleder.
Eş 'ari'de bu tefsir metodunu kabul eder ve bunu zannedersem hususi
yazılar ı nda
-.k:5* - ve jr.ail
gibi sebeblere dayand ı rı r. Birinci kitab ı n baş lı ğ ı n Wilhelm Spitta'n ı n
yapt ı ğ ı gibi "Hadislere ve onlar ı n hususi vas ı flar ı na dair""
diye de ğil de, aksine "Hadisler ve onlar ı n tahsis özelliğ i" diye
tercüme ediyorum. Mâlâmdur ki, ry ve u4imii>:- meselesi Kur'an ve
hadislerin tefsiriyle ilgili olarak islam ilahiyat ı nı n hem abi ve hem de
itikadi bölümlerinde büyük mevkie sahibtir. Kur'ân' ı n umiim bildiren
bir ifadesi bu umilmilikten mahrum edilebilirmi ve tevilde bu umûmilik
hususi bir hâdiseye has kılinabilirmi? Böyle bir hususile
ştirmenin za-
rureti veya kabulü ne ile isbatlan ı r? Lafı zda bulunan umümiliğ in husu-
siliğ ini bir hadis, bir k ı yasi istidlal isbat edebilirmi? 11m -binlik bildiren
bir ayetin zarûri tevilinde ifadenin ş ekli asl ı nda bir ölçü onar ı m ı ? yoksa
121 olmazm ı ? - bu ve buna benzer meseleler Usül kitablar ı nı n tefsir metodo-
loiisi bölümünde gereken tafsilat ı içinde ele al ı n ı rlar. Baz ı din ülimleri
bütün bu ara ş tı rman ı n köklerini vd dallar ı n ı vazederek, bunlarda li-sant ifadenin kat'iyetle ı ı .müm'u göstermediğ ini ve lisan ı n umûmîliğ e
tevil edilecek yap ı ya daima sahib olmad ı ğ ı n ı söylerler. Ş ayed bir ifade
umümaŞamil olarak telakki edilecekse, bu ifadeye ba
ğ lıkalmadan,
söz konusu ifadenin hususiyet belirtmedi ğ ini ishat edecek bir delil ibraz
edilmesi gerekecektir. E ş 'ari bu görü ş ün önderi olarak zikredilir ve
taraftarlar ı na
eniz".
Ş imdi tim Hazm, bu tefsir prensibinde temelsiz bir keyfilik bulan-lara kat ı larak bunu Davud Zfthirrnin taraf m ı zdan sadece ismi bilinenbir eserinde" ortaya koyduğu fikirlere dayand ı rarak adeti olduğu üzere,kuvvetli ifadelerle reddeder. E ş 'arilerin ş eriate tamamen z ı d olarakkoyduklar ı tefsir hükmünü desteklemektedir, ona göre Kur'ân' ı n her
ifadesi umûm olarak tevil edilmelidir, faizi ba ş ka bir ayet onun uminni46 Wilhelm Spitta, Zur Geschichte Abu'l -Hasan Al-As'ari's, Leipzig, 1876, s. 63, R. 4, s.
64, n. 12.
47 Varak ılt, Vr. 18a
yyJI : . ; Ji l s,yI u. I ( . 3 . 1
, _ ; „ c ı5 U 1, y 1
J51,ı ı ,; l
1 1 4o I_ 7 1 .1 k,.Syllayl uc 6...,211 o Ir . .)1 .7 1 . 1
48 Fihrist, s. 218, str. 14:,J1
102
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 147/245
Vasf n ı .kald ı racak husus' bir hâdiseye irca ediyor olsun. Fakat4 , ş imdi
E ş 'arrnin yk ı c ı tefsir prensibine taraftar olm ı yan kı yâs mekteblexi,
Zahiriyenin umûma taalluk eden emirler olarak anlad ı ğ ı Kur'an' veya
122 hadis metnini, . nass ı n tevilinde hu.susi, ferdi veya tesadiifi bir du-
rumu dikkate alarak tevil ettiler. Bazen onlar bu çe ş it tevilleri L p . A : . 2 1 1
L)4:J srensibine göre k ı yâsi istidlâlle kararlaş tı rd ı lar. bn
Hazin burada nassi istidlâlin do ğ ruluğunda bir tehlike sezdi: — "O ş öyle
der - ş ayed kesin bir delil olmaks ı z ı n umum husus' bir ş eye münhas ı r
k ı lı nı rsa, veya hadise dayal ı bir hüküm mensüh say ı hrsa, bu takdirdeAllah' ı n haberlerinden hiç birinde ve s,eriatte hakikat tesbit edilemez;
zira bir kimsenin zâhir (açı
k) olan lafza zı
d olarak veş
eriatin umümanlay ı ş ı na itirazla umümili ğ i kald ı rmas ı imkans ı z de ğildir. Fakat bu,
safsata, küfür ve kaç ı kl ı ğ ı n tâ kendisidir 4 9 ". Ve bu husus İ bn Hazm' ı n
temel eserinin pek çok yerinde daima ve büyük bir ehemmiyetle tekidederek tekrarlad ı ğ ı tefsir görü ş üyle ilgilidir ki,'bu kâide ş öyledir:"Allah
kelâm ı nı , zâhiri mânas ı na göre tefsir etmek vâcibtir; ş ayed ba ş ka bir
yaz ı l ı Allah kelâm ı veya (Hz. Peygamberin Ashâbm ı n) icmâ' ı yahudmü ş âhedeye5 dayanan bir zaruret aksini belirtirse, bu takdirde bundan
vazgeçilebilix, yani muayyen bir Allah kelâm ı al ş ı lm ı ş lafzi mânâsm-
dan başka türlü anla ş ı labilir. Çünkü Allah kelâm
ıve onun ad
ına nak-
ledilen haberleri ve emirleri hiç bir de ğ iş ikliğe müsâid de ğ ildir; icmâ
asla hakikatten ba ş ka bir ş ey getirmez ve Allah daima hakikati söyler;fakat zârûri delilin iptal etti ğ i hiçbir ş ey hakikat değildir". O "zarüri '
123 deliller den" ş üphesiz nazari delilleri kasdetmez; görece ğ imiz•üzere,
dini meselelerin hallinde nazari illetleri ileri sürenlere kar ş ı hem f k ı h
hem de inanç gili ilâhiyatm iki sâhas ı nda da devaml ı bir mücadele içe-
risindedir. Şunu da ilave edelim ki, o, biraz evvel zikredilen kâideyiAllah' ı n ilminin mahiyetine dair giriş tiği müzakere sı ras ı nda ifade
eder ve hatta, Allah' ı n bir s ı fat ı olarak ilmi, Allah' ı n zat ı ndan ay ranve tezlerine delil olmas ı için 2 Bakara /256. 12551 âyeti ı ı i ileri süren
mütekellimlere kar ş ı da kullan ı r: "Onlar Allah'm ilminden O'nun, dile-
49 İ b n Hazin, (Varakett) Vr. 193b
) 1 S - . .jj ....3 1 . ' 1ı bb j.j.;4 3 ' )? T a J. I w, jj lâ m
jLşjo.5" ,j j J1,;
c , * . ı ) / . 1 4 : 1 : t ı b jLc u-
5 0
; . . , j„; bu kâidenin tekrarland ı ğ ı baş ka bir yerde (Vr. 195a) bu sözler j.z,
olarak geçer.
10 3
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 148/245
diğ inden ba ş ka bir ş ey ihata edemezler". Buradan onlar, Allah' ı n filminin
taksim edilebilir olduğunu, yani yarat ı lm ı ş bir âraz olduğunu ç ı kar ı rlar.
Bunlara kar ş ı tim Hazin, 4.4.iP JA sözlerinin zâhiri mânâs ı olarak ş u izahtarz ı nı vazeder: "O'nun ilmi" (izafetli mef'ul olarak) yani "insanlarAllah' ı n zatı ndan, kendilerine malumat olarak Allah neyi müsaadeetmi ş se ondan fazlas ı nı bilemezler ve tan ı yamazlars'. Buradan ş u neti-
ceyi ç ı kar ı yoruz ki, !bn Hazm' ı n nass ı n zâhiri mânâs ı dediğ i ş ey, bazen
124 onun, nass ı n mânâs ı ndan uzakla ş ma olarak reddetti ğ i ş eyden pek farkl ı
değ ildir ve bu ş eylerde çok kere tefsir anlay ı ş ı nı n bir sâiki yatmaktad ı r.
ş er'i metinlerde kullan ı lan kelimelerin lügatte tesbit edilmi ş mü-
nâlarma tam riayetle izah edilmesi zaruretine dair ihn - 11azin'ın ilerisürdü ğü prensibi, mukaddem ş art olarak dikkate almak zorunda kal ı ş ı -
m ı z onun bu kâidesiyle çok yak ı ndan ilgilidir. Fakat lisanda kullan ı lan
kelimelerin tesbit edilmi ş mânâlar ı ndan, buna i ş aret eden nassa ve bü-tün ş eriat âlimlerinin icmâ' ı na bakmaks ı z ı n herhangi bir ş ekilde ayr ı -,
lan kimse, ak ı ll ı ve hâyâ sahibi kimselerin hükmün den ayr ı lm ı ş olur ve
o kendisiyle konuş ulam ı yacak insanlar zümresine girer. Ş ayed bu müm-
kün olsayd ı , insan, art ı k kolayca diyebilirdi ki, ;i9k-,.0 kelimesiyle
(dinde) iş
aret edilenş
ey, sizin bu tâbirden mütâd olarak anladı ğ ı
nı
zş
eydeğ ildir, aksine tamamen ba ş ka bir ş eydir ve su kelimesi ş arab'a i ş aret
51 C: I, Vr. 143b
ji; i y ı
4;1 J I
ewo2A.,.!1 ı ai
â j, 1 1 ;,3p
8,:611;i 4;1 , ej I l ; L 1 .0 04 4:.• » - , 1
öjj.„.11y2:JI &11S, > - ,i
j5i 34-1 yl Ji4
ı jtyr
j^:i4S ı lk.
. 1> SU
s)3 ,,.; vlm y 411z;1L.
c;'"
5-)Y 1
U y 14>
i11c . 1 4.1p
,31itaL1.43,lJU L...L
"A:Ç'Kel. Vr. 169a 75 Kıyame /22;jk; 1 jyetindeki j1;11 kel imesini! ' ş ekli
izah ı yla khirette mü'minlerinöreceklerine delil olaca ğ ı nı -itibara almak istemeyen
alimlere kar ş ı olan reddiyesinde: u,;} :1;41 L i 455 . l 1 1 jU;9..Q
t41 S
. , ! 1 ı+ t s " j ;L'iJ-1
.; e.
a y
1 .u.t.;.41S J,L.LI ,
10 4
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 149/245
eder. Fakat bu, bütün hakikatlar ı batı l kı lmakt ı r". Burada o, kendi
re'yine göre kelimenin manas ı nda tasarrufa gitmenin haram olduğunu
125 ileri sürer 5 2 . Pek tabiidir ki, lügate ait bu delil, çok kere çok dikkat veitina ile yap ı lan kelime (lafz) münaka ş aları n ı n bahis mevzuu olduğu
itikadi münaka ş alarda kullan ı l ı r. Mesela; Bn Hazm, Allah insanlar ı
dalâlete sevkeder, ş eklindeki fikirden kaç ı nmak maksad ı yla, Kur'an'da
insanlarla ilgili olarak Allah tarafı ndan s ı k s ı k tekrarlanan•lafz ı na
al ı ş ı lm ı ş tefsir tarz ı ndan farkl ı bir izah vermek isteyen ( 4)
J ;„ ;
L 15 -—Mu'tezileye kar ş ı , hemen hemen-Ifraz öncezikrttti ğ imiz ayn ı sözlerle mücadeleye girer. "Bu gerçek
ani
inatc ı lı klar ı , yanl ı ş l ı k" aş ikar olan bir prensibe körü körüne ba ğ l ı oluş -
lar ı ve selefleri aras ı nda bulunan kötü finamlari taklid etmeleri onlar ı
dal:alet ve mühürlemenin (kâfirlerin kâlblerini) ne demek oldu ğunu
anla.mad ı klarm ı beyan etmeye kadar götürdü. Allah bunlar ı n hepsini
yeter derecede a ş ikar olarak aç ı klad ı ; ve bunlar Kur'an lisan ı nda eilinen'manalar ı olan, arabca kelimelerdir ve bu lisani manay ı ba ş ka bir tarzda
kullanmaya kimse izinli değ
ildir"5 3 .Ibn HaZIll'ill bu lügavi ve dini kaidesini daha fazla ayd ı nlatmak
maksad ı yla burada daha fazla ayet zikretmeye gidersek, kendimizi pek'fazla da ğ ı tm ı ş oluruz, kaldı ki, buraya kadar zikrettiklerimizden deonun ş umülünü tesbit etmek mümkündür. Bununla beraber Ilin Hazm' ı n
akidesinin z'ahiri ç ı kı ş noktaları n' göstermeden önce, bununla ilgili birmü ş âhadeye de yer vermek istiyoruz. Dini meselelerde bahis konusu
Vr. 179b
1 +
( .. ° y a> Li JL0
Jj A x ı l ,P° 13 il; " 1:"'Ll G, j• " '
j'1 . 1 1ole l j lr' . . )
(seil.l : , 4 1 1 1S /X i ı
j
53 Vr. 189bI ı , l r -ıl
,54.11bilhassa' bu cümlede: .J 91r lt yS) r 5 L , J I j
< - 9 : ° 1aLajl; 1 . -:C- 1 1 " ; ; ; - s ' 1 -7'---;; J'
Z .C .Si
1 4 , : a iı ı
:4 ll ,
z y . . , ı „ J ı 1 , ; 1
2 , - ) k . ı ı
ı k ı ı r
105
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 150/245
olan lafı zlar ı n do ğ rudan do ğ ruya olan manalar ı m tesbitteki davran ı ş ı
lisan âlimlerinin herhangi bir kelimenin manas ı m bulmakta kulland ı k-
larınoktay
ınazarla ayn
ıde
ğildir.
Şayed herhangi bir ifadenin
şnmûlü
126 belirli ise, arabean ı n klasik otoriteleri vas ı tas ı yla eski ş airlerin bu keli-
meyi, hangi manad.a metinlerle isbat ediyor olduklar ı na bak ı lmaz, ak-
sine Kur'ân' ı n lisan ı kullan ı ş tarzı ndan hangi manay ı kasdettiği araş -
tı r ı lmal ı dı r.. Ş ayed dini bir tâbirin tarifi bahis konusu ise, bu husus delil
olarak ileri sürülemez. İ bn Hazm' ı n bu dü ş ünceyi ifade ettiğ i yerler ara-
s ı nda, iman mefhumunun tarifini ele ald ı ğ ı yer en dikkate ede ğer olan ı -
d ı r. Muhtelif itikadi mezheblerin temsilcileri, kelamm bu en önemliprensibinin muhtevas ı yla ilgili olarak çe ş itli görü ş ler ileri sürerler. Ba-
zı lar ı imândan, Iafz ı n ve amelin tesirine itibar etmeden kalbi olarak
Allah' ı tan ı may ı c-1111! ifit. anlar (Cehm b. Safvân es-Semerkandi
ve el-E ş 'ari); ba ş ka bir görü ş e göre imân, bât ı ni inan.ca ve ameli tesirine
itibar etmeksizin dil ile Allah' ı tanı maktan ibarettir (<:)1,....1 1. J s1 9" s )(Muhammed b. Kiriun es-Sicistâni); bir ba ş kalar ı da, her ikisini kâlble
inanmak ve imân mefhamunu ikrar etmeyi birbirine ba ğ larlar, fakatilahi emirlerin zahiri tatbikine itibar etmezler (Ebil Hanife ve di ğer fı k ı h
alimleri), ibn Hazm' ı n görü ş ü ş öyledir ki, imân mefhumu bu üç unsuruiçine al ı r; inanç, ikrar ve amel; ve iman ı n bu üç faktörünü yerine getir-
meyen mü'min ad ı nı almaya hak kazanmaz, buna göre ş ah ı sta bu fak-
törlerin her biri az veya çok n ı üessir oltı r, neticede iman . daha büyük
veya küçük ölçüde mevend olur". Muar ı z görü ş lere zı d olarak ibn Hazm'-
ı n dü ş ünce seyri k ı saca ş öyledir: Mt; ânzlar,elimesinin tefsirinde
127
(. 3 . ! , ,L,.2.; kelimesi, herhangi bir ş eyin ş üphesizliğ ini tan ı mak manas ı na-
d ı r : bu kelimeyi ortaya ç ı karan Arablar ı n, islâmda "iman" olarak dikkateal ı nan ş eyden haberleri yoktu, tarihlerinde her ş eyden önce Allah'a ve
Peygamber'e imân etmek ileri sürülünce, onu reddettiler. Akide mesele-
lerinde lügata dayanmak do ğru değ ildir. Karar vermekte lügat de ğ il
bilakis tek ve yegane olan Allah otorite sahibidir. Dinde , . . » T fiilinin
1.4 babnı n ifade ettiği mana; ve ilahi menş e'ini herkesin tanı -
maya mecbur oldu ğu ayetler, sâlih amelleri imân dairesine dahil eder-_
54 Kitâbu'l-Milel, II, Vr. lb [111/188-89]İ slam Kelâminin bu temel meselesini, Gazzâli, ihyâ, I, s. 115 vd.' ı ndaki kaynak olan malze-
menin muhtasar tavsifiyle.
onun lügat manas ı na dayan ı rlar: ( . . ; ? . -k...4j. Ş imdi bu sonuncu kelime, yani
106
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 151/245
ler. Kulland ı klar ı lisan ı ve kendilerini yaratan Allah't ı r, onu tasarruf
etmeye ve bir ş eye istediğ i ismi koymaya kâdir olan O'dur. Bir kimse
imru'l-Kays'da, Zuheyr'de, Cerir'de, Tirimmah'da, Hutey'a'da,Şernmah-
da, Esed, Süleym veya Temim kabilelerinden bir arabda veyahut daarablar ı n bir ba ş ka kabilesinde ş iir veya nesir bir sözde, bir laf ı z bulsun
ve bu lafz ı n kullan ı l ı ş ı ndan kat'i, itiraz edilmez bir kâide ç ı kars ı n da;
lisanları n ve onları kullananlar ı n yarat ı c ı s ı Allah' ı n bir kelâm ı nı bu-
lunca, ona iltifat etmesin, onu delil olarak k ı ymetlendirmeye gitmeyip
keyfine göre evirip çevirsin; Hz. Peygamberin bir kelâm ı nı buluncada ayn ı ekilde davrans ı n, i ş te bu kimseden daha ş a ş ı lacak olan ı yok-
tur. Vallahi Allah, M uham m ed b. Ab dullah b. Ab dul-M uttalib b. I la-ş im'i nübüvvetle ş ereflendirmeden önce, Mekke'deki gençlik y ı lları nda,ufac ı k ak l sahibinin bile ş üphe edemiyece ğ i gibi, kendi kavminin 1ü-gat ı m en iyi bileni ve en iyi teleffuz edeni idi ve söyledi ğ i ş eylerde huccet
tutulmak bak ı m ı ndan Hindefi, Kaysi, Rebi'i, İ yâdî, Teymî, Kudai ve
Himyerilerin herbirinden daha evlâ idi. Allah ona nezirlik vazifesi ver-
dikten, onu kendisi ile mahlukat ı aras ı nda vas ı ta kı ld ı ktan, kendi ke-lâm ı n ı onun lisamyla yürürlü ğ e koyup kendi kelâm ı nı ve onun lisan ı n ı
muhafaza etmeyi tekeffül ettikten sonra durum ne olur! Lebib b. Ra-bi'a 5 5 , Ebû Zeydi'l-Kelbi, İ bn Ahm ar'1, nadir arabca kelimelerin mânMar ı
mevzuunda delil olarak kullanan, fakat Allah' ı n ve Benû Sa'd ibn Bekr128 ibn. Hevazin'de süt emmiş Kurey li Resûlünün imân dedikleri ş eye
imân demekten çekinen kimseden daha sap ı k kim vard ı r!". Lügat veakai.4 sahas ı nda kullan ı lan lisan ı n çe ş itliliğ ine dair olan temel kaidesiniİ bn Hazm bu ş ekilde vazetmektedir. Di ğ er yandan lü ğ atc ı ve lisan man-tı kcı s ı olan İ bn F âris, Fı khu'l-luga adl ı eserinin bir bölümünde, lisan ilmi
çercevesinde bu terhel kâideyi müdafaa eder" ve Suyüti, arab filoloji-
sinin tetkikinde pek muteber filolojik ansiklopedisinin çok faydal ı bir
bölümünde bundan daha geni ş olarak bahseder ve kitablardan ç ı kard ı ğ ı
delillerle geli ş tirir", fakat meş hur edim bunlardan çok daha evvel, butür kaynaklarda islâmiyetin tesiriyle kelimelerin yeni manalarm ı n nas ı l
te ş ekkül etti ğ inden bahseden dikkate de ğ er' bir aç ı klamas ı nda benzerara ş tı rmalara ilk önce te ş ebbüs etti". Arab filolojisinin bu önemli bölü-
55 Burada ilgili beytler mufassal olarak zikrediliybr.- 56 Kitâbu'l-Milel, II, Vr. 3b [111/192-93]. Son cümle Hz. Peygambere isnad edilen sözleri
Ima ediyor, görünüyor: j5., 4„ - j j; Ibn Hi ş am,
106 [I/167].
57 K ş l. benim, Beitraege zur Geschichte der Sprachgelehrsamkeit bei den Arabern Nr. III, s.
17.'deki makalemle.58 el-Muzhir ft ulumi'l-Luğa, I, s. 101 vd. [I/209 vd.1.
59 .Kitabu'l-Hayevârt, Vr. 58b vd.
10 7
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 152/245
müniin tam bir tetkiki, hem arab kavminin dinler tarihi için, yani is-lam olan Araplar ı n birlikte getirdikleri islam' öncesine ait dini ve ahlaki
tabirlerin mukâyesesi bak ı m ı ndan pek çok istifadeli hususlar' ortayaç ı kar ı r, lisan tarihine dair olan bilgimizin hareket noktas ı nı n mufassal
- olarak ele al ı nmas ı na bu husus sebeb olmuş tur. Bununla beraber buras ı ,
müstakil bir çal ı ş may ı gerektiren bu sahaya i ş arestlerde bulunman ı n
veya tafsilat ı yla anlatman ı n yeri değ ildir. Zira hedef edindi ğ imiz çal ı ş -
man ı n bu noktas ı nda bize müslüman fikh ı daha yak ı n durduğu için,ş u mü ş ah,adede bulunal ı m ki, lügatlarda tesbit edilmi ş lisan ile din
ilminde geçerli olan lisan aras ı ndaki fark ı n bir valla oluş u din il-.minde de itibar bulmu ş tur. Bu valua sebebiyle Usiilu'l-Fı kh ilmi-
nin umumiyetle kabul edilmi ş çok ehemmiyetli bir kaiaesi ş udur:
: y 9 ; t 1 1 1
.4P1 i ; L u ı
129 yani "dinde kullan lan lisan, lügatca tesbit edilmi ş lisana zı d
dü ş erse, bu noktada (F ı k ı h ilminde) birincisi tercih edilir", ve
muallakta kalan bir mesele hakk ı nda karar verirken kelimenin
manasm ı n tesbiti mühim olacaksa, sadece dinde kullan ı lan lisana
itibar edilir, asla -lügat lisan ı na değil. Bu hususla ilgili olarak a ş a-
ğ ı daki misâlde görülece ğ i üzere, tatbiki f ı kh ilminin bir sahas ı nda k ı lı
k ı rk yarar bir tarzda bu kâideye yer verilir. Talak rnevzuunda İ slamF ı kh ı nca Mal= olan ön ş art ı n yerine getirilmesi gerekir ki,bir evlili ğ in
kat'i olarak çözülmesi için, önce ,:;YI (.35 1 s 1 2 i s dü ş ünülür, yani bo ş ama
ibaresinin söylenmesi belirli, F ı kı h ilmiyle karailaş tmlm ı ş zamanlar
aras ı nda üç defa tekrarlanmas ı sonunda olur; j ; ; I: , yani ayrı lm ı ş e ş leri
tekrar birle ş tirmek üç defa vakf bulan talaktan sonra, ancak mümkin
olabilir. Ş ayed kad ı n (L. . k • . 4 . - s ) adet görme halinde bulunuyorsa, talak ı
icra etmeye kocan ı n müsaadeli olmad ı ğ ı na dair hüküm de aynı
ekildemalumdur. Ş imdi ş mesele ,ortaya ç ı kmaktad ı r: Ş ayea kad ı n adet
görme halinde iken ş eriatce gerekli görülen üç talak ibaLesi söylermi ş
ise, bu beyan geçerli say ı l ı rm ı , yoksa bo ş anman ı n kat'i olarak yap ı l-
mas ı na bu halin (adet görmenin) engel olduğ u görü ş iine itibar edilerek,
kad ı n bu halde iken yap ı lan beyanlara da hiç yap ı lmam ı ş ib i bak ı -
l ı rm ı ? Dört sünni mezheb birinci hükme yer vererek Buhari vas ı tas ı yla
>12S1şnA• s C-1 lb I:51 derler; buna mukabil Zâhiriyye — hatta
buradaşi'i f kh
ıyla mutabakat vard
ır — aksine karar verirler. Tefsiri,
bu münüka ş ada ostaya ç ı kan hadis aş a ğ ı daki laf zlara sahibtir: H z.Öm er'in o ğ lu Abdullah, zevcesi
ay ı zl ı iken .bo ş ad ı ğ rnı beyan
108
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 153/245
etti. Hz. Ömer, vuku' bulmu ş olan bu hareketin mer'iyeti hnsusundaki _,
suali Hz. Peygamber'e arzetti;- O ş öyle hüküm verdi: O ğ luna, 4-*"." 1 .) .` - - A - ")
m ı na tekrar dönmesini emret". Lügatca tesbit edilen lisan, yap ı lan
talak fiilinin geçerli olmad ı ğ ı na iş aret eder; insann'daha önce
bulunduğu bir yere veya bir duruma tekrar dönmesi mânâsmad ı r, o
halde bu hâdisemizde ho ş andmam ı ş - olunan duruma dönmek bahis ko-
nusudur ( 1 4il'- ;U-'..}). Fakat fakihler öyle derler: Dön- ,
mekayed bo ş anma önceden olmu ş sa, yani bo ş anma fiili geçerli
130 olarak vuld bulmuş sa, o zaman mümkindir. Gerçekten de I. ve II.• •
:;1; c;i5tb'e tekaddüm eden talâka L s..> ii3k10 denir. F ı k ı h ihniyle ilgilihususlarda lügat ı n verdiğ i tarifler yerine f ı kh ı n kulland ı ğ ı lisan tercih
edilmelidir°.
Tekrar Il ı n Hazm'a dönelim. Imândan sadece kelimeyi ş ehâdeti
söylemenin anla ş ilacağ ı nı öğreten bir fı rkamn filolojik delillerine itiraz
eden onun mutaass ı b gayreti zirveye yükselir. Bunu isbatlamak için
i ş i hristiyan-arab ş iiri Ahtal' ı n bir beytine dayam ı ş t ı r. "Bu delil getir-
meye kar ş ı biz ş öyle deriz: Bu beytin sahibi mel'undur, mel'undur ve
bu hristiyan ı n sözünü Allahu Teâla'n ı n dinine hüccet yapan kimse demel'undur, mel'undur. Bu mesele, kâfir bile olsa, bir bedeviyi hüccetsayan lügat ilminin bablar ı ndan de ğ il, akii bir meseledir. Ak ı l ve his bu
beyti tekzib ederler. Kald ı ki, bu ş er'i bir meseledir:-Allahu Teâlâ lanetli
hristiyandan daha do ğru sözlüdür. Zira Allahu Teâlâ, Ahtal' ı n zikredi-
len beytinde söylediğ inin aksine "Onlar kâlnlerinde inanmad ı kları n ı
dilleriyle söylüyorlar" diyor (3 Ali imrân /161). Biz Allah' ı n söylediğ ini
tasdik eder, Ahtal' ı yalanlar ı z. .Allah, Ahtal' ı hüccet al ı p Allah' ı n sö-zünü reddedene lanet etsin" 6 °. Acaba imândan lügata dayanarak iddia
edildiği üzere, yaln
ı zca tasdik mi anlaş ı lmal ı dı r, yoksa bu itikâdi
tâbirde am el de mevcudmudur, meselesinin tarihi münaka ş as ı için
hadis imâlat ı n ı n bu meseleye de nas ı l hükmettiğ ini ve onu kendi çevre-
sine nas ı l çektiğ ini görmek hiç te önemsiz de ğ ildir. Misal olarak Mes'ildi'
de,6 2 Hz. Peygamberin, Hz. Ali'ye a ş ağ ı daki sözleri bir kâ ğ ı da dikte et-
tirdiğ i rivayet edilen ve büyük bir debdebeyle zikredilen bir hadis kulu-
60 KitL bu't-talâk. lar. 2 Kg. nr..44 ve Kastalâni, VIII, s. 143.
61 Kitclbu'l-Milel, II, Vt. 15b [III /219].
J . ,9- L e l1 3 ; 2 1 1 : , ..Z ı ılJ 2 . • ; - " i r l JU
i ;
U,. Ip
U
..
62 Murtic, Paris bask ı s ı , VII, s. 383.
1 31
109
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 154/245
yor uz : "Allah- ad ı na v. s'd en sonra..." İ man, k ı ymeti kâlbler taraf ı ndan
takdir edilen ve insan ı n dini amelleriyle muhafaza edilen bir ş eydir;
islam ise dudaklardan dökülen ş eydir ki, (bu zahiri inançtır) ve nikah
ın
kendisiyle kat'ile ş ti ğ i ş eydir (kald ı ki, müslümanhk vasf , koca olmak için
vazgeçilmez, bir ş arttı r): jJ t...11 jJ9 j
A J C:1>" Zannetti ğ ime göre, burada J L F -
ile bağ lanmas ı , 'Jon a op er a'n ı n (ihlas ı n) zarûxiliğ itı e dâir olan akide ile
lügat tarifinin ayniliğ ini ifade ediyor olmal ı d ı r, ve pek tabii olarak bu
uydurma hadis temayülii men ş eini bu birle ş tirme gayretine borçludur.
b.
İ bn Hazm' ı n f k ı hta görüş ünü itikaddaki (kelâmdaki) görüş ünden
ay ı rmak mümkin değ ildir, bundan dolay önceki paragraflarda itikad
sahas ı na temas etmeyemecbur olduk. Acaba Zahiri f ı kh ı ndan bahsede-
bildiğ imiz ölçüde hususi bir Zahiri kelâmı varm d ı r? Zahiri yolundan
daima bir fı khi mezheb olarak yani sünni islam ı n diğ er mezheblerinden
sadece tatbiki fı k ı h ilminden ayr ı lan müslüman sünniliğ in bir kolu diye
zikredilir Kelam mezhebleri aras ı nda Zahiriyye mektebine rastlamı -
yoruz. ,Muhtelif devirlerde bizce bilinen Zahiri mektebinin temayaz
132 etmi ş ahsiyeilerini kel&'n ı i görü ş lerine göre göz önüne alacak olursak,
birbirlerine taban tabana z ı d olan pek çe ş itli kelâm mezheblerinin, Zâ-
hiri f k ı h mektebine olan yak ı nl ı kta birleş tiklerini hemen göriirüz.
Mesela, ilahi s ı fatlar ı n mevcudiyetini kabul eden görü ş ü sapı kl ı k diye
lanetleyen İ bn Hazm' ı n yan ı nda, İ bn Hazm ile birlikte kitab n laf z-
lar ı m tevil etmeyi reddeden, fakat E ş 'ari'den önceki Siinniliğin, yani
hadise sad ı k kalan mezhebin imamlar ı nı n anladı ğ ı manada ilahi sı fat-
ları
kabul eden Makrizryi buluyoruz Zâhiriyyeyi, devletin hâkim dinimezhebi seviyesine yükseltirken, E ş 'arrnin kel:an ı m da muhafaza eden"
Muvahhidlerin yan ı nda, hiddetli düş manl ı ğ ı n ı mutezili olanlardan çok
E ş 'ari'lerin sistemine yönelten İ bn Hazm'la tekrar karş ı la ş ı yoruz. Za-
hiriler aras ı nda, İ bn Hazm' ı n yan ı nda tasavvufun mühim temsilcilerini
buluyoruz ki, İ bn Hazm sofi ve ş iilerden her birini tevil taraftar ı ol-.
duklar ı ndan dolay ı ölçülü bir ş ekilde reddeder 6 4 . Ş u halde İ b n
taraftarı olduğu lafzi tefsirinden ve Fuslis ve-Fut/11dd müellifinin
lâk'da bas ı lan iki cildlik tefsirinde bize zı d dü ş en tefsir tarz ı ndan daha
63*Dozy, Essai sur L'histoire de l'islamisme trad. V. Chauvin, s. 377 vd.
64 Kitat'l-Milel, II, Vr. 140b [IV /188]. 110
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 155/245
kuvvetli bir ihtilaf kelâmi meselelerde de varm ı d ı r?". Her iki zat ı n mü ş -
terek olduklar ı husus, sadece Allah' ı cisimle ş tirmenin reddidir ki, asl ı nda
133 bu, mutlak zahiri temayülünden uzakla ş mad ı r. Bu tezahür Davud ta-raf ndan kurulan mekteb hakkı nda islami rivayetlerde buldu ğumuz
beyanlar ı n tarihi sa ğ lamlı ğ ı yönünden bizim için faydal ı d ı r; gerçekten
de mezktir rivayetler onun -:- . A . -7kA olup, (..4'3 1 s 5-L:••••1414olmadı ğ ı nı
bildirir", yani islam dahilindeki hukuki meselelerde bir tutuma sahibtir,
fakat kelâma kar ş ı tamamen ilgisiz kalmaktad ı r. Buna -ssöre Houtsma'nı n
Zahiri mektebinin ağ ı rl ı k noktas ı nı , Kur'ân'daki tecsim muhtevalı
ayetlerin lafzi tefsirlerinde bulmas ı tamamen yanl ı ş tı r'. Zahirilerin böyle
kelami açıdan tefsir yar an bir mezhebe kar ş ı muhalif bir hüküm vermi
ş
olmaları nı tamamen bir tarafa b ı rakal ı m; onlar ı n mûtad Sünni islâmakar ş ı kendi özel alâmet-i farikalar ı olarak koyduklar ı ey, ta s ı iatlyla
kelâmi bir tefsir de ğ ildir, bilakis bu, onlar ı n ş eriat ı anlay ı ş ve tatlik
tarzlar ı d ı r. Te ş bihciler tamamen ayr ı bir gruba dahildirler ve Zahiri-lerle kar ı ş tı rı lmamal ı d ı rlar. Zahiri mektebinin kurucusunun, kendi za-manı ndaki ilahiyatc ı uurun canl ı olarak ya ş att ı ğ ı kelâmi meselelerde
ne düş ündüğünü sorabilecek olmakla beraber, onun bu dü ş üncesini
yaln ı z fı khi meselelerde di ğer sünni mezheblerden ayr ı lan bu mektebin
alâmet-i farikas ı olarak dikkate almak gerekmez. Ş ayed biz buradaŞ ehristanrnin tarihi beyanlarma kay ı ds ı z ş arts ı z inanmak durumundakal ı rsak, Davud b. Ali'nin kelâmi meselelerde Millik b.Enes ve Ahmedb. Hanbe l gibi diger imamlarla mutabakat halinde gerçekten hareketsiz
veya - diyelim - menfi bir durum tak ı nd ı ğ ı nı iddia etmemiz 'gerekir.
Bu görü ş , , onlar ı n Kur'an ve Sünnetteki te ş bilı i gerektiren yerlerin ş ekli
izahlarm ı reddedmeleriyle, fakat di ğer taraftan t e cs i m ve t e ş bih
manas ı ndaki lafzi izahlar ı nda kararl ı olup Allah ' ı n zat ı nı n ş eklen ta-
savvur edilmesini ve onun s ı fatlar ı nı reddetmeleriyle ve te ş bihi ifade-
lerin manas ı na nüfûz etmeye de asla giri ş memeleriyle kendini gösterir;
65 Hür fikirli müslümanlar Ebu'l-"Abl el-Ma'arri ve Ömer Hayyt ı m gibi sailerden canl
olarak hat ı rlanan ş iiri nakletmeyi itiyat edinmi ş lerdir. S ı hhati için bir ş ey tekeffill edemem,
isterse buraya seyahat notlar ı mdan al ı nm ı ş garip bir ş ey olarak ilave edilmi ş olsun:
J II 1 5 1I j jy„ , JÇ « . . y 1 ; I : e L 5 , 1 ; it; jL c .. I; 4 . 5 sJ li 4 , ; 1 5 -. )i iyiÎ
66 Mukaddesi, s. 37. Ibn Haldfm, Mukaddime, s. 372.
67 , De strijd over het dogma, s. 85. Houtsma, burada Ebu'l-Fida, H, s. 260' ı ([II /53 ] takil;
etti ğ ini sand ı .
1 1 1
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 156/245
bir kelimeyi ele alarak görü ş ünü beyan eden, Malik b.-Enes"in ş u bili-
nen sözleri kendisini di ğerlerinden ay ı r ı r: "Allah' ı n arş a oturmas ı . ma- .
lumdur, bunun nas ı l offluğu mechiildür, buna inanmak vâeibtir, bilhususta soru sormak bid'attir". imam e ş - Ş ali'rnin de, Kelâm'a kar ş ı
134 olan lânetiyle" bu görü ş e dahil olduğu görülüyor". Kelâmi meselelerde
her yönden çok dikkatli hareket etmeyesmi verilir. İ slam
mezheblerinin Kelâm'a , ait ihtilafh meseleleri dahilinde pozitif olarakş ekillendirilen tutumlar ı asl nda bir mezhebin parolasm ı arzedebilen
ve tamamen kendi d ı ş ı nda olan bir görü ş tür. Ağ ı rl ı k noktas ı kelâmi
nazariyelerde de ğil, f k ı hta bulunan bir mekteb için bu görü ş zaruret
halinde yeterlidir.Bununla beraber Kelam' ı n ikili kat'iyet arzeden meseleleri hakk ı n-
da Davud b. Ali'nin kendi kel:am görü ş ünü, kendi zahiri sisteminin ay-r ı lmaz bir parças ı olarak ortaya koymaks ı z ı n ifade etmi ş görüyoruZ.
Sem'aurnin (ö. 562) a ş a ğ ı daki haberine" nekadar de ğer verilece ğ ini bil-
miyorum; buna göre İ m am Ahm ed k H anbel", Davud b. Al i'yi — Nisa-
bur'dan dönüp Ba ğdad'a yerle ş tikten sonra — evine kabul etmektenimtina etti, 'çünkü onun Kur'ân' ı n mahlak oluş una dair bid'ate ı fikirler
beslediğ ini i ş itmi ş ti. Bu haberi Ahm ed k Hanbel, M uhamm ed k Yahyavas ı tas ı yla Nisabur'dan elde etti, ve o ğ lunun ,Davud bu bid'atten be-ridir, diye tekeffül etmesi bir fayda vermedi. Her halukarda Davud'unbu inanc ı nı n kelâmi meselelerde oldukça ilgisiz bulun'an kendi mektebiiçin bir ölçü olm ı yaca ğ ı kat'idir. Zira bu mesele onun delikanhl ı k dö-
neminden biraz sonraya rastlamaktad ı r. ibn Hazm' ı ndan ö ğ reniyoruz
ki, ş u meselede Davud pozitif bir tutum alm ı ş tı r: Görmek ve duymak
68 Bu hususta önce, Spitta 'n ı n yukar da adı geçen eserinin 52-55. sahifeleri ve bilhassa
metin k ı sm ı , s. 124'de ele ald ı ğ ı vükfa pek ş ayanı dikkattir. Gazzüli, Ihyâ, I, s. 93 vd. Gerçekten
önemli bir araşt
ırma De
ıniri'de bulunur, Bk. .k,„! maddesi, I, s. 14-17."Burada nazari ilahiyatla
ilgili olarak eski - imamlarm tutumu hakk ı nda hüküm vermeye yarayacak k ı ymetli malzeme b ı i-
lunur.
69 Ş ehristâni, s. 65, 75 [1/125. 146]. Bu imamlar aras ı nda İ bn Hazm, felsefi nazariyecili ğ in
reddine pek ş iddetli olarak giri ş ti. Ş ayed zülnd olarak da bilinen el-Hârisul-Mulaasibi (5: 243),
manun ve taraftarlarnun taassubundan kendini gizlemeye mecbur olmu ş sa, bu onun kelâm me-
seleledyle me ş göl olmas ı ndand ı r. Ölümünde yaln ı z dört kiş i bulunmuş tır. Ebu'l-Fida, II, s.
200 [II/40].
70 Kitâbu'/-Ensdb, Vr. 280a (Ilave V).
71 Me'ınfn zaman ı nı n ak ı lcı tedhiş çiliğ ine eski sünni akideye ba ğ lı kalarak boyun e ğmemek.
le bilinen bu imam (Ahmed b. H anbel), tedhi ş çi zorlama/un bask ı s ı alt ı nda ruhsat verme cihetine
giden din f limlerine kar ş ı çok mutaass ı b idi. Bunlar aras ı nda muhaddis Ebû Nasr 'Abdu'l-Melikb. ,Abdu'l-Aziz et-Tem mar (ö: 228) [(d: 137) Ensâb, III /74] vard ı . A h med b . Hanbel, hatta ta -
lebeleri de Temmâr' ı n.hadislerini almay ı yasaklad ı lar: Ebul•Mehâsin, I, s. 677 [II/254].
1 1 2
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 157/245
135s ı fatlar ı nı n Allah hakk nda ifade edilebilmesi nekadar yersizdir, veKur'an'da Allah hakk ı nda söyleniyorsa, ki kendisi I ş itendir, Görendir,
öylece anla ş ı lmalıd
ır. E
ş'ari burada pek çok sünni ve baz
ımu'tezili
ilahiyatcı larla ittifak ederek derki, Allah, kendisinden sud6r eden gör-
me fiiliyle görür, kendisinden sudür eden i ş itme füliyle i ş itir. Davudyukarı daki görü ş te Allah mefhumuntı n bir tecsimini bulanlara kat ı lı rve ş öyle der: Allah, kendinden ayr ı lmaz ve zat ı nı n hususi bir füliyle
Görendir, İ ş itendir, yoksa görmenin ve i ş itmenin vas ı tas ı kuvvetlerledeğ il. [O'nun hakk ı nda O görüyor, i ş itiyor, denemez]*, zira O, görmekve i ş titmek fiilini bizzat icra etmez". Bu laf ı z münaka ş as ı nda ibn Hazmfı k ı h ilmindeki rehberine (Davud'a) tâbi olür.
Bu son misal Davud'un kuru fı kh ı da a ş arak kelâmi (itikâdi) mese-
lelerde de ş uurlu bir tutum geli ş tirdiğ ine yeterli delildir, ve hususiyleKelâm ı n diğer meseleleriyle s ı k ı bir münasebeti bulunan bu ihtilafh
meselenin onu, Kelâm ı n geni ş sâhas ı yla da me ş gul ettiğ ini farzetmek
hiç te do ğ ru olmaz. Bir ş ans eseri olarak Davud'un Keltunla olan me ş -
guliyetine dair, umumi bilgi edinilebilecek bir kayna ğ a sahib bulunu-yoruz ki, bu kaynak, Ş ehrista ı li'nin zarif ve tavsifinden yap ı labilecek
tahminden daha geni ş çerçevede olan E ş 'ari' ı lin — mu'tezili iken — iti-
kadla (
lgili olarak Zâhiri mektebinin kurucus ı ma kar ş ı yazd ı ğ ı
136 Mu'ârada'sı d ı r, bunu sünni islâma geçtikten sonra kendisi reddet-
mi ş tir 7 3 . İ ş te bu risale Davud'un tedris sahas ı n ı n sadece fı kha münhas ı r
olmadı ğ ı n ı ve eski imamlarmarolalarm ı n arkas ı nda kendini
tahkim etmekle yetinmeyip, bilakis ya ş ad ı ğ ı devirde ınevc ıld din ilmine
aid meseleler için kendi reyini beyan etti ğ ini yeter derecede ispat eder.
Buna ra ğmen onun Ihnu'n-Nedim'deki eserlerinin listesinde sadece f ı -
k ı h _ilmi sahas ı r daki eserlerini buluyoruz.
Fakat Dâvud, yukar ı daki beyanlara göre kendi kelâmm ı e ş ekkülettirmi ş se de, bu ilmi Zahiri mektebine zorla kabul ettirmi ş değ ildir.
B u mektebin mahiyetini ortaya koyan fı k ı hla bu filmin mü ş terek hiç
birş eyi yoktur: İ lkdefa Ibrı Hazm Zahiri mektebi içinde bir ad ı m daha
atmak, yani kelâm meselelerini bu mektebe sokmak istedi. Kelâmi
eserinde dahiyane bir tarzda beyan etti ğ i bu te ş ebbüs semeresiz olarak
72 İ lı n Hazm, Milel, I, Vr. 146b [II/140-41].
73 Bk. Spitta, a.g.e., s. 79, nr. 84
* Müellif, kendi verdiği yanlı ş metne göre tereeme yapm ı ş t r, matbu' nüshadaki ifade:
"Allah'a: i ş itme kuvvetiyle (i ş itiyor), görme kuvvetiyle ((görüyor) demeyiz":---
dir. C. Tunç.
113
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 158/245
kald ı . Dm Hazm'dan sonra da muhtelif renklerdeki mütekellimler Za-
hiri mektebi içerisinde yer bulabildiler Tahmin edebiliriz ki, İ bn
Hazm'ın polemik eserlerinde tesbit etti
ği ve daha da geli
ştirdi
ğ
i hnsus-lar Davad'un kelâmi metodu ve kelâmla ilgili prensibleridir. Akide muh-
tevasmnı sağlam bir tarifinin ve ş uurlu bir geli ş iminin çabukla ş mas ı
tabiat ı yla dinin bütün sahalar ı nda önce polemikle mümkün oluyordu.
ş ayed Davud'un Kur'ân' ı n mahlük olduğunu kabul etmesini 7 4 bu ma-
nada telakki edebiliriz, ş eklinde dü ş ünürsek, belki de as ı ls ı z bir naza-
riyede bulunmuş olmay ı z . Davud, okunan Kur'an'm yaz ı lı ş ve fizyolo-
jik zahiri k ı s ı mlar ı nm ezeli olmad ı ğ ı nı beyan etti. Bu görü ş im Hazm
tarafı ndan geni ş bir ş ekilde geli ş tirildi.
Bu meselenin de ğerlendirilmesi ibn Hazm' ı n itikadi sisteminin
düzenli bir tasvirini vermekte bilhassa te ş vik edici olmas ı na rağmen,
biz burada bu i ş le meş gul olacak de ğ iliz. Bu vazifenin ifas ı , islâmdaki
ve onun tarihi geli ş imi içerisindeki itikadi — felsefi hareketleri tarif ve
tavsif etmeyi vazife edinmi ş olanlardan bekle ı ı ebilir. Burada bizim vazi-
femiz, bu k s ı mdan sadece bir bölüme uzanmak, yani Ihn Hazm' ı nkelâm ı n ı n ve din felsefesinin hangi noktalarda Zahiri görü ş e itibar etti ğ i
ve bunu nerede meydana ç ı kard ı ğ ı meselesine e ğ ilmektir. Bu suale ce-
vab vermeyi müteakip beyanlar içerisinde denemek istiyoruz ve bubölümde ihmal edilen tafsilat ı n yeknesakl ı ğ ı m Ihn Hazm'ı n ana eserin-
den al ı nan metinlere sevk ve idare etmemizi ve tam bir tenkidli bas ı ma
137 layk olan bu eserden iktibas edilen ve miitellifin fikri seyrini ve tavsiftarzı nı belirten metinleri ayd ı nh ğa kavuş turmak f rsat ı nı de ğerlendir-
memizi de okuyucunun ho ş karş ı lamas ı gerekir. islamdaki din felsefesi
mekteblerine muhalif olan Dm Hazm' ı n tnnumi tutumunun tayinini
öncelikle ortaya koymak istiyoruz ki, sünni olarak itibar bulan mezhebin
bu mütekellimi E ş 'arilere kar ş ı hasmane bir tutum tak ı mı , belki de
bu tutumu onun bir yanda Mücessimeye, bir yanda Mn'tezileye kar ş ı
tak ı nd ı ğ ı tutumdan daha diiş mancad ı r. Hatta biz ş imdi iki güzel
bask ı da arzedilen Ibn Asakir'in haberine" göre E ş 'arrnin 1Vidtezileye z ı d
olan iman esas ı m ele alacak olursak, E ş 'arrnin noktay ı nazarm ı n zahiri
mütekellimine muhalefet etmesi için hiç bir f ı rsat vermedi ğ ine inanmak
zorunda kahr ı z. Bununla beraber ş ayed biz E ş 'arrnin s ı fatlar hususun-
daki görü ş ünü, Kur'an' ı n zahiri lafz ı na bağ l ı kalmaya mukabil gayri
cismani Allah kavram ı na z ı d olarak mukayese edici bir unsur yapt ı ğ ı
74 Malumdur ki, Bultiirrye kar ş ı da aynı suçlama ileri sürülmü ş tür (K ş l. Krehl ZDMG.
IV, s. 6).
75 Spitta, si 128-37, Mehren, s. 115-24.
114
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 159/245
ve nazar' istikamette seyreden bir izah tarz ı nı kendi itikadma verdiğ ini
ö ğrenirsek, böylece bu mukayesede, gerçek imandaki yerini münaka ş a
ettiği7 6 nazariyenin her türlü tesirine lanet okuyan
İ
bn Hazm'ın, E
ş
'ari-lige kar ş ı muhalif olmaya mecbur oldu ğunu anlar ı z. Onun münaka ş a-
138 sı ndaki E ş 'arilere kar ş ı olan polemik hareket tarz ı nı n kabalı ğ ı ve sertliğ i
dikkate al ı n ı rsa, bunun Mu'tezileye kar ş ı olandan daha ş iddetli olduğu
görülür. O Mu'tezile hakk ı nda alenen ş öyle der: cehalet kendileri için
özür sebebi olarak gösterilebilen Mu'tezileye hatalar ı na ra ğmen müslü-
man nazar ı yla bak ı lır, (zra onlar ve sfatlarm ı Allah'a isnat
ederler), öyle bir özür ki, onlar ı küfürden uzakla ş tı m ve imandan çı -
karmaz; fakat ö ğ renmek durumundad ı rlar' 7 7 . Bu ve diğer meselelerde
E ş 'ariler hakk ı nda tamamen ba ş ka hükümde bulunur. Bu hususta bizKur'ân' ı n "Allah Kelâm ı " olmas ı ile ilgili olarak farkl ı keland görü ş lere
dair bir misal vermek istiyoruz. Malûmdur ki, 41 r5l5.. tabirinin an
la ş ı lmas ı islâmda ihtilafa sebeb olmu ş tur. Mu'tezile, Allah Kelam ı mn za-
man içerisinde yarat ı lm ı ş bir fili s ı fat ı olup (ti .9.14J*1 44.2.0) ezeli olmad ı -
ğ ı nı iddia eder; Allah konu ş tuğu an, kendi sözünü yarat ı lm ı ş olarak öne
koyar. Ahmed k Hanbel ve diğer ima.mlar Allah Kelâm ı nı yarat ı lmam ı ş
ve eı
eli ve onun ezdi ilmiyle aynı
olarak kabul ederler 41 ( . 5 1 5 - - )E ş 'ariler kendi görü ş lerini en belirgin bir ş ekilde ş öyle ifade
ederler:Allah kelâm ı ezelidir, gayri mahladur, zati s ı fat olarak Allah'danba ş kad ı r, bununla beraber tektir, parçalanamaz, yani Allah' ı n tek kelâm ı
vard ı r; her zaman Allah konu ş ursa, tezahiir eden söz daima Allah'ı n
ayn ı kelâm ı d ı r. it hk -5 k 5 "
76 Onun kelâmi istidlâlde nazariyeye nas ı l bir yer verdi ğ ini de göreeeğ iz; onun inançta
akli hükümlerin yerine dair olan görü ş ü de ilgi çekicidir, bilhassa di ğer din t limierinin burayla
ilgili olan görü ş leriyle .Buna i ş aret etmek için a ş a ğ ı daki metni buraya koyuyorum: Milel, II, Vr.
Vr. 54a [IV/35]:
t.1444 C.J. r1J'ı r- ) 1 . 4 y 1
4 ;1 JIs , ! . . 1 , - . 1+ 1 . 5 " ..►,*( 4.4U77 Milel, I, Vr. 162a [II /178 vd. ].
( 1 '4'7:to.) J .L• • I SAII cj
rtJ 1.4114 . 7 1 — ;, I j . i s
139
% 1o k ;j.11yP j;.IA7 L lt f t ; d : 0 j s k '
ç'.5T Ebil Muhammed ş öyle diyor: "E ş 'arilerin (Allah' ı n an-
115
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 160/245
.eak tek kelâm ı vard ı r) akidesi, bizzat Allah'a ve bütün müslümanlarakar ş ı mutlak olarak ayk ı rı d ı r; zira Allah Kur'an'da ş öyle der: "De
ki, Rabbimin sözleri için deniz mürekkep olsa, O'nun sözleri bitme-den denizin suyu biter" (18. Kehf /109) ve ayr ı ca "yer yüzündeki
ağ açlar ı n hepsi kalem olsa, ve deniz yedi deniz kadar daha büyilse,yine de Allah' ı n kelâm ı na yetmez" (31. Lokman /26). Her müslüman ı n,
hiç bir türlü bât ı lı n eri ş rnediğ i, Allah haberi olduğunda ve Allah' ı n bit-
mez tükenmez kelimeleri bulunduğunda ş üphe etmedi ği bu Kelamı
i ş itip de, sonra kendi be ş para etmez görü ş üne tabi olarak Allah' ı n an-
cak tek Kelâm ı olduğunu söyleyenden daha sap ı k, daha hayas ı z, daha
inatc ı ve Allah'a kar ş ı daha büyük yalanc ı olamaz. Ş ayed onlar Allah'la
beraber olan ş eyi çoğ altmaktan kaç ı nmak için bu iddiada bulunuyorlar-sa, kendi kendilerini tekzib ediyorlar, demektir; zira hepsi birbirindenayr ı , hepsi Allah'tan ba ş ka ve Allah'a benzemez ve onunla birlikte ezdiolan onbe ş (s ı fat) ı n mevcud olduğunu ileri sürmektedirler. Ehu Muham-
med ş öyle devam eder: E ş 'ari'ye müntesib bu Ude ayr ı ca ş unu da iddia
eder ki, Cibril'in Hz. Muhammed'in kalbine inzal etti ğ i sözler Allah
Kelâm ı değ ildir, onun getirdikleri sadece Allah Kelâm ı n ı n ibâresidir;
ayrı ca mushaflarda okunanlara ve onlarda yaz ı l ı olanlara da Allah
Kelâm ı olarak bak ı lamaz, Allah Kelâm ı daima Allah' ı n kendinde kal ı r
ve ba ş kas ı nda da kalmaz; ve bu kelam daha sonra ba ş ka mekanlardayer almad ı ğ ı gibi bir yerden bir yere de gitmez ve birine ba ğ lı harflerden
de ibaret de ğ ildir; ve bir Allah Kelâm ı ötekisinden daha iyi, daha fazi-letli ve daha k ı ymetli olamaz. Onlar ş unu da söylerler, Allah Cehenneme,
"hala dolmad ı n m ?"diye sormaya (50. Kaf /30) ve kâfirlere: "oradasusunuz ve konuş may ı n ı z" (23. Mu'minun /108) demekte berdevamd ı rve olmas ı nı istediğ i her ş eye "ol"der. Ebü Muhammed ş öyle dedi: Bu
te'vil götürmez mutlak küfürdür. Zira biz onlara Kur'an Allah Kola-m ı m ı d ı r ? yoksa de ğ ilmidir diye sorar da, onlar hay ı r derlerse böylece
bütün müslümanlar ı n ittifak ı ile kâfir olurlar; fakat evet derlerse, on-
lara ş öyle sormaya devam ederiz: Kur'an, camilerde k ı raat olunan,140 mushaflarda yaz ı lı olan, kâlblerde ezbere bilinen ş eymidir, yoksa de ğ il-
midir? ş ayet buna hay ı r derlerse, icma' ı ümmet ile kafir olurlar, ama evet
derlerse kendi fasit görü ş lerini bı rak ı p Ehli islam ı n dediğ ine gelirler'"s.
141 Bu meselede Ibn Hazm' ı n kendi görü ş ünü buraya ilave edelim. O,
Kur'an ayetleriyle ilgili olan talim ve tedrisinde ş unlar ı öğretir: 1)
7 8Milel,
I, Vr. 170a [III /5 vd.l.J.1 .J..,
:4%J,
y k s- yl
• Ji 1.1 J -
j; Jj7 1 ,
116
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 161/245
Kur'an ve Allah Kelâm ı ibareleri ayn ı nefhumun iki benzer (Sinonim)
ifadesidir, 2) Kur'an Hz. Muhammed'e Cibril ile getirilmi ş , 3) "Kur'an"ve "Allah Kelâm ı " be ş çe ş it ş eyle beyan edilir: a) Hz. Muhamed'e gön-
derilmi ş vahiyle, b) Kı raat edilen Kur'ân' ı n duyulabilen ve telaffuz edi-
len lâfz ı yla, c) bu telaffuz edilen sözlerin muhtevas ı yla, mesela, miinferid
ayetler ve emirlerle, d) mushaflarla -ve e) ezberden bilinen metinle. Bu
husus ibn Hazm' ı n her tarafa yayd ı ğ ı âyetlerden ve hâdislerden. ç ı kar.
Son olarak 4) Kur'ân' ı n bütün bölüMleri ayn ı değ erde değ ildir; Fâtiha,
İ hlas suresi ve Kur'ân' ı n diğer ayetleri için, bizzat Allah bize, bunlar ı n
Allah kitab ı nı n diğer kı s ı mları ndan daha yüksek olduğunu söyledi.
Ş imdi, acaba Kur'an, İ bn Hazm' ı n onu burada tarif etti ğ i mahlükmu-
dur, yoksa gayri rauhlükmudur diye sorulursa, müellif bize aş
a ğ ı dakicevabı verir: ş üphesiz sedalar konu ş ma organlar ı n ı n gürültüleridir,hem de bu seslerin içlerinde ortaya ç ı kt ı klar ı arapça ve di ğer diller mal ı .
lûkturlar. Yaz ı lm ı ş olan da mahlûktur, zira yaz ı lm ı ş ve önümüzde du-
ran inushaf, hayvanlar ı n derilerinden muhtelif ham maddelerden mey-
dana gelmi ş mürekkepten ibarettir; ayr ı ca yazan ı n elinin hareketi,
k ı raat edenin dilinin hareketi ve bütün yaz ı lm ı ş ve okunmuş larm gönülde
muhafazas ı mahlûktur. Fakat bizim Kur'an ve Allah kelâm ı dediğ imiz,
Allah'tan ayr ı lmaz, Allah' ı n sonsuz ilmi gayri mahlûktur. O halde be ş
türlüşeye Kur'an diyoruz ki, bunlardan dördü mahlük, biri ise gayri
mahlûktur. Cüz'ün s ı fat ı n ı külle atfetmek caiz olmad ı ğ ı için, küllün
tarifini o sı fat yapamaz. O halde Kur'an mahlûktur, denemez. Daha142 doğrusu kül ile ilgili olan bu cikz' s ı fat ı inkâr edilmelidir. Buna göre
Kur'an ne yaratan ve ne de yarat ı lm ı ş oland ı r". Bu tarife, Ebfı Hani-
fe'nin "F ı kh- ı Ekber"inde Allah' ı n kitab ı n ı n mahlûk veya .gayri mak..lük oluş undan bahseden bölümde rastlan ı r". Ş ayed Kur'an okuyan birkimse, burada okuduğum, Allah kelâm ı değ ildir, demi ş olsa, Allahı
inkar etmi ş olur, keza bir kimsenin, isterse edeb icab ı olarak söylüyor
olsun, Sünnette emredilen ve bizzat kendisinin yapt ı ğ ı bir fiil için, "BuHz. Peygamberin fiili de ğ ildir" demesi de böyledir, yalanc ı durumunadü ş er.
Biraz önce gördü ğümüz gibi, İ bn Hamit'in E ş 'ari Sünnileriyle k ı yas-
lanam ı yacak derecede Mu'tezile taraftarlar ı na karş ı daha insaf! bir
davran ı ş içinde olmas ı n ı n sebebi, benim görü ş üme göre ş u vaklaya da-yanmaktad ı r: İ bn Hazm'ı n kelâm ı nı n bir temel noktas ı nda Mu'tezileye
yakla ş ı yor ve onlarla birle ş erek E ş 'arilere kar ş ı muhalefet edebiliyor;
79 a.g.e. Vr. 172a [III /10 1
* . ı l-J a l ( * . A ( . 1 1 2 1 ? , ( * . ı l ; _ ı _ .i.;•
80 Kremer, Geschichte der herrschenden Ideen des Islams, s. 41.
117
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 162/245
i ş te bu nokta; Allah' ı n s ı fatlar ı n ı n mevcud veya gayri mevead oldu-ğ una dair olan görü ş tür. Bu g erçekten ba ş ka türlü bir ak ı l yürütmeyle
ki, bunun la m üslüman kelâmı
ndaki aş ı
rı
akı
lcı
lı ğ ı
n temsilcileri, nazar-lar ı nda E ş 'arrnin b id'atc ı olarak itibar buldu ğu aş ı r ı sünnili ğ in tem sil-cilerine kar ş ı m üs am ahal ı olabildikleri prensiblere ula ş t ı lar. M ünferidkelâm kaidelerine kar ş ı Hazm'ı n aldı ğ ı mevkiin cevab ı , aş a ğ ı dakisualde mevcudtur: Kitâb ve Sünet metinleri (ve hatta onlar ı n ruhude ğ il, sadece lafı zlar ı ) her hangi bir akâid tarifine cevaz verirmi? Busualin cevab ı yla Kelâm ı n ihtilafl ı münferid meselelerinin kaderi hal-ledilmi ş tir. ı bn Hazm ş öyle der: " Ş ayed b ize: Siz Allah diridir, bu dirilik,canl ı olan mahlûklar için söylenen dirilik manas ı nda de ğ ildir; Allah
143 alimdir, fakat bu, alimlere benzer bir âlimlik değ
ildir; Allah kadirdir,fakat bu, kudretli olan m ahlûkat ı n kudretine benzer m ânâda bir kudretde ğ ildir, iddias ı nda bulunuyorsunuz da, niçin Allah, cisimdir, fakatyarat ı lm ı ş cisimlere benzer man ada de ğ ildir, demeyi yasak ediyorsunuz,diye sorulursa, aş a ğ ı daki cevab ı veririz: E ğ er Kur'an metni (nass)Allah' ı diri (Hay y), alim, kâdir gibi isim lerle tesm iye etm em i ş olsayd ı ,
biz de O'nun hakk nda bu isimlerden hiç birini kullanmazd ı k. Fakatnassda aç ı kca bulunana uym ak dini biz vecibedir (farzd ı r). Na ss ı n hiç
bir yerinde Allah'm "cisim" olarak tesmiye edildi ğ ine rastlam ı yoruz
ve O 'nu bu isimle adland ı rm ak hususunda da hiç bir delil mevcud de-ğ ildir; aksine O 'nun hakk ı nda b u ismin kullan ı lmas ı na m â'ni olan delilvard ı r. Ş ayed Allah' ı cisim olarak tesmiye eden bir nass bulunsaidi, o takdirde nassa uymak bizim için vazgeçilmez bir vecibe olur veo zam an, Allah cisim dir, fakat di ğ er cisimlere ben zer bir cisimderdik". İ bn Hazm'a göre bu tesmiyenin reddedilmesinde cisimle ş tirmeM etinden ba ş ka, Allah' ı n nassla tesbit edilmi ş tesmiyelerinden inhirafetmek de a ğ ı r basmaktad ı r 8 2 . Zira Kur'an'da kullan ı lan s ı fatlar, Al-
144 lah' ı n zatı nda bulunan ve bu zat ı n n azari olarak ara ş t ı r ı lmas ı yla tan ı -
nabilen s ı fatlar olm ay ı p, aksine onlarla A llah' ı n kendini is im lendirdi ğ iözel isim lerdir. Allah' ı n s ı fatlara sahib olm as ı abestir. Zira s ı fat veyas ı fat ifadelerini ne A llah, ken di zat ı yla ilgili olarak vahyettiğ i sözlerdekullanm ı ş tı r ve ne de b iz bunlar ı Allahla ilgili olarak H z. Peygam berinkulland ı ğ m a rastlar ı z, hatta Sahabilerden, Tabi'inden ve Tabi'ut-ta-bi'inden biri Allah'Ia ilgili olarak bu ifadeleri kullanmam ı ş tı r. Bunagöre bize de bu ifadeleri kullanmak veya bunlarda bulunan inancaba ğ lanmak helal olmaz. Mü'minlerin ic ı rta' ı bunu reddettiğ i için buifadeleri kullanm an ı n k ötü bir bid'at oldu ğ unu, tam bir hakl ı l ı kla söy-
81 a.g.e. Vr. 138a [II/118].82 a.g.e. Vr. 139a [II/120].
118
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 163/245
leyebiliriz. Allah ş öyle diyor: "Bunlar sizin ve babalar:num ı lydurduk-
lar ı isimlerden ba ş ka bir ş ey değ ildir, fakat Allah bu hususta güç ver-
memiş
tir; onlar kendi fikirlerin ve gönüllerinin arzusuna uydular"(53 Necm /23). S ı f at kelimesini Mu'tezile uydurmu ş ve Mütekellimler
den bir grup bunlara uyrn ı u ş tur, böylece dindar Selefin yolundan ba ş -
kas ı na sapm ı ş lard ı r ki, böyle adamlardan ne , model olur, ne de rehber.
[Allah tarafı ndan tesbit edilmi ş sı n ı r ı aş an kimse kendine zulmeder J*.
Sonraki nesillerin F ı k ı h alimleri aras ı nda, tam tahkikte bulunam ı yan-
lar ı n bu s ı fat tabirini ortaya ç ı karm ı ş olmas ı imkans ı z değ ildir, eğer böy-
leyse, bu keyfiyet alimin hataya dü ş mü ş olduğunu gösterir. Dini
hakikat ise, ancak Allah' ı n kendi kitabı nda veya Peygamberin ona müs-
tenid olan sözlerinde nassla tesbit edilmişolan, yabud da Mü'min
cemaatin üzerinde hakikat olarak ittifak ettikleri ş eydedir. Bunun d ı -
ş ı ndakiler dalâlettir. Said L. Ebi Hilardan mervi bir hadis bize delil ola-
rak gösterilebilir ki, bu hadise göre, bir kimse, Ihlas Suresini ba ş ka bir
stı reye ilaveten her rek'atte okur ve Hz. Peygaml3ere bunun sebebini
ş öyle aç ı klar: bu sözlerde Rahmân ı n vasfıard ı r. Bunun üzerine
Hz. Peygamber, sual soran ş ah ı s gibi, Allah' ı n da onu tercih ettiğ ini
bildirmi ş tir**. Buna kar ş ı biz deriz ki, Said'den mervi bu hadis, yeter
derecede sahih de ğ ildir, aksine pek çok otorite taraf ı ndan ş üpheli görül-
mü ş tür ve buna binaen .5.11Z.40 ifadesinin s ı hhatine yeterli bir delil
145 olarak gösterilemez' 3 . Fakat muar ı zlarm bu delil onlar ı n kendi prensib-
lerine de uymamaktad ı r, zira onlar Haber-i vahidi ilmin vazgeçilmez bir kayna ğ ı olarak kabul etmezler"".
146undan da anla ş ı lı yor ki, Allal ı 'da bu s ı fat ı n mevaldiyeti manti
ken isbat edilmi ş olsa bile, Allah'a kendi ba ş ı na bir sı fat vermek hiç
kimsenin tasarrufunda de ğ ildir. İ bn Hazm, Allah' ı n ilminin Allah'ı n
zâtryla ayn ı olduğunu felsefi olarak isbat etmek isteyen Mu'tezile reisi
Ebıl Huzeyl el-Allah'a kar ş ı u düsturu ileri sürer. "Bir kimsenin kendiistidlaline dayanarak Allah'a bir s ı fat veya bir isim vermesi caiz de ğ ildir.
Çünkü Allah kendi yaratt ı klar ı ndan ba ş kad ı r, dolay ı siyle istidlâle da-
83 Bununla beraber Buhfı rrnin hadis kitab ı nda,11 jLJ j ,5":14 L. ul ı
diye bir ba ş lı k koyuş u dikkatimizi çeker (Kitabu't-tevhid, nr. 14) ve Kastalâni'nin (X, s. 429)'
da iş aret ettiğ i gibi, Beyhaki uygun bâb ba ş h ı ndaabirini bile kullan ı r.
84 'bn Hazm, Milel, I. s. 139a [II /120].
,g;• 1A;inalj vld..a I '4'12 i.5a1 4.15-
. , 1 2 ;
âio
* Bu ibâre ayettir: (65. Talak /1) C. Tunç.
** Metne göre, Allah Sûreyi tercih etmi ş değ il, Sûreyi seven zât ı sevniş tir. C. Tunç.
119
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 164/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 165/245
de Kur'an âyetiyle isbatlanamazu. Nas ve icma Allah ile ilgili olarak
kullan ı lan isimler ve ifadelerin do ğ roluğu için yegane ölçüdürler. Pek
tabiidir ki, bu tarzda geçerli olan bütün isimlerin sinonimleri de buna
Allah için
emek caizdir, fakat veya -19)-Adenmez.
0 kendisini jAtij olarak adland ı r ı r, fakat O'nu c5-1. :,n veya
iye
isimlendirmemiz caiz olmaz". Keza rm ı ayyen bir s ı fat Allah' ı n methine
uygun olsa bile, tafsilat da bir ölçü olamaz, zira o, nass ile isbat edile-
meyince, onun da kulan ı lmas ı yasak olur, di ğ er taraftan bizim dü ş ün-
149 cemize Allah' ı n methine lay ı k olmayan bir ş ey Allah tarafı ndan ifade
edilirken (mesela, Allah' ı hiyle ile miinasebettar k ı lmak) nass ı n otori-
tesi bu hus ı ı sta hüküm sahibidir. Ben burada ihn Iiazm'ın kitab
ından
burayla ilgili metni veriyorum ki, onda müellif, Allah' ı n isimlerine dair
olan görü ş ünü ortaya koymaktad ı r ve ben, hakl ı olarak bu yerin geni ş
izah ı ndan kaç ı nı yorum: Vr. 156a [II /164-65].
ı 5 1
(IlAnjy11,
41)cx1.1 * 1 . 3
4ı L , (s. .: k 1A 1 , 1
'1 . 3 ( . 5 12.0 4 % 1 _ ,f t : A . 2
'5/ 3 J .)41f i
J-ıi1 2 ; l ı.34,,t1
A i ' > ! 1
Lup cs . 1 , 1 1 â , lÇ c . ı ı 5 "5 L 4 2 1 . 4 — ;2 . ;: 0 - 4 2 . ; 1
jp t;J5:5t.; Atl*;Î
i e .r4:A C .)tç '
:;1>. ı 4.; 4 1 ^ 9
,1 " . s • • > " )
5',1 ? t A
0 . L 5 j k 4 .7 <J çhP
j: ,.?-
i 1 3 1 ; 2 1 1 - 0 . 1 . , . .ı la JP J.5M 1,110 j>..; ji:) ,o J.S . «
jğ ı t: fp
A J . 1 " 1 . ı 42.u: c s.),k ı.2 1 > - J.UP
8 7 ibn }bizm, a.g.e., Vr. 151a [II/151-52].
8 8 Vr. 155b [II/163]. Kş l. a.g.e., Vr. 161a [II/175].
1 21
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 166/245
jii,54J1 o.1.tp
jJ I
Ll ı k L 1 5 : ‘ . . N 1.1,2> i>a;
.3a . : ). ) Tt";
1 , : u b,Sjı : 5 - dt,jaUj; i;
° *ı iip i sâyl j°3k2p JL "
upl. . J M
Jut,,
J
dt";3 1 1 . 3 , A c . P. 4..) 1 A L9 1 1i u t ,et.4 > : 1 '
j1 ,1) , ÇI dt"; dU st.e'l1 J112; 4..)1 I k t-- tt.A
13- 1. , 5 1"I4); ‘,A
j1;: v b.p 4 1 i ,.. ı t1
r ira > . ıs -k., 0.U-4; 1 4 . 1 sjt,e;
42:„..1 ( . 5 . 1 1 1A3T 4 1 . . . P I.e:- I 3 1 T }4...1:• jt.e.; 411 ( J: ) l i L : A 4 , 4 1 1
4 3 A ,
1 5 1Allah' ı n güzel isimleri" hakk ı nda âyetler (7. 'Araf /180, 20. Tâhâ /18) olduğu gibi, bununla ilgili olarak Allah' ı n (100'den bir eksik) 99
isminden bahseden ve mütekellimlerin, bilhassa Allah'ı
n sı
fatları
mese-lesini sünni Kelâ ı n'a sokan E ş 'arilerin s ı fatlar görü ş ünü tashih edenhadislei vard ı r. Zâhiri akidesine göre bu 99 ismi Allah' ı n "sı fatlar ı "
89 Jyâ
90 Ruhani, Kitâbu'd-de'avat, nr. 73. Ş urf t, nr. 18, Tevhid, nr. 12. Muslim, Kitâbu'l-'ilm
nr. 6 ve Nevevi, V, s. 289. islâmda Allah' ı n "Güzel isimleri"ne dâir eserler daima pek fazlaca
yaz ı lm ı ş t ı r. Sfbib ibn ,Abbid Fihrist, s. 135. str. 7. Kş l.
Fahredin Râzi, Mefâtih, IV, s. 473 vd. geni ş bir ilavedeki mütekellimlerin görü ş leriyle. J.W.
Redhause'm ara ş tı rmas ı "On the most comely Names etc." bu konuda yeni bir çal ı ş madı r (Jour-
nal of Royal asiatic Society 1881). Redhause 552 isim ileri sürüyor. İ l ı n Haz ı ı ı 'm da "Allah' ı n
isimleri"ne dair hususi bir eser yazd ı ğ ı nı ve onda yukarı da bildirilen metinlerdeki görü ş leri
daha da ayrı ntı lı olarak ele ald ı ğ ı zikredilmi ş tir. Gazailli bu eseri görmü ş tür (Makkari, T, s.
513). K ş l. ayr ı ca: Mettâlc ıf, s. 159 vd.
122
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 167/245
olarak anlamak câiz de ğ ildir, zira bir s ı fat bir fâili ş art ko ş ar, bu fâil,
s ı fat ı taş ı yan olarak s ı fattan ba ş kad ı r, Allah hakk ı nda câiz olmayan bir
tasavvur, isterse nassi bir delille ishatlanmaya çalı ş ı
lsı
n, bu meseledegeçerli değildir. O halde Eş 'ari mütekellimlerinin bahsettikle ı i ş e y,Allah' ı n S ı fatlar ı dı r, ba ş ka bir deyi ş le Kur'ân ve Sünnette zikredilen
s ı fat laf zlar ı isimlerdir, Allah' ı n özel isimleridir ,ki onlar ı n do ğ ruluğu
nazari metodla de ğ il, ancak nass ı n otoritesiyle isbatlanabilir. O halde
biz: Allah'a ( . 5,- denir, çünkü fiil canl ı dan ayr ı düş ünülemez, diyeme-
yiz. Zira bu tarzda dü ş ünenler "Allah' ı n :5,- olmas ı diğer canl ı lardan
ba ş kad ı r", akidesini ortaya koymaya giderek, büyük bir tenakuza sap-
lanırlar. Onlar böyle dernekle z
ımnen
şunu itiraf etmektedirler ki, ya-
rat ı klar için söylenene benzer mânâda diri olmak, tek olan ve kendisin-
den bir fiil ç ı kan için zorunlu olmaz. Ş ayed biz Allah' ı âlim ve kâdir
diye adlanduı rsak, keza ayn ı husus geçerlidix 9 1 .
1 5 2bn Hazm'ın Allah'ı n isimlerinin s ı fatlar demek olmad ı ğ ı nı isbat-
lamak için tercil ı an kulland ı ğ ı mant ı ki bir delil gerçekten dikkate ş a-
yand ı r. O ş öyle der 9 2 : "Biliyoruz ki, Allah mecazi de ğ il gerçekten erha-
murrahimin'dir, kim ki bunu inkâr eder, o kâfirdir, kan ı ve mal ı helal-
dir. Fakat çocuklar ı çiçek hastal ı ğ ı na ve kanser Metine ve onlar ı al p
götüren (yani öldüren) cinlere 9 3 ku ş palaz ı ve elem verici hastal ı klara dil-
153 çâr eden ve onları açl ı ktan öldüren Allah'd ı r; böylece o, çocuklar ileanalar ı ve babaları korkutur, baş kalar ı na yönelttiğ i elem ile dostlar ı
korkutur, öyle ki, dostlar ı ve çocuklar ı bu ac ı lar sebebiyle helâk olurlar;
kuş lara da yavrular ı yüzünden ac ı çektirir. Bunlar, bizim kendi aram ı z-
da tasavvur ettiğ imiz Rahim s ıfat ı pa uymaz. Buradan kat'iyetle ş u
netice ç ı kar ki, Allah' ı n bizzat kendine verdi ğ i isimler, Allah' ı n mevsilf
olduğ u s ı fatlard an türetilmi ş değ ildir".
!bn Hazm'ın, Allah taraf
ı
ndan ifade edilen tesmiyelerin sı
fatlarolarak kabul edilmesine mütemayil görü ş ü, onun baş ka bir sâhadaki
akiclesinde bir benzerini bulur, yani (...44'
Peygamberin anonim bir
sahâbisinden hadislerde,
her hangi bir kimse" demek de ğ il, aksine
91 İ bn Hazm, a.g.e., Vr. 154a [II/159]3âı j.JI . k I I I L iI ; u 1 . 1 1 , 1 ,
Z . : ; 1 1. r ...0j1 I 43./s f. ;92 Vr. 155a [II/161]
93 Müslümanlı ğ ın bâtı l inançlar ı yla da ilgilidir ki, cinlerin çocuk kaçı rd ı klar ı söylenir;
Buhari'deki bir hadiste Hz. Peygamber aş
ağ ı daki görüş
ü beyan eder:ı ') U
1„,„, IJ. 4 5
yS H Ij. . - 1
c
5 1 . ;i I A :
! . . 4 1 , 1 j
1 23
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 168/245
j?-..) ad ı ndaki bir ş ahsa delâlet eder 9 4 . Bu çe ş it acâip fikirler, zahiri sis-
teminin incelikle kullaml ı ş ı n ı ortaya koyar. Ebf Hureyre tarafı ndan
yay ı lan aş a ğ ı daki bir hadis sebebiyle Allah' ı n isimleri aras ı na j3b2, i
de almay ı tecrübe eden zahiri mektebinin bu tutumundan, Ibin Hazm' ı n
izleri üzerinde yürüyen bu mektebin, Allah'a ait isimlerle ilgili kâide-
leri iş letmekte ne kadar titizlik gösterdikleri neticesi ç ı kar ı l ı r: "Hz.
Peygamber ş öyle diyor: Allah dedi ki, Adem o ğ luövüp sayd ı ğ ı
zaman, bana eziyet etmi ş olur, zira ben JA- 0 1 'im, emir benim elimdedir,
geceyi ve gündüzü ben çeviririm" 9 5 . Allah' ı n güzel isimleri aras ı na
"D e hr"in de dahil edilmesi içi ı ı , Zahiriler Allah'ın Dehir'le olan bu
ş airâne aynîli ğini istinad noktası olarak kullandı lar 9 6 . İ bn Hazm'a
154 bu görüş ün otoritesi olarak i ş aret edilir"; bununla beraber ben, İ bn
Hazm'da bu cinsten bir ş ey bulamad ı m. Maamafih pek kat'idir ki, Za-
hirilerin bu hadisten ç ı kar ı p tatbik ettikleri kaideleri benimseyen ba ş ka
Zahiriler vard ı r. Ayn ı yoldan giderek Zahiri mektebinin kurucusunun
o ğ lu, hadisin metnindeki;t ibaresini, aynilikten kurtulmak ve
manay ı kazanmak için mensillı okumay ı teklif etti: "Onun gece ve gün-
düzünü ebedi olarak ben çeviririm",ş
eklindeki baş ka bir rivayet ,ara-
lar ı nda biraz sonra zahiri olarak rastlayaca ğ ı m ı z İ bn 'Abdul'-Berr'in
de bulunduğu baş ka muhaddislerce kabul görmü ş tür". Bu ş üpheli ha-
disle ilgili olarak ş ahsi görü ş ümil arzetmek isterim-. Zannediyorum ki,
bu islami hadis, asl ı eski araplar ı n hikmetlerine dayal ı olan cümleleri
meyan ı ndad ı r. Onun mü ş riklik devrine ait as ı l örne ğ i ş udur: 4-7 • : s P t:r•
4:. :J,.ve buna dair bir izi de Lebid'in erkek karde ş i
94 İ bn Hacer, isâbe, I, s. 1102 [II/539].
95 Buhari, K. et-tevhid, 35, K. el-edeb, nr. 160 [de ğ il 101 olacak VII /115], K. et-tefsir,
nr 249 [VI /41] 45. Câsiye /23. âyet için:
I
.; 1 j_71 4 1 1
;[
96 Aş ağ ı daki hadiste rivayet ediliyor ( ş üphesiz bu hadis Kutub-i Sitte'de yoktur):
J 1 j . W 1 . . . » . 3 1 diğer benzerleri
ı neyarunda Demiri, II, s. 382 [11/383 Mat ı yye inad.] rJJ I u „ . 4 ;
yti jJ, ayn eser, I, s. 18 [I /17 İ bil mad.]; Dehr'e dair olan yukardaki söz bu cümle
dendir.
97 Kastalâni, VII, s. 378 [VII/324]. . 5 « yI (.11;
(4.J,
98 Nevevi, V, s. 69 kXV /2-3] benzer yeryer için, Muslim, edeb, nr. 11
99 Meydan ı', II, s. 216
124
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 169/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 170/245
157
Burada bn Hazm'ı n Zahiri ı nektebinin fı k ı h• ilmiyle ilgili kâide-
leriı ıi sahasnda nas ı l kulland ı ğ ı n ı ve bu sâhada yaln ı zca yaz ı l ı
dini kaynakları
ve icı
na'ı
otorite olarak kabul ettiğ
ini usandı
rıp bkt
ı
racak kadar görmü ş bulunuyoruz. Keza fı k ı hta bit mektebin K yas
deliline kar ş ı , Kyasla nas ı l itiraz ettiğ ini ve böylece tim Hazm' ı n da
onu (istidlali) Kelân ı 'dan atmak istedi ğ ini gördük. O mufassal olarak
bize bildirdi ki, Allah'a, Kendisine uygun olmayan bir ba ş ka s ı fat ı n z ı d
ma'nas ı nda s ı fatlar verilemez (mesela, O'ndan korkakl ı ğ ı n uzak olmas ı
sebebiyle, Allah bir Kahraman olarak adland ı r ı lmaz, v.s.); isterse böyle
bir adland ı rrna, Kur'an veya hadisle desteklenmi ş bile olsa. Biz Allah'a-
diri, (hayy), alim, kadir isimlerini verebiliriz, fakat bunu yapmam ı z,
O'nun ölü olmad ı ğ ı , cahil olmad ı ğ ı , kudretsiz olmad ı ğ ı için değ ildir,aksine Kur'an âyetlerinde bu ş ekilde geçti ğ i içindir; ş ayed böyle olma-
sayd ı , hiç kimse için Allah' ı bu isimlerle anmak caiz olmazd ı , zira budurumda o kimse, Allah' ı yarat ı klara benzetmi ş olur. Bu husus bilhassa
Hayy ismi için geçerlidir ki, bu kelime bir ayette [36. Yasin /70 haki-katlar ı kavrayan ve Allah' ı n zat ı n' hakkiyle bilen kimse ı nanas ı na ge-
lir. Bu rnevzüda o, ş öyle devam eder 1 0 6 : "Bir hususa da dikkat etmek
gerekir ki, E ş 'ariler, hem Allah' ı n mahlükatma benzetilmesini inkarettiklerini iddia ederler, hem de ş öyle diyerek daha alas ı n ı kendileri
yaparlar: Insanlar aras ı nda Fa'a1 olan birisi ancak diri, alim, kadir
olabildiğ ine göre, her ş eyi yaratan yarat ı em ı n da bu s ı fatlara sahib ol-
-Inas' gerekir. [Bu onlar ı n k xaslar ı n ı n metnidir; Allah yarat ı lm ı ş ' ey -
lerin ve onlara benzemenin fevkindedir! ]* K ı yascı lara göre, bir • ş eyi
k ı yas etmek ancak onun bir benzeriyle caiz olur, fakat her yönden z ı d
dü ş en ve hiç bir noktada asla benzerli ğ i olmayan bir ş eyi k ı yas etmeye
gelince, hiç kimseye göre bu asla caiz de ğ ildir, bunlar da bir yana, k ı yas
metodu tamamen bât ı ld ı r, caiz de ğ ildir". Görüldü ğü gibi dini mesele-
lerde Kı
yas, istidlal ve n.azari illetlerden her türlü keyfi kabuk karş ı
israrl ı bir ş iddet gösteren nn Hazm' ı n muar ı z mekteblerin abesliklerini
göstermekte kulland ı ğ ı mant ı ki deliller bunlard ı r. Evet, o "Allah ı n
birliğ ine götüren faydal ı salim kitablar olarak" Aristo'nun eserlerini
israrla tavsiye eder ki, o eserler hem fakiller ve hem de mütekellimlere
doğ ru mukaddimat (öncüller) vazedilmesi ve do ğ ru neticelerin ç ı kar ı l-
mas ı , do ğ ru tariflerin ifadesi ve di ğer mant ı ki ameliyelerin yap ı lmas ı
106 Vr. 153b [11/158].i1 1 v,d* a?) j
• Kü ş eli parantez içerisindeki cümlenin, matbu' metne göre tercemesi ş üyle olmal ı d ı r.
"Bu, onlar ı n Allah' ı nahlüldita k ı yils etmelerinin ve Onu onlara benzetmelerinin nass ı d ı r". C.
Tunç.
126
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 171/245
158 için emir ve talimat verir, ki bunlar fakih ve müctehid için hem kenve hem de din karde ş lerinin menfaati için zararidiri".
Zahiri mütekellimine Allah'ın s
ıfatlarma dair olan meselede iman
nazariyesinin yol gösterici dü ş üncelerini gösteren bu görü ş ler, ona Ke-lam' ı n diğer mevz ı dar ı nda da istikamet verir, bunlar ı n ekserisinde o,hem kendi pozitif sisteminin in ş asinda, hem de muhalif mekteblere kar ş ı
olan polemiğ inde rüchâniyete sahibtir. Mesela, Allah me ş iet sahibidir
ve isteyendir demenin caiz olup olmad ı ğ ı meselesinde karar vermek hu-
susunda. bn Hazin, bu suale evet deyip me ş ieti Allah' ı n zat ı na ait ezdibir s ı fat sayan n ı ütekellindere kar ş ı felsefi delil ileri sürer ki, bu durumdaAllah tarafı ndan istenenin de ezeli olmas ı gerekir, zira K ı ı r'ân' ı n ifa-
desine göre Allah' ı n me ş iet fiili daima istenilenden sonra gelir (2. Ba-kara /117 ve 3. Ali İ mran /47 ve benzerleri). Fakat delilindeki hareketnoktas ı nassm aç ı k ifade tarz ı na istinad etmektir. Bu ayetlerde fiilindaima Mazi, Muzari yahud da S ı fat- ı mü ş ebbehe ş ekillerini buluyoruz ki,onlarda Allah' ı n istek fiili ifade ediliyor. Fakat ne Kur'an'da ne hadisteAllah'la ilgili olarak fiilin mastarnan (irade'nin) veya İ sm-i fâilinin(rnaurid) kullan ı ld ı ğ ı na rastlam ı yoruz. Bu sebebten dolay ı Allah'ı n kendisöylediğ inden fazlas ı n ı O'nun hakkı nda iddia etmemiz caiz olmaz: Oister, O istemez, O irade etti, irade etmedi, fakat istemek veya Allah' ı n
159 isteğ i, O bir isteyendir ş eklinde asla; zira bu ism-i fail ş ekli ne Knr"an' ı n
metninde, ne Hz. Peygamberin hadislerinde, ne de dindar Selefin söz-lerinde görülür. Bu reddedilmi ş kullam ş ş eklini ilk defa, kendileri hakk ı n-
da insan ı n ümitten ziyade korku beslenmesi gereken baz ı miitekellim-
ler soktular. ibn Hazm burada tekrar E ş 'arileri ş öyle tavsif ederl": On-
lar islanada, Allah korkusunda hay ı rl ı olanı aramakta, Kur'an ve Hadisilminde mü'minlerin ic ı na ettikleri ve ihtilaf ettikleri meselelerde,
160 Kelâm n tariflerinde, yarat ı lm ı ş eylerin mahiyet ve keyfiyetini ara ş tı r-
mada müsbet bir adı
m atmadı lar; onlar daha çok gözlerine görünen ze-
vahire tabi oldular, ve Allah' ı n hidayeti olmaks ı z ı n helak olunacak yer-
lere yuvarland ı lar; bundan Allah'a s ı ğ unr ı z. Allah Kur'âncla ş öyle dedi:
."Ş ayed onu Peyganabere veya içlerinden emir sahibi olanlara ghtiirse-'erdi, onlardan sonuç ç ı karmay ı bilenler onu bilirdi" (4. Nisa / [83]85). Bu ayette Allah ş una i ş aret ediyor ki, ihtilafl ı bir meseleyi Allah' ı nkitabı na, Allah' ı n Rasülüniin sözlerine, Sahâbe ve Tabiinin alimlerininicmâ' ı na veya onlardan sonra onlar ı n yolundan gidenlere götürmeye('
107 Vr. 128b [11/05].4.4 >il J U108Vr. 16Qb [II/176-71. J.in; j.); L.:,;!
iâs;. 1 .. . N1
127
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 172/245
kimse, kendi san ve görü ş üne istinaden istinbat etti ğ i ş eyi bilmez".
161 Biz hakikat ı araş t ı rmay ı ve onu aç ı k olarak meydana ç ı karmay ı red-
detmeyiz, bu tercihe sayan güzel bir iş
tir. Bir burhânı
n zarüriliğ
i hisidelil ile, akl ı n bedihiliğ iyle tevhid, ve nübüvvetin s ı hhati mevzuundaonlar ı n sahih öneüllerinden (mukaddimât) ç ı kan sabit neticelerle ortayaç ı kt ı ktan sonra, dinde Kur'an, Sünnet ve icmâ'ya dayanmayan bur-hânlara de ğ er verilmesini reddederiz. Ş ayed biz, zikrettiklerimizde se-
hat edersek, akl ı n zarürili ğinden. Allah' ı n bize gönderdi ğ i ve uyulmas ı n ı
emretti ğ i Peygamberin bize söylediklerinin hepsiyle . zarüri bir tarzdayetinmemiz gerekece ğ i neticesi ç ı kar ve ona yalanc ı zanlarla, ifsad edici
re'ylerle, bozuk K ı yaslarla ve helüke götüren taklidle itiraz edilmez".
O (ibn Hazm), Mu'tezileyle de Zühiri tarz ı nda münaka ş aya giri ş ir;insanları n günah olan fiillerini Allah' ı n yarat ı p yaratmad ı ğ ı meselesi
bu cümledendi ı :. Malumdur ki, Mu'tezile Siinnilerin'hu inanc ı nı redde-
der. Onlar nazari olarak a ş a ğ ı daki hususa itiraz ederler: Ş ayed Allah
küfrü ve isyan ı (günah - olan filleri) yaratm ı ş olursa, O'nun kendi yap-
tı ğ ı na kı zmas ı , kendi halketti ğ inden memnun olmamas ı ve kendi ifâ
etti ğ ini tasvib etmemesi icabeder. O'nun gazab ı ve tasvib etmeyiş i,
kendi tedbir ve takdirine kar ş ı olduğ Unu gösterir. İ bn Hazm dedi ki,
bu itiraz zay ı f bir gözboyac ı l ı kt ı r. Biz bunu reddetmeyiz, zira Allah küf-
re, zulme -ve yalana k ı zd ı ğ ı n ı bizzat söylemi ş tir. O bunlara raz ı olmaz,bunlar ı n hepsini kötü görür, onlar i'3fkesin.e sebela olur. Bize dü ş en sa-
dece Allah' ı n sözüne tabi olmakt ı r. Fakat ayn ı silah bu defa biz onlarakar ş ı teveih etmek ve sormak isteriz: Allah İ blis'i, Fir'avni, hamr ı vekâfirleri kendisi yaratmad ı m ı ? Onlar buna evet demekten ba ş ka cevab
hulamazlar. Bunun üzerine ş öyle sormaya devam ederiz: Bunlar ı n hep-
sinden Allah raz ı oldumu, yoksa bunlara k ı zdı m ı ? Bunlar ı n her birine
evet, denecektir. Fakat bundan sonra biz deriz ki, bu biraz önce sizinreddeddi ğ inizin ayn ı d ı r, yani Allah kendi tedbirine k ı z ı yor, kendi fiilini
kötü görüyor, kendi yaratt ı ğ ı nı reddediyor ve lânetliyor! Ş ayed onlar
buna muvafakat eder de: Allah kâfirlerin kendisini reddetmedi,
ş ahs ı na k ı zmad ı ve haı nr ı n kendini kötü görmedi demek isterlerse, biz
bunu kabul etmeyiz, zira Allah Kur'ân'da aç ı kca ifade etti ki, Iblis
162 ve kâfirleri lânetledi, onlar Allah' ı n gazab ı na uğ ram ı ş ve lânetlenmi ş -
lerdir ve onlara k ı zmı ş tı r; ayn ı ey hamr ve pullar için de geçerlidir" 1 1 0 .
Hasen ve Kubilh meselesinin esas ı nda da din ilminin zahiri metodu
İ bu Hazm'a esasl ı bir ş ekilde tesir etmi ş tii. Ona göre burada da her ş ey-
109 Ş ayed biz metni İ . , , „ y 1
eklinde tashihedersek, daha iyi bir mânâ elde edece ğ iz.
110 Vr. 197b [III /69],„
1;_ jÇdb,; 4 ;1 JA;
128
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 173/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 174/245
geçip kendi zahiri görü ş ünü geçerli k ı lmak için, sathi mânalar ı vücudun
organlar ı na i ş aret eden kelimelere, Allah' ı n gayri cismani olu ş u mevzı ı -
undaki görü ş e uygun manalar bulmak maksad ı yle, lügata iltica etmeye
mecbur kalm ı ş tı r. Veyahut -da o cismani görünen ifadelerin manalar ı nı
tamamen kald ı r ı r ve lisan ı n kullan ı lı ş ekline istinaden onlara fazladan
ilâveler olarak bakar. Bununla beraber ona göre mesela; 4:tfl A?-J
ve benzerleri Lil s lafz ı için fazladan ifade olmaktan ba ş ka bir ş ey değ il-
ken, öteki tabirler için tekrar lügavi tefsirler arar, mesela; Allah' ı n aya-
ğ ı j-e.-) için Zck?. manas ı nad ı r, parmak çin, yani eller;
nimet demektir, di ğerleri için de ba ş ka nianalar veya nahvi te'viller ileri
sürülür. Biz yukar ı da (S. 103-104 de) bu Inisusta bir misal gördük ki, ilm
Hazm 4.‘..111 s Z ; 1 " , = , l'i ileri sürmek suretiyle zor âyetleri kendi dini teorisi le-
hine kazanm ı ş oluyordu. Bu bölümde de bunun bir misalini vermektedir.
Allah Âdemi "kendi sûretinde" yaratt ı demek, İ nsan Allah suretinde
yarat ı ld ı , demek de ğildir, zira bu takdirde Allah bir surete sahibtir,
165 neticesi ç ı kar ı lm ı ş olur; halbuki Allah Âdem'i, Adem için seçti ğ i bir suret
içinde yaratt ı demektir. Bütün ş ekiller (bunlar ı n sahibi olarak) Allah'a
aittir . O, kendi tasarrufunda bulunan pek çok ş ekiller aras ı nda biriniseçmi ş ve ona Adem mührünü basm ı ş t ı r. İ bn Hazm'm din felsefesi mev-
zuundaki eserinin burayla ilgili esas metni a ş ağ ı ya konmuş tur ki, bun-
lar onun Kelam mektebleriyle olan münasebetini aç ı kca ortaya çı ka-
r ı r: Vr. 157a [II /166-168 ]:
( ► . ) 5 - ' 1 1 1 li4 .5:01 ,34-1I g hli
4 : u 1 ar, . k . . . 4 1 1 y. 1 Jri jly, 1 1 1 J 1 1 2 , . 1
,x ; 4 1
A,
jt";
1.:c1 abi 4 _ 5 w % , cf'1 3 ı 1Jj;t" ;
J1,; Jl;. j .;P 4, j c. tı c .;r) LZ e . 4 1 : 0
1 , 4 " 3 1
l";
IL,; Jl; j er : A L I
d a ı ly. . ) J1; j
130
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 175/245
egi; , , S 5
( . . / 1 ; jLiP.)1 4" . 4 . 1 . y ; , 1 1
C>U 2 I İ b t A L c I t : ? . * 1 d ı , ; ;. 1 ' 4 ) 1 1
1 . 1 > . 9 * . i
JI; T ( . 1 . ; ‘ , 1 1 3 Llj„ o L s _ g . , s , J 1 * ;
• - dl* ; J ls jiPP ‘ 4 . * * tç v t 1, git, ` ı ı - 1
. 5 4 1
dbe; j j ojt il‹)
• l j u b j1. jp.1 . ; 3 ; 1 ; J,s cjp lS lr
j31 j1e ;
" J :L
4 1 ) 1 ( . . 1I t tAJL U J,1 ^ . 7Z,4-1al>. 31:4 :. . . : 2 1 1 ( . .j!l* ;
1 6 6 ı
iı)jç - k l .
ı_ x i ı ı
-t›-ıjj1j
4.1y Li: 5 1 1 O L A i-t;
c s 1 Z ; . . 1 : 1 1<4 7 1! . . X 1 . 5 j>s;5k.0 A;
ı t :; 1 JlA;; 1
. a f l c . : . . , . 1 4 , 1 cf . ) . 3 1 . 1t;1 . 1 5 1ip
• jaIP(,-)5ı , . 1 . 1 j
▪ L . ; 1 1j, . . 1 1. j â a11 r9c . 3 . . 1 11 , 2 4 5 ) 1 4 : ı 1
j<-. . y 4" JJ'.°: I i C-J Y. JA11;
L .;n1) Ji1 I L ' u b: ) 1 r 6 i.
‘; j.0• , ; 1 < , 1 , 4 ;1jj
pt ı ıia 1 1
c j.> .ji4 . 1 1iu ı 1 34 1
4 : 1 1 jt.3 . Z t ı ı j 4;t; an b d J, PIi JS, telp jj. . L .
13 1
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 176/245
j jlA; . . ) . . 9 2 3;jj . " 4 ;
4 1 3 4 . 1 5 . . . . < 3 3 .1 1 1 ' o l: U 1 Z ; 1 ;i 4 1 ) a i
c 4 Ib L l t p . ; L ı . ı. 5.P-)1
: k / e s
167Ls„)jp. 5 11i; L 9 * A lin;
)-: : ;I ' J I. ?J
ı
;
s . <1 , f ia"5:-
1 . 1 , ıbj 19jr:)P
Z . ) 1 L j
. s T i1 ;
1 . 1 4 ;i I,a,;ls ( : ) UI.A;
ı . :ı , b,A.1 .>"
jPA L , 4 ).5c,4
C iT J2 J 1,19L, CiPUfib ‘ i I jPW. j
0.1Aitry CjPi J,;; lâ jai_9 1.1 Jizi
4 - < # 1 tit".; Cy•jS 1 ,Cl.aj (:)1,2 4 , . ı > .
j„. 3 4<;
) 4 L tt)er
Kelimenin zahiri manasm ı n Allahı n eismâniliğine delâlet ettiğ iyerde, İ bn Hazm Takdir'de bulunmaktan çekinmez; Ahmed k Han-
bere istinaden mesela
rabbin geldi" ibaresine a ş ağ ı daki
manay ı veririz: "Allah" ı n emri geldi"3 . jum Hazm' ı n
Kur'ân ve Hadisteki cismani gibi gözüken yerlerin izah ı nda kenoi ş ahsi
sistemine sad ı k kalmad ı ğ ı nı ve Mu'tezililere insafs ı z ifadeler içerisinde
itiraz etti ğ i ayn ı keyfi yorumlamaya bu defa nassm bu sözlerinde ken-
disinin dü ş tü ğünü görüyoruz. Kur'ân'da mevcud tes elin ifade eden
âyetlerinin çokluğu sebebiyle bunlar ı n izah ı nda zahirilere mahsus lafza
113 Vr. 159a [II/173].
132
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 177/245
168 . bağ l ı kalmay ı Ibn Hazm zararlr bulduğu, ve doğmatik sâhadaki mü ş kil
hadisleri gayri sahih veya zay ı f syarak atamad ı ğ ı için, buraya kadar
pek çok defalar gördüğ
ümüz üzere mılânzlar
ı
n delillerini çürütmektenbaş ka elinde yapacak bir ş ey kalm ı yordu.
Fakat süfi keı âmc ı lar hadis mecnruaları ndan cismani ifadeleri
uzaklaş t ı rmaya giri ş mediler. Tefsirlerde ileri sürülen metin tenkidlerinde
kendini gösteren bu vükı a islâmm ş er'i metinlerinin tarihi için oldukça
önemlidir ki, bunu burada bir kaç misâlle ayd ı nlatmak istiyoruz:
Kitâbdt-Tefsir nr. 253 (47. Muhammed /27 [29]. âyetle ilgili)
[VI /42-43 ]:: ‘ , 4 L) VJ 31 .4 aâllvl>
4.4 aJ Jliii cf-_,J1 "Allah mahltiku yaratt ı ktan sonra s la-i
rahim (akraba sevgisi) ortaya ç ı kt ı ve Allah' ı n bel kemerinden tuttu.
Bunun üzerine Allah ona ş öyle dedi: "çekil!"; fakat O: Bu makâm,
akraba bağ ları n ı koparmaya karş ı senin yardı m ı nı istemek makâm ı dı r,
v.s.". "Allah' ı n bel kemeri" sofilerce edebe ı nuğayir göriinmüş ve bu
vas ı ftaki sözlerin metinden çı karı lmas ı na çalı ş ı lm ı ş t ı r. Kastalâni'de(VII, S. 382) [327] yeter derecede tenkidi incelemenin yap ı lmadı ğ ı
bu yerde edebe ayk ı r ı süzlerin,(12":35 füli ı ı in delâlet etti ğ i üzere, kaz ı n-
mı ş oldu ğu belirtilmektedir. Eb ü Zerr'in m etninde bu sözler tamam en.dü ş m ü ş tür; Ibn H acer 4S .) 1 ; 1 1 r . : z i a d l ı ş erhinde,iilinin mef'ülüniin
pek çok nüshalarda mevcud olmadı ğ ı n ı söyler;* halbuki bu mef'ül ol-
maksizin cümle do ğru bir mana vermez; Ebil Zeyd J5L9 :0-4 sözlerini
m etninde b ulundu ğ u halde okumam ı ş t ı r. Buna benzer bir yer Kitâbu't-
Tefsir, nr. 264'de (50 Kâf /29 [30] la ilgili) vard ı r. Burada Cehennemden
bahsedilir, Allah aya ğ ı nı Cehenneme bas ı ncaya kadar tamamen dolmaz,
ondan sonra derki: yeter yeter! ..2;i2; J . 1 . 4 1 : 1
Muslim'de benzer yerde şu sözleri buluruz:5 . 1 1eBuhâri'nin AA.-k;e
u , " sözleriyle rivayet etti ğ i bu hadisin bir var-
yant ı nda Muslim, 4,4.1; ö jAiL , . . > Ğ .. . ; 2 ? . L 5, diye okurnaktad ı r. Kastalâni
16 9 (ayni yer S. 395) [339] a ş ağ ı daki ı nülaha.zay ı bildiriyor:
L r a " ) 4 j.45.7. 1
İ bn Hacer, Fethu'l-Barf, VIII /410:4 " -Ç. Tunç.
133
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 178/245
Zannediyorum ki, fail olan Allah kelimesinin ve Buldri'deki öj") 4 . . .:Jj ke-
limelerinin hadedilmesini-zahiren de olsa- tecsimi gerektiren ifadeyibiraz tandid etmek gayretine atfetmelidir. İ bn Filrek ve Dmu'l-Cevzi
.6:-.) kelimesini bir râvi taraf ı ndan yap ı lm ı ş bir ilave veya tahrif olarak
kabul ederler.
Tefsir sahas ı nda da — mecazi tefsirin reddiyle — edebe ayk ı r ı tecsim-
ciliğ i tefsirlerle yumu ş atmak maksadı yle nahvi temele dayanmak tec-
rübe edildi. Bu hususta B thâ ıl, Kitabu'z-Zekat nr. 8. de bir misalarzeder: helal kazançtan bir hurma de ğ erinde bir ş eyi sadaka olarak
veren kimseden, —Allah yaln ı z iyi kazanc ı kabul eder— Allah onu sa ğ ı yla
kabul eder ve onu veren için öyle art ı r ı r ki, sizden birinin bir tay ı bü-
yütmesi gibi, o sadakay ı dağ kadar büyütür. i ' A ö, t ij N (3 . • I ‘ 4 4 . ; A
4 . : . > s 1 , 4 2 , 3► ( 5 1S4-1 l ı1. !:.•;›- 9 0 j-Li. *j Baz ı variyantları nda ifade daha da cismanidir:y•
Muhaddisler ve mütekellimler bu hadisteki cismani ifadeleri pek çok
te'vil ettiler. Demiri, II, s. 265 [155-56] s tti maddesinde bu görü ş lerle
ilgili önemli bir aç ı klamada bulunur; burada bizi daha ziyade ilgilen-
diren husus ş udur ki, o görü ş e göre Aw Allah'ı n sağ eli olmay ı p
aksine sadakay ı alan kimsenin eli manas ı nda olmal ı dı r: Allah sadakay ı ,
sanki sadakay ı alan muhtaç kimsenin eliyle kabul eder; o sadakay ı
eline- al ı r, Allah da onu kabul eder. Bu hadisi, müslümanlar ı n umumi-
yetle Yahûdilere ve onlar ı n kitabları na yüklemeyi adet edindikleri
tecsimden kurtarmak için pek çok metin tenkidleri ve tefsiri nazariyeler
kullan ı lm ı ş t ı rn 4 .
170.İ bn Hazm'ı n. islam Kelâm ı nda bu sahada yeni bir metoda, yanizahiri metoduna itibar kazand ı r ı rken, Zahiri mektebinin görü ş ünü daha
da ileriye götiirdüfflinü tekrarl ı yalı m O, akaid meselelerini bu noktay- ı
nazara göre ele ald ı ve F ı kı hta mensub oldu ğu mektebin fı khi mesele-
lerini hangi metoda göre ele al ı p incelemi ş se, bu sâhada da ona göre
hükümlerde bulundu. İ bn Hazm'ı n kelam görü ş ü onları n metoduna
114 Gratz, Monatsschrift 188 0 s . 309 Dipnot. K ş l . yukar ı daki el-ici, Mesalcif ı n s. 77 vd. i le .
134
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 179/245
göre onun f kh ı na bağ l ı bir neticedir. Ona gelinceye kadar bir Zahiri
kelâm ı tesis etmek tecrübe edilmemi ş ti.
Fakat İ bn Hazı dda Zahiri mektebi dahilinde kelâmı na itibar ka-zand ı rmaya muvaffak olabilmi ş de ğ ildir. Maamâfih onun ihtilafl ı kelâm
meseleleri kar ş ı s ı ndaki tutumu, Zahirî mektebinin bir mensubu olarak
mütekellimlik aç ı s ı ndan hiç ehemmiyeti haiz değildir; ayrı ca f k ı h il-
mindeki mevkiini ve Davud ez-Zahirrnin mektebine olan ba ğhl ı ğ m ı
tayin eden bir husus olarak f ı khi istidlalin geçerli ve geçersiz kaynaklar ı
mevzuundaki görü ş ü tek ve benzersiz kalmaktad ı r.
İ bn Bandı n ve eserlerinin kaderi İ spanya araplar ı tarihinde yeterli
derecede bilinir.İ
bn Ilazm'ı
n edebî vechesinin mühim özelliklerini teş
kileden, bütün z ı d görüş leri bid'atle damgalama merak ı , kı r ı p dökücü
hücumlar ı , taassubu ve uzla ş mazl ı ğ ı muarı z mezheblerden taraftar ve
ve dostlar kazanma gayretlerine hiç te uygun de ğildi. Mazi ve halin
büyük otoritelerine karş ı olan kı r ı cı hakaretleri ve insafs ı z edebi uslû-
bunu sonrakiler ş u vecize ile tavsif etmi ş ler: "Haccac'm k ı l ı c ı e İ bn171 Hazı n'ı n dili" 1 ". Onun hayatta ve ilimdeki sert vasfı muas ı rlar ı üzerine
daha fazla nefret verici bir tesirde bulunmu ş olmal ı d ı r. Ebu'l-Velid el-
BileVnin vatan ı ndan uzak kaldı ğ ı s ralarda, Ispanya'da !bn Hazm' ı n
mühim eserlerişöhret yapmı ş t
ı, vatanı na döndüğ
ünde,İbn Hazm'
ın
mezhebine girmemi ş olmakla beraber onun sözlerini pek çekici bulmu ş -
tu. Endülüs'te de İ bn Hazm' ı n ilmiyle me ş gul olan bir kimse yoktu.
Ilahiyatmlar onunla cedelleş mekten kaçmd ı lar; sadece baz ı cahiller
onun görü ş üne uydular. Taraftarlar ı ndan bir gurubun reisi olarak ya-
ş ad ı ğ ı Mayorka adas ı na yerle ş ti, ve adanı n sakinleri onun görüş lerine
uydular". Hadislerin lafzi tefsiri yönüne de taraftar olan el-Bilein 6
İ bn Hazm'dan vazgeçti ve onun te3ini ş ahsen giri ş tiğ i münazaralarla
115 İbnu'l-M ulakkin, Vr. 22 a Bk. İ bn H azm'la ilgili olarak Ebû Bekr İ bn F ürek'in an latt ı k-larma; buna göre Sultan M akmüd b. Sebuktekin, "Hz. M uhamm ed Allah' ı n peygamberiydi, fakatş imdiki zamanda de ğ il" diye görüş beyan eden bu mütekellimi ( İ bn Hazm' ı ) öldürttü.
- Tarihi yanl ı ş lı ğ a dikkat eden
bir okuyucu bu ibareyi a ş a ğ ı daki ş ekilde tenkid etmektedir:
Tarih bakı m ı ndan bu nakil yanl ı ş t ı r, çünkü İ bn Fürek (6 : 406 ) bu Sultan M ahmad'un sal-tanatı ndan önce ö lmü ş tür. Buna dikkat et. İ bn Hazin alinı ler hakk ı nda, hatta dört iman ı hak-k ı nda ağ ı r dil kullanm ı ş tı r. Onun bu cüre'tinden dolay ı ş u darb- ı mesel söylenmi ş tir: Hacef c'mk ı l ı c ı ne ise, İ bn H az m ' ı n dili de odur.
116 O, me ş hur H udeybiye hadisinin lafz ı ndan, Hz. Peygamberin yazmay ı b ı ld i ğ i ,neticesini
ç ı kard ı (Nöldeke, Geschichte des Korans, s. 8) . M utaass ı b fakih E ba B ekr es-Sii' i ğ bundan dolay ı
Bacryi kafirlikle dam galad ı ve hat ta cahi l halk , Hz. M uhamm ed ne kadar az m alumat la peygam-ber o lmu ş sa, peygam berli ğ inin mucize kudreti o nisbette yükselir, okur yazarlı ktan çıkar ı ld ı ğ ı
nisbette de bu kudreti azalı r, görüş ünde olan lafza bağ l ı katı ilahiyatcilara karş ı ayaklandı .
135-
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 180/245
el-Bacrnin 500 [515 ] senesinde ölen EU Bekir Muhammedb. Haydara ismindeki bir talebesi de bu me ş hur Zâhiriye kar ş ı bir reddiye
yazdı'".
Ş ayet Bâcrnin verdi ğ i bilgilere inanacak olursak, demek oluyorki,İ bn Hazm' ı n kuvvetli fikirleri de ğersiz bulunarak reddedildikleri İ spanya
topraklar ı ndan onu kaç ı rmaya mecbur b ı rakm ı ş ve bu fikirler Mayorkaadas ı nda dini trafikten uzak, sûretâ varl ı klar ı nı devam ettirmek du-rumunda kalm ı ş tı r. Bununla beraber İ bn Hazm' ı n dini gayretlerinin
tamamen tesirsiz kald ı ğ ı na dair Bâcrnin haz ı rladı ğ ı bulan ı k tasvirler
bize göre çok mübalâ ğ al ı dı r. İ bn Hazm' ı n zaman ı nda Zâhiri mektebinintemsilcileri aras ı nda baz ı me ş hur isimler buluyoruz ve onlar ı zâhiriliğ e
sevkeden bu ilâhiyatc ı lar ı n tesirinin mevcud olduğunu farzedebiliriz.Kurtubal ı Lissabon Kâdis ı büyük hadis âlimi İ bn
Ömer Yf suf en-Nimrryi [en-Nemeri (ö. 463) ön,cülerden olarak gö-172 rüyoruz. Bu zat, Zâhiri mektebinin ilk kurucusunun İ mam Ş âfri'ye olan
sempatisinden bahsettin". İ bn Hazm, onun eseri olan et-Temhid'i
ş öyle metheder: Hadise istinaden tesis edilen F ı kı h sahas ı nda ondan
iyisi ş öyle dursun, benzeri bile yoktur° 2 °:‘!...!44- s kai den İ bn Hazm, F ı k ı h
ilmindeki kendi zâhiri sistemini anlar; F ı k ı h ilmine dair olan eserlerin-
den birinin ismi L...
;ij
ir i 21 . Şüphesiz btı tabiri baz ı yan-
lı ş uluyortı z 1 2 2 : !bn 'Abdi'l-Berr sonralar ı zâhiriyeyi b ı rak ı r
Malumdur ki, Sünni ilâbiyat, bu hadisteki 5ekelimesine zoraki mânâlar vererek Hz. Pey-
gamberin ummiliğ ini muhafaza etmeye çok gayret sarfetmi ş tir. Okur yazar olm ad ı ğ ı nisbette,
onun izahât ı değ er kazanacakt ı . Kş l. Makkarrden ba ş ka, Bâcrnin bu görü ş leri hususunda Spren-
ger, Mohammad, II, s. 398 ile. [ İ bn Ferhün, I /380].
117 Makkari. I, s. 505 [II /68].
118 Tabakâtu'l-Huffdz XV nr. 28: •
119 Tabakiitu'l-Hufft z XIV nr. 12 [11/1129-30].
* Iş aret edilen kaynakta, Nemerrnin evvela Zâhiri oldu ğundan ve Ş âfriye meylinden
bahsedilmektedir. C. Tunç.
120 Makkari, I I, s. 116 i ,c,
9„o!
4:0 W[Metindeki 4 1 tabiri Groldziher'in anlad ı ğ ı gibi hadislere dayanan F ı kh değ il; Hadis-
lerin aç ı klanmas ı , anlaş ı lması , f khi de ğerlerinin tesbiti demektir. C. Tunç.]
121 Tabakettu'l-Huffdz XIV nr. 15.
122 Mutad Kı yâs taraftarlar ı ile k yâs aleyhtarlar ı aras ı ndaki bu zı ddiyeti sı rf hadis üzerine
kuran râvikrin iş aret ettikleri tabirin bir hadis içinde, ki o hadis pek çok apokrifler gibi Hz.
Muhaınn ed'in "Vedâ Hacc ı na” isnad edilir, kabul bulduğunu gördüm O zaman Hz. Peygamber
diğ erleri aras ı nda aş ağ ı daki hususu ifade etm i ş tir (Salühler'de bulunmaz): Benim bir sözümü
iş iten ve onu- ezberleyen kimseyi Allah nurland ı rs ı n; Çünkü baz ı fk ı h bilen kimse
vardır ki, O "hadis fı kb ı nı n" temsilcisi değ ildir. [O fakih değ ildir]. e. Tı;£1,‘„ , ; . ;
4 . J ° 1 >" .1 4 "
136
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 181/245
ve Maliki olur;. tabiat ı yla Kadi s ı fatiyle hakim mezhebten ba ş kas ı na
giremezdi.
Makkarrniı
a yazd ı ğ ı tarihi eseri okuyanlarm yakı
ndan tanıdı ğ ı birisim olan Elı a 'Abdullah b. Muhamemed el-Humeydi de (ö. 488) bu gru-
173 ba dahildir ve ilim tahsilini !bn Al ıdi'l-Berr Hazm'a borçh dur.
Humeydi, !bn Hazm'la devaml ı bir temas kurmuş ° 2 3 ve onun değerli ta-
lebelerinden say ı lm ı ş tı r° 2 4 . İ bn Hazm' ı n eserlerini bizzat mftellifinden onun
irş adlariyle okudu ve gerçekten onun mezhebine girdi. Fakat bunu aç ı ğ a
vur ınad ı , o zamanlar ifa ediyor oldu ğu meslek, onu bu yolu takib ettir-meye sebeb olmu ş olsa gerektir.
Zahiri mezhebi, ilahiyatcdar ı n (din adamları nı n) teveccüh ve
nefretine b ı rak ı ld ı ğ ı müddetçe münferid din alimlerinin çal ı ş ma muhitinia ş arak propagandaya giri ş ine imkan ı na ka-v ı ı ş amad ı . 'Bununla beraber
Davud Zahirrnin bayra ğ ı n ı taş ı yan pek az bir cemaat vard ı r ki, bun-
lar aras ı nda hususi zahiri kanaatin yan ı sı ra, hakim ekseriyetin resmigörü ş ünü benimsenti ş kimseler de vardı r. Biz birazdan, bu s ı ralarda
Zâhirî mektebinin varl ı ğ ı nı n cemaat halinde ve di ğer sünni mezhebler-
den ayr ı olarak zarara uğrad ı ğ nn ve onlar ı n hakim Malilçi mezhebininiçine karı ş ı p kaybolduğ unu görece ğ iz. ilahiyatcdarm, çözüm yollar ı
bulmak için giri ş ilen k ı l ı k ı rk yar ı c ı hk garâbetini lüziı msuz k ı lı cak bir
gayreti esirgedikleri, bilakis onu zorla engellediklerini, bunun temsil-
cilerine hiç ehemmiyet vermezmi ş gibi davrand ı klarm ı ve onlar ı n faa-
liyetlerini kazanmaya çal ı ş tı kları nı kavramak kolayd ı r. Bn küçük ce-mâate kar ş ı kuvvetli durumda olan Dm Hazm ilahiyatç ı lar dairesine
girer girmez, acze dü ş er. bn Handl takib eden yüzyı lda bu ana kadar
olan ma ğ lubiyetlerinden dolay ı Zâhiri mektebine müte ş ekkir kalmak
gerekeeektir. Biz, ilâhiyate ı lar tarafı ndan de ğil de, umerâ tarafı ndan
sevk ve idare edilen itikadi bir reformda,n ve prensipleri için, bir nevi
(Tehza, s. 22 [I /17]; Kastalâni, Mukaddime, s.4 [4. Sahifenin kenarı nda]) cümlenin baş ka
benzerleri de rivayet edilir; ve bunlardan,2; tabirinin eskiliğ i hususunda ş üphelene-,
ceğ imiz kanaat has ı l olur ki, bir baş kası nı :liI^^J j 1 . 4 1 ; a _ _ _ ; . . . . S-. e, , :fo ' L 5y; L. veya 4 :„ 4 2;Â .9sadece bu son sözleri, sallı
olarak kabul edilen hadislerde buluyoruz, onlar Buhar ı itâbu'l-'ilm, ı ı r . 9'dan alı nmı ş tı r;ayrı ca K ş l.itâbu'l-meğ âzi, nr. 77,
K. Teyhid, nr. 24 ve daha kı slı olarak, K. Fiten, nr. 8. [Goldziher, ibarenin son k ı smı nı
4.:4A, ş eklinde okumakla hatâya dü ş mektedir. İ bare:
ş eklinde son bulmakta ve sonundaki ,±„, a ,,Li..1 kelimesi, bu ibarenin hadis oldu ğuna iş aret et-
mektedir. Dolay ı s ı yle kendi yanl ı ş anlaması neticesi düş tüğü ş üphecilikte hakhd ı r; Onun
için hadisin tercemesini [o fakih de ğ ildir] ş eklinde düzelterek verdik.] C. Tunç.123 Makkari, I, s. 534 [II/112-115].
124 Tabakeitu'l-Huffdz, XV, nr. 9.
1 37
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 182/245
devlet dinine yükselme zaferi isteyen Zahiri sisteminden bahsediyoruz.
Bununla beraber ibn Hazm' ı n ve talebelerinin ı m ı .kacidem faaliyetinin,
bu dikkate değer reaksiyonun te ekkülüne• do
ğrudan do
ğruya tesir
ettiğ ini zannetmiyoruz; çünkü bu reaksiyonun tarihçisi, ibn Hazm' ı ntemayüllerinin zafere ula ş mas ı n ı temin eden hadiseler çerçevesinde neonun ve ne de eserlerinin tesirini zikreder. Fakat di ğer taraftan, kendi-
sinden bahsetmek istedi ğ imize benier köklü bir hareketin ayn ı gayeiçin uğ ra ş an seleflerinin ilk tarihi mahsullerinden tamamen hariç tu-tulabilece ğ i de dü ş ünülemez. Kelâmi sahada e ş 'ari temeli üzerine oturan
muvahhitler hareketini zahiri seleflerinden ay ı rma's ı gereken tim Hazm'-
ı n kela ı n tekraren i ş te böyleydi.
Zahiri mezhebi, İ spanya ve Kuzey Afrikadaki Muvahhidler sülâ-lesinin üçüncü EMir'i zamanmda islami tatbikatta müstakil ve hatta
174 resmi bir rüçhâniyet kazand ı . Ebû Yusuf Ya'kiib (hicri VI. asrı ı '. so-
nunda [ö : 595]) hadise ve hadis alimlerine hususi bir sevgi gösterdi.—Ibnul- Esir aı dat ı yor—! "O açı kca Zakiriyeyi kabul etti ve Maliki mez-
hebinden yüa çevirdi. 1 2 5 ; Zahirilerin durumu onun zaman ı nda da büyük
bir geli ş me gösterdi. Ma ğ rib'te, kendilerine ilbn Hazm' ı n isminden do-
lay ı " Hazmiye ismi verilen Zahiri mezhebi pek çok taraftar buldu' 2 6 ,
yalnı z bunlar Mâliki mezhebi içerisine dalm ı ş lard ı (
:),"•Fakat onun zaman ı nda tekrar ortaya ç ı kt ı lar ve oldukça yay ı ld ı lar.
Onun son günlerinde Ş afi'i mezhebi baz ı memleketlerde kadihk mües-sesesini ele geçirdi ve Emir de onlara meyletti" 1 2 7 . Bu haberden, ibn
Hazm'dan sonra Miii mezhebinin kendi müstakil de ğerlerini kaybe-
derek hâkim mezheb içerisinde eridi ğ ini, Zahiri mezhebi taraftarlar ı nı n
daha bu zamandan ş afil mezhebiyle temasa geçtiklerini aç ı kca anl ı -
yabiliriz. Bununla beraber muas ı r bir tarihçi tafsilatl ı olarak Rize Ebf
Yusuf Ya'kf b'un reformunun inahivetinden de bahseder. Muvahhidler
sülâlesinin bu muas ı r tarihçisi ş öyle anlat ı yor: "Onun zaman ı nda furû'
ilmi itibardan dü ş tü; fakihler bu Emir'den korktular; Bu Emir (hakimolan maliki) mezhebinin kitablar ı nı , içindeki Kur'an âyetlerini ve ha-disleri ç ı kartt ı ktan sonra yakt ı rdı . Fas'ta bu kitablardan büyük bir: ,
m i k t a rn getirildiğine ve ateş e verildiğ ine bizzat ş ahit oldum. Bu
Emir, re'y ilmiyle me ş guliyeti terketmeyi a ğ ı r cezalarla tehdid' ederek
insanlara emretmi ş ti; buna karş ı lı k kendi sarayndaki alimlere hal ı -
ları /la göre tanzim edilmi ş on hadis mecmuas ı ndan, yani Buhari ve
125 Keza ayn ı sözlerle Ebu'l-Fida, IV, s. 174 [III /96].126 Kş l. Yukanda S. 118.
127 hulul-Esir, Kamil, XII, s. 61 [X11/145].
138
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 183/245
Müslim'in Saldhlerin'den, Tirmizrnin eserinden, Mâlik'in, /V/uvatta' ı n-
dan, Ebu Davud, Nesai, Bezzar, İ bn Ebi Ş eybe, Darakutni ve Beykahrnin
hadis mecmuaları
ndan narnaza ve onunla ilgilişeylere dair,
İ
bn Tumert'-in abdest ve gusule dair olan hadis mecellesine benzer bir f ı khi mecelle
kaleme almalar ı nı emretti. Onlar buna uydular ve kendilerine emredilenmecelleyi haz ı rlad ı lar, bu eseri bizzat Emir Maiyetine dikte ettirdi s. ebunu öğ renmelerini onlara farz k ı ld ı . Bu eser bütün Ma ğ rib'te de yay ı l-
d ı , has ve avam ezbere ö ğ rendiler; bunu ezbere bilenler, Emir'den de ğ erli
175 bir mükafat, mesela, elbiselik kuma ş lar ve diğer k ı ymetli ş eyler bekle-
yebildi. Bu Emir'in gayreti Mâliki mezhebini Ma ğ rib'ten bir defada
tamamen silip atmaya ve insanlar ı Kur'an ve Hadisteki zahire sevket-
meye matuf idi. Onun babas ı ve dedesi de bu temayüldeydi; fakat buzatlar bu iş le aç ı kca ortaya ç ı kmad ı lar 1 2 8 . Hafı z Ebü Bekr b. el-Gadd,Ya'kfb'un babas ı tarafı ndan ilk defa huzura kabul edildi ğ inde, onunönünde, Yf nus'ı m fı k ı h kâidelerine dair eserini buldu. "Bak Ebü Bekr!
O, âlime böyle hitabetti - burada sonraki zamanlarda Allah' ı n dinine
sokulan bu ihtilafl ı fikirleri tetkik ediyorum; bir ve ayn ı meselede dört,beş hatta daha ziyade fikirler buluyorsun; o halde hakikat nerede giz-leniyor ve bu birbirine z ı d görü ş lerden hangisine mukallid ba ğ lanma-lı d ı r ? Ebü Bekr bunun üzerine Emir'in kar ş ı la ş tı ğ ı güçlükleri çözmeye
baş lad ı . Fakat alimin aç ı klamas ı n ı u sözlerle kesti: "Ey Ebü Bekr buhususta ya bu - Kur'ân'a i ş aret etti - ya da bu - sa ğ ı nda bulunan EbüDavud'un hadis mecmuas ı na i ş aret etti - yahut' ta k ı l ı ç vard ı r"?' 2 9 . "Fa-
kat Ya'kf b'un zaman ı nda, babas ı ve dedesinin zamanlar ı nda gizli olan
ş eylerin hepsi meydana ç ı kt ı ""°. Zahiri mektebinin tarihi için çok önemli
olan bu hâdiseyi çok k ı sa olarak rivayet eden Demiri"°, muvahhidlerinEmir'leriyle aç ı lan bu yolun, iki İ bn Dihye, yani iki erkek karde ş olanEbu'l-Hattab ve Ebu 'A n ı r ve Muhyid-din İ bn Arahi gibi gayretli halef-
ler buldu ğunu ilave eder.
Ağ abey İ bn Dihye islam ı n itikad dünyas ı nda, Hz. Muhammed'inHz. İ sa'n ı n aksine mucizelerini severek göstermedi ğ ine1 3 2 inanan sünni
bir topluluğun bu inanc ı na karş ı çı kan muhalefetiyle tan ı nm ı ş tı r. is-
lam ı n saf Sünnileri, kendi din alimleri taraf ı ndan, Hz. Muhammed'in
128 'Al du'l-Mu' ı nin (ö: 558) mâliki mektebini hâkim k ı ld ı . Demiri, I, s. 246 [I /249].
129 Ebu'l-Hasan el-Cuzâmi, Sultan Ebu'l-Velid hakk ı nda buna benzer bir beyan ı rivayeteder, M .J. M üller, Beitrage zur Geschichte der westlichen Araber s. 128 .
130 M arrako ş i, Kitt ı bu't-Mu'eib, Dozy ne ş r., s. 201-203.
13 1 Hayatu'l-Hayevan, I, s. 157 [I/158].132 K ş l. benim, Gulte des Saints chez les Musulmans ad l ı makalemin 3. ve müteakib sa-
hifeleriyle.
139
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 184/245
mü ş rik iken ölen eheveynini tekrar diriltti ğ ine ve böylece o ğullar ı nu
Peygamberliğ ini tasdik etmek suretiyle —ki bu tasdik olmazsa Cenneti
kaybedeceklerdi— onların Cennete nâil olacaklar
ına dair inançlar
ında
176 kuvvetlendiler. Suyfiti bu inanc ı n lehine ve ilı n Dihye ile temsil edilen"'
hadislerin zahiri manas ı 1 3 4 üzerine kurulan muhalif delilleri de reddet-ı nek için en az alt ı eser yazm ı ş t ı r. Bu Endidüslii din alimi hadis toplay ı c ı s ı olarak me ş hurclur, fakat ayn ı zamanda, belki de k ı yası n kabuliine
meyilli olduğu için (Bak. S. 7), hadislerinin çok zay ı f olmas ı yla suçlan-m ı ş tı r. Görüldü ğü üzere o hadislerin s ı hhatini tenkid hususunda çokserbestlik taraftanyd ı ; mesela, tim Arabrnin do ğruluğunclan ş üphe et-
ti ği bir hadisten, İ bn Dihye ş öyle bahsediyor: "tim Arabrnin
e1Zj AI j.**.il adl ı eserinde, ş afak k ı rauzı lı ğ ı gi bime ş hur olan bir hadisi
reddetmesi sayan]. hayrettir"'". O hadis ilminde derit ı leş mek için pek çok
,memlekete seyahat etti; lügat ilminde de büyük bir otorite olarak Iriliİ iir ı 36. Pek çok seyâhatlerden sonra devaml ı ikametini sonralar ıj.4J
yla bilinen bir sultan ı n tahsiliyle me ş gul olduğu Mı s ı r'da yapt ı , ki
bu Emir ona büyük bir pâye ihsan etti. Bu Emir tahta geçtikten sonraı nürebbisi için yeni tesis edilmi ş hadis okulunda bir profesörlük ihdas
etti ve bu okul ile, ilimlere çok değ
er veren Eyyubi Sultan!, Dimeş
k'teNureddin M ahm üd ez-Zengi tarafı ndan hadis ilminin hususi bir okuluiçin yapı lan ı n bir benzerini vermeye gayret etti 3 7 . Bir zamanlar hocal ı -
ğ ı n ı yapt ı ğ ı ve kendisine en büyük ş erefi bah ş etmi ş olan hamisi bu kud-.
retli Sultana" 8 ,, minnettarl ı ğ ı n ı n ifadesi olarak bu alim J
0-144 adl ı eserini ithaf etti; bütün seleflerine tekaddüm ede-
rek yasak içkilerin 190 ismini ihtiva eden bu kitab ı arabı n isimlerinin
177 müteradiflerine dairdir. Sultan olan talebesinin meziyetlerini nas ı l bir .
133 Bu hadiseler ş imdi, Ezber ta ı nii ı iin henüz hayatta olan ş eyhi Hasan ebidvi taraf ı ndan
Burde-ş erhinde bir araya getirihni ş tir, en-IVefethat4' ş - ş aziliyye, I, s. 56 vd. (Bu eser üç cilddir,
bunlar ı n ilk ikisi ta ş basmas ı olup üçüncüsü daktilo yaz ı s ı yla ne ş rolunmuş tur; Wissensch. Jahres-
ber. der DMG. Tür 1879, s. 160, Dipnot: 177, buna göre dilzeltilmelidir).
134 Kitâbu'l-E ğan'i, XVI, s. 106 burada Hz. Peygamberin bir hadisi rivayet edilir ki,
ona göre, faziletli Hâtim, kendi öz babas ı ve Hz. İ brahim'in babas ı Cehennemliktirler.
135 Demiri, T, s. 248 [I/252].
136 Onun tercemeyi hâii, İ lı n Hallikftn'da Wilstenfeld ne ş r., IV, s. 111, nr. 508 [nr. 497].
Tabakettu'l-Huffetz XVTTT, nr. 16 [ur.. 1421]; Hakkari'nin I, e. 525'de aç ı kça i ş aret etti ğ i
(.5 jp,11;)İ
lı
n Dihye'nin zahirl mezheb olduğ
uş
eklindeki beyanı
bu iki eserde de yoktur.157 Makriei, Hitât, TI, s. 375 [IV /211 Kahire]
138 Hakkari, H, s. 94
140
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 185/245
hayranl ı kla belirttiğini aş a ğ ı daki sözler göstermektedir:
ja 4 . 5 - . . ü 1k .1 j1 1 . 1 JP 3 t 1 2 I i ı j . t , e 1 ı i t „ J ıi
j. . . 1 1 . aÇ IyJ JP 4 rj ti . , 4 3 1 . j ı . 4: r d ,5 k . ,J
ve islâm müelliflerinin, hâmilerine ve Emirlerine ithaf ettikleri ihni
eserlerde çok kere bulduğumuz marlâhane ve methin pek ta ş k ı n ifadeleri,
bilhassa bu metni ifade eden sözleri takib eden ve minnettarl ı ktan taş an
methiyeler böyle devam eder 3 3 9 . 1Vlutaass ı b sünni bir müslüman olarak,
zira böyle olmak, Zâhiriyenin itikâdi metoduna sünni islam ı n her hangi
bir mezhebinde olmaktan daha çok münasib dü ş er, lügata dair can bir
eserinde de kendisini Selefiye'ye mensnl ı bir müslüman olarak tevsik
etmek f rsat ı n ı kaçı rmad ı . Ş arap isimlerinin etimolojisi mevzuunda gi-ri ş tiği polemik taş laman ı n sonunda bilhassa bu "Umm u'l eb âir"
hakk ı nda verdi ğ i faydal ı bir mülahaza fevkâlâde bir tarzda bizim alâ-
kanun çekı nektedirm°: ş ayed nefret edilen içkilerin bu isimbri biraz fay-
dal ı gibi görünen bir ş ey ifade ederlerse, çok kere ş arab ı n rivayet edilen
böyle bir isminin doğ ruluğuna da münaka ş a etmeye kadar i ş i
götüriir. Bu gayretinin mahsulü olan bölüme k ı saca iş aret etmek
istiyorum; iş te bu bölümden bir k ı s ım c
c
Z . ; 1 ; , 1 1 jı l s . / 1
Z ., :121I Bu kitabta ortaya ç ı kan zihniyetin misali
olarak okuyucuyu, bu müellifin umumi mezhebiyle tan ı ş t ı rrnak mak-
sad ı yla ı . . . .4 ı 1 2 - 1 ,11 ismi hakk ı nda söylediklerini nakletnı ek istiyorum. ika
Dihye iddia ediyor ki, lutufkârlık.ifade eden bu isim, Allah'
ın emirlerini
önemsemeyip kötü ameller yapanlar taraf ı ndan ş arap gibi önemsiz bir
ş eye hamledildi. Hatta müellif nefret ettiği içkinin kadrini düş ürmek
178 maksad ı yla, saf bir taassubla ş arab ı n L.469_7J-:-I lakahnn
iş tikak ettirmeye kadar gider 141 . Burada çok k ı sa olarak i ş aret edelim ki,
Mu'tezielden Nazzam'm bir hammâl ile kar ş ı la ş mas ı yla ilgili bir hild yede
139 Leiden tniversitesi Kütüphanesi Yazmalarn Cod. Warner nr. 581, Vr. 3b.
140 İ b n Dihye bundan başka bir kitap yazd ı : )..„;:o bunu
Synony ı nik'de zikreder.
141 Tenbihu'l-Besâ'ir, ayn ı yerler, Bk.
e ,;3. j
addelerine.
141
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 186/245
yer alan, bu mu'tezile mütekellimini tahkir edici bir ifade, onun itikâdl
malumatlyla yak ı ndan ilgilidir 1 4 2 .
İ ş
teİ
bn D ihye, sonunda, onunş
öhretini ve Mı
sı
r'daki yüksek mev-‘kiMi k ı skanan ve ş arlatanl ı ğ ı nı meydana ç ı karmak için mümkün olanher ş eyi yapan dü ş manlar ı n ı n hasedine uğ rad ı . Ba ş lang ı çta dü ş manlar ı n
gayretleri Sultân' ı n hay ı rhah olan kanaatini de ğ iş tirmeli. İ bn Dihye'nin
hocam dediğ i ş eyhlerden asla ders almad ı ğ ı n ı isbat edecek hâdiseleritoplamak maksad ı yla bizZat Endülüs'e seyahat eden Ebü İ shak İ brahimes-Senhari ad ı ndaki bir âlim, bütün bu ş eyhlerle tamamlanm ı ş bir
protokole istinaden Sultân'm bu gözdesinin yalanc ı lı ğ ı nı vesikayla isbat
etmeye muvaffak oldu; bununla beraber bu muhbir, Sultân'm emrine
istinaden tevkif .edildi ve bu cezanın sebebini bir tellâl aç
ıkta: bildirerek
bir e e ğ in üzerinde ş ehirde dola ş t ı r ı ld ı 1 4 3 , sonra memleketten sürüldü.Se ı alı f rrnin bir ihbar ı da ş udur ki, İ bn Dihye nesebini tamamen yanl ı ş
olarak çocuksuz ölen Kelbilerden Dihye'ye ve Hüseyn'e götarmü ş tür 1 4 4 ,
fakat bu husus el-Melik el-Kamil taraf ndan dikkate al ı nmad ı . Bir ş air
179 olan Ebu'l-M ehâsin !bn 'On eyn, bu sebebten bir mesele haline gelen saray
âliminin bu sahte derecesine kar ş ı yk ı c ı hicviyesiyle, onun Kelbi ne-sebiyle ilgili olarak, ş ayed o Kelb kabilesinden de ğ il de, aksine kelbten
(köpekten) ne ş 'et ederse, bunun daha do ğ ru olaca ğ ı na iş aret eder; bu
ı nünasebetle de gerçekten benzer tarzda ibnul-Kelhi ş eklinde adlan-d ı rı lma, Halife el-M ütevekil'in 1 4 5 arab polis ş efinden gelmez, aksine ba-
bas ı nı n "Kervansaraylar ı n bekçi köpeği" ş eklindeki lakab ı ndan gelir 1 4 6 ,
142 a.g.e., maddesi:. 1 1 5!.111; L ı t, ,j.e
j4.;j0.>el, i 1 1 1 4 1 J . , b I jts J1.;
*) , . 1 . 1y . ; (.3t0 I KO. bu-
rada nakledilen beyti ve onun sebebini, Houtsma'da a.g.e., s. 82 'bn Kuteybe'ye göre.
1 43 il,-Kel. Ebu'l-Mehilsin, II, s. 183 [VI /295], k ş l.. 190, Muberred,
s. 321. Dozy, Supplement etc. I, s. 186a, 795a. II, 69a. İ bn Bat ı'da I, s. 220. Baya ğ ı ki-
tabiyattan 'Antar (Kahire) IX, s. 144 k ş l. a.g.e., XVIII, s. 61 ayrı ca kş l. Quadremere,
Memoires georg. et historiques de l'Egypte II, 260.
144 Cod. Warner nr. 581'deki yazman ı n isim ta ş ı yan sayfas ı nda zikredilir:
3.7 41 ,;;)...1 ; 1 £ . 4 - 1
j u L. ‘5 , . . , z 1 . 1 . 1 1
jya i li „ lakab ı ş una i ş aret eder ki, İ bn Dihye, muayyen sönl fı k ı h mektebiyle ilgili olarak
kararl ı bir tutuma sahip değ ildir.
145. Ilgili yerler, Kremer, Culturgesehichts, I, s. 193de müellif için önemli bir vesikayı
teşkil ederler.
146 Kitabu'l-Ağ itr i, IX, s. 28
y
14 2
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 187/245
Fakat daha sonra Sultan, alim gözdesinin ş arlatanl ı ğ ı na kanaat getirmef rsat ı n ı elde eder; sonra onu azletti ve Hadis mektebindeki profesör-
lü ğ e onun halefi olarak biraderi EMIL 'Amr Os ınau' ı (ö: 634) tayin etti 1 4 7 .
Bu alim de, Zahiri mektebinin mensubu olarak zikredilir; bununla beraber onun ilmi tesirine dair daha ayr ı ntı l ı malumat edinemedim
Yukar ı da S. 110de Zahiri mektebine mensub olanlar ı n itikadi
görü ş lerinin pek ehemmiyetsiz olduğuna i ş aret etme fı rsat ı nı bulmuş tuk;
ş imdi bu noktaya tekrar dönüyoruz. Ş ayed biz safi mezhebine taraftarolanlar ı n Zahiri mektebi çerçevesinde çok rahat bir yer bulduklarn ı a
dikkat edecek olursak, bu hakikat bizi geçiktirilmez bir ş ekilde bu hu-
susa parmak basmaya zorlar. Davud'un en eski taraftarlar ı ndan biri
303 senesinde ölen söfi Ruveym b. Ahmed idi 1 4 8 . Zannediyorum ki, buhusus tesadüfi bir olay de ğ ildir; bilakis bu keyfiyet, söfilerin kendi gö-rü ş lerinin müslüman ş eriati üzerine kurulu oldu ğunu gösterir. Islam
ilahiyat ı n ı n mistik — tasavvufi mektebi, ş eriatin mana ve değ eri hak-k ı ndaki ş ahsi görü ş leriyle, dört sünni mezhebten herhangi birisine mec-
buren bağ lanmay ı , diğer kardeş mezheblerte ihtilafa dü ş üp, ş eriatin180 takib edilmesi gereken görü ş ü üzerinde ittifak edemiyen fı k ı hç ı larm
kendilerine yüksek paye ç ı kard ı klar ı ilmi, yani f khi k l ı kı rk yarmalar ı
reddettiler. Daha derin dini hedeflere ula ş makta ş er'i ş ekiller onlara göre
sadece küçücük vas ı talard ı r, mezhebler tarafı ndan tesbit edilmiş olanbu ş ekillerin islâmiyet dahilindeki farkl ı tatbiki, onları alakadar etme-
mektedir. Buna taklidin reddi de dahildir ki, bu Zahirilerin sailerle
mü ş tereken sahib olduklar ı kanaat ı n farklı düş ünce içerisindeki menfi
bir prensibidir. Mâlumdur ki, söfiler dört sünni mezhebten farkl ı dü-
ş ünürler ve f k ı h ilminin kuru, tamamiyle ş ekli telakkisi, onlara pek
değersiz görilniir° 4 9 ‘. Dinin ş ekli k s ı mlar ı m anlarnada mezheblerin fark-l ı l ı k göstermelerini onlar, ekseriya kendilerininkine z ı d düş en itikadi
mezheb olarak göreceklerdir. III. as ı rda Yahya b. Mu'az er-Razi (ü:
258)" dünya alimleri"ne kar ş ı aş a ğ ı daki hitabta bulunmaktad ı r: "Sa-
raylar ı nı z Kayserlerinki gibi, evleriniz Kisralar ı nki gibi, elbisele iniz
Talat'unki gibi, ayakkab larm ı z Calat'unki gibi, kap kaca ğ ı n ı z Fira-
vCin'unki gibi, binek atlar ı nı z Karan'unki gibi, sofralar ı nı z Cahiliyyenin-
147 Makkari, I, s. 523 [11/99 vd.].
148 Ebu'l-Meht sin, II, s. 198 [IIT/189].
149 Daha yak ı n bir zamanda, bir Waliki din aliminde siifi rengiyle damgalanm ı ş a ş ağ ı daki
ifadeyi buluyoruz: j, e a ; „5,,, 'Abdul-Baki ez-Zurkani, II, s. 195 (metin). Bu sözü söylemi ş
olanı n kendisi fakihtir.
143
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 188/245
•
ki gibi, rnezhebleriniz Ş eytan ı nki gibi , Muhammed'inki gibi olanlar hani
nerede?"'". Görülüyor ki, fı khi mezhebler seytani olarak adland ı rı llyor!
Mezheb ihtilafc ı l ı ğ ı n ı böyle reddetmek mistik mektebin umumi görü-
ş üdür ki, bu onlar ı n eserlerinin hepsine bâriz izlerini b rakmaya mu-
vaffak olmu ş tur. Bu mektebin mümtaz otoritelerinden biri olan Ku-
ş eyri'ye (ö: 465 /1072) i ş aret etmekle yetinece ğ izl". Şa'râni bütün iti-
181 kâdi sistemini mezheblere dair bu temel görü ş üzerine dayand ı rm ı ş tı r 1 5 2 ;
pek önemli olan tercerne-i halinde de bu görü ş ü pek çok yerlerde kat'i
ifadelerle ortaya koymu ş tur. Kaldı ki sonuncu Söfi, polemiğe kalkt ı ğ ı
s ı rada muârı zlarin ı n cephaneti ğinden al nm ı ş silöhları muvaffakiyetle
kullanabilmek için Usöki Fı k ı h ilminin mükemmel bir tetkikini,
yaz geçilmez bir haz ı rl ı k mektebi olarak gösteren söfi ilâhiyatc ı lar
grubuna dahildir 1 5 3 . Bununla beraber o, zaman ı nı n böyle yetiş mi ş söfi-
lerinin sanki "k ı rmı z ı kibrit" gibi çok nadir olduklar ı na i ş aret eder.
Ş a'râni'nin fı k ı h ilmi mevzuundaki malumat ı n ı , bu ilimde Allah r ı zas ı n ı
kazanmak için de ğ il de, ba ş ar ı l ı bir fı rka taktiğ ini gerçekle ş tirmek mak-sad ı yla elde etti ğ i neticesini de ç ı karabiliriz; fı k ı h mekteblerinde tatbik
edilen ilmin de ğ eri gerçek bir söfinin gözünde ne kadar derindir. Bu
söfi, Kuş eyri'de gördü ğümüz gibi, usill âlimlerinin, hem muhaddislerin,
hem de nazari mektebin "cedele müteallik olan deliller getirme ilmine"
taban tabana zıd dü
şen "Allaha ula
şma ilmini" mukabil olarak koyankimsedir.
182
ı k ı hla ilgili olarak biraz öncekine yak ı n bir göriiş ün izlerini, is-
lâmda ş ekli olan fı k ı h filmiyle manevi derinle ş meyi en güzel ş ekilde bir-!e ş tirebilen müslüman Alimlerinde de buluyoruz: Mesela, Gazzâli'de.III. as ı rda Yahyâı k ı h âlimlerini mezhebleri setFebiyle
t: 1.c' dünyevi alimler diye isimlendirrnesi gibi, Gazzali de onlar ı n
150 Demiri, I, s. 451 [I/464].
j'; ;;
j;151 Risâle (Üniversite Kütüphanesi Yazmalar ı Budapeş te Nr.II) Vr. 277a [II/731-32].
Z 2 ? , , 1 z J I o . : k m
3 ,
. 1 1
152 K ş I. Yukarı da S. 38
153 Latirifu'l-Minen, Vr. 13b
j - L = C J1 a>y Jv l jc2y „ol .
bg- 11c
jl k a ? " "L ş .).j-il (.31- Li
T . . k . ı 10;: : i 4 1 1 ; z 1 1
UAll
j , c 1
. : U n
ı3 41mt
.t4 j
144
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 189/245
yayd ı klar ı ilmi (1...,;-01 r,t1c-) düriyevf disiplinlerden saymaktad ı r: Gaz-
zirnin unutulmaz eserinin üstadâne yerlerinden birinde" 4 Fik ı h filminin
değ eri mevzuunda ifade etti ğ i görü ş ünü ve mufassal münazarasm ı aş a-ğ ı daki kelimelerle süslediğ i sözlerini oku. ı nak zahmete de ğer bir husus-tur: "Zihâra, liâne, pe ş in parayla yap ı lan ticarete, kira münasebetlerine,
nakid_ parayla ödemeye ve benzerlerine dair olan hilkünderin ilminiinsan nas ı l olur da, ihirete haz ı rlayan ilim olarak tasavvur edebilir?Allah'a yakla ş tı rs ı nlar diye bunlar ı öğ renen kimse, delinin biridir". -Gazzili fı k ı htaki irikadi unsuru " ş umulleri tainamiyle tarif edilemeyenMatematik, t ı b, nahiv ve benzerleri cinsinden arizi unsurlar olarak gö-rür, bu tahsifi teferruattan sayar. F ı kh ı n bu tarifi." 5 tabiatryla "Fı klun
daha çok i i . ":- 8 1 / 1olarak i ş aret edilmesine kat'i ş ekilde z ı d dü ş er 1 5 6 .
F ı kl ı f istidlalin ı netodlarula dâir Gazzali ş unlar ı beyan etmi ş tir: "Fı kı h
ilminin temelleri dörttür: Allah' ı n Kitabı , Hz. Peygamberin Sünneti, iim-
18 3 metin ic ına'ı ve Sahibeden rivayet edilen sözler ve filler ( ,74b , , . . 0 2 1 s ALT).
Ic ı na'da Sünnete dayal ı üçüncü dereceden bir temeldir. Ayni manadaSahibilerin hadislerine de F ı k ı h ilminin temeli olarak bak ı lı r; zira Sa-habiler vahyin ş arihlehydiler Ve onu, vahyolunan ı takib eden ve di-
ğ
erlerinin gözleriyle görmediğ
i hâdiselerin pek çoğunu karinelerle kav-rad ı lar. Ekseriya, bir hâdiseye refakat eden karinelerin bilinmesiyle
kavramlan ş eyi, lisani ibareler ihata edemez. Bundan dolay ı ilimler de
Sahabilere uymay ı ve onlardan rivayet edilen' yerine getirmeyi emre-derler". F ı kı h ilminin "Furû' ı l", bu temellerden anla ş ı lan ş eylerdir, fa-
kat bu temellerin lafzi ifadelerinden de ğ il de, onlar ı n derin mânâlirı n-
dan; ve bunun neticesinde anlay ı ş ' geni ş ler ve söylenen sözden henüzsöylenı nemiş ş ey ç ı kar ı l ı r. Mesela, had.isin " Ş ayed hakim k ı zgı n ise, hü-
küm vermemelidir" ifadesinden " Ş ayed, o haz ı m rahats ı zlı ğ ı na, veya
açlı ğ a, veyahwt da marazi a ğ rı lara düçâr olmu ş sa, hüküm vermesin"neticesi ç ı kar ı lı r 1 5 7 . Bu sonuncusu, gerçek ad ı yla K ı yas diye isimlendirilen
ş eydir, ve Islam ı n f khi istidlal kaynaklar ı ndan birine, sadece Ihytl'snun
bu yerinde ele alan Gazzilrnin, bir taraftan K ı yas demekten çekinirken,
-diğer taraftan, Sallibenin 'isinin Sünnet veya Icma'n ı n altı na idraç
etmek adeti olduğu halde, onlar ı birinci kaynaklar s ı ras ı nda hususi bir
1 5 4 Aya, I, s. 17-18 [1/15-17]. Gazzalrnin Eyyuh.e'l -Veled'indeki F ı k ı hla me ş guliyet
hakkı ndaki hükmüyle buras ı da kar ş ı la ş tı rdmalı dı r.
155 a.g.e., ITI, s. 18 [III /17], ba ş ka münasebetle filmlerin tasnifine tekrar döndü ğü yerde,
-kh ı mufassal olarak zikret ı niyor.156 K ş l. Saehau, Zur aeltesten Gesch. d. muhamm. Rechts s. 1 6.
_37 ihyd, I, s. 15.
145
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 190/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 191/245
185 Biz ihyâ'nı n yukar ı da zikrediien yerinden hiç olmazsa ş u neticeyi ç ı -
karabiliriz ki, Gazzati, kendisini zorlayan mistik temayülü Fukahan ı n
ilmiyle kayna ş t ı rmaya gayret ettiğ i itikadi faalietinin bu devresindeFukaha ı nn k ı yas ı m fı kh ı n hadis kaynaklar ı yla bir tutmak istememi ş tir.
Önceki müriaka ş alardan aç ı kl ı ğ a kavuş muş olmal d ı r ki, Zahiri-
lerin temel prensibleri tasavvuf taraftarlar ı üzerinde beklenen tesiriuyand ı rmad ı . Muvahhidlerin idari tesiriyle resmi itibara kavu ş an Zâ-
biri mezhebine fı khen ba ğ lı müslüman alimlere Muhyiddin İ bn'ul-Arabi
de (ö: 638) dahildir. ibn'ul-Arabi "ibadetlerde zahiri, itikad bak ı m ı ndan
da bât ı ni idi" 1 6 2 . Bu söfinin zahiri görü ş leriyle ilgili olarak a ş a ğ ı daki ifa-
deleri çok ilgi çekiçidir. "Futf hat" isimli eserinde di ğ er ş eyler aras ı nda
M eh drnin gelece ğ inden, o geli ş in iş aretlerinden ve o s ı rada vuku'bulacak hadiselerden söz eder. Maltundur ki, Mehdi, zuliimle dolu olan
dünyay ı tekrar adaletle dolduracak ve bütün insanl ı ğ ı muhakeme ede-cektir. Zahiri söfi i ş bu hâdiseyi aş a ğ ı daki tarzda tahayyül eder: "O
re'y ile buland ı r ı lmam ı ş dine göre hükmeder ve hükümlerinin ekserisin.-
de alimlerin mezheblerine muhaliftir" 1 6 3 . Bu eserin ba ş ka bir yerinde
Mehdi'den tekrar ş öyle bahseder: "Hadisin sözleri: " Mehdi benim izi-
mi takib eder ve böylece yan ı lmaz", bu sözler onun hadise uydu ğ unuve hadisten olmayan ı yapmad ı ğ ı nı ,— ş ayed Melek ile kendisine ilham
edilen A.11ah'ı ı i sözleri aç ı kca mevend iseler, baz ı din alimlerinin gö-rü ş üne göre kı yas ı n kullan ı lmas ı n ı n bütün mü'minlere yasak olmas ı
gibi, ona da kı yas ı kullanmanı n yasak olduğunu_ gösterir" 1 6 4 . Yani
Mehdi dahi Zahiridir. Mekkarrnin rivayet ettiği gibi, ibnu'l-Arabi,
İcâze'sinde de sayd ı ğ ı üzere İ bn Hazm' ı n eserlerini tahsil etti. O , İ bn
186Hazm' ı n otuz cildi bulan Kitâbu'l-MuhallC dl ı eserinden, Kitabu'l-
MuCt/Ui ismiyle bir hülasa kaleme ald ı ° 6 5 . K yas ı n ve re'yin hiçl i ğ imevzuundaki İ bn Hazm' ı n yaz ı l ı mii iazaras ı na "herzogl. Gothaer"
kütüphanesinin sahib olduğu külliyat, ilmul-Arabrnin rivayetine
dayan ı r ki, zahiri mektebinin prensibleri mevzuunda özetlenen bu
temel eserin muhafazas ı n ı bu külliyata borçhyuz. Ibnu'l-Arab ıl
bu eserinin mukaddimesinde a ş ağ ı daki rüyay ı anlat ı r: Ben kendimi
iş biliyye'deki Ş eref köyünde gördüm, orada bir tepenin yükseldi ğ i bir
düzlük vard ı .. Bu tepenin üzerinde Hz. Peygamber oturuyordu ve tan ı -
1 62 M akkari, T, s . 567 [II/161], s. 569 [11/164]
1 63 el.'Idvi, Burde ş erhi I, s. 184'de zikredilir
,js 1 , 1 1l.i Z .f. .3
164 a.g.e., s. 185.1 65 Ş a'rfini, I, s. 84 [I/66]'da her iki eser de Ş a'rfni taraf ndan tetkik edilmiş olarak
zikredilir.
147
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 192/245
madı ğ ı m bir adam ona do ğ ru geldi; birbirlerine öyle s ı k ı sarı ld ı lar ki,
birbirine kar ı ş arak kaybolmuş ve sanki bir ş ah ı s olmuş gibi göründüler.
Büyük bir nur onları
insanları
n gözünden koruyordu. "Bu yabancı
adam ı n kim olduğunu bir bilseydim" diye dü ş ündüm. İ ş te o zaman "Bu,ınuhaddis Ai timdendiğ ini duydum: Uyand ı ktan sonra
ben, "O halde hadisin de ğeri çok büyüktür" diye dü ş ündüm. Daha önce
Ihn Hazm' ı n ismini asla i ş itmemi ş tim. Ş eyhlerimden birine bunu sor-duğu.m zaman, bu adam ı n hadis ilmi sâhas ı nda yedi tûlâ sahibi olduğunu
bildirdi". Muâsnlarm ı n zı nd ı kl ı kla ithürn ettikleri Zül ı iri mektebinin
bu gayertli mücâhidinin, zâhirî de oldu ğu sonraki bir zamanda, büyükseı fi say ı l ı p kerametle tacland ı rı lmas ı yasak edildi' 6 6 . Bütün bu hâdiseler
yeter derecedeşu hakikati ayd
ınlat
ıyor ki, büyük söfi f k
ılı
filmindeZâhirilerin görü ş lerine hakl ı yd ı . Bu cümleden olarak Ibnu'l-Arabi'yi,doğ rudan do ğ ruya bir isnadla Elif! Hanife'nin, bu görü ş leri destekle-
diğ ini ve re'yi yasaklad ı ğ ı n ı gösteren beyanlar ı nı rivayet ediyor görmekhayreti mûcil ı değ ildir' 7 .
Iimul-Arabi gibi cyn ı senede vefat. eden ve Endülüs'teki Zâhirimektebinin dikkate de ğer mensuhuyla münasebetlerde olan bir ba ş kas ı
da Iş biliyye'den Ehul-Abbas Ahmed h. Muhammed el-Umevi
O hazan bazan da.‘....., Lt,JI diye lakablanni 6 9 her ikiside onun Botanik'deki fevkâlâde mâlumat ı sebebiyledir ki, bu husustaMekkari misâller nakleder. Bu Bota ı ı ikci fevkülürle hadis mâlumat ı na
sahibti ve itkadda da İ hn Hazm' ı takibetti, onun mutaass ı b taraftar ı yd ı .
Bu yüzden J'jd l lakab nı ald ı .
4.
VI ve VII. as ı rlar aras ı , Endülüs Zâhirî mektebinin en parlak devri
187 olarak görünüyor. Bu asırda.' di
ğer memleketlerdeki Zühirilerin tutumu-na dair hiç bir habere sahib de ğ iliz. Endülüs'te de Zâhiri sisteminin
kudret ve tesiri M ı ı vahhidlerle zarflam ı ş tı r. Bundan ba ş ka Zâhiri mek-
166 Gotha'daki Kraliyet Kütüphanesi Arabça Yazmalar ı Nr. 640, Vr. la.16 7 Dictionary of technical terms (addesi) I, s. 390, sir. 5 alttan.
16 8 Tabakiitu'l-Huffea, XVII İ , nr. 18 [tı r. 17 İ b n Râmiyye].
169 Makkari, I, s. , 871 [11 /596 vd.].
170 Endülüsli)Amir M uhammed b. Sa'dfuı el-'Abderi b: 154 [do ğ rusu; ö : 52 4 ],:,1p „ : 7 „
ja 1 1 ; , .. 1 1 , 1 4 . 7 1 ;; 1 . 4 . 4 . idi. 13u zât memleketinde ya ş amad ı , aksı ne Bağ dad'da kald ı Taba-
kiitu'l-Huffâz, XV, nr. 40) [s. 1272]. Ayn ı ekilde G ı rnata'dan ne ş 'et eden muhaddis Ebû'Abdullâh el-Beyyâsi (ü: Kahire'de 703 ) Zül ı iriye'ye temayillü -vard ı , M ı s ı rd a ya ş ad ı , Makkari ,
, s. 500.
148
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 193/245
188
lehine mensab münferid alimler görüyoruz.. Tunuslu vâiz 659 y ı lı nda '
vefat etmi ş I ş biliyycli me ş hur Ma ğ rib âlimi Ebf Bekr İ bı ı . Seyyid en-Nas' ı
Zahiri olarak iş
aret edilmiş
buhlyeruz_m. Bu alimin Hz. Peygamberinhayat ı na dair bir eseri vard ı r ki, onda İ bn Hazm s ı k s ı k zikredilir Bu
kitabta, bizim aç ı klanı am ı z ı tamamlayabilecek Zahirilere ait malzeme
meveud olmal ı d ı r. ..Sonra 654-745 y ı llar ı nda ya ş am ı ş olan Esiru'd-Din
Ebf Hayyfn zikredilir ki, bu zat rastlad ı ğ ı di ğer zahiri m ı tas ı rlarun say-
maktad ı r: İ ş biliyye'li bir Zahicl: olan Ebu'l-Abbas Ahmed el-Ensari ve
Santa Maria% Ebul-Fadl Muhammed el-Fihri 1 7 2 . Ebf Hayyan' ı n hadise
olan ba ğhl ı ğ ı na ve ş afri olmadan önce uzun seneler müntesibi Oldu ğu
zâhirî itikadma gelince, onun Makkarrde bildirilen terceme-i hali, Za-
hiriyyeyk s ı k ı bir münasebeti bulunan ve itikadi Mezhebini çok ilgi çekicibir tarzda ayd ı nlatan pek çok hususlar ihtiva eder. Mesela, Ebfil Hayyanbir ş iirinde ş öyle diyor: 1 7 3
"Ş ayed ben ş u üç ş eyi sevmeseydim, canhlardan say ı lmay ı istemez-
dim" ve bu . ş eyler aras ı nda:
"Halk, seçkin (zat ı n) sünnetini unutarak re'ye tabi olurlarken, be-nim hadise s ı ms ı k ı bağlanmakl ı m;
"Resülün nass ı nı terkedip herhangi bir ş ahsa m ı tabi olacaks ı n?
Bu takdirde hidayeti delâletle de ğ iş tirmi ş olursun".
Burada Zahirilerin de ğ i ş mez akidelerini (Calterum censio) kim bil-
mez ? EVI Hayyan Bul:AA için yazd ı ğ ı bir methiyede hadise olan ter-cihini ş öyle ifade ediyor:
"Din, haberleri Tayyib'den (Hz. Peygamber) bize nakleden büyük-
lerin rivayet ettiklerinden ba ş ka bir ş eymidir ?" v.8.174.
Ve o,' vasiyyetnân ı esinde diğ er ş eyler meyan ı nda Allah'ı n zatı ve
s ı fatlar ı hakk ı nda ve E ş 'arilerle Mu'tezilenin tetkik sahas ı n ı te ş kil edendiğer hususlarda nazariyelere dalmaktan sak ı nı nay ı ihtar ederm.
VIII. asrı n me ş hur müslümanlarm ı n terceme-i hallerine dair olan
eserinde o zamanki islami filmin bu faziletli temsilcisine de hususi bir
bölüm ithaf eden* İ hn Hacer el-Askalâni onun hakk ı nda ş u nakilde
17 1 Tabalcatu'/-11uffâz, XIX, nr. 4.172 Makkari, I, s. 837 [11/551-52].
173 Makkari, I, s. 849 [11/5681.
174 Makkari, I, s. 853, str. 4 [II/574].175 a.g.e., s. '848 [564].
ed-Durerul-K6 ı nine, V, r. 4693. C. Tunç.
14 9
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 194/245
bulunur: Ebf Hayyân Nahiv de bile zahiri idi 1 7 6 . Bu beyan Ebf Hayyan' ı n
Nahvin ele al ı nmas ı ve kavranmas ı nda kendi zaman ı nda hemen hemen
çok rağbet gören ve ba
şkalar
ıyan
ında rnuas
ın Hüseyn** b . M uham m edel-Kurtubirnin de giri ş ti ğ i"' Nahvin lisan felsefesine ait tetkik tarz ı n
danm kendini uzak tuttuğ u ş eklinde yorumlanabilir. Bununla beraber
bahsi geçen hükmün a ş ağ ı daki ş ekilde anla ş ı lmas ı n ı daha münasib gö-
rüyorum. Zâhirilerin fı k ı hlar ı n ı ellerindeki hadis eserleri üzerine kur-malar ı gibi, Ebf Hayyân da Nahiv sahas ı nı n istifade edebildi ğ i temel-
eserlerini bilhassa Sibeveyh ve İ bn M âlik'in kitablar ı m yeniden tek oto-
rite haline getirmeye çal ı ş tı : Gerçekten de rivayet edilir ki, Ebfi Hayyân,İ bn Mâlik'in eseri lehinde te ş vikte bulunmu ş ve onun karanl ı k yerlerini
aç ı klam ı ş , bu eserin lehine olarak İ bn H âeib'in Nah-ve dair eserini de,
bu fukahanı n nahvidir (ta
ş eklinde küçümsemi ş tir. O, ta-
lebelerine Sibeveyh'in esas eserinden veya İ bn Mâlik'in Teshirinden
ba ş ka Nahiv kitab okutmamı ş tı r'". Sibeveyhe beslediği hürmeti,
hayat ı n ı n aş ağ ı daki tâli bir hâdisesinde bilhasa görülür. Ebfı Hayyân is-
lam ı n VIII. asr nda dikkate de ğer bir tarzda ortaya ç ı kan Takiyyuddin'bn Teym iye için de büyük hürmet duyuyordul". İ bn. Teymiye isminin
bir dereceye kadar itikadi mezheblerin parolas ı olduğu zamanlara ait
189 olan bütün itikadi hareketler, Suriye'de ve Mıs
ır'da bu hanbelinin
şahsi
ve görü ş leri etrafı nda döner. Belirli hiç bir görü ş e bağ l ı olmayan bu zât
hakk ı nda "ba ş ı na buyruk" bir müslümand ı , denebilir. Bu alimin k ı sa
tercüme-i halini bize bildiren muas ı r ı Seyyah !bn Batüta ş u sözlerle
onu çok sarih olarak tasvir eder: "O, filmin çe ş itli sahalar ı nda konuş a-
bilen değerli bir zat idi, ama kafas ı nda bir bozukluk vard ı " 1 8 1 . Ö ğrettiğ i
gariplikler aras ı nda, üç devreli talaktan sonrain kerahetini bir
eserinde lânetleme cesaretini göstermekle evlilik mevzuundaki ahlaki gö-
176 Viyana'daki Kraliyet Kütüphanesi Yazmalar ı , Mixt. nr. 245, C. I, Vr. 101b [Askalâni
I /197 ve V/70 r. 4893]: . .",„:J ı
ia j;. 1 , j15;; ;
177 K ş l. benim ZDMG, XXXI (1877) s. 545-49 [Gesammalte Schriften I, s. 424]'daki i ş a-
retlerimle.
178 'Askalâni, I, Vr. 3411; [II /130-131 ]..‘,1 .. ";
.5)1 j;141 jilip179 Makkari, I, s. 828 [II /541].
180 Kş l. Steinschneider'deki kitabiyattan baz ı lar ı yla, Paemische und apologetische Lite-
ratur, s. 33-4.
1 81 İ bn Batilta, Voyages I, s. 215.** el-Hasen. C. Tunç.
150
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 195/245
rü ş leri hakk ı nda dikkatli olmam ı z ı telkin etti" 2 Sünni islam dairesindebeyan etti ğ i acayip görü ş lerinden hanlar ı n' burada zikredece ğ im: Muz-tar durumda Hz. Peygambere istimdat ı kerih görür"' ve Onun kabrini
ziyaret etmekten meneder" 4 . Herkese aç ı k va'zlar ı nda büyük küçük,eski ve yeni âlimlere taaruz etti ğ i gibi 1 8 5 , ilk halifelerden kaba ve hür-metsiz bir tarzda bahsetti ğ i rivayet edilir. Hz. Ömer'i hata yapmaklasuçlam ı ş ve Hz. Ali için de 17 meselede yanl ı ş hüküm verdiğ ini söyle-mi ş tir; ayr ı ca öteki halifeler için de alenen ve kaba beyanlarda bulun-muş tur. Gazzali'ye ve diğ er E ş 'arilere sövdü — bu pervas ı zh ğ ı nerdeysehayat ı na mal olacakt ı — Öteki söfiler hakk ı nda olduğu gibi illmu'l-Arabrye de ithamlarda bulundu'". Akaid mevzuunda tecsimi ve Kur'anve Hadisin tecsimi gerektiren yerlerinin lafzi aç ı klamas ı nı öğretti, vegörü ş lerinin zapta geçmi ş
bir mazbatasmdan rfı
cit etmesi yolunda is-,ticvaba çekilmesine ra ğmen, bunlar ı kabul etmekte israr ettim. O va'z-
190 ları ndan birinde, içinde "Allah ar ş tan indi" sözlerinin geçti ğ i bir hadisnakletti. Bu sözleri okuyunca, minberden bir iki basamak indi ve
i ş te burada benim indi ğ im gibi (1.14b
edi 1 8 8 . i lm Tey miye
Sünni f rkalar ı n hiç birine ba ğ l ı değ ildi, zira onlar ı n görü ş leri mevzuundamünferid her mezhebin alim temsilcilerinden daha büyük ilmi yetene ğ esahibti; ictihad iddias ı nda bulundu ve kararlar ı nı ekseriya hadislerdenve asardan istidlal etti 1 8 9 ; fakat o zahiri de ğ ildi, çünkü kiyass ı kabul ettiğ i-
182 Leiden Universite Kütüphanesi Yazmalar ı Warner nr. 511. Catalogus. C. IV, s. 134İ bn Teymiye, Fetevii, III, s. 80 vd. K ş l. Demiri, I, s. 207 [II /210]'daki
c: J 1I; jA z - 1 . 1
183 'Askalâni, Vr. 79a [I /158]:
1 jei 4 ; 1
484 Kastalâni, II, s. 390 4 :4. *4) .„ ; ; ; ,1 ,1 j ;L„ ,"/ Mal „1 .4 j. „ r n1 0 „5 „ . . . 1 1
1 85 Ş ayed ben, kötü Meemuadaki özlerini r‹, , , , e ; ş eklinde
dilzelebilsem. [Askidâni, Durer, T, s. 163].
186 'Askalâni, Vr. 83a vd. [F/1641.
187 a.g.e., Vr. 84a [I /165] 4 ;i jdbj vI.YJI , r . ı nll , .4,11
İ
1.1 y 1;1 c.]Lö
[
ı
J J3 1 3 !j2 ?: ) . l1 88 İ bn Batüta, I, e, 217 [ve 'Askalâni, I, s. 164].
189 Bu hadise pek çok defalar İ bn Teymiye'nin reddiyesinde belirtilir: L k. }Ii]
.}15-erlindeki Kraliyet Kütüphanesi Yaz-
malar ı , Wetzstein I nr. 157, İ bn Teynı iye hakkı nda me ş hur rnuasum ı n sözlerini ihtiva eder;
mesela Zehebi, Vr. 17b
ii:a?)211x . a ) j. c .
v^J ,y!.. : . p j. 1 1 0 1t: 1 1 ‹ 11 j'5 ):•. 1 0 r ı s • a i.> 1 . ;
151
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 196/245
ni aç ı kca belirtmi ş ti 1 4 0. Aristo felsefesinin uzla ş maz bir dü ş mamy d ı . Ona
kar ş ı yazd ı ğ ı ( : . , U . ., . . 5 1 , 3 1 2 : , A))1 Li .)l.CY1 J:t:Ç . 7t > t . : : ..4; adl ı eserinde-Suyüti
bundan bir hülasas ı nı yapm ı ş t ı -diğerleri mey an ı nda ş unlar ı söyler: "Bufilozoflar itikad ve ya ş ay ı ş ta en rezil insanlardand ı r. Kafir, Yahudi ve
Hristiyarı lar onlara tercih edilmelidir; felsefenin hepsi, Yahudi ve Hris.
tiyanlar ı n din kitablar ı n ı tahrif etmeden önceki seviyelerine ula ş t ı rmak
191 ş öyle dursun, bu tahrifi irtikab etmelerinden sonraki seviyelerinde bile
değildir '9 '. Bu ve diğer görü ş leri sebebiyle çok kere zindana at ı ld ı ve
devletin resmi alimleri taraf ı ndan takib ettirilip rahats ı z edildi. Gerek
hayatta iken gerekse &tümünden sonra Hanbe ı iler ve di ğer müslümanlar
aras ı nda pek cüz î denemiyecek miktarda taraftar buldu. Bir farka onu,
E ş 'arrnin din felsefesine kar ş ı muhalefeti ve fı kki mezheblerden hiç birine
bağ l ı olmayı ş ı sebebiyle z ı nd ı k olarak isirnlendirirken, di ğerleri de onu ic-
ma' ı terketti ğ i için ('‘C..41
üksek ş erefe lay ı k görürler ve
devrinin en büyük müslüman' olarak sayarlar' 9 2 . İ bn Teymiye'yi Mı s ı r'da
tan ı mı ş olan bizim Ebü Hayyan da ona hürmet edenler aras ı nda say ı lı r.
tim Teymiye'nin etrafı nda kurulan ilmi bir meclisin huzurunda irticalen
okuduğu, Ilim Teymiye hakk ı ndaki bir methiyesinde, çok hiicumlara u ğ -
ram ı ş bu adam ı n, nas ı l yüksek bir görü ş e sahib olduğunu gösterdi:'"
"Takiyyud-din'e geldi ğ imiz zaman, insanlar ı tek ve kusursuz Al-
lah'a ça ğ ı ran bir adam bize do ğ ru g Adi;
"Onun çehresine, kullan ı r en .3) isinin dostlar ı olan kimselerin vasfı
damgalanm ı ş ve bir nür ki, ayn ı ş ı ğ ı ndan üstün;
"Kendisiyle muas ı rlar ı nı n gurur duyduklar ı bir alim ve dalgalar'
inciler fı rlatan bir deniz;
"İ bn Teymiye dinimizin konulmas ı nda, Mrı zar' ı n isyan ı sı ras ı nda
Teym kabilesi reisinin mevkiini alm ı ş tı r.
190 'Askarani, Vr. 81b [I/161] .:J 1 Şı: . ; j
Jcll j
191 Leiden Üniversitesi Kütüphanesi Yazmalar ı , Warner nr. 474, Vr. 35b Suyüti kopyas ı -
nı n. Orada Kuş eyri'den felsefeye kar ş ı (bilhassa İ bn Sinâ'n ı n felsefesine) a ş ağ ı daki ş iir iktibas
edilmi ş tir.
1 . 4 . , " .
U S — cs , - ;11
,j9192 Makrizi, Hitdt, II, s. 359
193 Makkari, 1, s. 857 [II /5781.
_ r ~ ı " ..;1.,'"L I P.);
,
1 5 2
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 197/245
"O, izleri yok olmaya ba ş layan hakikati ortaya ç ı kard ı , k ı v ı lc ı mlar ı
s ı çramaya ba ş lam ı ş errin ate ş ini söndürdü;
"Gelmesi beklenen bir alimden bahsediyoruz; bak .işte! herkesin
sab ı rs ı zlı kla bekledi ğ i imam sensin".
!b n Reeeb, Kit iibut- Tabakât' ı nda, bu beyitler, Ebû Hayyall' ı n en mü-
kemmel sözleridir, diyor 1 9 4 . Fakat çok geçmeden bu yüksek hayranl ı k
192 tersine döndü. Tecsime muhalif olan Ebfı Hayyan, jk ! Isimli
eserinde Allah' ı n arş ı na dair olan görü ş lerini bildiren İ bn Terniye'denyüz çevirmeye mecbur kald ı , zira bu görü ş ler Ebfaı Hayyan' ı n nazar ı nda
doğ ru olamazlard ı"5 . Ebü Hayyfn' ı n bu kopuş u 737 y ı lı ndan öncedir;
çünkü, ö ğ reniyoruz ki, bu y ı lda Mekke'de hac farizas ı için bulunduğu
s ı rada Muhammed b. el-Muhib, Ebû Hayy'an'm ş iirini kendi a ğ z ı ndan
ö ğrenmek istemi ş tir. Ş air, İ bn T eym iye için olan methiyenin okumnas ı n ı
geçiktirir ve nihayet zikredemiyece ğ i ş eklinde büyük bir mazeret önesürer" 6 . Hatta Askalf ni'de Ebf Hayyfn'ı n bu methiyeyi ş u sözlerle red-
dettiğ i haberini bul ı tyoruz:t r« 1 2 2 : 4 5' .£ 3 "Ben bu
ş iiri divan ı mdan sildim, onu daha fazla hay ı rla zikretmek istemiyorum"*.Elı f Hayytn'ı n daha önce gösterdi ğ i yüksek hürmetten hocas ı nı mahrum
bı
rakması
nı
n baş
ka bir sebebi olduğ
u söylenirki, bu sebeh, Sibeveyh'inkitab ı na olan alakas ı lehinde ay ı rdedici vas ı f olarak zikretrnek istedi ğ im
hustı stur. Ebf Hayyftn, — İ bn Teymiye'nin reddiyesinde bize böyleceanlat ı r — İ bn Teymiye ile Nahve ait bir mesele konu ş uyordu. Ş eyh İ bn
Teymiye, Ebû Hayyan'a muhalefet etti ve ondan iddias ı nı n delilini istedi.
Eba Hayyan, Sibeveyh'den misal yerdi. "Sibeveyh hezeyanda bulun-muş ; o bunlar ı haber veren Allah' ı n gönderdiğ i Nal ı iv peygamberimidir
ki, onu hatas ı z görmeye mecbur olacağ ı z? Kur'ânla ilgili olarak
Sibeveyh, ne senin ve ne de kendisinin anlayaca ğ ı seksen yerde hata
etti"'". Bu veya buna benzer sözler içerisindeİbn Teymiye'nin böyle
beyan etti ğ i rivayet edilir: "O pervas ı z ve hakikatlere kar ş ı hürmetsiz
1 94 er-reddu'l-viifir, Vr. 33b.
*,
195 Makkari, I, s. 829 [II/542].
1 96 er-Reddu'l-V ıifir, Vr. 33b.g197 T124-1.„.;;;k
r'Askalâni'de buna uygun olan yer c. . 1 11 ; , 5 _ 1 1eklindedir [I /162-631. Bu
kitab sözünden er-Redclu'l-vlifir'in müstensihi, Kur'ân' ı anlam ı ş olmal ı dı r; halbuki Sibevey-
hrnin kitabı yla ilgilidir.
* ed-Dureru'l-Kemine, I, s. 162. C. Tunç,
153
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 198/245
bir insarld ı '"9 8 . Bu beyan, İ bn Teymiye ile Elı ii Hayyân aras ı ndaki kop-,
193 maya sebeb olmu ş tur; Elia Hayyân buna "asla affedilmeyecek bir günah"
nazarıyla bakt
ı(
.
Askalâni, Sibeveyhi din ilmindehadis eserlerinin i ş gal etti ğ i yere benzer ş ekilde eski Nahiv imamlar ı
aras ı nda cerhedilmeZ temellerden sayan Ebâ Hayyfn'ı n Nahivde zahiri
olduğunu nakletmekle onun Nahiv edebiyat ı ndaki yerini tam olaraktesbit edebilmi ş
5 .
Eba H ayyân ile biz islam takviminin VIII. asr ı içine girmiş olduk.
Bu s ı ralarda ispanYa'da. Zahirilerin tamamen lehine olan itikadi birzihniyet iktidara geldi. Iktidar çevrelerinde, hadisin usül ve adete -
muhalif olarak lafza ba ğ lı kalan ş ekliyle nas ı l tatbik edildiğ ini, en iyi
ş ekilde a ş a ğ ı daki rivayette buluyoruz. Bir zahiri alim olan Ahm ed b.Sâbir Eb â C a'fer el-Kaysi, namazda ellerin yukar ı kaldı rı lmas ı adetini,
ş üphesiz derin itikadi sebebler yüzünden yasaklaya ı a" 9 Ehl-i Sünnete_
ayk ı rı olarak, kendisince sahih kabul edilen baz ı hadislerin zâhirine
tâbi oldu. Bu durumdan haberdar olan Sultan, zahiri âlimini, ş ayed na-
mazda ellerini yukar ı kald rmaya devam ederse, ellerini kestirece ğ ini
söyleyerek tehdid etti. Bunun üzerine Ahmed ş öyle dedi: "Bir (iklim)
memleket ki, orada Hz. Peygamberin sünneti öldürülür, hatta onu ye-
rine getiren kimse ellerinin kesilmesiyle kor'kutulux, oradan hicret etmek
en münasib harekettir". 700 senesinden k ı sa bir zaman sonra, o Endü-
lüs'ü terkedip M ı s ı r'a
Bundan k ı sa bir zaman sonra, henüz VIII. as ı rda 2 0 4 büyük tarilı ci
1bn Haldân beliitiyor ki, Ehl ı fz-Zahir mezhebi, imamlarm ı n yok ol-
mas ı yla ve bu iiikadi mezhebe girenleri el-Cumhur'iln tasvib etmemesi
neticesi, o sıralarda nihayet buldu ve onlar yaln
ız kitablarda kald
ıki
onlar bunlardan eski zaman ı n hatı raları gibi okunabiliyorlard ı . Ş ayed ,
19 4 bir . kimse, Zahiri mektebinin temel prensiblerini kendine mal ederek,
1 98 er-Redclu'l -V ılfir, Vr. 34a; kş l. Makkari, s. 857 [II /578]. 'Askalani, Vr. 82b.
199 K ş l. bu mesele hakk ı nda benim Graez' Monatsschrift Jahrg• 1880, s. 313'deki verdi-
ğ im malumatlarla.
200 Makkari, I, s. 909 [II/655]. K ş l.ehdi), s. 147 [I /113 rdeki Ahmed
b. Seyy5r' ı n (ö: 268) görü ş üyle.
201 VIII. as ı rda malân ı bir İ bn Hiş am Ahmed b. İ smail ez-Zfhiı i' lin Sultan'a karş ı fetva
t erdiğ ine dair bir not buluyoruz; onun taraftarlar ı aras ı nda Ebu'l-Faı ll Suleyman el-Mukaddesi
el-rlsüti ed-Dime ş ki zikredilir ki, o ayn ı zamanda İbn Teymiye'nin meclisine de dahildi (S: 723)
er-Reddu'l-Vafir, Vr. 52a.
1 5 4
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 199/245
bu ölü tahsil ile , harekete geçerse, ona, o günkü itikad anlay ı ş ı na göre
hakim ittifaka kar ş ı ç ı kan bir bid'atci olarak bak ı l ı rd ı "2
Zannediyorum ki, İ bn Haldfm bu sert sözlerle, ölmü ş olan Zahirimektebini yeniden diriltmek gayesiyle, zahiri bir muharrik ile tahrik
edilen muas ı r zahiri bir hareketi dü ş ünmü ş olmal ı dı r. Bu acayip harekete
dair mâlumat için kendisine te ş ekkür borçlu olduğumuz kimse Ebu'l-
Melı fsin Tagr ı berdi'dir ve bununla ilgili olarak bizzat kayna ğ ı n i ko-
nuş turmak istiyorum" 3 :
"Zâhirilerin allâme ş eyhi ve imam ı olan Ş ilı abeddin El ı fi Ha ş im laka-
biyle mani( ve [ibnu' ]* 1—Burhan unvan ı yla tan ı nan Ahmed b. Muham-
med b.İ
smail b. 'Abdurrahim b. Yf nus 704 senesinin Rebrul-Evvel'indeKahire ile Fustât aras ı nda (M ı s ı r'da) do ğdu; kendisi, el-Meliku'z-Zathir
Berkilk'a kar ş ı gelenlerdendi. Babas ı mahkeme azas ı yd ı . Ahmed, Kahi-
hire'de yeti ş ti, ve Zahirili ğe meyli İ bn Hazm ve di ğerlerininkine benze-
yen Sa'id el-Meshalrnin muas ı rlyd ı . O, bu mezhebte de temayüz ettive kendi itikad ı na kar ş ı ç ı kan kimselerle münazara ederdi. Daha sonra
kendini seyâhatlere verdi, en uzak memleketleri dola ş tı ve insanlar ı
dinî amelde münhas ı ran Allah' ı n kitab ı na ve Hz. Peygamberin sünne-tine sar ı lmaya davet etti. Onun bu çağ r ı s ı na Hora.san'dan Suriye'ye
kadar pek çok kimseler uydular. Fakat sonunda o ve kendisi gibi dü ş ü-nenlerden büyük bir grup H ı ms'da tevkif edilip zincire vurulnru ş bir
halde M ı s ı r'a götürüldüler. Berkfı k, Ahmed'i huzura ç ı kartt ı ve ona,
rilehaniyeti sebebiyle sert bir tarzda ihtarda bulunmakla yetindi, fakatarkada ş lar ı nı kaı nç ı latt ı . Bundan sonra, 791 y ı l ı nda serbest b ı rak ı lana
kadar uzun bir zaman hapiste yatt ı . Fakat bu tarihten itibaren ölümüne
kadar (26 Cumadel- - Ola Per ş embe 808) nisyanda ya ş ad ı . Ş eyh Takiy-
yuddin el-Makrizi onu ta ş k ı n ve ölçüsüz bir tarzda metheder, zira ken-
disi de zahiriydi. Maamafih, Makrizi'de bu alime ayr ı lan tereeme-i hal
bölümünde onun nisyamyla ilgili hadiseler o derecededir ki, günlükekmeğ ini bulam ı yacak kadar fakir oldu, denmektedir. Şüphesiz Allah
insanlara kar ş ı , zalim de ğ ildir. Çünkü, bu zahirilerin, mü'min (sünni)
mezheblerin reislerine ve alim imamlar ı na kar ş ı dillerini ulu orta kul-lanm ı ş olmalar ı onlar ı n ne türlü kimseler olduklar ı n ı ortaya koyar. — Bu
195 dünyada onlara böyle nrukabele edilir ve Ahirette Allah onlara istedi ğ i
gibi tasarruf eder". 788 senesinin hac:liselerinin ~s ı z ı alarak kendisin-
202 Mukaddime, s. 373 [446-47 ]. -
203 el-Menhalu;..5-Seiti (Viyana Kraliyet Kütüphanesi Yazmalan Mixt. nr. 329,), C. 1,
Ve. 65h.
*
ezeratu'x-Zeheb, VII, s. 73. C. Tunç.
1 5 5
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 200/245
den Zâhiriyyenin fitnesi ( ,7 ? . ) AUI ;,:•:::kb) diye bahsolunan tarihci Cemâluddin
İ bn Kâdi Ş uhbe de Suriye'deki bu Zâhiri hareketiyle ilgilidir; bu zât,H ı ms'dan ne ş 'et eden, önce Halep'te ya ş ay ı p sonra arkada ş ı na, yaniZâhirilerin sevk ve idare edicisi Ahmed ez-Zf l iri'ye bağ land ı ğ ı yer olanDimeş k'e göç eden Halid adl ı bir Hanbeli taraf ı ndan te ş vik edildi2".
M ı s ı r'dan ne ş 'et edip Suriye'de ye ş eren bu hareket, M ı s ı r'da da kuvvetlitemsilcilere sahibolmu ş görünyor. Bunlardan biri olarak Melik Ayit-miş 'in saray nâz ı r ı Milsa b. el-Emir Ş erefeddin ez-Zengi zikredilir, o
Zâhiriyyenin reislerindendi ve Ehl-i Sünnete kar ş ı çok mutaass ı b idi
(ö: 788) 2 ". VIII. asrı n sonunda Mâliki mezhebinin bir müntesibi olan
Nallivci Muhammed b. Ali b. 'Abdurrezzak bu mezhebe bağ
hydı
; Zâhi-riyyeye meyletti ğ inden, fakat onu aç ı kca göstermedi ğ inden bahsedilir 2 "
Bu zaman ı n M ı s ı rlı di ğer bir Zâhirisi Ş ihabeddin el-E ş nı fni diye andanHanefi ve dilci Ahmed b. Muhammed b. Maus -Cu K 'Abdullalı 'dı r. Ming-
Mehâsin ş öyle diyor: "O fad ı l bir Fakih idi ve pek çok eserler yazd ı ğ ı
Nahivde temayüz etmi ş ti; diğer ilimlerde de gizli kald ı ". Makfizi ş öyle
dedi: "O Zahiriyyeye meyletti, fakat daha sonra onlara sâcl ı k kalmay ı p
çok kere hücum etti; uzun seneler boyunca ben onun arkada ş lythm".
Makrizi bundan sonra ş öyle diyor: "O kurtulu ş a götüren bir sonuca
erişti, yani Allah'
ın kitab
ıve Hz. Peygamberin sünnetiyle ilgili olarak,
hadise manas ı m anlamaks ı z ı n değ er veren Zâhiriyyenin bu ayak takı -
m ı ndan ( daha iyi malumata, sahib bir adam ı n sevk
ve idaresine geçti" 2 . ° 7 . Bu alim 809 da öldü.
asra ş üphesiz pek normal olmayan bir Zâhiri de dahildir, yani
Muhammed Nasuriddin el-Cirı di- [el-Cundi ] (ö: 797). Kayna ğ ı m ı z ı n ş u
196 mülahazas ı ndan dolay ı onu normal olmayan bir zahiri diye isimlendirdik,
zira zahiri meyline ra ğmen delillerinin kuvveti yüzünden Hanefi ş eyh-
lerine son derece hiirmetkard ı 2 0 8 . Buraya kadar gördüklerimizden, Zahirimezhebi ile Hanefi mezhebinin metodlar ı ndan daha ziyade birbirinireddeden iki kutbun var olam ı yacağ ı neticesi ç ı kar.'Bu ilahiyate ı , muh-
temelen pek aş ı r ı ekilde hadise bağ lı kalmas ı neticesinde baz ı adetler
ve g,aripliklere meydan vermi ş oldu ğu için zahiriler aras ı nda say ı lm ı ş tı r.
2 0 4 Pa r i s M i l l i K ü t ü p h a n e s i Y a z m a l a n N r . 68 7 , V r . 1 5 a . [ ş ezeriit, V 1 1 / 7 3 v d ].205 a .g .e. , Vr . 2113 ; :, , , , „ jj J a.x ı j3„/i.1 ju
206 a.g.e., Vr. 1 6 8 b . 1 1207 el-Menhalu's-Safi, V r . 6 9 a .208 el-Menhald s-Saff, TI, Vr. 3 3 4 b ^çJm l ^ J l j
156
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 201/245
O, (sakall ı ı ksa keçilmesinin müslüman adet ı olarak
ç ı kar ı ld ı ğ ı nass ı , lafzi olarak tefsir etti ğ i için2 1 0 sakal ı nı t ı ra ş ederdi2 " ve
namazda ellerini kaldu ı rd ı 2 n.
6.
Yukar ı daki kitablardan ahnm ı ş hülasalarda me ş hür tarihçi Mak-
rizryi Zahiri mektebinin bir mensübu diye gösterilmi ş buluyoruz; o busistemin zikre de ğ er son temsilcisi olarak görünüyor. BU tarihi silsileyi,
onun itikadi görü ş tarzı nı n Zahirilerinkiyle ahenk te ş kil ettiğ ini isbat
etmekle tamamlamak istiyoruz. Ebu'l-Mehasin Tagr ı berdi ondan ş öyle
bahsediyor: "Taluyyuddin el-Makrizi (6 : g45) fevkalade, çok tarafl ı , derin
ve imanl ı bir alimdi, dindar, iyilik yapan ve hadis ehlini sevendi, o ha-dise kar ş ı çok meyilliydi ve amen hayat ı n ı tezeihan hadislere göre dü-
zenlerdi, öyleki ona Zahiri mezhebi isnad edildi. O Hanefi, mezhebininalimlerine kar ş ı haklı bir sebebe dayanmı yan baz ı pe in kanaatlere
197 sahibti; bunlar eserlerinde görülür" 2 ' 2 . Ş üphesiz dikkate de ğer bir hu-
sustur ki, Makrizi itikadi ve ameli mezheb ve f ı rkalar ı ele ald ı ğ ı yerde
Davud'un mezhebinden tek kelimeyle olsun bahsetmiyor; belki de bu,
buınezhebe kar ş ı olan görü
şünü aç
ıkea belli etmemek içindir. Ebu'l-
Mehasin'in, sünni Makfizrnin islam ı n muhtelif mezheblerine kar ş ı olantutumu hakk ı ndaki karar ı hiç te mesnedsiz de ğ ildir, bu hususta baz ı
deliller ileri -sürebiliriz ve hatta hem ameli -ve hem de do ğmatik yönden.Ş ayed biz Makrizrnin islâmiyetin muhtelif memleketlerinde dört sünnifı k ı h mezhebinin yay ı l ı ş ma dair verdiğ i sathi tasviri göz önüne ahrsak 23 ,
bunlara kar ş ı olan belirli bir so ğukluğun, müellifi hadiscilik lehine sev-
kettiğ i gözürnüzden kaçmaz. Tarihi tasvircili ğ inde. Makrizi'yi belirleyen
soğuk objektiflik, onun neye - kar ş ı sempati veya antipati beSledi ğini an- '
lamam ı z ı engellemiş tir. Onun görü ş ü islam fik ı h mezheblerinin aralar ı n-daki münasebetlere vak ı f bir okuyucunun gözünde pek o kadar onlardan
2 09 44 ) 1 . . ! , <u Hz. Peygamberden de rivayet•edilir ve Mili bu hadise ba ğ land ı ,
İ bn !Ucer, istibe'de IV, s . 932ji„ ) İ mam M alik b . Enea hakk ı nda anla-
t ı lı r, Ebu'l-Mehasin, I, s. 496, str. 5 • ş l. Landberg, Proverbes
et dictons du peuple arabe, s. 256.210 Bu adet Hz. Ibrahim'e kadar g6türülür Tehdb, s. 129.
2 11 ..D UIibaresindeki ika JÇ" 3 ş üzlerinden ne
anla ş ı lmas ı gerekti ğ ini, kendi kendime izah edemiyorum; belki: Kur't n'ut ezbere okun ı nas ı m ı -
d ı r? Kş l . Yukar ı da S. 154.212 Silv. de Sacy, Chrestomathie arabe II, s. 411-13. 415 (1. Bask ı ).
2 13 Hitat, II, s. 331 vd. [IV/144].
157
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 202/245
farkl ı değ ildir. Makrizi ş öyle diyor: Mü'min, kendi ş ahsi dü ş üncesine göre
te'vile sapmaks ı z ı n ve ş ahsi re'yine dayanarak h'ükümde bulunmaks ı z ı n
şeriatin getirdiklerinin hepsine, Allah'
ın bizzat istedi
ği
şekilde inan-
• "<'and ı r
.;4
.54); zira Allah, insan akl ı nı n
e ş yân ı n hakikatlarm ı Allah' ı n ilminde olduklar ı gibi kavramaya yaln ı z
ba ş ı na yeterli olmay ı ş ı sebebiyle ş eriatlar ı inzal etrin ş tir2 1 4 . Burada ş eriat
ile, yani vahyolunmu ş ş eriat (Z9J) ile re'y aras ı ndaki z ı ddiyet
tan ı nmazl ı ktan gelinemes. Malik b. Enes'in mezhebi ile ETzal'ninkin-
den bahsederken, Malik'in re'yi ve Evza'rnin re'yi tabirini
Makrizi ayn ı yerde, memleketlerinde bir taraftan kadil ı k müessesini elin-
. de bulunduran. Ebil Yusuf'un hüküm süren ş ahsi tesiriyle ve diğer ta-raftan Yahya b. Yahya'n ı n tesiriyle bütün dünyan ı n bu alimlerin mez-
hebine nas ı l uyduklar ı n ı anlat ı yor ve ş u sözlerle bitiriyor: `q(adil ı k Ben ü
Ha ş im'e geçinceye kadar bir müddet Sahnf ı n'un ashab ı nı n hakimiyetinde
kald ı , onlar, erkek dev evin di ş isi üzerine at ı lmas ı . 6 dünya menfaat-19 8 lerine sald ı rd ı lar (aralar ı nda ihtilafa dü ş tüler): kadil ı ğ ı sanki arazi ve
toprak tevarüs eder gibi birbirlerinden tevarüs ettiler"",
Burada, Endülüs't eki fikir hayat ı nı n mahiyeti hakk ı nda ı bn Hazm'ı n
ş
u sözlerini dinliyoruz: "İ ki mezheb kudret ve saltanat ile yay ı lm ı ş tı r: •
Birisi Elrû Hanife'nin mezhebidir, çünkü Ebü Yusuf kadi tayin edilince,
Doğunun en son noktas ı ndan Afrika eyâletlerinin en son s ı nı rı na kadar
her yerin kadism ı n tayini onun hükmün° ba ğ l ı idi; bunlar ı kendi mez-
hebinden olanlardan tayin "ettirirdi. İ kincisi bizde, yani Endülüs'te
mezhebidir, çünkü Yahya b. Yahya, Sultan üzerinde pek mikes-
sirdi ve kadi tayini mevr ı m bahis olduğu zaman, yaln ı z onun görü ş ü
dinlenirdi. Endülüs'ün eyâletlerine onun tavsiyesi ve tercihi ohnadan 2 "
tek kadi tayin edilmedi; ne var ki, insanlar diinyevi menfaatlere ko ş -
muşlar ve kendi gayelerine ula
şacaklarm
ıümit edebildikleri
şeylere
yönelmi ş lerdV 9 . Makrizi'miz Mâliki mezhebinden ziyade, gençli ğ inde
mensubu olduğu Hanefi mezhebine 2 2 3 muhalif kalm ı ş tı r; Ebu'l-Mehasin
214 a.g.e., s. 361 [IV/189].
215 a.g.e., s . 333, str. 20 [IV/144].
216 Kş l. J1,,, için VI, tbn Hiş am , s. 714, str. 8.
217 Makrizi, I, s. 25 [IV/144],4„:„ 1 „ 1 4 J 1
1 5 ; ) 1 ., ; : i, ,f1S- ,JI ,J1 J,rJI jc•
218 Kş l. Dozy, Geschichte der Mauren in Spanien I, s. 302.
219 Makkari, I, s. 466 [II/10].
220 Flügel, Anmerkungen zu İbn K ı ttlubuğ li , s. 76.
4 li; 1.5- P. . . : 1 2 1 1
158
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 203/245
onun bu husustaki temayüllerini çok do ğ ru olarak kavrad ı . Temel eseri
Hitciedan anladı ğ ı m ı z üzere Makrizryi muas ı z ı Ehil Hanife ,taraftar-
larına karş ı so
ğutan hâdise, bu mezhebin dini vak
ıflar meyanmdaki
Kahire'nin eski yap ı lar ı nı n hepsini müsadere etmek ve dini hizmettenç ı karmak için - hükümete müsaade vermesiydi. Bulduklar ı iki Ş ahide,
bu yapı ları n ( jekl jt.44.,) kom ş ular ı n ve yayalar ı n emniyetini tehlikeye
soktuğunu ifade ettirirlerdi. Bu icraatta daha da ileri gidilerek, her ta-rafı ndan harabolmaya yüz tutmu ş mescidler, bu büyük camiler de sa-tı ld ı . Kahire'deki eski islam eserlerinin say ı s ı z kal ı nt ı lar ı , "tarihi de ğer-
leri takdirden âciz bir sülalenin bu dine hür ı netsiz icraat ı yla imha edil-mi ş olmand ı r. Makrizi ş öylece s ı zlan ı r: "Kahire'nin iki büyük mezar
lı ğ ı ndaki türbeler böylece yOk edildi ve orada bulunan muazzam bina-199 lardan ve fevkalade evlerden ne varsa hepsi ..." (burada tarihçi bir kaç
bariz misal verir). Bu husus, Arkeologlara, Makritrnin bu dikkate de ğer
eserinde aç ı kca belirttiğ i ı zdı rabtan daha az ac ı hissettirme ıni ş tir 2 2 1 . B utahripkir icraata imkan veren hüküm 435 y ı l ı nda tayin edilen Hanefi
ba ş kadis ı Kemâleddin Ömer ihnu'l-'Adim'indir 2 2 2 . Bu ş ahsi hissiyattanhareketledir ki, Makrizrnin. a ş ağ ı daki tesadiifi sözleri mana kazan ı r:
Mı s ı r'da Maliki mezhebi, Malik'in A. ş habı nı n M ı s ı r'da gördü ğü* itibar
yüzünden EU' Hanife'nin mezhebinden daha çok yayı ld ı ; Ebû Hanife'-
nin mezhebi önceleri M ı s ı r'da hiç bilinmiyordu Kûfeli Ismail h.
el-Yasa', ı hn Lahi'a'dan sonra kadi tayin edildi, o bizim en iyi kadi-lar ı m ı zdand ı , ne varki o, M ı s ı rl ı larm, mezhebini hiç tan ı madı ğ ı Ebf Ha-
nife'nin mezhebindendi. Onun prensibiilla.1) vak ı f binalar-1nm
y ı k ı lmas ı nda ı srardan ibaretti; bu husus M ı s ı rhları öfkelendirdi ve busebebten dolay ı mezhebini reddettiler. Ş afi'Vnin gelmesine kadar M ı s ı r'-
da Mâliki mezhebi en yayg ı n oland ı "2 2 '.
Makrizrnin islam kelam mekteblerine kar ş ı tutumundan öğ rendi;
ğ imiz ş ey bizi, islam ilahiyat ı nı n bu bölümünde de onun Zahiri mezhe-bini tan ı maya daha yak ı n olduğu hususundaki tahminimizde kuvvet-
Haz ın'ı n okuyucular', onun itikadi noktay ı nazarnm kı sa
bir hülasas ı ndan Makrizrnin ilminin bu cedelci zahnininkiyle beraber ,
olduğunu hisseder. Kald ı ki onun itikadi noktay ı nazar' felsefi ekollerin
ihtilaflar ı ndan tamamen ayr ı d ı r, E ş 'arrnin mezhebine uzak oldu ğu gibi,
221 Makrizi, a.g.e., II, s. 296 [TV /85].
2 2 2 İ bn K utlubuğâ, Flügel ne ş r., s. 97 nr. 140.
2 2 3 Hitat 11, s. 334, str. 6 [IV/145].Matbu nüshaciaeklinde, yani Mâlik'in Ashilbnun çoklu ğ u
sebebiyle.... C. Tunç.
159
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 204/245
200
Mu'tezileye de uzakt ı r. Yaln ı z "Allah' ı n S ı fatlar ı " ifadesini kullanm ı ş
olmas ı onu İ bn Hazm' ı n sert sünnili ğ inden ay ı r ı r. E ş 'ari ve onun görü ş -
lerine dair olan araşt
ırmas
ından, mezhebine bizzat girmedi
ği bir adam
ın
hayat ı nı ve görü ş lerini yazan bir kimse intibama sahib olunur. Ş ayed
Eş 'arrnin kelâm ı n ı n islâmda hüküm süren bir akide olmas ı , kuvvetle
ve kan dökmeyle olniu ş tur, fikri bu ara ş tı rman ı n pek çok yerlerinde
belirtiliyorsa, bu hiç te maksats ı z değ ildir. Makrizrnin hadis tedrisinden
ve Zâhiriyyeye olan meyillerinden hareketle bu, meseleler de ilk s ı rada
onun kabülüne mazhar olan ş ey, Allah' ı n zat ı na dair hadislerin muhte-
viyat ı nı n mutlak olarak kabulüdür. Fakat ş u husus kat'iyetle tesbit edil-mi ş tir ki, "Bütün müslümanlar, Allah' ı n s ı fatları ndan bahseden bütün
hadislerin rivayet edilmesi, bunlar ı yayman ı n ve diğerlerine de rivayetetmenin caiz olduğu hususunda ittifak etmi ş lerdir. Bu meselede onlararas ı nda hiç bir ihtilaf yoktur. Onlardan hakikati kabul edenler, buhadislere Allah' ı n her hangi bir ş ekilde yarat ı klara l ı enzedi ğ i ş eklinde
bir mânâ verilmiyece ğ i hususunda'da ittifak etmi ş lerdir; çünkü Kur'ân'-
da: "Hiç bir ş ey O'na benzemez; ve O i ş iten ve görendir" (42 Ş iira /11)
ve: "deki, O Allah't ı r, bir tekdir, ezelidir, do ğurmad ı ve doğ rulmad ı ,
hiç bir ş ey d'na benzemez" (112 Ihlas Suresi), buyruluyor. Bu hadisler
Kur'an ayetlerine z ı t] değ illerdir, çünkü "bunlar ı n rivayetinin Ta'tilin
reddine hizmetten ba ş ka gayesi yoktur. Hz. peygamberin* dü ş man:lar ı ndan baz ı lar ı Allah' ı tabiat, bazı lar ı da ilk illet diye adland ı rı rken
O'nu, yüksek isimlerini nefyeden isimlerle adland ı rd ı lar v.s." S ı rf bupolemik maksadla Allah Kur'an'da s ı fatlara yer vermi ş , bundan dolay ı
hadislerde de s ı fatlar ifade edilmi ş tir. Kur'an ve hadislerin tecsimi ge-rektiren yeleriyle Allah' ı n hiç bir ş eye benzemeyi ş ini, sevimli bir çare
olan( Lkit:SI )te'vil ile uzla ş tı rmaya çal ı ş mak caiz de ğ ildir. "Sahâbeden,
Tabriindan veya Tabru't-tabrinden birinin bu hadisleri te'vil ederek
mânâ verdi ğ i bizce rualum de ğ ildir; onlar ı n bu te'vil çe ş idinden istinkâfetmelerinin sebebi, sembolik ifadeler ı nevzau olmaktan tenzih ettikleriAllahi tazim etmeleridir. Mesela, "O'nun eli onlar ı n ellerinin fevkinde-
dir" [<-r
341:48. Feth /10] veya "O'nun elleri aç ı kt ı r" (uzanm ı ş -
.
t ı r)J: 5. Mâide /64] ş eklindeki cismani s ı fatlarla her ne za-
man Allah'tan bahsedilse, bu ayetlerin her türlü k ı raatleri s ı ras ı nda on-
lar ı n do ğ ru manalar ı anla ş ı l ı r". Bu ayetlerin mecazi tefsiri Allah' ı n ya-
rat ı klarla mtı kayesesini içine al ı r. "Bit s ı fatlar ı kabul edenler, ister ger-
çek manada, isterse mecazi m ânâda o lsun, O'nu cisirnlere• benzetmi ş
* Metinde Cemi' ş eklinde, yani Peygamberler olarak geçmektedir.
unç.
160
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 205/245
-olmakla Allah'ı n ulviyetini uzakla ş tı rm ı ş olurlar; bu lisan ı n hem yaratanhem de yarat ı lan için kullan ı lan kelimeler ihtiva ettiğ i onlarca malum-
du, bununla beraber bu kelimeleri (Z.S . .« .;2:.4) diye adland ı rmaktan çe-
kindiler, zira Allah' ı n ş eriki yoktur. Selef bu sebeble s ı fat hadislerindenhiç birini te'vil etmemi ş tir. Her nekadar bu hadisler, onlar ı n nazar ı nda,
bir tak ı m câhillerin mahlükatm s ı fatlarma benzeten görü ş lerinden uzakiseler d e , '224.
2 01e son olarak M akrizi kelâmî inancı nı aş a ğ ı daki cümlelerle özetli-yor: "Ş üphe götürmez olan hakikat ş udur ki, Allahı n dini zâhirdir
(aç ı kt ı r), bât ı n (gizli) bir ş ey yoktur, alt ı nda hiç bir gizliliğ in sakl ı ol-
madı ğ ı bir aç ı kl ı kt ı r (Bülak baskı s ı na göre bir cevherdir) 2 2 5 ; herhangibir müsamaha olmaks ı z ı n Onun hepsi herkese laz ı md ı r. Hz. Peygamberde ş eriatten bir kelime bile gizlememi ş tir; keza onun en yak ı nı na, isterzevcesi olsun, isterse amca o ğ lu olsun2 2 6 öğ rettiğ ini, her hangi bir beyaz-
dan veya siyahiden yahud da s ı radan bir hayvan çoban ı ndan gizlemiş
olaca ğ ı bir ş eyi yoktur. O, s ı rdan, tasavvurî rumuzdan veya bât ı ndan
hiç bir ş eye sahib değ ildi; bildirip ö ğ rettiğ i her ş eye bütün insanl ı ğ ı davet
etti. Ş ayed o bir ş eyler gizlemi ş olsayd ı , ona verilmi ş olan teb ş irat ı yerine
getirmemi ş olurdu. Kim ki, Hz. Peygamberin baz ı ş eyleri gizlediğ ini id-
dia ederse, bütün islam cemaatinin ittifak ı yle o kimse kâfirdir. Her
türlü bid'atin asl ı
P . A ) < j.i>1 j) Selefin sözlerinden uzakla ş mak
•ve ilk müslüman neslin inanc ı ndan ayr ı lmakt ı r"2 2 7 . Bu son sözler, Zahirt
mezhebinde hakim bulunan hislerin derin bir ş ekilde tesirinde kalm ı ş
bir diri aliminin inanc ı d ı r. Fakat Makrizrnin eser verici (telifci) özelli-
2 24 Hitat II, s. 361 [IV/189-190]
22 5 ZDM G. C. XXVIII, s . 303, Dipnot 2 'de . " , 1 1 ; , , J I kile aras ı ndaki fark ı n bir
hadiste bulundu ğ una i ş aret edilir. Bu g ö r ü ş için 17 isr5 suresinin 59. ayeti (de
kullainld ı ; ki bu konuda Beydavi, I, s. 567. str. 16'da izahat vard ı r: 1..) 1 5 "
. " 4 1 1 : L / 1 ba ş ka bir yerde de İ bn İ bn 'A bbas'a isnad edilir.
226 K ş l. Muslim, Kittbu'l-ed5h1, nr. 8 ,Wı»1, . .4 2 : , . ! l i > İ jj
• 0 „ 1 . : . 1 1 4 ,45/ 4 1 . „ , : t G jlz, r. . . 1 .0 Baş ka bir benzeri de ş ay-
ledir:.L.11 a ı sL 5 , ! auiAJ
I . . . L b: ) 1 . 5-/ I Z;li k ş l. Kitfbu'l-Hace,
nr. 82. Aynı
temay ill buraya ait benzer had isler Buhari'de
r. 40, K. Cihad,nr. 169 , K. Cizye, nr. 10, K. Diyet, nr. 24.
2 27 Hitat II, s. 362 [IV /191].
16 1
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 206/245
ğ ini ayd ı nlatacak bir mü ş ahede de buraya ba ğ lanmal ı dı r. Makrizi'nin202 kendi eserinde ad ı nı anmad ı ğ ı bn Hazm'ı n sadece eserleriyle me ş gul
olmakla kalmayı p üstelik meş hûr Zahirilerin sözlerini lafzen iktibas
etmekten veya ba ş ka bir deyiş le intihalde bulunmaktan korkmad ı ğ ı
anla ş ı lmaktad ı r. O bu iş i, Ilim Hazm' ı n eserlerinin pek az yay ı lm ı ş ol-mas ı n ı nazar- ı itibare alarak, daha ziyade M s ı rda, tam bir güvenle
yapabildi. A ş a ğ ı da yan yana duran yerlerde görülece ğ i gibi, /bn Hazm'-da a ş a ğ ı yukarı lafzen ayn ı s ı n ı bulduğum ve yukar ı da aynen dercetti ğ i-
miz Makrizi'nin tavsifiyle bu k ı ymetli hülasa son bulmaktad ı r.
Makrizi , Hitat, II, s. 362 (IV /191]:
tbn Hazm,, Vr. 137a [II /116]; Harici ve
r-
kalar ı nı n kı sa bir özelliğ inden sonra:
j Y ) ; ,t1:' , jt,.;a3k y .5 ,:)1 1 . ) . J , p 1 j
4.-k1 . „ıbir,S / JA15 - A:k r .
22 8
16 2
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 207/245
7.
203II — IX. as ı rlardaki Zahiri mektebinin prensiplerinin önemli tem-
silcilerine dair olan panoramam ı z ı Makrizi ile kapatm ı ş olaca ğ ı z. Lis-temize yaln ı z fikri inki ş aflar ı na ve akidelerine dair s ı hhatli haberlere
istinaden zahiri olduklar ı bilinen din alimlerini dahil ettik. Her Ilahi-.
karda LS)AU:11I diye isimlendirilmiş olmak 2 2 9 , onları Davud b. 'Ali'nin
ınezhebine dahil alimler aras ı na kat ı vermemize sebeb olmam ı ş tı r2 ";
ve hatta, bu nisbet ba ğ l ı bulunduğu her ismin arkas ı nda itikadi bir du-
rumu temsil etmez, bilakis kendilerine JAU s tabirinin tahsis edil-
diğ
i Mı
sırl
Emirlerin isimlerine çoğ
u kere verilmiş
bir nisbettir. Mesela,bu manada bu Emirlerin devirlerinde ya ş am ı ş bir din âlimi Cemaluddin
Ahmed b. Muhammed ez-Zahiri, bir diğeri Sihilbuddin Ahmed ez-Zâ-
biri isimlerini ta ş ı yorlard ı , biri Ş afi'i di ğeri de Hanefi idi 2 3 1 . Bu arada
bir İ bnu'z-Zahir'in babas ı n ı da haric tutmak gerekir2 3 2 ve bu husus,
Ebu'l-Mehasiu'in biyografik eseri olan el-Menha/u's-Sefi'de belli birdevirde pek s ı kca krilamla gelen bu lakabm di ğer sah ı blerinden büyük
bir miktar için de geçerlidir. Keza Ebul-Mehasin'in babas ı da bu sebeb-
ten dolay ı L .5J
A I W I lakab ı nı taş ı yordu, bununla beraber Zahiri mek-
tebinin mesnubn olmaktan çok uzakt ı . Onun ez-Zahiri ismi, me ş hür
tarihçinin babas ı nı n el-Meliku'z-Zâhir Berkfı k tarafı ndan köle olaraksatı n alı nmas ı ndan ileri gelmektedir2 3 3 .
X. As ı rdan beri Zahiri mezhebi ölüler aras ı na kar ı ş m ı ş görünüyor.
Fakat onun itika ıli görüş lerinin hususiyetlerine daha sonraki zaman-larda da ve hatta modern müslüman din alimleri aras ı nda da rastlaya-biliyoruz, bilhassa din ilmini kendilerine an ı eli bir me ş gale yapanlararas ı nda de ğ il de, aksine nazari olarak tetkik edenler aras ı nda. Re'ye
muarı z olan Ehlul-Hadisin eski prensiblerine dair kendi a ğ ı zlar ı ndan
229 Wüstenfeld'i ı ı Yâkût baskı s ı ndaki matbaa hatas ı olan (syl,11,31 kelimesi csit 1 ; j 1
ş eklinde düzeltilmelidir: I, s. 631, str. 3, 663, s tr. 14; II, s. 582, str 20 ve VI, s. 315, str. 1.
230 Fihrist, s. 153, str. 3 vd. Eserleri de zikredilen mizah muharrirleri aras ı nda III.
ası rda bir Ebu'l-Kas ı m ilum'ş - Ş ah (. 5 ",U ı 'den bahsedilir. Bu muharrirdeki zahiri lakabuun
mahiyeti bence malum
231 Kal. Weijers in Meursinge's Liber de interpretibus Korâni s. 66.
232 Tabak ıltu'l-Huffiis XX, nr. 8
233 Bu sebebten dolay ı piL ı JI lakablar ı nı görünce, bunlar ı çok çabuk olarak Davud'un
mektebinin mensublar ı dı r diye hükmetmekteu çekinilmelidir.
204
163
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 208/245
ş ikayetlerini dinleyebildi ğ imiz ş ah ı sları daima buluyoruz2 3 4 . Fakat bun-
lardan hiç kimse bir Zahiri olarak isimlenmez. Umumiyetle onlar Han-
belilerin pek küçük olan grupları
na dahildirler veya onlar,ş
ayed dörtmezhebten ba ş ka birine dahil olmuş larsa, mabı .m Furâ.' ile çok az me ş gul
olan hadis alimleridirler. Fakat bu günkü msüliiman din alimlerinin ço-
ğu Furû'un ameli tetkikine dalarlar, ve hadis ilmi mütehass ı slar ı gün-den güne gittikce ço ğalmaktad ı r. Her halukarda hadis Zahiri mekte--binin ruhunu te ş kil etmi ş tir.
ş er'i istidlâlin dört kayna ğ ı olan: Kit ab , Sünnet İ cmâ ve K ly asmüslüman ilahiyat dünyas ı nı n müttefikan tasvibine mazhar olmu ş tur.
Şunu da söyleyebiliriz ki, zaman zaman ayn ı geçerlikte olabilecek ba ş ka
kaynaklar ı bunlara ilave etmek teş ebbiisüne giri ş ildi. Mesela, KâdiHuseyn'in (ö: 462), " örre —hazan. an.'ar ı e lrukuku2 3 5 , bazan da en iyiş ekilde "Common sens" diye gösterilebilen ş ey olarak, — (gerçekten Öd,
müslüman fı kh ı nı n önemli babları nda pek çok memleketlerin ş ahsî
bir özelliğ i olarak muhafaza edildi, ve öyle bir mertebeye eri ş ti ki, yak-la ş ı k olarak müslüman devletlerindeki bu günkü kanunun durumu gibi),
dört sahîh fı k ı h kaynaklar ı nı n yan ı nda f khi hilkümler için selahiyetlibir faktör olarak itibar buld ı a 2 3 6 . Kadi bu görüş le müslüman fakih-
205 lerinin daha eski olan temâyüllerine canlı
lı
k verdi, ki o fakihler bir ta-raftan dilnyevi olan ı dini hükümlerle bu tarzda mukayese etmeye gay-ret etmi ş ler, diğer taraftan müslüman devletinin münferit k ı s ı mları nı n
ş ahsi özelliğ ine, islam ş eriatinin Cihân ş ûmül hususiyeti içerisinde te-,
millat vermek istemi ş lerdi. Daha III. as ı rda örrün K yasa tercih edil-
234 Terceme-i hallerinde kendilerinden haber verilen evvelki zamanlar ı n alimleri, ki onlar
pozitif bir mezhebe ba ğ lanmay ı p aksine münhas ı ra.n hadise ve Selef'e bağl kalrlard ı , böylece
Zühiri mezhebinden saydnu ş lard ı r, zira bunlar ortada kalmaya mecburdular.
235 Böyle bir örf, 'Adet diye de isimlenir ve ş eriattan farkl ı d ı r, bazı memleketlerde isltuni-
yeti kabul etmeden önce adet olan hukuk, ş eriat ile yerini degi ş tiremedi. Buras ı yla ilgili önemli
bir bahis, Chardin, Voyages en Perse, L. Langles ne ş r. (Paris 1811) VI, t. 70-75'de okunmal ı dı r.
Dügistan'daki müslümanlar aras ı nda 'Adet'in yay lı ş ı mevzuunda bilgiler, George Kerman,
The mountains and mountaineers of the Eastern Caucasus (Journal of the American Geografh.
Society 1874) s. 184 'de bulunur; Malezya müslümanlar ı aras ı nda da ş eriatin pek çok bâblar ı nda
hülü bu güne kadar Adet yürürlüktedir, bu hususta Van den Berg'in Beginseln van het Moham-
medaansche Recht adl ı kitabnn 126. sahifesine bak ı lmal ı dı r. Iazzâben (Fukahâ) taraf ı ndan
kullanı lan dini kanunlarıyan nda bulunan Mezül ı 'm Berberi milslümanlarm ı n Kanünn) da
buraya dah ildir ki, bu hususta E. Masqueray, Journal des Debats, 12 Ocak 1883 (Le Mezab, II,
II. Makale) k ı saca bahsetmi ş tir.
236 Kastalâni, IV, s. 103 [IV /92]: a> j„)j/
5,.;t:n jt;
. 4 : Q . ; 4 1 1
,; ; . d
; f l
ap l .) 2 1 1
164
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 209/245
diğ ini duyuyoruz2 3 7 ; yemin, adak, ölçü v.s. mevzuunda hüküm verirkençok kere mütedâvil lisam ve âdeti ölçü sayan ve bunlar ı hadis hüküm-lerinden ç ı kar ı lan neticelere tercih eden görü ş e rasthyoruz 2 3 8 . öd, müs-lüman müesseselerinin sistemi içinde de ğ i ş en, tebdil ve tebeddüle maruzkalan, bir yerin icablar ı na ve zaman ruhuna muvaf ı k dÜş er1 2 3 9 bir unsurutemsil edecektir. Hicri X. asra ait bir Yahüdi rivayetine sahibiz ki,ondan M ı s ı r'da bu s ı ralarda ibadet hukukunun kulland ı ğ ı esaslara ba ğ l ı
olmayan mahkemelerin ()dil kulland ı klar ı ve hatta at ı larak ifa edilenölüm cezas ı nı n hudutsuz oluş u neticesi ç ı kar ı hr 2 4 0 . Flügel, Hanefi fakih-
206 lerinin tabakalarma dair olan ara ş tı rmasmda hatah olarak örfü k ı yaslabir tutmuş tu,:241. Örften ba ş ka istihsam da veya Mâliki mezhebinin dedi ğ igibi istislah' ı da (Bk. yukar ı da S. 11) dört fı k ı h kayna ğ ı n ı n yani s ı ra
koymaya gayret edildi. Bu gayretler çerçevesindeşu husus ta
ş
ayan-ı
dikkattir ki, dini ilimlerin metodlar ı m dil ilimlerinin tetkikine de ak-taran 2 4 2 afi'i mezhebli Snyf ti, bu makbul dört kaynaktan ba ş ka, Ş afi'imezhebinin istishab' ı m da dil ilminin kaynaklar ı aras ı nda zikreder 2 4 3 .
Fahreddin Razi, akâid sahas ı nda umumi olarak kabul edilen dört f ı k ı hkayna ğ ı na baş kas ı n ı ilave etmek isteyen her te ş ebbüse kar ş ı çı kar; o
bunu 4. Nisa /62. [59] âyete dayand ı rı r (S. 76 de gördü ğümüz gibi, dörtf khi kayna ğ in ç ı kar ı lmak istendiğ i âyet): "Allah' ı n emirlerini 'da' etmeküzerlerine farz olan kimseler, yaln ı z bu dört fı kı h kayna ğ ı na tutunmakzorundad ı rlar. Ş ayed EU! Hanife'nin istihsan ı ile ve Mâlik'in istislalu
ile bu dört ş eyden biri kasdediliyor ise, hiç bir faydas ı olmayan bir fı khitabirin tağyiri yapı lm ı ş demektir, fakat onlar bu dört ş eyden farkl ı
iseler, onlar ı öğ renmek kat'iyetle bat ı l olur
Zahiri mezhebinin bu dört kaynaktan birinin geçerlili ğ ini sarsmakte ş ebbüsüuün akim kalmaya mecbur olu ş u gibi, bu kaynaklar ı arttı r-
mak isteyen veya bu kaynaklara tecavüz eden her te ş ebbüs de ciddiyetlereddedilmi ş tir.
237 Mukaddesi, s.2, 27 str. 9: ,„1,7 .1 1 L ic;4:4: ) 1 5 - U238 Kş l. Demiri, I, s. 400 [1 /412], II, s. 391 [II 12941 bu kazuistik görü ş e sebeb olan delili,
Kastallâni, I, s. 469'da [13398] (Salât, nr. 20) beyan eder. Bak, M ukaddesi, s . 310'daki mühimyerlere: a.g.e., s. 115 vd. 14,
jbdi Ayrı ca Hanbeli mecmuas ı Delilu't-talib II, s. 136:j 1
239 Kş l. Mevâlelf Ş erhi, s. 239'da insanlar ı n arninde selam ne ise, meleklerin iikinde desücüd'un ayn ı olduğ unu isbat etmek istediği yerlerle: 1;is iA
240 R. David b. Ebi Zimra RGA. nr . 296 (Venedik ne ş r., I, Vr. 53a) onlar için biriseri: (, diğ eri adi (ijo ) olmak üzere iki türlü hüküm vard ı r.
241 Abhandlungen der philol. hist ı ı r. Classe der kgl. sachs. Gesellsch. d. WW. III (1861)
242 Bk. benim Charakteristik al-Suyûti's etc. adl ı makaleme (Viyana'daki WW..akade-
misindeki Tebliğ 'de, Phil. hist. Cl. 1871, Ekim ay ı na ait Cüz, s. 14 vd.). ,
243 Sprenger, Die Seludfacher und die Scholastik der Muslime ZDMG. XXXII, s. 7. Buyerde (nr. 3'de) j91,11 yani nakledilmiş değ ilde, rivayet edilmi ş ş eklinde olmal ı dı r.
244 Mefâtih, III, s. 361.
"244 .
165
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 210/245
L9I
• -g 'TP.po3 s
.r. ' T r ' p O
fro 3 s
x A
v:7: ;04-0 .- 5
fp-r ,w rij :-n .r.'
1 ç 7 ) , cr.]r° Pr"*""):c 1r w l
- < ; : r .ıf0 ( £ w ! + - 1! ı rt.nrn
v ?ı
Ç r ' : ( : )
" " : n
( 7cr-?"'e:nr1f . ı ç c ı
u ; l f - ) C fir * r ,,: rrCi dw
.rytIc?'
1 ( 1 5 ' 1 5 : = . r "r;. r w i ( ?‘ iç1 - c C e r 'jrF'r" i II -T şrv c 7 cf.r."r ı - 1:r
ı ı r5 'i c)- 1 9
r .?,f5r ı !7 - s i c ., 5r !rr .' - ;¥rqr1M
vi:" (CP r:rf?n. . ..; r 5 -)
1 c ?1 1? - ) 1 7? 5rc074 N - 4 " -- ' ' 5 1 u ( 1 5 'er'r ,
(1
( . 1" 06 • ı Z —Sl§t)
: u o p u g a s a T w e s f ı - t t I qi mjuzufi uqI «III-1
uaganyı t
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 211/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 212/245
1 .3 ,A) Jr Jp5 1 1u Yx .; I ıirf
^ll J t; t 1 2 1 - 4 4 >,3 3 1 J ı ;
• c:A0 c J9o 1 41.Afi jı 4_ f t ;C t ıli p L 5 - 3 1 C . ) : L s1 Pi
e tt j>ijAr oiP ‘Si jj
412P c . f 1 .¥ 0 5 k . l 4 51 L4„;1 ii
13)▪
L5. . . ı 1
c - N s a ? . 5 k . Lçjji e . g . i..")j1 - 1 ; p); J01 2 . 4 : Ili
. ) , 3 - 1 4 ; 1 ; 4il;6 ;1 ,
‘ 5 A JY: (1 4
j. 1 › , J e - t :P d ) ,1 1 ‘ . 5k)
Q.-L11 jtk~ t ; 2 4
c
im UjPk > - 1$I L %. ) ; . ; 1 jP il
1 1 1 4 1 . P . 1s i t ,b 3 k . . . 35 1 JouUP
1 4)IAla JA ı 1 4 , 1 , 4 4 , J›..upc_pu;s Q42
5,6 L sw,i j t; i Cj.) uyâ ı ık iTjrPıp;
J j, J •",-
ı 4 w,p_ ı
k > u,k,
‘_ 5 * . < 1 ! vl 4iç r lS.ry I c j A ÇIN s; 1,f r 1 S5 . 9
j,„i, ı S " L i _ ı p ı „ : 5 lti;›-bi,: , ı .<1 I.l y . u m t ; i i ı
1 3 c o d .1 4 V r . 4 a .
16 9
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 213/245
Q4124 . S
41p uv,a l l jy z . cJ. cj . ; 1 1
: t 1 . 1 1 J L ) . 4 ; L I N ‘ 1 1 P
,
j:--/1
‘ . A l 2 A . : 1,:ı ;7 1 Jt; Ç ı jp }J I
1 3 1
e ; i1191;
v^ lspyl j; 11 . 3 c),a. . „pjfk?
jj I1, . t . P L 5 1 2 . . u . 3 5jtryl1 , 1 - S
t 5 1t;t 4 , 1 5 'i
P1 . 1 )
is)z: : 2 5 1e t ; e .1,0
jTi, *L," 0-U
J..UP
4 ) . , 2 , l a ;; 1 ; Z , . ) - 1 1 ,
< * - ) 1 .;.7. 4 - 3 .);2 1 ±•*1 J : 3 4.
J U g , . 1. :1 , a l ıj)„
z ; , 1) :4; 4:9
y,t:I
;
. :95k>-
4 . . ) ,A2 LA, l, J 1. 5 .3jp."1
; i ; J Q m t . pu.l Jlsl 1 9 ) &i
15 yani:I i6? , belki daha iyi.
17 Vr. 4b.18 cod.
19 Vr. 5a.
1 7 0
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 214/245
J 4) ja,p 59 )4 ;
c j r.1 ; / ; 2 4.
c L t ! . . 1 1. A 3 1
s_ti t;3 ) 2 1 1
;11'41 o-L% c 3 Q m ı : . : 4 1 1 ' ;Ji);? . l9 2 ° ) . J UItsjUS"
4 ; t : 4 :cvc 13,z L.9j).
CJP1 4: r : ; 2 1 1 % . .% L z
cl fa - L o JtjI v. L y : , j t , 4 1 , 1 J4:3 Wtio e - ç ‘ z 1 . ) . : 2 1 t ; . ;
S k l p 2 4 - 1 1 j
ji.111,1 cy.
,ZIA51,!.4 .;j ,c:j_ ı-,>)
0:4 y4 )4i; U.
5 A j,,42.11 L5 4 j,2.p L y4
; J ı ;
jp ı „ : A
IL ,)
2 )
.51)1 j f t,1
t; L 51)1 C. ı b k 1 2 ,
(5 Î.j
,1 1 1 , c ) ( it; 4;Iz ı J j. ,)ı ;
4 c i -dp
jt.:; .5,31120 Dictionary of the technical etc. adl ı eserin 390 sahifesine göre "istil ı sân", Hanbe-
lî çin bir "delil" hükmündedir.21 cod.
1 Vr. 5b.
cod.
171
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 215/245
L ..):)1 7 . 1 4> •5'jt ; l Aral J . ,/Z u l L rs t : S ": ı ts" Jt;
4 : t f lt c:A, ci
L1 1 .1 : p 1A lA It:;
cs : . ti 4 . s Q . ;Ps ;45,1(*. ) 1
ı ı ;„ L ı ı14: ) t i
ı ut;". Uç-
)1s -
54.2; ‹1
JJ! C.)W JA Jı
;J Ui) 1 .,1 3 -1 Jlia ;
IA 1 : ;x 1 1 d t A 7 4 1 c : ı l (:.. 4 )(?), ! .11 LA 1:-1,: ) t A i
. C u 1 L 1 - z 5 ` cilr 0 . : 7 ; 1 :1 ; r, z 1 1 u.;JP
I . 0.2;
4 J . 1),:a;.5;21 y, d :s 41 v ı z s. . . J:1 _ y
J3U-I .)1;
4.5 J I
y .6.Jp ÂuI jA li l ijl5j
4 2 ) )4 -t; :51 c)1 : 7 i 1
z z ı : l ) tçj* x ; . . j
Jt;i Irt2 i , Lsi a . . 4 >. bt.c 431..
Z- J aşi Jt; e , , L 4t; Lı 1,.>ITj - x 4 . ii Eti
(.411 J3. t;iit;1 1..) , N ıı . s1 J.vJ
.1 L..J.t,- L.1 * e _ t :..t/..y 1 J11 cı e J A Î
Z4l); f 1 4 işiLi
jt!',b c *:r Ca, j.L.1;
Jt;
..UP (st j
, 1 21 4 4 3,- 5 )4 1
. 5 1
.)
3 c o d .1Vr. 6a. 5 Vr. 6b.
1 7 2
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 216/245
t . 4b e3 JUJ du l !..ç)J1 lr cj ı ı tj
A .A iQ 9 «jiı.j ı d. 7s• 1 4 1 _ , 41
d ı .;,L;jp3. ) 1
4 . 5 11 5 : ; J Ic sT ,
e p t 1 2 1 , 1 v A r ." 1 : 5
cji
„ 1
3 5 & 1 2 ! I vA[ r ]s - : .11 » j. '1 1 1 .5) 4 1 Je 9
1 2 ? °,11 J . j ,: ) 1 .t,.; 419 ;
j 4 ; 1 0 s ç,ı, 4,41, ,:y 4o t ,
dtwiJ I J.4{ J.) ; I c : 1 _ , _ A S "
JP
0 ;5 9. Wp l k ,
erc1 4 cs`' `^ - . 1 . t ; Ji c . . . 4 2 . ? . ' " J
c *. ) I . ijt ;
jiLti ^ C ft y ( . . . 1 5 k » , ; 2 J s c . : s s"1 : 1 ; Q „ ; , . . i ıuuiı ; c . ) ı i
04; j iLL 'A 7 )L ç
*1 12:1 i 9 1 1 , ( 1 . 5 L . A 4 5/ (.y ? 4 . 5 A ; , . . 5 : : • s1 1 . ,y ; : 5 9
ei:IP ;t>.'i> a; 1 9 L;,- ) ) , , 5 k , ' y l, J .d I Lb 3 d.T
‘ ! . . U L A5 . ). 1
. ) ıs) ( 5 , ) , " . k i mbr J 3
(S 1 ') JP L ' W- 1 ,1 1 , 4ç Î. j 3;> z›- l e/
9)j 4 : 9 u bo `
6 V r . 7 a .9 c o d .
7 c o dc o d .ahminen .k,?
173
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 217/245
Jli5 . 1 !
4;e1 ı L. J
11 J
4l;5 /1 ),);ı 9
o ) ). ı LÇJLi
0_7 ı ; c 1 ,./*.yiP.; • AlA J 71, :5_ ; L %
;L.v.2, 1e 4;1 J .c .
.7 4 3 1 .,
JP51J t › - ‘ . 5 )* 4 1
C J I J 5(9pp ak l
j 412;5 13; 1
•ı a ,1,..A.), 4.:A .4P
4 J . ; 1 A .;s-)JAjA‘ s ,4J2 ZIA Cj l; L: S C . . . 4
o t ; . ı ijj 4s ;P 5 k 5 « :,1;
J 5 S3 L .,42.?• j.%1y,l;f•jtira u I L b,„ı i V, y ı
L c L 5 ,291 Li Lso2;;.;
,. 4 1 L it
l40
J ı is2 1 u:a ; J u i3u.dt;
4 )42:6 f i l,'13%. . , • • • • „ ` i
c s . i 1 15 = x 4 . › . -
ciÎ. )+ 1 15, : ; 3 .) lr
10[.).)4,...„1ş
eklinde tamamlamak gerekiyor,
1 Vr. 7b.
12 Noktas ı z ,13 Vr. 8a Burada, kı saca ald ı ğ ı m uzun isnad bulunmaktad ı r.
174
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 218/245
-t;s l .;
1 4 );uul ıt.; Ltpf.L e l§y- t
4 1 ; 4;t ; ı
1 , 4?: J p ) lA c ; . 1 . , , , a 1 1
j 14.1,} dl.; .Z . 1
j:4 3 1 t;j 2',.s4
st. ) 1 1
-t›- 9 A1 (*.ı
tS *.)t.
, ; 4 1i41
5 )0.b-ij1 .j. 5 1 . )
. 1 z 4 h
cy•Ut.y . ı ]' J ı 5 "
, 1 2 )[;›,,j's 1 4;19 14.4.)JP ( .5iiı,e L S •1 ;
)[‘7"-^2 tA .,1 4 -3] 4 :5 1 j4A; 1 LAk,- 1
17). . . .
. 5 : û . t Rı js e
ı .):N< ,
ı)
e 'S/U tt -C: il •Z ' . . . 4 3 .7t,Pşo
l'h4";')< '.i l4 1 5. J ) 1j . . t . L < L
4 . c . . j4•thi 0 . 3 1,:-t
Q :a ;-4;
L,:4;yj- e . . . . : 3 eAtoe.o.s..9
j• s •..b.,„-.1.1biPa w T tJ l il cji, : g . : . e - 1 , 1 ] i Ö,.1 j5"- 1 8 ) 4 : . . . .,; 1
ı s G U S , 4 1 „ ı ıf.,) , J 1 ,
14 cod.5 Vr. 8b.6 Noktas ı z m e t ne g ö r e : , ,a - 1 . 2 . 3 ,
17 Noktas ı z :.5 ,„; , ,?
18 cod.
9) cod.
20 , _ , L 4 1 kelime nden sonra 18a numaral ı varak gelmektedir,
1 75
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 219/245
c . )ı
i
J J ı • ı s9. 1 , t l . m 1
jAl• J
► (, 0
c : 7 4 (J 4 4 . - âslh „a1 1 L 5 " " )
1 „ ; 2 › 1 ,
c5 t . ) , . . * J t a m -
5 1 ) 4 )51)
j;ef Le 1 , 4
j, , % > & • , > jPj "1¥2.42,3'. ‘. . .U t A
L j , > . ıi › % ır: ı ;LS
Jtij
ĞC< .
j J L b bC 7 1, 4 1 ., G ; a
J . : 4 ;1;
t.3jjL.5. ; ı j c s ji ui ı
U ıj 5 , 5 ı ı ?. ııı J3k,L ı 2 ) J ı
( 'Jik .§ 9 1 c.i. ş tS
23) ‘ 5 , : o ıJ Aı aj J n ; 1 : 1.f t .J z .„4 , " „ J ıı . ,; A : u ı„ ı
< • _ ) t ç 'ji ı .‹. ; ,x 4 , 03 , , ‘ " , 2 -b < - 1 < 1
J- pui : 5 1 t ; . < 1jA
- . > „1:JI jpi jp.4 .3 1 2 " ? . (J I L4- 5 5< vj.f ı<; U J ji
j%ot.•*, c .Ç 2 dt . ;: , ; ı J ‘ ,..51>.:jğ9Z 1 ? :. . 3 1 1
c) , . .0 1 2 4 ) 4 4 . 1 A, 1' t;
Fr;"b .Y - 4 ) 1 J < i
Op. J*,r. Jj; L ;11 uJ. 1 1 Z ; ,1
21 cod.
2 cod.
23 Vr. 18b.
4 cod. 11„),
1 76
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 220/245
e _ r: ıs 1 , 1 t , . y► ,1 J ► j
J 1 2 : . 1
1 ) t
(ir . c . 3 5 Z ; z 7u l L is t.. J
.? " 1.;4
‘J ►
J ı i z k ı . < 1 At ;
4_411).71Jt; j GLt ; 2 1 . 1. 4 1 4
4 : " . . < 3 3.5 , 4
4 — ? lız .z
‘:k5b
. ,. Î ı :;..),ı ı , ‘ 3)"
4 1 ,s; 4 ; 1I ' ,:jy G etsı ı ıA;
1ı ı ı .
L, „ Wt; ji,t ;. . ) 1
-k i . 5 1 2 1 It".•
4,Q; j v..C m t ı l.J 1 . 1..
1 Burada uzun bir isnad var.
2 Sa'rânl, I, S. 61
k , ; ,:; [cümlenin sonu
jolduğu için
lmas ı daha
uygun olur, C. Tunç].
3 Burada ifade edilen "kötüye gitme nazariyesi" daha güvenilir hadisler içerisinde
de açı kça görülür; Bulı iiri, Kit ılbu'l-Fiten nr. 6da görüldüğü gibi:
)r 4;U12;s . z . 1 : 1 L .: : ; 1
c.41Bu husus, isliimiyetten önceki Araplar ı n dünya görüş ü imiş gibi görünüyor. Durejd b.
al-Simma bir konu ş mas ı nda ş öyle dedi:Ç, Jj
E ğâni, XVI, s. 142
Vr. 14a .
* ihktn, VIII., s. 29'datj eklindedir.
177
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 221/245
ı 4 1 . 1 ; ı t S "
5 ) , „ „ 1 : 2 1 1 , ö s .11 Jti 4;1 Alp ,s ,j): • •
L I ;
jA ı j1 2 ; J . J 1 4 ii;..3;£1.4 0ti : JI; ; ı 9 71 4: " . f . ' " .
Y s i>ı . cj: 1 -
j lo 1 . .1 1 4 1 1 4 _ 4 - S "Jt: ij1 3 1 , t;
)‘ ‘s
„ m y i l ı. . • x ı ı . 1 A .. : 1 1 . 5 1 1 4 . a -jI1-Usi FJ : 4 1 1 j
‘:jç -t . 4 -
L :7 4•JAA 5 k 5 -;2)
J) ;11 j151„; .3 ap-t) 4;li ey .)u l
‘•.).• =y949 ‘ , 1 1lî cP - ı ,
•Prut>%.,4Ji a . 1 11 2 . AL ı4 4 .
a)(?»,15 c. ) pj c aiı
„„t ı t i.. ) ,.2.,y . ı iiJ .
JI; L o ; L I J It)L . : 9 L 4 . . I J L ; a . a 1 a l ‘ : : . 1 1 .ti
, VJ . ;" - 1" u4-u .> (3 , _ ş s — • J u Jt;
5 cod. 0, 1 „ : ; „ , 1 1arfilmaks ı z ı n. Burada 59. Ha ş r Suresinin 2. ayetinde-
ki... I3 li cümlesiyle ilgi vard ı r, bilindiği gibi kı yâs taraftarlar ı n ı n delillerinden biri
budur, Bak! yukarı da: s. 76.
6 cod.cod. qq
8 kş
l. Suyüti, Muzhir,- II, s. 163teki fakiiı ve dilcilerin çok ilgi çeken aç ı klamalar ı
.a) !bn Hazm, ihkiim, VIII, s.2'de
eklindedir.
9 Vr. 14b.
0 cod. h11,
17 8
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 222/245
rld 4.42!s - : 1
d5U- ı j.J kl, r 1,)-1k ., 1
1 1UyA) 5,Pi c 4ii ıt , > - t i ri,,e> J3.4 Jj. . .).,PL1) :5 /0 a.s ,I J ı ;•3I it;
‘5P LS ." ‘ = 4 ' C S ' )k !.53
JU 2 3 1L)! ı âm, 141.. j' 1J «L s . . a % . 0
cSi't JA lc. -5 / 3 t / b ‘ 5P ‘Si t.• 1 2 )13it ıl
Jt; J1;
)P .,
e > 4:1;2;
JO j!,.•US O c) ‘.1 , 1 1: 7?-
Jti) , J A A4 1 ı
IA-5Tı 4 - 14-9
cfju 4 . : ; . t „ ; ; L i ı
£( . 5 4 . 3 ‘J-J !! L 3 , , ; =' !ı ; J ;
4 ;ı
,5;4
>j 3p LuıJ,
s d L s .r.4 )4 . • .,›-
JI; G 4 1 ›k l . „ ı. . L b J,- ı 41 J J,2f.
ji");„„tal ı ı.;..›.1. v 1 , 4 0 0 , : u b
j . ) L s ,ı31 <4; L i cb. . . )j...ügp
dt„; L s 3 1ı ;d ı .„; 4,b; ' 5 ) L i
r ı.I. ;C u ı
Jti . J,I)Pi
cj › . ;:0.;1; L U ,:•,1
11 Vr...15,ı .2 cod. addit: )11.3 ş üpheli; cod. 4,..1.
[Goldziher, burada tereddüt göstermekte hakl ı d ı r, zira İhkâm , VIII, s. 33'de .4,...,11 ş ek-linde geçmektedir.]
14 codri-•5 Vr.. 15 b .
a) İ bn Hazm, %küm, VIII, M s ı r 1347, s. 33de (: ):J 'dir.
h) "
'
. 33de ; .„ ,;,1.1' dir.
". 33de 'L L 1
dir.
d ) ,,
5 95 . 33'de cs.) 1 3 'dir.
e) ''5 9". 34dei3 'dir.
1 7 9
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 223/245
Jj; . 3tı lt.;ti J,la;
Z >
f rfri 41114,li jAti
Jti ' 6 ) ."11..t.,p • LUL. twP *.CıAti -t 1 . 1 1
. Z z I (it; ti3 T3dbt ; 4 X c ji..) Ju U-J .;1 ft., J t; L .) Ju
Jti 4 ;11 7 ),up
J, .11 J 32 ,.. k4. r t ı)sjti L5 1 .:P jjka-i
ft
t;
. ) A
A i ; a ı . 4;22 J .J4
IV .
İ mffinu' l -Hara ı neyn'in ibuul-Firkah' ı n ş erhi bulunan "Varakâtfi Ustili'l-F ı kh" adl ı eserinden:
(kş l. s. 64-65).
a) Vr. 12 a: J j i 1 I Cf•j 5 k 1 : 0 % > /)jstis ; k .. . . . . 0 .3 •
4 :IPp)41p
► ..)1, J"! /. ; , 4
j
2VI v . Akro „Ip j . 1 . . 0 1
z . ) ı
Jr 1 l P
, ; ( ; , . . . „ J ı. .A . .. k „ .:) P• jl . . , 4 1 1
ı ıt.; Abi; ' 5 1
4 .7 4 .S.4;i2 1 4 . 1 ? - uo ; jU G • 4 . 5 P , 4 1 b. ;A1 â o a.t ı ıA; : "
jtg,: ) 1J JLO Cti ► . ) Le
16 cod. hkâ 111, V İİİ . 34:
17 cod.
1 seil.
2 cod,
3 cod.
4 cod.
180
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 224/245
.3.31ig ı .; a1,9, cu1Jl jp
tz)) 1 _ , 5 1 J .:)hL ,cI 4:A
o...UP a; ti( ` ' < $ei Tie L 3lit;1
;51 , 4 ) 1til ."; jAV; Ö5L42.1 ► t o t 2 : 7 ; 1 j'§» 1,1„_
4 1 . 3 1A
,
1 1 !
b) Vr .17 a :y . . . b .
4u11 Lutii3jpLrl 4 ) 1 1. 4 1 ; 1 1! „ U . :S !JAA
r.))i L 5 . 1 ;
j s .*.2ii i )X ıii t I A
« ; j j . 4 . . . . t 1 J - J
i A: 1 1 .5jjj J5-1
t c
L , x * , _ ) 1 1t.; 4 1 .,; ;,,, 5 1 / 4 1
j5 k , a 1 ►:5ti jt,; 4 1 )i:> s .3 dt.5
„*.„;. t.t.;_ ) , J..., c L f : ' , .>L/L . 019i 2 ) . . U . 3
3 ) ;
)1 ; t ı
;t.;t,..; 41i;
-cod.
6 cod,;f ."' •
1 Ğa-Jj ş eklinde düzeltilmelidir.
2 k ş l. Ib•it Hisâxn, s. 674, 14
_i 0,1
1 81
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 225/245
V.
Ebu Sa'd Abdu'l-Kerim es-Sem`ânrnin Kitabu'l-Ensâb' ı ndan
alınm ı ş t
ır. Hschr. des Asiat. Museums in St. Petersburg').
(kş l. S. 24-27; 93.-96).
1. Bölüm: s,k3 L 1 1 J I 2 )•
.5j. 3 . › . 3 1 ., „ . . : , 1 1 olat -
.74 % 1 1 1 jsl5) .5 Z . ) 1 4 . 2 1 , , (5,1
‘ : yP ;;S-e
41.alS.
(3t,j;, oyap 4 .3 :u?,1-3,11 a.RS , 'Jtçy : , 1 *.j1
L ijğ
c 3 1 ,Aib. , r !ğ l
y 740 4 5 1 yr5k,.4
• (.5riLI1C 1 3 - t p y. I
- ı ;sjkz.t i ı. I i1. I
,? , ı _ k l ı)rv-kJP5P.
• jpı t s * "-
C.7)a))1 : . We
I 4:ıjs . , 1l f i) ) .,
yI Jti*A c • v 9, ı z, c sjli1 4 . 4
yi - J.t; alt> c.)t.s-1. J12i. ı Ti 4:.9% !
J1 ; (&. J ;2, jp
, rAt3 ‘ ' . . .J 1 A )
1 S. Notices sommaires des Manuscrits arabes ete. par le Baron V. Rosen, St. Petersb.
1 8 8 1 , S. 146.
2 Vr. 162 b.3
eklinde nisbet edilmeleri bir F ı kh mezhebi olan Dâviid'a isnâd edilmeyip
Dâvûd ismindeki herhangi bir dedeye nisbet edilen isimler burada yer almaktad ı r.
1 82
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 226/245
2. Bölüm:
riej
....)101
. .
jb l i ' 2 . 1 1
j, ..lS «si,bu Ç ;j, ,4 ı-JTf; y ı :p csj,P
b, 1
v l W l ş p ıL s A i r „0 1 "siA l s i b
c „ ::7 1
5 . 4" ' „ „ !ı ı ı .Ş. ,4
r i . 4 1r‘:
z 1 ) , 1 1u b 1 , 3to, vtsj J AUI vı ı i
«Lsp rUl› j 1 . 3çjj
u 1 0 , 1 1. ) , 2) iç? - 1. „ . ı
, 3 3 1ı. 4 1 cS- ► t a ç . rA t
Ç9 ' j.).)••`'f-g`). t ' 1 " 4 1 '4s . 1 42J . .
4^.•i(it; j)4.:,1
5)4;1ts5 r , ; 2 1 1p;j
(*jUI
jy . 1 J t; "L ıi a1 z);
yej.": . 3 1 . 3
‘I ^:e 4 2 11 ;12 , , ; li '1 1j 6i; .) j,aUl
1 Vr. 280 a.
2 cod.W olmal ı d ı r, jj5 ;d1 olamaz, zira bu bölümde bu Abbt s'ta ı hiç söz
edilmemektedir.
3 c o d . 4 cod. ;JelkiI ,5 Vr. 280 L.
183
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 227/245
1 . . A 1aI J leY . >
J4'1 1 1„ < *zs .:.4.L.Jj;.jf i
Jij k‘f
,jl ı.L +j5 1 4 .,
. 5 iL3:41)I : Jİ . ) 1 ,7 „4 1 ,jı ; «j ,<s ı
TJtpJ ı , ; .% -2 1 1
Q.Lp:pJ"jiı i
4 : 1'f r t> jie . 4 1 : . . . i2 ? 41i) -lou) Z 2 1 › -
4 . ) j < 0 (9,4T? QUI! yak : T.r 4 Ij1 ; . 3
, › 3 1 . ›UI
c 8 ) 1 jAi l 4 . 5 . 4
li>t ı 2 1 1cil .th. vNt . . ı e 1 1 Ls . ) 1li;lz.)1 ,
. . 9 ) 0 )1,.2.1 alr „ 5 4 3
(.51 : 4 ; 2 1 1 , ;_ ç f , l1 : 1 1 1‹)
y e t v1, s • Ğ: o:J C L U I.54
jp1 -‘5 . ) ; . l 1 : 2 1 1 A . . . . . ; 2 41 Q 1 1 1 0 ) , :j 1
‘: " P .V ii .>
j,i4tAr;
‘
s j. )ri4 1 t L 4 - 1 li)LciiU " ; 4 * . > l ç ;1 1 1 . . . ı .; p.sj,,i111 j; 1
4-4. 1 . 0 1 ry t
6) cod...1.1.,;..
7 ) cod.
8) k ş l. Abu-Mahasin, II rt.Nv‘k•
9) Burada bir ş iirden bahsediliyor.
1 0 ) buras ı eksik., Fihrist, s. 218, 4.
1 1 ) cod.
1 2) cod.
1 8 4
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 228/245
2 2 8
OL:kHAZA I.
(10. Sahifedeki 13. ve 13. Sahifedeki 24. Dipnot için)
Ş IIRDE RE'Y VE KIYAS
Ş ayed biz daha II. as ı rda bu i lm i münaka ş alar ı n ilahiyatellar çev-resinde yap ı ld ı ğ ı n ı , hattâ Halife Ilarf n R e ş id'in k ı z karde ş i ş air Ukyyebintu'l-M ehdrnin (O : 210 ) bir a ş k ş i irinde o gün ün bu akidevl mesele-lerini ele ald ı ğ ı n ı nazar- ı dikkate alacak olursak, re'y ve hadisei
akidevi m ünaka ş alarm ı n canlı l ı ğ ı hakk nda bundan dahaiyi bir fikir edinem eyiz:
"Sevgi meselesi öyle kolay bir ş ey değ ildir,"Hiç bir âl im sana, onun hakk ı nda b ilgi veremeez;"Sevgi, öyle re'yle, kı yâsla, düş ünceyle tertib edilemez'.
An a fikri, "Sevgi zulm üzerine b ina k ı l ı nm ı ş t ı r" ( jy1:- s Jolan bir küçük ş iirde, ayn ı hanı m ş air, ayn ı görü ş ü ş öyle ifade ediyor:
"D elilleri güzel s ı ralayan bir â ş ı k, sevgi meselesinde tasvib gör-mez" 2 .
Bir taraftan k ullan ı lan günlük lisanda, di ğ er taraftan dini lisandare'y tabirinin m uhtelif kullan ı l ı ş ı hakk nd a (dipnottaki) iki küçük ş iiraç ı k bir fikir verecektir; ben onlar ı n nisb eten eskiliklerine dair bir hü-küm veremem ekle beraber, bu iki ş iirin birbirinden ayr ı olduklar ı n ı zan-netmiyorum.
1 Kitebu'l-Eğclni, IX, s. 95'de sadece iki m ı sra vardı r. Ben ş iirin tamam ı nı , Huzzl,
s. 19'da buldum:
di4J 1
J : .çk il 0'« : : 211! Y, t%JII? ç yll j't 4,4
jyJ .1ı . ıas :
2 Kitabu'l-Egtini, IX, s. 89
c 4 - '
:>••••. 5 . > < J 1.5~"^•' " ? . < - , 1
Eg ıiı ı i, XV,s. 146, str. 6'da ş ilir 'Ali b. Hiş am taraf ndan ayn ı tarzda kı yils ve istidlâle sevgi
meselesi içerisinde i ş aret edilir:
j. I : 5 j . .1.0 3 j
185
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 229/245
2 2 9a'ra ı d, I, s. 62 [50 ]'de ş unlar ı okuyoruz: Ş a'bi ve 'Abd urrahman ,re'yi kabul ett i ğ ini gördükleri birine i ş aret ederek a ş a ğ ı daki ş iiri okur-lard ı :
,YI4 .1 e,.lf4s4I
JJ Uı * T
Peygam ber M uham m ed'in dini , seçkindir, gençler için rivayet lerhay ı rl ı binek at ı d ı r,
H adisten ve onun tem silcilerinden asla yüz çevirm e! zira re'y gece-dir, hadis ise gündüzdür.
Ibtal'de (Vr. 13b.) ayn ı beyit aş a ğ ı daki bir üçüncü m ı sra ilavesiyleAh m ed b. H anbel'den nakledilir (sadece birinci m ı sradaki kelimesi
yerine jl:J 4 1 seçiyorum, kelimesi vard ı r) — [halbuki bu kelim enin do ğ -
rusu: ji.:04 dı r; Bk. Câmi'u 43.; el-Hatibu'l-Ba ğ dadi,
Ş erefuHadis, r. 163. C. Tunç].
jiTc jl) iic .
"Parlayan Güneş
nurları
m saçarken, nice genç hidayetin izini bu-lamaz".
Il n 'Abd i Rabbih'in K. el-'Ikdi'l-Ferid, I, s. 25 [I /63]'de mecht lbir ş airden nak ledilen bir beyitte ayn ı fikri buluyorum ki, re'y tama-
men baş ka bir kullan ı l ı ş içerisinde geceye benzetiliyorP 1 4 1 1 Jli
J:k). T . 1?
c }: ^ 4 . . •.4„ 1 . : 1 .) cly 4 İ •!Jir,ı . T , T
Re'y, kenarlar ı koyu karanl ı k bir gece gibidir, fakat gece ş afaksökmedikce ayd ı nlanmaz;
"Ba ş kalar ı n ı n re'ylerinin ı ş ı ğ ı n ı kendi re'yinin kandiline ilave et:
böylece kan dilin ı ş ı ğ ı artan ı ".yani, senin görü ş ün yaln ı z olunca, karanl ı kt ı r; a ş ikar olm as ı n ı istersen,onu o halde b ı rakm a, bilakis ba ş kalar ı n ı n görü ş ünü de al ı p getir. Bu-rada bu iki beyitten birinin di ğ erine ba ğ l ı olup olmadı ğ ı , ve akidevt
J1 çt) ibaresinde geçen LSI) kelimesinin profan (dünyevi) ş air
tarafı ndan daha eski ve al ı ş ı lm ı ş manas ı ndam ı yoksa aksi manadam ı
kullan ı ld ı ğ ı tayin edilemez.
18 6
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 230/245
M İ ILAHAZA 2.
(32. Sahife için)
'İ
lmu.'1-İhtilafat
Fı kı h mekteblerinin ve onlar ı n imamları nı n birbirinden farkl ı ö-rü ş lerinden bahseden ilim, Hz. Peygamberin Ashabn ı m ihtilafları ndan
oldukça farkl ı dı r, ve bu nevi ihtilâflar hadis kitabiyat ı nda mevcud-
230 dur. Hadis kitabiyat ı nı n bablarma ş öyle bir bakı ldı ğ ı nda, muteberf khı n herhangi bir meselesiyle ilgili olarak muhtelif Sahabilerden ri-vayet edilen çe ş itli hadislerin birbirine z ı d düş en hükümler arzettikleri
görülür. Zahiri mektebinin noktay ı nazarı nda!' hareketle ağ ı rlı ğ ı hadis
ilmine veren hâkim fı khi meselelere gelince, tabii olarak Zâhiriye mek-tebi, birbirini nakzeden rivayetlerin biri veya di ğeri lehine gösterilecek
keyfi temayülü metodlu bir tatbik ile göz önünde bulundurmak suretiyle,
ihtilafh hadis vakı aları n ı n tenkidine pek büyük de ğer vermi ş tir. Butenkidi ba ş ar ı yla yürütmek ve tatbike koyabilmek için, bu tenkidin,hadis ihtilaflann ı n ( İ htilafat) pratik durumu üzerine kurulmas ı gereki-
yordu, Merv'li Muhammed b. Nasr' ı (ö: 294), bu ilmin en büyük ustas ı
diye öven ibn Ham' bu ilme büyük bir önem verdiğ i gibi, onu tavsiye
için eski otoritelerden pek çok rivayetlerde bulunmu ş tur: "biri", ihtilafı
bilmeyen felah bulmaz" dedi, bir di ğ eri de" "biz onu alimlerden say-mayı z" dedi. Malik'e göre ihtilaf ilmine vak ı f olmayan kimse, fetva ver-
meye asla kalkı ş amaz ve ne var ki, Medineli me ş hur alimin bu beyan ı ,
ameli fı kı h mekteblerinin hilafiyat ı ve birbirinden farkl ı lı kları yla ilgili
değ ildir; ki bunlar — gördüğümüz üzere — zengin bir kitabiyât içindeinkiş af edip yay ı lmaya muvaffak olmu ş lardı r, bilakis hadis otoritelerinin
ihtilafh beyanlar ı m ve birbirine z ı d düş en beyanlardan birini, diğ erinin
lehine yürürlükten kald ı ran durumlarda Kur'an ve Hadisin nasih vemensöh olan yerlerini bilmekle ilgilidir. İ bn Hazm'a göre, Ebil Hanife
1 Tehdi), s. 120, Tabakatu'l•Huffiis, X, nr. 19, KO. Ebst'l-Meht sin, II, s. 170 .
-187
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 231/245
ve Ş âfri bu hususta ayn ı görü ş te idiler, fakat bu mekteblerin kâdi vem üftileri bu nok tada, kay ı ts ı z ş arts ı z tabi olduklar ı m ekteblerinin im am-larlyla apaç ı k bir ihtilâftadı rlar.
ibtai, Vr. 19a:
ı ı - t " ;. ..55k:1:J Ai (.;:t1: A.• t-it;
J32 ,ı i 4 s3 3 . 0 1j•L:P
J ;3 )4 ‘ 5 1 . , ! . 1 1 1 4 J rı 2 I vy3 ‘‘..f t 5 1 :
J ı ;A T41 j : sı ‘4; 4 , „ 1 - . 1 ı u51.1 ı : ;2
z . ) 1 ) 1 1 4 :„. L3 . 4 1 1 j u ı J),.,: 3 5 k z . 1
3s t . t ı ı )31 J ); Ii.» -14.4 y1 Ju c L ik ‘!„1;.1.f 3
;inç 'h t e .z ; 1 „ ,
• ( . . ? ' V c ip 0..1: 12; Ij.3I 1. j; : 3 1 5 4 .! . 1 1 . 1 5 "
18 8
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 232/245
B İ BL İ YOGRAFYA*
Ahmed ed-Direbi el-Ganimi, Kitâb Gayeti'l-Makst ı d, Bûlâk 1297 .
A skalani, bak İ bn Hacer.
Barges, S., Tlem çen.
Belazuri (ö.27 9 /8 92 ), Futühu'l-Buldân, De Geoje ne ş ri, Leiden 18 63-66 .
Beydavi Kad ı , Envâru't-Tenzil, Com m entarius C oranum, ed. Fleisher,Leipzig 1846-48.
Birgivi , Imam (6 .98 1 /157 3), el-Vesile el-Ahmediyye fi ş erh Tadkati'l-
Muhammediyye (M acar M ill i M üzesi yazmalar ı Orientt.Nr. XVI).
Birm avi, Burhaned-din, Ehu'l-K as ı m el-Gazzi'nin ş erhu'l-Gayesine yaz-d ı ğ ı Ha ş iye, Mak 1287.
Buhari, Sahtih, ed. Krehl,
C aluz, Am r b. Bahr, Kitabu'l-Hayevân (Viyana Kütüphanesi yazmalar ı ,Warner Nr. 532).
Chardin, Voyages en Perse, ed. Langles, Paris 1811.
C urcâni, el-ici, Mevaktf, Th. Soerensen ne ş ri, leipzig 18 48 .
C uveyni, im am ul-Harameyn, Varakât (Ibnu'l-Firkah' ı n ş erhini ihtiva
eden n üsha: Gotha k raliyet kütüphanesi yazmaları
Nr. 922).Demiri, Hayâtu'l-Hayevân, Billak 128 4 .
Dugat, Histoire des philosophes et des theologiens musulmans, Paris 187 8.
Dozy, Essai sur l'histoire de l'islamisme trad. V.Chauvin, Paris 187 9.
Ebul-Fida, el-Muhtasa ıhbari'l-Be ş er, Annales Muslemici, ed.Reiske, 1754 .
Eb ul-Ferac el-Isbaha ni, Kitâbu'l-E ğâni, B ıllak 1285.
*Bu eserin Almanca asl ı nda bibliyografya yoktur. I. Goldziher'in bu eserde kullan-
d ı ğ ı kaynaklar ı tan yabilmek bakı m ı ndan böyle bir tesbitin luzumu kar ş ı s ı nda, mümkün
olduğu kadar tam bir liste haz ı rlanmaya çal ı şaku ş t ı r. C. TUNÇ
18 9
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 233/245
Ebul-M ehâsin Tagribirdi, en-Nuctimu'z-Ze ı hire, Annales, ed. Juynboll,Brill 1852-61.
Ebun-M ehilsin Tagribirdi, el-Menhalu)s-Safi, (Viyana Kraliyet kütüp-hanesi yazmalar ı , M ixt-Nr-329 ) .
Elm's-Su'f d, Tefsirenarh bask ı s ı nda).
Ezraki (ö.219 /83 4), Ahbaru M ekke (Chroniken der Stadt M ekka), Leip-zig 185 5).
Fahreddinefâtihu'l-Gayb (et-Tefsiru)l-K ebir), Biilak 128 9.
über die Classen de ı hanefitischen Rechtsgelehrten, (Abhandlungen
der Phil.histor. Classe der kg1. saechs. Gesellschaft der W .W.1861.
ihytt'u
Gmelin, Fr., Nachrichten von dem Zustande der Gelehrsamkeit zu Aleppo,
Göttingen 1798 .
Goldziher, Ignaz, Beitraege zur Geschichte der Sprach gelehrsamkeit bei
den Arabern Nr.III.
Goldziher, Ignaz, Culte des Saints chez les Musulmans,
Goldziher, Ignaz, Aus einem Brief des Herrn Dr. Goldziher an Prof.
Fleischer (ZDM G, 31,1877 ).
Goldziher, Ignaz, Beitraege zur L iteraturgeschichte der Ş t'a und der sun-
nitischen Polemik (SKAW, 78, 1874).
Graetz, Monatsschrift 1880.
H ac ı Halife, Ke ş fu'z-Zunün,
Hasan el-)İ
tivi (6.1303 /1886 ), en-Nefehâtu,'Ş - Ş âziliyye ft ş erhi'l-Burde
el- Btisiriyye,
Ilariri, Makam& (de Sacy'nin 2. Baskı s ı ),
H ase, K ., Handbuch der prot6stantischen Polemik (1. Ba sk ı ).
Houtsma, De strijd over het dOgm a,
Höst, Nachrichten von Marökos und Fes, Kopenhagen 17 81.
Hurgronje, Snouck, Het Mekkaanische Fest, Leiden 1880 .
Hurgronje, Snouck, Nieuwe Bijdraden tat dekennis von den Islâtrı
Bijdr.tot de Taal-, Land—en Volkenkunde V. Ned. Indie 4e Volgr. VI.Deel 188 3) .
19 0
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 234/245
Husri, Zehru'l- Ada, ( el-'lkdu'l- Ferid'in Bûlâk 1293 tarihli 3 ciltlikbask ı s ı nuı kenarı nda).
İ bn 'Abdi R abbih (ö.328 /939) , Kitâbu'l-qkdi'l-Ferid, Bûlâk 1293.İ bn Batf ta , Voyages, Paris 1854.
Kâmil, Tornberg ne ş ri, Brill 1862-76.
Ibn Dihye (ö.633 /1235), Tenbihu'l-Besdir fi Esmâ'i Ummi'l-Kebâ'ir,
İ bn Faris, Fı khu'l-Luga,
Ibn Hacer, Askalâni, Isâbe, ed. Calcutta, 1853.
Ibn Hacer, Askalani, ed-Dureru'l-Kâmine, (Kahire 1966).
İ bn H aldfm, Mukaddime, ed-Bûlâk.
İ bn Hallikan, Vafeyât, ed. Wüstenfeld, Göttingen 1835-43.
İ bn Hazm, 'Ali b.Ahmed, Kitâbu'l-Milel ve'n-Nihal (Leg. Warner
Leiden yazmaları Nr. 480).
İ bn Hazm, 'Ali b.Ahmed, Ibtedu'l-Ktyâs ve'r-Re'y
(Gotha Kraliyet Kütüphanesi Yazmalar ı Nr. 640).
Ibn Hiş am (6.218 /833), es-Siretu'n-Nebeviyye, ed. Wüstenfeld, Göttin-
gen 1858-1860.Ibn Kuteybe (ö.276 /889), Kitâbu'l-Ma'ârif, Wüstenfeld ne ş ri, Göttin-
gen 1850.
İ bn Kuteybe, Kitâbu'l-Mesâ'il ve'l-Ecvibe fi'l-Hadis ve'l-Lugat, Kahire1349 (Gotha Kraliyet Kütüphanesi Arabca Yazma Nr. 636).
'bn Kutlubûğâ, (ö.879 /1474), T eteu't- T erâcim , ed. Flügel, Leipzig 1862.
İ bn Mulakkin, el-' İ kdu'l-Muzehheb fi Tabakât ı hameleti'l-Mezheb (LeidenÜniversite Kütüphanesi Yazmalar ı , Leg. Warner Nr. 532).
ilı nu'n-Nedim, Fihı ist, ed. Flügel, Leipzig 1872.
Lim S a'd, Tabakât, Leiden 1904-12.
Ibn Sikk it, Kitâbu'l-Elfâz (Leiden Yazm alar ı Warner Nr. 597).
İ bn Tey ı nkvye, Er-Reddu'l-Vâfir, (Berlin Kraliyet Kütüphanesi Yaz-
malar ı , Wetzstein I. nr. 157).
İ bn Y a'i ş b. 'Ali (ö.64 3 /124 5), ed-Dureru'l-Manzâme bi'l-Beyân fi Takvi-
mi'l-Lisân, (Zemah ş errnin "el-Mufassal" ı n ı n ş erhi) G. Jahn ne ş ri,Leipzig 1882-86.
Kastalâni, irsâdu's-Sâri li ş erhi Sahihi'l-Buhâri, Bûlâk 1285.Krehl, Ludolf, ZDMG.
19 1
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 235/245
Kremer, A. von, Geschichte des herschenden Ideen des Islams, Leipzig1868 .
Krem er, A. von, C ulturgeschichte des Orients unter den Chalifen I, Vienna1875.
K u ş eyri, Risâle, (Budape ş te Üniversitesi Kütüphanesi Yazmalar ı ,Nr. II).
Landberg, Proverbes et dictons du peuple arabe,
Makkari, Nefhu't-Tib, Leyde B rill 18 55 -61.
Makriz Hitat, Kahire 1270 .
Marrakoş
!, 'Abd u'l-Vahid b.'Ali, (ö.647 /1249 ) Kitâbu'l-Mu'cib fi TelhisAhbârl'l-Ma ğ rib (The History Gf the Almohades ed. Dozy, Leyde1845 ) Kahire 1949.
el-Ahkâmu 3 s-Sultâniyye, ed Enger (Constitutiones Politicae)Bonn 1853.
M ehren A.F., Expos de la Mforme de l'Islamisme, Leiden 1879 .
Murâcu'z-Zeheb, Paris 1871-76.
Meydâni, Emsâlu'PArab, Bûlâk 128 4 /186 7) .
M ouradgea d'Ohsson, Tableau On&al de l'empire Othoman, 1-3, Paris,1787-1820 .
Muberred, Kamil, Bûlâk.
Mukaddesi, Descriptio imperii moslemici, ed. de Goeje, Leiden 1877(Ahsenu)t-7'akâsim fi
Muslim, Sahil , ed. du Caire 128 7.
M iiller, M .J., Beitraege zu r G eschichte der westlichen A raber,
Nachtigal, G., Sahârâ und Sildân, Berlin 187 9, 82 .Nevevi, Tehzibu'l-Esmâ', ed. Wiistenfeld, 1842.
Nevevi, Ş erhu Muslim, (I—V) Kahire 1284 /1867).
Nöldeke, Th., Geschichte des Kerans, Göttingen 1860 .
Pertsch, W ilhelm, Die Arabischen Handschriften der herzogl, Bibliothek
zu Gotha.
Quatremere, Histoire des Sultan Mamlouks de l'Egypte, Paris 183 7.
Quatremere, M'dmoires georgr. et historiques de l'Egypte,
Querry, Droit Musulman,
19 2
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 236/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 237/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 238/245
KUR'AN AYETLERİ NDEKS İ
(Tercemedeki sahifelere göre)
1. Bakara :
Ayet No : Sayfa No : Ayet No :
Sayfa No :
61 : 61 121
3
11 7 : 1 27 7. 'Al-U183-184 : 64
180 :22232 : 6125 5 : 103 8. Enna
46 :8282 : 60283 39 11. Hf d
3. Ali imifin 118-119 : 82
12. Yilsuf47 : 127
103 : 78
161 : 109
40 : 61
14. Nahl
43 : 7717. isra
36 : 87'de not:36
18. Kehf109 : 116
20 . Taha
4. Nisâ
3 : 6259 : 76,165
83 : 76,127101 : 40
115 : 75
5. Mide 18 : 122
21 . Enbiyâ
69 : 61
23. Mu' ı ninfn
3 : 606 : 41
64 : 160
6. En'am08 : 116
38 : 77
8 Kasas
116 : 78
3 : 84
195
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 239/245
31. Lokman3. Necm
26 : 116
3 : 119
36. Yasin
4. Kamer39 : 1209 : 10170 : 126
42 . Ş iiri6. Yakut
10 : 789 : 43
11 : 160
8. Mucadele47. Muhammed
: 4429 : 133
9. Haş
r48. Feth
: 7610 : 160
50. KM2. Cum)a
3016.1330 : 61
52. Tar12. İ hlas
16 : 61
-5 : 160
196
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 240/245
Ş AHIS İ S İ MLE
(Tercemedeki
- A -
Abdullah b.Ali Varidi: 93Abdullah Debilsi, Ebu Zeyd: 33:
not.63
Abdulbh b.Ömer: 66: not.49, 108
Abdu'l-Melik b.Abdu'l-Aziz Tam-
mâr, Ebu Nasr'- 112: not.71
Abdu'l-Vahhâb b.Nasr, Baidadi: 81
Abdu'l-Vahid, Marrakı
lsi: 97Ahmed b-Hanbel: 4, 5, 18. not: 1,21, 50, 59, 63, 64, 72, 74, 98,
111, 112, 115, 132
Ahmed b. Muhammed İ bnu'l-Bur-
han Ş ehabeddin Ebû Ha ş im:
155
Ahmed b.Sâbir Ebû Ca'fer Kaysi:154
Ahmed b.Sehl: 17, 23Ahmed b.Sinan Kattân: 18: not.2Ahtal: 109
Ali (Halife): 66, 82, 90, 109, 151
Ali el-Havvâs: 62: not.19
Amr b.Kays Mulâ'i: 15,Amr b.Marz ılk: 24
Aristo: 126, 152
Azraki: 66
- B -
Baki b.Mahled el-Kurtubi: 97
Beydavi: 44, 46, 52, 61Buhari: 26, 39, 86, 87, 88, 89, 138
- C -
Ca'fer b.Muhammed Sad ı k:13, 14Ca'fer b.Mûsa Hadi: 74CL h ı z: 84, 85, 107
Cehm b.Safvan Semerkandi: 106
Chardin: 51
Rİ NDEKS İ
Sahifelere Göre)
Curcâni: 19: not. 7, 57Cuveyni (İ mamul-Harameyn): 30.
33: not. 63, 34, 61, 93, 120
- D
Dahhâk (Basri): 39
Dâmegani, Ebû Abdullah: 81
Dav ıld b.Ali Zahiri• 4, 5, 21, 22,
24*, 25, 26• 27, 28, 30, 31, 32,
34, 35, 38, 39, 40, 43, 47, 49,59, 64, 66, 92, 93, 94, 95, 96,100, 102, 111, 112, 113, 137,
163.
Demiri: 13, 65, 134, 139
Dugat: 79
Ebu'l-Abbas Ahmed Email: 149Ebu'l-Abbas İ bn Sureyc: 28, 94
Ebu'l-Abbas Sa'lebi: 27
Ebû Abdullah Ra'i: 81
Ebû Amr Osman: 143 .
Ebû Bekr (Halife): 8,66,71
Ebû Bekr Âcurri: 20
Ebû Bekr b.Ayyâs: 3
Ebû Bekr b.Gadd: 139
Ebû Bekr Muhammed b. Haydara:136
Ebû Bekr İ bn Seyyid en-Nas: 149
Ebû Bekr, Razi (Cessâs): 33: not.
63, 99: not.36Ebû Bekre: 72
Ebû Davûd: 7, 139Ebill-Fadl Muhammed el-Fihri:
149
Ebû'l-Feyyt d, Basri: 73
Ebû'l-Ficla: 23, 38, 92
197
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 241/245
Ebû Hanife:4, 5, 11, 12, 13, 14, 15,
16, 18, 21, 22, 23, 24, 27,
31, 32: not. 63, 47, 53, 59, 64,
66, 74 , 96, 97, 99, 100, 106,117, 148, 158, 159, 165
Ebû Hureyre: 65, 66, 124Ebû Huzeyl el-Allâf: 85, 119
Ebu' İ shak İ brahim Senhûri: 142Ebu'l-Kas ı m, Dariki: 24,
Ebu'l-Mehasin, Tagr ı berdi: 93, 156,
157, 158, 163
Ebû Mûsâİsa 13.Aban b.Sadaka: 31
Ebû Mu69 Belhi: 66
Elyû. Sevr el-Kelbi Ba ğdadi: 16,21, 23, 24
Ebû Süleyman b.Ali b.Halef: 24Ebu'l-Velid, Bad: 135, 136
Ebû Yûsuf Ya'kûb: 31, 138, 139,158
Ebû Zerr: 133Ebû Zeyd: 133
Enes b.Mâlik: 66, 70, 71
Esiruddin Ebû Hayyân: 149, 150,152, 153, 154
E ş 'ari: 103, 106, 110, 113, 114, 116,
160
Evzâ'i: 28, 158
- F -
Fahreddin, Razi: 23: Not.22, 40,43, 46, 52, 77, 165
Flügel: 5: not.13, 32: not.63, 165Freytag: 1, 57
- G -
Gazzali: 10: not,13, 144, 145, 146,
147, 151
Gemelin, John Fr.: 5: not.13
- H -
Haccac: 135
Hafs b. Abdullah Nisabûri: 7
Hafs b. Giyas: 15
Halid b. Velid: 68
Hammâd b. Ebû Süleyman: 12, 14
Hâris Muhasibi: 112: not: 69Harunu'r-Re ş id: 66, 79
Hattabi: 80, 84
Hasan Za'ferâni: 21
Hautsma: 2, 111Hi ş am b. el-Mukire: 45: not. 31
Humeydi, Ebû Abdullah b. Muh..
ammed: 137Hurgronje, C.Snouck: 30: not. 58Huseyn b.Ali Kerabisi: 24Huseyn b. el-Kasl ı /L Ebû Ali Tabe-
ri: 33: not. 63.
Huseyn b. Muhammed Kurtubi:150
. İ -
İ
bn 'Abbas: 58, 63, 68, 79, 80İ bn 'Abdu'l-Berr Ebû Ömer Yûsuf
Nemeri: 124, 136, 137
İ bn Abdi Rabbih: 84
İ bn Arabi (Mulyiddin): 139, 140,
147, 148, 151.
İ bn Asakir: 5, 51, 114
İ bn Batûta: 150
ibnu'l-Cevzi: 134
İ bn Dihye (Ebu'l-Hattab v e Ebû.Amr): 139, 140, 142
Ibnul-Esir: 92, 138İ bn. Faris: 107
İ bn Fûrek: 134
İ bn Hacer: 29: not. 53, 133, 149,
153, 154
İ bn Haldûn: 5, 27, 28, 70, 154, 155
İ bn Haz ı m: 7: not-4, 8: not-5, 10,22: not-19, 28, 29: not-53, 32,
44, 48, 49, 50-53, 71, 74, 76,
198
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 242/245
77, 83, 90, 91, 96: not-27, 97-
100, 101-107, 109, 110, 112,113, 114-121, 123-130, 132,
133-138, 147, 148, 149, 155,158, 160, 162
İ bn Kuteybe: 4, 61İ bn Leld'a: 19: not-3, 159Ibnu'l-Muğallis: 93İ bn Malik: 150İ bn Mes' ıld: 8İ bn Meymûn: 55: not-66Ibnu'l-Munzir: 33: not-63
tbnu'n-Nedim: 93, 95İ bn Receb: 152
Ibnu'r-Rûmiyye, Ebu'l-'Abbas Ah-
med b. Muhammed el-Umevi:1 48
İ bn Şubrume: 13İ bn Teymiye: 150-154İ bn Tumert: 139İ bn Uyeyne: 12
Ibrahim Muzeni: 26Isfera)ini, Ebû Hâmid: 81
İ shak b. İ brahim Mevsili: 84.İ shak b. Râhveyh: 4, 21, 24, 25, 59
- K -
Ka'nebi: 24Kasimirski: 45Kastalâni: 133
Katâde: 14Krehl: 72, 87: not-35.Kremer, V.: 2, 3, 5, 99Kudûri: 54Kuş eyri: 144
L
Lane: 5: not. 13
Malik b.Enes: 4, 5, 18, 28, 30, 36,40, 47, 59, 74, 79, 96, 97, 99,100, 111, 112, 139, 158, 165
Malik E ş 'ari: 30: not-56Maraccius: 45
Masrilk: 16
Maverdi: 32Mehamill, Ebû Abdullah; 24, 81, 95
Mekkari: 137, 147, 148Me'mûn (Halife): 85, 112: not-71Mu'az b.Cebel: 8, 9, 29, 91, 100Mucâhid (Mekkeli): 39Muhammed b. Abdurrahman (E-
mir): 98Muhammed b.Abdurrahman Se-
merkandi, Sincari: 32
Muhammed b.Davild: 93Muhammed b.ilafif Dabbi: 94, 95Muhammed b.el-Hasan: 23Muhammed b. Ebi Leyla: 32: not.63
Muhammed bibrahim b.Abdi: 25
Muhammed b.Kesir: 24Muhammed b. Kirâm, Sicistâni:
1 0 6Muhammed el-Mensûri (Katil): 96
Muhammed b. el-Muhib: 153Muhammed b.Nasr: 18: not-1Muhammed Tûsi: 81: not-17
Muhammed b. Zeyd Vasiti: 27Muhammed b. Zübeyde: 74Mukaddesi: 4, 95, 96, 97Munzir b. Ziyad Bullûti: 96, 97Musedded b. Muserhed: 24
Muslim: 86, 87, 139Mütevekkil (Halife): 142
- M -N -
Makrizi: 83, 110, 155, 156,157, 158, Nafi: 97159, 160-163
a ş i: 27
1 99
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 243/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 244/245
8/3/2019 ZAHIRILER-Goldziher
http://slidepdf.com/reader/full/zahiriler-goldziher 245/245